Yusuf GÜNER - Academia.edu (original) (raw)

Papers by Yusuf GÜNER

Research paper thumbnail of AFETLERE KARŞI DİRENÇLİ TOPLUM OLUŞTURMA SÜRECİNİN KAVRAMSALLAŞTIRILMASI ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA A STUDY ON THE CONCEPTUALIZATION OF DISASTER RESILIENT SOCIETIES

Öz Günümüzde, afetler insanlar için parasal ve fiziksel kayıplar meydana getirmelerinin yanı sıra... more Öz Günümüzde, afetler insanlar için parasal ve fiziksel kayıplar meydana getirmelerinin yanı sıra, sosyal ve toplumsal huzur ve refahı da olumsuz yönde etkilemektedir. Bu olumsuz etkiler; ülkelerin eğitim durumu, ekonomik gelişmişlikleri ve alt yapı sistemlerindeki problemler ile birlikte derinleşmektedir. Ülkelerin ve toplumların afetler karşısındaki davranışları ve baş etme kapasiteleri söz konusu olduğunda, dirençlilik kavramı ortaya çıkmaktadır. Dirençlilik temel anlamda, birey veya toplumların afetler ile başa çıkma kapasitesini ifade etmektir. Toplumların dirençli hale gelmeleri, ekonomik, sosyal ve kültürel etkenlerin bir araya gelmesi ile oluşan uzun bir süreci kapsamaktadır. Bu çalışmanın amacı; toplumların afetlere karşı dirençli hale gelmesini belirleyen kıstasları ortaya koymak ve afetlere karşı dirençli toplum oluşturma aşamalarını kavramsallaştırmaktır. Bu araştırma, kavramsal literatür taraması yöntemi ile oluşturulmuş nitel bir çalışmadır. Toplumsal dirençlilik ile ilişkilendirilebilecek bilimsel makale, tez ve yayınlar taranmıştır. Araştırmada, bir toplumu afetlere karşı dirençli hale getirebilmek için gereken adımlar ve süreçler bir model olarak önerilmektedir. Önerilen modelde, afetlere karşı dirençli toplumu meydana getiren başlıklar; Ekonomik ve sosyal refah, Altyapı sistemlerine ulaşım, sağlık ve zindelik, yönetime katılım ve temsil edilebilme, afete maruz kalma ve coğrafi konum olarak belirlenmiştir. Belirlenen başlıkların her biri ayrıca alt başlıklara ayrılmaktadır. Çalışmada, bir toplumun afetlere karşı dirençli hale gelebilmesi için geçirdiği aşamalar belirlenen başlıklar altında kavramsallaştırılmaktadır. Sonuç olarak, toplumların afetlere karşı dirençli hale gelebilmeleri çok karmaşık ve zorlu bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Afetlere karşı dirençli toplum meydana getirebilmek için; ekonomik kalkınmadan açlık ve fakirliğin sonlandırılmasına, eğitimden sosyal refahın arttırılmasına kadar birçok alanda ortaklaşa ve çok disiplinli çalışmanın eş zamanlı olarak yürütülmesi gerektiği açıkça görülmektedir. Abstract Nowadays, disasters have a negative impact on social and social well-being and welfare as well as causing monetary and physical losses for people. These negative effects; in terms of the educational situation of the countries, their economic development and the problems in the infrastructure systems are deepening. In the case of countries and societies' behavior and coping capacities against disasters, the concept of resilience is emerging. Resilience is the expression of the capacity of individuals or societies to deal with disasters. The resilience of societies covers a long period of time, which comes together with economic, social and cultural factors. The aim of this study is; to identify the criteria that determine the resilience of

Research paper thumbnail of KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE AFETE DİRENÇLİ TOPLUM

; son yıllarda farklı bilim alanları tarafından sıkça kullanılan bir terimdir. Genel olarak; bir ... more ; son yıllarda farklı bilim alanları tarafından sıkça kullanılan bir terimdir. Genel olarak; bir maddenin, bireyin, organizasyonun veya toplumun ağır şartlara karşı dayanabilme ve karşı koyabilme becerisi olarak tanımlanabilir. Afetler söz konusu olduğunda ise dirençlilik, bir toplumun ve sistemin, kendi öz kapasitesi ile afet ve acil durumların üstesinden gelebilme ve denge durumuna tekrar ulaşabilme yeteneği olarak ifade edilebilir. İklim değişikliği, günümüzde olduğu gibi gelecekte de konuşulacak bir afet türüdür. Sanayi devrimi ile başlayan fosil yakıt tüketimi, dünya nüfusunun hızlı artışı ve buna bağlı olarak enerjiye olan ihtiyacın artması ile iklim değişikliği baş göstermiştir. Beklenmeyen seviyelere ulaşan karbon salınımı "Sera Gazı Etkisi" ni oluşturmuş ve dünya ortalama sıcaklığında artışlara sebep olmuştur. Küremiz doğal ısınma sürecinin çok üstünde bir hızla ısınmaya devam etmektedir. Bu değişim dünyanın uyum hızından daha hızlı gerçekleştiği için iklimler değişmekte ve afet boyutunda aşırı hava olayları meydana gelmektedir. Meteorolojik afetler özellikle son elli yılda hızlı bir artış göstermiş ve 2000'li yıllardaki meteorolojik afetlerin sayısı 1960'lı yıllara göre üç kat artmıştır. Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç Federasyonunun (İFRC) 2018 yılında yayımladığı rapora göre de, son on yılda meydana gelen 3751 doğal afetin %84'ü meteorolojik kökenli afetlerdir. Öte yandan şu anki küresel iklim değişiminin yüzde 90'ınının insan kaynaklı olduğu bilimsel olarak ispatlanmış bir gerçektir. Yapılan çalışmalar doğal hava düzeninde meydana getirilen bu tahribatı ortadan kaldırmanın ve yüz yıl önceki hale döndürmenin mümkün olmadığını ancak ısı artışını yavaşlatarak zararsız seviyelere indirmenin mümkün olduğunu göstermektedir. Bunu yapmak da yine insanın; yani toplumun elindedir. Bu çalışma iklim değişikliğinin yol açtığı afetlere karşı toplumsal direnç sağlamak için neler gerektiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. İklim değişikliği ve afete dirençli toplum başlıkları kavramsal olarak incelenmektedir. Bu başlıkların birbirleri ile olan ilişkisine değinilmekte ve iklim değişikliğinin yol açtığı afetlere karşı dirençli toplum oluşturmanın parametreleri ortaya konmaya çalışılmaktadır. Abstract Resilience; is a term frequently used by different fields of science

Research paper thumbnail of canakkale ili 112 acil saglik hizmetleri istasyonlarinda calisan personelin afet tibbi konusundaki bilgi duzeyleri

Özet Amaç: Çanakkale 112 acil sağlık hizmetleri istasyonlarında çalışan personelin afet tıbbı kon... more Özet Amaç: Çanakkale 112 acil sağlık hizmetleri istasyonlarında çalışan personelin afet tıbbı konusundaki bilgi düzeylerini ve başta eğitim olmak üzere bazı ilişkili etmenleri ortaya koymaktır. Gereç ve yöntem: Kesitsel tipteki araştırmanın evreni Çanakkale 112 acil sağlık hizmetleri istasyonlarında çalışan personelin tümüdür. 328 kişiden 260'ına (%79.2) ulaşılmıştır. Bağımlı değişken afet tıbbı bilgi düzeyidir. Eğitim ile ilgili değişkenler temel bağımsız değişken olup, sosyodemografik özellikler, meslek ve afete yanıt deneyimi diğer bağımsız değişkenlerdir. Veriler anket yöntemiyle toplanmıştır. SPSS 11.0 kullanılarak yapılan analizde Mann Whitney-U, Kruskal Wallis ve lineer regresyon analizi kullanılmıştır. Anlamlılık sınırı p<0.05'dir. Bulgular: Araştırmaya katılan 260 personelin yaş ortalaması 27.6±8.5 yıldır, %56.9'u kadındır. Genel afet tıbbı bilgi düzeyi ortanca değeri 72 puandır. Personelin afet tıbbı bilgi düzeyi eğitimler (p=0.007) arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki vardır. Personelin mesleği (p=0.007) ve afet tatbikatlarına katılmış olmasının da (p=0.022) bilgi düzeyiyle ilişkisi gösterilmiş olmasına karşın; yaş, cinsiyet ve afet deneyiminin anlamlı bir ilişki göstermediği saptanmıştır. Sonuç: Personelin genel afet tıbbı bilgi düzeyleri yeterli gibi görünmekle birlikte başta eğitim olmak üzere bazı faktörlerle yakın ilişki göstermektedir. Bunun yanı sıra personelin mesleğinin ve afet tatbikatına katılma deneyiminin de bilgi düzeyi üzerine etkili olduğu görülmüştür. Bu bağlamda 112 acil sağlık hizmetleri personeli afet tıbbı ile ilgili eğitimleri almalıdır. Aldığı eğitimlere ilave olarak, düzenli aralıklarla yapılacak afet tatbikatları ile personelin bilgi düzeyi desteklenmelidir. Pam Tıp Derg 2018;11(2):119-125 Anahtar sözcükler: Afet, afet tıbbı, 112 acil sağlık hizmetleri, afet tıbbı eğitimi Abstract Purpose:To reveal the knowledge levels of the personnels who work at the stations of Çanakkale 112 emergency health services on disaster medicine and some factors in connection with primarily education. Materials and methods: This sudy is a analytic research in the cross sectional nature. The scope of the research covers the all personnels who work at the stations of Çanakkale 112 emergency health services. We reached a total of 260 people out of 328 (79.2 %). The dependent variable, disaster medicine, is at the knowledge level. The variables related to education are basic independent variables. The sociodemographic features, the vocational experience and the experience of response to disaster are the other independant variables. The data has been combined by the method of questionaire and fill-in by yourself. In the analysis conducted by using SPSS 11.0 the tests of Mann Whitney-U, Kruskal Wallis and linear regression analysis were used. The limit of meaningfulness is p<0.05. Results:The average age of the 260 personnels who attended the research is 27.6 ±8.5 years old and 56.9% of them are female. The median for the knowledge level of general disater medicine is 72 points. There is a meaningful relationship in the positive direction between the knowledge level of the personnels on the disaster medicine.Even if the relationship between the personnel occupations (p=0.007) and their attendance in disaster exercises (p=0.022) and the level of knowledge was shown, it was established that age, gender and the experience of disaster did not indicate a meaningful relationship. Conclusion: The knowledge level of the personnels on the general disaster medicine is observed as sufficient, this state reveals a close relationship with education. In this connection, the personnels of 112 emerg ency health services should receive education on disaster medicine. In addition to the educations, the personnels' level of knowledge should be supported by means of the disaster exercises which will be conducted at regular intervals.

Books by Yusuf GÜNER

Research paper thumbnail of AFET MEVZUATI KİTABI_ 2. BASKI

AFET MEVZUATI BAŞLICA ULUSLARARASI/ ULUSAL MEVZUAT VE YARGI KARARLARI

Değerli okurlar, elinizde tuttuğunuz bu çalışma, Afet Olgusunun “Bütünleşik Yönetimi”, “Politikal... more Değerli okurlar, elinizde tuttuğunuz bu çalışma, Afet Olgusunun “Bütünleşik Yönetimi”,
“Politikaları” ve “Yargı Kararlarına” ilişkin, uluslararası ve ulusal bilgi birikimi sonucunda
oluşturulmuş yasal düzenlemelerin bir araya getirilerek, bütün halinde değerlendirilmesinin
kolaylaştırılmasına yönelik zahmetli ekip çalışmasının ürünüdür.
Bilgi; insanlar, nesne ve olgu ile bunlar arasındaki etkileşime yol açan sebep-sonuç
ilişkilerini anlamayı sağlamaktadır. Bilgilenme gerekliliği ayni zamanda, insanların yaşam
kalitesinin gelişmesine hizmet eden etik bir duruşa da hizmet etmektedir. Kuşkusuz artık
“ekonomik veya insan merkezli” düşünmenin zararları da görüldüğünden, “doğa ve varlık
merkezli” düşünmenin gerekliliği de bilinmektedir. Yasal düzenlemeler, başlangıçta olguya
ilişkin bir ilk dokunuş iken, sonraki süreçte günün getirdiği iklim değişikliği gibi yeni koşulların
değerlendirilmesi bağlamında öğrenilmiş derslerin de yazıldığı metinlerdir ayni zamanda.
Mevzuat değişikliklerinin, belirtilen nedenle politik yozlaşma ve rant kollamaya hizmet eden bir
anlayış üzerinden değil, ancak toplumsal sürdürülebilirlik üzerinden yapılması, konu “afet”
olduğunda daha da anlamlı hale gelmektedir. Başka bir ifadeyle bilgi kendisini üreten ve
geliştirerek bazen de dönüştüren insan taleplerine yönelik ortaya çıksa da, bilginin ortaya
çıkışının insanın ihtiyaçlarından kaynaklanması gerçeği, genel gerçeklik, yerindelik ve genel
geçerli kabullerle irtibatlaşmayı da varlıkların hakkı açısından gerektirmektedir. Belirtilen
sağduyulu genel gerçeklik içinde; teknik, politik, bilimsel, felsefi bilginin oluşturulması ve
rasyonel kullanılması için “yaptırımların” düzenlenmesi önem taşımaktadır. Toplumsal gelişme
ve konumuz itibariyle afetlere mukavemet edebilmenin gerçekçi yolu da bilgi sahibi olmaktan
geçmektedir. Bilgi teknolojilerine önem vermeyen ülkelerin geleceği de yok gibi görünmektedir.
Dünyadaki birçok ülke geleceklerini bilgi teknolojileri üzerine kurmakta ve geliştirmek için
önemli harcamalar yapmaktadır. Bağlantılı olarak nitelikli ve kullanılabilir bilgi anlamına da
sahip istihbaratın yönetimi konusu; devletler, şirketler ve kuruluşlarca her geçen gün önemini
daha da arttırmaktadır. Bilginin toplumsal fayda yaratan oluşumuna destek kadar, zarar
yaratmaya yönelik kullanımının engellemesi de afet yönetiminin konuları arasındadır ve çok
yönlü güvenlik çalışmalarıyla birlikte değerlendirilmesi, temel paydaşlardan biri olarak kamu
yönetiminin sorumluluğundadır.
3
Afetler doğa kaynaklı ve insan faaliyetlerinden ayrı ayrı ortaya çıkabildiği gibi, her iki
olgunun etkileşimi sonucunda da farklı tehlike seviyelerinde ve etki ortamında meydana
gelmektedir. Bu durum, bilgi birikiminin çok yönlü ve birbiriyle ilgisi veya tamamlayıcılığını da
önemli hale getirmiştir. Bilginin disiplinlerarası oluşturulması, kurumlar ve sektörlerarası
ortaklığı da sağlamıştır. Örneğin insanlığın varlığından beri var olan haber alma ve bilgi toplama
yada “istihbarat” çalışmaları için kullanılan terminoloji, afetlerde erken uyarı için de benzer
amaçlı değerlendirilmekte, “tehlikelere karşı önlem almak için zaman kazandıran bir farkındalık
sürecinin yönetimine” yönelik bir anlamlandırmaya da hizmet etmektedir.
Nihai tahlilde, afet yönetimine ilişkin çok yönlü konu ve gelişmelerin bir araya getirildiği
bu değerli çalışmanın, literatüre önemli bir katkı yaratacağını, ilgi duyan okuyuculara yararlı
olacağını düşünüyorum. Bu çalışmanın hazırlanmasında emeği geçen tüm arkadaşlarıma
teşekkürü bir borç bilirim. ( 19 Mayıs 2018, İzmir)
Prof.Dr.Zerrin Toprak, Karaman
Dokuz Eylül Üniversitesi
Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı
SBE, Afet Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı

Research paper thumbnail of AFET MEVZUATI KİTABI_1.Baskı

AFET MEVZUATI BAŞLICA ULUSLARARASI/ULUSAL MEVZUAT VE YARGI KARARLARI

Değerli okurlar, elinizde tuttuğunuz bu çalışma, Afet Olgusunun “Bütünleşik Yönetimi”, “Politikal... more Değerli okurlar, elinizde tuttuğunuz bu çalışma, Afet Olgusunun “Bütünleşik Yönetimi”,
“Politikaları” ve “Yargı Kararlarına” ilişkin, uluslararası ve ulusal bilgi birikimi sonucunda
oluşturulmuş yasal düzenlemelerin bir araya getirilerek, bütün halinde değerlendirilmesinin
kolaylaştırılmasına yönelik zahmetli ekip çalışmasının ürünüdür.
Bilgi; insanlar, nesne ve olgu ile bunlar arasındaki etkileşime yol açan sebep-sonuç
ilişkilerini anlamayı sağlamaktadır. Bilgilenme gerekliliği ayni zamanda, insanların yaşam
kalitesinin gelişmesine hizmet eden etik bir duruşa da hizmet etmektedir. Kuşkusuz artık
“ekonomik veya insan merkezli” düşünmenin zararları da görüldüğünden, “doğa ve varlık
merkezli” düşünmenin gerekliliği de bilinmektedir. Yasal düzenlemeler, başlangıçta olguya
ilişkin bir ilk dokunuş iken, sonraki süreçte günün getirdiği iklim değişikliği gibi yeni koşulların
değerlendirilmesi bağlamında öğrenilmiş derslerin de yazıldığı metinlerdir ayni zamanda.
Mevzuat değişikliklerinin, belirtilen nedenle politik yozlaşma ve rant kollamaya hizmet eden bir
anlayış üzerinden değil, ancak toplumsal sürdürülebilirlik üzerinden yapılması, konu “afet”
olduğunda daha da anlamlı hale gelmektedir. Başka bir ifadeyle bilgi kendisini üreten ve
geliştirerek bazen de dönüştüren insan taleplerine yönelik ortaya çıksa da, bilginin ortaya
çıkışının insanın ihtiyaçlarından kaynaklanması gerçeği, genel gerçeklik, yerindelik ve genel
geçerli kabullerle irtibatlaşmayı da varlıkların hakkı açısından gerektirmektedir. Belirtilen
sağduyulu genel gerçeklik içinde; teknik, politik, bilimsel, felsefi bilginin oluşturulması ve
rasyonel kullanılması için “yaptırımların” düzenlenmesi önem taşımaktadır. Toplumsal gelişme
ve konumuz itibariyle afetlere mukavemet edebilmenin gerçekçi yolu da bilgi sahibi olmaktan
geçmektedir. Bilgi teknolojilerine önem vermeyen ülkelerin geleceği de yok gibi görünmektedir.
Dünyadaki birçok ülke geleceklerini bilgi teknolojileri üzerine kurmakta ve geliştirmek için
önemli harcamalar yapmaktadır. Bağlantılı olarak nitelikli ve kullanılabilir bilgi anlamına da
sahip istihbaratın yönetimi konusu; devletler, şirketler ve kuruluşlarca her geçen gün önemini
daha da arttırmaktadır. Bilginin toplumsal fayda yaratan oluşumuna destek kadar, zarar
yaratmaya yönelik kullanımının engellemesi de afet yönetiminin konuları arasındadır ve çok
yönlü güvenlik çalışmalarıyla birlikte değerlendirilmesi, temel paydaşlardan biri olarak kamu
yönetiminin sorumluluğundadır.
3
Afetler doğa kaynaklı ve insan faaliyetlerinden ayrı ayrı ortaya çıkabildiği gibi, her iki
olgunun etkileşimi sonucunda da farklı tehlike seviyelerinde ve etki ortamında meydana
gelmektedir. Bu durum, bilgi birikiminin çok yönlü ve birbiriyle ilgisi veya tamamlayıcılığını da
önemli hale getirmiştir. Bilginin disiplinlerarası oluşturulması, kurumlar ve sektörlerarası
ortaklığı da sağlamıştır. Örneğin insanlığın varlığından beri var olan haber alma ve bilgi toplama
yada “istihbarat” çalışmaları için kullanılan terminoloji, afetlerde erken uyarı için de benzer
amaçlı değerlendirilmekte, “tehlikelere karşı önlem almak için zaman kazandıran bir farkındalık
sürecinin yönetimine” yönelik bir anlamlandırmaya da hizmet etmektedir.
Nihai tahlilde, afet yönetimine ilişkin çok yönlü konu ve gelişmelerin bir araya getirildiği
bu değerli çalışmanın, literatüre önemli bir katkı yaratacağını, ilgi duyan okuyuculara yararlı
olacağını düşünüyorum. Bu çalışmanın hazırlanmasında emeği geçen tüm arkadaşlarıma
teşekkürü bir borç bilirim. ( 19 Mayıs 2018, İzmir)
Prof.Dr.Zerrin Toprak, Karaman
Dokuz Eylül Üniversitesi
Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı
SBE, Afet Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı

Thesis Chapters by Yusuf GÜNER

Research paper thumbnail of HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ ÇANAKKALE İLİ 112 ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ İSTASYONLARINDA ÇALIŞAN PERSONELİN AFET TIBBI KONUSUNDAKİ BİLGİ DÜZEYLERİ

Amaç: Çanakkale 112 acil sağlık hizmetleri istasyonlarında çalışan personelin afet tıbbı konusund... more Amaç: Çanakkale 112 acil sağlık hizmetleri istasyonlarında çalışan personelin
afet tıbbı konusundaki bilgi düzeylerini ve başta eğitim olmak üzere bazı ilişkili etmenleri
ortaya koymaktır.
Yöntem: Kesitsel nitelikte analitik bir araştırmadır. Araştırmanın evreni
Çanakkale 112 acil sağlık hizmetleri istasyonlarında çalışan personelin tümüdür. 328
kişiden 260’ına (%79,2) ulaşılmıştır. Bağımlı değişken olan afet tıbbı bilgi düzeyi 25 soru
ile 100 puan üzerinden değerlendirilmiştir. Eğitim ile ilgili değişkenler temel bağımsız
değişkenlerdir. Bunlar; AYAY eğitimi alma durumu, UMKE Temel Eğitimi alma durumu,
mezuniyet sonrası bir kurs programına katılma durumu, diğer eğitimlere katılma
durumudur. Sosyodemografik özellikler, meslek ve afete yanıt deneyimi de diğer
bağımsız değişkenlerdir. Veriler anketle, kendi kendine doldurma yöntemiyle
toplanmıştır. SPSS 11.0 kullanılarak yapılan analizde Mann Whitney-U, Kruskal Wallis,
Kikare testi ve lineer regresyon analizi kullanılmıştır. Anlamlılık sınırı p<0.05’dir.
Bulgular: Araştırmaya katılan 260 personelin yaş ortalaması 27,6±8,5 yıldır,
%56,9’u kadındır. Genel afet tıbbı bilgi düzeyi ortanca değeri 72 puandır. Personelin afet
tıbbı bilgi düzeyi ile AYAY lisans eğitimi (p=0,000) ve diğer ilave eğitimler (p=0,001)
arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki vardır. Personelin mesleği (p=0,007) ve afet
tatbikatlarına katılmış olmasının da (p=0,022) bilgi düzeyiyle ilişkisi gösterilmiş olmasına
karşın; yaş, cinsiyet ve afet deneyiminin anlamlı bir ilişki göstermediği saptanmıştır.
Sonuç: Personelin genel afet tıbbı bilgi düzeyleri yeterli gibi görünmekle birlikte
başta eğitim olmak üzere bazı faktörlerle yakın ilişki göstermektedir. Bilgi düzeyi üzerinde
en etkili eğitim yönteminin AYAY lisans eğitimi olduğu görülmüş olmakla birlikte diğer
ilave eğitimlerin de etkili olduğu belirlenmiştir. Bunun yanı sıra personelin mesleğinin ve
afet tatbikatına katılma deneyiminin de bilgi düzeyi üzerine etkili olduğu görülmüştür. Bu
bağlamda 112 acil sağlık hizmetleri personeli afet tıbbı ile ilgili, mümkünse lisans
düzeyindeki AYAY eğitimini, değilse afet tıbbı ile ilgili diğer eğitimleri almalıdır. Aldığı
eğitimlere ilave olarak, düzenli aralıklarla yapılacak afet tatbikatları ile personelin bilgi
düzeyi desteklenmelidir.

Research paper thumbnail of AFETLERE KARŞI DİRENÇLİ TOPLUM OLUŞTURMA SÜRECİNİN KAVRAMSALLAŞTIRILMASI ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA A STUDY ON THE CONCEPTUALIZATION OF DISASTER RESILIENT SOCIETIES

Öz Günümüzde, afetler insanlar için parasal ve fiziksel kayıplar meydana getirmelerinin yanı sıra... more Öz Günümüzde, afetler insanlar için parasal ve fiziksel kayıplar meydana getirmelerinin yanı sıra, sosyal ve toplumsal huzur ve refahı da olumsuz yönde etkilemektedir. Bu olumsuz etkiler; ülkelerin eğitim durumu, ekonomik gelişmişlikleri ve alt yapı sistemlerindeki problemler ile birlikte derinleşmektedir. Ülkelerin ve toplumların afetler karşısındaki davranışları ve baş etme kapasiteleri söz konusu olduğunda, dirençlilik kavramı ortaya çıkmaktadır. Dirençlilik temel anlamda, birey veya toplumların afetler ile başa çıkma kapasitesini ifade etmektir. Toplumların dirençli hale gelmeleri, ekonomik, sosyal ve kültürel etkenlerin bir araya gelmesi ile oluşan uzun bir süreci kapsamaktadır. Bu çalışmanın amacı; toplumların afetlere karşı dirençli hale gelmesini belirleyen kıstasları ortaya koymak ve afetlere karşı dirençli toplum oluşturma aşamalarını kavramsallaştırmaktır. Bu araştırma, kavramsal literatür taraması yöntemi ile oluşturulmuş nitel bir çalışmadır. Toplumsal dirençlilik ile ilişkilendirilebilecek bilimsel makale, tez ve yayınlar taranmıştır. Araştırmada, bir toplumu afetlere karşı dirençli hale getirebilmek için gereken adımlar ve süreçler bir model olarak önerilmektedir. Önerilen modelde, afetlere karşı dirençli toplumu meydana getiren başlıklar; Ekonomik ve sosyal refah, Altyapı sistemlerine ulaşım, sağlık ve zindelik, yönetime katılım ve temsil edilebilme, afete maruz kalma ve coğrafi konum olarak belirlenmiştir. Belirlenen başlıkların her biri ayrıca alt başlıklara ayrılmaktadır. Çalışmada, bir toplumun afetlere karşı dirençli hale gelebilmesi için geçirdiği aşamalar belirlenen başlıklar altında kavramsallaştırılmaktadır. Sonuç olarak, toplumların afetlere karşı dirençli hale gelebilmeleri çok karmaşık ve zorlu bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Afetlere karşı dirençli toplum meydana getirebilmek için; ekonomik kalkınmadan açlık ve fakirliğin sonlandırılmasına, eğitimden sosyal refahın arttırılmasına kadar birçok alanda ortaklaşa ve çok disiplinli çalışmanın eş zamanlı olarak yürütülmesi gerektiği açıkça görülmektedir. Abstract Nowadays, disasters have a negative impact on social and social well-being and welfare as well as causing monetary and physical losses for people. These negative effects; in terms of the educational situation of the countries, their economic development and the problems in the infrastructure systems are deepening. In the case of countries and societies' behavior and coping capacities against disasters, the concept of resilience is emerging. Resilience is the expression of the capacity of individuals or societies to deal with disasters. The resilience of societies covers a long period of time, which comes together with economic, social and cultural factors. The aim of this study is; to identify the criteria that determine the resilience of

Research paper thumbnail of KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE AFETE DİRENÇLİ TOPLUM

; son yıllarda farklı bilim alanları tarafından sıkça kullanılan bir terimdir. Genel olarak; bir ... more ; son yıllarda farklı bilim alanları tarafından sıkça kullanılan bir terimdir. Genel olarak; bir maddenin, bireyin, organizasyonun veya toplumun ağır şartlara karşı dayanabilme ve karşı koyabilme becerisi olarak tanımlanabilir. Afetler söz konusu olduğunda ise dirençlilik, bir toplumun ve sistemin, kendi öz kapasitesi ile afet ve acil durumların üstesinden gelebilme ve denge durumuna tekrar ulaşabilme yeteneği olarak ifade edilebilir. İklim değişikliği, günümüzde olduğu gibi gelecekte de konuşulacak bir afet türüdür. Sanayi devrimi ile başlayan fosil yakıt tüketimi, dünya nüfusunun hızlı artışı ve buna bağlı olarak enerjiye olan ihtiyacın artması ile iklim değişikliği baş göstermiştir. Beklenmeyen seviyelere ulaşan karbon salınımı "Sera Gazı Etkisi" ni oluşturmuş ve dünya ortalama sıcaklığında artışlara sebep olmuştur. Küremiz doğal ısınma sürecinin çok üstünde bir hızla ısınmaya devam etmektedir. Bu değişim dünyanın uyum hızından daha hızlı gerçekleştiği için iklimler değişmekte ve afet boyutunda aşırı hava olayları meydana gelmektedir. Meteorolojik afetler özellikle son elli yılda hızlı bir artış göstermiş ve 2000'li yıllardaki meteorolojik afetlerin sayısı 1960'lı yıllara göre üç kat artmıştır. Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç Federasyonunun (İFRC) 2018 yılında yayımladığı rapora göre de, son on yılda meydana gelen 3751 doğal afetin %84'ü meteorolojik kökenli afetlerdir. Öte yandan şu anki küresel iklim değişiminin yüzde 90'ınının insan kaynaklı olduğu bilimsel olarak ispatlanmış bir gerçektir. Yapılan çalışmalar doğal hava düzeninde meydana getirilen bu tahribatı ortadan kaldırmanın ve yüz yıl önceki hale döndürmenin mümkün olmadığını ancak ısı artışını yavaşlatarak zararsız seviyelere indirmenin mümkün olduğunu göstermektedir. Bunu yapmak da yine insanın; yani toplumun elindedir. Bu çalışma iklim değişikliğinin yol açtığı afetlere karşı toplumsal direnç sağlamak için neler gerektiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. İklim değişikliği ve afete dirençli toplum başlıkları kavramsal olarak incelenmektedir. Bu başlıkların birbirleri ile olan ilişkisine değinilmekte ve iklim değişikliğinin yol açtığı afetlere karşı dirençli toplum oluşturmanın parametreleri ortaya konmaya çalışılmaktadır. Abstract Resilience; is a term frequently used by different fields of science

Research paper thumbnail of canakkale ili 112 acil saglik hizmetleri istasyonlarinda calisan personelin afet tibbi konusundaki bilgi duzeyleri

Özet Amaç: Çanakkale 112 acil sağlık hizmetleri istasyonlarında çalışan personelin afet tıbbı kon... more Özet Amaç: Çanakkale 112 acil sağlık hizmetleri istasyonlarında çalışan personelin afet tıbbı konusundaki bilgi düzeylerini ve başta eğitim olmak üzere bazı ilişkili etmenleri ortaya koymaktır. Gereç ve yöntem: Kesitsel tipteki araştırmanın evreni Çanakkale 112 acil sağlık hizmetleri istasyonlarında çalışan personelin tümüdür. 328 kişiden 260'ına (%79.2) ulaşılmıştır. Bağımlı değişken afet tıbbı bilgi düzeyidir. Eğitim ile ilgili değişkenler temel bağımsız değişken olup, sosyodemografik özellikler, meslek ve afete yanıt deneyimi diğer bağımsız değişkenlerdir. Veriler anket yöntemiyle toplanmıştır. SPSS 11.0 kullanılarak yapılan analizde Mann Whitney-U, Kruskal Wallis ve lineer regresyon analizi kullanılmıştır. Anlamlılık sınırı p<0.05'dir. Bulgular: Araştırmaya katılan 260 personelin yaş ortalaması 27.6±8.5 yıldır, %56.9'u kadındır. Genel afet tıbbı bilgi düzeyi ortanca değeri 72 puandır. Personelin afet tıbbı bilgi düzeyi eğitimler (p=0.007) arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki vardır. Personelin mesleği (p=0.007) ve afet tatbikatlarına katılmış olmasının da (p=0.022) bilgi düzeyiyle ilişkisi gösterilmiş olmasına karşın; yaş, cinsiyet ve afet deneyiminin anlamlı bir ilişki göstermediği saptanmıştır. Sonuç: Personelin genel afet tıbbı bilgi düzeyleri yeterli gibi görünmekle birlikte başta eğitim olmak üzere bazı faktörlerle yakın ilişki göstermektedir. Bunun yanı sıra personelin mesleğinin ve afet tatbikatına katılma deneyiminin de bilgi düzeyi üzerine etkili olduğu görülmüştür. Bu bağlamda 112 acil sağlık hizmetleri personeli afet tıbbı ile ilgili eğitimleri almalıdır. Aldığı eğitimlere ilave olarak, düzenli aralıklarla yapılacak afet tatbikatları ile personelin bilgi düzeyi desteklenmelidir. Pam Tıp Derg 2018;11(2):119-125 Anahtar sözcükler: Afet, afet tıbbı, 112 acil sağlık hizmetleri, afet tıbbı eğitimi Abstract Purpose:To reveal the knowledge levels of the personnels who work at the stations of Çanakkale 112 emergency health services on disaster medicine and some factors in connection with primarily education. Materials and methods: This sudy is a analytic research in the cross sectional nature. The scope of the research covers the all personnels who work at the stations of Çanakkale 112 emergency health services. We reached a total of 260 people out of 328 (79.2 %). The dependent variable, disaster medicine, is at the knowledge level. The variables related to education are basic independent variables. The sociodemographic features, the vocational experience and the experience of response to disaster are the other independant variables. The data has been combined by the method of questionaire and fill-in by yourself. In the analysis conducted by using SPSS 11.0 the tests of Mann Whitney-U, Kruskal Wallis and linear regression analysis were used. The limit of meaningfulness is p<0.05. Results:The average age of the 260 personnels who attended the research is 27.6 ±8.5 years old and 56.9% of them are female. The median for the knowledge level of general disater medicine is 72 points. There is a meaningful relationship in the positive direction between the knowledge level of the personnels on the disaster medicine.Even if the relationship between the personnel occupations (p=0.007) and their attendance in disaster exercises (p=0.022) and the level of knowledge was shown, it was established that age, gender and the experience of disaster did not indicate a meaningful relationship. Conclusion: The knowledge level of the personnels on the general disaster medicine is observed as sufficient, this state reveals a close relationship with education. In this connection, the personnels of 112 emerg ency health services should receive education on disaster medicine. In addition to the educations, the personnels' level of knowledge should be supported by means of the disaster exercises which will be conducted at regular intervals.

Research paper thumbnail of AFET MEVZUATI KİTABI_ 2. BASKI

AFET MEVZUATI BAŞLICA ULUSLARARASI/ ULUSAL MEVZUAT VE YARGI KARARLARI

Değerli okurlar, elinizde tuttuğunuz bu çalışma, Afet Olgusunun “Bütünleşik Yönetimi”, “Politikal... more Değerli okurlar, elinizde tuttuğunuz bu çalışma, Afet Olgusunun “Bütünleşik Yönetimi”,
“Politikaları” ve “Yargı Kararlarına” ilişkin, uluslararası ve ulusal bilgi birikimi sonucunda
oluşturulmuş yasal düzenlemelerin bir araya getirilerek, bütün halinde değerlendirilmesinin
kolaylaştırılmasına yönelik zahmetli ekip çalışmasının ürünüdür.
Bilgi; insanlar, nesne ve olgu ile bunlar arasındaki etkileşime yol açan sebep-sonuç
ilişkilerini anlamayı sağlamaktadır. Bilgilenme gerekliliği ayni zamanda, insanların yaşam
kalitesinin gelişmesine hizmet eden etik bir duruşa da hizmet etmektedir. Kuşkusuz artık
“ekonomik veya insan merkezli” düşünmenin zararları da görüldüğünden, “doğa ve varlık
merkezli” düşünmenin gerekliliği de bilinmektedir. Yasal düzenlemeler, başlangıçta olguya
ilişkin bir ilk dokunuş iken, sonraki süreçte günün getirdiği iklim değişikliği gibi yeni koşulların
değerlendirilmesi bağlamında öğrenilmiş derslerin de yazıldığı metinlerdir ayni zamanda.
Mevzuat değişikliklerinin, belirtilen nedenle politik yozlaşma ve rant kollamaya hizmet eden bir
anlayış üzerinden değil, ancak toplumsal sürdürülebilirlik üzerinden yapılması, konu “afet”
olduğunda daha da anlamlı hale gelmektedir. Başka bir ifadeyle bilgi kendisini üreten ve
geliştirerek bazen de dönüştüren insan taleplerine yönelik ortaya çıksa da, bilginin ortaya
çıkışının insanın ihtiyaçlarından kaynaklanması gerçeği, genel gerçeklik, yerindelik ve genel
geçerli kabullerle irtibatlaşmayı da varlıkların hakkı açısından gerektirmektedir. Belirtilen
sağduyulu genel gerçeklik içinde; teknik, politik, bilimsel, felsefi bilginin oluşturulması ve
rasyonel kullanılması için “yaptırımların” düzenlenmesi önem taşımaktadır. Toplumsal gelişme
ve konumuz itibariyle afetlere mukavemet edebilmenin gerçekçi yolu da bilgi sahibi olmaktan
geçmektedir. Bilgi teknolojilerine önem vermeyen ülkelerin geleceği de yok gibi görünmektedir.
Dünyadaki birçok ülke geleceklerini bilgi teknolojileri üzerine kurmakta ve geliştirmek için
önemli harcamalar yapmaktadır. Bağlantılı olarak nitelikli ve kullanılabilir bilgi anlamına da
sahip istihbaratın yönetimi konusu; devletler, şirketler ve kuruluşlarca her geçen gün önemini
daha da arttırmaktadır. Bilginin toplumsal fayda yaratan oluşumuna destek kadar, zarar
yaratmaya yönelik kullanımının engellemesi de afet yönetiminin konuları arasındadır ve çok
yönlü güvenlik çalışmalarıyla birlikte değerlendirilmesi, temel paydaşlardan biri olarak kamu
yönetiminin sorumluluğundadır.
3
Afetler doğa kaynaklı ve insan faaliyetlerinden ayrı ayrı ortaya çıkabildiği gibi, her iki
olgunun etkileşimi sonucunda da farklı tehlike seviyelerinde ve etki ortamında meydana
gelmektedir. Bu durum, bilgi birikiminin çok yönlü ve birbiriyle ilgisi veya tamamlayıcılığını da
önemli hale getirmiştir. Bilginin disiplinlerarası oluşturulması, kurumlar ve sektörlerarası
ortaklığı da sağlamıştır. Örneğin insanlığın varlığından beri var olan haber alma ve bilgi toplama
yada “istihbarat” çalışmaları için kullanılan terminoloji, afetlerde erken uyarı için de benzer
amaçlı değerlendirilmekte, “tehlikelere karşı önlem almak için zaman kazandıran bir farkındalık
sürecinin yönetimine” yönelik bir anlamlandırmaya da hizmet etmektedir.
Nihai tahlilde, afet yönetimine ilişkin çok yönlü konu ve gelişmelerin bir araya getirildiği
bu değerli çalışmanın, literatüre önemli bir katkı yaratacağını, ilgi duyan okuyuculara yararlı
olacağını düşünüyorum. Bu çalışmanın hazırlanmasında emeği geçen tüm arkadaşlarıma
teşekkürü bir borç bilirim. ( 19 Mayıs 2018, İzmir)
Prof.Dr.Zerrin Toprak, Karaman
Dokuz Eylül Üniversitesi
Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı
SBE, Afet Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı

Research paper thumbnail of AFET MEVZUATI KİTABI_1.Baskı

AFET MEVZUATI BAŞLICA ULUSLARARASI/ULUSAL MEVZUAT VE YARGI KARARLARI

Değerli okurlar, elinizde tuttuğunuz bu çalışma, Afet Olgusunun “Bütünleşik Yönetimi”, “Politikal... more Değerli okurlar, elinizde tuttuğunuz bu çalışma, Afet Olgusunun “Bütünleşik Yönetimi”,
“Politikaları” ve “Yargı Kararlarına” ilişkin, uluslararası ve ulusal bilgi birikimi sonucunda
oluşturulmuş yasal düzenlemelerin bir araya getirilerek, bütün halinde değerlendirilmesinin
kolaylaştırılmasına yönelik zahmetli ekip çalışmasının ürünüdür.
Bilgi; insanlar, nesne ve olgu ile bunlar arasındaki etkileşime yol açan sebep-sonuç
ilişkilerini anlamayı sağlamaktadır. Bilgilenme gerekliliği ayni zamanda, insanların yaşam
kalitesinin gelişmesine hizmet eden etik bir duruşa da hizmet etmektedir. Kuşkusuz artık
“ekonomik veya insan merkezli” düşünmenin zararları da görüldüğünden, “doğa ve varlık
merkezli” düşünmenin gerekliliği de bilinmektedir. Yasal düzenlemeler, başlangıçta olguya
ilişkin bir ilk dokunuş iken, sonraki süreçte günün getirdiği iklim değişikliği gibi yeni koşulların
değerlendirilmesi bağlamında öğrenilmiş derslerin de yazıldığı metinlerdir ayni zamanda.
Mevzuat değişikliklerinin, belirtilen nedenle politik yozlaşma ve rant kollamaya hizmet eden bir
anlayış üzerinden değil, ancak toplumsal sürdürülebilirlik üzerinden yapılması, konu “afet”
olduğunda daha da anlamlı hale gelmektedir. Başka bir ifadeyle bilgi kendisini üreten ve
geliştirerek bazen de dönüştüren insan taleplerine yönelik ortaya çıksa da, bilginin ortaya
çıkışının insanın ihtiyaçlarından kaynaklanması gerçeği, genel gerçeklik, yerindelik ve genel
geçerli kabullerle irtibatlaşmayı da varlıkların hakkı açısından gerektirmektedir. Belirtilen
sağduyulu genel gerçeklik içinde; teknik, politik, bilimsel, felsefi bilginin oluşturulması ve
rasyonel kullanılması için “yaptırımların” düzenlenmesi önem taşımaktadır. Toplumsal gelişme
ve konumuz itibariyle afetlere mukavemet edebilmenin gerçekçi yolu da bilgi sahibi olmaktan
geçmektedir. Bilgi teknolojilerine önem vermeyen ülkelerin geleceği de yok gibi görünmektedir.
Dünyadaki birçok ülke geleceklerini bilgi teknolojileri üzerine kurmakta ve geliştirmek için
önemli harcamalar yapmaktadır. Bağlantılı olarak nitelikli ve kullanılabilir bilgi anlamına da
sahip istihbaratın yönetimi konusu; devletler, şirketler ve kuruluşlarca her geçen gün önemini
daha da arttırmaktadır. Bilginin toplumsal fayda yaratan oluşumuna destek kadar, zarar
yaratmaya yönelik kullanımının engellemesi de afet yönetiminin konuları arasındadır ve çok
yönlü güvenlik çalışmalarıyla birlikte değerlendirilmesi, temel paydaşlardan biri olarak kamu
yönetiminin sorumluluğundadır.
3
Afetler doğa kaynaklı ve insan faaliyetlerinden ayrı ayrı ortaya çıkabildiği gibi, her iki
olgunun etkileşimi sonucunda da farklı tehlike seviyelerinde ve etki ortamında meydana
gelmektedir. Bu durum, bilgi birikiminin çok yönlü ve birbiriyle ilgisi veya tamamlayıcılığını da
önemli hale getirmiştir. Bilginin disiplinlerarası oluşturulması, kurumlar ve sektörlerarası
ortaklığı da sağlamıştır. Örneğin insanlığın varlığından beri var olan haber alma ve bilgi toplama
yada “istihbarat” çalışmaları için kullanılan terminoloji, afetlerde erken uyarı için de benzer
amaçlı değerlendirilmekte, “tehlikelere karşı önlem almak için zaman kazandıran bir farkındalık
sürecinin yönetimine” yönelik bir anlamlandırmaya da hizmet etmektedir.
Nihai tahlilde, afet yönetimine ilişkin çok yönlü konu ve gelişmelerin bir araya getirildiği
bu değerli çalışmanın, literatüre önemli bir katkı yaratacağını, ilgi duyan okuyuculara yararlı
olacağını düşünüyorum. Bu çalışmanın hazırlanmasında emeği geçen tüm arkadaşlarıma
teşekkürü bir borç bilirim. ( 19 Mayıs 2018, İzmir)
Prof.Dr.Zerrin Toprak, Karaman
Dokuz Eylül Üniversitesi
Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı
SBE, Afet Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı

Research paper thumbnail of HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ ÇANAKKALE İLİ 112 ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ İSTASYONLARINDA ÇALIŞAN PERSONELİN AFET TIBBI KONUSUNDAKİ BİLGİ DÜZEYLERİ

Amaç: Çanakkale 112 acil sağlık hizmetleri istasyonlarında çalışan personelin afet tıbbı konusund... more Amaç: Çanakkale 112 acil sağlık hizmetleri istasyonlarında çalışan personelin
afet tıbbı konusundaki bilgi düzeylerini ve başta eğitim olmak üzere bazı ilişkili etmenleri
ortaya koymaktır.
Yöntem: Kesitsel nitelikte analitik bir araştırmadır. Araştırmanın evreni
Çanakkale 112 acil sağlık hizmetleri istasyonlarında çalışan personelin tümüdür. 328
kişiden 260’ına (%79,2) ulaşılmıştır. Bağımlı değişken olan afet tıbbı bilgi düzeyi 25 soru
ile 100 puan üzerinden değerlendirilmiştir. Eğitim ile ilgili değişkenler temel bağımsız
değişkenlerdir. Bunlar; AYAY eğitimi alma durumu, UMKE Temel Eğitimi alma durumu,
mezuniyet sonrası bir kurs programına katılma durumu, diğer eğitimlere katılma
durumudur. Sosyodemografik özellikler, meslek ve afete yanıt deneyimi de diğer
bağımsız değişkenlerdir. Veriler anketle, kendi kendine doldurma yöntemiyle
toplanmıştır. SPSS 11.0 kullanılarak yapılan analizde Mann Whitney-U, Kruskal Wallis,
Kikare testi ve lineer regresyon analizi kullanılmıştır. Anlamlılık sınırı p<0.05’dir.
Bulgular: Araştırmaya katılan 260 personelin yaş ortalaması 27,6±8,5 yıldır,
%56,9’u kadındır. Genel afet tıbbı bilgi düzeyi ortanca değeri 72 puandır. Personelin afet
tıbbı bilgi düzeyi ile AYAY lisans eğitimi (p=0,000) ve diğer ilave eğitimler (p=0,001)
arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki vardır. Personelin mesleği (p=0,007) ve afet
tatbikatlarına katılmış olmasının da (p=0,022) bilgi düzeyiyle ilişkisi gösterilmiş olmasına
karşın; yaş, cinsiyet ve afet deneyiminin anlamlı bir ilişki göstermediği saptanmıştır.
Sonuç: Personelin genel afet tıbbı bilgi düzeyleri yeterli gibi görünmekle birlikte
başta eğitim olmak üzere bazı faktörlerle yakın ilişki göstermektedir. Bilgi düzeyi üzerinde
en etkili eğitim yönteminin AYAY lisans eğitimi olduğu görülmüş olmakla birlikte diğer
ilave eğitimlerin de etkili olduğu belirlenmiştir. Bunun yanı sıra personelin mesleğinin ve
afet tatbikatına katılma deneyiminin de bilgi düzeyi üzerine etkili olduğu görülmüştür. Bu
bağlamda 112 acil sağlık hizmetleri personeli afet tıbbı ile ilgili, mümkünse lisans
düzeyindeki AYAY eğitimini, değilse afet tıbbı ile ilgili diğer eğitimleri almalıdır. Aldığı
eğitimlere ilave olarak, düzenli aralıklarla yapılacak afet tatbikatları ile personelin bilgi
düzeyi desteklenmelidir.