Fatih Tekin | Inönü üniversitesi (original) (raw)
Papers by Fatih Tekin
Arktik küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölgelerden biridir ve çok hızlı bir şekild... more Arktik küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölgelerden biridir ve çok hızlı bir şekilde değişmektedir. Arktik'te yaşanan bu değişim hem çevresel kirlilik açısından hem de yerli halkların geçim kaynakları ve kültürleri açısından insan güvenliği sorunlarından birine dönüşmektedir. Arktik konusunu insan güvenliği yaklaşımı çerçevesinde değerlendirmek gerekmektedir. Bu çalışma insan güvenliği yaklaşımıyla Arktik'te yerli halkların yaşam tarzlarına, geçim kaynaklarına ve çevresel bozulmaya odaklanmıştır. Çalışmada geleneksel güvenlik yaklaşımının dönüşümü sonrasında ortaya çıkan insan güvenliği yaklaşımı ele alınmıştır. Güvenlik çalışmalarının genişlemesi ve derinleşmesi sonucunda iklim değişikliği, çevresel kirlilik ve çevresel bozulma konularının insan güvenliği yaklaşımıyla ilişkisi ortaya konulmuştur. Arktik Konseyi üyesi ülkelerin strateji belgelerini inceleyen makale, bu ülkelerin bölgeye yönelik stratejilerini ve bu stratejilerinde insan güvenliği yaklaşımının bileşeni olan çevresel güvenlik konusuna verdikleri önemi tartışmaktadır. Nitel araştırma yöntemlerinin kullanıldığı çalışmada elde edilen bilgiler betimsel ve yorumlayıcı analize tabi tutulmuştur.
International Journal of Politics and Security
Neo-fonksiyonalist yaklaşımdaki yayılma etkisi, bir alanda ortaya çıkan işbirliği süreçlerinin di... more Neo-fonksiyonalist yaklaşımdaki yayılma etkisi, bir alanda ortaya çıkan işbirliği süreçlerinin diğer alanlara sirayet etmesini ifade etmektedir. Dolayısıyla yayılma etkisi işbirliği alanlarının genişlemesiyle bir uyum ortamı yaratmaktadır. Bu durumun tersi de mümkündür. Yani kriz durumlarında da olumsuz bir yayılma etkisi ortaya çıkabilir. Ekonomik alanda başlayan bir işbirliği nasıl ki siyaset, güvenlik ve kültür alanlarında bir yayılma etkisi yaratabiliyorsa bölgesel bir krizin tırmanması, silahlanma yarışının artması, kamplaşmalar ve büyük güçlerin krizi tırmandırıcı etkileri de tersine yayılma etkisi yaratmaktadır. Bu çalışmada Doğu Akdeniz’deki krizin tersine yayılma etkisi (reverse spill-over) yarattığı ele alınmakta ve bu güvensizliğin gelecekte küresel güvenliği de tehdit edecek çıktıları olacağı tartışılmaktadır. Yakın zamanda bölgesel bir nitelik taşıyan Doğu Akdeniz’de yaşanan sorunların dinamiğini de güvenlik konusu oluşturmaktadır. Doğu Akdeniz’de kıta sahanlığı ve sını...
DergiPark (Istanbul University), Jun 30, 2022
Son yıllarda ortaya çıkan pek çok tali sorunun ana kaynağı özgürlükçü ve çoğulcu demokratik anlay... more Son yıllarda ortaya çıkan pek çok tali sorunun ana kaynağı özgürlükçü ve çoğulcu demokratik anlayışların gerilemesi ve bir çeşit popülist eğilimlerin yükselişidir. Liberal demokratik normların gerilemesi ve otoriter tarza sahip demagog siyasetçilerin yükselişi ile birlikte dünya popülizmin etki alanı içine girmiştir. Asıl büyük tehlike ise popülizmin ülkeleri yeniden otoriter rejimlere sürüklemesidir. Bu çalışmada günümüzdeki demokratik gerilemeyi tarif etmeye çalışan illiberal demokrasi, rekabetçi otoriteryenizm ve siyasal popülizm olmak üzere üç temel kavram çeşitli yönleriyle ele alınmıştır. Bu üç temel kavramın muhtevası bağlamında gerek ulusal politikalarda gerekse uluslararası politikada baş gösteren etkiler ve sonuçlar ortaya konulmaya çalışılmıştır. Dünya'daki demokratik gerileme, toplumları daha içe kapalı hale getirmektedir. Güvenlikleştirme pratikleri güç kazanmaktadır. Kuvvetler ayrılığı prensibi pek çok demokratik yönetimde giderek aşınmaktadır. Siyaset, ötekine karşı nefret söyleminin hâkim olduğu bir iklimde kutuplaştırıcı bir etkiye sahip olmaktadır. Uluslararası siyaset de benzer kutuplaştırıcı ve ötekileştirici etkiler görülmektedir. Kimlik siyaseti, yabancı düşmanlığı ve nefret söylemi güç kazanmaktadır. Ayrıca silahlanma yarışı hızlanmakta ve başına buyruk liderler uluslararası barış için bir tehdit olarak görülmektedir. Devletlerin içyapılarının dış politikalarını etkileyeceği düşüncesinden hareketle demokratik yönetimlerdeki zafiyetler ve demokrasilerin işlevsel niteliklerini kaybetmeleri uluslararası barışa da zarar verecektir.
Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2023
Öz Günümüzde İslam dünyası üzerindeki en etkili faktörlerden biri İslamcı hareketlerdir. İslam ... more Öz
Günümüzde İslam dünyası üzerindeki en etkili faktörlerden biri İslamcı hareketlerdir. İslam dünyasında farklı anlayışlara sahip çok sayıda İslami hareket bulunmaktadır. Bu hareketler içinde en önemlilerinden birisi de Mısır merkezli olan Müslüman Kardeşler hareketidir. Bu araştırmanın amacı Müslüman Kardeşler hareketinin siyasal İslamcı hareket olarak sınıflandırılmasını iddia etmektir. Literatürdeki çalışmaların bazılarına göre Müslüman Kardeşler fundamentalist bir hareket olarak nitelenirken bazılarına göre siyasal İslamcı bir harekettir. Bunun ana nedeni, bu iki kavram arasındaki farkın göz ardı edilmesidir. Literatürde siyasal İslam ve fundamentalist İslam kavramları birbirinin yerine kullanılmıştır ancak bu kullanım kafa karışıklığı yaratmaktadır. Bu makalede, kavramsal karışıklığı ortadan kaldırmak amacıyla fundamentalist İslam ve siyasal İslam karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir. Müslüman Kardeşler hareketi tarihsel olarak incelenerek politik anlayışı betimlenmiştir. Bu makalenin özgün değeri İslami hareketlerin analizinde daha doğru bir değerlendirme alanı yaratmasıdır. Anahtar Kelimeler: Müslüman Kardeşler, Fundamentalist İslam, Siyasal İslam, İslami Hareket, İslamcılık
Abstract
Islamist movements are one of the most influential factors on the Islamic world today. There are many Islamic movements with different understandings in the Islamic world. One of the most important of these movements is the Muslim Brotherhood movement based in Egypt. The purpose of this article is to argue that the Muslim Brotherhood movement is classified as a political Islamist movement. According to some of the studies in the literature, the Muslim Brotherhood is characterized as a fundamentalist movement, while according to some, it is a political Islamist movement. The main reason for this is that the difference between these two concepts is ignored. The terms political Islam and fundamentalist Islam have been used interchangeably in the literature, but this usage creates confusion. In this article, fundamentalist Islam and political Islam are analyzed comparatively in order to eliminate conceptual confusion. The Muslim Brotherhood movement has been historically examined and its political understanding has been described. The original value of this article is that it creates a more accurate field of evaluation in the analysis of Islamic movements. Keywords: Muslim Brotherhood, Fundamentalist Islam, Political Islam, Islamic Movement, Islamism
Küresel Sorunlar ve Türkiye (Nobel Akademik Yayıncılık), 2022
Küresel Sorunlar ve Türkiye 1.Bölüm: Küreselleşme ve Bölgeselleşme Yayın Yeri:NOBEL AKADEMİK YA... more Küresel Sorunlar ve Türkiye
1.Bölüm: Küreselleşme ve Bölgeselleşme
Yayın Yeri:NOBEL AKADEMİK YAYINCILIK, Editör: Baharçiçek Abdulkadir, Tuncel Gökhan, Ağır Osman, Basım sayısı:1
ISBN: 978-625-427-729-0
E-ISBN: 978-625-427-733-7
Basım Sayısı: 1. Basım, Aralık 2022
Bölüm Sayfaları: 1-28
International Journal of Politics and Security, May 1, 2023
Neo-fonksiyonalist yaklaşımdaki yayılma etkisi, bir alanda ortaya çıkan işbirliği süreçlerinin di... more Neo-fonksiyonalist yaklaşımdaki yayılma etkisi, bir alanda ortaya çıkan işbirliği süreçlerinin diğer alanlara sirayet etmesini ifade etmektedir. Bu durumun tersi de mümkündür. Yani kriz durumlarında da olumsuz bir yayılma etkisi ortaya çıkabilir. Ekonomik alanda başlayan bir işbirliği nasıl ki siyaset, güvenlik ve kültür alanlarında bir yayılma etkisi yaratabiliyorsa bölgesel bir krizin tırmanması, silahlanma yarışının artması, kamplaşmalar ve büyük güçlerin krizi tırmandırıcı etkileri de tersine yayılma etkisi yaratmaktadır. Bu çalışmada Doğu Akdeniz'deki krizin tersine yayılma etkisi (reverse spill-over) yarattığı ele alınmakta ve bu güvensizliğin gelecekte küresel güvenliği de tehdit edecek çıktıları olacağı tartışılmaktadır. Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanları ve enerji kaynakları üzerinden yaşanan paylaşım sorunlarının çözümsüzlüğü, küresel aktörlerin bölgeye müdahale potansiyelini artırmaktadır. Bu durum, bölgesel güvensizliğin küresel güvensizliğe dönüşmesine yol açmaktadır. Bölgesel güvenliğin tesis edilmesi küresel güvenliğe katkı sağlanmasında önemli bir faktördür.
Anadolu Strateji Dergisi, 2022
Son yıllarda ortaya çıkan pek çok tali sorunun ana kaynağı özgürlükçü ve çoğulcu demokratik anlay... more Son yıllarda ortaya çıkan pek çok tali sorunun ana kaynağı özgürlükçü ve çoğulcu demokratik anlayışların gerilemesi ve bir çeşit popülist eğilimlerin yükselişidir. Liberal demokratik normların gerilemesi ve otoriter tarza sahip demagog siyasetçilerin yükselişi ile birlikte dünya popülizmin etki alanı içine girmiştir. Asıl büyük tehlike ise popülizmin ülkeleri yeniden otoriter rejimlere sürüklemesidir. Bu çalışmada günümüzdeki demokratik gerilemeyi tarif etmeye çalışan illiberal demokrasi, rekabetçi otoriteryenizm ve siyasal popülizm olmak üzere üç temel kavram çeşitli yönleriyle ele alınmıştır. Bu üç temel kavramın muhtevası bağlamında gerek ulusal politikalarda gerekse uluslararası politikada baş gösteren etkiler ve sonuçlar ortaya konulmaya çalışılmıştır. Dünya’daki demokratik gerileme, toplumları daha içe kapalı hale getirmektedir. Güvenlikleştirme pratikleri güç kazanmaktadır. Kuvvetler ayrılığı prensibi pek çok demokratik yönetimde giderek aşınmaktadır. Siyaset, ötekine karşı nefret söyleminin hâkim olduğu bir iklimde kutuplaştırıcı bir etkiye sahip olmaktadır. Uluslararası siyaset de benzer kutuplaştırıcı ve ötekileştirici etkiler görülmektedir. Kimlik siyaseti, yabancı düşmanlığı ve nefret söylemi güç kazanmaktadır. Ayrıca silahlanma yarışı hızlanmakta ve başına buyruk liderler uluslararası barış için bir tehdit olarak görülmektedir. Devletlerin içyapılarının dış politikalarını etkileyeceği düşüncesinden hareketle demokratik yönetimlerdeki zafiyetler ve demokrasilerin işlevsel niteliklerini kaybetmeleri uluslararası barışa da zarar verecektir.
Soguk Savas’in sona ermesiyle birlikte uluslararasi politikada gorunur olmayan ancak cok onemli e... more Soguk Savas’in sona ermesiyle birlikte uluslararasi politikada gorunur olmayan ancak cok onemli etkileri bulunan sorunlar daha belirgin hale gelmeye baslamistir. Bu sorunlarin en onemli ozelligi yerel degil kuresel, ulusal degil uluslararasi etkilere sahip olmalaridir. Gunumuzde cevresel tehditler, salgin hastaliklar, kuresel terorizm, uluslararasi goc, asiri nufus artisi, uyusturucu kacakciligi, insan haklari ihlalleri ve ic savaslar gibi cok sayida sorun uluslararasilasmistir ve bu sorunlarin cozumleri zorlasmistir. Sorunlarin kuresellesmesi cozumlerin ve politikalarin da kuresellesmesi ihtiyacini ortaya cikarmistir. Cunku hicbir devlet tek basina bu sorunlarin ustesinden gelebilecek kapasiteye sahip degildir. Boylece kuresel duzeyde ortaya cikan genis kapsamli, dinamik ve karmasik bir karar alma sureci olarak da tanimlanan kuresel yonetisim kavrami onemli hale gelmektedir. Ulus devletler kuresel yonetisim sureclerinde kilit rollere sahiptir. Bu calismada orta buyuklukte bir guc o...
Birey ve Toplum Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Yumuşak güç, diğerlerinin tercihlerini şekillendirebilme yetisine dayanmaktadır. Yumuşak gücün ka... more Yumuşak güç, diğerlerinin tercihlerini şekillendirebilme yetisine dayanmaktadır. Yumuşak gücün kaynakları ise bir ülkenin iç ve dış siyasetinde bağlı olduğu değerlerden, dış politikadaki uygulamalarından ve kültüründen oluşmaktadır. Türkiye yer aldığı bölgede meydana gelen sınır aşan sorunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak en çok etkilenen ülkelerden biridir. Bu sorunlarla başa çıkmak için büyük çabalar sarf eden Türkiye’nin uluslararası imajı ise istenilenin çok altında bir noktadadır. Bu çalışma Türkiye’nin kamu diplomasisi uygulaması için başarılı olabilecek bir çerçeve yaklaşım önermektedir. Bu makalede Türkiye’nin insani güvenlik konusunu bir dış politika enstrümanı olarak kullanmasının hem ulusal güvenliğine ve imajına hem de uluslararası barışa sunacağı katkılar tartışılmaktadır. İnsani güvenliği bir dış politika misyonu olarak kullanan Kanada ve Japonya örneklerinden hareketle Türkiye’nin sahip olduğu potansiyel kaynaklarını yumuşak güce dönüştürebileceği iddiası savunulmaktadır.
20. Uluslararası Kamu Yönetimi Forumu "Terör", 2021
Bu çalışma terör-medya ilişkisini medyanın terör eylemlerini ele alma biçimlerinin hangi duygular... more Bu çalışma terör-medya ilişkisini medyanın terör eylemlerini ele alma biçimlerinin hangi duyguları yansıttıklarını gazete haberleri üzerinden araştırmayı amaçlamaktadır. Çalışmada IŞİD’in 10 Ekim 2015’te Ankara Tren Garı Saldırısı ve PKK’nın 17 Aralık 2016’da gerçekleştirdiği Kayseri Saldırısı vaka olarak seçilmiştir. Bu iki tarihte en yüksek tiraja sahip olan 11 gazetenin terör saldırılarını takip eden ilk iki gün içindeki manşetleri içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Bu bağlamda gazete manşetleri; haberlerin veriliş biçiminin öznellik veya nesnellik durumu, haberin rahatsız edici bir görsel içerip içermediği ve haberde kullanılan dil ve üslup yönünden değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, seçilen vakalar açısından terör eylemlerinin veriliş biçimleri doğrultusunda ilk gün öfke-nefret ve üzüntü-yas duygularının ön planda olduğu, saldırıların ikinci gününde ise gazetelerde öfkenefret duygusunun azalarak yerini üzüntü-yas ağırlıklı duygulara bıraktığı tespit edilmiştir. Ayrıca iki saldırıyı gerçekleştiren terör örgütlerinin farklı özelliklerde olmasının (etnik ayrılıkçı ve dini referanslı) haberlerin veriliş biçimleri açısından bir farklılık yaratmadığı fakat Kayseri Saldırısı haberlerinde “hain”, Ankara Tren Garı Saldırısı haberlerinde ise “alçak”, kelimelerinin ağırlıklı olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.
20. Uluslararası Kamu Yönetimi Forumu, 2021
Bu çalışma terör-medya ilişkisini medyanın terör eylemlerini ele alma biçimlerinin hangi duygular... more Bu çalışma terör-medya ilişkisini medyanın terör eylemlerini ele alma biçimlerinin hangi duyguları yansıttıklarını gazete haberleri üzerinden araştırmayı amaçlamaktadır. Çalışmada IŞİD’in 10 Ekim 2015’te Ankara Tren Garı Saldırısı ve PKK’nın 17 Aralık 2016’da gerçekleştirdiği Kayseri Saldırısı vaka olarak seçilmiştir. Bu iki tarihte en yüksek tiraja sahip olan 11 gazetenin terör saldırılarını takip eden ilk iki gün içindeki manşetleri içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Bu bağlamda gazete manşetleri; haberlerin veriliş biçiminin öznellik veya nesnellik durumu, haberin rahatsız edici bir görsel içerip içermediği ve haberde kullanılan dil ve üslup yönünden değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, seçilen vakalar açısından terör eylemlerinin veriliş biçimleri doğrultusunda ilk gün öfke-nefret ve üzüntü-yas duygularının ön planda olduğu, saldırıların ikinci gününde ise gazetelerde öfkenefret duygusunun azalarak yerini üzüntü-yas ağırlıklı duygulara bıraktığı tespit edilmiştir. Ayrıca iki saldırıyı gerçekleştiren terör örgütlerinin farklı özelliklerde olmasının (etnik ayrılıkçı ve dini referanslı) haberlerin veriliş biçimleri açısından bir farklılık yaratmadığı fakat Kayseri Saldırısı haberlerinde “hain”, Ankara Tren Garı Saldırısı haberlerinde ise “alçak”, kelimelerinin ağırlıklı olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Terörizm, Terör ve Medya, Haber Söylemi, IŞİD, PKK
NOBEL AKADEMİK YAYINCILIK, 2021
TERÖR VE PROPAGANDA Bölüm Adı:2. Bölüm - El Kaide, AKYOL ENDER, TEKİN FATİH, Yayın Yeri:NOBEL AKA... more TERÖR VE PROPAGANDA Bölüm Adı:2. Bölüm - El Kaide, AKYOL ENDER, TEKİN FATİH, Yayın Yeri:NOBEL AKADEMİK YAYINCILIK, Editör:Baharçiçek Abdulkadir, Tuncel Gökhan, Ağır Osman, Basım sayısı:1, Sayfa sayısı:314, ISBN:978-625-417-000-3, Bölüm Sayfaları:40 -82
Kitaba ulaşmak için tıklayınız.. https://www.nobelyayin.com/kitap_17602.html
Nobel Akademik Yayıncılık, 2021
TERÖR VE PROPAGANDA Bölüm Adı:1. Bölüm - Terörizm ve Propaganda, AĞIR OSMAN, TEKİN FATİH, Yayın Y... more TERÖR VE PROPAGANDA Bölüm Adı:1. Bölüm - Terörizm ve Propaganda, AĞIR OSMAN, TEKİN FATİH, Yayın Yeri:NOBEL AKADEMİK YAYINCILIK, Editör:Baharçiçek Abdulkadir, Tuncel Gökhan, Ağır Osman, Basım sayısı:1, Sayfa sayısı:314, ISBN:978-625-417-000-3, Bölüm Sayfaları:1 -39
Kitaba ulaşmak için tıklayınız.. https://www.nobelyayin.com/kitap_17602.html
Anadolu Strateji Dergisi, 2020
Kıbrıs sorunu, Türk Dış Politikası’nın en önemli konularından biridir. Adada bulunan Türklerin va... more Kıbrıs sorunu, Türk Dış Politikası’nın en önemli konularından biridir. Adada bulunan Türklerin varlığının yanı sıra Kıbrıs’ın stratejik önemi, Türkiye’nin Kıbrıs’a ilişkin politikaları üzerinde belirleyici etkiye sahiptir. Günümüze kadar Türkiye’nin takip ettiği Kıbrıs politikaları pek çok kez değişikliğe uğramıştır. Bu makale, Kıbrıs meselesinde Türkiye’deki siyasi partilerin izleyeceği politikalar arasındaki benzerlik ve farklılıkları saptamak için partilerin Kıbrıs’a ilişkin benimsediği ilkeleri karşılaştırmaktadır. Bir siyasal parti iktidara geldiğinde benimsediği ilkeler ile uyguladığı politikaların örtüşmesi gerektiği varsayılmaktadır. Bu nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde parlamento grubuna sahip olan beş siyasi partinin, Kıbrıs meselesine ilişkin yaklaşımlarına odaklanılmıştır. Çalışmada birincil kaynaklar olan parti programları ve 2018 yılındaki seçim beyannameleri baz alınmıştır.
Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Dergisi, May 15, 2020
Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte uluslararası politikada görünür olmayan ancak çok önemli e... more Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte uluslararası politikada görünür olmayan ancak çok önemli etkileri bulunan sorunlar daha belirgin hale gelmeye başlamıştır. Bu sorunların en önemli özelliği yerel değil küresel, ulusal değil uluslararası etkilere sahip olmalarıdır. Günümüzde çevresel tehditler, salgın hastalıklar, küresel terörizm, uluslararası göç, aşırı nüfus artışı, uyuşturucu kaçakçılığı, insan hakları ihlalleri ve iç savaşlar gibi çok sayıda sorun uluslararasılaşmıştır ve bu sorunların çözümleri zorlaşmıştır. Sorunların küreselleşmesi çözümlerin ve politikaların da küreselleşmesi ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Çünkü hiçbir devlet tek başına bu sorunların üstesinden gelebilecek kapasiteye sahip değildir. Böylece küresel düzeyde ortaya çıkan geniş kapsamlı, dinamik ve karmaşık bir karar alma süreci olarak da tanımlanan küresel yönetişim kavramı önemli hale gelmektedir. Ulus devletler küresel yönetişim süreçlerinde kilit rollere sahiptir. Bu çalışmada orta büyüklükte bir güç olan Japonya’nın, insani güvenlik taraftarı ve barışsever bir ülke olarak küresel sorunlar karşısındaki girişimleri incelenmiş ve küresel yönetişime katkıları ele alınmıştır.
Arktik küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölgelerden biridir ve çok hızlı bir şekild... more Arktik küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölgelerden biridir ve çok hızlı bir şekilde değişmektedir. Arktik'te yaşanan bu değişim hem çevresel kirlilik açısından hem de yerli halkların geçim kaynakları ve kültürleri açısından insan güvenliği sorunlarından birine dönüşmektedir. Arktik konusunu insan güvenliği yaklaşımı çerçevesinde değerlendirmek gerekmektedir. Bu çalışma insan güvenliği yaklaşımıyla Arktik'te yerli halkların yaşam tarzlarına, geçim kaynaklarına ve çevresel bozulmaya odaklanmıştır. Çalışmada geleneksel güvenlik yaklaşımının dönüşümü sonrasında ortaya çıkan insan güvenliği yaklaşımı ele alınmıştır. Güvenlik çalışmalarının genişlemesi ve derinleşmesi sonucunda iklim değişikliği, çevresel kirlilik ve çevresel bozulma konularının insan güvenliği yaklaşımıyla ilişkisi ortaya konulmuştur. Arktik Konseyi üyesi ülkelerin strateji belgelerini inceleyen makale, bu ülkelerin bölgeye yönelik stratejilerini ve bu stratejilerinde insan güvenliği yaklaşımının bileşeni olan çevresel güvenlik konusuna verdikleri önemi tartışmaktadır. Nitel araştırma yöntemlerinin kullanıldığı çalışmada elde edilen bilgiler betimsel ve yorumlayıcı analize tabi tutulmuştur.
International Journal of Politics and Security
Neo-fonksiyonalist yaklaşımdaki yayılma etkisi, bir alanda ortaya çıkan işbirliği süreçlerinin di... more Neo-fonksiyonalist yaklaşımdaki yayılma etkisi, bir alanda ortaya çıkan işbirliği süreçlerinin diğer alanlara sirayet etmesini ifade etmektedir. Dolayısıyla yayılma etkisi işbirliği alanlarının genişlemesiyle bir uyum ortamı yaratmaktadır. Bu durumun tersi de mümkündür. Yani kriz durumlarında da olumsuz bir yayılma etkisi ortaya çıkabilir. Ekonomik alanda başlayan bir işbirliği nasıl ki siyaset, güvenlik ve kültür alanlarında bir yayılma etkisi yaratabiliyorsa bölgesel bir krizin tırmanması, silahlanma yarışının artması, kamplaşmalar ve büyük güçlerin krizi tırmandırıcı etkileri de tersine yayılma etkisi yaratmaktadır. Bu çalışmada Doğu Akdeniz’deki krizin tersine yayılma etkisi (reverse spill-over) yarattığı ele alınmakta ve bu güvensizliğin gelecekte küresel güvenliği de tehdit edecek çıktıları olacağı tartışılmaktadır. Yakın zamanda bölgesel bir nitelik taşıyan Doğu Akdeniz’de yaşanan sorunların dinamiğini de güvenlik konusu oluşturmaktadır. Doğu Akdeniz’de kıta sahanlığı ve sını...
DergiPark (Istanbul University), Jun 30, 2022
Son yıllarda ortaya çıkan pek çok tali sorunun ana kaynağı özgürlükçü ve çoğulcu demokratik anlay... more Son yıllarda ortaya çıkan pek çok tali sorunun ana kaynağı özgürlükçü ve çoğulcu demokratik anlayışların gerilemesi ve bir çeşit popülist eğilimlerin yükselişidir. Liberal demokratik normların gerilemesi ve otoriter tarza sahip demagog siyasetçilerin yükselişi ile birlikte dünya popülizmin etki alanı içine girmiştir. Asıl büyük tehlike ise popülizmin ülkeleri yeniden otoriter rejimlere sürüklemesidir. Bu çalışmada günümüzdeki demokratik gerilemeyi tarif etmeye çalışan illiberal demokrasi, rekabetçi otoriteryenizm ve siyasal popülizm olmak üzere üç temel kavram çeşitli yönleriyle ele alınmıştır. Bu üç temel kavramın muhtevası bağlamında gerek ulusal politikalarda gerekse uluslararası politikada baş gösteren etkiler ve sonuçlar ortaya konulmaya çalışılmıştır. Dünya'daki demokratik gerileme, toplumları daha içe kapalı hale getirmektedir. Güvenlikleştirme pratikleri güç kazanmaktadır. Kuvvetler ayrılığı prensibi pek çok demokratik yönetimde giderek aşınmaktadır. Siyaset, ötekine karşı nefret söyleminin hâkim olduğu bir iklimde kutuplaştırıcı bir etkiye sahip olmaktadır. Uluslararası siyaset de benzer kutuplaştırıcı ve ötekileştirici etkiler görülmektedir. Kimlik siyaseti, yabancı düşmanlığı ve nefret söylemi güç kazanmaktadır. Ayrıca silahlanma yarışı hızlanmakta ve başına buyruk liderler uluslararası barış için bir tehdit olarak görülmektedir. Devletlerin içyapılarının dış politikalarını etkileyeceği düşüncesinden hareketle demokratik yönetimlerdeki zafiyetler ve demokrasilerin işlevsel niteliklerini kaybetmeleri uluslararası barışa da zarar verecektir.
Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2023
Öz Günümüzde İslam dünyası üzerindeki en etkili faktörlerden biri İslamcı hareketlerdir. İslam ... more Öz
Günümüzde İslam dünyası üzerindeki en etkili faktörlerden biri İslamcı hareketlerdir. İslam dünyasında farklı anlayışlara sahip çok sayıda İslami hareket bulunmaktadır. Bu hareketler içinde en önemlilerinden birisi de Mısır merkezli olan Müslüman Kardeşler hareketidir. Bu araştırmanın amacı Müslüman Kardeşler hareketinin siyasal İslamcı hareket olarak sınıflandırılmasını iddia etmektir. Literatürdeki çalışmaların bazılarına göre Müslüman Kardeşler fundamentalist bir hareket olarak nitelenirken bazılarına göre siyasal İslamcı bir harekettir. Bunun ana nedeni, bu iki kavram arasındaki farkın göz ardı edilmesidir. Literatürde siyasal İslam ve fundamentalist İslam kavramları birbirinin yerine kullanılmıştır ancak bu kullanım kafa karışıklığı yaratmaktadır. Bu makalede, kavramsal karışıklığı ortadan kaldırmak amacıyla fundamentalist İslam ve siyasal İslam karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir. Müslüman Kardeşler hareketi tarihsel olarak incelenerek politik anlayışı betimlenmiştir. Bu makalenin özgün değeri İslami hareketlerin analizinde daha doğru bir değerlendirme alanı yaratmasıdır. Anahtar Kelimeler: Müslüman Kardeşler, Fundamentalist İslam, Siyasal İslam, İslami Hareket, İslamcılık
Abstract
Islamist movements are one of the most influential factors on the Islamic world today. There are many Islamic movements with different understandings in the Islamic world. One of the most important of these movements is the Muslim Brotherhood movement based in Egypt. The purpose of this article is to argue that the Muslim Brotherhood movement is classified as a political Islamist movement. According to some of the studies in the literature, the Muslim Brotherhood is characterized as a fundamentalist movement, while according to some, it is a political Islamist movement. The main reason for this is that the difference between these two concepts is ignored. The terms political Islam and fundamentalist Islam have been used interchangeably in the literature, but this usage creates confusion. In this article, fundamentalist Islam and political Islam are analyzed comparatively in order to eliminate conceptual confusion. The Muslim Brotherhood movement has been historically examined and its political understanding has been described. The original value of this article is that it creates a more accurate field of evaluation in the analysis of Islamic movements. Keywords: Muslim Brotherhood, Fundamentalist Islam, Political Islam, Islamic Movement, Islamism
Küresel Sorunlar ve Türkiye (Nobel Akademik Yayıncılık), 2022
Küresel Sorunlar ve Türkiye 1.Bölüm: Küreselleşme ve Bölgeselleşme Yayın Yeri:NOBEL AKADEMİK YA... more Küresel Sorunlar ve Türkiye
1.Bölüm: Küreselleşme ve Bölgeselleşme
Yayın Yeri:NOBEL AKADEMİK YAYINCILIK, Editör: Baharçiçek Abdulkadir, Tuncel Gökhan, Ağır Osman, Basım sayısı:1
ISBN: 978-625-427-729-0
E-ISBN: 978-625-427-733-7
Basım Sayısı: 1. Basım, Aralık 2022
Bölüm Sayfaları: 1-28
International Journal of Politics and Security, May 1, 2023
Neo-fonksiyonalist yaklaşımdaki yayılma etkisi, bir alanda ortaya çıkan işbirliği süreçlerinin di... more Neo-fonksiyonalist yaklaşımdaki yayılma etkisi, bir alanda ortaya çıkan işbirliği süreçlerinin diğer alanlara sirayet etmesini ifade etmektedir. Bu durumun tersi de mümkündür. Yani kriz durumlarında da olumsuz bir yayılma etkisi ortaya çıkabilir. Ekonomik alanda başlayan bir işbirliği nasıl ki siyaset, güvenlik ve kültür alanlarında bir yayılma etkisi yaratabiliyorsa bölgesel bir krizin tırmanması, silahlanma yarışının artması, kamplaşmalar ve büyük güçlerin krizi tırmandırıcı etkileri de tersine yayılma etkisi yaratmaktadır. Bu çalışmada Doğu Akdeniz'deki krizin tersine yayılma etkisi (reverse spill-over) yarattığı ele alınmakta ve bu güvensizliğin gelecekte küresel güvenliği de tehdit edecek çıktıları olacağı tartışılmaktadır. Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanları ve enerji kaynakları üzerinden yaşanan paylaşım sorunlarının çözümsüzlüğü, küresel aktörlerin bölgeye müdahale potansiyelini artırmaktadır. Bu durum, bölgesel güvensizliğin küresel güvensizliğe dönüşmesine yol açmaktadır. Bölgesel güvenliğin tesis edilmesi küresel güvenliğe katkı sağlanmasında önemli bir faktördür.
Anadolu Strateji Dergisi, 2022
Son yıllarda ortaya çıkan pek çok tali sorunun ana kaynağı özgürlükçü ve çoğulcu demokratik anlay... more Son yıllarda ortaya çıkan pek çok tali sorunun ana kaynağı özgürlükçü ve çoğulcu demokratik anlayışların gerilemesi ve bir çeşit popülist eğilimlerin yükselişidir. Liberal demokratik normların gerilemesi ve otoriter tarza sahip demagog siyasetçilerin yükselişi ile birlikte dünya popülizmin etki alanı içine girmiştir. Asıl büyük tehlike ise popülizmin ülkeleri yeniden otoriter rejimlere sürüklemesidir. Bu çalışmada günümüzdeki demokratik gerilemeyi tarif etmeye çalışan illiberal demokrasi, rekabetçi otoriteryenizm ve siyasal popülizm olmak üzere üç temel kavram çeşitli yönleriyle ele alınmıştır. Bu üç temel kavramın muhtevası bağlamında gerek ulusal politikalarda gerekse uluslararası politikada baş gösteren etkiler ve sonuçlar ortaya konulmaya çalışılmıştır. Dünya’daki demokratik gerileme, toplumları daha içe kapalı hale getirmektedir. Güvenlikleştirme pratikleri güç kazanmaktadır. Kuvvetler ayrılığı prensibi pek çok demokratik yönetimde giderek aşınmaktadır. Siyaset, ötekine karşı nefret söyleminin hâkim olduğu bir iklimde kutuplaştırıcı bir etkiye sahip olmaktadır. Uluslararası siyaset de benzer kutuplaştırıcı ve ötekileştirici etkiler görülmektedir. Kimlik siyaseti, yabancı düşmanlığı ve nefret söylemi güç kazanmaktadır. Ayrıca silahlanma yarışı hızlanmakta ve başına buyruk liderler uluslararası barış için bir tehdit olarak görülmektedir. Devletlerin içyapılarının dış politikalarını etkileyeceği düşüncesinden hareketle demokratik yönetimlerdeki zafiyetler ve demokrasilerin işlevsel niteliklerini kaybetmeleri uluslararası barışa da zarar verecektir.
Soguk Savas’in sona ermesiyle birlikte uluslararasi politikada gorunur olmayan ancak cok onemli e... more Soguk Savas’in sona ermesiyle birlikte uluslararasi politikada gorunur olmayan ancak cok onemli etkileri bulunan sorunlar daha belirgin hale gelmeye baslamistir. Bu sorunlarin en onemli ozelligi yerel degil kuresel, ulusal degil uluslararasi etkilere sahip olmalaridir. Gunumuzde cevresel tehditler, salgin hastaliklar, kuresel terorizm, uluslararasi goc, asiri nufus artisi, uyusturucu kacakciligi, insan haklari ihlalleri ve ic savaslar gibi cok sayida sorun uluslararasilasmistir ve bu sorunlarin cozumleri zorlasmistir. Sorunlarin kuresellesmesi cozumlerin ve politikalarin da kuresellesmesi ihtiyacini ortaya cikarmistir. Cunku hicbir devlet tek basina bu sorunlarin ustesinden gelebilecek kapasiteye sahip degildir. Boylece kuresel duzeyde ortaya cikan genis kapsamli, dinamik ve karmasik bir karar alma sureci olarak da tanimlanan kuresel yonetisim kavrami onemli hale gelmektedir. Ulus devletler kuresel yonetisim sureclerinde kilit rollere sahiptir. Bu calismada orta buyuklukte bir guc o...
Birey ve Toplum Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Yumuşak güç, diğerlerinin tercihlerini şekillendirebilme yetisine dayanmaktadır. Yumuşak gücün ka... more Yumuşak güç, diğerlerinin tercihlerini şekillendirebilme yetisine dayanmaktadır. Yumuşak gücün kaynakları ise bir ülkenin iç ve dış siyasetinde bağlı olduğu değerlerden, dış politikadaki uygulamalarından ve kültüründen oluşmaktadır. Türkiye yer aldığı bölgede meydana gelen sınır aşan sorunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak en çok etkilenen ülkelerden biridir. Bu sorunlarla başa çıkmak için büyük çabalar sarf eden Türkiye’nin uluslararası imajı ise istenilenin çok altında bir noktadadır. Bu çalışma Türkiye’nin kamu diplomasisi uygulaması için başarılı olabilecek bir çerçeve yaklaşım önermektedir. Bu makalede Türkiye’nin insani güvenlik konusunu bir dış politika enstrümanı olarak kullanmasının hem ulusal güvenliğine ve imajına hem de uluslararası barışa sunacağı katkılar tartışılmaktadır. İnsani güvenliği bir dış politika misyonu olarak kullanan Kanada ve Japonya örneklerinden hareketle Türkiye’nin sahip olduğu potansiyel kaynaklarını yumuşak güce dönüştürebileceği iddiası savunulmaktadır.
20. Uluslararası Kamu Yönetimi Forumu "Terör", 2021
Bu çalışma terör-medya ilişkisini medyanın terör eylemlerini ele alma biçimlerinin hangi duygular... more Bu çalışma terör-medya ilişkisini medyanın terör eylemlerini ele alma biçimlerinin hangi duyguları yansıttıklarını gazete haberleri üzerinden araştırmayı amaçlamaktadır. Çalışmada IŞİD’in 10 Ekim 2015’te Ankara Tren Garı Saldırısı ve PKK’nın 17 Aralık 2016’da gerçekleştirdiği Kayseri Saldırısı vaka olarak seçilmiştir. Bu iki tarihte en yüksek tiraja sahip olan 11 gazetenin terör saldırılarını takip eden ilk iki gün içindeki manşetleri içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Bu bağlamda gazete manşetleri; haberlerin veriliş biçiminin öznellik veya nesnellik durumu, haberin rahatsız edici bir görsel içerip içermediği ve haberde kullanılan dil ve üslup yönünden değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, seçilen vakalar açısından terör eylemlerinin veriliş biçimleri doğrultusunda ilk gün öfke-nefret ve üzüntü-yas duygularının ön planda olduğu, saldırıların ikinci gününde ise gazetelerde öfkenefret duygusunun azalarak yerini üzüntü-yas ağırlıklı duygulara bıraktığı tespit edilmiştir. Ayrıca iki saldırıyı gerçekleştiren terör örgütlerinin farklı özelliklerde olmasının (etnik ayrılıkçı ve dini referanslı) haberlerin veriliş biçimleri açısından bir farklılık yaratmadığı fakat Kayseri Saldırısı haberlerinde “hain”, Ankara Tren Garı Saldırısı haberlerinde ise “alçak”, kelimelerinin ağırlıklı olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.
20. Uluslararası Kamu Yönetimi Forumu, 2021
Bu çalışma terör-medya ilişkisini medyanın terör eylemlerini ele alma biçimlerinin hangi duygular... more Bu çalışma terör-medya ilişkisini medyanın terör eylemlerini ele alma biçimlerinin hangi duyguları yansıttıklarını gazete haberleri üzerinden araştırmayı amaçlamaktadır. Çalışmada IŞİD’in 10 Ekim 2015’te Ankara Tren Garı Saldırısı ve PKK’nın 17 Aralık 2016’da gerçekleştirdiği Kayseri Saldırısı vaka olarak seçilmiştir. Bu iki tarihte en yüksek tiraja sahip olan 11 gazetenin terör saldırılarını takip eden ilk iki gün içindeki manşetleri içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Bu bağlamda gazete manşetleri; haberlerin veriliş biçiminin öznellik veya nesnellik durumu, haberin rahatsız edici bir görsel içerip içermediği ve haberde kullanılan dil ve üslup yönünden değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, seçilen vakalar açısından terör eylemlerinin veriliş biçimleri doğrultusunda ilk gün öfke-nefret ve üzüntü-yas duygularının ön planda olduğu, saldırıların ikinci gününde ise gazetelerde öfkenefret duygusunun azalarak yerini üzüntü-yas ağırlıklı duygulara bıraktığı tespit edilmiştir. Ayrıca iki saldırıyı gerçekleştiren terör örgütlerinin farklı özelliklerde olmasının (etnik ayrılıkçı ve dini referanslı) haberlerin veriliş biçimleri açısından bir farklılık yaratmadığı fakat Kayseri Saldırısı haberlerinde “hain”, Ankara Tren Garı Saldırısı haberlerinde ise “alçak”, kelimelerinin ağırlıklı olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Terörizm, Terör ve Medya, Haber Söylemi, IŞİD, PKK
NOBEL AKADEMİK YAYINCILIK, 2021
TERÖR VE PROPAGANDA Bölüm Adı:2. Bölüm - El Kaide, AKYOL ENDER, TEKİN FATİH, Yayın Yeri:NOBEL AKA... more TERÖR VE PROPAGANDA Bölüm Adı:2. Bölüm - El Kaide, AKYOL ENDER, TEKİN FATİH, Yayın Yeri:NOBEL AKADEMİK YAYINCILIK, Editör:Baharçiçek Abdulkadir, Tuncel Gökhan, Ağır Osman, Basım sayısı:1, Sayfa sayısı:314, ISBN:978-625-417-000-3, Bölüm Sayfaları:40 -82
Kitaba ulaşmak için tıklayınız.. https://www.nobelyayin.com/kitap_17602.html
Nobel Akademik Yayıncılık, 2021
TERÖR VE PROPAGANDA Bölüm Adı:1. Bölüm - Terörizm ve Propaganda, AĞIR OSMAN, TEKİN FATİH, Yayın Y... more TERÖR VE PROPAGANDA Bölüm Adı:1. Bölüm - Terörizm ve Propaganda, AĞIR OSMAN, TEKİN FATİH, Yayın Yeri:NOBEL AKADEMİK YAYINCILIK, Editör:Baharçiçek Abdulkadir, Tuncel Gökhan, Ağır Osman, Basım sayısı:1, Sayfa sayısı:314, ISBN:978-625-417-000-3, Bölüm Sayfaları:1 -39
Kitaba ulaşmak için tıklayınız.. https://www.nobelyayin.com/kitap_17602.html
Anadolu Strateji Dergisi, 2020
Kıbrıs sorunu, Türk Dış Politikası’nın en önemli konularından biridir. Adada bulunan Türklerin va... more Kıbrıs sorunu, Türk Dış Politikası’nın en önemli konularından biridir. Adada bulunan Türklerin varlığının yanı sıra Kıbrıs’ın stratejik önemi, Türkiye’nin Kıbrıs’a ilişkin politikaları üzerinde belirleyici etkiye sahiptir. Günümüze kadar Türkiye’nin takip ettiği Kıbrıs politikaları pek çok kez değişikliğe uğramıştır. Bu makale, Kıbrıs meselesinde Türkiye’deki siyasi partilerin izleyeceği politikalar arasındaki benzerlik ve farklılıkları saptamak için partilerin Kıbrıs’a ilişkin benimsediği ilkeleri karşılaştırmaktadır. Bir siyasal parti iktidara geldiğinde benimsediği ilkeler ile uyguladığı politikaların örtüşmesi gerektiği varsayılmaktadır. Bu nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde parlamento grubuna sahip olan beş siyasi partinin, Kıbrıs meselesine ilişkin yaklaşımlarına odaklanılmıştır. Çalışmada birincil kaynaklar olan parti programları ve 2018 yılındaki seçim beyannameleri baz alınmıştır.
Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Dergisi, May 15, 2020
Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte uluslararası politikada görünür olmayan ancak çok önemli e... more Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte uluslararası politikada görünür olmayan ancak çok önemli etkileri bulunan sorunlar daha belirgin hale gelmeye başlamıştır. Bu sorunların en önemli özelliği yerel değil küresel, ulusal değil uluslararası etkilere sahip olmalarıdır. Günümüzde çevresel tehditler, salgın hastalıklar, küresel terörizm, uluslararası göç, aşırı nüfus artışı, uyuşturucu kaçakçılığı, insan hakları ihlalleri ve iç savaşlar gibi çok sayıda sorun uluslararasılaşmıştır ve bu sorunların çözümleri zorlaşmıştır. Sorunların küreselleşmesi çözümlerin ve politikaların da küreselleşmesi ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Çünkü hiçbir devlet tek başına bu sorunların üstesinden gelebilecek kapasiteye sahip değildir. Böylece küresel düzeyde ortaya çıkan geniş kapsamlı, dinamik ve karmaşık bir karar alma süreci olarak da tanımlanan küresel yönetişim kavramı önemli hale gelmektedir. Ulus devletler küresel yönetişim süreçlerinde kilit rollere sahiptir. Bu çalışmada orta büyüklükte bir güç olan Japonya’nın, insani güvenlik taraftarı ve barışsever bir ülke olarak küresel sorunlar karşısındaki girişimleri incelenmiş ve küresel yönetişime katkıları ele alınmıştır.