arslan topakkaya - Academia.edu (original) (raw)
Uploads
Papers by arslan topakkaya
DergiPark (Istanbul University), May 23, 2023
Türkiye adalet akademisi dergisi, 2013
Felsefe Dünyası, Jul 15, 2010
Felsefe Dünyası, Dec 15, 2007
Felsefe Dünyası, Jul 15, 2021
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Dec 1, 2006
Kodifizierimg von Grundrechten, auf die sich Individuen gegenüber staatlichen Übergriffen berufen... more Kodifizierimg von Grundrechten, auf die sich Individuen gegenüber staatlichen Übergriffen berufen könnten.
FLSF Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi, Dec 1, 2015
Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi, Jun 15, 2021
Türkler Orhun yazıtlarından da anlaşıldığı üzere zaman ve mekâna ayrı bir önem vermektedirler ve ... more Türkler Orhun yazıtlarından da anlaşıldığı üzere zaman ve mekâna ayrı bir önem vermektedirler ve bunları hayatlarının merkezine alırlar. Türklerin hayatındaki zaman algısında yaşadıkları kültür çevresinin çok büyük etkisi olmuştur. Özellikle başlangıçta yaşadıkları bozkır kültür çevresinde insanın insanla, insanın hayvanla ve tabiatla vermiş olduğu mücadele yaylaktan kışlığa, kışlaktan yaylağa yapılan yorucu göçler Türk insanını zaman belirlemeye yöneltmiştir. Türklerin bu göçebe ruhu, doğayla olan ilişkilerini ve kültürlerini oldukça derinden etkilemiştir. Göç mevsimlere göre olmakta ve bu anlamda her mevsimde insanlar doğa ile farklı bir ilişki içerisine girmektedirler. Eski Türkler'de zaman ile ilgili kavramlara ilk olarak Göktürk yazıtlarında rastlanmaktadır. Eski Türkler'de zaman anlayışı bağlamında onların kullandıkları "On İki Hayvanlı Türk Takvimi"nden bahsetmek gerekir. Bu takvim Türkler tarafından bazen tek başına bezen de diğer milletlerin takvimiyle mezcedilerek kullanılmıştır. Yıl hesabında güneşin esas alındığı, on iki yıllık daimî bir devirden ibaret olan On İki Hayvan Takvimi'nde yıllar hayvan adlarıyla anılmaktadır. Bu yazıda zaman olgusunun Türklerin yaşam tarzı üzerindeki etkileri araştırılacaktır. Türklerin sahip oldukları kültür, inanç, töre ve tutumların takvim yapma sürecini nasıl etkilediği sorusu cevaplanmaya çalışılacaktır.
Uluslararası sosyal bilimler akademi dergisi(USBAD), Aug 3, 2023
Fichte felsefesinde akıl kavramını incelemek, Fichte’nin idealist bir dizge ile ilerlediği felsef... more Fichte felsefesinde akıl kavramını incelemek, Fichte’nin idealist bir dizge ile ilerlediği felsefi yolcuğuna çıkmamızı gerektirir. Çünkü bu yolculukta akıl kavramına yüklenen anlam ile bağlantılı olarak Fichte için akıl kavramına biçilen rolde netlik kazanacaktır. Öyleki felsefe tarihi boyunca, felsefenin ilk ilkesinin ne olacağına cevap ararken zihinde yer alan tasarımdan hareketle açıklama girişimi, idealizmin tarihsel gelişiminde geri dönüşü zorunlu kılmaktadır. Bu geriye dönüşün sonunda karşımıza çıkan isim Kant olacaktır. Fichte felsefesinde akıl kavramını anlayabilmek için Kant felsefesini iyi bilmek gerekir. Çünkü Fichte Kant’ın yarım bıraktığı yerden felsefesini başlatmaktadır. Fichte “Bilim Öğretisi” eseriyle akıl kavramını açıklamaktadır. “Bilim Öğretisi”nde “Ben” felsefesinden bahseder. Fichte için Ben’nin hareketleri aklın hareketleridir. İdealizmi özneye bağlayan Fichte aklı da bu şekilde değerlendirip, aklı sürecin sonunda mutlak akıl olarak ele alır. Bu sebeple Fichte için akıl kavramı zekâdan farklı olarak algıma gücünün üstünde genel ve soyut bir içeriğe sahiptir. Fichte’nin bu düşüncelerini Alman İdealizminin diğer temsilcileri olan Schelling ve Hegel’den bağımsız düşünemeyiz. Çünkü Fichte akıl hakkındaki düşünceleriyle hem Schelling hem de Hegel üzerinde etkiye sebep olmuştur. Bu nedenle Alman idealistleri birbirlerinin düşünceleri ile bağlantılı olarak aklın açılımını bizlere sunarlar.
Uluslararası karşılaştırmalı edebiyat tarih ve düşünce dergisi, Jul 31, 2023
Dilthey, 19. yy’ın önemli filozoflarındandır. Onu diğer filozoflardan ayıran özellik, insan üzeri... more Dilthey, 19. yy’ın önemli filozoflarındandır. Onu diğer filozoflardan ayıran özellik, insan üzerine yaptığı çalışmalardır. Çünkü, Dilthey öncesi filozoflar insanı sadece varlık kategorisinde değerlendirmiştir. Böylece insan, ne olduğu açıklanan ve bu açıklama bağlamında değerlendirilen bir varlığa dönüştürülmüştür. Ancak Dilthey, insanı açıklamadan ziyade insanı anlamaya önem vermiştir. Dilthey’e göre, insanın ne olduğunu açıklamak insanı Doğa Bilimlerinin nesnesi haline getirmektedir. Ancak insan, Doğa Bilimsel yasalar ve yöntemlerle açıklanmamalıdır. Bu bağlamda Dilthey, Doğa Bilimlerinin karşısına Tin Bilimlerini yerleştirmiştir. Ancak kurulması istenilen Tin Bilimleri, Doğa Bilimlerinin tersi ya da rakibi değildir. İki bilim de konu, yöntem ve işleyiş bakımından birbirlerinden ayrıdır. Çünkü Doğa Bilimleri açıklamaya yönelikken Tin Bilimleri anlamaya yöneliktir. Bu bağlamda insan, Tin bilimlerinin nesnesi olarak açıklanmadan önce anlaşılması gereken bir varlığa dönüşmüştür. Böylece Dilthey aynı zamanda filozoflara yeni bir görev getirmiştir. Çünkü filozoflar artık Doğa Bilimine ait bilgileri temellendirmek yerine doğrudan insanı anlamaya yönelik çalışmalıdır. Sonuç olarak, felsefe tarihinde hem filozofların hem de felsefenin insanı anlamaya yönelmesini istemiş; bunun için gerekli olan ontolojik, metodolojik ve epistemolojik zemini hazırlamaya çalışmıştır.
DergiPark (Istanbul University), May 23, 2023
Türkiye adalet akademisi dergisi, 2013
Felsefe Dünyası, Jul 15, 2010
Felsefe Dünyası, Dec 15, 2007
Felsefe Dünyası, Jul 15, 2021
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Dec 1, 2006
Kodifizierimg von Grundrechten, auf die sich Individuen gegenüber staatlichen Übergriffen berufen... more Kodifizierimg von Grundrechten, auf die sich Individuen gegenüber staatlichen Übergriffen berufen könnten.
FLSF Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi, Dec 1, 2015
Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi, Jun 15, 2021
Türkler Orhun yazıtlarından da anlaşıldığı üzere zaman ve mekâna ayrı bir önem vermektedirler ve ... more Türkler Orhun yazıtlarından da anlaşıldığı üzere zaman ve mekâna ayrı bir önem vermektedirler ve bunları hayatlarının merkezine alırlar. Türklerin hayatındaki zaman algısında yaşadıkları kültür çevresinin çok büyük etkisi olmuştur. Özellikle başlangıçta yaşadıkları bozkır kültür çevresinde insanın insanla, insanın hayvanla ve tabiatla vermiş olduğu mücadele yaylaktan kışlığa, kışlaktan yaylağa yapılan yorucu göçler Türk insanını zaman belirlemeye yöneltmiştir. Türklerin bu göçebe ruhu, doğayla olan ilişkilerini ve kültürlerini oldukça derinden etkilemiştir. Göç mevsimlere göre olmakta ve bu anlamda her mevsimde insanlar doğa ile farklı bir ilişki içerisine girmektedirler. Eski Türkler'de zaman ile ilgili kavramlara ilk olarak Göktürk yazıtlarında rastlanmaktadır. Eski Türkler'de zaman anlayışı bağlamında onların kullandıkları "On İki Hayvanlı Türk Takvimi"nden bahsetmek gerekir. Bu takvim Türkler tarafından bazen tek başına bezen de diğer milletlerin takvimiyle mezcedilerek kullanılmıştır. Yıl hesabında güneşin esas alındığı, on iki yıllık daimî bir devirden ibaret olan On İki Hayvan Takvimi'nde yıllar hayvan adlarıyla anılmaktadır. Bu yazıda zaman olgusunun Türklerin yaşam tarzı üzerindeki etkileri araştırılacaktır. Türklerin sahip oldukları kültür, inanç, töre ve tutumların takvim yapma sürecini nasıl etkilediği sorusu cevaplanmaya çalışılacaktır.
Uluslararası sosyal bilimler akademi dergisi(USBAD), Aug 3, 2023
Fichte felsefesinde akıl kavramını incelemek, Fichte’nin idealist bir dizge ile ilerlediği felsef... more Fichte felsefesinde akıl kavramını incelemek, Fichte’nin idealist bir dizge ile ilerlediği felsefi yolcuğuna çıkmamızı gerektirir. Çünkü bu yolculukta akıl kavramına yüklenen anlam ile bağlantılı olarak Fichte için akıl kavramına biçilen rolde netlik kazanacaktır. Öyleki felsefe tarihi boyunca, felsefenin ilk ilkesinin ne olacağına cevap ararken zihinde yer alan tasarımdan hareketle açıklama girişimi, idealizmin tarihsel gelişiminde geri dönüşü zorunlu kılmaktadır. Bu geriye dönüşün sonunda karşımıza çıkan isim Kant olacaktır. Fichte felsefesinde akıl kavramını anlayabilmek için Kant felsefesini iyi bilmek gerekir. Çünkü Fichte Kant’ın yarım bıraktığı yerden felsefesini başlatmaktadır. Fichte “Bilim Öğretisi” eseriyle akıl kavramını açıklamaktadır. “Bilim Öğretisi”nde “Ben” felsefesinden bahseder. Fichte için Ben’nin hareketleri aklın hareketleridir. İdealizmi özneye bağlayan Fichte aklı da bu şekilde değerlendirip, aklı sürecin sonunda mutlak akıl olarak ele alır. Bu sebeple Fichte için akıl kavramı zekâdan farklı olarak algıma gücünün üstünde genel ve soyut bir içeriğe sahiptir. Fichte’nin bu düşüncelerini Alman İdealizminin diğer temsilcileri olan Schelling ve Hegel’den bağımsız düşünemeyiz. Çünkü Fichte akıl hakkındaki düşünceleriyle hem Schelling hem de Hegel üzerinde etkiye sebep olmuştur. Bu nedenle Alman idealistleri birbirlerinin düşünceleri ile bağlantılı olarak aklın açılımını bizlere sunarlar.
Uluslararası karşılaştırmalı edebiyat tarih ve düşünce dergisi, Jul 31, 2023
Dilthey, 19. yy’ın önemli filozoflarındandır. Onu diğer filozoflardan ayıran özellik, insan üzeri... more Dilthey, 19. yy’ın önemli filozoflarındandır. Onu diğer filozoflardan ayıran özellik, insan üzerine yaptığı çalışmalardır. Çünkü, Dilthey öncesi filozoflar insanı sadece varlık kategorisinde değerlendirmiştir. Böylece insan, ne olduğu açıklanan ve bu açıklama bağlamında değerlendirilen bir varlığa dönüştürülmüştür. Ancak Dilthey, insanı açıklamadan ziyade insanı anlamaya önem vermiştir. Dilthey’e göre, insanın ne olduğunu açıklamak insanı Doğa Bilimlerinin nesnesi haline getirmektedir. Ancak insan, Doğa Bilimsel yasalar ve yöntemlerle açıklanmamalıdır. Bu bağlamda Dilthey, Doğa Bilimlerinin karşısına Tin Bilimlerini yerleştirmiştir. Ancak kurulması istenilen Tin Bilimleri, Doğa Bilimlerinin tersi ya da rakibi değildir. İki bilim de konu, yöntem ve işleyiş bakımından birbirlerinden ayrıdır. Çünkü Doğa Bilimleri açıklamaya yönelikken Tin Bilimleri anlamaya yöneliktir. Bu bağlamda insan, Tin bilimlerinin nesnesi olarak açıklanmadan önce anlaşılması gereken bir varlığa dönüşmüştür. Böylece Dilthey aynı zamanda filozoflara yeni bir görev getirmiştir. Çünkü filozoflar artık Doğa Bilimine ait bilgileri temellendirmek yerine doğrudan insanı anlamaya yönelik çalışmalıdır. Sonuç olarak, felsefe tarihinde hem filozofların hem de felsefenin insanı anlamaya yönelmesini istemiş; bunun için gerekli olan ontolojik, metodolojik ve epistemolojik zemini hazırlamaya çalışmıştır.