sibel kavaklı kundakçı - Academia.edu (original) (raw)

Papers by sibel kavaklı kundakçı

Research paper thumbnail of Osmanlı’da Mahkeme ve Kadın: Mahkemede Kadınların Taraf Olduğu Konular (1732-1733)

Osmanlı’da Mahkeme ve Kadın: Mahkemede Kadınların Taraf Olduğu Konular (1732-1733), 2019

Osmanlı kadın tarihi üzerine yapılan çalışmaların sayısı her geçen gün biraz daha artmaktadır. Bu... more Osmanlı kadın tarihi üzerine yapılan çalışmaların sayısı her geçen gün biraz daha artmaktadır. Bu çalışmalar sayesinde, tarihte Osmanlı kadınının toplum içindeki yerleri ve rolleri hakkında bilgi edinilmektedir. Osmanlı kadın tarihi üzerine yazılan yazılar genellikle, kadınların ekonomik anlamda toplumsal üretime katkıları, sosyal alandaki varlıkları ve kadınların hukuksal haklarını kullanımı üzerinedir. Osmanlı toplumunda hukukun ve geleneklerin erkek iktidarına öncelik tanımasına rağmen kadınların kendilerine tanınan hakları kullandıkları bilinmektedir. En önemli hukuksal haklardan biri kadınların mahkemeye başvurabilmeleridir. Bu anlamda, Osmanlı kadınının bizzat kendileri ya da vekilleri aracılığıyla mahkemeyi sık sık kullandıkları bilinmektedir. Çalışmada, mahkeme ve kadın ikilemi üzerinden kadınların mahkemeyi neden ve nasıl kullandıkları anlatılacaktır. Çalışmanın ana kaynağı 210 Numaralı Kastamonu Şer’iyye Sicilidir. Sicil, 1732-1733 tarihlidir. Buna göre Kastamonu mahkemesi özelinde 1732-1733 yılları arasında bir yıllık süreçte kadınların mahkemeye yansıma süreci çalışmanın konusudur. Sicil, tarandığında belgelerin yaklaşık %80’inde kadınların var olduğu görülmüştür.

Research paper thumbnail of BOYABAT KAZASINDA DİRLİK DÜZENİ, NÜFÜS VE YERLEŞME (1487-1582)

BOYABAT KAZASINDA DİRLİK DÜZENİ, NÜFÜS VE YERLEŞME (1487-1582)

Çalışmanın konusu, Osmanlı hâkimiyetine girdikten sonra Boyabat’ta nüfus ve yerleşme ile birlikte... more Çalışmanın konusu, Osmanlı hâkimiyetine girdikten sonra Boyabat’ta nüfus
ve yerleşme ile birlikte kazadaki dirlik düzenidir. Böyle bir çalışmanın en önemli
kaynakları tahrir defterleri olacaktır. Bilindiği gibi, Osmanlı topraklarına katılan
yerlerde ilk olarak arazinin ve nüfusun yazılması işlemi anlamına gelen tahrir
yapılırdı. Bu yerlerde, Osmanlı idaresinin kanun ve teşkilatını kurmak ve tımar
sistemini uygulamak için gelir kaynaklarının tespit edilmesi tahrirler sayesinde
gerçekleşirdi. Böylece, tahriri yapılan bölgenin bir envanteri çıkarılırdı (Pakalın,
2004). Bu envanter bilgisi, tahrir defterlerini 15. ve 16. yüzyıl şehir tarihi çalışmalarının en önemli kaynakları haline getirmiştir. Bu sayede, sancak ve kazaların
yerleşme ve nüfusunu tespit etmek mümkün olmaktadır

Research paper thumbnail of OSMANLI DÖNEMİNDE KASTAMONU MAHALLELERİ

OSMANLI DÖNEMİNDE KASTAMONU MAHALLELERİ, 2020

Çalışmanın konusu, Kastamonu şehrinin fiziksel yapısını meydana getiren ve şehrin sosyo-ekonomik ... more Çalışmanın konusu, Kastamonu şehrinin fiziksel yapısını
meydana getiren ve şehrin sosyo-ekonomik ve kültürel yapısına
katkıda bulunduğu düşünülen mahallelerdir. Kastamonu
günümüzde tarihî eserleri, doğası ve mutfağıyla köklü bir geçmişe
sahip olan önemli şehirlerimizden biridir. Eskiçağlara
kadar uzanan tarihi geçmişinde bölgede, sırasıyla Hitit, Frig,
Pers, Helenistik ve Roma egemenlikleri hüküm sürmüştür3.
1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra bölgede, Türk hâkimiyetinin
başlamasıyla Kastamonu, Selçuklu ve Danişmendli devletleri
arasında mücadele sahası olmuştur. Sonrasında, Çobanoğulları,
Candaroğulları ve Osmanlı hâkimiyeti dönemlerinde Kastamonu,
bir Türk- İslam şehri haline gelmiştir

Research paper thumbnail of BENDEREĞLİ İLE HIZIRBEYLİ ARASINDA: ERKEN MODERN DÖNEM’DE ZONGULDAK’I ARAMAK

BENDEREĞLİ İLE HIZIRBEYLİ ARASINDA: ERKEN MODERN DÖNEM’DE ZONGULDAK’I ARAMAK, 2022

İdari ve hukuki olarak sınırları belirlenmiş bir mekân için “nerede” sorusunu cevaplamak hiç de z... more İdari ve hukuki olarak sınırları belirlenmiş bir mekân için “nerede” sorusunu
cevaplamak hiç de zor değildir. Hatta öylesine kolaydır ki sorunun kendisi
anlamsız görülebilir. Ancak soru, söz konusu mekânın henüz var olmadığı bir
dönem için yönetildiğinde tarihçilik için heyecan verici bir pratiğin kapısını aralayabilir.
Zira Osmanlı Klasik Dönemi üzerine çalışan ve klasik kurumları tarafından
üretilmiş olan belge ve verileri ele alan tarihçiler, geçmişe doğru bakarken
ekseriyetle dönemin idari sınırlarını1 referans alırlar. Ancak bu bakış açısıyla
da Erken Modern Dönem’de Zonguldak’ı bulmak mümkün değildir.2 Bu çalışma
Osmanlı Zonguldak’ı için bir sınır önermektedir. Kabul edilebilir sınırlar
için de modern Zonguldak kimliğinin bileşenleri olarak sunulabilecek olan unsurları
şekillendiren ve kente pastoral bir enginlik katan topografyaya dayanılmaktadır.

Research paper thumbnail of TAHRİR DEFTERLERİNE GÖRE DİN VE İNANÇ BAĞLAMINDA KASTAMONU’DA VAKIF KURAN KADINLAR

TAHRİR DEFTERLERİNE GÖRE DİN VE İNANÇ BAĞLAMINDA KASTAMONU’DA VAKIF KURAN KADINLAR, 2022

Anadolu şehirlerinin büyümesi ve gelişmesinde din ve inanç gereği ortaya çıkan vakıf kurumunun ön... more Anadolu şehirlerinin büyümesi ve gelişmesinde din ve inanç gereği
ortaya çıkan vakıf kurumunun önemli bir payı vardır. Bu durum, Anadolu’da
Selçuklu, Beylikler ve Osmanlılarla birlikte yürütülen bir serüvenin devamıdır.
Eğitim öğretim faaliyetlerinden dinî, sosyal, kültürel faaliyetlere ve sağlık
hizmetlerine kadar her alanda kurulan vakıflar, insanlara hizmet götürmekte
öncü rol oynamışlardır. Bu vakıf kuranlar arasında erkekler kadar
kadınlar da din ve inanç gereği yer almışlar ve sevap kazanmak ve öldükten
sonra da hayır dua ile anılmak için birçok hayır eserler yaptırmışlardır.
Anadolu’nun en kadim şehirlerinden biri olan ve beyliklerden devraldığı
mirası Osmanlı döneminde de devam ettiren Kastamonu, vakıf eserler bakımından
oldukça zengindir. 15. yüzyılda Osmanlı hâkimiyetine giren şehirde,
hem beyliklerden kalan vakıf eserler korunmuş, hem de birçok yeni vakıf
kurulmuştur. Bu süreçte, diğer şehirlerde olduğu gibi Kastamonu’da da
kadınların vakıf kurmada önemli katkılarının olduğu muhakkaktır. Bu çalışmada,
Kastamonu tahrir defterlerine göre 15. yüzyılın sonları ve 16. yüzyılda
vakıf kuran kadınlar anlatılarak bu alana sundukları hizmetler değerlendirilecektir.

Research paper thumbnail of The Mosque and Masjid Waqfs of Antep According to the Judicial Registers (1880-1900)

Gaziantep University Journal of Social Sciences, Dec 1, 2014

Research paper thumbnail of Amasya Şer'İyye Si̇ci̇lleri̇nden Örneklerle Osmanli Taşrasinda Ci̇nsel Suçlar (1624

Karadeniz Arastirmalari Merkezi, 2017

Research paper thumbnail of İmdat Hirsiz Var : 1625-1650 Amasyasindan Hirsizlik Hi̇kayeleri̇

The Journal of International Social Research, Dec 25, 2016

Research paper thumbnail of Suhte Events İn Kastamonu, Bolu and Çankiri Sanjaks (1559-1576)

Abant Sosyal Bilimler Dergisi

16. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu askerî, siyasî ve ekonomik durum devleti her al... more 16. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu askerî, siyasî ve ekonomik durum devleti her alanda bir dönüşüme zorlamıştır. Bu dönüşümün sebep olduğu sorunlardan biri bu yüzyılda Anadolu şehirlerini kasıp kavuran suhte olaylarıdır. Bu olaylara sebep olanlar ise medrese öğrencileridir. Bu medrese öğrencilerinin en çok isyan halinde olduğu bölgelerden biri de Kastamonu, Bolu ve Çankırı civarı olmuştur. Çalışmada öncelikle suhteleri isyana sürükleyen nedenler ile bu nedenler üzerinden bölgenin durumu anlatıldıktan sonra mühimme defterlerine göre özellikle olayların başlangıcı olarak sayılabilecek 1559 ile 1576 yılları arasındaki suhte olayları değerlendirilecektir.

Research paper thumbnail of Yeniçeri Ocağı’nın Kaldırılmasından Sonra Devam Eden “Yeniçerilik Gayretkeşliği” Üzerine Bazı Düşünceler

Gaza ve cihat anlayisini benimseyen Osmanli Devleti, fetihlerin artmasi ve sinirlarinin genisleme... more Gaza ve cihat anlayisini benimseyen Osmanli Devleti, fetihlerin artmasi ve sinirlarinin genislemesi uzerine daimi ve merkezi bir orduya ihtiyac duymustur. Bu ihtiyac uzerine Osmanli fetih politikasina uygun yeniceri ocagi kurulmustur. Yeniceriler, zamanla Osmanli’nin en onemli askeri gucu haline gelmistir. Bir taraftan ocagin kanun ve nizamlarinda meydana gelen degisiklikler bir taraftan da Devlet’in yasadigi sosyal ve ekonomik bunalim ocagin bozulmasina neden olmustur. Yapilan islahat calismalari da basarisiz olunca II. Mahmud tarafindan ocak, kaldirilmistir. Ocagin kaldirilmasindan sonra yenicerilik gayretkesligi ile Anadolu ve Rumeli’de olaylar cikmis ve ulkede huzur ve guven kalmamistir. Devlet, bu olaylari onlemek icin gerekli tedbirleri almaya calismistir. Alinan tedbirlerden biri, olaylarin cikmasina sebep olan veya olaylara katilanlarin nefy (surgun) ve idam cezasi ile cezalandirilmalaridir. Bu calismada, Yeniceri Ocagi’nin kaldirilmasindan sonra devam eden olaylara karsi De...

Research paper thumbnail of Afganistan’da Milli Uyanış Dönemi ve Tarafsızlık Politikası (1901-1919): Emir Habibullah Han Devri

Dunyada meydana gelen siyasi ve askeri olaylara paralel olarak Afganistan’da meydana gelen milli ... more Dunyada meydana gelen siyasi ve askeri olaylara paralel olarak Afganistan’da meydana gelen milli uyanis ve tarafsizlik politikasi donemi 1901 yilinda taht kavgasi yasanmadan tahta cikan Emir Habibullah ile baslamistir. Emir Habibullah, ulke genelinde Afganistan’in Osmanli Devleti yaninda savasa girmesi konusunda olusan butun israrlara ragmen savas boyunca Ingilizler ile iliskisini bozmadan tarafsiz kalmayi tercih etmistir. Kendinden onceki emirlerden farkli olarak yeniliklere acik olan Emir Habibullah, ulke icinde olusan akimlarla birlikte geleneksel yasami terk etmeden modern devlet olma konusunda idari, askeri, egitim, saglik alanlarinda adimlar atmistir. Ancak bu adimlar cok basarili sonuclar dogurmamistir. Emir Habibullah Birinci Dunya Savasi bittiginde de bir suikasta ugrayarak oldurulmustur. Calismada, Emir Habibullah donemi islenmeye calisilacaktir.

Research paper thumbnail of Demir Emir Abdurrahman Dönemi ve Modern Afgan Devleti’nin Doğuşu (1880-1901)

Alınteri Sosyal Bilimler Dergisi, 2018

1880 ile 1901 yılları arasında Afganistan’a hâkim olan “Demir Emir” lakaplı Abdurrahman Han dönem... more 1880 ile 1901 yılları arasında Afganistan’a hâkim olan “Demir Emir” lakaplı Abdurrahman Han dönemi, modern Afganistan’ın başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Afganistan’da ilk büyük ve kapsamlı reform yapma çabası 1880’den sonra bu emir zamanında gerçekleşmiştir. Bu dönemde özellikle siyasî, sosyal, ekonomik ve dinî alanlarda reformlar yapılarak Afgan Devleti’nin bir kabile devletinden modern bir merkezî devlete dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Bunun için toplumdaki geleneksel güç gruplarının, hükümdarlık soyunun, kabile liderlerinin ve dinî kurumların özerkliğinin ve ekonomik güçlerinin ortadan kaldırılması gerekliydi. Ayrıca dönemin en önemli özelliği, Afganistan’da merkezî yönetimin hiç olmadığı kadar güçlenmesidir. Bu çalışmada, Emir Abdurrahman Han dönemi işlenmeye çalışılacaktır. Çalışmada, dönemin siyasî ve askeri olaylarından çok Emir Abdurrahman’ın modern ve merkezî bir Afganistan kurmak için siyasi¸ sosyal, ekonomik, dinî ve kültürel alanlarda gerçekleştirdiği bir dizi refor...

Research paper thumbnail of Osmanli Mahkemesi̇: Trabzon Örneği̇nde (1557-1558)

Karadeniz İncelemeleri Dergisi, 2019

Osmanlı Devleti’nin en önemli kaza merkezlerinden biri Trabzon’dur. Trabzon kazasında kurulan mah... more Osmanlı Devleti’nin en önemli kaza merkezlerinden biri Trabzon’dur. Trabzon kazasında kurulan mahkemenin tarihi mevcut kaynaklara göre 1557 yılına kadar geriye götürülebilmektedir. Bu çalışma, 1557-1558 tarihleri için Trabzon mahkemesi özelinde XVI. yüzyıldaki bir Osmanlı mahkemesini konu almaktadır. Çalışmada mahkeme görevlisi olarak kadı ve kadının bağımsızlığı, mahkemenin aleniliği ile birlikte muha-kemeye katılanlar, mahkeme görevlileri, yeri, mahkemenin çalışma düzeni ile mah-keme salonu kuralları değerlendirilerek bu konular üzerinden Osmanlı mahkemesinin işleyişine açıklık getirilmeye çalışılacaktır. Yine sözü edilen yıllar içinde Trabzon mahkemesinde görülen davalar işlenerek davalar, konusuna göre sınıflandırılacaktır. Çalışmada kadının taraflar hakkında karar almasında etkili olan ispat vasıtalarından şahitlik, kefillik ve ikrar üzerinde durularak yine davalarla ilgili olarak vekillik hak-kında bilgiler verilecektir.

Research paper thumbnail of Kastamonu’Da Mülk Edi̇nme Yöntemleri̇: Satiş-Müzayede-Mübadele Ve Hi̇be (1673-1702)

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2019

Toplumlarda mülk sahibi olma ve mülkün el değiştirmesi uygulamaları, insanlık tarihi kadar eskidi... more Toplumlarda mülk sahibi olma ve mülkün el değiştirmesi uygulamaları, insanlık tarihi kadar eskidir. Bu uygulamaların bir Osmanlı taşra kenti olan Kastamonu’da 1673-1702 yılları arasında nasıl gerçekleştirildiği çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Kastamonu özelinde bahsi geçen yıllarda mülk edinme yöntemlerinden satış, müzayede, mübadele ve hibe üzerinde durulacaktır. Mülkünü satmak, mübadele ya da hibe etmek isteyen kişilerin öncelikle mahkemeye başvurması ve karşı tarafında yine mahkemede hazır bulunması gerekirdi. Bu sebeple siciller, bu tür uygulamaları içeren örneklerle doludur. Buradan hareketle çalışmanın kaynağını Kastamonu Şer’iyye Sicilleri oluşturmaktadır. Sicillerde mülk edinme yöntemleriyle ilgili belgeler kaydedilirken belli bir sistematik düzen takip edilmiştir. Bu düzenle birlikte mülk alım-satımlarında ya da mülklerin el değiştirmesinde uygulanan yöntem ve farklılıklar, çalışmada ele alınacak konulardır.

Research paper thumbnail of Şer’iyye Sicillerine Göre Antep’in Câmii ve Mescit Vakıfları (1880-1900)

Journal of Social Sciences, Apr 21, 2014

Research paper thumbnail of EVKÂF TAHRİR DEFTERLERİNE GÖRE ARAÇ VAKIFLARI VE TARİHİ GELİŞİMİ

EVKÂF TAHRİR DEFTERLERİNE GÖRE ARAÇ VAKIFLARI VE TARİHİ GELİŞİMİ, 2022

Kastamonu, Türklerin Anadolu’ya girişi ile birlikte Türk iskânına en elverişli ve açık sahalardan... more Kastamonu, Türklerin Anadolu’ya girişi ile birlikte Türk iskânına en
elverişli ve açık sahalardan biri haline gelmiştir. Özellikle Miryakefelon
savaşından sonra bu bölge, hızlı bir Türkmen göçüne maruz kalmıştır. Bu
sebeple Kastamonu, “Türkmen’in kaidesi Kastamonu” şeklinde tarif edilir
olmuştur (Kankal, 2004). Bu süreçte, bölgede Selçuklu, Danişmendli ve Bizans
arasındaki hâkimiyet mücadelesi devam ederken akabinde uzun bir
Çobanoğulları ve sonra da Candaroğulları dönemi başlamıştır. En nihayetinde
1461 yılında Fatih Sultan Mehmed zamanında Kastamonu ve çevresinde
Osmanlı hâkimiyeti kesin olarak kurulmuştur (Yücel, 1980). Kastamonu’nun bu
tarihî geçmişi, burada çeşitli alanlara hizmet eden birçok vakfın kurulmasını
sağlamıştır.

Research paper thumbnail of MİDİLLİ ADASI’NDA MÜLKLER VE MÜLK SAHİPLERİ (1697-1698)

MİDİLLİ ADASI’NDA MÜLKLER VE MÜLK SAHİPLERİ (1697-1698), 2021

Mülkiyet hakkı, insanoğlunun tarih boyunca sahip olduğu en doğal haklardan biridir. Kişinin, ihti... more Mülkiyet hakkı, insanoğlunun tarih boyunca sahip olduğu
en doğal haklardan biridir. Kişinin, ihtiyaçlarını karşılamak ve
varlığını sürdürebilmek için gerekli olan nesneleri elde etmesi
ve üretmesi yaşadığı toplumda ve çevrede meydana geldiği
için mülkiyet öncelikle hukukun, sonra da siyaset, iktisat ve
felsefenin konusu olmuştur. Aynı zamanda mülkiyet hakkı,
mülk sahibine mülkiyetini dilediği gibi kullanma hakkı da tanımıştır.
Öte yandan sahibine bu şekilde geniş yetkiler sunan bu
hak, ihlal edilmeye de çok uygundur. Bu sebeple hukuk, bu
hakka karşı yapılan saldırılar için tarih boyunca çeşitli cezalar
öngörmüştür.1 Diğer taraftan kanunlarla getirilen düzenlemelerin
yanı sıra mülkiyet hakkının toplum içinde kazandığı role de
bakmak gerekir. Bu rolüyle mülkiyet; insanlar tarafından toplumda
zenginliğin, saygınlığın hatta iktidarın da bir simgesi
hâline gelmiş ve sosyal bir kurum olarak da ortaya çıkmıştır.
Özellikle Osmanlı gibi Orta Çağ toplumlarında ve ekonomisi
toprağa dayalı devletlerde, mülk sahipliği zenginliğin ve itibarın
yegâne göstergesi hâline gelmiştir

Research paper thumbnail of OSMANLI TAŞRA MECLİSLERİNE BİR ÖRNEK: KÜRE-İ NÜHAS MUHASSILLIK MECLİSİ

OSMANLI TAŞRA MECLİSLERİNE BİR ÖRNEK: KÜRE-İ NÜHAS MUHASSILLIK MECLİSİ, 2024

Osmanlı Devleti’nin taşra teşkilatının yapılanmasında tımar sistemi oldukça önemli bir yere sahip... more Osmanlı Devleti’nin taşra teşkilatının yapılanmasında tımar sistemi oldukça önemli bir yere sahiptir. Ortaçağ şartlarında özellikle taşradaki gelirlerin merkez tarafından toplanması ve maaş olarak dağıtılması oldukça zor bir işti. Bu zorluk, vazife sahiplerinin maaş yerine doğrudan tarım gelirlerini toplaması gerekliliğini beraberinde getirmiştir. Böylece devlet, dirlik sahipleri aracılığıyla taşradaki çoğu vergiyi toplayabilir hale gelmiştir. Ancak zamanla tımar sisteminde meydana gelen bozulmalar karşısında alınan tedbirler, iltizam ve malikâne sistemini ortaya çıkarmıştır. Bu şekilde, vergiler, mültezim ve mütesellim ve hatta ayan gibi yerel idareciler tarafından toplanmıştır. Tanzimat Fermanı ile iltizam sistemi kaldırılmaya çalışılmış ve vergilerin merkez tarafından toplanmasını sağlamak amacıyla muhassıllık meclisleri kurulmuştur. Bu meclislerden biri de Küre-i Nühas Muhassıllık Meclisi olmuştur. Kastamonu Sancağı’na bağlı Küre-i Nühas Kazası’nda kurulan bu meclisin aldığı kararların yazılı olduğu defter çalışmanın ana kaynağını oluşturmaktadır. Deftere göre, Küre-i Nühas Muhassıllık Meclisi’ne bağlı olan meclisler, meclis üyeleri ve atanma şekilleri, meclisin idarî alanda aldığı kararlar değerlendirilerek meclisin bir mahkeme gibi de çalıştığı anlatılacaktır. Sancak dâhilinde Kastamonu ve Küre-i Nühas’ta olmak üzere sadece iki muhassıllık meclisi açılmıştır. Değerlendirilen Küre-i Nühas Muhassıllık Meclisi ise yaklaşık altı ay kadar çalışabilmiştir.

Research paper thumbnail of 16. Yüzyılda Boyabad Müsellem Çiftlikleri

16. Yüzyılda Boyabad Müsellem Çiftlikleri Cavalryman Farms of Boyabad in the 16th Century, 2024

Yaya ve müsellem adı verilen askerî birlikler, Osmanlı Devleti’nin ilk yıllarında kuruluş amacını... more Yaya ve müsellem adı verilen askerî birlikler, Osmanlı Devleti’nin ilk yıllarında kuruluş amacını gerçekleştirmiş olsalar da
özellikle Yeniçeri Ocağı’nın kurulmasından sonra yavaş yavaş savaşçı özelliklerini kaybetmiş ve ordunun geri hizmetinde yer
almaya başlamışlardır. Sefere gitmediklerinde kendilerine tahsis edilmiş olan çiftliklerde yaşayan yaya ve müsellemler, vergi
muafiyetleri karşılığında yol açma ve temizleme, maden hizmeti, kale tamiri gibi çeşitli hizmetlerde yer almaya başlamışlardır.
Bu askeri teşkilatın kurulduğu sancaklardan biri de Kastamonu’dur. Kastamonu Sancağı’na bağlı olarak Boyabad Nahiyesi’ndeki
müsellem çiftlikleri bu makalenin konusunu oluşturmaktadır. Müsellem çiftlikleri hakkında bilgi veren en birincil kaynaklar,
müsellem tahrir defterleridir. Bu makalede, bu tahrir defterlerine ve diğer arşiv kaynaklarına göre, Boyabad müsellem
çiftliklerinin isimleri, yapısı, nüfusu, yamak ve müsellem yazılma şartları ile toprak tasarrufu ve üretim faaliyetleri hakkında
bilgi verilmeye çalışılacaktır. Dolayısıyla çalışmanın Osmanlı’nın ilk dönem askerî ve idarî yapısının ortaya konulmasına ve bölge
tarihine bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Ancak bu çiftlikler, bölgenin iskânında da önemli bir rol oynamıştır.
Though the military units called the infantryman (yaya) and the cavalryman (musellem) fulfilled their purpose in the first years
of the establishment of Ottoman Empire, they gradually especially after the establishment of the Janissary Corps, lost their
warlike character and began to take part in other supply services of the army. Infantrymen and cavalrymen, who lived on farms
allocated to them when they were not on expeditions, after that worked in various services such as road construction and
maintenance mining and castle repair in return for tax exemptions. One of the sanjaks where this military organization was
established is Kastamonu. The cavalryman farms in the Boyabad district of Kastamonu Sanjak constitute the subject of this
article. The primary sources providing information about cavalryman farms are Musellem cadastral books. This article, on the
basis of cadastral books and other archive sources gives information about the names, structure, population, the registration
conditions of cavalryman farms of Boyabad, and as well as the land use and production in the farms. Therefore, it is assumed
that the study will contribute to revealing the initial stages of the military and administrative structure of the Ottoman Empire
and the early history of the region. But these farms did also play an important role in the settlement of the region.

Research paper thumbnail of Kastamonu Şer'iyye Sicillerine Göre 17. Yüzyılın Sonları ve 18. Yüzyılın Başlarında Taşköprü.pdf

Research paper thumbnail of Osmanlı’da Mahkeme ve Kadın: Mahkemede Kadınların Taraf Olduğu Konular (1732-1733)

Osmanlı’da Mahkeme ve Kadın: Mahkemede Kadınların Taraf Olduğu Konular (1732-1733), 2019

Osmanlı kadın tarihi üzerine yapılan çalışmaların sayısı her geçen gün biraz daha artmaktadır. Bu... more Osmanlı kadın tarihi üzerine yapılan çalışmaların sayısı her geçen gün biraz daha artmaktadır. Bu çalışmalar sayesinde, tarihte Osmanlı kadınının toplum içindeki yerleri ve rolleri hakkında bilgi edinilmektedir. Osmanlı kadın tarihi üzerine yazılan yazılar genellikle, kadınların ekonomik anlamda toplumsal üretime katkıları, sosyal alandaki varlıkları ve kadınların hukuksal haklarını kullanımı üzerinedir. Osmanlı toplumunda hukukun ve geleneklerin erkek iktidarına öncelik tanımasına rağmen kadınların kendilerine tanınan hakları kullandıkları bilinmektedir. En önemli hukuksal haklardan biri kadınların mahkemeye başvurabilmeleridir. Bu anlamda, Osmanlı kadınının bizzat kendileri ya da vekilleri aracılığıyla mahkemeyi sık sık kullandıkları bilinmektedir. Çalışmada, mahkeme ve kadın ikilemi üzerinden kadınların mahkemeyi neden ve nasıl kullandıkları anlatılacaktır. Çalışmanın ana kaynağı 210 Numaralı Kastamonu Şer’iyye Sicilidir. Sicil, 1732-1733 tarihlidir. Buna göre Kastamonu mahkemesi özelinde 1732-1733 yılları arasında bir yıllık süreçte kadınların mahkemeye yansıma süreci çalışmanın konusudur. Sicil, tarandığında belgelerin yaklaşık %80’inde kadınların var olduğu görülmüştür.

Research paper thumbnail of BOYABAT KAZASINDA DİRLİK DÜZENİ, NÜFÜS VE YERLEŞME (1487-1582)

BOYABAT KAZASINDA DİRLİK DÜZENİ, NÜFÜS VE YERLEŞME (1487-1582)

Çalışmanın konusu, Osmanlı hâkimiyetine girdikten sonra Boyabat’ta nüfus ve yerleşme ile birlikte... more Çalışmanın konusu, Osmanlı hâkimiyetine girdikten sonra Boyabat’ta nüfus
ve yerleşme ile birlikte kazadaki dirlik düzenidir. Böyle bir çalışmanın en önemli
kaynakları tahrir defterleri olacaktır. Bilindiği gibi, Osmanlı topraklarına katılan
yerlerde ilk olarak arazinin ve nüfusun yazılması işlemi anlamına gelen tahrir
yapılırdı. Bu yerlerde, Osmanlı idaresinin kanun ve teşkilatını kurmak ve tımar
sistemini uygulamak için gelir kaynaklarının tespit edilmesi tahrirler sayesinde
gerçekleşirdi. Böylece, tahriri yapılan bölgenin bir envanteri çıkarılırdı (Pakalın,
2004). Bu envanter bilgisi, tahrir defterlerini 15. ve 16. yüzyıl şehir tarihi çalışmalarının en önemli kaynakları haline getirmiştir. Bu sayede, sancak ve kazaların
yerleşme ve nüfusunu tespit etmek mümkün olmaktadır

Research paper thumbnail of OSMANLI DÖNEMİNDE KASTAMONU MAHALLELERİ

OSMANLI DÖNEMİNDE KASTAMONU MAHALLELERİ, 2020

Çalışmanın konusu, Kastamonu şehrinin fiziksel yapısını meydana getiren ve şehrin sosyo-ekonomik ... more Çalışmanın konusu, Kastamonu şehrinin fiziksel yapısını
meydana getiren ve şehrin sosyo-ekonomik ve kültürel yapısına
katkıda bulunduğu düşünülen mahallelerdir. Kastamonu
günümüzde tarihî eserleri, doğası ve mutfağıyla köklü bir geçmişe
sahip olan önemli şehirlerimizden biridir. Eskiçağlara
kadar uzanan tarihi geçmişinde bölgede, sırasıyla Hitit, Frig,
Pers, Helenistik ve Roma egemenlikleri hüküm sürmüştür3.
1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra bölgede, Türk hâkimiyetinin
başlamasıyla Kastamonu, Selçuklu ve Danişmendli devletleri
arasında mücadele sahası olmuştur. Sonrasında, Çobanoğulları,
Candaroğulları ve Osmanlı hâkimiyeti dönemlerinde Kastamonu,
bir Türk- İslam şehri haline gelmiştir

Research paper thumbnail of BENDEREĞLİ İLE HIZIRBEYLİ ARASINDA: ERKEN MODERN DÖNEM’DE ZONGULDAK’I ARAMAK

BENDEREĞLİ İLE HIZIRBEYLİ ARASINDA: ERKEN MODERN DÖNEM’DE ZONGULDAK’I ARAMAK, 2022

İdari ve hukuki olarak sınırları belirlenmiş bir mekân için “nerede” sorusunu cevaplamak hiç de z... more İdari ve hukuki olarak sınırları belirlenmiş bir mekân için “nerede” sorusunu
cevaplamak hiç de zor değildir. Hatta öylesine kolaydır ki sorunun kendisi
anlamsız görülebilir. Ancak soru, söz konusu mekânın henüz var olmadığı bir
dönem için yönetildiğinde tarihçilik için heyecan verici bir pratiğin kapısını aralayabilir.
Zira Osmanlı Klasik Dönemi üzerine çalışan ve klasik kurumları tarafından
üretilmiş olan belge ve verileri ele alan tarihçiler, geçmişe doğru bakarken
ekseriyetle dönemin idari sınırlarını1 referans alırlar. Ancak bu bakış açısıyla
da Erken Modern Dönem’de Zonguldak’ı bulmak mümkün değildir.2 Bu çalışma
Osmanlı Zonguldak’ı için bir sınır önermektedir. Kabul edilebilir sınırlar
için de modern Zonguldak kimliğinin bileşenleri olarak sunulabilecek olan unsurları
şekillendiren ve kente pastoral bir enginlik katan topografyaya dayanılmaktadır.

Research paper thumbnail of TAHRİR DEFTERLERİNE GÖRE DİN VE İNANÇ BAĞLAMINDA KASTAMONU’DA VAKIF KURAN KADINLAR

TAHRİR DEFTERLERİNE GÖRE DİN VE İNANÇ BAĞLAMINDA KASTAMONU’DA VAKIF KURAN KADINLAR, 2022

Anadolu şehirlerinin büyümesi ve gelişmesinde din ve inanç gereği ortaya çıkan vakıf kurumunun ön... more Anadolu şehirlerinin büyümesi ve gelişmesinde din ve inanç gereği
ortaya çıkan vakıf kurumunun önemli bir payı vardır. Bu durum, Anadolu’da
Selçuklu, Beylikler ve Osmanlılarla birlikte yürütülen bir serüvenin devamıdır.
Eğitim öğretim faaliyetlerinden dinî, sosyal, kültürel faaliyetlere ve sağlık
hizmetlerine kadar her alanda kurulan vakıflar, insanlara hizmet götürmekte
öncü rol oynamışlardır. Bu vakıf kuranlar arasında erkekler kadar
kadınlar da din ve inanç gereği yer almışlar ve sevap kazanmak ve öldükten
sonra da hayır dua ile anılmak için birçok hayır eserler yaptırmışlardır.
Anadolu’nun en kadim şehirlerinden biri olan ve beyliklerden devraldığı
mirası Osmanlı döneminde de devam ettiren Kastamonu, vakıf eserler bakımından
oldukça zengindir. 15. yüzyılda Osmanlı hâkimiyetine giren şehirde,
hem beyliklerden kalan vakıf eserler korunmuş, hem de birçok yeni vakıf
kurulmuştur. Bu süreçte, diğer şehirlerde olduğu gibi Kastamonu’da da
kadınların vakıf kurmada önemli katkılarının olduğu muhakkaktır. Bu çalışmada,
Kastamonu tahrir defterlerine göre 15. yüzyılın sonları ve 16. yüzyılda
vakıf kuran kadınlar anlatılarak bu alana sundukları hizmetler değerlendirilecektir.

Research paper thumbnail of The Mosque and Masjid Waqfs of Antep According to the Judicial Registers (1880-1900)

Gaziantep University Journal of Social Sciences, Dec 1, 2014

Research paper thumbnail of Amasya Şer'İyye Si̇ci̇lleri̇nden Örneklerle Osmanli Taşrasinda Ci̇nsel Suçlar (1624

Karadeniz Arastirmalari Merkezi, 2017

Research paper thumbnail of İmdat Hirsiz Var : 1625-1650 Amasyasindan Hirsizlik Hi̇kayeleri̇

The Journal of International Social Research, Dec 25, 2016

Research paper thumbnail of Suhte Events İn Kastamonu, Bolu and Çankiri Sanjaks (1559-1576)

Abant Sosyal Bilimler Dergisi

16. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu askerî, siyasî ve ekonomik durum devleti her al... more 16. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu askerî, siyasî ve ekonomik durum devleti her alanda bir dönüşüme zorlamıştır. Bu dönüşümün sebep olduğu sorunlardan biri bu yüzyılda Anadolu şehirlerini kasıp kavuran suhte olaylarıdır. Bu olaylara sebep olanlar ise medrese öğrencileridir. Bu medrese öğrencilerinin en çok isyan halinde olduğu bölgelerden biri de Kastamonu, Bolu ve Çankırı civarı olmuştur. Çalışmada öncelikle suhteleri isyana sürükleyen nedenler ile bu nedenler üzerinden bölgenin durumu anlatıldıktan sonra mühimme defterlerine göre özellikle olayların başlangıcı olarak sayılabilecek 1559 ile 1576 yılları arasındaki suhte olayları değerlendirilecektir.

Research paper thumbnail of Yeniçeri Ocağı’nın Kaldırılmasından Sonra Devam Eden “Yeniçerilik Gayretkeşliği” Üzerine Bazı Düşünceler

Gaza ve cihat anlayisini benimseyen Osmanli Devleti, fetihlerin artmasi ve sinirlarinin genisleme... more Gaza ve cihat anlayisini benimseyen Osmanli Devleti, fetihlerin artmasi ve sinirlarinin genislemesi uzerine daimi ve merkezi bir orduya ihtiyac duymustur. Bu ihtiyac uzerine Osmanli fetih politikasina uygun yeniceri ocagi kurulmustur. Yeniceriler, zamanla Osmanli’nin en onemli askeri gucu haline gelmistir. Bir taraftan ocagin kanun ve nizamlarinda meydana gelen degisiklikler bir taraftan da Devlet’in yasadigi sosyal ve ekonomik bunalim ocagin bozulmasina neden olmustur. Yapilan islahat calismalari da basarisiz olunca II. Mahmud tarafindan ocak, kaldirilmistir. Ocagin kaldirilmasindan sonra yenicerilik gayretkesligi ile Anadolu ve Rumeli’de olaylar cikmis ve ulkede huzur ve guven kalmamistir. Devlet, bu olaylari onlemek icin gerekli tedbirleri almaya calismistir. Alinan tedbirlerden biri, olaylarin cikmasina sebep olan veya olaylara katilanlarin nefy (surgun) ve idam cezasi ile cezalandirilmalaridir. Bu calismada, Yeniceri Ocagi’nin kaldirilmasindan sonra devam eden olaylara karsi De...

Research paper thumbnail of Afganistan’da Milli Uyanış Dönemi ve Tarafsızlık Politikası (1901-1919): Emir Habibullah Han Devri

Dunyada meydana gelen siyasi ve askeri olaylara paralel olarak Afganistan’da meydana gelen milli ... more Dunyada meydana gelen siyasi ve askeri olaylara paralel olarak Afganistan’da meydana gelen milli uyanis ve tarafsizlik politikasi donemi 1901 yilinda taht kavgasi yasanmadan tahta cikan Emir Habibullah ile baslamistir. Emir Habibullah, ulke genelinde Afganistan’in Osmanli Devleti yaninda savasa girmesi konusunda olusan butun israrlara ragmen savas boyunca Ingilizler ile iliskisini bozmadan tarafsiz kalmayi tercih etmistir. Kendinden onceki emirlerden farkli olarak yeniliklere acik olan Emir Habibullah, ulke icinde olusan akimlarla birlikte geleneksel yasami terk etmeden modern devlet olma konusunda idari, askeri, egitim, saglik alanlarinda adimlar atmistir. Ancak bu adimlar cok basarili sonuclar dogurmamistir. Emir Habibullah Birinci Dunya Savasi bittiginde de bir suikasta ugrayarak oldurulmustur. Calismada, Emir Habibullah donemi islenmeye calisilacaktir.

Research paper thumbnail of Demir Emir Abdurrahman Dönemi ve Modern Afgan Devleti’nin Doğuşu (1880-1901)

Alınteri Sosyal Bilimler Dergisi, 2018

1880 ile 1901 yılları arasında Afganistan’a hâkim olan “Demir Emir” lakaplı Abdurrahman Han dönem... more 1880 ile 1901 yılları arasında Afganistan’a hâkim olan “Demir Emir” lakaplı Abdurrahman Han dönemi, modern Afganistan’ın başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Afganistan’da ilk büyük ve kapsamlı reform yapma çabası 1880’den sonra bu emir zamanında gerçekleşmiştir. Bu dönemde özellikle siyasî, sosyal, ekonomik ve dinî alanlarda reformlar yapılarak Afgan Devleti’nin bir kabile devletinden modern bir merkezî devlete dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Bunun için toplumdaki geleneksel güç gruplarının, hükümdarlık soyunun, kabile liderlerinin ve dinî kurumların özerkliğinin ve ekonomik güçlerinin ortadan kaldırılması gerekliydi. Ayrıca dönemin en önemli özelliği, Afganistan’da merkezî yönetimin hiç olmadığı kadar güçlenmesidir. Bu çalışmada, Emir Abdurrahman Han dönemi işlenmeye çalışılacaktır. Çalışmada, dönemin siyasî ve askeri olaylarından çok Emir Abdurrahman’ın modern ve merkezî bir Afganistan kurmak için siyasi¸ sosyal, ekonomik, dinî ve kültürel alanlarda gerçekleştirdiği bir dizi refor...

Research paper thumbnail of Osmanli Mahkemesi̇: Trabzon Örneği̇nde (1557-1558)

Karadeniz İncelemeleri Dergisi, 2019

Osmanlı Devleti’nin en önemli kaza merkezlerinden biri Trabzon’dur. Trabzon kazasında kurulan mah... more Osmanlı Devleti’nin en önemli kaza merkezlerinden biri Trabzon’dur. Trabzon kazasında kurulan mahkemenin tarihi mevcut kaynaklara göre 1557 yılına kadar geriye götürülebilmektedir. Bu çalışma, 1557-1558 tarihleri için Trabzon mahkemesi özelinde XVI. yüzyıldaki bir Osmanlı mahkemesini konu almaktadır. Çalışmada mahkeme görevlisi olarak kadı ve kadının bağımsızlığı, mahkemenin aleniliği ile birlikte muha-kemeye katılanlar, mahkeme görevlileri, yeri, mahkemenin çalışma düzeni ile mah-keme salonu kuralları değerlendirilerek bu konular üzerinden Osmanlı mahkemesinin işleyişine açıklık getirilmeye çalışılacaktır. Yine sözü edilen yıllar içinde Trabzon mahkemesinde görülen davalar işlenerek davalar, konusuna göre sınıflandırılacaktır. Çalışmada kadının taraflar hakkında karar almasında etkili olan ispat vasıtalarından şahitlik, kefillik ve ikrar üzerinde durularak yine davalarla ilgili olarak vekillik hak-kında bilgiler verilecektir.

Research paper thumbnail of Kastamonu’Da Mülk Edi̇nme Yöntemleri̇: Satiş-Müzayede-Mübadele Ve Hi̇be (1673-1702)

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2019

Toplumlarda mülk sahibi olma ve mülkün el değiştirmesi uygulamaları, insanlık tarihi kadar eskidi... more Toplumlarda mülk sahibi olma ve mülkün el değiştirmesi uygulamaları, insanlık tarihi kadar eskidir. Bu uygulamaların bir Osmanlı taşra kenti olan Kastamonu’da 1673-1702 yılları arasında nasıl gerçekleştirildiği çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Kastamonu özelinde bahsi geçen yıllarda mülk edinme yöntemlerinden satış, müzayede, mübadele ve hibe üzerinde durulacaktır. Mülkünü satmak, mübadele ya da hibe etmek isteyen kişilerin öncelikle mahkemeye başvurması ve karşı tarafında yine mahkemede hazır bulunması gerekirdi. Bu sebeple siciller, bu tür uygulamaları içeren örneklerle doludur. Buradan hareketle çalışmanın kaynağını Kastamonu Şer’iyye Sicilleri oluşturmaktadır. Sicillerde mülk edinme yöntemleriyle ilgili belgeler kaydedilirken belli bir sistematik düzen takip edilmiştir. Bu düzenle birlikte mülk alım-satımlarında ya da mülklerin el değiştirmesinde uygulanan yöntem ve farklılıklar, çalışmada ele alınacak konulardır.

Research paper thumbnail of Şer’iyye Sicillerine Göre Antep’in Câmii ve Mescit Vakıfları (1880-1900)

Journal of Social Sciences, Apr 21, 2014

Research paper thumbnail of EVKÂF TAHRİR DEFTERLERİNE GÖRE ARAÇ VAKIFLARI VE TARİHİ GELİŞİMİ

EVKÂF TAHRİR DEFTERLERİNE GÖRE ARAÇ VAKIFLARI VE TARİHİ GELİŞİMİ, 2022

Kastamonu, Türklerin Anadolu’ya girişi ile birlikte Türk iskânına en elverişli ve açık sahalardan... more Kastamonu, Türklerin Anadolu’ya girişi ile birlikte Türk iskânına en
elverişli ve açık sahalardan biri haline gelmiştir. Özellikle Miryakefelon
savaşından sonra bu bölge, hızlı bir Türkmen göçüne maruz kalmıştır. Bu
sebeple Kastamonu, “Türkmen’in kaidesi Kastamonu” şeklinde tarif edilir
olmuştur (Kankal, 2004). Bu süreçte, bölgede Selçuklu, Danişmendli ve Bizans
arasındaki hâkimiyet mücadelesi devam ederken akabinde uzun bir
Çobanoğulları ve sonra da Candaroğulları dönemi başlamıştır. En nihayetinde
1461 yılında Fatih Sultan Mehmed zamanında Kastamonu ve çevresinde
Osmanlı hâkimiyeti kesin olarak kurulmuştur (Yücel, 1980). Kastamonu’nun bu
tarihî geçmişi, burada çeşitli alanlara hizmet eden birçok vakfın kurulmasını
sağlamıştır.

Research paper thumbnail of MİDİLLİ ADASI’NDA MÜLKLER VE MÜLK SAHİPLERİ (1697-1698)

MİDİLLİ ADASI’NDA MÜLKLER VE MÜLK SAHİPLERİ (1697-1698), 2021

Mülkiyet hakkı, insanoğlunun tarih boyunca sahip olduğu en doğal haklardan biridir. Kişinin, ihti... more Mülkiyet hakkı, insanoğlunun tarih boyunca sahip olduğu
en doğal haklardan biridir. Kişinin, ihtiyaçlarını karşılamak ve
varlığını sürdürebilmek için gerekli olan nesneleri elde etmesi
ve üretmesi yaşadığı toplumda ve çevrede meydana geldiği
için mülkiyet öncelikle hukukun, sonra da siyaset, iktisat ve
felsefenin konusu olmuştur. Aynı zamanda mülkiyet hakkı,
mülk sahibine mülkiyetini dilediği gibi kullanma hakkı da tanımıştır.
Öte yandan sahibine bu şekilde geniş yetkiler sunan bu
hak, ihlal edilmeye de çok uygundur. Bu sebeple hukuk, bu
hakka karşı yapılan saldırılar için tarih boyunca çeşitli cezalar
öngörmüştür.1 Diğer taraftan kanunlarla getirilen düzenlemelerin
yanı sıra mülkiyet hakkının toplum içinde kazandığı role de
bakmak gerekir. Bu rolüyle mülkiyet; insanlar tarafından toplumda
zenginliğin, saygınlığın hatta iktidarın da bir simgesi
hâline gelmiş ve sosyal bir kurum olarak da ortaya çıkmıştır.
Özellikle Osmanlı gibi Orta Çağ toplumlarında ve ekonomisi
toprağa dayalı devletlerde, mülk sahipliği zenginliğin ve itibarın
yegâne göstergesi hâline gelmiştir

Research paper thumbnail of OSMANLI TAŞRA MECLİSLERİNE BİR ÖRNEK: KÜRE-İ NÜHAS MUHASSILLIK MECLİSİ

OSMANLI TAŞRA MECLİSLERİNE BİR ÖRNEK: KÜRE-İ NÜHAS MUHASSILLIK MECLİSİ, 2024

Osmanlı Devleti’nin taşra teşkilatının yapılanmasında tımar sistemi oldukça önemli bir yere sahip... more Osmanlı Devleti’nin taşra teşkilatının yapılanmasında tımar sistemi oldukça önemli bir yere sahiptir. Ortaçağ şartlarında özellikle taşradaki gelirlerin merkez tarafından toplanması ve maaş olarak dağıtılması oldukça zor bir işti. Bu zorluk, vazife sahiplerinin maaş yerine doğrudan tarım gelirlerini toplaması gerekliliğini beraberinde getirmiştir. Böylece devlet, dirlik sahipleri aracılığıyla taşradaki çoğu vergiyi toplayabilir hale gelmiştir. Ancak zamanla tımar sisteminde meydana gelen bozulmalar karşısında alınan tedbirler, iltizam ve malikâne sistemini ortaya çıkarmıştır. Bu şekilde, vergiler, mültezim ve mütesellim ve hatta ayan gibi yerel idareciler tarafından toplanmıştır. Tanzimat Fermanı ile iltizam sistemi kaldırılmaya çalışılmış ve vergilerin merkez tarafından toplanmasını sağlamak amacıyla muhassıllık meclisleri kurulmuştur. Bu meclislerden biri de Küre-i Nühas Muhassıllık Meclisi olmuştur. Kastamonu Sancağı’na bağlı Küre-i Nühas Kazası’nda kurulan bu meclisin aldığı kararların yazılı olduğu defter çalışmanın ana kaynağını oluşturmaktadır. Deftere göre, Küre-i Nühas Muhassıllık Meclisi’ne bağlı olan meclisler, meclis üyeleri ve atanma şekilleri, meclisin idarî alanda aldığı kararlar değerlendirilerek meclisin bir mahkeme gibi de çalıştığı anlatılacaktır. Sancak dâhilinde Kastamonu ve Küre-i Nühas’ta olmak üzere sadece iki muhassıllık meclisi açılmıştır. Değerlendirilen Küre-i Nühas Muhassıllık Meclisi ise yaklaşık altı ay kadar çalışabilmiştir.

Research paper thumbnail of 16. Yüzyılda Boyabad Müsellem Çiftlikleri

16. Yüzyılda Boyabad Müsellem Çiftlikleri Cavalryman Farms of Boyabad in the 16th Century, 2024

Yaya ve müsellem adı verilen askerî birlikler, Osmanlı Devleti’nin ilk yıllarında kuruluş amacını... more Yaya ve müsellem adı verilen askerî birlikler, Osmanlı Devleti’nin ilk yıllarında kuruluş amacını gerçekleştirmiş olsalar da
özellikle Yeniçeri Ocağı’nın kurulmasından sonra yavaş yavaş savaşçı özelliklerini kaybetmiş ve ordunun geri hizmetinde yer
almaya başlamışlardır. Sefere gitmediklerinde kendilerine tahsis edilmiş olan çiftliklerde yaşayan yaya ve müsellemler, vergi
muafiyetleri karşılığında yol açma ve temizleme, maden hizmeti, kale tamiri gibi çeşitli hizmetlerde yer almaya başlamışlardır.
Bu askeri teşkilatın kurulduğu sancaklardan biri de Kastamonu’dur. Kastamonu Sancağı’na bağlı olarak Boyabad Nahiyesi’ndeki
müsellem çiftlikleri bu makalenin konusunu oluşturmaktadır. Müsellem çiftlikleri hakkında bilgi veren en birincil kaynaklar,
müsellem tahrir defterleridir. Bu makalede, bu tahrir defterlerine ve diğer arşiv kaynaklarına göre, Boyabad müsellem
çiftliklerinin isimleri, yapısı, nüfusu, yamak ve müsellem yazılma şartları ile toprak tasarrufu ve üretim faaliyetleri hakkında
bilgi verilmeye çalışılacaktır. Dolayısıyla çalışmanın Osmanlı’nın ilk dönem askerî ve idarî yapısının ortaya konulmasına ve bölge
tarihine bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Ancak bu çiftlikler, bölgenin iskânında da önemli bir rol oynamıştır.
Though the military units called the infantryman (yaya) and the cavalryman (musellem) fulfilled their purpose in the first years
of the establishment of Ottoman Empire, they gradually especially after the establishment of the Janissary Corps, lost their
warlike character and began to take part in other supply services of the army. Infantrymen and cavalrymen, who lived on farms
allocated to them when they were not on expeditions, after that worked in various services such as road construction and
maintenance mining and castle repair in return for tax exemptions. One of the sanjaks where this military organization was
established is Kastamonu. The cavalryman farms in the Boyabad district of Kastamonu Sanjak constitute the subject of this
article. The primary sources providing information about cavalryman farms are Musellem cadastral books. This article, on the
basis of cadastral books and other archive sources gives information about the names, structure, population, the registration
conditions of cavalryman farms of Boyabad, and as well as the land use and production in the farms. Therefore, it is assumed
that the study will contribute to revealing the initial stages of the military and administrative structure of the Ottoman Empire
and the early history of the region. But these farms did also play an important role in the settlement of the region.

Research paper thumbnail of Kastamonu Şer'iyye Sicillerine Göre 17. Yüzyılın Sonları ve 18. Yüzyılın Başlarında Taşköprü.pdf

Research paper thumbnail of KASTAMONU KAZASI YAYLAKLARI (1487-1582)

KASTAMONU KAZASI YAYLAKLARI (1487-1582)

Türkler, Ural Altay dağları arasında uzanan bozkır bölgesinde hayvancılığa dayanan geçim tarzı ve... more Türkler, Ural Altay dağları arasında uzanan bozkır bölgesinde hayvancılığa dayanan geçim
tarzı ve bozkır konar-göçerliliğini meydana getirmişlerdir. Bozkır hayatı içinde göçebe ya da yarı
göçebe yaşayan Türkler, Anadolu’ya geldikten sonra Anadolu’nun coğrafî şartları gereği tarıma
elverişli toprakları sayesinde yerleşik hayata geçmişlerdir. Orta Asya’dan getirdikleri bu yayla ya da
yaylacılık kültürü hiçbir zaman kaybolmamış ve hatta günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Bu
bağlamda, bildiri konusu 1487 ile 1582 yılları arasında Kastamonu kazasının yaylalarını tespit etmek
ve bunların hangi cemaat ya da Yörüklere tahsis edildiğini belirlemektir. Çalışmanın kaynakları
tahrir defterleridir. Kastamonu sancağında ilki bölgenin Osmanlı hâkimiyetine geçmesinden sonra
olmak üzere farklı tarihlerde tahrirler yapılmıştır. Kastamonu’ya ait olan elde mevcut ilk mufassal
tahrir defteri 1487 tarihlidir. İkinci mufassal tahrir defteri 1560 tarihli olmakla birlikte defterde
Kastamonu merkez kazası bulunmamaktadır. Üçüncü mufassal tahrir defteri ise 1582 tarihlidir.
Bildirinin ana kaynağı, 1487 ile 1582 tarihli mufassal tahrir defterleridir. Bu defterlerin
değerlendirilmesi neticesinde Kastamonu kazasına tabi olan köylerde bulunan yaylalar hakkında
bilgiler verilecektir. Böylece günümüzde de devam eden yaylacılık kültürünün geçmişi 16.
yüzyıllarda Kastamonu’da aranacaktır.

Research paper thumbnail of SELCUKLU DONEMI ATABEY GAZI CAMI VE MEDRESESI VAKFININ ISLEYISI UZERINE BIR DEGERLENDIRME