fatma tok yıldız - Academia.edu (original) (raw)
Papers by fatma tok yıldız
DergiPark (Istanbul University), Jun 1, 2013
Araştırma, uyku hijyeni eğitiminin koroner yoğun bakımdan taburcu olduktan sonraki 1. ve 3. ayda ... more Araştırma, uyku hijyeni eğitiminin koroner yoğun bakımdan taburcu olduktan sonraki 1. ve 3. ayda hastaların uyku kalitesine etkisini belirlemek amacıyla deneysel olarak yapılmıştır. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em m-l le er r: : Çalışmaya Koroner Yoğun Bakım Ünitesi (KYBÜ)'nde miyokard infarktüsü (MI) tanısı ile yatan 42'si araştırma, 40'ı karşılaştırma olmak üzere toplam 82 hasta alınmıştır. Çalışmada veriler araştırmacı tarafından literatürden yararlanılarak hazırlanan hasta tanıtım formu, KYBÜ uykuyu etkileyen faktörler formu, ev ortamında uykuyu etkileyen faktörler formu ve Pittsburgh Uyku Kalitesi Ölçeği ile toplanmıştır. Araştırma grubuna KYBÜ'den servise geçtiklerinin 2. gününde uyku hijyenine yönelik bireysel eğitim verilmiş, 1. ve 3. ay görüşmelerinde gereksinimler doğrultusunda eğitim tekrarlanmıştır. Veriler Mann Whitney U testi, Kruskall Wallis testi, ki-kare testi, iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi, varyans analizi ve Bonferroni testi ile değerlendirilmiştir. B Bu ul lg gu ul la ar r: : Araştırma ve karşılaştırma grubundaki hastaların tamamının KYBÜ'de uyku sorunu yaşadıkları; hastaların tamamına yakınının; KYBÜ'de diğer hastaların sesi, diğer hastalarda gelişen olumsuzlukları görmek, rahat hareket edememek, IV kateter takılması/değişimi ve alarm sesleri nedeni ile uyku sorunu yaşadığı belirlenmiştir. Araştırma ve karşılaştırma grubundaki hastaların uyku kaliteleri arasında anlamlı bir fark olmadığı, ancak taburculuk sonrası 3. ayda araştırma grubundaki hastaların uyku kalitelerinin daha iyi olduğu görülmüştür. Araştırma grubundaki hastaların uyku hijyeni ilkelerini uygulama oranlarının %71 ile %100 arasında değiştiği belirlenmiştir. S So on nu uç ç: : Araştırma ve karşılaştırma grubundaki hastaların gruplar arası uyku kaliteleri arasında anlamlı bir fark olmadığı, grup içi tekrarlı ölçümlere göre uyku kaliteleri arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir. Taburculuk sonrası 1. ve 3. ayda araştırma grubundaki hastaların uyku hijyeni ilkelerini çoğunlukla günlük yaşamlarına uyarlamaya çalıştıkları ve çoğunun uyku sorunu yaşama sıklığının azaldığı belirlenmiştir.
DergiPark (Istanbul University), Nov 1, 2014
Etkin bir klinik uygulama hemşirelik eğitiminde tartışmasız bir yere sahiptir. Amaç: Bu çalışmanı... more Etkin bir klinik uygulama hemşirelik eğitiminde tartışmasız bir yere sahiptir. Amaç: Bu çalışmanın amacı klasik ve entegre programda öğrenim gören hemşirelik öğrencilerinin ilk klinik uygulamalarında yaşadıkları kaygı, klinik stres düzeyi ve etkileyen bazı faktörlerin belirlenmesidir. Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteki bu çalışmanın örneklemini iki klasik, iki entegre müfredat programında öğrenim gören ve klinik uygulamaya ilk kez çıkan 264 hemşirelik öğrencisi oluşturmuştur. Verileri, Tanıtıcı Özellikler Formu, Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri ve Pagana Klinik Stres Anketi (KSA) ile toplanmış, yüzdelik dağılım, iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi, ANOVA ve ki-kare önemlilik testi ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Öğrencilerin toplam KSA puan ortalaması 26.64±9.68 olup, klasik program öğrencilerinde 22.66±9.20, entegre program öğrencilerinde ise 28.80±9.26'dir. Her iki müfredat programı öğrencilerinin klinik stres düzeyinin ortalamanın altında olduğu saptanmıştır. Ancak, entegre müfredat programında öğrenim gören ve özellikle kız, kendisini hemşirelik mesleğine ait hisseden, eğitiminden orta düzeyde doyum alan öğrencilerde klinik stresin anlamlı düzeyde biraz daha yüksek olduğu saptanmıştır (p<0.05). Entegre program öğrencilerinin (40.88±7.47) kliniğin ilk günü durumluk kaygı puan ortalaması klasik program öğrencilerine (38.78±5.82) göre anlamlı düzeyde daha yüksektir (t=2.524,p=.012). Sonuç: Her iki programda öğrencilerin kliniğin ilk gününde klinik stresinin düşük, kaygı düzeyinin ise ortalamanın üzerinde olduğu bununla birlikte, entegre program öğrencilerinin klinik stres ve kaygı düzeylerinin daha yüksek olduğu söylenebilir.
Journal of Nursing Research, Oct 5, 2020
Background: Coronary artery disease (CAD) is a primary cause of death worldwide. CAD negatively a... more Background: Coronary artery disease (CAD) is a primary cause of death worldwide. CAD negatively affects individuals because it reduces their functional skills and self-care abilities and disrupts quality of life. Purpose: This study was designed to assess the impact of a training program based on Orem's self-care deficit nursing theory (SCDNT) on self-care abilities and quality of life in patients with CAD. Methods: This study was conducted using a randomized, controlled, pretest/posttest experimental design. One hundred two patients with CAD were divided evenly into either the intervention or control group, with sample randomization based on gender, age, low-density lipoprotein cholesterol level, and Self-Care Agency Scale scores. For both groups, interviews were conducted in two sessions held, respectively, at the hospital and at home. Study data were collected using the patient information form, Self-Care Agency Scale, MacNew Heart Disease Health-Related Quality of Life Questionnaire (MacNew), Quality of Life Questionnaire (15D), and training booklet. Results: A highly significant difference was found between the two groups in terms of the average posttest scores on the Self-Care Agency Scale, MacNew, and 15D. For the intervention group, the posttest scores on the Self-Care Agency Scale, MacNew, and 15D were significantly higher than the pretest scores, whereas average pretest and posttest scores on these measures were similar for the control group. Conclusions: The training program developed in this study based on Orem's SCDNT improved self-care agency as well as disease-specific and overall quality of life in patients with CAD. Nurses should pay attention to the CAD-related educational level of patients when teaching them how to live with their disease. Moreover, nurses should use Orem's SCDNT to strengthen the self-care agency of these patients to increase quality of life and the effectiveness of related education efforts. Finally, medical institutions and governments should develop appropriate education policies for patients at risk of CAD and for those with CAD.
Acıbadem üniversitesi sağlık bilimleri dergisi, Mar 15, 2023
Purpose: All people especially students are affected psychosocially due to reasons such as distan... more Purpose: All people especially students are affected psychosocially due to reasons such as distance education, uncertainty, loneliness during the COVID-19 pandemic. This study was performed to identify the levels of COVID-19 fear, perceived stress, and psychological resilience of the university students studying at health programs. Methods: A total of 518 students participated in this cross-sectional study. The research data were collected using the Descriptive Characteristics Form, the Fear of COVID-19 Scale, the Perceived Stress Scale-10, and the Brief Resilience Scale. Results: The participant students had medium-level COVID-19 fear, perceived stress, and psychological resilience. It was found that the gender, having a family member who had COVID-19, and not having a family member who died of COVID-19 affected the participant students’ levels of COVID-19 fear, perceived stress, and psychological resilience. Conclusions: The COVID-19 pandemic affected the health professional candidates’ fear, stress, and psychological resilience. The initiatives can be planned to reduce the negative effects of the pandemic and enhancing coping skills of university students studying in health programs.
Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences
The aim of this study is to determine the effect of scenario-based High-Fidelity Simulation (HFS)... more The aim of this study is to determine the effect of scenario-based High-Fidelity Simulation (HFS) training on the level of team cooperation, problem solving skills and autonomy of senior nursing and medical students. Material and Methods: This research was carried out in the pre-posttest single-group experimental design model, at the Simulation Center. The sample of the study consisted of a total of 210 students studying in the last year of the faculty of health sciences, department of nursing (105) and faculty of medicine (105). Within the scope of the research, a total of 35 groups were formed in groups of 6 students. Each week, the training of a group was carried out in a total of 7 stages over 2 consecutive days. The study was carried out with a multidisciplinary team. Results: In the study, it was found that before the simulation training, the nursing students' attitude towards physician-nurse cooperation was more positive and their problem-solving skills were higher, but after the training, the positive attitudes of the medical students towards physician-nurse cooperation and their problem-solving skills increased, the autonomy level of the nursing students was lower before the simulation training, but the training It was found that thereafter it increased. After the simulation training, both nursing and medical students reported that they found the scenario applied to them sufficient and important in the training process. Conclusion: It has been concluded that with an effective scenario and a HFS training, the team cooperation, problem-solving skills and autonomy level of nursing and medical students can be increased.
Turkish Journal of Science and Health, 2021
This study was conducted to determine the the knowledge level of aged 8-12 years children about C... more This study was conducted to determine the the knowledge level of aged 8-12 years children about COVID-19 and protection measures. Material and Methods: The sample of the descriptive study consisted of 323 children aged 8-12 years. The data were collected online with Descriptive Characteristics Form and the Information Level Form for COVID-19 and Protection Measures prepared by the researchers, and were shown with number, percentage, mean, standard deviation and chi-square analysis. Results: The mean age of the children 9.15 ± 1.28 and 54.8% were girls. 63.2% of the children stated that they learned information about COVID-19 from television. It was found that 90.1% of children stated that COVID-19 changed their hygiene habits, 80.2% of them stated that the most effective measure to protect against COVID-19 was wearing a mask, 99.4% paid more attention to hand hygiene. It has been determined that compliance with hygiene and protection measures is higher in girls and those who have had COVID-19 infection in their family. Conclusion: It has been determined that the majority of children have information about COVID-19 and protection measures and pay attention to wearing masks and hand hygiene. Children, who are an important group in terms of carrying and transmitting the infection, should ensure the continuity of their adaptation to protection measures by eliminating their missing information on the subject.
Oz Giris: Yogun bakim ortamlarinin ogrenci hemsireler icin stresli bir cevre olduguna iliskin yay... more Oz Giris: Yogun bakim ortamlarinin ogrenci hemsireler icin stresli bir cevre olduguna iliskin yaygin bir gorus olmasina ragmen literaturde yeterli bir kanit yoktur. Amac: Bu calismanin amaci yogun bakim unitesinde klinik uygulama yapan hemsirelik intorn ogrencilerin ilk ve son gun yasadiklari kaygi duzeylerinin belirlenmesidir. Yontem: Tanimlayici ve kesitsel tipteki bu calismanin orneklemini, bir universitenin hemsirelik bolumunun son sinifinda intornluk uygulamasina cikan toplam 86 ogrenci olusturmustur. Veriler tanitici ozellikler formu, durumluk kaygi envanteri ile toplanmis, yuzdelik dagilim, Wilcoxon Isaretli Sira testi, Mann - Whitney U testi ile degerlendirilmistir. Bulgular: Ogrencilerin %83.7’sinin daha once yogun bakim uygulamasi yapmadigi belirlenmistir. Yogun bakim uygulamasinin ilk (39.53±5.88) ve son gunu (43.66±5.52) durumluk kaygi puan ortalamalari arasinda istatistiksel olarak onemli duzeyde fark oldugu saptanmistir(t=-4.314; p=.000). Daha once yogun bakim deneyimi...
Amac: Calisma hemsirelerin ilac uygulama hatalarina yonelik bilgi ve tutumlarini degerlendirmek a... more Amac: Calisma hemsirelerin ilac uygulama hatalarina yonelik bilgi ve tutumlarini degerlendirmek amaciyla yapilmistir. Yontem: Tanimlayici tipteki bu calisma, bir universite ve bir devlet hastanesinde calisan 274 hemsire ile yapilmistir. Etik kurul ve kurum izinleri alindiktan sonra veriler Tanitici Ozellikler Formu ve Ilac Hatalarina Yonelik Hemsire Bilgi ve Tutum Olcegi ile toplanmistir. Veriler SPSS 22.0 programinda degerlendirilmis, sayi, yuzde ve ortalama olarak gosterilmistir. Bulgular: Hemsirelerin yas ortalamasi 31.96±7.66, %83.2’si kadin ve %67.2’si lisans mezunudur. Meslekte calisma yili ortalamasi 10.01±8.13 olup, %30.3’u yogun bakimda, %81.8’i servis hemsiresi ve %65’i gece- gunduz vardiyasi seklinde calismaktadir. Hemsirelerin %65.3’unun ilac hatasi ile karsilastigi ve %61.3’unun ilac hatalarina yonelik hizmet ici egitim aldigi belirlenmistir. Hemsirelerin %12.4’u ilac hatalarinin raporlanmasinin hemsirelerin ilac kullanimina yonelik basarisinin olcumu icin etkin bir yol...
Turkiye Klinikleri Journal of Nursing Sciences, 2020
ÖZET Amaç: Bu çalışma, yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) çalışan hemşirelerin ekstravazasyona yönelik ... more ÖZET Amaç: Bu çalışma, yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) çalışan hemşirelerin ekstravazasyona yönelik bilgi düzeyini belirlemek amacıyla planlandı. Gereç ve Yöntemler: Tanımlayıcı olarak yapılan bu çalışma, 10 Eylül 2019-17 Kasım 2019 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin YBÜ’lerinde çalışan ve çalışmaya katılmayı kabul eden 93 hemşireyle yapıldı. Araştırma öncesinde etik kurul izni, kurum izni ve araştırmaya katılan katılımcılardan onam alındı. Veriler, Tanıtıcı Özellikler Formu ve Ekstravazasyon Bilgi Düzeyi Formu ile toplandı. Verilerin istatistiksel analizi SPSS 22.0 programında tanımlayıcı istatistikler kullanılarak yapıldı. Bulgular: YBÜ’de çalışan hemşirelerin yaş ortalaması 28,49±5,4, %69,9’u kadın ve %66,7’si lisans mezunudur. Hemşirelerin %41,9’unun yoğun bakım ünitesinde 1-5 yıl arasında, %93,5’inin servis hemşiresi pozisyonunda ve %72’sinin gece-gündüz vardiyası şeklinde çalıştığı belirlendi. YBÜ’de çalışan hemşirelerin, meslekte çalıştıkları süre içerisinde %76,3’ünün ekstravazasyonla karşılaştığı ve %58,1’inin ekstravazasyona yönelik hizmet içi eğitim almadığı tespit edildi. YBÜ’de çalışan hemşirelerin Ekstravazasyon Bilgi Düzeyi Formu’nda yer alan soruları doğru yanıtlama yüzde ortalaması %80,41’dir. Doğru yanıt yüzdesi en düşük olan maddeler, “mental durumda yetersizlik ekstravazasyona neden olabilecek bir faktördür” (%44,1) ve “cilt rengi ekstravazasyona neden olabilecek bir faktördür” (%48,4) olarak saptandı. Sonuç: Elde edilen bulgular doğrultusunda YBÜ’de çalışan hemşirelerin, intravenöz tedavinin istenmeyen komplikasyonlarından ekstravazasyona yönelik bilgi düzeyinin iyi olduğu söylenebilir. Aynı zamanda bu çalışma sonuçlarının multidisipliner yaklaşımla ekstravazasyona yönelik daha geniş kapsamlı araştırmaların yapılmasına, başta hemşireler ve hekimler olmak üzere tüm sağlık profesyonellerinde ekstravazasyon gelişimini önlemeye yönelik farkındalık kazandırmaya, ekstravazasyon izlem ve yönetimine ilişkin hizmet içi eğitimlerin artırılmasına katkı sağlayabileceği düşünülmektedir.
International Journal of Nursing & Clinical Practices, 2018
for Healthcare Improvement (IHI) reports that applying only one proven method is not enough to pr... more for Healthcare Improvement (IHI) reports that applying only one proven method is not enough to prevent hospital infections, in accordance with recently carried out studies. Therefore, in order to achieve the goals of care and to increase adaptationin standardized applications, the term "care bundle" was put forward in terms of idealized regulations in ICUs. In this manner, idealized ICUs are parts of healthcare institutions which bring VAP risk preventive measurements to forefront [1]. Because, decreasing VAP incidence ratio in intensive care units is regarded as a significant indicator of quality in terms patient safety [5]. In order to get this objective, following strategies such as team work under IHI Ventilator Bundle Guidelines, coordinated multi-discipliner patient visits, determination of daily goals, administration of scientifically proven treatment techniques and removing the mechanical ventilators as soon as possible, many health institutes aim to achieve significant decrease in VAP incidence speed [9].
Turkiye Klinikleri Journal of Medical Ethics-Law and History, 2019
ince the beginning of the twentieth century, old age population has increased due to the factors ... more ince the beginning of the twentieth century, old age population has increased due to the factors such as decrease in fertility rate throughout the world, increase in average life expectancy, increased awareness of people about health protection and development, improvement of
Journal of PeriAnesthesia Nursing
Archives of Psychiatric Nursing
Journal of Religion and Health
Morbidite ve mortalitenin yuksek olmasi, uretken yas grubunda daha sik gorulmesi, maliyetin yukse... more Morbidite ve mortalitenin yuksek olmasi, uretken yas grubunda daha sik gorulmesi, maliyetin yuksek olmasi ve gelisebilecek komplikasyonlardan dolayi KAH onemli bir saglik sorunudur. Sagligin korunmasi, gelistirilmesi, hastaliklarin onlenmesi, sagligin yeniden kazanilmasi ve bas etmeyi kolaylastirmada saglikli/ hasta birey, aile ve topluma yardim etmede hemsire oldukca onemli role sahiptir. Orem’e gore hemsirelik, yardim veya rehberlige gereksinimi olan kisilere bilimsel bilgi dogrultusunda hemsireler tarafindan verilen hizmettir. Bu dogrultuda Orem’in Oz Bakim Yetersizlik Kurami temel alinarak, miyokart infarktusu tanisi ile koroner yogun bakim unitesine yatirilan 46 yasinda bayan hasta degerlendirilmis ve hemsirelik bakimi gerceklestirilmistir.
International Emergency Nursing, 2022
Cumhuriyet Medical Journal
Cumhuriyet Medical Journal
Florence Nightingale Hemsirelik Dergisi, 2012
Turkiye Klinikleri Hemsirelik Bilimleri Dergisi, 2014
DergiPark (Istanbul University), Jun 1, 2013
Araştırma, uyku hijyeni eğitiminin koroner yoğun bakımdan taburcu olduktan sonraki 1. ve 3. ayda ... more Araştırma, uyku hijyeni eğitiminin koroner yoğun bakımdan taburcu olduktan sonraki 1. ve 3. ayda hastaların uyku kalitesine etkisini belirlemek amacıyla deneysel olarak yapılmıştır. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em m-l le er r: : Çalışmaya Koroner Yoğun Bakım Ünitesi (KYBÜ)'nde miyokard infarktüsü (MI) tanısı ile yatan 42'si araştırma, 40'ı karşılaştırma olmak üzere toplam 82 hasta alınmıştır. Çalışmada veriler araştırmacı tarafından literatürden yararlanılarak hazırlanan hasta tanıtım formu, KYBÜ uykuyu etkileyen faktörler formu, ev ortamında uykuyu etkileyen faktörler formu ve Pittsburgh Uyku Kalitesi Ölçeği ile toplanmıştır. Araştırma grubuna KYBÜ'den servise geçtiklerinin 2. gününde uyku hijyenine yönelik bireysel eğitim verilmiş, 1. ve 3. ay görüşmelerinde gereksinimler doğrultusunda eğitim tekrarlanmıştır. Veriler Mann Whitney U testi, Kruskall Wallis testi, ki-kare testi, iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi, varyans analizi ve Bonferroni testi ile değerlendirilmiştir. B Bu ul lg gu ul la ar r: : Araştırma ve karşılaştırma grubundaki hastaların tamamının KYBÜ'de uyku sorunu yaşadıkları; hastaların tamamına yakınının; KYBÜ'de diğer hastaların sesi, diğer hastalarda gelişen olumsuzlukları görmek, rahat hareket edememek, IV kateter takılması/değişimi ve alarm sesleri nedeni ile uyku sorunu yaşadığı belirlenmiştir. Araştırma ve karşılaştırma grubundaki hastaların uyku kaliteleri arasında anlamlı bir fark olmadığı, ancak taburculuk sonrası 3. ayda araştırma grubundaki hastaların uyku kalitelerinin daha iyi olduğu görülmüştür. Araştırma grubundaki hastaların uyku hijyeni ilkelerini uygulama oranlarının %71 ile %100 arasında değiştiği belirlenmiştir. S So on nu uç ç: : Araştırma ve karşılaştırma grubundaki hastaların gruplar arası uyku kaliteleri arasında anlamlı bir fark olmadığı, grup içi tekrarlı ölçümlere göre uyku kaliteleri arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir. Taburculuk sonrası 1. ve 3. ayda araştırma grubundaki hastaların uyku hijyeni ilkelerini çoğunlukla günlük yaşamlarına uyarlamaya çalıştıkları ve çoğunun uyku sorunu yaşama sıklığının azaldığı belirlenmiştir.
DergiPark (Istanbul University), Nov 1, 2014
Etkin bir klinik uygulama hemşirelik eğitiminde tartışmasız bir yere sahiptir. Amaç: Bu çalışmanı... more Etkin bir klinik uygulama hemşirelik eğitiminde tartışmasız bir yere sahiptir. Amaç: Bu çalışmanın amacı klasik ve entegre programda öğrenim gören hemşirelik öğrencilerinin ilk klinik uygulamalarında yaşadıkları kaygı, klinik stres düzeyi ve etkileyen bazı faktörlerin belirlenmesidir. Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteki bu çalışmanın örneklemini iki klasik, iki entegre müfredat programında öğrenim gören ve klinik uygulamaya ilk kez çıkan 264 hemşirelik öğrencisi oluşturmuştur. Verileri, Tanıtıcı Özellikler Formu, Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri ve Pagana Klinik Stres Anketi (KSA) ile toplanmış, yüzdelik dağılım, iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi, ANOVA ve ki-kare önemlilik testi ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Öğrencilerin toplam KSA puan ortalaması 26.64±9.68 olup, klasik program öğrencilerinde 22.66±9.20, entegre program öğrencilerinde ise 28.80±9.26'dir. Her iki müfredat programı öğrencilerinin klinik stres düzeyinin ortalamanın altında olduğu saptanmıştır. Ancak, entegre müfredat programında öğrenim gören ve özellikle kız, kendisini hemşirelik mesleğine ait hisseden, eğitiminden orta düzeyde doyum alan öğrencilerde klinik stresin anlamlı düzeyde biraz daha yüksek olduğu saptanmıştır (p<0.05). Entegre program öğrencilerinin (40.88±7.47) kliniğin ilk günü durumluk kaygı puan ortalaması klasik program öğrencilerine (38.78±5.82) göre anlamlı düzeyde daha yüksektir (t=2.524,p=.012). Sonuç: Her iki programda öğrencilerin kliniğin ilk gününde klinik stresinin düşük, kaygı düzeyinin ise ortalamanın üzerinde olduğu bununla birlikte, entegre program öğrencilerinin klinik stres ve kaygı düzeylerinin daha yüksek olduğu söylenebilir.
Journal of Nursing Research, Oct 5, 2020
Background: Coronary artery disease (CAD) is a primary cause of death worldwide. CAD negatively a... more Background: Coronary artery disease (CAD) is a primary cause of death worldwide. CAD negatively affects individuals because it reduces their functional skills and self-care abilities and disrupts quality of life. Purpose: This study was designed to assess the impact of a training program based on Orem's self-care deficit nursing theory (SCDNT) on self-care abilities and quality of life in patients with CAD. Methods: This study was conducted using a randomized, controlled, pretest/posttest experimental design. One hundred two patients with CAD were divided evenly into either the intervention or control group, with sample randomization based on gender, age, low-density lipoprotein cholesterol level, and Self-Care Agency Scale scores. For both groups, interviews were conducted in two sessions held, respectively, at the hospital and at home. Study data were collected using the patient information form, Self-Care Agency Scale, MacNew Heart Disease Health-Related Quality of Life Questionnaire (MacNew), Quality of Life Questionnaire (15D), and training booklet. Results: A highly significant difference was found between the two groups in terms of the average posttest scores on the Self-Care Agency Scale, MacNew, and 15D. For the intervention group, the posttest scores on the Self-Care Agency Scale, MacNew, and 15D were significantly higher than the pretest scores, whereas average pretest and posttest scores on these measures were similar for the control group. Conclusions: The training program developed in this study based on Orem's SCDNT improved self-care agency as well as disease-specific and overall quality of life in patients with CAD. Nurses should pay attention to the CAD-related educational level of patients when teaching them how to live with their disease. Moreover, nurses should use Orem's SCDNT to strengthen the self-care agency of these patients to increase quality of life and the effectiveness of related education efforts. Finally, medical institutions and governments should develop appropriate education policies for patients at risk of CAD and for those with CAD.
Acıbadem üniversitesi sağlık bilimleri dergisi, Mar 15, 2023
Purpose: All people especially students are affected psychosocially due to reasons such as distan... more Purpose: All people especially students are affected psychosocially due to reasons such as distance education, uncertainty, loneliness during the COVID-19 pandemic. This study was performed to identify the levels of COVID-19 fear, perceived stress, and psychological resilience of the university students studying at health programs. Methods: A total of 518 students participated in this cross-sectional study. The research data were collected using the Descriptive Characteristics Form, the Fear of COVID-19 Scale, the Perceived Stress Scale-10, and the Brief Resilience Scale. Results: The participant students had medium-level COVID-19 fear, perceived stress, and psychological resilience. It was found that the gender, having a family member who had COVID-19, and not having a family member who died of COVID-19 affected the participant students’ levels of COVID-19 fear, perceived stress, and psychological resilience. Conclusions: The COVID-19 pandemic affected the health professional candidates’ fear, stress, and psychological resilience. The initiatives can be planned to reduce the negative effects of the pandemic and enhancing coping skills of university students studying in health programs.
Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences
The aim of this study is to determine the effect of scenario-based High-Fidelity Simulation (HFS)... more The aim of this study is to determine the effect of scenario-based High-Fidelity Simulation (HFS) training on the level of team cooperation, problem solving skills and autonomy of senior nursing and medical students. Material and Methods: This research was carried out in the pre-posttest single-group experimental design model, at the Simulation Center. The sample of the study consisted of a total of 210 students studying in the last year of the faculty of health sciences, department of nursing (105) and faculty of medicine (105). Within the scope of the research, a total of 35 groups were formed in groups of 6 students. Each week, the training of a group was carried out in a total of 7 stages over 2 consecutive days. The study was carried out with a multidisciplinary team. Results: In the study, it was found that before the simulation training, the nursing students' attitude towards physician-nurse cooperation was more positive and their problem-solving skills were higher, but after the training, the positive attitudes of the medical students towards physician-nurse cooperation and their problem-solving skills increased, the autonomy level of the nursing students was lower before the simulation training, but the training It was found that thereafter it increased. After the simulation training, both nursing and medical students reported that they found the scenario applied to them sufficient and important in the training process. Conclusion: It has been concluded that with an effective scenario and a HFS training, the team cooperation, problem-solving skills and autonomy level of nursing and medical students can be increased.
Turkish Journal of Science and Health, 2021
This study was conducted to determine the the knowledge level of aged 8-12 years children about C... more This study was conducted to determine the the knowledge level of aged 8-12 years children about COVID-19 and protection measures. Material and Methods: The sample of the descriptive study consisted of 323 children aged 8-12 years. The data were collected online with Descriptive Characteristics Form and the Information Level Form for COVID-19 and Protection Measures prepared by the researchers, and were shown with number, percentage, mean, standard deviation and chi-square analysis. Results: The mean age of the children 9.15 ± 1.28 and 54.8% were girls. 63.2% of the children stated that they learned information about COVID-19 from television. It was found that 90.1% of children stated that COVID-19 changed their hygiene habits, 80.2% of them stated that the most effective measure to protect against COVID-19 was wearing a mask, 99.4% paid more attention to hand hygiene. It has been determined that compliance with hygiene and protection measures is higher in girls and those who have had COVID-19 infection in their family. Conclusion: It has been determined that the majority of children have information about COVID-19 and protection measures and pay attention to wearing masks and hand hygiene. Children, who are an important group in terms of carrying and transmitting the infection, should ensure the continuity of their adaptation to protection measures by eliminating their missing information on the subject.
Oz Giris: Yogun bakim ortamlarinin ogrenci hemsireler icin stresli bir cevre olduguna iliskin yay... more Oz Giris: Yogun bakim ortamlarinin ogrenci hemsireler icin stresli bir cevre olduguna iliskin yaygin bir gorus olmasina ragmen literaturde yeterli bir kanit yoktur. Amac: Bu calismanin amaci yogun bakim unitesinde klinik uygulama yapan hemsirelik intorn ogrencilerin ilk ve son gun yasadiklari kaygi duzeylerinin belirlenmesidir. Yontem: Tanimlayici ve kesitsel tipteki bu calismanin orneklemini, bir universitenin hemsirelik bolumunun son sinifinda intornluk uygulamasina cikan toplam 86 ogrenci olusturmustur. Veriler tanitici ozellikler formu, durumluk kaygi envanteri ile toplanmis, yuzdelik dagilim, Wilcoxon Isaretli Sira testi, Mann - Whitney U testi ile degerlendirilmistir. Bulgular: Ogrencilerin %83.7’sinin daha once yogun bakim uygulamasi yapmadigi belirlenmistir. Yogun bakim uygulamasinin ilk (39.53±5.88) ve son gunu (43.66±5.52) durumluk kaygi puan ortalamalari arasinda istatistiksel olarak onemli duzeyde fark oldugu saptanmistir(t=-4.314; p=.000). Daha once yogun bakim deneyimi...
Amac: Calisma hemsirelerin ilac uygulama hatalarina yonelik bilgi ve tutumlarini degerlendirmek a... more Amac: Calisma hemsirelerin ilac uygulama hatalarina yonelik bilgi ve tutumlarini degerlendirmek amaciyla yapilmistir. Yontem: Tanimlayici tipteki bu calisma, bir universite ve bir devlet hastanesinde calisan 274 hemsire ile yapilmistir. Etik kurul ve kurum izinleri alindiktan sonra veriler Tanitici Ozellikler Formu ve Ilac Hatalarina Yonelik Hemsire Bilgi ve Tutum Olcegi ile toplanmistir. Veriler SPSS 22.0 programinda degerlendirilmis, sayi, yuzde ve ortalama olarak gosterilmistir. Bulgular: Hemsirelerin yas ortalamasi 31.96±7.66, %83.2’si kadin ve %67.2’si lisans mezunudur. Meslekte calisma yili ortalamasi 10.01±8.13 olup, %30.3’u yogun bakimda, %81.8’i servis hemsiresi ve %65’i gece- gunduz vardiyasi seklinde calismaktadir. Hemsirelerin %65.3’unun ilac hatasi ile karsilastigi ve %61.3’unun ilac hatalarina yonelik hizmet ici egitim aldigi belirlenmistir. Hemsirelerin %12.4’u ilac hatalarinin raporlanmasinin hemsirelerin ilac kullanimina yonelik basarisinin olcumu icin etkin bir yol...
Turkiye Klinikleri Journal of Nursing Sciences, 2020
ÖZET Amaç: Bu çalışma, yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) çalışan hemşirelerin ekstravazasyona yönelik ... more ÖZET Amaç: Bu çalışma, yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) çalışan hemşirelerin ekstravazasyona yönelik bilgi düzeyini belirlemek amacıyla planlandı. Gereç ve Yöntemler: Tanımlayıcı olarak yapılan bu çalışma, 10 Eylül 2019-17 Kasım 2019 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin YBÜ’lerinde çalışan ve çalışmaya katılmayı kabul eden 93 hemşireyle yapıldı. Araştırma öncesinde etik kurul izni, kurum izni ve araştırmaya katılan katılımcılardan onam alındı. Veriler, Tanıtıcı Özellikler Formu ve Ekstravazasyon Bilgi Düzeyi Formu ile toplandı. Verilerin istatistiksel analizi SPSS 22.0 programında tanımlayıcı istatistikler kullanılarak yapıldı. Bulgular: YBÜ’de çalışan hemşirelerin yaş ortalaması 28,49±5,4, %69,9’u kadın ve %66,7’si lisans mezunudur. Hemşirelerin %41,9’unun yoğun bakım ünitesinde 1-5 yıl arasında, %93,5’inin servis hemşiresi pozisyonunda ve %72’sinin gece-gündüz vardiyası şeklinde çalıştığı belirlendi. YBÜ’de çalışan hemşirelerin, meslekte çalıştıkları süre içerisinde %76,3’ünün ekstravazasyonla karşılaştığı ve %58,1’inin ekstravazasyona yönelik hizmet içi eğitim almadığı tespit edildi. YBÜ’de çalışan hemşirelerin Ekstravazasyon Bilgi Düzeyi Formu’nda yer alan soruları doğru yanıtlama yüzde ortalaması %80,41’dir. Doğru yanıt yüzdesi en düşük olan maddeler, “mental durumda yetersizlik ekstravazasyona neden olabilecek bir faktördür” (%44,1) ve “cilt rengi ekstravazasyona neden olabilecek bir faktördür” (%48,4) olarak saptandı. Sonuç: Elde edilen bulgular doğrultusunda YBÜ’de çalışan hemşirelerin, intravenöz tedavinin istenmeyen komplikasyonlarından ekstravazasyona yönelik bilgi düzeyinin iyi olduğu söylenebilir. Aynı zamanda bu çalışma sonuçlarının multidisipliner yaklaşımla ekstravazasyona yönelik daha geniş kapsamlı araştırmaların yapılmasına, başta hemşireler ve hekimler olmak üzere tüm sağlık profesyonellerinde ekstravazasyon gelişimini önlemeye yönelik farkındalık kazandırmaya, ekstravazasyon izlem ve yönetimine ilişkin hizmet içi eğitimlerin artırılmasına katkı sağlayabileceği düşünülmektedir.
International Journal of Nursing & Clinical Practices, 2018
for Healthcare Improvement (IHI) reports that applying only one proven method is not enough to pr... more for Healthcare Improvement (IHI) reports that applying only one proven method is not enough to prevent hospital infections, in accordance with recently carried out studies. Therefore, in order to achieve the goals of care and to increase adaptationin standardized applications, the term "care bundle" was put forward in terms of idealized regulations in ICUs. In this manner, idealized ICUs are parts of healthcare institutions which bring VAP risk preventive measurements to forefront [1]. Because, decreasing VAP incidence ratio in intensive care units is regarded as a significant indicator of quality in terms patient safety [5]. In order to get this objective, following strategies such as team work under IHI Ventilator Bundle Guidelines, coordinated multi-discipliner patient visits, determination of daily goals, administration of scientifically proven treatment techniques and removing the mechanical ventilators as soon as possible, many health institutes aim to achieve significant decrease in VAP incidence speed [9].
Turkiye Klinikleri Journal of Medical Ethics-Law and History, 2019
ince the beginning of the twentieth century, old age population has increased due to the factors ... more ince the beginning of the twentieth century, old age population has increased due to the factors such as decrease in fertility rate throughout the world, increase in average life expectancy, increased awareness of people about health protection and development, improvement of
Journal of PeriAnesthesia Nursing
Archives of Psychiatric Nursing
Journal of Religion and Health
Morbidite ve mortalitenin yuksek olmasi, uretken yas grubunda daha sik gorulmesi, maliyetin yukse... more Morbidite ve mortalitenin yuksek olmasi, uretken yas grubunda daha sik gorulmesi, maliyetin yuksek olmasi ve gelisebilecek komplikasyonlardan dolayi KAH onemli bir saglik sorunudur. Sagligin korunmasi, gelistirilmesi, hastaliklarin onlenmesi, sagligin yeniden kazanilmasi ve bas etmeyi kolaylastirmada saglikli/ hasta birey, aile ve topluma yardim etmede hemsire oldukca onemli role sahiptir. Orem’e gore hemsirelik, yardim veya rehberlige gereksinimi olan kisilere bilimsel bilgi dogrultusunda hemsireler tarafindan verilen hizmettir. Bu dogrultuda Orem’in Oz Bakim Yetersizlik Kurami temel alinarak, miyokart infarktusu tanisi ile koroner yogun bakim unitesine yatirilan 46 yasinda bayan hasta degerlendirilmis ve hemsirelik bakimi gerceklestirilmistir.
International Emergency Nursing, 2022
Cumhuriyet Medical Journal
Cumhuriyet Medical Journal
Florence Nightingale Hemsirelik Dergisi, 2012
Turkiye Klinikleri Hemsirelik Bilimleri Dergisi, 2014