Yunus Topal - Academia.edu (original) (raw)

Papers by Yunus Topal

Research paper thumbnail of The Impact of Bilateral Inferior Thyroid Artery Truncal Ligation and Recurrent Laryngeal Nerve Dissection on Early Postoperative Blood Calcium Levels after Total Thyroidectomy

Journal of Academic Research in Medicine, 2014

Amaç: Total tiroidektomi yapılan hastalarda, A. thyroidea inferior'un trunkal bağlanıp bağlanmama... more Amaç: Total tiroidektomi yapılan hastalarda, A. thyroidea inferior'un trunkal bağlanıp bağlanmamasının ve N. laryngeus inferior'un diseke edilip edilmemesinin postoperatif erken dönem kan kalsiyumuna etkisi, prospektif randomize olarak araştırıldı Yöntemler: "Multinodüler guatr" tanısıyla "total tiroidektomi" endikasyonu alan ve çalışma kriterlerini taşıyan 92 hastada prospektif randomize bir çalışma planlandı. Grup 1'de (n=40) A. thyroidea inferior bilateral trunkal olarak bağlandı ve N. laryngeus inferior diseksiyonu yapıldı. Grup 2'de (n=52) ise A. thyroidea inferior tiroid dokusuna yakın bağlandı ve N. laryngeus inferior diseksiyonu yapılmadı. Tüm hastalarda ameliyattan 12 saat önce ve ameliyattan 1 ve 3 gün sonra kan kalsiyum düzeyleri ölçüldü. Bulgular: Gruplar arasında yaş, cinsiyet, ameliyat süresi ve hastanede kalış süresi açılarından istatiksel olarak anlamlı fark yoktu. İki gruptaki hastaların preoperatif, postoperatif 1. ve 3. gün kan kalsiyum değerleri arasında istatiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (sırasıyla p=0,07; p=0,29; p=0,51). Grup 1'de postoperatif 1. gündeki kan kalsiyum değeri (p<0,018), Grup 2'de ise postoperatif 3. gündeki kan kalsiyum değeri (p<0,002) preoperatif değerlere göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde azalma gösterdi. Buna paralel olarak, postoperatif dönemde Grup 1'de 4 hastada (%10), Grup 2'de ise 5 hastada (%9,5) Chvostek ve Trousseau bulguları ortaya çıktı; bulgular açısından gruplar arasında istatistiksel olarak fark saptanmadı (p=0,71). Hiçbir olguda ses kısıklığı ve/veya solunum güçlüğü gözlenmedi. Sonuç: A. thyroidea inferior'un trunkal bağlanması ve N. laryngeus inferior'un diseke edilmesi, arterin dokuya yakın bağlanması ve sinirin diseke edilmemesine göre postoperatif kan kalsiyum değerini anlamlı düzeyde etkilememiştir. Her iki yöntem de benzer ve beklenebilir oranda (%10) postoperatif erken dönem hipokalsemisi ortaya çıkmıştır. Her iki yöntemde de tiroidektomi sonrası görülebilen ses kısıklığı ve solunum güçlüğü gibi major komplikasyonlar ortaya çıkmamıştır.

Research paper thumbnail of Total tiroidektomi yapılan hastalarda, a. thyroidea inferior'un trunkal bağlanıp bağlanmamasının ve n. laryngeus inferior'un diseke edilip edilmemesinin postoperatif erken dönem kan kalsiyumuna etkisi

Research paper thumbnail of Conflict of Interest: None

Erythema annulare centrifugum as presenting sign of activation of breast cancer*

Research paper thumbnail of Pernio: A case report and the review of the differantial diagnosis

The Medical Journal of Okmeydani Training and Research Hospital, 2016

Perniyo veya chilblain soğuğa anormal cevaptan kaynaklanan lokalize inflamatuvar bir hastalıktır.... more Perniyo veya chilblain soğuğa anormal cevaptan kaynaklanan lokalize inflamatuvar bir hastalıktır. Perniyo, genellikle el ve ayakların dorsal yüzlerinde ve daha az sıklıkla kulaklar, burun, uyluk ve kalçaların lateral yüzlerinde yerleşen ağrılı, eritemli-viyolese papüller, nodüller veya plaklarla ortaya çıkar. Ayırıcı tanıya Raynaud fenomeni, eritema nodosum, lupus eritematosus gibi hastalıklar girmektedir. Otuz iki yaşında erkek hasta 11 yıldır ellerinde bulunan eritemli ağrılı papüllerle başvurdu. Lezyonlar soğuğa maruz kaldıktan sonra kötüleşirken, sıcakta düzeliyordu. Ellerdeki papülden bir adet punch biyopsi örneği alındı. Histopatolojik incelemede dermisde perivasküler lenfosit infiltrasyonu görüldü. Hastaya bu bulgularla perniyo tanısı konuldu. Bu makalede perniyolu bir hasta bildirdik. Perniyonun klinik ve histopatolojik özelliklerini tartıştık ve ayırıcı tanıları gözden geçirdik.

Research paper thumbnail of Oleogranulomas of the breast treated with hydroxychloroquine

Indian Journal of Dermatology, Venereology, and Leprology, 2016

How to cite this article: Agarwal K, Barua S, Adhicari P, Das S, Marak R. Early-onset sarcoidosis... more How to cite this article: Agarwal K, Barua S, Adhicari P, Das S, Marak R. Early-onset sarcoidosis and juvenile idiopathic arthritis:A diagnostic dilemma. Indian J Dermatol Venereol Leprol 2016;82:542-5. Received: November, 2015. Accepted: February, 2016. This is an open access article distributed under the terms of the Creative Commons Attribution-NonCommercial-ShareAlike 3.0 License, which allows others to remix, tweak, and build upon the work non-commercially, as long as the author is credited and the new creations are licensed under the identical terms.

Research paper thumbnail of Genç Bir Erkekte Multipl Leiomiyom

Turkiye Klinikleri Journal of Dermatology, 2015

utanöz leiomiyom, derinin nadir görülen benign tümörlerinden biridir. Arrektör pili kası, kan dam... more utanöz leiomiyom, derinin nadir görülen benign tümörlerinden biridir. Arrektör pili kası, kan damarı mediası ve skrotum, vulva veya meme başındaki dartos kasından orijin almaktadır. 1 Bu çalışmada, polikliniğimizde kutanöz leiomiyom tanısı koyduğumuz bir erkek olgu sunularak, literatür bilgileri ışığında klinik ve histopatolojik bilgilere yer verilmiştir. OLGU SUNUMU Otuz iki yaşındaki erkek olgu, sağ bacağında ve sırtında yer alan ağrılı lezyonlar nedeni ile başvurdu. İlk olarak birkaç ay önce bacağında ağrıyla birlikte ortaya çıkan küçük bir kabarıklık fark etmişti. Sonraki dönemde yeni kabarıklıklar ortaya çıkmış ve lezyonlar boyut olarak da büyüme göster

Research paper thumbnail of Ürtikerli Hastalarda Tiroid Otoimmunitesinin Araştırılması

Tıp Araştırmaları Dergisi, 2014

Objective: An autoimmune etiology has been suggested in up to one-third of cases of chronic idiop... more Objective: An autoimmune etiology has been suggested in up to one-third of cases of chronic idiopathic urticaria (CIU). It is known that thyroid autoimmunity may be associated with urticaria. The objective of our present study was to verify the prevalence of thyroid antibodies in the patients with urticaria. Material and Methods: Seventy nine patients aged 14–70 years, who met criteria for urticaria, and 40 agedmatched healthy controls (10 males and 30 females) were participated in this study. Serum thyroid-stimulating hormone (TSH), free T3, free T4, anti-peroxidase (TPO), and anti-thyroglobulin (anti-Tg) antibody levels were measured. Results: The total ATA positive rate was 26.7% in the CIU group. The prevalence of anti-TG, and anti-TPO were 10.7 %, 17.9 % respectively. The prevalance of anti TPO was significantly higher in patients with CIU than controls (p=0,023). The total ATA positive rate was %10 in the acute urticaria. Conclusion: We determined that the prevalance of thyroid antibodies was significantly higher in our CIU patients. It is important to evaluate the relationship between thyroid auto-immunity and thyroid function in CIU patients. Understanding this relationship will be potentially useful in evaluating the treatment benefits of either thyroidhormones or anti-thyroid drugs in resistant cases of CIU

Research paper thumbnail of An ulcerated giant pilomatricoma mimicking malignancy

JDDG: Journal der Deutschen Dermatologischen Gesellschaft, 2015

Pilomatricoma is a benign cutaneous tumor which typically presents as a subcutaneous nodule sized... more Pilomatricoma is a benign cutaneous tumor which typically presents as a subcutaneous nodule sized 0.5 to 3 cm on the head, neck or upper extremities [1]. We present a patient with a giant ulcerated pilomatricoma on the right arm, which clinically appeared as a malignant tumor but showed a completely benign histopathology. A 75-year-old woman presented with a 4-year history of enlarging painless mass on her right forearm. The lesion had started growing in size several months ago and eventually attained the current size. Examination revealed a firm, solitary, ulcerated and indurated 3.2 × 5.5 cm tumor on the right forearm (Figure 1). Systemic examination and routine blood tests were normal. Histopathological examination of the incisional biopsy showed a well-demarcated lobular epithelial tumor, consisting of basaloid cells and eosinophilic shadow cells with focal areas of calcium deposits in the dermis (Figure 2). There were no pronounced cytological and nuclear atypia; the tumor showed a low mitotic activity (Figure 3). These histopathological findings were compatible with pilomatricoma. Pilomatricoma was first defined as a benign tumor originating from the sebaceous glands in 1880 by Malherbe and Chenantais who interpreted the tumor as a calcifying epithelioma. Forbis and Helwig in 1961 demonstrated that the tumor originated from the hair matrix and introduced the term pilomatricoma [1]. The lesions are most commonly seen on the head and neck region followed by the upper extremities. Classically, the tumor presents as a solitary, slow-growing, firm, small dermal nodule with normal or blue-black overlying skin. Multiple and familial lesions have been reported in association with conditions such as myotonic dystrophy, Gardner syndrome, Rubinstein-Taybi syndrome and Turner syndrome [2, 3]. The tumor is common in children, and more than 60 % of cases develop in the first two decades of life [1, 2]. Uncommon clinical-pathological variants of pilomatricoma have been reported, such as bullous, anetodermic, exophytic,

Research paper thumbnail of Ein ulzeriertes, Malignität imitierendes Riesenpilomatrixom

JDDG: Journal der Deutschen Dermatologischen Gesellschaft, 2015

ABSTRACT No abstract is available for this article.

Research paper thumbnail of Early diagnosis of the colon carcinoma during the treatment with acitretin

Our Dermatology Online, 2014

Sir, Acitretin is a systemic retinoid drug used in the treatment of severe psoriasis and various ... more Sir, Acitretin is a systemic retinoid drug used in the treatment of severe psoriasis and various other skin disorders, such as lichen planus, ichthyosis, lupus erythematosus. The mechanism

Research paper thumbnail of An asymptomatic nodule on the forearm

Clinical and Experimental Dermatology, 2014

A 53-year-old woman presented with a solitary lesion on her left forearm, which had first appeare... more A 53-year-old woman presented with a solitary lesion on her left forearm, which had first appeared approximately 20 years earlier and had gradually increased in size. Physical examination (Fig. 1) revealed a firm, reddish-brown, dome-shaped nodule, 30 9 20 mm in diameter. In addition, there were yellow-brown, circular crusts of around 1 mm in size over the lesion, along with a bleeding ulcerative area.

Research paper thumbnail of Erythema annulare centrifugum as the presenting sign of Pseudomonas aeruginosa sepsis in a newborn

European Journal of Pediatrics, 2012

Research paper thumbnail of A Case of Fibrovascular Polyp of the Esophagus

Journal of Academic Research in Medicine, 2014

Hipofarenks ve özofagusun fibrovasküler polipleri, nadir görülen benign, intraluminal ve submukoz... more Hipofarenks ve özofagusun fibrovasküler polipleri, nadir görülen benign, intraluminal ve submukozal tümörlerdir. En sık proksimal özofagusda görülmektedir. Hasta, solunum ve yutma güçlüğü, boğazda takılma ve kitle hissi ile tarafımıza başvurdu. Endoskopik tanı sonrasında, transvers özofagotomi ile polip eksizyonu yapıldı. Damarsal yapılardan zengin olması nedeniyle, endoskopik polipektomi güç olabilir. Bu tür olgularda cerrahi eksizyon planlanmalıdır. Biz solunum sıkıntısı, asfiksi ve tanısal problemlere neden olabilmesi nedeniyle fibrovasküler polipli bir olguyu tartışmayı amaçladık.

Research paper thumbnail of The Impact of Bilateral Inferior Thyroid Artery Truncal Ligation and Recurrent Laryngeal Nerve Dissection on Early Postoperative Blood Calcium Levels after Total Thyroidectomy

Journal of Academic Research in Medicine, 2014

Amaç: Total tiroidektomi yapılan hastalarda, A. thyroidea inferior'un trunkal bağlanıp bağlanmama... more Amaç: Total tiroidektomi yapılan hastalarda, A. thyroidea inferior'un trunkal bağlanıp bağlanmamasının ve N. laryngeus inferior'un diseke edilip edilmemesinin postoperatif erken dönem kan kalsiyumuna etkisi, prospektif randomize olarak araştırıldı Yöntemler: "Multinodüler guatr" tanısıyla "total tiroidektomi" endikasyonu alan ve çalışma kriterlerini taşıyan 92 hastada prospektif randomize bir çalışma planlandı. Grup 1'de (n=40) A. thyroidea inferior bilateral trunkal olarak bağlandı ve N. laryngeus inferior diseksiyonu yapıldı. Grup 2'de (n=52) ise A. thyroidea inferior tiroid dokusuna yakın bağlandı ve N. laryngeus inferior diseksiyonu yapılmadı. Tüm hastalarda ameliyattan 12 saat önce ve ameliyattan 1 ve 3 gün sonra kan kalsiyum düzeyleri ölçüldü. Bulgular: Gruplar arasında yaş, cinsiyet, ameliyat süresi ve hastanede kalış süresi açılarından istatiksel olarak anlamlı fark yoktu. İki gruptaki hastaların preoperatif, postoperatif 1. ve 3. gün kan kalsiyum değerleri arasında istatiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (sırasıyla p=0,07; p=0,29; p=0,51). Grup 1'de postoperatif 1. gündeki kan kalsiyum değeri (p<0,018), Grup 2'de ise postoperatif 3. gündeki kan kalsiyum değeri (p<0,002) preoperatif değerlere göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde azalma gösterdi. Buna paralel olarak, postoperatif dönemde Grup 1'de 4 hastada (%10), Grup 2'de ise 5 hastada (%9,5) Chvostek ve Trousseau bulguları ortaya çıktı; bulgular açısından gruplar arasında istatistiksel olarak fark saptanmadı (p=0,71). Hiçbir olguda ses kısıklığı ve/veya solunum güçlüğü gözlenmedi. Sonuç: A. thyroidea inferior'un trunkal bağlanması ve N. laryngeus inferior'un diseke edilmesi, arterin dokuya yakın bağlanması ve sinirin diseke edilmemesine göre postoperatif kan kalsiyum değerini anlamlı düzeyde etkilememiştir. Her iki yöntem de benzer ve beklenebilir oranda (%10) postoperatif erken dönem hipokalsemisi ortaya çıkmıştır. Her iki yöntemde de tiroidektomi sonrası görülebilen ses kısıklığı ve solunum güçlüğü gibi major komplikasyonlar ortaya çıkmamıştır.

Research paper thumbnail of Total tiroidektomi yapılan hastalarda, a. thyroidea inferior'un trunkal bağlanıp bağlanmamasının ve n. laryngeus inferior'un diseke edilip edilmemesinin postoperatif erken dönem kan kalsiyumuna etkisi

Research paper thumbnail of Conflict of Interest: None

Erythema annulare centrifugum as presenting sign of activation of breast cancer*

Research paper thumbnail of Pernio: A case report and the review of the differantial diagnosis

The Medical Journal of Okmeydani Training and Research Hospital, 2016

Perniyo veya chilblain soğuğa anormal cevaptan kaynaklanan lokalize inflamatuvar bir hastalıktır.... more Perniyo veya chilblain soğuğa anormal cevaptan kaynaklanan lokalize inflamatuvar bir hastalıktır. Perniyo, genellikle el ve ayakların dorsal yüzlerinde ve daha az sıklıkla kulaklar, burun, uyluk ve kalçaların lateral yüzlerinde yerleşen ağrılı, eritemli-viyolese papüller, nodüller veya plaklarla ortaya çıkar. Ayırıcı tanıya Raynaud fenomeni, eritema nodosum, lupus eritematosus gibi hastalıklar girmektedir. Otuz iki yaşında erkek hasta 11 yıldır ellerinde bulunan eritemli ağrılı papüllerle başvurdu. Lezyonlar soğuğa maruz kaldıktan sonra kötüleşirken, sıcakta düzeliyordu. Ellerdeki papülden bir adet punch biyopsi örneği alındı. Histopatolojik incelemede dermisde perivasküler lenfosit infiltrasyonu görüldü. Hastaya bu bulgularla perniyo tanısı konuldu. Bu makalede perniyolu bir hasta bildirdik. Perniyonun klinik ve histopatolojik özelliklerini tartıştık ve ayırıcı tanıları gözden geçirdik.

Research paper thumbnail of Oleogranulomas of the breast treated with hydroxychloroquine

Indian Journal of Dermatology, Venereology, and Leprology, 2016

How to cite this article: Agarwal K, Barua S, Adhicari P, Das S, Marak R. Early-onset sarcoidosis... more How to cite this article: Agarwal K, Barua S, Adhicari P, Das S, Marak R. Early-onset sarcoidosis and juvenile idiopathic arthritis:A diagnostic dilemma. Indian J Dermatol Venereol Leprol 2016;82:542-5. Received: November, 2015. Accepted: February, 2016. This is an open access article distributed under the terms of the Creative Commons Attribution-NonCommercial-ShareAlike 3.0 License, which allows others to remix, tweak, and build upon the work non-commercially, as long as the author is credited and the new creations are licensed under the identical terms.

Research paper thumbnail of Genç Bir Erkekte Multipl Leiomiyom

Turkiye Klinikleri Journal of Dermatology, 2015

utanöz leiomiyom, derinin nadir görülen benign tümörlerinden biridir. Arrektör pili kası, kan dam... more utanöz leiomiyom, derinin nadir görülen benign tümörlerinden biridir. Arrektör pili kası, kan damarı mediası ve skrotum, vulva veya meme başındaki dartos kasından orijin almaktadır. 1 Bu çalışmada, polikliniğimizde kutanöz leiomiyom tanısı koyduğumuz bir erkek olgu sunularak, literatür bilgileri ışığında klinik ve histopatolojik bilgilere yer verilmiştir. OLGU SUNUMU Otuz iki yaşındaki erkek olgu, sağ bacağında ve sırtında yer alan ağrılı lezyonlar nedeni ile başvurdu. İlk olarak birkaç ay önce bacağında ağrıyla birlikte ortaya çıkan küçük bir kabarıklık fark etmişti. Sonraki dönemde yeni kabarıklıklar ortaya çıkmış ve lezyonlar boyut olarak da büyüme göster

Research paper thumbnail of Ürtikerli Hastalarda Tiroid Otoimmunitesinin Araştırılması

Tıp Araştırmaları Dergisi, 2014

Objective: An autoimmune etiology has been suggested in up to one-third of cases of chronic idiop... more Objective: An autoimmune etiology has been suggested in up to one-third of cases of chronic idiopathic urticaria (CIU). It is known that thyroid autoimmunity may be associated with urticaria. The objective of our present study was to verify the prevalence of thyroid antibodies in the patients with urticaria. Material and Methods: Seventy nine patients aged 14–70 years, who met criteria for urticaria, and 40 agedmatched healthy controls (10 males and 30 females) were participated in this study. Serum thyroid-stimulating hormone (TSH), free T3, free T4, anti-peroxidase (TPO), and anti-thyroglobulin (anti-Tg) antibody levels were measured. Results: The total ATA positive rate was 26.7% in the CIU group. The prevalence of anti-TG, and anti-TPO were 10.7 %, 17.9 % respectively. The prevalance of anti TPO was significantly higher in patients with CIU than controls (p=0,023). The total ATA positive rate was %10 in the acute urticaria. Conclusion: We determined that the prevalance of thyroid antibodies was significantly higher in our CIU patients. It is important to evaluate the relationship between thyroid auto-immunity and thyroid function in CIU patients. Understanding this relationship will be potentially useful in evaluating the treatment benefits of either thyroidhormones or anti-thyroid drugs in resistant cases of CIU

Research paper thumbnail of An ulcerated giant pilomatricoma mimicking malignancy

JDDG: Journal der Deutschen Dermatologischen Gesellschaft, 2015

Pilomatricoma is a benign cutaneous tumor which typically presents as a subcutaneous nodule sized... more Pilomatricoma is a benign cutaneous tumor which typically presents as a subcutaneous nodule sized 0.5 to 3 cm on the head, neck or upper extremities [1]. We present a patient with a giant ulcerated pilomatricoma on the right arm, which clinically appeared as a malignant tumor but showed a completely benign histopathology. A 75-year-old woman presented with a 4-year history of enlarging painless mass on her right forearm. The lesion had started growing in size several months ago and eventually attained the current size. Examination revealed a firm, solitary, ulcerated and indurated 3.2 × 5.5 cm tumor on the right forearm (Figure 1). Systemic examination and routine blood tests were normal. Histopathological examination of the incisional biopsy showed a well-demarcated lobular epithelial tumor, consisting of basaloid cells and eosinophilic shadow cells with focal areas of calcium deposits in the dermis (Figure 2). There were no pronounced cytological and nuclear atypia; the tumor showed a low mitotic activity (Figure 3). These histopathological findings were compatible with pilomatricoma. Pilomatricoma was first defined as a benign tumor originating from the sebaceous glands in 1880 by Malherbe and Chenantais who interpreted the tumor as a calcifying epithelioma. Forbis and Helwig in 1961 demonstrated that the tumor originated from the hair matrix and introduced the term pilomatricoma [1]. The lesions are most commonly seen on the head and neck region followed by the upper extremities. Classically, the tumor presents as a solitary, slow-growing, firm, small dermal nodule with normal or blue-black overlying skin. Multiple and familial lesions have been reported in association with conditions such as myotonic dystrophy, Gardner syndrome, Rubinstein-Taybi syndrome and Turner syndrome [2, 3]. The tumor is common in children, and more than 60 % of cases develop in the first two decades of life [1, 2]. Uncommon clinical-pathological variants of pilomatricoma have been reported, such as bullous, anetodermic, exophytic,

Research paper thumbnail of Ein ulzeriertes, Malignität imitierendes Riesenpilomatrixom

JDDG: Journal der Deutschen Dermatologischen Gesellschaft, 2015

ABSTRACT No abstract is available for this article.

Research paper thumbnail of Early diagnosis of the colon carcinoma during the treatment with acitretin

Our Dermatology Online, 2014

Sir, Acitretin is a systemic retinoid drug used in the treatment of severe psoriasis and various ... more Sir, Acitretin is a systemic retinoid drug used in the treatment of severe psoriasis and various other skin disorders, such as lichen planus, ichthyosis, lupus erythematosus. The mechanism

Research paper thumbnail of An asymptomatic nodule on the forearm

Clinical and Experimental Dermatology, 2014

A 53-year-old woman presented with a solitary lesion on her left forearm, which had first appeare... more A 53-year-old woman presented with a solitary lesion on her left forearm, which had first appeared approximately 20 years earlier and had gradually increased in size. Physical examination (Fig. 1) revealed a firm, reddish-brown, dome-shaped nodule, 30 9 20 mm in diameter. In addition, there were yellow-brown, circular crusts of around 1 mm in size over the lesion, along with a bleeding ulcerative area.

Research paper thumbnail of Erythema annulare centrifugum as the presenting sign of Pseudomonas aeruginosa sepsis in a newborn

European Journal of Pediatrics, 2012

Research paper thumbnail of A Case of Fibrovascular Polyp of the Esophagus

Journal of Academic Research in Medicine, 2014

Hipofarenks ve özofagusun fibrovasküler polipleri, nadir görülen benign, intraluminal ve submukoz... more Hipofarenks ve özofagusun fibrovasküler polipleri, nadir görülen benign, intraluminal ve submukozal tümörlerdir. En sık proksimal özofagusda görülmektedir. Hasta, solunum ve yutma güçlüğü, boğazda takılma ve kitle hissi ile tarafımıza başvurdu. Endoskopik tanı sonrasında, transvers özofagotomi ile polip eksizyonu yapıldı. Damarsal yapılardan zengin olması nedeniyle, endoskopik polipektomi güç olabilir. Bu tür olgularda cerrahi eksizyon planlanmalıdır. Biz solunum sıkıntısı, asfiksi ve tanısal problemlere neden olabilmesi nedeniyle fibrovasküler polipli bir olguyu tartışmayı amaçladık.