Zerrin ÇİĞDEM - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Zerrin ÇİĞDEM
Journal of evaluation in clinical practice, Jul 8, 2024
International journal of health services research and policy/International journal of health services research and policy :, Jun 29, 2024
Göbeklitepe sağlık bilimleri dergisi, Mar 25, 2024
Ageing International, Jan 16, 2024
Advances in Skin & Wound Care, Dec 31, 2023
ABSTRACT OBJECTIVE: To develop a Newborn Skin Assessment Attitude Scale (NSAAS) for neonatal IC... more ABSTRACT
OBJECTIVE: To develop a Newborn Skin Assessment Attitude Scale (NSAAS) for
neonatal ICU (NICU) RNs.
METHODS: The study was conducted with 326 nurses working in NICUs in three
cities in Turkey. The researchers evaluated the content and construct validity and
reliability of the scale with item-total score correlation analysis, the test-retest
method, and calculating the Cronbach α reliability coefficient.
RESULTS: The content validity index of the scale ranged between 0.87 and 1.00.
Prior to exploratory factor analysis and confirmatory factor analysis, the Kaiser-
Meyer-Olkin coefficient of the NSAAS was 0.976, and the Bartlett test of sphericity
result was χ2 = 15,337.052 (P < .001). The scale was constructed with 35 items with
factor loads greater than 0.40 and three subdimensions. Confirmatory factor analysis
showed that the fit indices of the NSAAS were χ2/df = 3.57, root mean square error
of approximation = 0.08, normed fit index = 0.98, non-normed fit index = 0.98,
comparative fit index = 0.98, and standardized root mean square residual = 0.05. The
overall reliability coefficient of the NSAAS was α = .978. The test-retest coefficients
of correlation were r = 0.558 for the overall scale and r = 0.615, r = 0.504, and r = 0.598
for the Awareness, Practice, and Avoidance subdimensions, respectively. In addition, no
statistically significant difference was observed when comparing the test-retest mean
scores for the total scale and the subdimensions (P > .05).
CONCLUSIONS: The NSAAS can be reliably used for measuring NICU nurses’
attitudes toward newborn skin assessment.
KEYWORDS: attitude, neonatal intensive care, NICU, reliability, scale development,
skin assessment, validity
Turkiye Klinikleri Journal of Nursing Sciences
Araştırma, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan annelerin bebek beslenme tutumlarını inc... more Araştırma, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan annelerin bebek beslenme tutumlarını incelemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırma bir devlet hastanesinde tanımlayıcı ve kesitsel tipte yapılmıştır. Araştırmanın etik kurul izni bir üniversitenin 2017-08 sayılı kararı ile alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde; SPSS 25.0 programı ile tanımlayıcı istatistikler ile tek yönlü varyans analizi, Kruskal-Wallis, Mann-Whitney U ve bağımsız örneklem t-testi analizleri kullanılmıştır. Örneklemini araştırmaya katılmaya gönüllü 177 anne oluşturmuştur. Veriler; veri toplama formu ve Iowa Bebek Beslenmesi Tutum Ölçeği [Infant Feeding Attitude Scale IIFAS)] kullanılarak yüz-yüze görüşme yöntemi ile elde edilmiştir. Bulgular: Annelerin IIFAS puan ortalaması 56,41±7,22 olarak bulunmuştur. Annelerin %27,2'sinin 31-35 yaş aralığında olduğu, %67,8'inin emzirme deneyimi olduğu, %61,6'sının normal doğum yaptığı, %23,2'sinin ilk emzirmede sorun yaşadığı, %83,6'sının emzirmeyle ilgili eğitim almadığı ve annelerin %55,4'ünün bebeğini doğumdan sonra hemen emzirdiği belirlenmiştir. Çalışma kapsamına alınan bebeklerin; %58,2'sinin erkek olduğu, %72,3'ünün doğumda sağlık sorunu olmadığı, %38,4'ünün şimdiki ağırlığının 2.000-3.000 g ve %22,6'sının sağlık durumunun anne sütü ile beslenmesini etkilediğini ifade etmiştir. Çalışmaya katılan annelerin gelir durumu, çalışma durumu, anne sütü eğitimi aldığı kişi, doğumdan sonra bebeği ilk emzirme zamanı, bebeğin şimdiki yaşı, bebeğin şimdiki kilosu ve bebeği ne kadar süreyle emzirdiği IIFAS toplam puan ortalamaları arasında anlamlı fark olduğu bulunmuştur (p<0,05). Sonuç: Çalışmada, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan annelerin IIFAS puan ortalaması yüksek olduğu ve emzirmede pozitif tutum sergiledikleri görülmüştür. Anah tar Ke li me ler: Emzirme; tutum; anne sütü; bebek ABS TRACT Objective: The research was carried out to examine infant feeding attitudes of mothers whose infants were hospitalized in the neonatal intensive care unit. Material and Methods: The research was conducted in a descriptive and cross-sectional type in a state hospital. The ethics committee approval of the research was obtained with the decision of a university numbered 2017-08. In the evaluation of the data; Descriptive statistics and one-way analysis of variance, Kruskal-Wallis, Mann-Whitney U and independent sample t-test analyzes were used with SPSS 25.0 program. The sample consisted of 177 mothers who volunteered to participate in the study. Data; Data collection form and Iowa Infant Feeding Attitude Scale (IIFAS) were obtained by faceto-face interview method. Results: The mean IIFAS score of the mothers was found to be 56.41±7.22. 27.2% of the mothers were between the ages of 31-35, 67.8% had breastfeeding experience, 61.6% had a normal delivery, 23.2% had problems during the first breastfeeding, 83.6% did not receive training on breastfeeding, and 55.4% of the mothers did not have any education about breastfeeding. It has been determined that she breastfeeds immediately after birth. Babies included in the study; 58.2% of them were male, 72.3% of them had no health problems at birth, 38.4% of them stated that their current weight is 2,000-3,000 g and 22.6% of them have an effect on breastfeeding. It was found that there was a significant difference between the income status, employment status, the person receiving breastfeeding education, the first breastfeeding time after birth, the current age of the baby, the current weight of the baby and how long the baby was breastfed, and the total score averages of IIFAS of the mothers participating in the study (p<0.05). Conclusion: In the study, it was observed that the mothers whose babies were hospitalized in the neonatal intensive care unit had a high IIFAS score average and showed a positive attitude towards breastfeeding.
Yaşam Boyu Hemşirelik Dergisi
Amaç: Çalışmada, pandemi sürecinde çocuk/ergenlerin internet bağımlılığının, fiziksel aktivite az... more Amaç: Çalışmada, pandemi sürecinde çocuk/ergenlerin internet bağımlılığının, fiziksel aktivite azlığına bağlı beden kitle indekslerindeki değişikliklerin ebeveyn stresi üzerine etkisini belirlemek amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipteki araştırma, Ocak 2021-Nisan 2021 tarihlerinde, Bitlis'te yaşayan 7-17 yaş çocuğa sahip 539 ebeveyn ile yapılmıştır. Tanımlayıcı Özellikler Soru Formu, Aile-Çocuk İnternet Bağımlılığı Ölçeği, Ebeveynlik Stres Ölçeği'nden oluşan online form kullanılarak yapılmış, IBM SPSS ile analiz edilmiştir. Çalışmanın analizinde dağılım ve sıklık için frenkans, yüzde Student's t test istatistiği, One Way ANOVA testi Post Hoc Tukey testi, Ki-Kare testi kullanılmıştır. Önem düzeyi p<0.05 olarak alınmıştır. Bulgular: Ebeveynlerin %73.8'i kadın, %26.2'ü erkek, çocukların %43.6'sı 13-17 yaş aralığındadır. Çocukların %41.9'nun internet kullanım süresi 1-3 saat; ebeveynlerin %55.1'i ise pandemi sürecinde çocukların televizyon izleme süresinin, %88.7'si ise internet kullanma sürelerinin arttığını vurgulamıştır. İnternet bağımlılık ölçeği puan ortalaması 49.92±12.35, ebeveyn stres ölçeği toplam puan ortalaması 25.33±7.19 olarak bulunmuştur. Pandemi sürecinde çocukların beden kitle indekslerinde anlamlı bir artış olduğu saptanmıştır. Sonuç: Salgın sürecinde çocuklarda internet kullanımı, ekran süresi ve beden kitle indekslerinde artış, çocuklarda internet bağımlılığı ve Ebeveyn stresinde artışa neden olmuştur. Pandemi süreci ebeveynlerin sorumluluklarının artmasına ve ruhsal durumlarının olumsuz etkilenmesine neden olmuştur.
Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), Sep 30, 2022
The study was conducted to examine the factors which affect the insomnia of nurses working in the... more The study was conducted to examine the factors which affect the insomnia of nurses working in the intensive care unit of a university hospital, and to determinate insomnia severity. Methods: Although there are few studies evaluating nurses' insomnia, it is an important issue worldwide. The research was conducted with a cross-sectional and descriptive design with 149 nurses working in the Intensive Care Units of a university hospital. The data were collected with Data Collection Form and Insomnia Severity Index with face-to-face interview method. Descriptive methods and Chi-Square Test were used for statistical analyses, and p<0.05 value was considered to be statistically significant. Results: It was determined that the mean age of the participants was 31.04±5.93, 54.4% worked at surgical Intensive Care Units, many of them had a weekly working duration of 40-48 hours, and 62.4% worked in shifts. It was also determined that 75.2% of the nurses experienced insomnia. The difference between gender, weekly working duration, working style, sleep onset latency, sleeping duration and insomnia severity status was found to be statistically significant (p<0.05). No statistically significant differences were detected between nurses' smoking status, drinking alcohol status, drinking coffee status, daytime coffee consumption, evening coffee consumption, tea drinking status, daytime tea consumption, evening tea consumption, sports and doing sports frequency, and insomnia severity (p>0.05). Conclusions: It can be argued that the majority of nurses who participated in the study experienced insomnia and moderate insomnia, and this result may pose a threat for nursing care in Intensive Care Units.
DergiPark (Istanbul University), 2013
Fetus için normal ortam uterusdur. İntrauterin ortam fetüsün büyümesi ve gelişimi için kritik rol... more Fetus için normal ortam uterusdur. İntrauterin ortam fetüsün büyümesi ve gelişimi için kritik role sahiptir. Preterm bebekler bu kritik dönemde güvenli intrauterin ortamın dışında, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerinde (YYBÜ) yaşamak zorunda kalırlar. İntrauterin ortam preterm bebeğin nörolojik gelişimini nasıl etkiliyorsa YYBÜ ortamı da bu gelişimi etkilemektedir. Yenidoğana verilen bakımın ve YYBÜ ortamının yenidoğanın bireysel gereksinimlerine göre düzenlenmesinin bebeğin beyin gelişimine olumlu etkileri vardır. Bu derlemede Fetal Nörolojik Gelişim, YYBÜ'sinin bebeğe etkileri, Gelişimsel Bakım ve Gestasyon Haftalarına Gelişimsel Bakım örnekleri paylaşılacaktır.
Early Child Development and Care, 2021
ABSTRACT This study aims to examine the effect of kangaroo care on Vulnerable Infant Syndrome (VI... more ABSTRACT This study aims to examine the effect of kangaroo care on Vulnerable Infant Syndrome (VIS) in the mother. The sample group consisted of 58 preterm infants, 27 of whom were control and 31 were experimental groups. Data were collected using the question form, the Vulnerable Baby Scale (VBS), the Edinburgh Post PartumDepression Scale (EPDS), the Maternal Attachment Scale (MAS). The mean scores of VBS were found in the kangaroo group (17.22 ± 0.96) and in the control group (43.66 ± 0.89). It was found that there was a significant difference between the two groups in terms of VBS scores (p < 0.01). In addition, the mothers in the experimental group compared to the mothers in the control group; the mean EPDS score was low and the MAS mean score was high (p < 0.01).It was determined kangaroo care reduces maternal vulnerability, postpartum depression and increases maternal attachment.
Journal of Public Health, 2022
The aim of this research is to examine the caregiver burden of parents whose children have Type 1... more The aim of this research is to examine the caregiver burden of parents whose children have Type 1 diabetes mellitus (T1DM). This descriptive and cross-sectional study was conducted with 105 parents. Data were obtained through face-to-face interviews, using the Zarit Burden Interview and completion of a personal data form. In the sample, 61.9% of the parents are between 36 and 60 years of age, The height/weight of 41.0% of the children are in the 25–50 percentile, 55.2% of the children can apply insulin themselves, 67.6% of the children report having been negatively affected by T1DM in terms of daily life activities, and 81.9% of the children had T1DM training with their parents from a designated nurse. It was also identified that there are statistically significant differences on the Burden Interview score depending on the age when the child is diagnosed with diabetes, the duration of diabetes, whether there is an additional illness or not, the person who applies insulin, an inciden...
İnönü Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Dergisi, 2022
Araştırma, Türkiye'deki çocuk hemşirelerinin profillerini ve yaşadıkları sorunları belirlemek ama... more Araştırma, Türkiye'deki çocuk hemşirelerinin profillerini ve yaşadıkları sorunları belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak Türkiye'de Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerde çalışan çocuk hemşireleri ile gerçekleştirildi. Araştırma Türkiye' de Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerin çocuk kliniklerinde çalışan 4969 hemşire ile yapıldı. Araştırma verileri hemşirelerin demografik bilgileri, çalışma koşulları, mezuniyet sonrası eğitim durumları ve bilimsel faaliyetlere katılım durumlarını içeren toplam 33 sorudan oluşan anket formu ile toplandı. Elde edilen veriler tanımlayıcı istatistiksel yöntemler (yüzdelik, aritmetik ortalama) kullanılarak analiz edildi. Hemşirelerin yaş ortalamasının 32.65 (± 7.27) yıl olduğu, %48.9'unun lisans mezunu olduğu, %42.1'inin 1-4 yıldır çocuk hemşiresi olarak çalıştığı, %55.6'sının oryantasyon eğitimi almadığı, %73.1'inin hizmet içi eğitim aldığı ve %75'inin çocuk hemşiresi olarak çalışmaktan memnun olduğu bulundu. Hemşirelerin %86.8'inin çocuk hemşireliği alanında geleceğe yönelik mesleki planının olmadığı, %92'sinin çocuk hemşireliği alanında bilimsel araştırmalara katılmadığı saptandı. Hemşirelerin Çocuk Hemşireleri Derneği'nden beklentilerinin en çok (%10.9) "çalışma koşullarının iyileştirilmesi", önerilerinin ise en çok (%15.5) derneğin "sağlık politikalarında söz sahibi olmak için çalışması" olduğu belirlendi. Araştırma sonucunda, Türkiye'de çocuk hemşirelerinin çocuk alanında çalışmaktan memnun olduğu belirlendi. Bununla birlikte hemşirelerin çalışma koşullarına ilişkin sorunları olduğu görülmektedir. İletilen sorunlara ilişkin Sağlık Bakanlığı'nın ilgili birimlerinin bilgilendirmesi ve çözüm önerileri sunulması önerilebilir.
Turkiye Klinikleri Journal of Pediatrics, 2021
Coronavirus disease (COVID-19), one of the viral infections, is triggered by subtypes known as th... more Coronavirus disease (COVID-19), one of the viral infections, is triggered by subtypes known as the beta-CoV group. On December 2019, the World Health Organization China country office reported cases of pneumonia of unknown etiology in Wuhan, Hubei province of China. The reported agent was identified as a novel coronavirus (2019-nCoV) not previously identified in humans on January 7, 2020. In the following process, the name of 2019 -nCoV disease was accepted as COVID-19, and the virus was named as severe acute respiratory syndrome-coronavirus-2 due to i ts close similarity to Severe Acute Respiratory Syndrome CoV. The disease has caused high rates of morbidity and mortality worldwide since December 2019. Due to the fact that there is research on COVID-19 on child health, the direct (primary) and indirect (secondary) effects reasons on child health are not known exactly. However, with the product obtained in the future, it is expected that the researches to be made with more concrete data will be expanded and definite results will emerge. Pediatric cases diagnosed with COVID-19 are less frequent than those found in the data specified in studies where they received the clinical cloud around seven. It was emphasized that although the clinical picture in children is mild, it has a carrier feature (secondary) and may cause major effects against its direct (primary) effects. Studies have reported that there may be approximately 30 million risks worldwide due to the COVID-19 pandemic process and its indirect (secondary) effects. In this review, up-to-date literature knowledge has been shown to cause indirect (secondary) effects of COVID-19 on child health, causing distress in health services, interruption of education, daily routine disorder, socio-economic level, etc. many factors have been addressed.
Journal of Education and Health Promotion, 2019
PURPOSE: Postpartum period is a critical interval in which the woman is under risk for psychiatri... more PURPOSE: Postpartum period is a critical interval in which the woman is under risk for psychiatric disorders including postpartum depression (PD). This study was performed to investigate the impact of the mode of delivery on the occurrence of PD in primiparous mothers. MATERIALS AND METHODS: This correlational study was performed on 244 primiparous women (aged 15–49 years) in 17 primary health-care centers. Sociodemographic, obstetric, and PD-related data were gathered using questionnaires and the Edinburgh Postnatal Depression Scale (EPDS) on the 1st and 3rd months after delivery. The questionnaires were administered to all primiparous mothers who were registered to the relevant health-care center. Questionnaires were administered by the researcher for 25–30 min with face-to-face interview technique. RESULTS: Comparison of EPDS scores on the 1st and 3rd months indicated that there was a remarkable decline over time (Z = 11.112, P = 0.001). There was an inverse association between e...
Turkiye Klinikleri Journal of Nursing Sciences, 2021
İnönü Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Dergisi, 2021
Hemşirelerin bakım verdiği bireylere ulaşmasını sağlayan en temel araç iletişim bilgi ve becerisi... more Hemşirelerin bakım verdiği bireylere ulaşmasını sağlayan en temel araç iletişim bilgi ve becerisidir. Bu beceri, yoğun bakım ünitesi gibi kritik ortamlarda daha önemli olmaktadır. Bu araştırma yoğun bakım hemşirelerinin iletişim becerilerini değerlendirmek amacıyla tanımlayıcı tipte yapılmıştır. Çalışma, Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunan dört hastanenin yoğun bakım ünitelerinden görev yapan 260 hemşire ile Ocak-Mart 2018 tarihlerinde gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında, Hemşire Tanıtıcı Bilgi Formu ve İletişim Becerileri Değerlendirme Ölçeği (İBDÖ) kullanılmıştır. Katılımcıların %68.1’inin lisans ve üzeri eğitime sahip olduğu ve %56.2’sinin son bir yıl içinde iletişim becerilerine yönelik eğitim aldığı belirlenmiştir. Lisans ve üzeri düzeyde eğitime sahip hemşirelerin lise mezunu hemşirelere göre iletişim becerileri daha iyi bulunmuştur. Son bir yıl içerisinde iletişime yönelik eğitim alan hemşirelerin iletişim becerilerinin, almayanlara göre daha yüksek seviyede olduğu...
Journal of evaluation in clinical practice, Jul 8, 2024
International journal of health services research and policy/International journal of health services research and policy :, Jun 29, 2024
Göbeklitepe sağlık bilimleri dergisi, Mar 25, 2024
Ageing International, Jan 16, 2024
Advances in Skin & Wound Care, Dec 31, 2023
ABSTRACT OBJECTIVE: To develop a Newborn Skin Assessment Attitude Scale (NSAAS) for neonatal IC... more ABSTRACT
OBJECTIVE: To develop a Newborn Skin Assessment Attitude Scale (NSAAS) for
neonatal ICU (NICU) RNs.
METHODS: The study was conducted with 326 nurses working in NICUs in three
cities in Turkey. The researchers evaluated the content and construct validity and
reliability of the scale with item-total score correlation analysis, the test-retest
method, and calculating the Cronbach α reliability coefficient.
RESULTS: The content validity index of the scale ranged between 0.87 and 1.00.
Prior to exploratory factor analysis and confirmatory factor analysis, the Kaiser-
Meyer-Olkin coefficient of the NSAAS was 0.976, and the Bartlett test of sphericity
result was χ2 = 15,337.052 (P < .001). The scale was constructed with 35 items with
factor loads greater than 0.40 and three subdimensions. Confirmatory factor analysis
showed that the fit indices of the NSAAS were χ2/df = 3.57, root mean square error
of approximation = 0.08, normed fit index = 0.98, non-normed fit index = 0.98,
comparative fit index = 0.98, and standardized root mean square residual = 0.05. The
overall reliability coefficient of the NSAAS was α = .978. The test-retest coefficients
of correlation were r = 0.558 for the overall scale and r = 0.615, r = 0.504, and r = 0.598
for the Awareness, Practice, and Avoidance subdimensions, respectively. In addition, no
statistically significant difference was observed when comparing the test-retest mean
scores for the total scale and the subdimensions (P > .05).
CONCLUSIONS: The NSAAS can be reliably used for measuring NICU nurses’
attitudes toward newborn skin assessment.
KEYWORDS: attitude, neonatal intensive care, NICU, reliability, scale development,
skin assessment, validity
Turkiye Klinikleri Journal of Nursing Sciences
Araştırma, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan annelerin bebek beslenme tutumlarını inc... more Araştırma, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan annelerin bebek beslenme tutumlarını incelemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırma bir devlet hastanesinde tanımlayıcı ve kesitsel tipte yapılmıştır. Araştırmanın etik kurul izni bir üniversitenin 2017-08 sayılı kararı ile alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde; SPSS 25.0 programı ile tanımlayıcı istatistikler ile tek yönlü varyans analizi, Kruskal-Wallis, Mann-Whitney U ve bağımsız örneklem t-testi analizleri kullanılmıştır. Örneklemini araştırmaya katılmaya gönüllü 177 anne oluşturmuştur. Veriler; veri toplama formu ve Iowa Bebek Beslenmesi Tutum Ölçeği [Infant Feeding Attitude Scale IIFAS)] kullanılarak yüz-yüze görüşme yöntemi ile elde edilmiştir. Bulgular: Annelerin IIFAS puan ortalaması 56,41±7,22 olarak bulunmuştur. Annelerin %27,2'sinin 31-35 yaş aralığında olduğu, %67,8'inin emzirme deneyimi olduğu, %61,6'sının normal doğum yaptığı, %23,2'sinin ilk emzirmede sorun yaşadığı, %83,6'sının emzirmeyle ilgili eğitim almadığı ve annelerin %55,4'ünün bebeğini doğumdan sonra hemen emzirdiği belirlenmiştir. Çalışma kapsamına alınan bebeklerin; %58,2'sinin erkek olduğu, %72,3'ünün doğumda sağlık sorunu olmadığı, %38,4'ünün şimdiki ağırlığının 2.000-3.000 g ve %22,6'sının sağlık durumunun anne sütü ile beslenmesini etkilediğini ifade etmiştir. Çalışmaya katılan annelerin gelir durumu, çalışma durumu, anne sütü eğitimi aldığı kişi, doğumdan sonra bebeği ilk emzirme zamanı, bebeğin şimdiki yaşı, bebeğin şimdiki kilosu ve bebeği ne kadar süreyle emzirdiği IIFAS toplam puan ortalamaları arasında anlamlı fark olduğu bulunmuştur (p<0,05). Sonuç: Çalışmada, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan annelerin IIFAS puan ortalaması yüksek olduğu ve emzirmede pozitif tutum sergiledikleri görülmüştür. Anah tar Ke li me ler: Emzirme; tutum; anne sütü; bebek ABS TRACT Objective: The research was carried out to examine infant feeding attitudes of mothers whose infants were hospitalized in the neonatal intensive care unit. Material and Methods: The research was conducted in a descriptive and cross-sectional type in a state hospital. The ethics committee approval of the research was obtained with the decision of a university numbered 2017-08. In the evaluation of the data; Descriptive statistics and one-way analysis of variance, Kruskal-Wallis, Mann-Whitney U and independent sample t-test analyzes were used with SPSS 25.0 program. The sample consisted of 177 mothers who volunteered to participate in the study. Data; Data collection form and Iowa Infant Feeding Attitude Scale (IIFAS) were obtained by faceto-face interview method. Results: The mean IIFAS score of the mothers was found to be 56.41±7.22. 27.2% of the mothers were between the ages of 31-35, 67.8% had breastfeeding experience, 61.6% had a normal delivery, 23.2% had problems during the first breastfeeding, 83.6% did not receive training on breastfeeding, and 55.4% of the mothers did not have any education about breastfeeding. It has been determined that she breastfeeds immediately after birth. Babies included in the study; 58.2% of them were male, 72.3% of them had no health problems at birth, 38.4% of them stated that their current weight is 2,000-3,000 g and 22.6% of them have an effect on breastfeeding. It was found that there was a significant difference between the income status, employment status, the person receiving breastfeeding education, the first breastfeeding time after birth, the current age of the baby, the current weight of the baby and how long the baby was breastfed, and the total score averages of IIFAS of the mothers participating in the study (p<0.05). Conclusion: In the study, it was observed that the mothers whose babies were hospitalized in the neonatal intensive care unit had a high IIFAS score average and showed a positive attitude towards breastfeeding.
Yaşam Boyu Hemşirelik Dergisi
Amaç: Çalışmada, pandemi sürecinde çocuk/ergenlerin internet bağımlılığının, fiziksel aktivite az... more Amaç: Çalışmada, pandemi sürecinde çocuk/ergenlerin internet bağımlılığının, fiziksel aktivite azlığına bağlı beden kitle indekslerindeki değişikliklerin ebeveyn stresi üzerine etkisini belirlemek amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipteki araştırma, Ocak 2021-Nisan 2021 tarihlerinde, Bitlis'te yaşayan 7-17 yaş çocuğa sahip 539 ebeveyn ile yapılmıştır. Tanımlayıcı Özellikler Soru Formu, Aile-Çocuk İnternet Bağımlılığı Ölçeği, Ebeveynlik Stres Ölçeği'nden oluşan online form kullanılarak yapılmış, IBM SPSS ile analiz edilmiştir. Çalışmanın analizinde dağılım ve sıklık için frenkans, yüzde Student's t test istatistiği, One Way ANOVA testi Post Hoc Tukey testi, Ki-Kare testi kullanılmıştır. Önem düzeyi p<0.05 olarak alınmıştır. Bulgular: Ebeveynlerin %73.8'i kadın, %26.2'ü erkek, çocukların %43.6'sı 13-17 yaş aralığındadır. Çocukların %41.9'nun internet kullanım süresi 1-3 saat; ebeveynlerin %55.1'i ise pandemi sürecinde çocukların televizyon izleme süresinin, %88.7'si ise internet kullanma sürelerinin arttığını vurgulamıştır. İnternet bağımlılık ölçeği puan ortalaması 49.92±12.35, ebeveyn stres ölçeği toplam puan ortalaması 25.33±7.19 olarak bulunmuştur. Pandemi sürecinde çocukların beden kitle indekslerinde anlamlı bir artış olduğu saptanmıştır. Sonuç: Salgın sürecinde çocuklarda internet kullanımı, ekran süresi ve beden kitle indekslerinde artış, çocuklarda internet bağımlılığı ve Ebeveyn stresinde artışa neden olmuştur. Pandemi süreci ebeveynlerin sorumluluklarının artmasına ve ruhsal durumlarının olumsuz etkilenmesine neden olmuştur.
Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), Sep 30, 2022
The study was conducted to examine the factors which affect the insomnia of nurses working in the... more The study was conducted to examine the factors which affect the insomnia of nurses working in the intensive care unit of a university hospital, and to determinate insomnia severity. Methods: Although there are few studies evaluating nurses' insomnia, it is an important issue worldwide. The research was conducted with a cross-sectional and descriptive design with 149 nurses working in the Intensive Care Units of a university hospital. The data were collected with Data Collection Form and Insomnia Severity Index with face-to-face interview method. Descriptive methods and Chi-Square Test were used for statistical analyses, and p<0.05 value was considered to be statistically significant. Results: It was determined that the mean age of the participants was 31.04±5.93, 54.4% worked at surgical Intensive Care Units, many of them had a weekly working duration of 40-48 hours, and 62.4% worked in shifts. It was also determined that 75.2% of the nurses experienced insomnia. The difference between gender, weekly working duration, working style, sleep onset latency, sleeping duration and insomnia severity status was found to be statistically significant (p<0.05). No statistically significant differences were detected between nurses' smoking status, drinking alcohol status, drinking coffee status, daytime coffee consumption, evening coffee consumption, tea drinking status, daytime tea consumption, evening tea consumption, sports and doing sports frequency, and insomnia severity (p>0.05). Conclusions: It can be argued that the majority of nurses who participated in the study experienced insomnia and moderate insomnia, and this result may pose a threat for nursing care in Intensive Care Units.
DergiPark (Istanbul University), 2013
Fetus için normal ortam uterusdur. İntrauterin ortam fetüsün büyümesi ve gelişimi için kritik rol... more Fetus için normal ortam uterusdur. İntrauterin ortam fetüsün büyümesi ve gelişimi için kritik role sahiptir. Preterm bebekler bu kritik dönemde güvenli intrauterin ortamın dışında, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerinde (YYBÜ) yaşamak zorunda kalırlar. İntrauterin ortam preterm bebeğin nörolojik gelişimini nasıl etkiliyorsa YYBÜ ortamı da bu gelişimi etkilemektedir. Yenidoğana verilen bakımın ve YYBÜ ortamının yenidoğanın bireysel gereksinimlerine göre düzenlenmesinin bebeğin beyin gelişimine olumlu etkileri vardır. Bu derlemede Fetal Nörolojik Gelişim, YYBÜ'sinin bebeğe etkileri, Gelişimsel Bakım ve Gestasyon Haftalarına Gelişimsel Bakım örnekleri paylaşılacaktır.
Early Child Development and Care, 2021
ABSTRACT This study aims to examine the effect of kangaroo care on Vulnerable Infant Syndrome (VI... more ABSTRACT This study aims to examine the effect of kangaroo care on Vulnerable Infant Syndrome (VIS) in the mother. The sample group consisted of 58 preterm infants, 27 of whom were control and 31 were experimental groups. Data were collected using the question form, the Vulnerable Baby Scale (VBS), the Edinburgh Post PartumDepression Scale (EPDS), the Maternal Attachment Scale (MAS). The mean scores of VBS were found in the kangaroo group (17.22 ± 0.96) and in the control group (43.66 ± 0.89). It was found that there was a significant difference between the two groups in terms of VBS scores (p < 0.01). In addition, the mothers in the experimental group compared to the mothers in the control group; the mean EPDS score was low and the MAS mean score was high (p < 0.01).It was determined kangaroo care reduces maternal vulnerability, postpartum depression and increases maternal attachment.
Journal of Public Health, 2022
The aim of this research is to examine the caregiver burden of parents whose children have Type 1... more The aim of this research is to examine the caregiver burden of parents whose children have Type 1 diabetes mellitus (T1DM). This descriptive and cross-sectional study was conducted with 105 parents. Data were obtained through face-to-face interviews, using the Zarit Burden Interview and completion of a personal data form. In the sample, 61.9% of the parents are between 36 and 60 years of age, The height/weight of 41.0% of the children are in the 25–50 percentile, 55.2% of the children can apply insulin themselves, 67.6% of the children report having been negatively affected by T1DM in terms of daily life activities, and 81.9% of the children had T1DM training with their parents from a designated nurse. It was also identified that there are statistically significant differences on the Burden Interview score depending on the age when the child is diagnosed with diabetes, the duration of diabetes, whether there is an additional illness or not, the person who applies insulin, an inciden...
İnönü Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Dergisi, 2022
Araştırma, Türkiye'deki çocuk hemşirelerinin profillerini ve yaşadıkları sorunları belirlemek ama... more Araştırma, Türkiye'deki çocuk hemşirelerinin profillerini ve yaşadıkları sorunları belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak Türkiye'de Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerde çalışan çocuk hemşireleri ile gerçekleştirildi. Araştırma Türkiye' de Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerin çocuk kliniklerinde çalışan 4969 hemşire ile yapıldı. Araştırma verileri hemşirelerin demografik bilgileri, çalışma koşulları, mezuniyet sonrası eğitim durumları ve bilimsel faaliyetlere katılım durumlarını içeren toplam 33 sorudan oluşan anket formu ile toplandı. Elde edilen veriler tanımlayıcı istatistiksel yöntemler (yüzdelik, aritmetik ortalama) kullanılarak analiz edildi. Hemşirelerin yaş ortalamasının 32.65 (± 7.27) yıl olduğu, %48.9'unun lisans mezunu olduğu, %42.1'inin 1-4 yıldır çocuk hemşiresi olarak çalıştığı, %55.6'sının oryantasyon eğitimi almadığı, %73.1'inin hizmet içi eğitim aldığı ve %75'inin çocuk hemşiresi olarak çalışmaktan memnun olduğu bulundu. Hemşirelerin %86.8'inin çocuk hemşireliği alanında geleceğe yönelik mesleki planının olmadığı, %92'sinin çocuk hemşireliği alanında bilimsel araştırmalara katılmadığı saptandı. Hemşirelerin Çocuk Hemşireleri Derneği'nden beklentilerinin en çok (%10.9) "çalışma koşullarının iyileştirilmesi", önerilerinin ise en çok (%15.5) derneğin "sağlık politikalarında söz sahibi olmak için çalışması" olduğu belirlendi. Araştırma sonucunda, Türkiye'de çocuk hemşirelerinin çocuk alanında çalışmaktan memnun olduğu belirlendi. Bununla birlikte hemşirelerin çalışma koşullarına ilişkin sorunları olduğu görülmektedir. İletilen sorunlara ilişkin Sağlık Bakanlığı'nın ilgili birimlerinin bilgilendirmesi ve çözüm önerileri sunulması önerilebilir.
Turkiye Klinikleri Journal of Pediatrics, 2021
Coronavirus disease (COVID-19), one of the viral infections, is triggered by subtypes known as th... more Coronavirus disease (COVID-19), one of the viral infections, is triggered by subtypes known as the beta-CoV group. On December 2019, the World Health Organization China country office reported cases of pneumonia of unknown etiology in Wuhan, Hubei province of China. The reported agent was identified as a novel coronavirus (2019-nCoV) not previously identified in humans on January 7, 2020. In the following process, the name of 2019 -nCoV disease was accepted as COVID-19, and the virus was named as severe acute respiratory syndrome-coronavirus-2 due to i ts close similarity to Severe Acute Respiratory Syndrome CoV. The disease has caused high rates of morbidity and mortality worldwide since December 2019. Due to the fact that there is research on COVID-19 on child health, the direct (primary) and indirect (secondary) effects reasons on child health are not known exactly. However, with the product obtained in the future, it is expected that the researches to be made with more concrete data will be expanded and definite results will emerge. Pediatric cases diagnosed with COVID-19 are less frequent than those found in the data specified in studies where they received the clinical cloud around seven. It was emphasized that although the clinical picture in children is mild, it has a carrier feature (secondary) and may cause major effects against its direct (primary) effects. Studies have reported that there may be approximately 30 million risks worldwide due to the COVID-19 pandemic process and its indirect (secondary) effects. In this review, up-to-date literature knowledge has been shown to cause indirect (secondary) effects of COVID-19 on child health, causing distress in health services, interruption of education, daily routine disorder, socio-economic level, etc. many factors have been addressed.
Journal of Education and Health Promotion, 2019
PURPOSE: Postpartum period is a critical interval in which the woman is under risk for psychiatri... more PURPOSE: Postpartum period is a critical interval in which the woman is under risk for psychiatric disorders including postpartum depression (PD). This study was performed to investigate the impact of the mode of delivery on the occurrence of PD in primiparous mothers. MATERIALS AND METHODS: This correlational study was performed on 244 primiparous women (aged 15–49 years) in 17 primary health-care centers. Sociodemographic, obstetric, and PD-related data were gathered using questionnaires and the Edinburgh Postnatal Depression Scale (EPDS) on the 1st and 3rd months after delivery. The questionnaires were administered to all primiparous mothers who were registered to the relevant health-care center. Questionnaires were administered by the researcher for 25–30 min with face-to-face interview technique. RESULTS: Comparison of EPDS scores on the 1st and 3rd months indicated that there was a remarkable decline over time (Z = 11.112, P = 0.001). There was an inverse association between e...
Turkiye Klinikleri Journal of Nursing Sciences, 2021
İnönü Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Dergisi, 2021
Hemşirelerin bakım verdiği bireylere ulaşmasını sağlayan en temel araç iletişim bilgi ve becerisi... more Hemşirelerin bakım verdiği bireylere ulaşmasını sağlayan en temel araç iletişim bilgi ve becerisidir. Bu beceri, yoğun bakım ünitesi gibi kritik ortamlarda daha önemli olmaktadır. Bu araştırma yoğun bakım hemşirelerinin iletişim becerilerini değerlendirmek amacıyla tanımlayıcı tipte yapılmıştır. Çalışma, Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunan dört hastanenin yoğun bakım ünitelerinden görev yapan 260 hemşire ile Ocak-Mart 2018 tarihlerinde gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında, Hemşire Tanıtıcı Bilgi Formu ve İletişim Becerileri Değerlendirme Ölçeği (İBDÖ) kullanılmıştır. Katılımcıların %68.1’inin lisans ve üzeri eğitime sahip olduğu ve %56.2’sinin son bir yıl içinde iletişim becerilerine yönelik eğitim aldığı belirlenmiştir. Lisans ve üzeri düzeyde eğitime sahip hemşirelerin lise mezunu hemşirelere göre iletişim becerileri daha iyi bulunmuştur. Son bir yıl içerisinde iletişime yönelik eğitim alan hemşirelerin iletişim becerilerinin, almayanlara göre daha yüksek seviyede olduğu...