nalan ova - Academia.edu (original) (raw)

Papers by nalan ova

Avrasya uluslararası araştırmalar dergisi, Mar 24, 2019

Son dönem Osmanlı Ġmparatorluğu ve erken Cumhuriyet döneminin önemli düĢünürlerinden biri olan Ce... more Son dönem Osmanlı Ġmparatorluğu ve erken Cumhuriyet döneminin önemli düĢünürlerinden biri olan Celal Nuri, aynı zamanda gazeteci kimliği ile de, II. MeĢrutiyet sonrası BatılılaĢmadan yana olan, Batıcı düĢüncenin önde gelen temsilcileri arasında yer almaktadır. YaĢadığı dönemin toplumsal ve siyasal atmosferinden doğrudan etkilenen bir düĢünür olarak, gazeteciliğe baĢladığı 1909"dan itibaren, Osmanlı Ġmparatorluğu"nun gerileme ve çöküĢ sebepleri üzerine tespitlerde bulunmuĢ ve çözüm önerileri üretmiĢtir. Fikirlerini, Batıyı merkeze alan bir yaklaĢım içinden Ģekillendiren Celal Nuri, BatılılaĢmadan yana olan bu anlayıĢını Cumhuriyet"in ilanından sonra da devam ettirmiĢtir. Batı ve Avrupa medeniyetine yönelik bakıĢ açısında ve nasıl BatılılaĢmak gerektiği noktasında, Ģahit olduğu Balkan SavaĢı, I. Dünya SavaĢı, Osmanlı Ġmparatorluğu"nun yıkılması ve Türkiye Cumhuriyeti"nin inĢası gibi siyasal ve toplumsal köklü değiĢimler ise, Batıya yönelik bakıĢ açısında kimi zaman farklı konumlar almasını da beraberinde getirmiĢtir. Nitekim, Osmanlı"nın son döneminde BatılılaĢmadan yana olan düĢünürler arasında ortaya çıkan "Tam BatılılaĢma-Kısmı BatılılaĢma" tartıĢmalarının içinde, seçmeci BatılılaĢmadan yana olan bir düĢünür olarak öne çıkmaktadır. Osmanlı Ġmparatorluğu"nun çökmesi ve Cumhuriyet"in inĢası ile birlikte ise, bu yaklaĢımında bir kırılmanın olduğu görülmektedir. Bu bağlamda, çalıĢmada, Osmanlı"nın son döneminde Batıcı düĢünce geleneği içinde öne çıkan bir aydın ve gazeteci olarak, Celal Nuri"nin Batı ve Avrupa medeniyetine yönelik bakıĢ açısı ve düĢünceleri, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi ayrımı dikkate alınarak tartıĢılmaktadır.

Mülkiye Dergisi, 2013

Bu calisma, 12 Eylul 2012 tarihinde Turkiye’nin farkli cezaevlerinde bulunan mahkumlartarafindan ... more Bu calisma, 12 Eylul 2012 tarihinde Turkiye’nin farkli cezaevlerinde bulunan mahkumlartarafindan suresiz ve donusumsuz olarak baslatilan ve 18 Kasim 2012 tarihinde sonaeren aclik grevi eylemlerinin kose yazilarinda tartisilma biciminin cozumlenmesineodaklanmaktadir. Anadilde egitim, mahkemelerde anadilde savunma hakki ve AbdullahOcalan’a yonelik uygulanan tecridin kaldirilmasi talebi ile baslatilan aclik grevi eylemleri68 gun surmustur. Soz konusu taleplerin karsilanmasina yonelik baslatilan eylemler,gerek aclik grevi eyleminin kendisi gerekse de greve neden olan talepler nedeniylekamuoyunda yogun bir bicimde tartisilmistir. Nitekim soz konusu talepler ayni zamandaTurkiye’de son yillarda sikca gundeme gelen temel hak ve ozgurluklere iliskin taleplerolmasi nedeniyle onemlidir. Calisma kapsaminda 12 Eylul-20 Kasim 2012 tarihlerinikapsayan yetmis gunluk sure boyunca Turkiye’de anaakim medyanin temsilcilerindenRadikal, Yeni Şafak ve Hurriyet gazetelerinde yer alan 143 adet kose yazisi elestirelsoylem cozumlemesi ile analiz edilmistir. Soylem kuramlari ve kuramlarin temelyaklasimlarini merkeze alan elestirel soylem cozumlemesi ile aclik grevlerinin tartisildigikose yazilarinda soylemsel eklemlenmeler boyunca anlamlarin sabitlenmesine yonelikyurutulen hegemonya mucadelesinin duzeyleri aciga cikarilmaya calisilmaktadir. Aclikgrevi eylemi ve eylemde one surulen taleplerin soz konusu uc gazetede yer alan koseyazilarinda anlamlandirilma bicimi ayni zamanda Turkiye’de demokrasi ve temel hak veozgurluklerin de nasil ele alinip tartisildigini gostermesi acisindan onemlidir. Bu baglamdacalismanin temel amaci toplumsal ve siyasal bir mesele olarak aclik grevi eylemi vebu eyleme neden olan taleplerin kose yazilarinda tartisilma ve cercevelendirilmebiciminin Turkiye’de demokrasi, insan haklari ve temel hak ozgurluklerin taninmasinave saglanmasina yonelik herhangi acilim olanagi yaratip yaratmadiginin incelenmesidir.Calismada aclik grevlerinin tartisilmasina iliskin yurutulen soylem mucadelesi temelolarak iki duzeye ayristirilarak incelenmistir. Aclik grevinin mesru bir hak arama talebiolarak gorulmedigi mucadelenin ilk duzeyinde eylemlerin mesruiyetini sarsmayayonelik bir strateji olarak aclik grevinin anlami, siddet iceren bir eylem bicimi olaraksabitlenmeye calisilmaktadir. Bu baglamda mucadelenin bu ilk duzeyinde grevler,“devletin bekasini tehdit eden”, “ulusun birlik ve butunlugu sarsmaya calisan” ve“hukumeti yipratmaya dayali” bir strateji olarak anlamlandirilmaktadir. Aclik grevieylemlerinin mesru bir hak arama talebi olarak nitelendirildigi mucadelenin ikinciduzeyinde ise, mucadelenin ilk duzeyinde one cikan anlamlandirmalarin yerindenedilmeye calisildigi gorulmektedir. Mucadelenin bu ikinci duzeyinde aclik grevi belirlitaleplerin karsilanmasina yonelik olarak baslatilan ve siddet icermeyen siyasi bir eylembicimi olarak isaretlenmektedir. Aclik grevlerini siddet iceren bir eylem bicim olaraksabitlemeye calisan anlamlandirmalarin aksine mucadelenin bu duzeyinde grevler,“Kurt kimligine yonelik temel hak ve ozgurlukler” meselesi ekseninde tartisilmaktadir. --- This article was initiated to provide a resolution of the form of action-orienteddiscussions of the columns about the hunger strike started by prisoners in differentprisons in Turkey, which started on 12th September 2012 and ended on 18th November2012 in Turkey. Mother-tongue education and the right to use the mother tongue incourts for the right to defense and the isolation of Abdullah Ocalan, were the reasonsfort he hunger strike to demand the removal of these took 68 days. Initiated actionsto meet these demands, both the hunger strike and the reasons that caused the strikewere intensively discussed in public. In fact these demands are very important due tothe fact that the discussions were a part of the Turkey’s recent agenda on fundamentalrights and freedoms. The reasons for the 70 days lasting strike from 12th September to20th November 2012 are subject to the critical discourse analysis of the 143 columnspublished in the mainstrean media newspapers Radikal, Hurriyet and Yeni Şafak. Thediscourse theories and theories centered on the basic approaches to critical discourseanalysis and the discursive articulations of hunger strikes in the columns discussed,tend to try to reveal the struggle levels for the hegemony of common understanding.The hunger strike and the action of these claims put forward in the three newspapersin the format of the columns, they’ve been addressed and discussed, puts an importantunderstanding of democracy and fundamental rights and freedoms in Turkey. Themain purpose of this study on a hunger strike as a matter of social and political action,supported by the columns requesting for debates, leads to show us if Turkey’s creationand analyzation of democracy, human rights and fundamental freedoms or the rightsof any initiative to ensure the recognition. The struggle for the study of discourse asthe basis for the discussion of hunger strikes…

Akdeniz üniversitesi iletişim fakültesi dergisi, Dec 1, 2010

Alternatif politika, 2017

Review of journalism and mass communication, 2015

Women activists of the Kurdish movement in Turkey at beginning of the 1990s simultaneously critic... more Women activists of the Kurdish movement in Turkey at beginning of the 1990s simultaneously criticized the Kurdish policy of formal ideology and patriarchal structure. ROZA, which was published as a result of this critical approach, was a periodical media through which Kurdish women made their voices heard within multi-layered woman publicity conditions. In this study, ROZA the first Kurdish feminist-journal is examined as an alternative feminist media example that began publication in March 1996 and continued until 1998. The struggle of Kurdish women was shown through this alternative media, which critiqued the Turkish-Kurdish conflict, migration and honour killings in Turkey.

DergiPark (Istanbul University), Mar 31, 2018

Muslim women formulated a set of demands about fields like aducation, work life and political par... more Muslim women formulated a set of demands about fields like aducation, work life and political participation, as regards the public sphere and took part in Turkey's political and cultural environment with area their own words and actions. By doing so, they have become one of the visible actors of the struggle since the 1980's when Islamism assumedly started to arise as counter-hegemonic power. However, Muslim women faced serious obstacles against their demands because of the headscarfed ban seen for a while after the 1980s. These obstacles generated an important oppositional stance towards Kemalism among the aforementioned Muslim women. In this study, these devout Muslim women struggle against Kemalism in the 1980s will be analyzed by paying attention to the columns published by them in different newspapers. This study aims to overview how these women, who possess both a religious and a gendrt identity, constructed their own social and political reality through the struggle they perpetrated against the Kemalist discourse. In addition to this, this article also intends to examine whether these women were able to create any alternatives against the then-current Kemalist hegemony.

DergiPark (Istanbul University), Sep 24, 2013

This article was initiated to provide a resolution of the form of action-oriented discussions of ... more This article was initiated to provide a resolution of the form of action-oriented discussions of the columns about the hunger strike started by prisoners in different prisons in Turkey, which started on 12 th September 2012 and ended on 18 th November 2012 in Turkey. Mother-tongue education and the right to use the mother tongue in courts for the right to defense and the isolation of Abdullah Ocalan, were the reasons fort he hunger strike to demand the removal of these took 68 days. Initiated actions to meet these demands, both the hunger strike and the reasons that caused the strike were intensively discussed in public. In fact these demands are very important due to the fact that the discussions were a part of the Turkey's recent agenda on fundamental rights and freedoms. The reasons for the 70 days lasting strike from 12 th September to 20 th November 2012 are subject to the critical discourse analysis of the 143 columns published in the mainstrean media newspapers Radikal, Hürriyet and Yeni Şafak. The discourse theories and theories centered on the basic approaches to critical discourse analysis and the discursive articulations of hunger strikes in the columns discussed, tend to try to reveal the struggle levels for the hegemony of common understanding. The hunger strike and the action of these claims put forward in the three newspapers in the format of the columns, they've been addressed and discussed, puts an important understanding of democracy and fundamental rights and freedoms in Turkey. The main purpose of this study on a hunger strike as a matter of social and political action, supported by the columns requesting for debates, leads to show us if Turkey's creation and analyzation of democracy, human rights and fundamental freedoms or the rights of any initiative to ensure the recognition. The struggle for the study of discourse as the basis for the discussion of hunger strikes were studyied in two different parts. The first part of the struggle is that a hunger strike is not seen as a legitimate demand and as a strategy its legitimacy is undermined by trying to set the hunger strike as a form of violent action. In this context, the first level of the fight against strikes is indicated as a strategy of "threatening the survival of the state", "working to shake the nation's unity and integrity," and "to batter the government". Hunger strike action qualifies as a legitimate demand for redress is the second level of the struggle, the struggle is to try to over significations of the highlights of the first level. To meet the specific demands of the struggle for the second level of the hunger strike, it was initiated and marked as a form of non-violent political action. Contrary to struggle which indicates hunger strikes as a violent action, this level discusses the struggle to stabilize "the basic rights and freedoms of the Kurdish identity" issue.

Momentdergi, Jun 15, 2017

kavranmasını sağlamıştır. Alan notları bir deneyim olarak kente ait olan imgeleri, kişisel ve pol... more kavranmasını sağlamıştır. Alan notları bir deneyim olarak kente ait olan imgeleri, kişisel ve politik olarak açığa çıkarmanın bir yolu olarak görülmektedir.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ AKADEMİK DERGİSİ, Mar 21, 2014

Kiz ve erkek cocuklarinin, cocukluk ve ergenlik donemlerini tamamlamadan baski ve siddet yoluyla ... more Kiz ve erkek cocuklarinin, cocukluk ve ergenlik donemlerini tamamlamadan baski ve siddet yoluyla evlendirilmeleri olarak tanimlanan “cocuk evliligi”, cocuk istismarinin bir turudur. Erken yasta zorla evliliklerden erkek cocuklari da olumsuz yonde etkilenmekle birlikte, bu uygulamadan en cok kiz cocuklari zarar gormektedir. Soz konusu evlilikler nedeniyle kiz cocuklari bir taraftan egitim hakkindan mahrum kalirken, diger taraftan da erken yasta anne olmaya zorlandiklari icin de sosyal ve siyasal yasamdan dislanmaktadirlar. Esitsiz cinsiyet iliskilerinin hakim oldugu toplumsal yapi icinde, kadin ve kiz cocuklarin maruz kaldigi cinsel, duygusal ve fiziksel bir siddet turu olan erken yasta zorla evliliklerin diger bir anlami ise “cocuk gelin”ler sorununa isaret etmesidir. Bu calisma, kuresel capta bir cocuk ve insan haklari ihlali olarak tanimlanan ve Turkiye' nin de onemli bir toplumsal sorunu olan “cocuk gelin”lerin gazete haberlerindeki temsiline odaklanmaktadir. Calismada, Ocak 2012-Kasim 2013 tarihleri arasinda anaakim medyanin onemli temsilcilerinden Hurriyet, Posta ve Zaman gazetelerinde yer alan “cocuk gelin” haberleri analiz edilmistir. Haberlerin analizinde Van Dijk'in soylem cozumlemesi yonteminden yararlanilmistir. Calismanin temel amaci, soz konusu gazetelerde cocuk gelinlere iliskin yer alan haberlerin, sorunun cozumune yonelik toplumsal duyarliligin ve etkin kamu politikalarinin uretilmesine yonelik herhangi bir acilim saglayip saglamadiginin ortaya konulmasidir.

... SBF Yayınları TOKER, N. ve S. Tekin (2002), “Batıcı Siyasi Düsüncenin Karakteristikleri ve Ev... more ... SBF Yayınları TOKER, N. ve S. Tekin (2002), “Batıcı Siyasi Düsüncenin Karakteristikleri ve Evreleri: Kamusuz Cumhuriyet'ten Kamusuz Demokrasiye”, Modern Türkiye'de Siyasi Düsünce Modernlesme ve Batıcılık, İstanbul: İletisim Yayınları, 82-106 TOPUZ, H. (2003), Türk Basın ...

Yeni medya, Jun 30, 2022

Sosyal medyanın 1 siyasal, toplumsal, kültürel alanda gündelik hayatın merkezinde yer aldığı günü... more Sosyal medyanın 1 siyasal, toplumsal, kültürel alanda gündelik hayatın merkezinde yer aldığı günümüz modern toplumlarında, etki ettiği ve dönüştürdüğü alanların başında gazetecilik, haber, haberin üretim-tüketim ve dağıtım boyutları ile bunun etki ve sonuçlarının araştırılması öne çıkmaktadır. Bu nedenle sosyal medya, gerek haber üretimi, dağıtımını yapan endüstriler, gazeteciler, gerekse sıradan izleyiciler, haberi tüketenler ve haber içeriği ve haber değerini kapsayacak şekilde geniş bir tartışma ve araştırma alanı olarak önemli hale gelmiştir

Mülkiye Dergisi, 2013

This article was initiated to provide a resolution of the form of action-oriented discussions of ... more This article was initiated to provide a resolution of the form of action-oriented discussions of the columns about the hunger strike started by prisoners in different prisons in Turkey, which started on 12 th September 2012 and ended on 18 th November 2012 in Turkey. Mother-tongue education and the right to use the mother tongue in courts for the right to defense and the isolation of Abdullah Ocalan, were the reasons fort he hunger strike to demand the removal of these took 68 days. Initiated actions to meet these demands, both the hunger strike and the reasons that caused the strike were intensively discussed in public. In fact these demands are very important due to the fact that the discussions were a part of the Turkey's recent agenda on fundamental rights and freedoms. The reasons for the 70 days lasting strike from 12 th September to 20 th November 2012 are subject to the critical discourse analysis of the 143 columns published in the mainstrean media newspapers Radikal, Hürriyet and Yeni Şafak. The discourse theories and theories centered on the basic approaches to critical discourse analysis and the discursive articulations of hunger strikes in the columns discussed, tend to try to reveal the struggle levels for the hegemony of common understanding. The hunger strike and the action of these claims put forward in the three newspapers in the format of the columns, they've been addressed and discussed, puts an important understanding of democracy and fundamental rights and freedoms in Turkey. The main purpose of this study on a hunger strike as a matter of social and political action, supported by the columns requesting for debates, leads to show us if Turkey's creation and analyzation of democracy, human rights and fundamental freedoms or the rights of any initiative to ensure the recognition. The struggle for the study of discourse as the basis for the discussion of hunger strikes were studyied in two different parts. The first part of the struggle is that a hunger strike is not seen as a legitimate demand and as a strategy its legitimacy is undermined by trying to set the hunger strike as a form of violent action. In this context, the first level of the fight against strikes is indicated as a strategy of "threatening the survival of the state", "working to shake the nation's unity and integrity," and "to batter the government". Hunger strike action qualifies as a legitimate demand for redress is the second level of the struggle, the struggle is to try to over significations of the highlights of the first level. To meet the specific demands of the struggle for the second level of the hunger strike, it was initiated and marked as a form of non-violent political action. Contrary to struggle which indicates hunger strikes as a violent action, this level discusses the struggle to stabilize "the basic rights and freedoms of the Kurdish identity" issue.

Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, Dec 1, 2010

Open Forum Infectious Diseases, 2016

Background Procalcitonin (PCT) is a prohormone that rises in bacterial pneumonia and has promise ... more Background Procalcitonin (PCT) is a prohormone that rises in bacterial pneumonia and has promise in reducing antibiotic use. Despite these attributes, there are inconclusive data on its use for clinical prognostication. We hypothesize that serial PCT measurements can predict mortality, intensive care unit (ICU) admission, and bacteremia. Methods A prospective cohort study of inpatients diagnosed with pneumonia was performed at a large tertiary care center in Boston, Massachusetts. Procalcitonin was measured on days 1 through 4. The primary endpoint was a composite adverse outcome defined as all-cause mortality, ICU admission, and bacteremia. Regression models were calculated with area under the receiver operating characteristic curve (AUC) as a measure of discrimination. Results Of 505 patients, 317 patients had a final diagnosis of community-acquired pneumonia (CAP) or healthcare-associated pneumonia (HCAP). Procalcitonin was significantly higher for CAP and HCAP patients meeting t...

Open Forum Infectious Diseases, 2015

Yeni Medya Dergisi

Son yıllarda öne çıkan sosyal medya platformlarının yaygın kullanımı medya endüstrilerini, özelli... more Son yıllarda öne çıkan sosyal medya platformlarının yaygın kullanımı medya endüstrilerini, özellikle de gazetecilik/habercilik alanını doğrudan etkilemektedir. Bu etki ile bağlantılı olarak ulusal ve uluslararası literatürde sosyal medya ve gazetecilik/habercilik ilişkisini konu alan çalışmalarda hızlı bir artış gözlemlenmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, Türkiye’de sosyal medya ve gazetecilik/habercilik ilişkisini konu alan akademik çalışmaların genel bir değerlendirmesini yaparak, alanın gelişim çizgisi ve temel eğilimlerini saptamak, alandaki kör noktaları açığa çıkartarak ileride yapılacak bilimsel çalışmalara katkı sunmaktır. Bu bağlamda çalışma kapsamında 2009-2021 yılları arasında sosyal medya ve gazetecilik/habercilik ilişkini konu alan Türkiye’de akademik hakemli dergilerde yayımlanmış 115 makaleye ulaşılmıştır. Bir literatür incelemesi olan bu çalışmada makaleler bibliyometrik analiz ve atıf analizinden yararlanılarak incelenmiştir. Çalışmanın en önemli bulgularından bir...

... SBF Yayınları TOKER, N. ve S. Tekin (2002), “Batıcı Siyasi Düsüncenin Karakteristikleri ve Ev... more ... SBF Yayınları TOKER, N. ve S. Tekin (2002), “Batıcı Siyasi Düsüncenin Karakteristikleri ve Evreleri: Kamusuz Cumhuriyet'ten Kamusuz Demokrasiye”, Modern Türkiye'de Siyasi Düsünce Modernlesme ve Batıcılık, İstanbul: İletisim Yayınları, 82-106 TOPUZ, H. (2003), Türk Basın ...

... SBF Yayınları TOKER, N. ve S. Tekin (2002), “Batıcı Siyasi Düsüncenin Karakteristikleri ve Ev... more ... SBF Yayınları TOKER, N. ve S. Tekin (2002), “Batıcı Siyasi Düsüncenin Karakteristikleri ve Evreleri: Kamusuz Cumhuriyet'ten Kamusuz Demokrasiye”, Modern Türkiye'de Siyasi Düsünce Modernlesme ve Batıcılık, İstanbul: İletisim Yayınları, 82-106 TOPUZ, H. (2003), Türk Basın ...

Avrasya uluslararası araştırmalar dergisi, Mar 24, 2019

Son dönem Osmanlı Ġmparatorluğu ve erken Cumhuriyet döneminin önemli düĢünürlerinden biri olan Ce... more Son dönem Osmanlı Ġmparatorluğu ve erken Cumhuriyet döneminin önemli düĢünürlerinden biri olan Celal Nuri, aynı zamanda gazeteci kimliği ile de, II. MeĢrutiyet sonrası BatılılaĢmadan yana olan, Batıcı düĢüncenin önde gelen temsilcileri arasında yer almaktadır. YaĢadığı dönemin toplumsal ve siyasal atmosferinden doğrudan etkilenen bir düĢünür olarak, gazeteciliğe baĢladığı 1909"dan itibaren, Osmanlı Ġmparatorluğu"nun gerileme ve çöküĢ sebepleri üzerine tespitlerde bulunmuĢ ve çözüm önerileri üretmiĢtir. Fikirlerini, Batıyı merkeze alan bir yaklaĢım içinden Ģekillendiren Celal Nuri, BatılılaĢmadan yana olan bu anlayıĢını Cumhuriyet"in ilanından sonra da devam ettirmiĢtir. Batı ve Avrupa medeniyetine yönelik bakıĢ açısında ve nasıl BatılılaĢmak gerektiği noktasında, Ģahit olduğu Balkan SavaĢı, I. Dünya SavaĢı, Osmanlı Ġmparatorluğu"nun yıkılması ve Türkiye Cumhuriyeti"nin inĢası gibi siyasal ve toplumsal köklü değiĢimler ise, Batıya yönelik bakıĢ açısında kimi zaman farklı konumlar almasını da beraberinde getirmiĢtir. Nitekim, Osmanlı"nın son döneminde BatılılaĢmadan yana olan düĢünürler arasında ortaya çıkan "Tam BatılılaĢma-Kısmı BatılılaĢma" tartıĢmalarının içinde, seçmeci BatılılaĢmadan yana olan bir düĢünür olarak öne çıkmaktadır. Osmanlı Ġmparatorluğu"nun çökmesi ve Cumhuriyet"in inĢası ile birlikte ise, bu yaklaĢımında bir kırılmanın olduğu görülmektedir. Bu bağlamda, çalıĢmada, Osmanlı"nın son döneminde Batıcı düĢünce geleneği içinde öne çıkan bir aydın ve gazeteci olarak, Celal Nuri"nin Batı ve Avrupa medeniyetine yönelik bakıĢ açısı ve düĢünceleri, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi ayrımı dikkate alınarak tartıĢılmaktadır.

Mülkiye Dergisi, 2013

Bu calisma, 12 Eylul 2012 tarihinde Turkiye’nin farkli cezaevlerinde bulunan mahkumlartarafindan ... more Bu calisma, 12 Eylul 2012 tarihinde Turkiye’nin farkli cezaevlerinde bulunan mahkumlartarafindan suresiz ve donusumsuz olarak baslatilan ve 18 Kasim 2012 tarihinde sonaeren aclik grevi eylemlerinin kose yazilarinda tartisilma biciminin cozumlenmesineodaklanmaktadir. Anadilde egitim, mahkemelerde anadilde savunma hakki ve AbdullahOcalan’a yonelik uygulanan tecridin kaldirilmasi talebi ile baslatilan aclik grevi eylemleri68 gun surmustur. Soz konusu taleplerin karsilanmasina yonelik baslatilan eylemler,gerek aclik grevi eyleminin kendisi gerekse de greve neden olan talepler nedeniylekamuoyunda yogun bir bicimde tartisilmistir. Nitekim soz konusu talepler ayni zamandaTurkiye’de son yillarda sikca gundeme gelen temel hak ve ozgurluklere iliskin taleplerolmasi nedeniyle onemlidir. Calisma kapsaminda 12 Eylul-20 Kasim 2012 tarihlerinikapsayan yetmis gunluk sure boyunca Turkiye’de anaakim medyanin temsilcilerindenRadikal, Yeni Şafak ve Hurriyet gazetelerinde yer alan 143 adet kose yazisi elestirelsoylem cozumlemesi ile analiz edilmistir. Soylem kuramlari ve kuramlarin temelyaklasimlarini merkeze alan elestirel soylem cozumlemesi ile aclik grevlerinin tartisildigikose yazilarinda soylemsel eklemlenmeler boyunca anlamlarin sabitlenmesine yonelikyurutulen hegemonya mucadelesinin duzeyleri aciga cikarilmaya calisilmaktadir. Aclikgrevi eylemi ve eylemde one surulen taleplerin soz konusu uc gazetede yer alan koseyazilarinda anlamlandirilma bicimi ayni zamanda Turkiye’de demokrasi ve temel hak veozgurluklerin de nasil ele alinip tartisildigini gostermesi acisindan onemlidir. Bu baglamdacalismanin temel amaci toplumsal ve siyasal bir mesele olarak aclik grevi eylemi vebu eyleme neden olan taleplerin kose yazilarinda tartisilma ve cercevelendirilmebiciminin Turkiye’de demokrasi, insan haklari ve temel hak ozgurluklerin taninmasinave saglanmasina yonelik herhangi acilim olanagi yaratip yaratmadiginin incelenmesidir.Calismada aclik grevlerinin tartisilmasina iliskin yurutulen soylem mucadelesi temelolarak iki duzeye ayristirilarak incelenmistir. Aclik grevinin mesru bir hak arama talebiolarak gorulmedigi mucadelenin ilk duzeyinde eylemlerin mesruiyetini sarsmayayonelik bir strateji olarak aclik grevinin anlami, siddet iceren bir eylem bicimi olaraksabitlenmeye calisilmaktadir. Bu baglamda mucadelenin bu ilk duzeyinde grevler,“devletin bekasini tehdit eden”, “ulusun birlik ve butunlugu sarsmaya calisan” ve“hukumeti yipratmaya dayali” bir strateji olarak anlamlandirilmaktadir. Aclik grevieylemlerinin mesru bir hak arama talebi olarak nitelendirildigi mucadelenin ikinciduzeyinde ise, mucadelenin ilk duzeyinde one cikan anlamlandirmalarin yerindenedilmeye calisildigi gorulmektedir. Mucadelenin bu ikinci duzeyinde aclik grevi belirlitaleplerin karsilanmasina yonelik olarak baslatilan ve siddet icermeyen siyasi bir eylembicimi olarak isaretlenmektedir. Aclik grevlerini siddet iceren bir eylem bicim olaraksabitlemeye calisan anlamlandirmalarin aksine mucadelenin bu duzeyinde grevler,“Kurt kimligine yonelik temel hak ve ozgurlukler” meselesi ekseninde tartisilmaktadir. --- This article was initiated to provide a resolution of the form of action-orienteddiscussions of the columns about the hunger strike started by prisoners in differentprisons in Turkey, which started on 12th September 2012 and ended on 18th November2012 in Turkey. Mother-tongue education and the right to use the mother tongue incourts for the right to defense and the isolation of Abdullah Ocalan, were the reasonsfort he hunger strike to demand the removal of these took 68 days. Initiated actionsto meet these demands, both the hunger strike and the reasons that caused the strikewere intensively discussed in public. In fact these demands are very important due tothe fact that the discussions were a part of the Turkey’s recent agenda on fundamentalrights and freedoms. The reasons for the 70 days lasting strike from 12th September to20th November 2012 are subject to the critical discourse analysis of the 143 columnspublished in the mainstrean media newspapers Radikal, Hurriyet and Yeni Şafak. Thediscourse theories and theories centered on the basic approaches to critical discourseanalysis and the discursive articulations of hunger strikes in the columns discussed,tend to try to reveal the struggle levels for the hegemony of common understanding.The hunger strike and the action of these claims put forward in the three newspapersin the format of the columns, they’ve been addressed and discussed, puts an importantunderstanding of democracy and fundamental rights and freedoms in Turkey. Themain purpose of this study on a hunger strike as a matter of social and political action,supported by the columns requesting for debates, leads to show us if Turkey’s creationand analyzation of democracy, human rights and fundamental freedoms or the rightsof any initiative to ensure the recognition. The struggle for the study of discourse asthe basis for the discussion of hunger strikes…

Akdeniz üniversitesi iletişim fakültesi dergisi, Dec 1, 2010

Alternatif politika, 2017

Review of journalism and mass communication, 2015

Women activists of the Kurdish movement in Turkey at beginning of the 1990s simultaneously critic... more Women activists of the Kurdish movement in Turkey at beginning of the 1990s simultaneously criticized the Kurdish policy of formal ideology and patriarchal structure. ROZA, which was published as a result of this critical approach, was a periodical media through which Kurdish women made their voices heard within multi-layered woman publicity conditions. In this study, ROZA the first Kurdish feminist-journal is examined as an alternative feminist media example that began publication in March 1996 and continued until 1998. The struggle of Kurdish women was shown through this alternative media, which critiqued the Turkish-Kurdish conflict, migration and honour killings in Turkey.

DergiPark (Istanbul University), Mar 31, 2018

Muslim women formulated a set of demands about fields like aducation, work life and political par... more Muslim women formulated a set of demands about fields like aducation, work life and political participation, as regards the public sphere and took part in Turkey's political and cultural environment with area their own words and actions. By doing so, they have become one of the visible actors of the struggle since the 1980's when Islamism assumedly started to arise as counter-hegemonic power. However, Muslim women faced serious obstacles against their demands because of the headscarfed ban seen for a while after the 1980s. These obstacles generated an important oppositional stance towards Kemalism among the aforementioned Muslim women. In this study, these devout Muslim women struggle against Kemalism in the 1980s will be analyzed by paying attention to the columns published by them in different newspapers. This study aims to overview how these women, who possess both a religious and a gendrt identity, constructed their own social and political reality through the struggle they perpetrated against the Kemalist discourse. In addition to this, this article also intends to examine whether these women were able to create any alternatives against the then-current Kemalist hegemony.

DergiPark (Istanbul University), Sep 24, 2013

This article was initiated to provide a resolution of the form of action-oriented discussions of ... more This article was initiated to provide a resolution of the form of action-oriented discussions of the columns about the hunger strike started by prisoners in different prisons in Turkey, which started on 12 th September 2012 and ended on 18 th November 2012 in Turkey. Mother-tongue education and the right to use the mother tongue in courts for the right to defense and the isolation of Abdullah Ocalan, were the reasons fort he hunger strike to demand the removal of these took 68 days. Initiated actions to meet these demands, both the hunger strike and the reasons that caused the strike were intensively discussed in public. In fact these demands are very important due to the fact that the discussions were a part of the Turkey's recent agenda on fundamental rights and freedoms. The reasons for the 70 days lasting strike from 12 th September to 20 th November 2012 are subject to the critical discourse analysis of the 143 columns published in the mainstrean media newspapers Radikal, Hürriyet and Yeni Şafak. The discourse theories and theories centered on the basic approaches to critical discourse analysis and the discursive articulations of hunger strikes in the columns discussed, tend to try to reveal the struggle levels for the hegemony of common understanding. The hunger strike and the action of these claims put forward in the three newspapers in the format of the columns, they've been addressed and discussed, puts an important understanding of democracy and fundamental rights and freedoms in Turkey. The main purpose of this study on a hunger strike as a matter of social and political action, supported by the columns requesting for debates, leads to show us if Turkey's creation and analyzation of democracy, human rights and fundamental freedoms or the rights of any initiative to ensure the recognition. The struggle for the study of discourse as the basis for the discussion of hunger strikes were studyied in two different parts. The first part of the struggle is that a hunger strike is not seen as a legitimate demand and as a strategy its legitimacy is undermined by trying to set the hunger strike as a form of violent action. In this context, the first level of the fight against strikes is indicated as a strategy of "threatening the survival of the state", "working to shake the nation's unity and integrity," and "to batter the government". Hunger strike action qualifies as a legitimate demand for redress is the second level of the struggle, the struggle is to try to over significations of the highlights of the first level. To meet the specific demands of the struggle for the second level of the hunger strike, it was initiated and marked as a form of non-violent political action. Contrary to struggle which indicates hunger strikes as a violent action, this level discusses the struggle to stabilize "the basic rights and freedoms of the Kurdish identity" issue.

Momentdergi, Jun 15, 2017

kavranmasını sağlamıştır. Alan notları bir deneyim olarak kente ait olan imgeleri, kişisel ve pol... more kavranmasını sağlamıştır. Alan notları bir deneyim olarak kente ait olan imgeleri, kişisel ve politik olarak açığa çıkarmanın bir yolu olarak görülmektedir.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ AKADEMİK DERGİSİ, Mar 21, 2014

Kiz ve erkek cocuklarinin, cocukluk ve ergenlik donemlerini tamamlamadan baski ve siddet yoluyla ... more Kiz ve erkek cocuklarinin, cocukluk ve ergenlik donemlerini tamamlamadan baski ve siddet yoluyla evlendirilmeleri olarak tanimlanan “cocuk evliligi”, cocuk istismarinin bir turudur. Erken yasta zorla evliliklerden erkek cocuklari da olumsuz yonde etkilenmekle birlikte, bu uygulamadan en cok kiz cocuklari zarar gormektedir. Soz konusu evlilikler nedeniyle kiz cocuklari bir taraftan egitim hakkindan mahrum kalirken, diger taraftan da erken yasta anne olmaya zorlandiklari icin de sosyal ve siyasal yasamdan dislanmaktadirlar. Esitsiz cinsiyet iliskilerinin hakim oldugu toplumsal yapi icinde, kadin ve kiz cocuklarin maruz kaldigi cinsel, duygusal ve fiziksel bir siddet turu olan erken yasta zorla evliliklerin diger bir anlami ise “cocuk gelin”ler sorununa isaret etmesidir. Bu calisma, kuresel capta bir cocuk ve insan haklari ihlali olarak tanimlanan ve Turkiye' nin de onemli bir toplumsal sorunu olan “cocuk gelin”lerin gazete haberlerindeki temsiline odaklanmaktadir. Calismada, Ocak 2012-Kasim 2013 tarihleri arasinda anaakim medyanin onemli temsilcilerinden Hurriyet, Posta ve Zaman gazetelerinde yer alan “cocuk gelin” haberleri analiz edilmistir. Haberlerin analizinde Van Dijk'in soylem cozumlemesi yonteminden yararlanilmistir. Calismanin temel amaci, soz konusu gazetelerde cocuk gelinlere iliskin yer alan haberlerin, sorunun cozumune yonelik toplumsal duyarliligin ve etkin kamu politikalarinin uretilmesine yonelik herhangi bir acilim saglayip saglamadiginin ortaya konulmasidir.

... SBF Yayınları TOKER, N. ve S. Tekin (2002), “Batıcı Siyasi Düsüncenin Karakteristikleri ve Ev... more ... SBF Yayınları TOKER, N. ve S. Tekin (2002), “Batıcı Siyasi Düsüncenin Karakteristikleri ve Evreleri: Kamusuz Cumhuriyet'ten Kamusuz Demokrasiye”, Modern Türkiye'de Siyasi Düsünce Modernlesme ve Batıcılık, İstanbul: İletisim Yayınları, 82-106 TOPUZ, H. (2003), Türk Basın ...

Yeni medya, Jun 30, 2022

Sosyal medyanın 1 siyasal, toplumsal, kültürel alanda gündelik hayatın merkezinde yer aldığı günü... more Sosyal medyanın 1 siyasal, toplumsal, kültürel alanda gündelik hayatın merkezinde yer aldığı günümüz modern toplumlarında, etki ettiği ve dönüştürdüğü alanların başında gazetecilik, haber, haberin üretim-tüketim ve dağıtım boyutları ile bunun etki ve sonuçlarının araştırılması öne çıkmaktadır. Bu nedenle sosyal medya, gerek haber üretimi, dağıtımını yapan endüstriler, gazeteciler, gerekse sıradan izleyiciler, haberi tüketenler ve haber içeriği ve haber değerini kapsayacak şekilde geniş bir tartışma ve araştırma alanı olarak önemli hale gelmiştir

Mülkiye Dergisi, 2013

This article was initiated to provide a resolution of the form of action-oriented discussions of ... more This article was initiated to provide a resolution of the form of action-oriented discussions of the columns about the hunger strike started by prisoners in different prisons in Turkey, which started on 12 th September 2012 and ended on 18 th November 2012 in Turkey. Mother-tongue education and the right to use the mother tongue in courts for the right to defense and the isolation of Abdullah Ocalan, were the reasons fort he hunger strike to demand the removal of these took 68 days. Initiated actions to meet these demands, both the hunger strike and the reasons that caused the strike were intensively discussed in public. In fact these demands are very important due to the fact that the discussions were a part of the Turkey's recent agenda on fundamental rights and freedoms. The reasons for the 70 days lasting strike from 12 th September to 20 th November 2012 are subject to the critical discourse analysis of the 143 columns published in the mainstrean media newspapers Radikal, Hürriyet and Yeni Şafak. The discourse theories and theories centered on the basic approaches to critical discourse analysis and the discursive articulations of hunger strikes in the columns discussed, tend to try to reveal the struggle levels for the hegemony of common understanding. The hunger strike and the action of these claims put forward in the three newspapers in the format of the columns, they've been addressed and discussed, puts an important understanding of democracy and fundamental rights and freedoms in Turkey. The main purpose of this study on a hunger strike as a matter of social and political action, supported by the columns requesting for debates, leads to show us if Turkey's creation and analyzation of democracy, human rights and fundamental freedoms or the rights of any initiative to ensure the recognition. The struggle for the study of discourse as the basis for the discussion of hunger strikes were studyied in two different parts. The first part of the struggle is that a hunger strike is not seen as a legitimate demand and as a strategy its legitimacy is undermined by trying to set the hunger strike as a form of violent action. In this context, the first level of the fight against strikes is indicated as a strategy of "threatening the survival of the state", "working to shake the nation's unity and integrity," and "to batter the government". Hunger strike action qualifies as a legitimate demand for redress is the second level of the struggle, the struggle is to try to over significations of the highlights of the first level. To meet the specific demands of the struggle for the second level of the hunger strike, it was initiated and marked as a form of non-violent political action. Contrary to struggle which indicates hunger strikes as a violent action, this level discusses the struggle to stabilize "the basic rights and freedoms of the Kurdish identity" issue.

Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, Dec 1, 2010

Open Forum Infectious Diseases, 2016

Background Procalcitonin (PCT) is a prohormone that rises in bacterial pneumonia and has promise ... more Background Procalcitonin (PCT) is a prohormone that rises in bacterial pneumonia and has promise in reducing antibiotic use. Despite these attributes, there are inconclusive data on its use for clinical prognostication. We hypothesize that serial PCT measurements can predict mortality, intensive care unit (ICU) admission, and bacteremia. Methods A prospective cohort study of inpatients diagnosed with pneumonia was performed at a large tertiary care center in Boston, Massachusetts. Procalcitonin was measured on days 1 through 4. The primary endpoint was a composite adverse outcome defined as all-cause mortality, ICU admission, and bacteremia. Regression models were calculated with area under the receiver operating characteristic curve (AUC) as a measure of discrimination. Results Of 505 patients, 317 patients had a final diagnosis of community-acquired pneumonia (CAP) or healthcare-associated pneumonia (HCAP). Procalcitonin was significantly higher for CAP and HCAP patients meeting t...

Open Forum Infectious Diseases, 2015

Yeni Medya Dergisi

Son yıllarda öne çıkan sosyal medya platformlarının yaygın kullanımı medya endüstrilerini, özelli... more Son yıllarda öne çıkan sosyal medya platformlarının yaygın kullanımı medya endüstrilerini, özellikle de gazetecilik/habercilik alanını doğrudan etkilemektedir. Bu etki ile bağlantılı olarak ulusal ve uluslararası literatürde sosyal medya ve gazetecilik/habercilik ilişkisini konu alan çalışmalarda hızlı bir artış gözlemlenmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, Türkiye’de sosyal medya ve gazetecilik/habercilik ilişkisini konu alan akademik çalışmaların genel bir değerlendirmesini yaparak, alanın gelişim çizgisi ve temel eğilimlerini saptamak, alandaki kör noktaları açığa çıkartarak ileride yapılacak bilimsel çalışmalara katkı sunmaktır. Bu bağlamda çalışma kapsamında 2009-2021 yılları arasında sosyal medya ve gazetecilik/habercilik ilişkini konu alan Türkiye’de akademik hakemli dergilerde yayımlanmış 115 makaleye ulaşılmıştır. Bir literatür incelemesi olan bu çalışmada makaleler bibliyometrik analiz ve atıf analizinden yararlanılarak incelenmiştir. Çalışmanın en önemli bulgularından bir...

... SBF Yayınları TOKER, N. ve S. Tekin (2002), “Batıcı Siyasi Düsüncenin Karakteristikleri ve Ev... more ... SBF Yayınları TOKER, N. ve S. Tekin (2002), “Batıcı Siyasi Düsüncenin Karakteristikleri ve Evreleri: Kamusuz Cumhuriyet'ten Kamusuz Demokrasiye”, Modern Türkiye'de Siyasi Düsünce Modernlesme ve Batıcılık, İstanbul: İletisim Yayınları, 82-106 TOPUZ, H. (2003), Türk Basın ...

... SBF Yayınları TOKER, N. ve S. Tekin (2002), “Batıcı Siyasi Düsüncenin Karakteristikleri ve Ev... more ... SBF Yayınları TOKER, N. ve S. Tekin (2002), “Batıcı Siyasi Düsüncenin Karakteristikleri ve Evreleri: Kamusuz Cumhuriyet'ten Kamusuz Demokrasiye”, Modern Türkiye'de Siyasi Düsünce Modernlesme ve Batıcılık, İstanbul: İletisim Yayınları, 82-106 TOPUZ, H. (2003), Türk Basın ...

Kültür ve İletişim, 2011

Bu çalışma, Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2004’te yayımladığı “Türkiye’nin Katılım Yönünde İlerlem... more Bu çalışma, Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2004’te yayımladığı “Türkiye’nin Katılım Yönünde İlerlemesi Hakkında 2004 Yılı İlerleme Raporu”nda Türkiye’de yaşayan Alevilerin “Sünni olmayan Müslüman azınlık” olarak nitelendirilmesinin köşe yazılarında tartışılma biçiminin çözümlenmesine odaklanmaktadır. Çalışmada, raporun yayımlandığı 6 Ekim 2004’ten itibaren 15 günlük süre boyunca Yeni Şafak, Zaman, Hürriyet, Radikal ve Cumhuriyet gazetelerinin köşe yazıları çözümlenmiştir. Çalışmanın temel varsayımı, Alevilerin azınlık olarak nitelendirilmesine ilişkin söylemsel mücadelenin, birbirine karşıt olarak konumlanan iki görüş etrafında ve azınlık kavramının anlamına yönelik bir mücadele çerçevesinde gerçekleştirildiğidir.

Abstract
This article focuses on the analysis of discussions in Turkish newspapers columns about the qualification of Alevis as ‘non-Sunni Muslim minority’ in the “European Union 2004 Regular Report on Turkey’s Progress towards Accession.” Columns appeared in Yeni Şafak, Zaman, Hürriyet, Radikal and Cumhuriyet in a fortnight period right after the publication of the report on 6 October 2004 were examined. The main assumption of the article is that the discursive struggle over the qualification of Alevis as minority was occurred between two opposing views about the meaning of concept of minority.