Rezan KARAKAŞ - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Rezan KARAKAŞ
DergiPark (Istanbul University), Jun 22, 2016
an nanı ve Uygulamalar The Practises and Beliefs about "Forty-Removal" and "Forties" Concept in D... more an nanı ve Uygulamalar The Practises and Beliefs about "Forty-Removal" and "Forties" Concept in Diyarbakir Rezan KARAKA ÖZET Bu makalede, Diyarbakır yöresindeki "kırklı" kavramı ve "kırk çıkarma" etrafında olu an inanı ve uygulamalar de erlendirilecektir. Çalı mamız özellikle Diyarbakır merkez, Ergani, Çermik ve Çüngü ilçelerindeki inanı ve uygulamalar etrafında ekillenecektir. Yaptı ımız ara tırma ve gözlemler sonucunda Diyarbakır'da "kırklı" kavramıyla ilgili olarak "kırklı, nevse/nefse, lo usa, kırk çıkarma, kırkını dökmek, kırk karı ması, kırk basması, kırkı kalmak" gibi tabirlerin ya adı ı, al karısından ise ço unlukla isim verilmeden bahsedildi i tespit edilmi tir. Yörede do umdan sonraki kırk gün tamamlandıktan sonra "kırk çıkarma" i lemi yapılır. Bu pratikle ilgili olarak "dokuz kırkın" ve "yarı kırkın çıkarılması" uygulamasının sadece Çüngü yöresinde, "lo usanın 7. gecesinin beklenmesi" ritüelinin ise Diyarbakır merkez ve Ergani'de gerçekle tirildi i görülmektedir. Günümüz Diyarbakır toplumunda a a ıda belirtece imiz gelenek ve inanı ların bir kısmı ya amaya devam ederken bazıları ise geçerlili ini yitirmi tir. • ANAHTAR KEL MELER Do um, kırklı kavramı, kırk çıkarma, al karısı, Diyarbakır.
Şarkiyat : ilmi araştırmalar dergisi, Jun 1, 2023
Bireyin kutsal mekân yolculuğunu “hastalık, iyileşme, dönüş” üçlüsü ile ifade etmek mümkündür. Bu... more Bireyin kutsal mekân yolculuğunu “hastalık, iyileşme, dönüş” üçlüsü ile ifade etmek mümkündür. Bu üç aşama kendi bünyesinde bazı olağanüstü olay ve ritüelleri barındırır. Kutsal mekânlarda yer alan ve her biri karizmatik bir şahsiyetin yaşam öyküsünden beslenen kuyular, bu bağlamda dikkat çekici bir görüntü çizer. Sıradan bireyin bu özel mekânlara yönelmesindeki neden, hayatın zorlu imtihanlarına karşı güçlü olabilme, ayakta kalabilme arzusundan başka bir şey değildir. Diğer kutsal mekânlar gibi “kuyu” da bireyin “arzu edilen ben”e ulaşma çabasında bir sıçrama/atlama tahtası işlevi görür. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kutsal mekân perspektifinde yer alan kuyular, karizmatik dinî şahsiyetlere yönelik anlatı ve inanışlardan beslenen yönleriyle ön plana çıkar. Çocuk isteğinin gerçekleşmesi, doğumu kolaylaştırma, anne sütünü arttırma, felç ve kaşıntı tedavisi, zihin açma vb. niyetlerle kuyulara başvurulur. Yörede Sünni, Alevi ve Süryani toplulukların “kutsal mekân ve kuyu” odaklı ziyaretlerinin benzer amaç ve ritüeller ekseninde gerçekleştiği görülür. Cami, türbe, kilise gibi kutsal sayılan mekânlarda yer alan; peygamber, aziz, veli, şeyh, eren gibi dinî şahısların mucizevi hayat hikâyelerine telmihte bulunan kuyuların suyundan içilerek veya suyuyla banyo yapılarak yararlanılır. Kuyularda aynı zamanda mum yakma, taşları üst üste dizme, adak nesnesi bırakma vb. ritüellere de rastlanır. Kutsal mekânla ilişkili olarak gerçekleştirilen kuyu ziyaretleriyle “ilk örnek olay” tekrarlanır ve şifaya ulaşmak temenni edilir.
Çocuk, edebiyat ve dil eğitimi dergisi, May 15, 2023
The Little Prince book is a book that is read and interested by many people from children to adul... more The Little Prince book is a book that is read and interested by many people from children to adults. It is currently recommended by teachers and taught to students in schools. Exploring and examining the reflections of this globally influential resource in Turkey constitutes the starting point of this research. In this context, the aim of the research is to examine the book The Little Prince in line with the opinions of different age groups. This research was designed according to the case study, one of the qualitative research methods. The study group of the research consists of 18 students in total, six students from secondary school, high school and university level in Siirt. Research data were collected with a semistructured interview form prepared by the researchers. The obtained data were analyzed with content analysis technique in Maxqda qualitative analysis program. Findings of the research; consists of the opinions of secondary school, high school and university students about the book The Little Prince and the comparison of the opinions of the students in all three groups. In the context of research findings; It has been concluded that The Little Prince book addresses all levels, is appropriate in terms of teaching values, and reflects both adults from the perspective of children and children from the perspective of adults in terms of content.
Idil Sanat ve Dil Dergisi, 2018
Çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü dergisi, Mar 1, 2012
Dede Korkut hikâyeleri Oguzlarin dusmanlariyla ve kendi aralarinda yaptiklari mucadeleleri anlati... more Dede Korkut hikâyeleri Oguzlarin dusmanlariyla ve kendi aralarinda yaptiklari mucadeleleri anlatir Bu mucadelelerde 15 16 yaslarindaki bey ogullarinin onemli islevleri vardir Dede Korkut hikâyelerinde adi gecen Oguz beylerinin genellikle tek ogullari vardir 12 Dede Korkut hikâyesinin neredeyse tamaminda Oguz beylerinin ilk genclik yillarina adim atmis bu tek ogullarinin farkli bir macerasina tanik oluruz Ogullar 15 16 yaslarina geldiklerinde onlardan kahramanlik yapmalari beklenir Bu kahramanlik bircok hikâyede tutsaklik motifi cercevesinde ortaya cikar Ogul babayi ya da buyuk erkek kardesi tutsakliktan kurtarir babanin tutsak olmasini engeller ya da kendisi tutsak iken annesinin namusuna zarar gelmemesi icin olumu goze alir Hikâyelerde ogulun kahramanlik gosterdigi farkli durumlar da vardir: Ad alirken sevdigi kizla evlenmek isterken intikam alirken vb Bu calismada Oguz beylerinin tek ogullarinin hikâyedeki nitelikleri ve islevleri ayrintili bir sekilde degerlendirilmistir Anahtar Kelimeler: Dede Korkut Hikâyeleri tek ogul kahramanlik tutsaklik
Akademik sosyal araştırmalar dergisi, Jun 30, 2022
Öz Çocuk edebiyatı, çocuğun dünyası ile sınırlı kalmayan, çocuğa kendisiyle dünyasını tanıma ve a... more Öz Çocuk edebiyatı, çocuğun dünyası ile sınırlı kalmayan, çocuğa kendisiyle dünyasını tanıma ve anlamlandırma imkânı veren okuma kültürünün temel basamağıdır. Çocuk edebiyatı özgün ve nitelikli eserlerle amacına hizmet eder. Eğlendirme, hoş vakit geçirme ve öğretme amacını taşımakla beraber çocuğun dilsel, kişisel, bilişsel ve sosyal gelişimini destekleme amacını taşır. Ana merkezde çocuk unsurunu barındırması bu alanda masal türünü ön plana çıkarmaktadır. Bu çalışmanın amacı Yavuz Bahadıroğlu'nun "40 Geceye 40 Masal" adlı kitabının çocuk edebiyatı ürünlerinde bulunması gereken tasarım ve içerik özelliklerine uygun olup olmadığını ortaya koymaktır. Çalışmada nitel araştırma yönteminin veri toplama tekniklerinden olan doküman incelemesi tekniği kullanılmıştır. Çalışma materyali yazarın "40 Geceye 40 Masal" adlı kitabında yer alan kırk adet masaldan oluşmaktadır. Araştırmada Yavuz Bahadıroğlu'nun çocuk okurlara yönelik yazdığı ve Millî Eğitim Bakanlığınca tavsiye edilen masalların da yer aldığı "40 Geceye 40 Masal" adlı eseri çocuk edebiyatının temel ilkeleri açısından incelenmiştir. Masallar, tasarım ve içerik özellikleri olmak üzere iki başlık altında çözümlenmiştir. Kitap, tasarım özellikleri açısından kapak-cilt, sayfa düzeni, punto, kâğıt, boyut ve resimler; içerik özellikleri açısından ise konu-kurgu, izlek-tema, ileti, dil ve anlatım, eğitsel ve yazınsal özellikler, karakter-kahraman özellikleri ve çevre özellikleri başlıkları altında incelenmiştir. Çalışmada çocuk edebiyatı ürünlerinde bulunması gereken temel ilkelerden hareketle incelemeler temellendirilmiştir. İncelenen masalların çocuk okurlara okuma alışkanlığı kazandırabilecek, edebî ve estetik zevk verecek nitelikte olduğu ayrıca ders kitaplarında okuma metinleri olarak yer verilebilecek uygunlukta olduğu sonucuna varılmıştır.
DergiPark (Istanbul University), Apr 1, 2013
50 yaratılışını sembolleyen bir motif olarak da ilkellerin sanatında çok sık yer aldığını söyler ... more 50 yaratılışını sembolleyen bir motif olarak da ilkellerin sanatında çok sık yer aldığını söyler (Örnek 1971: 97). "Sümerlerden Hititlere, Anadolu'dan Kafkasya'ya kadar uzanan geniş bir zaman ve alanda İlluyanka (İlluviyanka da denir) adlı dev bir yılanın çeşitli öyküleri anlatılmıştır. Bu yılan kimi yerde tanrılarla, kimi yerde de kartallarla savaşmıştır. Antik çağın Orfik dininde evrenin oluşması, Kybele'yle Oriyon adlı yılanların sevişme sarsıntılarıyla açıklanır. Attikalıların ilk kralları Kekrops, ikinci kralları Erekhteus birer yılandır. Sümerlerin yaratılış efsanelerinde gökyüzü ve yeryüzü tanrılarını yaratan Lakmu'la Lakamu, erkek ve dişi birer yılandır. Mısır efsanelerinde gökyüzünde yaşayan yılan Apofi, her gün güneşi doğudan batıya taşıyan tanrı Ra'nın peşinde dolaşır, bir gün onu sokup öldürür. İskandinav tanrısı Votan, ikide bir yılan kılığına girer. Slav efsanelerinin ünlü kahramanı Vseslaviç, bir yılanın oğludur (Hançerlioğlu 2010: 561). Anadolu, İran, Hindistan ve Mezopotamya'yı kapsayan çok geniş bir coğrafyada inanılan Mithra adlı tanrı, aslan başlı bir yılan olup ateşi simgelemektedir. Mitra dininde yılan; hayat bitkisini, hayat ağacını ve iyilik yapıp hastaları iyileştirmesini bilen ilahı simgelemektedir (Armutak 2004: 2). Tıp Tanrısı Aesculap, elinde tuttuğu ve üzerine yılan sarılı bir asa ile betimlenir. Bu tabloda yılan; hayatın gücünü, insanları besleyip iyileştiren, bitki ve ağaçları yetiştiren toprağı, yeraltını ve yeryüzünü ve sık sık deri değiştirmesi nedeniyle gençliği, dinçliği ve yaşama gücünü simgeler. Bu nedenlerden ötürü bir süre sonra yılan, hekimliklerin sembolü haline gelir (Armutak 2004: 3).
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, Mar 1, 2012
Bu calismada, masalin Cahit Sitki’nin eserlerindeki yeri incelenmistir. Bu amacla eserlerdeki mas... more Bu calismada, masalin Cahit Sitki’nin eserlerindeki yeri incelenmistir. Bu amacla eserlerdeki masal unsurlarinin kullanim sikligi ve islevleri tespit edilmistir. Masalin Cahit Sitki’nin edebi anlayisinin sekillenmesinden, siir ya da hikâyelerinin konu secimine kadar bircok acidan onu etkiledigi gorulmustur. Şair, sanatini olustururken cocukluk hatiralarinin kendisine sundugu masal izleklerinden yararlanmistir. O, “Abbas” adli hikâye ve siirinin konusunu, cocuklugunda dinledigi bir masaldan ilham almistir. “Kirkinci Oda” siirini, ayni adli bir masaldan yararlanarak kurgulamis; “kirkinci oda” motifiyle siirinin ana eksenini olusturmustur. Şiirleri, hikâyeleri ve mektuplariyla “kendi beni”ni anlatan sanatkâr, cocukken dinledigi masallara ve bu masallarin motiflerine yaslanarak adeta kendi masalini yazmistir. “Sihirli seccade”, “kirkinci oda”, “uvey anne”, “dev”, “cuce”, “kirk harami” gibi masal motiflerini, eserlerinde bir harc malzemesi olarak kullanmis ve zengin cagrisimli imajlar olusturmustur. Kisacasi, sanatcinin cocukluk hatiralarini susleyen masallar, onun eserlerinin, ozellikle de siirlerinin yapi tasi olmustur. Hayatin geciciligini aci bir sekilde duyumsayan, ancak bu durumu icine sindiremeyen sanatci, masalsi bir dunyaya siginma gayretini eserlerinde siklikla terennum etmistir.
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, Jul 21, 2014
In the region of Siirt, beliefs about pious foundations (Vakif) are noteworthy from a folkloric p... more In the region of Siirt, beliefs about pious foundations (Vakif) are noteworthy from a folkloric perspective. Those beliefs are based on the perception that buildings for housing or commercial purposes constructed in the lands of Vakifs in which mosques, schools and madrasahs were supposed to be built will bring bad luck to those who live in. Therefore, the locals do not purchase or rent any housing or commercial units that were built in those lands. There are many locals who claim that they are having headshakes, feeling scared and uneasy and complain about the lack of blessing in their houses. Even some residents, who are not actually from Siirt but live there for a long time, are also under the influence of this belief. The locals also are having hard time and confusion when they want to purchase, rent or rent out their houses or commercial units due to that rumors circulating among the Siirtans that those houses or commercial units are built in the lands of Vakifs. Those who live in those buildings constructed in the Vakif lands are recommended donating some * This paper was presented “The Folklore Society Annual General Meeting 2013 & Conference “Urban Folklore” held on 19-21 April 2013 in Cardiff/England. ** Assistant Professor, Siirt University, Education Faculty, Turkish Department, Siirt/Turkey rezankarakas@hotmail.com money as Sadaqah. Today, the people of Siirt including the new generation are still under the affect of the beliefs about Vakifs.
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, Dec 15, 2019
Türkçenin yabancılara öğretiminde, yaşamın tüm alanlarını etkileyen İnternet ve bilgisayar teknol... more Türkçenin yabancılara öğretiminde, yaşamın tüm alanlarını etkileyen İnternet ve bilgisayar teknolojisinin olanaklarından faydalanmak gerekir. Bu kapsamda Türkçenin yabancılara öğretiminde kullanılacak teknolojik materyallerden biri de podcastlerdir. Podcastler, mobil cihazlara dağıtımı kolayca sağlanabilen ve öğretimde kullanılabilen ses kayıtlarıdır. Dil öğretiminde podcastler kullanılarak daha etkili ve hızlı sonuçlar alınabilir. Türkçe öğretiminde kullanılacak podcastlerin sahip olması gereken özellikleri ortaya koymaya çalışan bu araştırmada veriler, betimsel tarama yöntemiyle elde edilmiştir. İnternet ortamında yapılan araştırma, "Türkçe öğretimi podcast", "yabancılara Türkçe öğretimi podcast", "learn Turkish podcast" ifadeleriyle sınırlandırılmış ve bu alanda yapılan çalışmalardan yararlanılmıştır. Ayrıca İngilizce öğretimi için hazırlanmış İnternet ortamındaki podcastlerden "British Council" ve "ello.org" sitelerindeki podcastler incelenmiştir. Podcastler içerik, kültür aktarımı, farklı etkinlikleri barındırma ve oyunla öğretim vb. açılarından ele alınarak hazırlanacak Türkçe podcastlerin sahip olması gereken nitelikler belirlenmeye çalışılmıştır. Yabancılara Türkçe öğretiminde kullanılmak üzere hazırlanacak yapılandırılmış bir podcast; dilin doğal gelişimini yansıtan diyaloglardan ve öğrenci seviyelerine göre planlanan senaryolardan oluşmalı, sunucular aracılığıyla aktarılmalı, öğretilen dilin kültürel zenginliklerini kapsayacak şekilde düzenlenmeli, masal ve efsanenin merak uyandırıcı etkisinden yararlanmalı; fıkra, bilmece ve oyunlar aracılığıyla eğlenceli hâle getirilmeli, alanında yetkin kişiler tarafından oluşturulmalı, dinleme sonrasında kelime, gramer ve
Turkish studies, 2012
Maddi ve manevi kirlerden temizleyen, arındıran su, mitik devirlerde olduğu gibi günümüz Siirt to... more Maddi ve manevi kirlerden temizleyen, arındıran su, mitik devirlerde olduğu gibi günümüz Siirt toplumunda da halkın muhtelif ihtiyaçlarının tedarik edilmesinde, şifa, bereket, çocuk sahibi olma gibi birçok amaçla kullanılmaktadır. Yörede kutsal bilinen suların büyük bir kısmı yatır veya türbe yakınlarında yer almakta; bir şeyhe yahut din büyüğüne yönelik anlatılarla kutsiyet kazanmaktadır. "Yeşil su" adı verilen şifalı suyla ilgili anlatı, bir din âlimi olan İsmail Fakirullah'ın dinî kişiliği etrafında şekillenirken, Şeyh Arap Ziyareti'nde yararlanılan su ise "şeyh"lik mertebesindeki bir zatla anılmaktadır. "Tuzlu su" anlatısında ise suya kutsallık kazandıran bir kadın evliyadan bahsedilmektedir. Şeyhü'l Hazin, Şeyh Halef, Şeyhü's Sibre, Şeyhü'l Horani, Şeyh Cerrah, Şeyh Termo ve Şeyh Münkedir türbelerindeki kuyuların suları, gerek içilerek gerekse banyo yapılarak, çeşitli hastalıkların tedavi edilmesinde kullanılmaktadır. Türbe veya camide bulunan kuyu suyu ile yıkanma ritüeli, ilk kozmik eylemin tekrarından başka bir şey değildir. Bu sularla banyo yapmak veya o sulara temas etmek, onları içmek insanoğlunun suyla buluşmasını sağlayacak ve insanoğlu adeta yeniden doğacak veya doğuracaktır. Siirt halk kültüründe tespit ettiğimiz "su"ya dayalı ritüeller, İslamî bir kisveye bürünmüş ve eren kültüyle birleşerek işlevselliğini sürdürmüştür. Birçok mitolojik sistemde evrenin yaratılışında başrolü üstlenen, doğuşun ve yaşamın simgesi olan su, Siirt yöresi halk kültüründe başta çocuk sahibi olmak ve hastalıklardan kurtulmak olmak üzere hemen her derdin devası olarak görülmekte, yukarıda adı geçen türbeler, şifa arayıcıların uğrak yeri olmaya devam etmektedir.
Uluslararası Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, May 31, 2021
Milli Folklor Dergisi, 2014
Folklor/edebiyat, Apr 1, 2014
arapça 'hamm' (sıcaklık) sözcüğünden gelen 'hammâm' (hamam), 'yıkanılacak yer' anlamındadır (Meyd... more arapça 'hamm' (sıcaklık) sözcüğünden gelen 'hammâm' (hamam), 'yıkanılacak yer' anlamındadır (Meydan larousse: 568). Farsça germâbe sözcüğü ise "sıcak su hamamı, kaplıca, ılıca, kaynarca" (Devellioğlu 1992: 341). anlamlarını karşılar. "anadolu'da 'çimek ve yunak' sözcükleri, 'hamam' karşılığında kullanılır" (Ögel 1991: 103). Ögel'e göre "anadolu köylerinde hamam karşılığı olarak kullanılan en eski türk kültür sözü, 'munça' veya 'munçak'tır. 'ısı, ısıcak, ısı-dam, isik, ısık, issi" gibi sözler ise bütün türk çevrelerinde ortak kullanılan" (Ögel 1991: 107). ifadeler olarak karşımıza çıkmaktadır. "eski Mısır ve Kıpçak türk kültür çevrelerinde ılı-su ve yılı-su sözleri, hem hamam için hem de ılıksu için kullanılmıştır" (Ögel 1991: 108). "eski Uygur yazılarında temizlikle ilgili olarak yer alan 'Keçi sütü ile yıkanırsa' (eçkü süti birle yunsar), 'vücudunu temizce yunup, yıkayıp…' (et özin arıg yunıp), 'yunup, yıkanıp, temizlensin' (yunsun, arıtınsun)" (Ögel 1991: 103). sözleri, türklerde temizliğe verilen önemi göstermesi açısından ayrıca dikkate değerdir. "Hamam, suyun ısıtılması suretiyle insanların yıkanması için yapılmış bir tesistir. * yrd. Doç. Dr. siirt Üniversitesi, eğitim Fakültesi, türkçe Bölümü, siirt.
Alevilik-bektaşilik araştirmalari dergisi, Dec 1, 2017
Hz. Hüseyin'in şehadete gidiş macerasının anlatıldığı eserde, Alevi kültür ve inanışına yönelik b... more Hz. Hüseyin'in şehadete gidiş macerasının anlatıldığı eserde, Alevi kültür ve inanışına yönelik bazı ifadelere yer verilmiştir. Bunlar arasında bilhassa cem, semah, musahiplik, Hz. Ali, Ehl-i Beyt, imamet, Aşure, niyaz ve hitap şekilleri ön plana çıkmaktadır. Günümüz Alevi kültüründe önemli bir yere sahip olan bu unsurlar, tarihî bir roman olan "Aşkın Şehidi"ne edebiyatın imkânları dâhilinde nakşedilmiştir. Eserdeki Aleviliğe dair unsurlar, romanda işlenen ana olayı tamamlayan, okuyucunun ufkunu genişleten ve aydınlatan ayrıntılar olarak dikkati çeker. Yazar bu unsurlarla, okuyucunun zihninde yarattığı tabloyu renklendirir. Roman düzleminde yer alan ve aynı zamanda günümüz Alevi kültüründe varlığını sürdüren inanç, ritüel, gelenek ve motiflerin bilinmesi, eserin bütünsel bir biçimde anlaşılmasını da kolaylaştırır. Turgut, yazdığı romanla Kerbela Hadisesi'ne sanat penceresinden ışık tutmuş, zengin kültürel öğelerden de yararlanarak dönemin trajik yaşanmışlığının ideal bir tasvirini yapmıştır.
Humanities and sciences, 2010
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, Dec 1, 2012
Hayatin gecis donemlerinden biri olan dogum; halk kulturunde, bircok sira disi eylem ve davranisl... more Hayatin gecis donemlerinden biri olan dogum; halk kulturunde, bircok sira disi eylem ve davranislar zinciriyle adeta kutsanmaktadir. Hamilelik oncesinden baslayan bu zincir, dogum asamasinda ve dogum sonrasinda zenginleserek devam etmektedir. Bu calismada, Diyarbakir yoresinde gerceklestirilen dogum sonrasi davranislardan bebegin ilkleri (dis cikarma, yurume, sac kesme vb) ile yine cocuklara yonelik yapilan halk hekimligi pratikleri degerlendirilecektir. Arastirma konusu ile ilgili elde edilen bilgilerin buyuk bir bolumu katilimli gozlem ve gorusme yontem ve teknikleriyle elde edilmistir. “Hedik”/dis hedigi ve “kostek kesme” torenleriyle cocugun saclarinin ve tirnaklarinin ilk kez kesilmesinde cesitli “buyusel davranis kaliplari” ve “saci”, asil unsurlar olarak dikkati ceker. “Ay basmasi”, ilkel insanin sira disi varliklarla ilgili korku ve endiselerinden kaynakli, mitolojik kokenli bir rahatsizliktir. Hastaligin tedavisinde kullanilan “ay seklinde para kesilmesi”, “karalama” gibi yontemler de yine buyusel pratikler olarak dikkati cekmektedir. Yorede cocuga yonelik yapilan bu buyusel davranislarla, cocugun topluluga kabul edilmesi saglanmaya calisilir. Atadan gorulerek ezberlenen bu davranislari uygulamak, aile uyeleri icin bir gorev kabul edilir. Genc nesiller tarafindan cok fazla bilinmeyen bu ritueller, aile buyuklerinin hatirlatmasi ve yol gostermesiyle yeniden canlandirilir.
Türklük bilimi araştırmaları, May 1, 2012
ÖZ: "Devlet Ana" romanı, ele aldığı konu ve üslup özellikleri itibariyle yazarın eserleri arasınd... more ÖZ: "Devlet Ana" romanı, ele aldığı konu ve üslup özellikleri itibariyle yazarın eserleri arasında farklı ve özel bir yere sahiptir. Osmanlı Devleti'nin kuruluş öyküsünün anlatıldığı romanda, Kemal Tahir, Dede Korkut'ta yer alan çeşitli kültür unsurlarını, dil ve söyleyiş özelliklerini büyük bir ustalıkla kullanmıştır. Bu çalışmada "Devlet Ana" romanında tespit ettiğimiz "Dede Korkut yansımaları" ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir. Sonuçta, Dede Korkut'ta yer alan üslup özelliklerinin, eski Türk geleneklerinden biri olan değerli hayvanlar kesilerek yapılan toy, kadın sadakati, Đslam inancı, ölüm karşısında gösterilen sabır ve daha birçok kültür unsurunun roman kişilerinin duygu, düşünce ve anlayışını yansıtmakta kullanıldığına vurgu yapılmıştır. Ele aldığımız eserin 1968 yılı TDK ödülünü almasında roman düzlemine işlenmiş olan Dede Korkut nakışlarının etkisinin olduğu kuşkusuzdur.
Türük uluslararası dil edebiyat halkbilimi araştırmaları dergisi, 2021
Anemon Muş Alparslan Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, Apr 13, 2018
Yazma eğimi, diğer temel dil becerileri ile ilişkili ve çok yönlü bir süreçtir. Yazım kuralları k... more Yazma eğimi, diğer temel dil becerileri ile ilişkili ve çok yönlü bir süreçtir. Yazım kuralları konusu ise yazma eğitimi sürecindeki önemli unsurlardan biridir. Bir yazıda kullanılan dilin yazım kurallarına uygunluğu, yazının bütünlüğü ve estetiği açısından önem taşır. Bu araştırmada eğitim sürecinin hemen her basamağında ve sonraki dönemlerde bireylerin sıklıkla yaşadığı problemlerden biri olan yazım yanlışlıkları üzerinde durulmuştur. Büyük/küçük harflerin, birleşik kelimelerin, ki ve de bağlaçlarının, eklerin yazımında yapılan yanlışlıklar, yazının gerek içeriğini gerekse biçimsel yönünü olumsuz yönde etkilemektedir. Bu makalede duvar yazılarının imla hatalarının önlenmesine yönelik katkı sunacağı düşüncesinden yola çıkılarak niteliksel bir çalışma yapılmıştır. Çalışmada duvar yazılarının eğitim-öğretim sürecinin hemen her basamağında, bilhassa ortaokul ve lise döneminde yazım kurallarının öğretilmesi amacıyla kullanılabileceğine vurgu yapılmaktadır.
DergiPark (Istanbul University), Jun 22, 2016
an nanı ve Uygulamalar The Practises and Beliefs about "Forty-Removal" and "Forties" Concept in D... more an nanı ve Uygulamalar The Practises and Beliefs about "Forty-Removal" and "Forties" Concept in Diyarbakir Rezan KARAKA ÖZET Bu makalede, Diyarbakır yöresindeki "kırklı" kavramı ve "kırk çıkarma" etrafında olu an inanı ve uygulamalar de erlendirilecektir. Çalı mamız özellikle Diyarbakır merkez, Ergani, Çermik ve Çüngü ilçelerindeki inanı ve uygulamalar etrafında ekillenecektir. Yaptı ımız ara tırma ve gözlemler sonucunda Diyarbakır'da "kırklı" kavramıyla ilgili olarak "kırklı, nevse/nefse, lo usa, kırk çıkarma, kırkını dökmek, kırk karı ması, kırk basması, kırkı kalmak" gibi tabirlerin ya adı ı, al karısından ise ço unlukla isim verilmeden bahsedildi i tespit edilmi tir. Yörede do umdan sonraki kırk gün tamamlandıktan sonra "kırk çıkarma" i lemi yapılır. Bu pratikle ilgili olarak "dokuz kırkın" ve "yarı kırkın çıkarılması" uygulamasının sadece Çüngü yöresinde, "lo usanın 7. gecesinin beklenmesi" ritüelinin ise Diyarbakır merkez ve Ergani'de gerçekle tirildi i görülmektedir. Günümüz Diyarbakır toplumunda a a ıda belirtece imiz gelenek ve inanı ların bir kısmı ya amaya devam ederken bazıları ise geçerlili ini yitirmi tir. • ANAHTAR KEL MELER Do um, kırklı kavramı, kırk çıkarma, al karısı, Diyarbakır.
Şarkiyat : ilmi araştırmalar dergisi, Jun 1, 2023
Bireyin kutsal mekân yolculuğunu “hastalık, iyileşme, dönüş” üçlüsü ile ifade etmek mümkündür. Bu... more Bireyin kutsal mekân yolculuğunu “hastalık, iyileşme, dönüş” üçlüsü ile ifade etmek mümkündür. Bu üç aşama kendi bünyesinde bazı olağanüstü olay ve ritüelleri barındırır. Kutsal mekânlarda yer alan ve her biri karizmatik bir şahsiyetin yaşam öyküsünden beslenen kuyular, bu bağlamda dikkat çekici bir görüntü çizer. Sıradan bireyin bu özel mekânlara yönelmesindeki neden, hayatın zorlu imtihanlarına karşı güçlü olabilme, ayakta kalabilme arzusundan başka bir şey değildir. Diğer kutsal mekânlar gibi “kuyu” da bireyin “arzu edilen ben”e ulaşma çabasında bir sıçrama/atlama tahtası işlevi görür. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kutsal mekân perspektifinde yer alan kuyular, karizmatik dinî şahsiyetlere yönelik anlatı ve inanışlardan beslenen yönleriyle ön plana çıkar. Çocuk isteğinin gerçekleşmesi, doğumu kolaylaştırma, anne sütünü arttırma, felç ve kaşıntı tedavisi, zihin açma vb. niyetlerle kuyulara başvurulur. Yörede Sünni, Alevi ve Süryani toplulukların “kutsal mekân ve kuyu” odaklı ziyaretlerinin benzer amaç ve ritüeller ekseninde gerçekleştiği görülür. Cami, türbe, kilise gibi kutsal sayılan mekânlarda yer alan; peygamber, aziz, veli, şeyh, eren gibi dinî şahısların mucizevi hayat hikâyelerine telmihte bulunan kuyuların suyundan içilerek veya suyuyla banyo yapılarak yararlanılır. Kuyularda aynı zamanda mum yakma, taşları üst üste dizme, adak nesnesi bırakma vb. ritüellere de rastlanır. Kutsal mekânla ilişkili olarak gerçekleştirilen kuyu ziyaretleriyle “ilk örnek olay” tekrarlanır ve şifaya ulaşmak temenni edilir.
Çocuk, edebiyat ve dil eğitimi dergisi, May 15, 2023
The Little Prince book is a book that is read and interested by many people from children to adul... more The Little Prince book is a book that is read and interested by many people from children to adults. It is currently recommended by teachers and taught to students in schools. Exploring and examining the reflections of this globally influential resource in Turkey constitutes the starting point of this research. In this context, the aim of the research is to examine the book The Little Prince in line with the opinions of different age groups. This research was designed according to the case study, one of the qualitative research methods. The study group of the research consists of 18 students in total, six students from secondary school, high school and university level in Siirt. Research data were collected with a semistructured interview form prepared by the researchers. The obtained data were analyzed with content analysis technique in Maxqda qualitative analysis program. Findings of the research; consists of the opinions of secondary school, high school and university students about the book The Little Prince and the comparison of the opinions of the students in all three groups. In the context of research findings; It has been concluded that The Little Prince book addresses all levels, is appropriate in terms of teaching values, and reflects both adults from the perspective of children and children from the perspective of adults in terms of content.
Idil Sanat ve Dil Dergisi, 2018
Çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü dergisi, Mar 1, 2012
Dede Korkut hikâyeleri Oguzlarin dusmanlariyla ve kendi aralarinda yaptiklari mucadeleleri anlati... more Dede Korkut hikâyeleri Oguzlarin dusmanlariyla ve kendi aralarinda yaptiklari mucadeleleri anlatir Bu mucadelelerde 15 16 yaslarindaki bey ogullarinin onemli islevleri vardir Dede Korkut hikâyelerinde adi gecen Oguz beylerinin genellikle tek ogullari vardir 12 Dede Korkut hikâyesinin neredeyse tamaminda Oguz beylerinin ilk genclik yillarina adim atmis bu tek ogullarinin farkli bir macerasina tanik oluruz Ogullar 15 16 yaslarina geldiklerinde onlardan kahramanlik yapmalari beklenir Bu kahramanlik bircok hikâyede tutsaklik motifi cercevesinde ortaya cikar Ogul babayi ya da buyuk erkek kardesi tutsakliktan kurtarir babanin tutsak olmasini engeller ya da kendisi tutsak iken annesinin namusuna zarar gelmemesi icin olumu goze alir Hikâyelerde ogulun kahramanlik gosterdigi farkli durumlar da vardir: Ad alirken sevdigi kizla evlenmek isterken intikam alirken vb Bu calismada Oguz beylerinin tek ogullarinin hikâyedeki nitelikleri ve islevleri ayrintili bir sekilde degerlendirilmistir Anahtar Kelimeler: Dede Korkut Hikâyeleri tek ogul kahramanlik tutsaklik
Akademik sosyal araştırmalar dergisi, Jun 30, 2022
Öz Çocuk edebiyatı, çocuğun dünyası ile sınırlı kalmayan, çocuğa kendisiyle dünyasını tanıma ve a... more Öz Çocuk edebiyatı, çocuğun dünyası ile sınırlı kalmayan, çocuğa kendisiyle dünyasını tanıma ve anlamlandırma imkânı veren okuma kültürünün temel basamağıdır. Çocuk edebiyatı özgün ve nitelikli eserlerle amacına hizmet eder. Eğlendirme, hoş vakit geçirme ve öğretme amacını taşımakla beraber çocuğun dilsel, kişisel, bilişsel ve sosyal gelişimini destekleme amacını taşır. Ana merkezde çocuk unsurunu barındırması bu alanda masal türünü ön plana çıkarmaktadır. Bu çalışmanın amacı Yavuz Bahadıroğlu'nun "40 Geceye 40 Masal" adlı kitabının çocuk edebiyatı ürünlerinde bulunması gereken tasarım ve içerik özelliklerine uygun olup olmadığını ortaya koymaktır. Çalışmada nitel araştırma yönteminin veri toplama tekniklerinden olan doküman incelemesi tekniği kullanılmıştır. Çalışma materyali yazarın "40 Geceye 40 Masal" adlı kitabında yer alan kırk adet masaldan oluşmaktadır. Araştırmada Yavuz Bahadıroğlu'nun çocuk okurlara yönelik yazdığı ve Millî Eğitim Bakanlığınca tavsiye edilen masalların da yer aldığı "40 Geceye 40 Masal" adlı eseri çocuk edebiyatının temel ilkeleri açısından incelenmiştir. Masallar, tasarım ve içerik özellikleri olmak üzere iki başlık altında çözümlenmiştir. Kitap, tasarım özellikleri açısından kapak-cilt, sayfa düzeni, punto, kâğıt, boyut ve resimler; içerik özellikleri açısından ise konu-kurgu, izlek-tema, ileti, dil ve anlatım, eğitsel ve yazınsal özellikler, karakter-kahraman özellikleri ve çevre özellikleri başlıkları altında incelenmiştir. Çalışmada çocuk edebiyatı ürünlerinde bulunması gereken temel ilkelerden hareketle incelemeler temellendirilmiştir. İncelenen masalların çocuk okurlara okuma alışkanlığı kazandırabilecek, edebî ve estetik zevk verecek nitelikte olduğu ayrıca ders kitaplarında okuma metinleri olarak yer verilebilecek uygunlukta olduğu sonucuna varılmıştır.
DergiPark (Istanbul University), Apr 1, 2013
50 yaratılışını sembolleyen bir motif olarak da ilkellerin sanatında çok sık yer aldığını söyler ... more 50 yaratılışını sembolleyen bir motif olarak da ilkellerin sanatında çok sık yer aldığını söyler (Örnek 1971: 97). "Sümerlerden Hititlere, Anadolu'dan Kafkasya'ya kadar uzanan geniş bir zaman ve alanda İlluyanka (İlluviyanka da denir) adlı dev bir yılanın çeşitli öyküleri anlatılmıştır. Bu yılan kimi yerde tanrılarla, kimi yerde de kartallarla savaşmıştır. Antik çağın Orfik dininde evrenin oluşması, Kybele'yle Oriyon adlı yılanların sevişme sarsıntılarıyla açıklanır. Attikalıların ilk kralları Kekrops, ikinci kralları Erekhteus birer yılandır. Sümerlerin yaratılış efsanelerinde gökyüzü ve yeryüzü tanrılarını yaratan Lakmu'la Lakamu, erkek ve dişi birer yılandır. Mısır efsanelerinde gökyüzünde yaşayan yılan Apofi, her gün güneşi doğudan batıya taşıyan tanrı Ra'nın peşinde dolaşır, bir gün onu sokup öldürür. İskandinav tanrısı Votan, ikide bir yılan kılığına girer. Slav efsanelerinin ünlü kahramanı Vseslaviç, bir yılanın oğludur (Hançerlioğlu 2010: 561). Anadolu, İran, Hindistan ve Mezopotamya'yı kapsayan çok geniş bir coğrafyada inanılan Mithra adlı tanrı, aslan başlı bir yılan olup ateşi simgelemektedir. Mitra dininde yılan; hayat bitkisini, hayat ağacını ve iyilik yapıp hastaları iyileştirmesini bilen ilahı simgelemektedir (Armutak 2004: 2). Tıp Tanrısı Aesculap, elinde tuttuğu ve üzerine yılan sarılı bir asa ile betimlenir. Bu tabloda yılan; hayatın gücünü, insanları besleyip iyileştiren, bitki ve ağaçları yetiştiren toprağı, yeraltını ve yeryüzünü ve sık sık deri değiştirmesi nedeniyle gençliği, dinçliği ve yaşama gücünü simgeler. Bu nedenlerden ötürü bir süre sonra yılan, hekimliklerin sembolü haline gelir (Armutak 2004: 3).
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, Mar 1, 2012
Bu calismada, masalin Cahit Sitki’nin eserlerindeki yeri incelenmistir. Bu amacla eserlerdeki mas... more Bu calismada, masalin Cahit Sitki’nin eserlerindeki yeri incelenmistir. Bu amacla eserlerdeki masal unsurlarinin kullanim sikligi ve islevleri tespit edilmistir. Masalin Cahit Sitki’nin edebi anlayisinin sekillenmesinden, siir ya da hikâyelerinin konu secimine kadar bircok acidan onu etkiledigi gorulmustur. Şair, sanatini olustururken cocukluk hatiralarinin kendisine sundugu masal izleklerinden yararlanmistir. O, “Abbas” adli hikâye ve siirinin konusunu, cocuklugunda dinledigi bir masaldan ilham almistir. “Kirkinci Oda” siirini, ayni adli bir masaldan yararlanarak kurgulamis; “kirkinci oda” motifiyle siirinin ana eksenini olusturmustur. Şiirleri, hikâyeleri ve mektuplariyla “kendi beni”ni anlatan sanatkâr, cocukken dinledigi masallara ve bu masallarin motiflerine yaslanarak adeta kendi masalini yazmistir. “Sihirli seccade”, “kirkinci oda”, “uvey anne”, “dev”, “cuce”, “kirk harami” gibi masal motiflerini, eserlerinde bir harc malzemesi olarak kullanmis ve zengin cagrisimli imajlar olusturmustur. Kisacasi, sanatcinin cocukluk hatiralarini susleyen masallar, onun eserlerinin, ozellikle de siirlerinin yapi tasi olmustur. Hayatin geciciligini aci bir sekilde duyumsayan, ancak bu durumu icine sindiremeyen sanatci, masalsi bir dunyaya siginma gayretini eserlerinde siklikla terennum etmistir.
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, Jul 21, 2014
In the region of Siirt, beliefs about pious foundations (Vakif) are noteworthy from a folkloric p... more In the region of Siirt, beliefs about pious foundations (Vakif) are noteworthy from a folkloric perspective. Those beliefs are based on the perception that buildings for housing or commercial purposes constructed in the lands of Vakifs in which mosques, schools and madrasahs were supposed to be built will bring bad luck to those who live in. Therefore, the locals do not purchase or rent any housing or commercial units that were built in those lands. There are many locals who claim that they are having headshakes, feeling scared and uneasy and complain about the lack of blessing in their houses. Even some residents, who are not actually from Siirt but live there for a long time, are also under the influence of this belief. The locals also are having hard time and confusion when they want to purchase, rent or rent out their houses or commercial units due to that rumors circulating among the Siirtans that those houses or commercial units are built in the lands of Vakifs. Those who live in those buildings constructed in the Vakif lands are recommended donating some * This paper was presented “The Folklore Society Annual General Meeting 2013 & Conference “Urban Folklore” held on 19-21 April 2013 in Cardiff/England. ** Assistant Professor, Siirt University, Education Faculty, Turkish Department, Siirt/Turkey rezankarakas@hotmail.com money as Sadaqah. Today, the people of Siirt including the new generation are still under the affect of the beliefs about Vakifs.
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, Dec 15, 2019
Türkçenin yabancılara öğretiminde, yaşamın tüm alanlarını etkileyen İnternet ve bilgisayar teknol... more Türkçenin yabancılara öğretiminde, yaşamın tüm alanlarını etkileyen İnternet ve bilgisayar teknolojisinin olanaklarından faydalanmak gerekir. Bu kapsamda Türkçenin yabancılara öğretiminde kullanılacak teknolojik materyallerden biri de podcastlerdir. Podcastler, mobil cihazlara dağıtımı kolayca sağlanabilen ve öğretimde kullanılabilen ses kayıtlarıdır. Dil öğretiminde podcastler kullanılarak daha etkili ve hızlı sonuçlar alınabilir. Türkçe öğretiminde kullanılacak podcastlerin sahip olması gereken özellikleri ortaya koymaya çalışan bu araştırmada veriler, betimsel tarama yöntemiyle elde edilmiştir. İnternet ortamında yapılan araştırma, "Türkçe öğretimi podcast", "yabancılara Türkçe öğretimi podcast", "learn Turkish podcast" ifadeleriyle sınırlandırılmış ve bu alanda yapılan çalışmalardan yararlanılmıştır. Ayrıca İngilizce öğretimi için hazırlanmış İnternet ortamındaki podcastlerden "British Council" ve "ello.org" sitelerindeki podcastler incelenmiştir. Podcastler içerik, kültür aktarımı, farklı etkinlikleri barındırma ve oyunla öğretim vb. açılarından ele alınarak hazırlanacak Türkçe podcastlerin sahip olması gereken nitelikler belirlenmeye çalışılmıştır. Yabancılara Türkçe öğretiminde kullanılmak üzere hazırlanacak yapılandırılmış bir podcast; dilin doğal gelişimini yansıtan diyaloglardan ve öğrenci seviyelerine göre planlanan senaryolardan oluşmalı, sunucular aracılığıyla aktarılmalı, öğretilen dilin kültürel zenginliklerini kapsayacak şekilde düzenlenmeli, masal ve efsanenin merak uyandırıcı etkisinden yararlanmalı; fıkra, bilmece ve oyunlar aracılığıyla eğlenceli hâle getirilmeli, alanında yetkin kişiler tarafından oluşturulmalı, dinleme sonrasında kelime, gramer ve
Turkish studies, 2012
Maddi ve manevi kirlerden temizleyen, arındıran su, mitik devirlerde olduğu gibi günümüz Siirt to... more Maddi ve manevi kirlerden temizleyen, arındıran su, mitik devirlerde olduğu gibi günümüz Siirt toplumunda da halkın muhtelif ihtiyaçlarının tedarik edilmesinde, şifa, bereket, çocuk sahibi olma gibi birçok amaçla kullanılmaktadır. Yörede kutsal bilinen suların büyük bir kısmı yatır veya türbe yakınlarında yer almakta; bir şeyhe yahut din büyüğüne yönelik anlatılarla kutsiyet kazanmaktadır. "Yeşil su" adı verilen şifalı suyla ilgili anlatı, bir din âlimi olan İsmail Fakirullah'ın dinî kişiliği etrafında şekillenirken, Şeyh Arap Ziyareti'nde yararlanılan su ise "şeyh"lik mertebesindeki bir zatla anılmaktadır. "Tuzlu su" anlatısında ise suya kutsallık kazandıran bir kadın evliyadan bahsedilmektedir. Şeyhü'l Hazin, Şeyh Halef, Şeyhü's Sibre, Şeyhü'l Horani, Şeyh Cerrah, Şeyh Termo ve Şeyh Münkedir türbelerindeki kuyuların suları, gerek içilerek gerekse banyo yapılarak, çeşitli hastalıkların tedavi edilmesinde kullanılmaktadır. Türbe veya camide bulunan kuyu suyu ile yıkanma ritüeli, ilk kozmik eylemin tekrarından başka bir şey değildir. Bu sularla banyo yapmak veya o sulara temas etmek, onları içmek insanoğlunun suyla buluşmasını sağlayacak ve insanoğlu adeta yeniden doğacak veya doğuracaktır. Siirt halk kültüründe tespit ettiğimiz "su"ya dayalı ritüeller, İslamî bir kisveye bürünmüş ve eren kültüyle birleşerek işlevselliğini sürdürmüştür. Birçok mitolojik sistemde evrenin yaratılışında başrolü üstlenen, doğuşun ve yaşamın simgesi olan su, Siirt yöresi halk kültüründe başta çocuk sahibi olmak ve hastalıklardan kurtulmak olmak üzere hemen her derdin devası olarak görülmekte, yukarıda adı geçen türbeler, şifa arayıcıların uğrak yeri olmaya devam etmektedir.
Uluslararası Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, May 31, 2021
Milli Folklor Dergisi, 2014
Folklor/edebiyat, Apr 1, 2014
arapça 'hamm' (sıcaklık) sözcüğünden gelen 'hammâm' (hamam), 'yıkanılacak yer' anlamındadır (Meyd... more arapça 'hamm' (sıcaklık) sözcüğünden gelen 'hammâm' (hamam), 'yıkanılacak yer' anlamındadır (Meydan larousse: 568). Farsça germâbe sözcüğü ise "sıcak su hamamı, kaplıca, ılıca, kaynarca" (Devellioğlu 1992: 341). anlamlarını karşılar. "anadolu'da 'çimek ve yunak' sözcükleri, 'hamam' karşılığında kullanılır" (Ögel 1991: 103). Ögel'e göre "anadolu köylerinde hamam karşılığı olarak kullanılan en eski türk kültür sözü, 'munça' veya 'munçak'tır. 'ısı, ısıcak, ısı-dam, isik, ısık, issi" gibi sözler ise bütün türk çevrelerinde ortak kullanılan" (Ögel 1991: 107). ifadeler olarak karşımıza çıkmaktadır. "eski Mısır ve Kıpçak türk kültür çevrelerinde ılı-su ve yılı-su sözleri, hem hamam için hem de ılıksu için kullanılmıştır" (Ögel 1991: 108). "eski Uygur yazılarında temizlikle ilgili olarak yer alan 'Keçi sütü ile yıkanırsa' (eçkü süti birle yunsar), 'vücudunu temizce yunup, yıkayıp…' (et özin arıg yunıp), 'yunup, yıkanıp, temizlensin' (yunsun, arıtınsun)" (Ögel 1991: 103). sözleri, türklerde temizliğe verilen önemi göstermesi açısından ayrıca dikkate değerdir. "Hamam, suyun ısıtılması suretiyle insanların yıkanması için yapılmış bir tesistir. * yrd. Doç. Dr. siirt Üniversitesi, eğitim Fakültesi, türkçe Bölümü, siirt.
Alevilik-bektaşilik araştirmalari dergisi, Dec 1, 2017
Hz. Hüseyin'in şehadete gidiş macerasının anlatıldığı eserde, Alevi kültür ve inanışına yönelik b... more Hz. Hüseyin'in şehadete gidiş macerasının anlatıldığı eserde, Alevi kültür ve inanışına yönelik bazı ifadelere yer verilmiştir. Bunlar arasında bilhassa cem, semah, musahiplik, Hz. Ali, Ehl-i Beyt, imamet, Aşure, niyaz ve hitap şekilleri ön plana çıkmaktadır. Günümüz Alevi kültüründe önemli bir yere sahip olan bu unsurlar, tarihî bir roman olan "Aşkın Şehidi"ne edebiyatın imkânları dâhilinde nakşedilmiştir. Eserdeki Aleviliğe dair unsurlar, romanda işlenen ana olayı tamamlayan, okuyucunun ufkunu genişleten ve aydınlatan ayrıntılar olarak dikkati çeker. Yazar bu unsurlarla, okuyucunun zihninde yarattığı tabloyu renklendirir. Roman düzleminde yer alan ve aynı zamanda günümüz Alevi kültüründe varlığını sürdüren inanç, ritüel, gelenek ve motiflerin bilinmesi, eserin bütünsel bir biçimde anlaşılmasını da kolaylaştırır. Turgut, yazdığı romanla Kerbela Hadisesi'ne sanat penceresinden ışık tutmuş, zengin kültürel öğelerden de yararlanarak dönemin trajik yaşanmışlığının ideal bir tasvirini yapmıştır.
Humanities and sciences, 2010
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, Dec 1, 2012
Hayatin gecis donemlerinden biri olan dogum; halk kulturunde, bircok sira disi eylem ve davranisl... more Hayatin gecis donemlerinden biri olan dogum; halk kulturunde, bircok sira disi eylem ve davranislar zinciriyle adeta kutsanmaktadir. Hamilelik oncesinden baslayan bu zincir, dogum asamasinda ve dogum sonrasinda zenginleserek devam etmektedir. Bu calismada, Diyarbakir yoresinde gerceklestirilen dogum sonrasi davranislardan bebegin ilkleri (dis cikarma, yurume, sac kesme vb) ile yine cocuklara yonelik yapilan halk hekimligi pratikleri degerlendirilecektir. Arastirma konusu ile ilgili elde edilen bilgilerin buyuk bir bolumu katilimli gozlem ve gorusme yontem ve teknikleriyle elde edilmistir. “Hedik”/dis hedigi ve “kostek kesme” torenleriyle cocugun saclarinin ve tirnaklarinin ilk kez kesilmesinde cesitli “buyusel davranis kaliplari” ve “saci”, asil unsurlar olarak dikkati ceker. “Ay basmasi”, ilkel insanin sira disi varliklarla ilgili korku ve endiselerinden kaynakli, mitolojik kokenli bir rahatsizliktir. Hastaligin tedavisinde kullanilan “ay seklinde para kesilmesi”, “karalama” gibi yontemler de yine buyusel pratikler olarak dikkati cekmektedir. Yorede cocuga yonelik yapilan bu buyusel davranislarla, cocugun topluluga kabul edilmesi saglanmaya calisilir. Atadan gorulerek ezberlenen bu davranislari uygulamak, aile uyeleri icin bir gorev kabul edilir. Genc nesiller tarafindan cok fazla bilinmeyen bu ritueller, aile buyuklerinin hatirlatmasi ve yol gostermesiyle yeniden canlandirilir.
Türklük bilimi araştırmaları, May 1, 2012
ÖZ: "Devlet Ana" romanı, ele aldığı konu ve üslup özellikleri itibariyle yazarın eserleri arasınd... more ÖZ: "Devlet Ana" romanı, ele aldığı konu ve üslup özellikleri itibariyle yazarın eserleri arasında farklı ve özel bir yere sahiptir. Osmanlı Devleti'nin kuruluş öyküsünün anlatıldığı romanda, Kemal Tahir, Dede Korkut'ta yer alan çeşitli kültür unsurlarını, dil ve söyleyiş özelliklerini büyük bir ustalıkla kullanmıştır. Bu çalışmada "Devlet Ana" romanında tespit ettiğimiz "Dede Korkut yansımaları" ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir. Sonuçta, Dede Korkut'ta yer alan üslup özelliklerinin, eski Türk geleneklerinden biri olan değerli hayvanlar kesilerek yapılan toy, kadın sadakati, Đslam inancı, ölüm karşısında gösterilen sabır ve daha birçok kültür unsurunun roman kişilerinin duygu, düşünce ve anlayışını yansıtmakta kullanıldığına vurgu yapılmıştır. Ele aldığımız eserin 1968 yılı TDK ödülünü almasında roman düzlemine işlenmiş olan Dede Korkut nakışlarının etkisinin olduğu kuşkusuzdur.
Türük uluslararası dil edebiyat halkbilimi araştırmaları dergisi, 2021
Anemon Muş Alparslan Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, Apr 13, 2018
Yazma eğimi, diğer temel dil becerileri ile ilişkili ve çok yönlü bir süreçtir. Yazım kuralları k... more Yazma eğimi, diğer temel dil becerileri ile ilişkili ve çok yönlü bir süreçtir. Yazım kuralları konusu ise yazma eğitimi sürecindeki önemli unsurlardan biridir. Bir yazıda kullanılan dilin yazım kurallarına uygunluğu, yazının bütünlüğü ve estetiği açısından önem taşır. Bu araştırmada eğitim sürecinin hemen her basamağında ve sonraki dönemlerde bireylerin sıklıkla yaşadığı problemlerden biri olan yazım yanlışlıkları üzerinde durulmuştur. Büyük/küçük harflerin, birleşik kelimelerin, ki ve de bağlaçlarının, eklerin yazımında yapılan yanlışlıklar, yazının gerek içeriğini gerekse biçimsel yönünü olumsuz yönde etkilemektedir. Bu makalede duvar yazılarının imla hatalarının önlenmesine yönelik katkı sunacağı düşüncesinden yola çıkılarak niteliksel bir çalışma yapılmıştır. Çalışmada duvar yazılarının eğitim-öğretim sürecinin hemen her basamağında, bilhassa ortaokul ve lise döneminde yazım kurallarının öğretilmesi amacıyla kullanılabileceğine vurgu yapılmaktadır.