Kemal Timur - Academia.edu (original) (raw)
Uploads
Papers by Kemal Timur
Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sep 1, 2016
Istanbul, ozellikle 1876-1923 yillari arasinda buyuk degisikliklere ugrar. II. Abdulhamit Donemi,... more Istanbul, ozellikle 1876-1923 yillari arasinda buyuk degisikliklere ugrar. II. Abdulhamit Donemi, Ittihat-Terakki Donemi ve uc buyuk savasla beraber mali buhranlar, bu guzel sehrin ayaklarini yerden keser. Incelememizde Istanbul’un uc donemde gecirdigi degisiklikler, konu edinen iki romani, mekân olarak sectikleri konaklar ekseninde incelenir. Refik Halit’in Istanbul’un Ic Yuzuve Mithat Cemal’in Uc Istanbulromanlarinda uc konagin sembolize ettigi devirler tespit edilmistir. Konaklarda, donemine gore yapilan fiziki degisiklikler vurgulanirken bu mekânlarin insan-siyaset iliskileri uzerinde de durulmustur. Calismamizda, Refik Halit ve Mithat Cemal’in romanlari merkez alinarak bu iki eserin gozuyle Istanbul sehri ile konaklarinda dolayisiyla da insaninda meydana gelen degisiklikler ortaya konulmustur
In our work, human views of Istanbul, which were told in Refik Halit Karay's novel of "I... more In our work, human views of Istanbul, which were told in Refik Halit Karay's novel of "Istanbul'un Ic Yuzu" and Mithat Cemal Kuntay's novels of "Uc Istanbul", is stressed on. The people who were told in both novels have been critisized by their negative behaviours. The subjects of such novel s are classified in to two parts' by the way of old and new statesman, war and policy rich men, religious men and, young girls and women. At the en d of classifying and investigating the novels interiorly, the tindings are given by making a comparison between the novels.
Ozet Uzun yillardan beri postmodernizm denilen fenomenin farkli sekillerde tanimi yapilmaktadir. ... more Ozet Uzun yillardan beri postmodernizm denilen fenomenin farkli sekillerde tanimi yapilmaktadir. Bazi dusunurler postmodernizmi, modernizmin devami olarak tanimlarken bazilari modernizmden kopus seklinde tanimlar. Postmodernizmin degisik tanimlarinin genellikle belirsizlik, bilinmezlik, sureksizlik gibi kavramlara dayandigi gorulur. Kural, duzen, ilerleme, tekduzelik gibi kavramlarla tanimlanan modernizmin aksine postmodernizm tanimsizlik ve belirsizligi kendine amac edinmistir. Modernizmin baskilarindan bikan, bunalan Bati toplumlari, II. Dunya Savas’indan sonra her turlu siniri ortadan kaldiran, bireysel ozgurlugu savunan bir ideolojinin pesine takilirlar. Bu ideolojinin ismi kural tanimayan, taninmak yerine belirsizligi benimseyen postmodernizmdir. Bu calismanin amaci postmodernizmin kural tanimayan ve belirsiz olan dogasini incelemektir. Anahtar Kelimeler: Edebiyat, Felsefe, Belirsizlik, Kuralsizlik, Modernizm, Postmodernizm
HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature), 2019
HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature), 2018
HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature), 2017
International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2016
Ilmi Arastırmalar Dil Edebiyat Tarih Incelemeleri, Feb 18, 2014
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Abbas Sayar BOSLUGA TAKILMAYAN BİR SES, 2012
1923-1999 yillari arasinda hayatini surduren Abbas Sayar, romanlariyla adindan soz ettirse de asi... more 1923-1999 yillari arasinda hayatini surduren Abbas Sayar, romanlariyla adindan soz ettirse de asil sanat hayatina siirleriyle baslamistir. Toplam alti siir kitabi oldugu soylenmektedir. Bu kitaplar cok dar bir cevrenin disina cikmadigindan bugun bilinmemektedir. Farkli tarihlerde yazdigi bir kisim siirleri 1992 yilinda derlenip Bosluga Takilan Ses adiyla kitaplastirilmistir. Olumunden sonra derlenebilen manzumeleri ise Şiirler adiyla yayimlanmistir. Abbas Sayar’in siirlerine baktigimizda hem sekil hem de konu olarak siirin her turunde ornekler sunmustur. Aruz vezniyle yazdigi siirler cogunlukla gazel ve rubai tarzindadir. Eski tarzda yazilmis siirleri daha cok tasavvufi nesve ile kaleme alinmistir. Hece ile yazdigi siirlerde ise bir Orta Anadolu cocugunun havasi hissedilir. Bu yonleriyle Yunus Emre’yi Âsik Veysel’e baglayan bu uzun soluklu yolun muhim bir temsilcisidir, diyebiliriz. Makalemizde uzerinde durulan manzumeler Bosluga Takilan Ses adli kitapta toplanan siirleridir. Eser, ...
Şair ve Mekân… Şâir-i Azam Abdülhak Hamit, Hindistan'ın Bombay şehrine ilk gittiğinde, Hindistan'... more Şair ve Mekân… Şâir-i Azam Abdülhak Hamit, Hindistan'ın Bombay şehrine ilk gittiğinde, Hindistan'ın o el değmemiş yeşilliğini, ormanlarını ve o eşsiz güzelliklerini görünce kendinden geçercesine heyecanlanır ve duygularını "Külbe-i İştiyak" şiiriyle dile getirir. O manzumesinin nakarat beytinde: "Çemendir, bahrdır, kûhsârdır, subh-ı rebiîdir, Bu yerlerde doğan bir şâir olmak pek tabiîdir" der. Bu mısraları okuyunca, demek ki sanatın ve şiirin oluşmasında mekânın fert üzerindeki etkisi büyüktür diye düşünmeden edemiyor insan… Mekân üzerine yapılan incelemeler de bunu göstermektedir. Araştırmacılar, mekânın insan, insanın da mekân üzerindeki izlerini edebi eserlerde aramadan yapılan her analizin eksik kalacağına işaret ederler. Çünkü sürekli yenilenen insanın, kendine özgü birikimi, daha çok mekânların hafızasında gizlenmiştir. Genel bir yaklaşımla, yaşadığımız yer ile kimliğimiz arasında doğrudan bir ilişki vardır. Fakat şair ve şiir için bu doğru orantının daima geçerli olmadığını da belirtelim. Yani şair, sık sık kırdan söz ediyor diye kırda yaşıyor değildir; ya da şehirden kaçmaktan söz ediyorsa şehirden çıkmış da değildir. Bu bağlamda yaşanmışlığın yanı sıra hayal gücünün, muhayyilenin de büyük ölçüde etkili olduğu diğer bir gerçektir. Kısaca belirtmek gerekirse, bir insanın yetişmesinde, genetik olarak anne babasının, aile çevresinin; biraz büyüdükten sonra dış çevrenin, okuduğu okulların, bulunduğu ortamın, etkileşimde bulunduğu insanların, yaşadığı şehrin, şehirdeki insanların
Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sep 1, 2016
Istanbul, ozellikle 1876-1923 yillari arasinda buyuk degisikliklere ugrar. II. Abdulhamit Donemi,... more Istanbul, ozellikle 1876-1923 yillari arasinda buyuk degisikliklere ugrar. II. Abdulhamit Donemi, Ittihat-Terakki Donemi ve uc buyuk savasla beraber mali buhranlar, bu guzel sehrin ayaklarini yerden keser. Incelememizde Istanbul’un uc donemde gecirdigi degisiklikler, konu edinen iki romani, mekân olarak sectikleri konaklar ekseninde incelenir. Refik Halit’in Istanbul’un Ic Yuzuve Mithat Cemal’in Uc Istanbulromanlarinda uc konagin sembolize ettigi devirler tespit edilmistir. Konaklarda, donemine gore yapilan fiziki degisiklikler vurgulanirken bu mekânlarin insan-siyaset iliskileri uzerinde de durulmustur. Calismamizda, Refik Halit ve Mithat Cemal’in romanlari merkez alinarak bu iki eserin gozuyle Istanbul sehri ile konaklarinda dolayisiyla da insaninda meydana gelen degisiklikler ortaya konulmustur
In our work, human views of Istanbul, which were told in Refik Halit Karay's novel of "I... more In our work, human views of Istanbul, which were told in Refik Halit Karay's novel of "Istanbul'un Ic Yuzu" and Mithat Cemal Kuntay's novels of "Uc Istanbul", is stressed on. The people who were told in both novels have been critisized by their negative behaviours. The subjects of such novel s are classified in to two parts' by the way of old and new statesman, war and policy rich men, religious men and, young girls and women. At the en d of classifying and investigating the novels interiorly, the tindings are given by making a comparison between the novels.
Ozet Uzun yillardan beri postmodernizm denilen fenomenin farkli sekillerde tanimi yapilmaktadir. ... more Ozet Uzun yillardan beri postmodernizm denilen fenomenin farkli sekillerde tanimi yapilmaktadir. Bazi dusunurler postmodernizmi, modernizmin devami olarak tanimlarken bazilari modernizmden kopus seklinde tanimlar. Postmodernizmin degisik tanimlarinin genellikle belirsizlik, bilinmezlik, sureksizlik gibi kavramlara dayandigi gorulur. Kural, duzen, ilerleme, tekduzelik gibi kavramlarla tanimlanan modernizmin aksine postmodernizm tanimsizlik ve belirsizligi kendine amac edinmistir. Modernizmin baskilarindan bikan, bunalan Bati toplumlari, II. Dunya Savas’indan sonra her turlu siniri ortadan kaldiran, bireysel ozgurlugu savunan bir ideolojinin pesine takilirlar. Bu ideolojinin ismi kural tanimayan, taninmak yerine belirsizligi benimseyen postmodernizmdir. Bu calismanin amaci postmodernizmin kural tanimayan ve belirsiz olan dogasini incelemektir. Anahtar Kelimeler: Edebiyat, Felsefe, Belirsizlik, Kuralsizlik, Modernizm, Postmodernizm
HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature), 2019
HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature), 2018
HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature), 2017
International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2016
Ilmi Arastırmalar Dil Edebiyat Tarih Incelemeleri, Feb 18, 2014
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Abbas Sayar BOSLUGA TAKILMAYAN BİR SES, 2012
1923-1999 yillari arasinda hayatini surduren Abbas Sayar, romanlariyla adindan soz ettirse de asi... more 1923-1999 yillari arasinda hayatini surduren Abbas Sayar, romanlariyla adindan soz ettirse de asil sanat hayatina siirleriyle baslamistir. Toplam alti siir kitabi oldugu soylenmektedir. Bu kitaplar cok dar bir cevrenin disina cikmadigindan bugun bilinmemektedir. Farkli tarihlerde yazdigi bir kisim siirleri 1992 yilinda derlenip Bosluga Takilan Ses adiyla kitaplastirilmistir. Olumunden sonra derlenebilen manzumeleri ise Şiirler adiyla yayimlanmistir. Abbas Sayar’in siirlerine baktigimizda hem sekil hem de konu olarak siirin her turunde ornekler sunmustur. Aruz vezniyle yazdigi siirler cogunlukla gazel ve rubai tarzindadir. Eski tarzda yazilmis siirleri daha cok tasavvufi nesve ile kaleme alinmistir. Hece ile yazdigi siirlerde ise bir Orta Anadolu cocugunun havasi hissedilir. Bu yonleriyle Yunus Emre’yi Âsik Veysel’e baglayan bu uzun soluklu yolun muhim bir temsilcisidir, diyebiliriz. Makalemizde uzerinde durulan manzumeler Bosluga Takilan Ses adli kitapta toplanan siirleridir. Eser, ...
Şair ve Mekân… Şâir-i Azam Abdülhak Hamit, Hindistan'ın Bombay şehrine ilk gittiğinde, Hindistan'... more Şair ve Mekân… Şâir-i Azam Abdülhak Hamit, Hindistan'ın Bombay şehrine ilk gittiğinde, Hindistan'ın o el değmemiş yeşilliğini, ormanlarını ve o eşsiz güzelliklerini görünce kendinden geçercesine heyecanlanır ve duygularını "Külbe-i İştiyak" şiiriyle dile getirir. O manzumesinin nakarat beytinde: "Çemendir, bahrdır, kûhsârdır, subh-ı rebiîdir, Bu yerlerde doğan bir şâir olmak pek tabiîdir" der. Bu mısraları okuyunca, demek ki sanatın ve şiirin oluşmasında mekânın fert üzerindeki etkisi büyüktür diye düşünmeden edemiyor insan… Mekân üzerine yapılan incelemeler de bunu göstermektedir. Araştırmacılar, mekânın insan, insanın da mekân üzerindeki izlerini edebi eserlerde aramadan yapılan her analizin eksik kalacağına işaret ederler. Çünkü sürekli yenilenen insanın, kendine özgü birikimi, daha çok mekânların hafızasında gizlenmiştir. Genel bir yaklaşımla, yaşadığımız yer ile kimliğimiz arasında doğrudan bir ilişki vardır. Fakat şair ve şiir için bu doğru orantının daima geçerli olmadığını da belirtelim. Yani şair, sık sık kırdan söz ediyor diye kırda yaşıyor değildir; ya da şehirden kaçmaktan söz ediyorsa şehirden çıkmış da değildir. Bu bağlamda yaşanmışlığın yanı sıra hayal gücünün, muhayyilenin de büyük ölçüde etkili olduğu diğer bir gerçektir. Kısaca belirtmek gerekirse, bir insanın yetişmesinde, genetik olarak anne babasının, aile çevresinin; biraz büyüdükten sonra dış çevrenin, okuduğu okulların, bulunduğu ortamın, etkileşimde bulunduğu insanların, yaşadığı şehrin, şehirdeki insanların
Bir Romancının Gözüyle Ortadoğu’yu Şekillendiren Milletler , 2020
Öz Amin Maalouf Doğunun Limanları romanının baş kahramanı olan İsyan ile 1976 tarihinde Paris'tek... more Öz Amin Maalouf Doğunun Limanları romanının baş kahramanı olan İsyan ile 1976 tarihinde Paris'teki bir metroda tanışmıştır. İsyan, annesi Ermeni olan bir Osmanlı prensidir. Müslüman olan İsyan bir Osmanlı prensi olduğu halde bir Yahudi olan Clara ile evlenir. İsyan'ın üyesi olduğu Fotoğrafçılık Kulübü, Özgürlük Örgütü ve PAJUW gibi örgütler, hep barış için çalışırlar. İki Dünya Savaşında, Filistin ve Lübnan'da çıkan bölünmeler arasında İsyan ve çevresindekiler hep birleşme mesajları verirler. Ayrıca Ortadoğu'daki olaylara üstü kapalı çözüm önerileri de sunarlar. Tüm kitap boyunca kimliklerin önemli olmadığı da vurgulanır. Roman, aidiyetlere, insan ayrımına dair ne varsa hepsine bir isyan içerir. Ortadoğu haritasını oluşturan önemli milletler bir elin beş parmağı ile ifade edilir ve bunların başında da Osmanlının torunu olan Türkler gelir. Diğer dört millet ise Araplar, İsrailliler, Ermeniler ve Rumlardır. İşte bu makalemizde tüm bu konular ayrıntılarıyla irdelenecektir. Abstract Amin Maalouf has met with İsyan, who is the protagonist of Doğunun Limanları novel, in 1976 in the metro in Paris. İsyan , whose mother is Armenian, has been an Ottoman prince. Although İsyan has been a Muslim Ottoman prince, he has married with Clara, who is Jewish. İsyan has been the member of Club of 1 Makale
Bir Romancının Gözüyle Ortadoğu’yu Şekillendiren Milletler , 2020
Öz Amin Maalouf Doğunun Limanları romanının baş kahramanı olan İsyan ile 1976 tarihinde Paris'tek... more Öz Amin Maalouf Doğunun Limanları romanının baş kahramanı olan İsyan ile 1976 tarihinde Paris'teki bir metroda tanışmıştır. İsyan, annesi Ermeni olan bir Osmanlı prensidir. Müslüman olan İsyan bir Osmanlı prensi olduğu halde bir Yahudi olan Clara ile evlenir. İsyan'ın üyesi olduğu Fotoğrafçılık Kulübü, Özgürlük Örgütü ve PAJUW gibi örgütler, hep barış için çalışırlar. İki Dünya Savaşında, Filistin ve Lübnan'da çıkan bölünmeler arasında İsyan ve çevresindekiler hep birleşme mesajları verirler. Ayrıca Ortadoğu'daki olaylara üstü kapalı çözüm önerileri de sunarlar. Tüm kitap boyunca kimliklerin önemli olmadığı da vurgulanır. Roman, aidiyetlere, insan ayrımına dair ne varsa hepsine bir isyan içerir. Ortadoğu haritasını oluşturan önemli milletler bir elin beş parmağı ile ifade edilir ve bunların başında da Osmanlının torunu olan Türkler gelir. Diğer dört millet ise Araplar, İsrailliler, Ermeniler ve Rumlardır. İşte bu makalemizde tüm bu konular ayrıntılarıyla irdelenecektir. Abstract Amin Maalouf has met with İsyan, who is the protagonist of Doğunun Limanları novel, in 1976 in the metro in Paris. İsyan , whose mother is Armenian, has been an Ottoman prince. Although İsyan has been a Muslim Ottoman prince, he has married with Clara, who is Jewish. İsyan has been the member of Club of 1 Makale
Münekkit Yönüyle Ömer Seyfettin, 2020
1884-1920 tarihleri arasında yaşamını sürdüren Ömer Seyfettin, önemli bir hikâyeci, bir asker ve ... more 1884-1920 tarihleri arasında yaşamını sürdüren Ömer Seyfettin, önemli bir hikâyeci, bir asker ve aynı zamanda iyi bir öğretmendir. Bu yazımızla onun bir de münekkit yönünü ön plana çıkarmayı umuyoruz. Ömer Seyfettin, Türk edebiyatında Millî edebiyat hareketinin kurucularından olduğu gibi aynı zamanda Türkçede sadeleşmenin de en önemli savunucularındandır. Ömer Seyfettin, 1917'den ölüm tarihi olan 6 Mart1920'ye kadar, birçok hikâye ve yazı kaleme almıştır. Bu yazıları içinde tenkide dair olanları da azımsanmayacak sayıdadır. Bu yazıdaki esas gayemiz bu önemli hikâyecinin edebî meseleler üzerine de ne derece kafa yorduğunu ortaya koymak ve onun tenkitle ne derece haşir neşir olduğunu saptamaktır. Makalemizde, Tanzimat’tan Meşrutiyet’e kadar olan dönemde tenkit tarihimizle ilgili kısa bilgiler verildikten sonra hikâyecimizin tenkit yönüne dikkatler çekilerek konu kısaca irdelenecektir.
Edebî Eleştiri Dergisi Sultan II. Abdülhamit Döneminde Okul Vazifesi Gören Bir Mecmua “Mektep”, 2021
Dergi ve gazeteler, her toplumda birer okul vazifesi görmüşlerdir. Bu çerçevede 1891-1898 yılları... more Dergi ve gazeteler, her toplumda birer okul vazifesi görmüşlerdir. Bu çerçevede 1891-1898 yılları arasında yayın hayatını sürdüren Mektep mecmuası da ismine uygun olarak bu vazifesini yerine getiren önemli bir yayın organı olmuştur. Yine mecmua, Tanzimat sonrası fikir ve edebiyat tarihimizin önemli kaynakları arasında yer almıştır. Dolayısıyla tüm süreli yayınlarda olduğu gibi, Mektep mecmuasının kısmen de olsa tanıtılıp değerlendirilmesinin, kültür ve edebiyat tarihimiz için faydalı olacağı kanaati bu çalışmayı doğurmuştur. Bütün bu sebepler muvacehesinde, zikredilen dönemde yayınlanan gazete ve mecmuaların incelenip, kamuoyuna takdim edilmesi zarurî bir ihtiyaç haline gelmiştir. İşte bu makalede de Tanzimat sonrasının ve Sultan II. Abdülhamit döneminin, ilmî, fikrî, edebî ve tarihî mecmualarının en önemlilerinden biri olan "Mektep" mecmuası üzerinde durulacaktır.
İSTİKLAL MARŞINI DEĞİŞTİR(EME)ME TEŞEBBÜSLERİ, 2021
İSTİKLAL MARŞINI DEĞİŞTİR(EME)ME TEŞEBBÜSLERİ, Mehmet Akif, istiklal marşını değiştirme
MÜMTAZ BİR ŞAİR: ARİF EREN
MÜMTAZ BİR ŞAİR: ARİF EREN
TÜRKİYE VE UKRAYNA MİLLİ MARŞLARI, 2021
TÜRKİYE VE UKRAYNA MİLLİ MARŞLARI, İstiklal marşı, Mehmet Akif, milli marş
İnandıklarını Yaşayan Samimi İnsan Mehmet Akif, 2021
İnandıklarını Yaşayan Samimi İnsan Mehmet Akif, İstiklal Marşı, milli marş, samimiyet
ABDURRAHİM KARAKOÇ VE ŞİİR, 2021
ABDURRAHİM KARAKOÇ VE ŞİİR, Şiir, Edebiyat, milli ve manevi duygular, şehadet, şehit,
Ömer Seyfettin'de Tenkit Eleştiri Hiciv, 2020
Ömer Seyfettin, Tenkit, Eleştiri, Hiciv, edebiyat
Tanzimat Sonrası Türk Edebiyatında Ortaya Çıkan Edebî Topluluklar ve Sanat Anlayışları, 2019
Tanzimat Sonrası Türk Edebiyatında Ortaya Çıkan Edebî Topluluklar ve Sanat Anlayışları, SERVET-İ ... more Tanzimat Sonrası Türk Edebiyatında Ortaya Çıkan Edebî Topluluklar ve Sanat Anlayışları, SERVET-İ FÜNÛN, FECR-İ ÂTÎ, NAYİLER, MİLLÎ EDEBİYAT, BEŞ HECECİLER, NEV-YUNÂNÎLİK, YEDİ MEŞALECİLER, GARİPÇİLER - BİRİNCİ YENİ, TOPLUMCU GERÇEKÇİLER, İKİNCİ YENİ, MAVİ HAREKETİ, HİSARCILAR,
Edebî Eserlerin Temel Özellikleri ve Edebî Dilin Niteliği (Nesir/Nazım), 2019
Edebî Eserlerin Temel Özellikleri ve Edebî Dilin Niteliği (Nesir/Nazım)
MÂZÎ’DEN ÂTÎ’YE BİR SEYAHAT: HOCAM PROF. DR. KÂZIM YETİŞ’E DAİR BAZI HATIRALAR, 2019
MÂZÎ’DEN ÂTÎ’YE BİR SEYAHAT: HOCAM PROF. DR. KÂZIM YETİŞ’E DAİR BAZI HATIRALAR
Şair ve Mekân… Şâir-i Azam Abdülhak Hamit, Hindistan'ın Bombay şehrine ilk gittiğinde, Hindistan'... more Şair ve Mekân… Şâir-i Azam Abdülhak Hamit, Hindistan'ın Bombay şehrine ilk gittiğinde, Hindistan'ın o el değmemiş yeşilliğini, ormanlarını ve o eşsiz güzelliklerini görünce kendinden geçercesine heyecanlanır ve duygularını "Külbe-i İştiyak" şiiriyle dile getirir. O manzumesinin nakarat beytinde: "Çemendir, bahrdır, kûhsârdır, subh-ı rebiîdir, Bu yerlerde doğan bir şâir olmak pek tabiîdir" der. Bu mısraları okuyunca, demek ki sanatın ve şiirin oluşmasında mekânın fert üzerindeki etkisi büyüktür diye düşünmeden edemiyor insan… Mekân üzerine yapılan incelemeler de bunu göstermektedir. Araştırmacılar, mekânın insan, insanın da mekân üzerindeki izlerini edebi eserlerde aramadan yapılan her analizin eksik kalacağına işaret ederler. Çünkü sürekli yenilenen insanın, kendine özgü birikimi, daha çok mekânların hafızasında gizlenmiştir. Genel bir yaklaşımla, yaşadığımız yer ile kimliğimiz arasında doğrudan bir ilişki vardır. Fakat şair ve şiir için bu doğru orantının daima geçerli olmadığını da belirtelim. Yani şair, sık sık kırdan söz ediyor diye kırda yaşıyor değildir; ya da şehirden kaçmaktan söz ediyorsa şehirden çıkmış da değildir. Bu bağlamda yaşanmışlığın yanı sıra hayal gücünün, muhayyilenin de büyük ölçüde etkili olduğu diğer bir gerçektir. Kısaca belirtmek gerekirse, bir insanın yetişmesinde, genetik olarak anne babasının, aile çevresinin; biraz büyüdükten sonra dış çevrenin, okuduğu okulların, bulunduğu ortamın, etkileşimde bulunduğu insanların, yaşadığı şehrin, şehirdeki insanların
Giriş Bilindiği gibi milletlerin kültürlerinde inançların ve dolayısıyla din adamlarının önemli b... more Giriş Bilindiği gibi milletlerin kültürlerinde inançların ve dolayısıyla din adamlarının önemli bir yer tuttuğunu bütün sosyologlar kabul ederler. Kültür ise, bir milletin yaşayış şekli olarak tarif edilir. Diğer yandan Emile Durkheim'den beri inançlar, kültürün, edebiyatın bir unsuru olarak kabul edilir. Bu çerçevede bir milletin kültür, edebiyat ve yaşayışı üzerinde din adamlarının etkili olduğu bir gerçektir. Nitekim Türk tarihine baktığımız zaman da din ve din adamlarının hayatımızda önemli bir yer tuttuğunu görmekteyiz. 1 Ahmet Mithat Efendi, romanlarında birçok konuya değindiği gibi inançlar ve buna bağlı olarak din adamları üzerinde de durur. Yaptığımız araştırmaya göre Ahmet Mithat Efendi'nin, din adamları ile ilgili kanaati, Hıristiyanlıktaki papazlar dışında, genellikle olumludur. Onun romanlarındaki bu konu, özellikle Hıristiyan din adamları olan papazlar, aslında bir bildirinin konusunu aşacak genişliktedir. Dolayısıyla biz bu çalışmamızda, konuya ancak kısaca işaret edebileceğiz.
Her Memleketin Marka Şehirleri… Mekân… Şairler… Ve Söz Üstadı Arif Eren…, 2021
Şair ve Mekân… Şâir-i Azam Abdülhak Hamit, Hindistan'ın Bombay şehrine ilk gittiğinde, Hindistan'... more Şair ve Mekân… Şâir-i Azam Abdülhak Hamit, Hindistan'ın Bombay şehrine ilk gittiğinde, Hindistan'ın o el değmemiş yeşilliğini, ormanlarını ve o eşsiz güzelliklerini görünce kendinden geçercesine heyecanlanır ve duygularını "Külbe-i İştiyak" şiiriyle dile getirir. O manzumesinin nakarat beytinde: "Çemendir, bahrdır, kûhsârdır, subh-ı rebiîdir, Bu yerlerde doğan bir şâir olmak pek tabiîdir" der. Bu mısraları okuyunca, demek ki sanatın ve şiirin oluşmasında mekânın fert üzerindeki etkisi büyüktür diye düşünmeden edemiyor insan… Mekân üzerine yapılan incelemeler de bunu göstermektedir. Araştırmacılar, mekânın insan, insanın da mekân üzerindeki izlerini edebi eserlerde aramadan yapılan her analizin eksik kalacağına işaret ederler. Çünkü sürekli yenilenen insanın, kendine özgü birikimi, daha çok mekânların hafızasında gizlenmiştir. Genel bir yaklaşımla, yaşadığımız yer ile kimliğimiz arasında doğrudan bir ilişki vardır. Fakat şair ve şiir için bu doğru orantının daima geçerli olmadığını da belirtelim. Yani şair, sık sık kırdan söz ediyor diye kırda yaşıyor değildir; ya da şehirden kaçmaktan söz ediyorsa şehirden çıkmış da değildir. Bu bağlamda yaşanmışlığın yanı sıra hayal gücünün, muhayyilenin de büyük ölçüde etkili olduğu diğer bir gerçektir. Kısaca belirtmek gerekirse, bir insanın yetişmesinde, genetik olarak anne babasının, aile çevresinin; biraz büyüdükten sonra dış çevrenin, okuduğu okulların, bulunduğu ortamın, etkileşimde bulunduğu insanların, yaşadığı şehrin, şehirdeki insanların
Hevsel Dergisi: Diyarbekir'in Efsane Dağı Karacadağ ve Surlu Kentin Sır Suyu: Hamravat, 2017
Diyarbekir'in Efsane Dağı Karacadağ ve Surlu Kentin Sır Suyu: Hamravat