Yusuf Yerli - Academia.edu (original) (raw)

Papers by Yusuf Yerli

Research paper thumbnail of Emansız Enam Olmaz | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2024

Güvenle her yana, yaz, kış yolculuk Kâbe'nin Rabbine etsinler kulluk! O'ndandır bu güven, O'ndan ... more Güvenle her yana, yaz, kış yolculuk Kâbe'nin Rabbine etsinler kulluk! O'ndandır bu güven, O'ndan bu bolluk." 1 I. İlafsız eman, emansız enam olmaz. Bu hakikati Kur'an-ı Kerim bize hep hatırlatır. Namaz sureleri olarak da bilinen sureler arasında yer alan Kureyş suresi bu ölümsüz hakikatle neredeyse her gün en az beş kez 1

Research paper thumbnail of Emanet ve Hilafet | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2024

I. "Güvenilen bir kimseye koruması için geçici olarak tevdi edilen şey" anlamına gelen Emanet ile... more I. "Güvenilen bir kimseye koruması için geçici olarak tevdi edilen şey" anlamına gelen Emanet ile "birinin yerine geçmek, birine vekâlet etmek veya birini temsil etmek" anlamına gelen Hilafet'in ortak bir özelliği var: Sahiplik, asıllık ilişkisi taşımamaları. Birine ait olan şeyi onun adına geçici bir süre için taşımak durumu emanet ve hilafet ilişkisini bize veriyor. Mevcudat ile insan arasındaki bağ bir emanet bağıdır. İnsan için her şey bir emanet hükmündedir. Emanet olmayan bir şey ise mülkiyete konu olur. Mülkiyet durumu ise mutlak manada sadece Allah'a aittir. "Semavat ve arzda olanların hepsi Allah'ın mülküdür." 1 Lehü'l Mülk olan sadece Allah'tır, Mülk Allah'ındır. İnsan ise emanetçidir. İnsanın mülk sahibi olması durumu ise mecazdır. 1 Âl-i İmrân suresi, 189.

Research paper thumbnail of Ahlak Âdâb Ahkâm | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2024

Research paper thumbnail of Eğreti Estetik ya da Çirkin Ördek Yavrusu | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2024

Çirkin Ördek Yavrusu'ndan söz ederek yazıya başlamak istiyorum. Danimarkalı yazar Hans Christian ... more Çirkin Ördek Yavrusu'ndan söz ederek yazıya başlamak istiyorum. Danimarkalı yazar Hans Christian Andersen'in 1843'te yayımladığı bir çocuk masalı. Kuluçkaya yatan bir anne ördeğin yumurtaları arasına yanlışlıkla bir kuğunun yumurtası karışır. Ördek yavruları yumurtadan çıkmaya başlar ama bir tanesi farklı görünmektedir. Görünüşündeki farklılıktan dolayı kardeşleri ve çevresi tarafından alaya alınır ve dışlanır. Ona çirkin demektedirler. Bu masal her ne kadar farklılıklara tahammül

Research paper thumbnail of Mekki Açılımlar | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2023

Mekân ile mekîn arasında birbirini besleyen sarsılmaz bir bağ vardır. Bu nedenle bir Arap atasözü... more Mekân ile mekîn arasında birbirini besleyen sarsılmaz bir bağ vardır. Bu nedenle bir Arap atasözünde şöyle denmiştir: "Şerefü'l-mekân bi'l-mekîn" (Bir mekânın şerefi/ itibarı o mekânda oturanlardan gelir). Kadim zamanlarda insanların şehirlerine nispetle adlandırıldıkları müsellemdir. II. Mekke'yi anlatırken sadece bir mekân olarak Mekke'den bahsetmek, Mekke'yi anlatmamak demektir bir bakıma. Mekke mekîn/sakin olanlarıyla bir bütündür. Mekke denince akla mekân olarak Beytullah gelir. Beyt'i temel-85

Research paper thumbnail of Muttakilerin Bahçesi: Şehirler | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2023

Dünya hayatı bir bakıma gurbet hayatıdır. İnsan neden gurbete çıkar? Kâr için. Gurbete kalıcı ola... more Dünya hayatı bir bakıma gurbet hayatıdır. İnsan neden gurbete çıkar? Kâr için. Gurbete kalıcı olarak gitmez, döneceğini bilir. Sevdiklerine kavuşma ümididir onu gurbetin kahrına katlandıran, acısına tahammül ettiren. Bir bakıma gurbet kurbiyetin demlendiği bir yolculuk, bir seyrüsüluk hâlidir. Dünya hayatı cennetten arza ihbut ettirilen Âdem için bir imtihan dünyası, ahiret için azık edinme mekânıdır. Bir hasat tarlası, bir meyveler devşirme bahçesidir. Cennet tasvirlerinin bu dünyadaki su, ağaç, zümrüt, altın, gümüş, köşk vb. unsurlardan oluşmasından hareketle şunu söyleyebiliriz: Bu dünya da bir bahçedir; cennetten bir iz, bir alamet, bir ayet. Bu konuda hadis-i şerifler söz konusudur. Bunlardan biri "Dünya ahiretin tarlasıdır." hadisi iken diğer bir hadiste de Muttakilerin Bahçesi: Şehirler "Dünya Ahiretin Tarlasıdır" Hadis-i Şerif "Şehir cennetin yeryüzündeki izdüşümüdür." Turgut Cansever.

Research paper thumbnail of Muktedirlerin Bahçesi: Kentler | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2023

Research paper thumbnail of Mahrem Bedenler Çıplak Vücutlar Duvarlı Şehirler Sütunlu Kentler | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2022

Research paper thumbnail of Ahid ve Adalet - Yusuf Yerli

Teklif Dergisi, 2022

Bu yazı Teklif Dergisi'nin Adalet kavramının işlendiği 5. sayısında (Eylül 2022) yayımlanmıştır.

Research paper thumbnail of Aşure Şehirler, Hamburger Kentler | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2022

Bilinci, biçimler dünyasına yansıtmaktır yapmak istediğim" Turgut Cansever "Modern kentlere özgü ... more Bilinci, biçimler dünyasına yansıtmaktır yapmak istediğim" Turgut Cansever "Modern kentlere özgü olan ızgara planı kapitalist rejimin talep ettiği değer değişimine imkân veren ve böylece kapitalist biçimlerin kente hâkim olmasını sağlayan mekanizmalardır." Lewis Mumford K imi imgeler, simgeler ya da nesneler; birçok kültür ve medeniyet tarafından kullanılmış, zaman içinde anlam kaymaları, anlam dönüşümleri ve değişimlerine uğrayarak belli bir kültür ve medeniyeti imleyen, simgeleyen alem olarak yoluna devam etmiştir. Hilal ve haç bu konuda en bilindik iki örnektir. Yazımızın başlığı ve makalemizin konusunun bir unsuru olarak ele alacağımız aşure ve hamburgerin de benzer sembolik ve tarihsel anlamları bünyelerinde taşıdıklarını biliyoruz. Hamburger ve bu yiyeceğin ilk üretici firması olan McDonald's dolayımında bir dönemi, bir kültürü, bir zihniyeti, bir medeniyeti anlatmak ve açıklamak üzere 32

Research paper thumbnail of Son Akşam Yemeği Mi? Ahir Zaman Sofrası Mı? | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2022

Research paper thumbnail of Karşı Kent: Kehf | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2021

B u yazı üç İnsan/üç şehir/üç mağara şeklinDe yazmayı planlaDığım yazının üçüncüsünDen oluşuyor. ... more B u yazı üç İnsan/üç şehir/üç mağara şeklinDe yazmayı planlaDığım yazının üçüncüsünDen oluşuyor. İhsan Fazlıoğlu'nun Mahkûm/Mazlum ve Mesul insan konulu makalesinden 1 ilhamla başlıklandırdığım yazılarımın ilkini, Fıkhın Şehri Şehrin Fıkhı 2 başlığı ile Mesul İnsan'ın Şehrini yazmaya çalışmıştım. Mahkûm İnsan'ın Şehrini ise Mahkûm İnsan'ın Mahpushanesi olarak Metropoller 3 başlığı ile yazmıştım. Bu yazı ile Mazlum İnsan'ın Şehrini yazmaya çalışacağım. Fazlıoğlu söz konusu makalesinde Mahkûm insan olarak Yunan/Roma insanını, Mazlum İnsan olarak Hristiyan insanını, Mesul insan olarak Müslüman insanı ele almaktaydı. "Şehir İnsandır" anlayı-1

Research paper thumbnail of Mabet ve Medinelerin Menkıbeleri | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2021

Malinowski "Mitler dünyanın hiçbir durumunu açıklamazlar; onlar her zaman ideal olanı oluşturan ö... more Malinowski "Mitler dünyanın hiçbir durumunu açıklamazlar; onlar her zaman ideal olanı oluşturan örneği anlatırlar…" der. Ömer Lekesiz, Sevgili'nin Evi'nde; "Mitler, kutsal tarihe ilişkin bir veri, kutlu insanların ve onların mukallitlerinin hayatlarını aydınlatan bir öykü, insanın, dünyanın ve ahiretin anlamını açıklamaya, temellendirmeye, bunları sonraki kuşaklara nakletmeye uygun sahih bir bilgi ve sanatsal bir çabaya karşılık oldukları sürece muteberdirler." değerlendirmesini yaparken mit ile menkıbe arasında bir müteradifliğe de vurgu yapmış olur. Şecere, soy ağacı demek. Kökenine kadar inmek, köküne kadar kazımak. "Ben kimim, nereden geldim, neredeyim ve nereye gidiyorum?" soruları hep zihnimizde asılı duran, bir türlü verdiğimiz cevaplarla tatmin olamadığımız ve hep bir biçimde buğulu, sisli görüntüleri ile yetinmek zorunda kaldığımız zor ve zorlu sorulardır. Geçtiğimiz yıllarda bir günde milyonlarca insanımızın yüz-iki yüz yıllık soy kütüklerini/şecerelerini öğrenebilmek adına e-devlet sistemini çökerttiklerine şahit olmuştuk. İnsanlar sadece kendileri ile ilgili değil; kâinatla, kentle ilgili şecere arayışında da olmuşlar ta ezelden beri. Bu meraktan olmalı, her kent kendi kuruluş efsanesini aramış, bulamamış ise uydurmuştur. Sey-Mabet ve Medinelerin Menkıbeleri YUSUF YERLI "Kendine ait masalları, efsâneleri, hikâyeleri başkalarının hakikatine tercih etme cesaretini gösterdiğin gün, adımların yürüdüğün mekânı sana ait bir yola dönüştürmeye başlamış demektir. Unutma!.. Kaybetmekten daha tehlikeli olan kaybolmaktır. Hikâyesini kaybeden, kaybolur." (İhsan Fazlıoğlu

Research paper thumbnail of Hem Şam'ın Şekeri Hem de Arab'ın Yüzü

Hafta sonu Suriye gezisi organize edildiğini, benim de bu geziye davet edildiğimi öğrenince heyec... more Hafta sonu Suriye gezisi organize edildiğini, benim de bu geziye davet edildiğimi öğrenince heyecanlanmadım desem yalan olur. Pasaportumun hazır olması geziye yetişmem için bir avantaj. 7 Mayıs 2004 Cuma günü ikindi vakti çıktığımız yolculukta, hep tanıdık ve dost insanlarla birlikte olmanın verdiği iç huzuru; her yolculuk öncesi bende oluşan tarif edilmez iç sıkıntısının depreşmesini önlüyor. Maraş-Antep-Kilis üzerinden Suriye'ye yapacağımız yolculuğun, hemen ilk adımında Karatay Hanı bizi uğurlarcasına selamlıyor. Eski dönem seyahatleri zihnimde canlanmaya başlıyor. Esat, dirseği ile koltuğuma vurarak, beni yarı uykulu yarı uyanık gördüğüm rüya ya da oluşturduğum hayal dünyasından, gerçek âleme doğru çekip alıyor. İkindi namazı için Pınarbaşı'nda verilen ilk mola... Sarız üzerinden, Binboğa dağlarının kıvrımlarından K. Maraş'a doğru otobüsümüz yol alırken, bir ara Göksu Çay'nın baharla birlikte kabaran, kıvrılarak, çağlayarak, köpürerek telaşla yol alan gövdesinin bizimle yarıştığına şahit oldum. Her ne zaman çağlayarak akan bir nehir görsem hemencecik zihnime üşüşen Fuzuli'nin o ölümsüz şiirinin (Su Kasidesi) şu beyti aklıma gelir; çağlayan suyla aramda özdeşlik kurarım: 'Hak-i Payine yetem der ömrlerdir Muttasıl Başını taştan taşa vurup gezer avare su' Maraş'tan, Antep'ten bize katılanları aldıktan sonra, sınır kapısına dayandık. 24'ten sonra çıkış yapmamız gerekiyor, ki pasaportlarımıza 8 Mayıs tarihi düşülsün. 48 saatten fazla Suriye'de kalacak olursak fazladan 50 dolar ödememiz gerekiyor. Gezi turları bu acı gerçekten hareketle düzenlendiği için giriş ve çıkış saatlerine uymak en önemli konu. Sınır kapısında O saatlerde Türkiye'den dört, İran'dan iki otobüs yolcu Suriye'ye giriş işlemleri için kuyruk olmuş bekliyorlar. İki buçuk saate yakın süren işlemlerden sonra nihayet Suriye toprakları... (Bu cümleyi kurmanın verdiği acıyı satırlara aktarmam ne mümkün!) Sabah namazını Hama'da kıldıktan sonra yolumuza devam ediyoruz... Nihayet Şam'dayız. Mahmur gözlerimizi açmak, yorgun vücutlarımızı dinlendirmek, ağrıyan ve

Research paper thumbnail of Risale-i Durr’iye ve Mustafa İbakorkmaz

Şehir Dergisi, 2017

Risale-i Durr'iye ve Mustafa İbakorkmaz Yusuf Yerli K ayseri'nin evladı. 68 doğumlu. Şair, müzisy... more Risale-i Durr'iye ve Mustafa İbakorkmaz Yusuf Yerli K ayseri'nin evladı. 68 doğumlu. Şair, müzisyen.. Sakin, mütevazi, gizemli, şiirsel karakteri ile çevremizde sevilen bir kişiliği var. Acayip sigara ve çay düşkünüdür. Hayatı dingin yaşar. Acelesi yoktur. Söz verip de tutmadığı çoktur. Bir yıl önce yarın buluşalım diye randevulaşmamıza rağmen hala bu randevusuna gelmeme gibi bir ayıbı omuzlarında taşımaktadır. Uzun zamandan beri tanır (d) ım. Kendisi gibi gizemli bir kitap yayımladı. Esrarengiz Kitaplar diye bir serinin belki ilk, belki de son kitabı, ya da tek kitabı. Kitab'a Risale-i Dürr'iye ismini vermiş. Kendisi Kayseri'nin en üretici grafikeri olmasına rağmen, kitap kapağını Kültür Bakanlığından aşırma bir sitille oluşturmuş. Rengini de bilinçli bir şekilde çağla yeşili olarak tercih etmiş. Anlayacağınız Klasik (görünümlü) bir eserle karşı karşıyayız. Kitap'ın konusu ve resmetmeye çalıştığı kahramanları bakımından olaya bakılınca bu anlaşılabilir bir durum. Cemalettin Kamil Fakızade, (İçindekiler kısmında muhteremin adı Kemalettin olarak geçiyor, kitapta Kamil olarak) diğer bir adı da (halk arasında kullanılan) İmam-ı Zemheri üzerine akademik bir çalışma çerçevesinde

Research paper thumbnail of Mitoloji, Felsefe ve Din Dili

Bu seminer Alak suresinin ilk beş ayetinden hareketle (Kalem suresi ilk dört ayet için de bu duru... more Bu seminer Alak suresinin ilk beş ayetinden hareketle (Kalem suresi ilk dört ayet için de bu durum geçerli); insanlığın en temel sorularının neler olduğu ve bu sorulara hangi yöntemlerle cevap verildiği noktasının altını çizmeye yönelik bir okuma çalışmasıdır. Söz konusu altı temel mesele Varlık-Bilgi-Değer; Zaman- Mekân- Siyaset. Bu altı ana meseleyi temelde beş yaklaşımla ele alıyor insanlık birikimi: Mitoloji, Felsefe, Bilim, Sanat ve Din.
Kuran Dili, aynı zamanda biz buna Din Dili diyoruz, Mitolojik, Felsefi, Sanat ve Bilimsel yaklaşımları da bünyesine katıyor ve hiçbir zaman bu yaklaşımlara indirgenemeyecek bir üslupla altı temel meseleyi ele alıyor.
İnsanlık bu temel altı meseledeki tercihlerini oluştururken söz konusu beş temel yöntemden birini ya da bir kaçını kullanmaktadır. Burada oluşan tercihlere göre medeniyet, din, ideoloji, dünya görüşü vs. konusunda farklılıklar oluşmaktadır.

Research paper thumbnail of Kula Renkli Çantanın Hikâyesi

Şehir Dergisi, 2019

Yusuf şu çantaya sahip ol. Gelince onun hikâyesini anlatırım. Yirmi yıla yakın arkadaşlığımız olm... more Yusuf şu çantaya sahip ol. Gelince onun hikâyesini anlatırım. Yirmi yıla yakın arkadaşlığımız olmasına rağmen Aydın ağabeyin elinde ilk defa küçük bir el çantası görüyorum. Kullanılmaktan kaynaklanan yıpranmışlığı ve renginin solmuşluğu olmasa, yol için yeni edinmiş deyip geçeceğim.-Sen pencere tarafına otur. Bacağı uzun olanlar koridor tarafına oturup arada bir ayağını koridora uzatarak dinlendirirler, diyor Aydın Ağabey, beni pencere tarafına iteklerken. Otobüsümüz yol almaya, ben hayallere dalmaya başlayacağım. Bir yandan Ayet el-Kursi'yi okurken diğer yandan başımı otobüsün penceresine yaslamış gökyüzünü seyreyliyorum. Mülahazalar... Düşünceler... Çağrışımlar bir bir sökün ediyor ve ben Kayseri-İstanbul arasında derin bir yolculuğa daha koyuluyorum: İç yolculuk…

Research paper thumbnail of Kapalı Çarşı - Esnaf Üniversitesi

Research paper thumbnail of Halep Hane'den Kayseri Vatan'a

Şehir Dergisi, 2017

Bir zamanlar türkülerimizde andığımız, sevgilimize benzettiğimiz, sevgilimizi benzettiğimiz şen ş... more Bir zamanlar türkülerimizde andığımız, sevgilimize benzettiğimiz, sevgilimizi benzettiğimiz şen şehirdi Halep. Aşık Garip'in dillendirdiği "İşte geldim gidiyorum Şen kalasın Halep şehri Çok nan ü nimetin yedim Helal eyle Halep şehri" dizeleri dillerimize pelesenk olmuş, hayallerimizde yer etmiş Halep resmidir. Halep hep şendir ve bizden alacaklıdır. Halep'te hep "bir güzel" görülür, yiğitler menbaıdır, âşıklar durağıdır Halep. Karacaoğlan'ın, "Koca Halep derler yiğit vatanı Aramazlar gurbet elde yiteni Ak göğsün üstünde çakırdikeni Bitmeyince gönül yârden ayrılmaz" dizeleri ise yıllar sonra Çanakkale'de şehit düşecek yüzlerce Halep'liye "selam" niyetiyle söylenmiş dizelerdir adeta. Bugün ise Halep haraptır. Bizler ise onun "dost", "düşman" elinde hayalet şehre çevrilişini, iç savaşla tüketilişini çaresizce izlemekten öte bir şey yapamıyoruz.

Research paper thumbnail of Meydanın Maverası

Düşünen Şehir, 2018

Z amansız bir vakit'te, mekânsız bir meydan'da, uzaysız ve uzamsız bir atmosferde toplandık önce.... more Z amansız bir vakit'te, mekânsız bir meydan'da, uzaysız ve uzamsız bir atmosferde toplandık önce. zamansız bir vakte ve mekânsız bir meydan'a doğru yol alacağız, almaktayız sonunda. Çıktığımız, kendimizi ilk idrak ettiğimiz yere döneceğiz, kendimizi tekrar idrak etmek üzere. İnsan kendini ancak bir mekânda, bir zamanda idrak edebilir. Kendinin farkına varabilmesi, kendini bilebilmesi; neredeyim ve ne zamandan beri buradayım sorusuna cevap bulabilmesiyle mümkün olabilmekte. Bir nedenle kendinden geçen (bayılan/ kendinin farkında olamayan) bir insanın ayıldığı zaman ilk sorduğu soru, bulunduğu mekân ve zamanla ilgili oluyor çoğu zaman: Ben neredeyim, ne zamandan beri buradayım? Bu sorulara cevap bulamadığı takdirde cevabını bulabileceği başka sorular soramaz insan. Soramaz çünkü ayağını bir yere basamaz, kendini güvende hissedemez. Kendini bilebilmesi; yerini ve zamanını fark edebilmesiyle, yönünü tayin edebilmesiyle başarılabilecek bir durumdur. İnsan da yerden biter, diğer tüm canlılar gibi. İnsanın "bir damla su ve bir tutam toprak"tan yaratılmış olmasının sırrı belki de budur. İnsanın mekân arayışına girmesi, diyardan diyara göç etmesi, yurt yuva arayışında oluşu, canı pahasına yurdunu ve yuvasını savunuşu… Varoluşunu mekânsız ve zamansız anlamlandıramayacağı bilgisinin

Research paper thumbnail of Emansız Enam Olmaz | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2024

Güvenle her yana, yaz, kış yolculuk Kâbe'nin Rabbine etsinler kulluk! O'ndandır bu güven, O'ndan ... more Güvenle her yana, yaz, kış yolculuk Kâbe'nin Rabbine etsinler kulluk! O'ndandır bu güven, O'ndan bu bolluk." 1 I. İlafsız eman, emansız enam olmaz. Bu hakikati Kur'an-ı Kerim bize hep hatırlatır. Namaz sureleri olarak da bilinen sureler arasında yer alan Kureyş suresi bu ölümsüz hakikatle neredeyse her gün en az beş kez 1

Research paper thumbnail of Emanet ve Hilafet | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2024

I. "Güvenilen bir kimseye koruması için geçici olarak tevdi edilen şey" anlamına gelen Emanet ile... more I. "Güvenilen bir kimseye koruması için geçici olarak tevdi edilen şey" anlamına gelen Emanet ile "birinin yerine geçmek, birine vekâlet etmek veya birini temsil etmek" anlamına gelen Hilafet'in ortak bir özelliği var: Sahiplik, asıllık ilişkisi taşımamaları. Birine ait olan şeyi onun adına geçici bir süre için taşımak durumu emanet ve hilafet ilişkisini bize veriyor. Mevcudat ile insan arasındaki bağ bir emanet bağıdır. İnsan için her şey bir emanet hükmündedir. Emanet olmayan bir şey ise mülkiyete konu olur. Mülkiyet durumu ise mutlak manada sadece Allah'a aittir. "Semavat ve arzda olanların hepsi Allah'ın mülküdür." 1 Lehü'l Mülk olan sadece Allah'tır, Mülk Allah'ındır. İnsan ise emanetçidir. İnsanın mülk sahibi olması durumu ise mecazdır. 1 Âl-i İmrân suresi, 189.

Research paper thumbnail of Ahlak Âdâb Ahkâm | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2024

Research paper thumbnail of Eğreti Estetik ya da Çirkin Ördek Yavrusu | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2024

Çirkin Ördek Yavrusu'ndan söz ederek yazıya başlamak istiyorum. Danimarkalı yazar Hans Christian ... more Çirkin Ördek Yavrusu'ndan söz ederek yazıya başlamak istiyorum. Danimarkalı yazar Hans Christian Andersen'in 1843'te yayımladığı bir çocuk masalı. Kuluçkaya yatan bir anne ördeğin yumurtaları arasına yanlışlıkla bir kuğunun yumurtası karışır. Ördek yavruları yumurtadan çıkmaya başlar ama bir tanesi farklı görünmektedir. Görünüşündeki farklılıktan dolayı kardeşleri ve çevresi tarafından alaya alınır ve dışlanır. Ona çirkin demektedirler. Bu masal her ne kadar farklılıklara tahammül

Research paper thumbnail of Mekki Açılımlar | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2023

Mekân ile mekîn arasında birbirini besleyen sarsılmaz bir bağ vardır. Bu nedenle bir Arap atasözü... more Mekân ile mekîn arasında birbirini besleyen sarsılmaz bir bağ vardır. Bu nedenle bir Arap atasözünde şöyle denmiştir: "Şerefü'l-mekân bi'l-mekîn" (Bir mekânın şerefi/ itibarı o mekânda oturanlardan gelir). Kadim zamanlarda insanların şehirlerine nispetle adlandırıldıkları müsellemdir. II. Mekke'yi anlatırken sadece bir mekân olarak Mekke'den bahsetmek, Mekke'yi anlatmamak demektir bir bakıma. Mekke mekîn/sakin olanlarıyla bir bütündür. Mekke denince akla mekân olarak Beytullah gelir. Beyt'i temel-85

Research paper thumbnail of Muttakilerin Bahçesi: Şehirler | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2023

Dünya hayatı bir bakıma gurbet hayatıdır. İnsan neden gurbete çıkar? Kâr için. Gurbete kalıcı ola... more Dünya hayatı bir bakıma gurbet hayatıdır. İnsan neden gurbete çıkar? Kâr için. Gurbete kalıcı olarak gitmez, döneceğini bilir. Sevdiklerine kavuşma ümididir onu gurbetin kahrına katlandıran, acısına tahammül ettiren. Bir bakıma gurbet kurbiyetin demlendiği bir yolculuk, bir seyrüsüluk hâlidir. Dünya hayatı cennetten arza ihbut ettirilen Âdem için bir imtihan dünyası, ahiret için azık edinme mekânıdır. Bir hasat tarlası, bir meyveler devşirme bahçesidir. Cennet tasvirlerinin bu dünyadaki su, ağaç, zümrüt, altın, gümüş, köşk vb. unsurlardan oluşmasından hareketle şunu söyleyebiliriz: Bu dünya da bir bahçedir; cennetten bir iz, bir alamet, bir ayet. Bu konuda hadis-i şerifler söz konusudur. Bunlardan biri "Dünya ahiretin tarlasıdır." hadisi iken diğer bir hadiste de Muttakilerin Bahçesi: Şehirler "Dünya Ahiretin Tarlasıdır" Hadis-i Şerif "Şehir cennetin yeryüzündeki izdüşümüdür." Turgut Cansever.

Research paper thumbnail of Muktedirlerin Bahçesi: Kentler | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2023

Research paper thumbnail of Mahrem Bedenler Çıplak Vücutlar Duvarlı Şehirler Sütunlu Kentler | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2022

Research paper thumbnail of Ahid ve Adalet - Yusuf Yerli

Teklif Dergisi, 2022

Bu yazı Teklif Dergisi'nin Adalet kavramının işlendiği 5. sayısında (Eylül 2022) yayımlanmıştır.

Research paper thumbnail of Aşure Şehirler, Hamburger Kentler | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2022

Bilinci, biçimler dünyasına yansıtmaktır yapmak istediğim" Turgut Cansever "Modern kentlere özgü ... more Bilinci, biçimler dünyasına yansıtmaktır yapmak istediğim" Turgut Cansever "Modern kentlere özgü olan ızgara planı kapitalist rejimin talep ettiği değer değişimine imkân veren ve böylece kapitalist biçimlerin kente hâkim olmasını sağlayan mekanizmalardır." Lewis Mumford K imi imgeler, simgeler ya da nesneler; birçok kültür ve medeniyet tarafından kullanılmış, zaman içinde anlam kaymaları, anlam dönüşümleri ve değişimlerine uğrayarak belli bir kültür ve medeniyeti imleyen, simgeleyen alem olarak yoluna devam etmiştir. Hilal ve haç bu konuda en bilindik iki örnektir. Yazımızın başlığı ve makalemizin konusunun bir unsuru olarak ele alacağımız aşure ve hamburgerin de benzer sembolik ve tarihsel anlamları bünyelerinde taşıdıklarını biliyoruz. Hamburger ve bu yiyeceğin ilk üretici firması olan McDonald's dolayımında bir dönemi, bir kültürü, bir zihniyeti, bir medeniyeti anlatmak ve açıklamak üzere 32

Research paper thumbnail of Son Akşam Yemeği Mi? Ahir Zaman Sofrası Mı? | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2022

Research paper thumbnail of Karşı Kent: Kehf | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2021

B u yazı üç İnsan/üç şehir/üç mağara şeklinDe yazmayı planlaDığım yazının üçüncüsünDen oluşuyor. ... more B u yazı üç İnsan/üç şehir/üç mağara şeklinDe yazmayı planlaDığım yazının üçüncüsünDen oluşuyor. İhsan Fazlıoğlu'nun Mahkûm/Mazlum ve Mesul insan konulu makalesinden 1 ilhamla başlıklandırdığım yazılarımın ilkini, Fıkhın Şehri Şehrin Fıkhı 2 başlığı ile Mesul İnsan'ın Şehrini yazmaya çalışmıştım. Mahkûm İnsan'ın Şehrini ise Mahkûm İnsan'ın Mahpushanesi olarak Metropoller 3 başlığı ile yazmıştım. Bu yazı ile Mazlum İnsan'ın Şehrini yazmaya çalışacağım. Fazlıoğlu söz konusu makalesinde Mahkûm insan olarak Yunan/Roma insanını, Mazlum İnsan olarak Hristiyan insanını, Mesul insan olarak Müslüman insanı ele almaktaydı. "Şehir İnsandır" anlayı-1

Research paper thumbnail of Mabet ve Medinelerin Menkıbeleri | Yusuf Yerli

Düşünen Şehir Dergisi, 2021

Malinowski "Mitler dünyanın hiçbir durumunu açıklamazlar; onlar her zaman ideal olanı oluşturan ö... more Malinowski "Mitler dünyanın hiçbir durumunu açıklamazlar; onlar her zaman ideal olanı oluşturan örneği anlatırlar…" der. Ömer Lekesiz, Sevgili'nin Evi'nde; "Mitler, kutsal tarihe ilişkin bir veri, kutlu insanların ve onların mukallitlerinin hayatlarını aydınlatan bir öykü, insanın, dünyanın ve ahiretin anlamını açıklamaya, temellendirmeye, bunları sonraki kuşaklara nakletmeye uygun sahih bir bilgi ve sanatsal bir çabaya karşılık oldukları sürece muteberdirler." değerlendirmesini yaparken mit ile menkıbe arasında bir müteradifliğe de vurgu yapmış olur. Şecere, soy ağacı demek. Kökenine kadar inmek, köküne kadar kazımak. "Ben kimim, nereden geldim, neredeyim ve nereye gidiyorum?" soruları hep zihnimizde asılı duran, bir türlü verdiğimiz cevaplarla tatmin olamadığımız ve hep bir biçimde buğulu, sisli görüntüleri ile yetinmek zorunda kaldığımız zor ve zorlu sorulardır. Geçtiğimiz yıllarda bir günde milyonlarca insanımızın yüz-iki yüz yıllık soy kütüklerini/şecerelerini öğrenebilmek adına e-devlet sistemini çökerttiklerine şahit olmuştuk. İnsanlar sadece kendileri ile ilgili değil; kâinatla, kentle ilgili şecere arayışında da olmuşlar ta ezelden beri. Bu meraktan olmalı, her kent kendi kuruluş efsanesini aramış, bulamamış ise uydurmuştur. Sey-Mabet ve Medinelerin Menkıbeleri YUSUF YERLI "Kendine ait masalları, efsâneleri, hikâyeleri başkalarının hakikatine tercih etme cesaretini gösterdiğin gün, adımların yürüdüğün mekânı sana ait bir yola dönüştürmeye başlamış demektir. Unutma!.. Kaybetmekten daha tehlikeli olan kaybolmaktır. Hikâyesini kaybeden, kaybolur." (İhsan Fazlıoğlu

Research paper thumbnail of Hem Şam'ın Şekeri Hem de Arab'ın Yüzü

Hafta sonu Suriye gezisi organize edildiğini, benim de bu geziye davet edildiğimi öğrenince heyec... more Hafta sonu Suriye gezisi organize edildiğini, benim de bu geziye davet edildiğimi öğrenince heyecanlanmadım desem yalan olur. Pasaportumun hazır olması geziye yetişmem için bir avantaj. 7 Mayıs 2004 Cuma günü ikindi vakti çıktığımız yolculukta, hep tanıdık ve dost insanlarla birlikte olmanın verdiği iç huzuru; her yolculuk öncesi bende oluşan tarif edilmez iç sıkıntısının depreşmesini önlüyor. Maraş-Antep-Kilis üzerinden Suriye'ye yapacağımız yolculuğun, hemen ilk adımında Karatay Hanı bizi uğurlarcasına selamlıyor. Eski dönem seyahatleri zihnimde canlanmaya başlıyor. Esat, dirseği ile koltuğuma vurarak, beni yarı uykulu yarı uyanık gördüğüm rüya ya da oluşturduğum hayal dünyasından, gerçek âleme doğru çekip alıyor. İkindi namazı için Pınarbaşı'nda verilen ilk mola... Sarız üzerinden, Binboğa dağlarının kıvrımlarından K. Maraş'a doğru otobüsümüz yol alırken, bir ara Göksu Çay'nın baharla birlikte kabaran, kıvrılarak, çağlayarak, köpürerek telaşla yol alan gövdesinin bizimle yarıştığına şahit oldum. Her ne zaman çağlayarak akan bir nehir görsem hemencecik zihnime üşüşen Fuzuli'nin o ölümsüz şiirinin (Su Kasidesi) şu beyti aklıma gelir; çağlayan suyla aramda özdeşlik kurarım: 'Hak-i Payine yetem der ömrlerdir Muttasıl Başını taştan taşa vurup gezer avare su' Maraş'tan, Antep'ten bize katılanları aldıktan sonra, sınır kapısına dayandık. 24'ten sonra çıkış yapmamız gerekiyor, ki pasaportlarımıza 8 Mayıs tarihi düşülsün. 48 saatten fazla Suriye'de kalacak olursak fazladan 50 dolar ödememiz gerekiyor. Gezi turları bu acı gerçekten hareketle düzenlendiği için giriş ve çıkış saatlerine uymak en önemli konu. Sınır kapısında O saatlerde Türkiye'den dört, İran'dan iki otobüs yolcu Suriye'ye giriş işlemleri için kuyruk olmuş bekliyorlar. İki buçuk saate yakın süren işlemlerden sonra nihayet Suriye toprakları... (Bu cümleyi kurmanın verdiği acıyı satırlara aktarmam ne mümkün!) Sabah namazını Hama'da kıldıktan sonra yolumuza devam ediyoruz... Nihayet Şam'dayız. Mahmur gözlerimizi açmak, yorgun vücutlarımızı dinlendirmek, ağrıyan ve

Research paper thumbnail of Risale-i Durr’iye ve Mustafa İbakorkmaz

Şehir Dergisi, 2017

Risale-i Durr'iye ve Mustafa İbakorkmaz Yusuf Yerli K ayseri'nin evladı. 68 doğumlu. Şair, müzisy... more Risale-i Durr'iye ve Mustafa İbakorkmaz Yusuf Yerli K ayseri'nin evladı. 68 doğumlu. Şair, müzisyen.. Sakin, mütevazi, gizemli, şiirsel karakteri ile çevremizde sevilen bir kişiliği var. Acayip sigara ve çay düşkünüdür. Hayatı dingin yaşar. Acelesi yoktur. Söz verip de tutmadığı çoktur. Bir yıl önce yarın buluşalım diye randevulaşmamıza rağmen hala bu randevusuna gelmeme gibi bir ayıbı omuzlarında taşımaktadır. Uzun zamandan beri tanır (d) ım. Kendisi gibi gizemli bir kitap yayımladı. Esrarengiz Kitaplar diye bir serinin belki ilk, belki de son kitabı, ya da tek kitabı. Kitab'a Risale-i Dürr'iye ismini vermiş. Kendisi Kayseri'nin en üretici grafikeri olmasına rağmen, kitap kapağını Kültür Bakanlığından aşırma bir sitille oluşturmuş. Rengini de bilinçli bir şekilde çağla yeşili olarak tercih etmiş. Anlayacağınız Klasik (görünümlü) bir eserle karşı karşıyayız. Kitap'ın konusu ve resmetmeye çalıştığı kahramanları bakımından olaya bakılınca bu anlaşılabilir bir durum. Cemalettin Kamil Fakızade, (İçindekiler kısmında muhteremin adı Kemalettin olarak geçiyor, kitapta Kamil olarak) diğer bir adı da (halk arasında kullanılan) İmam-ı Zemheri üzerine akademik bir çalışma çerçevesinde

Research paper thumbnail of Mitoloji, Felsefe ve Din Dili

Bu seminer Alak suresinin ilk beş ayetinden hareketle (Kalem suresi ilk dört ayet için de bu duru... more Bu seminer Alak suresinin ilk beş ayetinden hareketle (Kalem suresi ilk dört ayet için de bu durum geçerli); insanlığın en temel sorularının neler olduğu ve bu sorulara hangi yöntemlerle cevap verildiği noktasının altını çizmeye yönelik bir okuma çalışmasıdır. Söz konusu altı temel mesele Varlık-Bilgi-Değer; Zaman- Mekân- Siyaset. Bu altı ana meseleyi temelde beş yaklaşımla ele alıyor insanlık birikimi: Mitoloji, Felsefe, Bilim, Sanat ve Din.
Kuran Dili, aynı zamanda biz buna Din Dili diyoruz, Mitolojik, Felsefi, Sanat ve Bilimsel yaklaşımları da bünyesine katıyor ve hiçbir zaman bu yaklaşımlara indirgenemeyecek bir üslupla altı temel meseleyi ele alıyor.
İnsanlık bu temel altı meseledeki tercihlerini oluştururken söz konusu beş temel yöntemden birini ya da bir kaçını kullanmaktadır. Burada oluşan tercihlere göre medeniyet, din, ideoloji, dünya görüşü vs. konusunda farklılıklar oluşmaktadır.

Research paper thumbnail of Kula Renkli Çantanın Hikâyesi

Şehir Dergisi, 2019

Yusuf şu çantaya sahip ol. Gelince onun hikâyesini anlatırım. Yirmi yıla yakın arkadaşlığımız olm... more Yusuf şu çantaya sahip ol. Gelince onun hikâyesini anlatırım. Yirmi yıla yakın arkadaşlığımız olmasına rağmen Aydın ağabeyin elinde ilk defa küçük bir el çantası görüyorum. Kullanılmaktan kaynaklanan yıpranmışlığı ve renginin solmuşluğu olmasa, yol için yeni edinmiş deyip geçeceğim.-Sen pencere tarafına otur. Bacağı uzun olanlar koridor tarafına oturup arada bir ayağını koridora uzatarak dinlendirirler, diyor Aydın Ağabey, beni pencere tarafına iteklerken. Otobüsümüz yol almaya, ben hayallere dalmaya başlayacağım. Bir yandan Ayet el-Kursi'yi okurken diğer yandan başımı otobüsün penceresine yaslamış gökyüzünü seyreyliyorum. Mülahazalar... Düşünceler... Çağrışımlar bir bir sökün ediyor ve ben Kayseri-İstanbul arasında derin bir yolculuğa daha koyuluyorum: İç yolculuk…

Research paper thumbnail of Kapalı Çarşı - Esnaf Üniversitesi

Research paper thumbnail of Halep Hane'den Kayseri Vatan'a

Şehir Dergisi, 2017

Bir zamanlar türkülerimizde andığımız, sevgilimize benzettiğimiz, sevgilimizi benzettiğimiz şen ş... more Bir zamanlar türkülerimizde andığımız, sevgilimize benzettiğimiz, sevgilimizi benzettiğimiz şen şehirdi Halep. Aşık Garip'in dillendirdiği "İşte geldim gidiyorum Şen kalasın Halep şehri Çok nan ü nimetin yedim Helal eyle Halep şehri" dizeleri dillerimize pelesenk olmuş, hayallerimizde yer etmiş Halep resmidir. Halep hep şendir ve bizden alacaklıdır. Halep'te hep "bir güzel" görülür, yiğitler menbaıdır, âşıklar durağıdır Halep. Karacaoğlan'ın, "Koca Halep derler yiğit vatanı Aramazlar gurbet elde yiteni Ak göğsün üstünde çakırdikeni Bitmeyince gönül yârden ayrılmaz" dizeleri ise yıllar sonra Çanakkale'de şehit düşecek yüzlerce Halep'liye "selam" niyetiyle söylenmiş dizelerdir adeta. Bugün ise Halep haraptır. Bizler ise onun "dost", "düşman" elinde hayalet şehre çevrilişini, iç savaşla tüketilişini çaresizce izlemekten öte bir şey yapamıyoruz.

Research paper thumbnail of Meydanın Maverası

Düşünen Şehir, 2018

Z amansız bir vakit'te, mekânsız bir meydan'da, uzaysız ve uzamsız bir atmosferde toplandık önce.... more Z amansız bir vakit'te, mekânsız bir meydan'da, uzaysız ve uzamsız bir atmosferde toplandık önce. zamansız bir vakte ve mekânsız bir meydan'a doğru yol alacağız, almaktayız sonunda. Çıktığımız, kendimizi ilk idrak ettiğimiz yere döneceğiz, kendimizi tekrar idrak etmek üzere. İnsan kendini ancak bir mekânda, bir zamanda idrak edebilir. Kendinin farkına varabilmesi, kendini bilebilmesi; neredeyim ve ne zamandan beri buradayım sorusuna cevap bulabilmesiyle mümkün olabilmekte. Bir nedenle kendinden geçen (bayılan/ kendinin farkında olamayan) bir insanın ayıldığı zaman ilk sorduğu soru, bulunduğu mekân ve zamanla ilgili oluyor çoğu zaman: Ben neredeyim, ne zamandan beri buradayım? Bu sorulara cevap bulamadığı takdirde cevabını bulabileceği başka sorular soramaz insan. Soramaz çünkü ayağını bir yere basamaz, kendini güvende hissedemez. Kendini bilebilmesi; yerini ve zamanını fark edebilmesiyle, yönünü tayin edebilmesiyle başarılabilecek bir durumdur. İnsan da yerden biter, diğer tüm canlılar gibi. İnsanın "bir damla su ve bir tutam toprak"tan yaratılmış olmasının sırrı belki de budur. İnsanın mekân arayışına girmesi, diyardan diyara göç etmesi, yurt yuva arayışında oluşu, canı pahasına yurdunu ve yuvasını savunuşu… Varoluşunu mekânsız ve zamansız anlamlandıramayacağı bilgisinin