Volkan GÖKTAŞ - Academia.edu (original) (raw)

Papers by Volkan GÖKTAŞ

Research paper thumbnail of Şeyhülislâm Bahâyî’nin “Neylersin” Redifli Gazeline Yazılmış Nazire, Taştir ve Tahmisler

Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi Journal of Academic Language and Literature, 2023

Klâsik Türk edebiyatının gelişmesine; şairlerin yetişip olgunlaşmasına katkı sağlayan nazirecilik... more Klâsik Türk edebiyatının gelişmesine; şairlerin yetişip olgunlaşmasına katkı sağlayan nazirecilik geleneği, geçmiş ve gelecek arasında bir köprü oluşturmuştur. Nazirecilik geleneği ile yüzyıllar önce yaşayan bir şairin adı yaşatılmış ve şiirleri güncelliğini muhafaza etmiştir. Böylelikle şairler arasında şiir vasıtasıyla bir muhabbet hâsıl olmuştur.
Klâsik Türk edebiyatının önemli şairlerinden biri olan Bahâyî, 17. yüzyılın önde gelen şahsiyetlerindendir. Âlim ve şair bir zat olan Bahâyî’nin kaleme almış olduğu “neylersin” redifli şiir, gerek kendi döneminde gerekse kendinden sonraki dönemde pek çok şairi etkilemiştir. Bahâyî’nin “neylersin” redifli şiirine yazılan nazire ve tahmisler, şairin üslubunun beğenildiği ve takdir edildiği anlamına gelmektedir.
Çalışmamızda Bahâyî’nin (ö. 1654) oldukça meşhur olan “neylersin” redifli gazeline yazılmış olan nazire ve tahmislere yer verilmiştir. Söz konusu “neylersin” redifli şiire; Nâ’ilî-i Kadîm (ö. 1666), Güftî (ö. 1677), Haylî Ahmed Çelebi (ö. 1686), Nasûhî (ö. ?), Vahyî (ö. 1718), Nazîm (ö. 1727), Sebkatî (ö. 1754), Ferrî (ö. 1805) ve İlhâmî (ö. 1808) tarafından nazire, taştir ve tahmisler yazılmıştır. Yapılan bu çalışmayla Bahâyî’nin “neylersin” redifli şiiri merkeze alınmış ve bu şiirin, şairler üzerindeki etkisi gösterilmeye çalışılmıştır.

Research paper thumbnail of Kadîmî Baba Dîvânı'nda Dört Kapı Kırk Makam

Kadîmî Baba Dîvânı'nda Dört Kapı Kırk Makam, 2023

Tasavvuf hareketi, Orta Asya’da Ahmed-i Yesevî ile başlayıp Anadolu’da Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus ... more Tasavvuf hareketi, Orta Asya’da Ahmed-i Yesevî ile başlayıp Anadolu’da Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre vb. mutasavvıflar tarafından sürdürülmüştür. Ahmed-i Yesevî’nin “Dört Kapı Kırk Makam” anlayışı, pek çok tasavvuf ehline kaynaklık etmiştir. Dört kapı kırk makam, müridin geçeceği maddi ve manevi aşamalardır. İnsan-ı kâmil olma yolunda çaba gösteren kişi, dört kapı kırk makamı geçerek Allah’a ulaşmayı amaçlar.
Dinî-tasavvufi Türk edebiyatının Anadolu’daki mühim temsilcilerinden biri olan ve bunun yanında Bektaşiliğin kurucusu olarak kabul edilen Hacı Bektaş-ı Veli, Ahmed-i Yesevî’nin tesiri altında kalarak Makâlât adlı eserinde, dört kapı kırk makam anlayışını benimsemiştir. Bu anlayış çerçevesinde çeşitli telkinlerde bulunmuştur. Söz konusu anlayış, yüzyıllarca kuşaktan kuşağa aktarılarak devam etmiş ve güncelliğini muhafaza etmiştir. XX. yüzyılda yaşamış bir Bektaşi babası olan Kadîmî Baba’nın Dîvân’ında da Hacı Bektaş-ı Veli’nin tesiriyle dört kapı kırk makam anlayışı vardır.
Çalışmamızda XX. yüzyılda yaşayan bir Bektaşi babası olan Kadîmî Baba’nın Dîvân’ında bulunan dört kapı kırk makam anlayışı tespit edilmeye çalışılmıştır. Dîvân’da tespit edilen örnekler detaylı bir şekilde incelenmiştir.

Research paper thumbnail of Klasik Türk Edebiyatında Cüvan Kelimesinin Kullanımı: Farisi (Genç Osman) Divançesi Örneği

Klâsik Türk Edebiyatında “Cüvân” Kelimesinin Kullanımı: Fârisî (Genç Osman) Dîvânçe’si Örneği, 2023

Çalışmamızda Fârisî’nin Divânçe’si özelinden hareketle klâsik Türk şiiri genelinde kullanılmış o... more Çalışmamızda Fârisî’nin Divânçe’si özelinden hareketle klâsik Türk şiiri genelinde
kullanılmış olan cüvân kelimesinin anlamları üzerinde durulmuştur. Genel itibarıyla
sözlüklerde, genç, taze delikanlı gibi anlamlara sahip olan cüvân kelimesinin, yapılan bu
çalışma ile birebir genç sevgili anlamına da sahip olmuş olduğu gösterilmeye çalışılmıştır.
Klâsik şiirin gelenekselleşmiş anlam dünyası göz önünde bulundurulduğunda cüvân
kelimesine sadece genç, taze delikanlı anlamlarının verilmesi şiiri anlama noktasında yanlış sonuçlara ulaşmamıza sebebiyet verecektir. Klâsik şiirin her şeyden önce bir hayâl ve kurgu olduğu göz önünde bulundurulduğunda cüvân kelimesiyle şâirin hem müşahhas hem de mücerret birisini kastetmesi ihtimal dâhilindedir. Sadece erkek şâirlerin değil hanım şâirlerin de klâsik şiirin anlam dünyası çerçevesinden ayrılmayarak cüvân kelimesini genç sevgili anlamında kullanmış oldukları görülmüştür. Buradan da anlaşılacağı üzere klâsik edebiyatın kendisine has bir anlam dünyası mevcuttur. Klâsik şiirde elbette cüvân kelimesiyle genç erkek veya genç kadın anlamları kastedilen kullanımlar mevcuttur. Lâkin cüvân kelimesinin söz konusu edildiği bütün şiirleri salt bir cinsiyetçi sınıflandırmaya tâbi tutmak anlamsızdır. Nitekim klâsik şiir, tekdüze bir şiir değil aksine çok yönlü, çeşitli anlam katmanlarına sahip olmakla adeta matruşkaya benzetilir.
Fârisî Divânçe’si örneğinde de görülmüş olduğu üzere cüvân kelimesine vermiş
olduğumuz “genç sevgili” anlamıyla şiirin, cinsiyetçi bir sınıflandırmadan kurtulması
sağlanmış, böylelikle farklı yorumlamalara ve açıklamalara müsait bir yapı arz etmesine imkân hazırlanmıştır. Tüm bu aktarımlarımıza rağmen eskilerin “mânâ, şâirin karnındadır” söylemi de unutulmamalıdır.

Research paper thumbnail of Şeyhülislâm Bahâyî'nin "neylersin" redifli gazelinden hareketle kaleme alınmış iki tehzil

Şeyhülislâm Bahâyî'nin "neylersin" redifli gazelinden hareketle kaleme alınmış iki tehzil, 2023

Nazire, sevilen bir şairin bir şiirinin bir başka şair tarafından, umumiyetle aruz, kafiye ve man... more Nazire, sevilen bir şairin bir şiirinin bir başka şair tarafından, umumiyetle aruz, kafiye ve mana açısından zemin şiire benzetilerek yazılan bir başka şiir olarak tanımlanmaktadır. Nazire benzeri şiirler arasında olan tahmis, bir beytin önüne üç mısra eklenilmek suretiyle yapılan yeni bir nazım biçimi iken, tehzilde ise alaylı nazire söz konusudur. Dîvân şiirinde şairlerin edebî açıdan kimlerden etkilendikleri veya kimleri etkiledikleri çoğunlukla şairlerin yazdıkları nazirelerden yola çıkılarak öğrenilmektedir. Bu çalışmada, Bahâyî’nin “neylersin” redifli şiirinden hareketle oluşan iki tehzil örneği üzerinde durularak birbirinden etkilenmiş dört şair ele alınmıştır: Şeyhülislâm Bahâyî (ö. 1654), Nâ’ilî-i Kadîm (ö. 1666), Hevâyî (ö. 1715) ve Tırsî (ö. 1766) bu çalışmada bir potada buluşturulmuştur. Adı geçen şairlerin kaleme aldıkları “neylersin” redifli nazire, tahmis ve tehzil üçlüsü, çalışmanın ana konusunu teşkil etmiştir. Çalışmanın daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle bahsi geçen nazire, tahmis, tehzil kavramlarına kısaca değinilmiş; ardından Şeyhülislâm Bahâyî, Nâ’ilî-i Kadîm, Hevâyî ve Tırsî hakkında bilgi verilmiş ve son kısımda ise şiirler detaylı olarak incelenmiştir. Yapılan bu çalışmayla öncelikle “zemin şiir” olarak kabul edilen Şeyhülislâm Bahâyî’nin “neylersin” redifli gazeli ele alınmıştır. Daha sonra bu gazele Nâ’ilî-i Kadîm tarafından yazılan tahmis incelenmiştir. Hevâyî tarafından bu tahmis “model şiir” olarak ele alınmış ve muhammes şeklinde bir tehzil yazılmıştır. Bu muhammese ise Tırsî, gazel şeklinde bir tehzille karşılık vermiştir. Çalışmada bu şiirler arasında bulunan ses ve söz tekrarları, kafiye ve redif, vezin, tamlamaların yanı sıra üslup, konu vb. unsurların ortaklıklarına değinilmiş böylelikle şiirler arasındaki şekil ve muhteva ilişkisi tespit edilmeye çalışılmıştır.

Research paper thumbnail of Şeyhülislâm Bahâyî’nin “Neylersin” Redifli Gazeline Yazılmış Nazire, Taştir ve Tahmisler

Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi Journal of Academic Language and Literature, 2023

Klâsik Türk edebiyatının gelişmesine; şairlerin yetişip olgunlaşmasına katkı sağlayan nazirecilik... more Klâsik Türk edebiyatının gelişmesine; şairlerin yetişip olgunlaşmasına katkı sağlayan nazirecilik geleneği, geçmiş ve gelecek arasında bir köprü oluşturmuştur. Nazirecilik geleneği ile yüzyıllar önce yaşayan bir şairin adı yaşatılmış ve şiirleri güncelliğini muhafaza etmiştir. Böylelikle şairler arasında şiir vasıtasıyla bir muhabbet hâsıl olmuştur.
Klâsik Türk edebiyatının önemli şairlerinden biri olan Bahâyî, 17. yüzyılın önde gelen şahsiyetlerindendir. Âlim ve şair bir zat olan Bahâyî’nin kaleme almış olduğu “neylersin” redifli şiir, gerek kendi döneminde gerekse kendinden sonraki dönemde pek çok şairi etkilemiştir. Bahâyî’nin “neylersin” redifli şiirine yazılan nazire ve tahmisler, şairin üslubunun beğenildiği ve takdir edildiği anlamına gelmektedir.
Çalışmamızda Bahâyî’nin (ö. 1654) oldukça meşhur olan “neylersin” redifli gazeline yazılmış olan nazire ve tahmislere yer verilmiştir. Söz konusu “neylersin” redifli şiire; Nâ’ilî-i Kadîm (ö. 1666), Güftî (ö. 1677), Haylî Ahmed Çelebi (ö. 1686), Nasûhî (ö. ?), Vahyî (ö. 1718), Nazîm (ö. 1727), Sebkatî (ö. 1754), Ferrî (ö. 1805) ve İlhâmî (ö. 1808) tarafından nazire, taştir ve tahmisler yazılmıştır. Yapılan bu çalışmayla Bahâyî’nin “neylersin” redifli şiiri merkeze alınmış ve bu şiirin, şairler üzerindeki etkisi gösterilmeye çalışılmıştır.

Research paper thumbnail of Kadîmî Baba Dîvânı'nda Dört Kapı Kırk Makam

Kadîmî Baba Dîvânı'nda Dört Kapı Kırk Makam, 2023

Tasavvuf hareketi, Orta Asya’da Ahmed-i Yesevî ile başlayıp Anadolu’da Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus ... more Tasavvuf hareketi, Orta Asya’da Ahmed-i Yesevî ile başlayıp Anadolu’da Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre vb. mutasavvıflar tarafından sürdürülmüştür. Ahmed-i Yesevî’nin “Dört Kapı Kırk Makam” anlayışı, pek çok tasavvuf ehline kaynaklık etmiştir. Dört kapı kırk makam, müridin geçeceği maddi ve manevi aşamalardır. İnsan-ı kâmil olma yolunda çaba gösteren kişi, dört kapı kırk makamı geçerek Allah’a ulaşmayı amaçlar.
Dinî-tasavvufi Türk edebiyatının Anadolu’daki mühim temsilcilerinden biri olan ve bunun yanında Bektaşiliğin kurucusu olarak kabul edilen Hacı Bektaş-ı Veli, Ahmed-i Yesevî’nin tesiri altında kalarak Makâlât adlı eserinde, dört kapı kırk makam anlayışını benimsemiştir. Bu anlayış çerçevesinde çeşitli telkinlerde bulunmuştur. Söz konusu anlayış, yüzyıllarca kuşaktan kuşağa aktarılarak devam etmiş ve güncelliğini muhafaza etmiştir. XX. yüzyılda yaşamış bir Bektaşi babası olan Kadîmî Baba’nın Dîvân’ında da Hacı Bektaş-ı Veli’nin tesiriyle dört kapı kırk makam anlayışı vardır.
Çalışmamızda XX. yüzyılda yaşayan bir Bektaşi babası olan Kadîmî Baba’nın Dîvân’ında bulunan dört kapı kırk makam anlayışı tespit edilmeye çalışılmıştır. Dîvân’da tespit edilen örnekler detaylı bir şekilde incelenmiştir.

Research paper thumbnail of Klasik Türk Edebiyatında Cüvan Kelimesinin Kullanımı: Farisi (Genç Osman) Divançesi Örneği

Klâsik Türk Edebiyatında “Cüvân” Kelimesinin Kullanımı: Fârisî (Genç Osman) Dîvânçe’si Örneği, 2023

Çalışmamızda Fârisî’nin Divânçe’si özelinden hareketle klâsik Türk şiiri genelinde kullanılmış o... more Çalışmamızda Fârisî’nin Divânçe’si özelinden hareketle klâsik Türk şiiri genelinde
kullanılmış olan cüvân kelimesinin anlamları üzerinde durulmuştur. Genel itibarıyla
sözlüklerde, genç, taze delikanlı gibi anlamlara sahip olan cüvân kelimesinin, yapılan bu
çalışma ile birebir genç sevgili anlamına da sahip olmuş olduğu gösterilmeye çalışılmıştır.
Klâsik şiirin gelenekselleşmiş anlam dünyası göz önünde bulundurulduğunda cüvân
kelimesine sadece genç, taze delikanlı anlamlarının verilmesi şiiri anlama noktasında yanlış sonuçlara ulaşmamıza sebebiyet verecektir. Klâsik şiirin her şeyden önce bir hayâl ve kurgu olduğu göz önünde bulundurulduğunda cüvân kelimesiyle şâirin hem müşahhas hem de mücerret birisini kastetmesi ihtimal dâhilindedir. Sadece erkek şâirlerin değil hanım şâirlerin de klâsik şiirin anlam dünyası çerçevesinden ayrılmayarak cüvân kelimesini genç sevgili anlamında kullanmış oldukları görülmüştür. Buradan da anlaşılacağı üzere klâsik edebiyatın kendisine has bir anlam dünyası mevcuttur. Klâsik şiirde elbette cüvân kelimesiyle genç erkek veya genç kadın anlamları kastedilen kullanımlar mevcuttur. Lâkin cüvân kelimesinin söz konusu edildiği bütün şiirleri salt bir cinsiyetçi sınıflandırmaya tâbi tutmak anlamsızdır. Nitekim klâsik şiir, tekdüze bir şiir değil aksine çok yönlü, çeşitli anlam katmanlarına sahip olmakla adeta matruşkaya benzetilir.
Fârisî Divânçe’si örneğinde de görülmüş olduğu üzere cüvân kelimesine vermiş
olduğumuz “genç sevgili” anlamıyla şiirin, cinsiyetçi bir sınıflandırmadan kurtulması
sağlanmış, böylelikle farklı yorumlamalara ve açıklamalara müsait bir yapı arz etmesine imkân hazırlanmıştır. Tüm bu aktarımlarımıza rağmen eskilerin “mânâ, şâirin karnındadır” söylemi de unutulmamalıdır.

Research paper thumbnail of Şeyhülislâm Bahâyî'nin "neylersin" redifli gazelinden hareketle kaleme alınmış iki tehzil

Şeyhülislâm Bahâyî'nin "neylersin" redifli gazelinden hareketle kaleme alınmış iki tehzil, 2023

Nazire, sevilen bir şairin bir şiirinin bir başka şair tarafından, umumiyetle aruz, kafiye ve man... more Nazire, sevilen bir şairin bir şiirinin bir başka şair tarafından, umumiyetle aruz, kafiye ve mana açısından zemin şiire benzetilerek yazılan bir başka şiir olarak tanımlanmaktadır. Nazire benzeri şiirler arasında olan tahmis, bir beytin önüne üç mısra eklenilmek suretiyle yapılan yeni bir nazım biçimi iken, tehzilde ise alaylı nazire söz konusudur. Dîvân şiirinde şairlerin edebî açıdan kimlerden etkilendikleri veya kimleri etkiledikleri çoğunlukla şairlerin yazdıkları nazirelerden yola çıkılarak öğrenilmektedir. Bu çalışmada, Bahâyî’nin “neylersin” redifli şiirinden hareketle oluşan iki tehzil örneği üzerinde durularak birbirinden etkilenmiş dört şair ele alınmıştır: Şeyhülislâm Bahâyî (ö. 1654), Nâ’ilî-i Kadîm (ö. 1666), Hevâyî (ö. 1715) ve Tırsî (ö. 1766) bu çalışmada bir potada buluşturulmuştur. Adı geçen şairlerin kaleme aldıkları “neylersin” redifli nazire, tahmis ve tehzil üçlüsü, çalışmanın ana konusunu teşkil etmiştir. Çalışmanın daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle bahsi geçen nazire, tahmis, tehzil kavramlarına kısaca değinilmiş; ardından Şeyhülislâm Bahâyî, Nâ’ilî-i Kadîm, Hevâyî ve Tırsî hakkında bilgi verilmiş ve son kısımda ise şiirler detaylı olarak incelenmiştir. Yapılan bu çalışmayla öncelikle “zemin şiir” olarak kabul edilen Şeyhülislâm Bahâyî’nin “neylersin” redifli gazeli ele alınmıştır. Daha sonra bu gazele Nâ’ilî-i Kadîm tarafından yazılan tahmis incelenmiştir. Hevâyî tarafından bu tahmis “model şiir” olarak ele alınmış ve muhammes şeklinde bir tehzil yazılmıştır. Bu muhammese ise Tırsî, gazel şeklinde bir tehzille karşılık vermiştir. Çalışmada bu şiirler arasında bulunan ses ve söz tekrarları, kafiye ve redif, vezin, tamlamaların yanı sıra üslup, konu vb. unsurların ortaklıklarına değinilmiş böylelikle şiirler arasındaki şekil ve muhteva ilişkisi tespit edilmeye çalışılmıştır.