Fikret Birdişli | Inönü üniversitesi (original) (raw)
Papers by Fikret Birdişli
Springer eBooks, 2022
Ottoman Empire has been a kind of “security community” which dominates most of Islamic countries ... more Ottoman Empire has been a kind of “security community” which dominates most of Islamic countries in the Middle East for a long time in peace. So, it can be said that Ottoman Empire has achieved that Karl W. Deutsch economic oriented “security community” model in the context of the political scene. But, today, Middle East region is the one of the most insecure and unstable regions of the World. Leading problems of the region are that internal threat perception, border problems, ethnic and religious conflicts and rising of radicalism. According to this paper, all of these are originated from the lack of regional cooperation and dialogue, and the absence of the any central authority about religious matters in Islamic World such as Caliphate for controlling of the religious extremists. The near threat is that regional instability has inclination to spread to the other region and threat to the World peace. So, regional cooperation and establishment of the central authority on religious matter between Islamic Countries is vital interest for solving of these problems. This paper investigates the role of Turkey about re-stabilization of Middle East in context of “Regional Security Complex Theory” and “Security Community Theory”.
International Journal of Politic and Security, 2020
Almanya günümüzde uluslararası sistemin önde gelen aktörlerinden biridir. Küresel ekonomiye olan ... more Almanya günümüzde uluslararası sistemin önde gelen aktörlerinden biridir. Küresel ekonomiye olan katkıları ve AB içindeki başat rolü nedeniyle her geçen gün önemi daha da artmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında baskılanan Alman stratejik kültürü Soğuk Savaş yıllarından günümüze kadar geçen süreç içinde yeniden nüksederek uluslararası politikada baskın rolüne evrilme eğilimindedir. Bu makalede Almanya'nın uluslararası politikada değişen konumu 1969 yılından itibaren Almanya tarafından yayımlanmaya başlay an Ulusal Güvenlik Strateji Belgeleri (White Books) üzerinden analiz edilmektedir. 1969 2016 yılları arasında yayımlanan bu belgelerde Almanya'nın uluslararası politikaya olan angajmanının konjonktürel değişikliklerle uyumlu olarak tedricen evrildiği görül mektedir. Almanya'nın baskın tarihsel kimliğinin nüksettiği tezine dayalı olan bu çalışma birincil kaynaklara dayandırılmıştır.
Global Encyclopedia of Public Administration, Public Policy, and Governance, 2016
2023 INTPOLSEC Proceeding Book, 2023
The importance and functionality of International Organisations (IO) are increasing depending on ... more The importance and functionality of International Organisations (IO) are increasing depending on states' growing interaction and interdependency. This reality creates stress on the ontology and durability of IOs. Several works focus on exogenous and endogenous factors to analyze the lifetime and durability of IOs. The sociology of IOs is one of the endogenous works in this context. Nevertheless, these endogenous works also overlook the function of natural persons because according to the general acceptance that IOs consist of only juridical persons. But the functionality of some organizations such as NATO depends on the orientation and motivation of the natural persons who are practitioners of the organization also. This reality is important in terms of giving an idea about the social support for an organization in the context of theories that focus on the effects of domestic variables on decision-makers, such as neoclassical realism or constructivism.
In this context, this study is based on a questionary survey of the views of Turkish soldiers about NATO. The results are precious and unique to guide the decision-makers of both NATO and Türkiye because of restrictions on surveys on military personnel.
The Journal of International Social Research, 2010
Uluslararası sistemde çatı malar kadar barı ı sa lama çabaları da eskidir. Özellikle teknolojinin... more Uluslararası sistemde çatı malar kadar barı ı sa lama çabaları da eskidir. Özellikle teknolojinin katkısıyla yaygın bir sava ın yıkıcılı ı bu dü ünceyi daha da kuvvetlendirmi tir. Bu nedenle uluslararası alanda Milletler Cemiyeti (MC) ve Birle mi Milletler (BM) gibi kolektif örgütlenmelere gidilmi tir. Kurulu undan günümüze kadar geçen zamana ra men BM hala, uluslararası sorunları önleyebilme yetene ini sorgulayan tartı maların merkezindedir. Bu ba lamda, bu makalede BM'in uluslararası alanda çıkan sosyal, ekonomik, politik ve askeri sorunları ne ölçüde önleyebildi i ya da çözebildi i fonksiyonel açıdan incelenmektedir.
İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011
İnönü Üniversitesi / İİBF eBooks, 2010
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, 2017
Nazarbayev 19 Mart 2019 günü beklenmedik bir şekilde istifasını açıkladı. Kazakistan'ın d... more Nazarbayev 19 Mart 2019 günü beklenmedik bir şekilde istifasını açıkladı. Kazakistan'ın değişmez lideri olarak kabul edilen böyle bir siyasetçi ve "otoriter" bir yönetimle idare edilen bir ülke için bu durum oldukça şaşkınlık yaratan ve merak uyandıran bir konu. Dolayısıyla Nazarbayev'in istifa kararını normal bir siyasal akış içinde değerlendirmenin olanağı yok. Türkiye nezdinde oldukça saygı uyandıran K Türkiye nezdinde oldukça saygı uyandıran ve takdir toplayan Nazarbayev'in istifa kararı şaşkınlık yarattı. 2019 Bahar/1
Siyasal orgutlenmenin en ust modeli olan devlet ayni zamanda tum toplumsal iliskilerin duzenlendi... more Siyasal orgutlenmenin en ust modeli olan devlet ayni zamanda tum toplumsal iliskilerin duzenlendigi gelismis bir formasyondur. Bu nedenle sosyo-ekonomik ve politik alanda karsilasilan sorunlarin belirtileri ilk olarak devlet idaresinde kendisini gosterdigi gibi bu tur sorunlarin cozumu icin dikkatler de ilk olarak devletin kurumsal ve islevsel yapisina yoneltilmistir. Bu baglamda orgutlenme ve yonetim bakimindan tarihte en cok dikkat ceken devletlerden biri olan Osmanli Imparatorlugu’nda da zamanla ortaya cikan idari ve iktisadi sorunlarin kaynagi yine devletin isleyisinde aranmis, toplumsal gonenc ve kalkinmanin yolunun oncelikle devletin islah edilmesinden gectigi dusunulmustur. Bu kapsamda zamanin onde gelen devlet adami ve dusunurleri tarafindan yapilan oneriler ve elestirileri iceren calismalar, Osmanli tarihinde “Siyasetname” adiyla anilmaktadir. Bu calismalar tarihsel bir belge olmanin otesinde guncel sorunlarin kaynaklarini saptamada teshis kolayligi saglayacak poligenetik n...
Güvenlik Bilimleri Dergisi, 2020
Güvenlik insanoğlunun ontolojik kaygılarının başında yer aldığı gibi devletin varlık nedenlerinde... more Güvenlik insanoğlunun ontolojik kaygılarının başında yer aldığı gibi devletin varlık nedenlerinden de biridir. Bu nedenle güvenlik insanlık tarihiyle eş değer bir derinliğe sahip dinamik bir sosyo-politik olgudur. Bu bağlamda ilk çağlardan itibaren tehditler ve koruma alanlarında yaşanan değişime bağlı olarak güvenliğin içeriği ve icra biçimi de gelişerek önemini korumaya devam etmiştir. Özellikle ulus devletlerin ortaya çıkmasından itibaren uluslararası politikanın değişen nitelikleri ilk önce güvenlik alanında kendini hissettirmiş güvenlik kaygısı tamlayan ve tamlanan bir olgu halinde tüm devlet faaliyetlerine eklemlenerek ulusal ve uluslararası politikanın anahtar kavramlarından biri haline dönüşmüştür. Güvenlik olgusunun politikaya yansımasında yaşanan gelişmelere bağlı olarak güvenlik çalışmalarının nicelik ve nitelikleri de eşdüzeysel bir gelişim seyri izler. Bu kapsamda, epistemolojik düzlemde giderek gelişen kavramsal ve kuramsal çalışmalara rağmen güvenlik olgusunun tarihsel gelişimini açıklayan ve sınıflandıran çalışmalar göreceli olarak geri planda kalmıştır. Bu makale tarihsel ve betimsel analiz yöntemlerine dayalı olarak güvenlik olgusunun gelişimini antropolojik sınıflandırmalar yaparak açıklamayı hedeflemektedir. Bu bağlamda güvenlik tarihsel olarak Primitif Güvenlik, Modern Güvenlik ve Post-Modern Güvenlik dönemlerine ayrılmış ve her dönemin öznel niteliği ve evrimsel aşamaları özgün bir anlatımla açıklanmıştır. Bu kapsamda çalışmanın temel varsayımı güvenliğin dinamik, devinimsel gelişime tabi bir olgu olduğu yönünedir.
Güvenlik Bilimleri Dergisi, 2019
Alman stratejik kültürü tarihsel olarak baskın, militarist, otoriter ve yayılmacı nitelik taşımak... more Alman stratejik kültürü tarihsel olarak baskın, militarist, otoriter ve yayılmacı nitelik taşımakla birlikte aynı zamanda eleştirel düşünceye sahip, uzlaşmaya ve gelişime açık karaktere sahiptir. Tarih boyunca pek çok savaşa neden olan bu stratejik kültür İkinci Dünya Savaşı’nın ardından galip devletlerce baskılanarak kontrol altına alınmıştır. Fakat Soğuk Savaş’ın jeopolitik koşulları altında tam egemenliğini yeniden elde eden Almanya’nın stratejik kültürü “sivil güç” (Zivilmacht) olarak ifade edilen sağduyulu pasifizmden yeniden bir dünya politikasına (Weltpolitik) doğru evrilmiştir. Fakat Almanya “sivil güç” politikasına olan bağlılığını ispatlamak için “Dünya Politikasını” “gezegensel bir sorumluluk ahlakına” dayandırmaktadır. Postmodern dönemin koşulları altında Almanya dış politikada “Merkezden Liderlik Etme” (Führung aus der Mitte) konseptini geliştirerek uluslararası politikada daha fazla söz sahibi olmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla tarihsel süreç içinde Almanya’nın stratej...
The Journal of Turk-Islam World Social Studies, 2019
İkinci Dünya Savaşı sonrası bağımsız devletlerin sayısının hızla artmasıyla birlikte uluslararası... more İkinci Dünya Savaşı sonrası bağımsız devletlerin sayısının hızla artmasıyla birlikte uluslararası sorunlarda da artış yaşanmış ve bu sorunların çözümünde uluslararası örgütlerin önemi artmıştır. Bu örgütlerden biri olan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Birleşmiş Milletler (BM)’den sonra en fazla üye sayısına sahip olması ve dünyanın en sorunlu alanlarında bulunan ülkeleri bünyesinde bulundurmasıyla dikkat çekmektedir. Bununla birlikte İİT sahip olduğu potansiyeli harekete geçirememekle ve kendinden bekleneni verememekle eleştirilmektedir. Bu makalede bu sorunun en önemli nedenleri üye devletlerin, (a) birbirinden çok farklı güvenlik komplekslerinde yer almaları, (b) birbirinden çok farklı siyasi ve ekonomik sisteme sahip olmaları, (c) üye devletlerin hepsinin başarısız devletler indeksinde ön sıralarda bulunmaları, (d) üye devletlerin güvenliklerini sağlamak için bölge dışı ittifaklara dayanmaları olarak sıralanmaktadır. Bu nedenlere bağlı olarak İİT gerek güvenlik sorunlarının çözümünde ve gerekse örgüt sözleşmesinde yer alan pekçok evrensel ilkeyi hayata geçirmekte başarısız olmaktadır.
İran Çalışmaları Dergisi, 2017
Soğuk Savaş sonrası uluslararası alanın geleceği ile ilgili öne sürülen tezlerden biri de Kopenha... more Soğuk Savaş sonrası uluslararası alanın geleceği ile ilgili öne sürülen tezlerden biri de Kopenhag Ekolü bağlamında geliştirilen Bölgesel Güvenlik Kompleksi Teorisidir (RSCT). Bu teoriye göre dünya ortak sorunlara sahip, iç dinamikleri açısından göreceli olarak homojen alanların oluşturduğu güvenlik bölgelerine ayrılabilir. Uluslararası alanın yeni çatışma alanları ve dinamikleri de bölge içi ya da bölgeler arası gerilimlerden kaynaklanacaktır. Bu kapsamda tanımlanan bölgelerden biri de Ortadoğu Güvenlik Kompleksidir. İran ve Türkiye aynı coğrafyada yer alan ortak sınırlara sahip iki komşu devlet olmalarına karşın bu teoride öznel nitelikleri dikkate alınarak farklı tanımlanmıştır. Buna göre İran Ortadoğu Güvenlik Kompleksinin lokal bir ülkesi iken Türkiye Ortadoğu ve Batı arasında yalıtkan bir ülke olarak bulunmaktadır. Teoride bölge içi güvenlik dinamikleri analiz edilirken bölgelerarası yalıtkan ülkeler ile lokal ülkeler arasındaki ilişki tam olarak açıklanmamıştır. Buradan yola ...
İnsan & Toplum Dergisi (The Journal of Human & Society), 2016
Journal of International Social Research, 2016
Öz Güvenlik politikalarının kurucu unsurlarını sosyopolitik düzlemde inceleyen çalışmalardan biri... more Öz Güvenlik politikalarının kurucu unsurlarını sosyopolitik düzlemde inceleyen çalışmalardan biri de güvenlik kültürü üzerine yapılan araştırmalardır. Güvenlik kültürü, ulusal güvenlik politikalarına yön veren, bir toplumun sahip olduğu inanç ve değerler bütünü, dış dünyayı algılama biçimidir. Toplumda bireylerin taşıdıkları bu algı, yapı/yapan ilişkisi bağlamında resmi söylemle aynı ya da farklı olabilir. Bu çalışma Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi öğrencilerinin güvenlik kültürünü saptamaya yönelik bir alan araştırmasını içermektedir. Anket sonuçlarına göre öğrencilerin güvenlik algısı realist yaklaşımdan liberal ve idealist yaklaşıma doğru değişme eğilimindedir. Bunun yanı sıra Türkiye'nin konumu ve bölge ülkeleri ile ilişkileri bağlamında öğrencilerin düşünceleri reel politika ile uyum içindedir.
Güvenlik stratejileri dergisi, Aug 1, 2014
düşünsel derinliğine ise Birinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya'da ortaya çıkan bir düşünce okul... more düşünsel derinliğine ise Birinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya'da ortaya çıkan bir düşünce okulu olan Frankfurt Okulu kaynaklık etmiştir. Genellikle otorite ve önyargılarla ilgili problemler üzerine yoğunlaşan Frankfurt Okulu, güvenlik çalışmalarına özgürleşme kavramını kazandırmıştır. "Bireyin sıkıntı ve güçlüklerden kurtularak mutluluğunun artması" şeklinde tanımlanan "özgürleşme", pozitif barış anlayışının gelişmesine neden olmuştur. Frankfurt Okulu düşünsel derinliği ve eleştirel yöntemi ile güvenlik alanında çalışan pek çok düşünürü ve ekolü etkilemiştir. İngiltere'deki Aberyswyth Üniversitesi'nde yapılan eleştirel güvenlik çalışmaları da bunlardan biridir. Bu çalışmada, Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan tehditleri kimlik sorunları ve ötekileştirmenin neden olduğu marjinalleşme üzerinden çözümleyen Aberyswyth (Galler) Ekolünün 11 Eylül terör saldırıları sonrası uluslararası alanda ortaya çıkan güvenlik sorunlarının analizine ilişkin eleştirel yaklaşımının tanıtılması amaçlanmıştır.
International Research Journal of Social Sciences
Kurdish question has been one of the premier sources of the political instability and violence in... more Kurdish question has been one of the premier sources of the political instability and violence in Turkey for last decades. Besides Kurdish question has multidimensional character in regards of Turkey’s candidacy to the EU, membership of NATO and traditional relationship with USA. So, accumulating empirical evidence suggests that Kurdish question is a crux in many problems both in Turkey and region. Main sources of the Kurdish question are hidden in the transformation of Turkey from multinational imperial character to the nation states. Therefore autonomy and identity related demands have been perceived as a threat for national integrity and the extraordinary measures has been taken via securitization. Hence solving of the problem also depends on the proactive behavior of Turkey and taking initiative to reduce problem from securitization to the normal political sphere. This paper analyzes securitization process of Kurdish problem in Turkey by descriptive analysis methods.
Globalization and post-cold War conditions increases the incentives for state to pursue more coop... more Globalization and post-cold War conditions increases the incentives for state to pursue more cooperative economic and security policies in regional an international level. So, the region of Eurasia is crucial due to blatantly asymmetrical relations, economic sources and ethnic clutter. So re-stabilization of region is important for local and global economy and security. Hence, collaborative and integrative efforts in the region are gaining greater importance. Especially economic and security issues has increasingly interest over Region. But this paper highlights the requirement of a philosophical background for safe integration via beckoning to the connection between ideas of Immanuel Kant and European Union relationship. So hypothesis of this paper is that Al Farabi is a remarkable philosopher and his ideas are comprehensive and satisfier for genuine Eurasian integration especially between Turkish speaking countries. Therefore this paper aims to introduce political philosophy of Al...
Springer eBooks, 2022
Ottoman Empire has been a kind of “security community” which dominates most of Islamic countries ... more Ottoman Empire has been a kind of “security community” which dominates most of Islamic countries in the Middle East for a long time in peace. So, it can be said that Ottoman Empire has achieved that Karl W. Deutsch economic oriented “security community” model in the context of the political scene. But, today, Middle East region is the one of the most insecure and unstable regions of the World. Leading problems of the region are that internal threat perception, border problems, ethnic and religious conflicts and rising of radicalism. According to this paper, all of these are originated from the lack of regional cooperation and dialogue, and the absence of the any central authority about religious matters in Islamic World such as Caliphate for controlling of the religious extremists. The near threat is that regional instability has inclination to spread to the other region and threat to the World peace. So, regional cooperation and establishment of the central authority on religious matter between Islamic Countries is vital interest for solving of these problems. This paper investigates the role of Turkey about re-stabilization of Middle East in context of “Regional Security Complex Theory” and “Security Community Theory”.
International Journal of Politic and Security, 2020
Almanya günümüzde uluslararası sistemin önde gelen aktörlerinden biridir. Küresel ekonomiye olan ... more Almanya günümüzde uluslararası sistemin önde gelen aktörlerinden biridir. Küresel ekonomiye olan katkıları ve AB içindeki başat rolü nedeniyle her geçen gün önemi daha da artmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında baskılanan Alman stratejik kültürü Soğuk Savaş yıllarından günümüze kadar geçen süreç içinde yeniden nüksederek uluslararası politikada baskın rolüne evrilme eğilimindedir. Bu makalede Almanya'nın uluslararası politikada değişen konumu 1969 yılından itibaren Almanya tarafından yayımlanmaya başlay an Ulusal Güvenlik Strateji Belgeleri (White Books) üzerinden analiz edilmektedir. 1969 2016 yılları arasında yayımlanan bu belgelerde Almanya'nın uluslararası politikaya olan angajmanının konjonktürel değişikliklerle uyumlu olarak tedricen evrildiği görül mektedir. Almanya'nın baskın tarihsel kimliğinin nüksettiği tezine dayalı olan bu çalışma birincil kaynaklara dayandırılmıştır.
Global Encyclopedia of Public Administration, Public Policy, and Governance, 2016
2023 INTPOLSEC Proceeding Book, 2023
The importance and functionality of International Organisations (IO) are increasing depending on ... more The importance and functionality of International Organisations (IO) are increasing depending on states' growing interaction and interdependency. This reality creates stress on the ontology and durability of IOs. Several works focus on exogenous and endogenous factors to analyze the lifetime and durability of IOs. The sociology of IOs is one of the endogenous works in this context. Nevertheless, these endogenous works also overlook the function of natural persons because according to the general acceptance that IOs consist of only juridical persons. But the functionality of some organizations such as NATO depends on the orientation and motivation of the natural persons who are practitioners of the organization also. This reality is important in terms of giving an idea about the social support for an organization in the context of theories that focus on the effects of domestic variables on decision-makers, such as neoclassical realism or constructivism.
In this context, this study is based on a questionary survey of the views of Turkish soldiers about NATO. The results are precious and unique to guide the decision-makers of both NATO and Türkiye because of restrictions on surveys on military personnel.
The Journal of International Social Research, 2010
Uluslararası sistemde çatı malar kadar barı ı sa lama çabaları da eskidir. Özellikle teknolojinin... more Uluslararası sistemde çatı malar kadar barı ı sa lama çabaları da eskidir. Özellikle teknolojinin katkısıyla yaygın bir sava ın yıkıcılı ı bu dü ünceyi daha da kuvvetlendirmi tir. Bu nedenle uluslararası alanda Milletler Cemiyeti (MC) ve Birle mi Milletler (BM) gibi kolektif örgütlenmelere gidilmi tir. Kurulu undan günümüze kadar geçen zamana ra men BM hala, uluslararası sorunları önleyebilme yetene ini sorgulayan tartı maların merkezindedir. Bu ba lamda, bu makalede BM'in uluslararası alanda çıkan sosyal, ekonomik, politik ve askeri sorunları ne ölçüde önleyebildi i ya da çözebildi i fonksiyonel açıdan incelenmektedir.
İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011
İnönü Üniversitesi / İİBF eBooks, 2010
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, 2017
Nazarbayev 19 Mart 2019 günü beklenmedik bir şekilde istifasını açıkladı. Kazakistan'ın d... more Nazarbayev 19 Mart 2019 günü beklenmedik bir şekilde istifasını açıkladı. Kazakistan'ın değişmez lideri olarak kabul edilen böyle bir siyasetçi ve "otoriter" bir yönetimle idare edilen bir ülke için bu durum oldukça şaşkınlık yaratan ve merak uyandıran bir konu. Dolayısıyla Nazarbayev'in istifa kararını normal bir siyasal akış içinde değerlendirmenin olanağı yok. Türkiye nezdinde oldukça saygı uyandıran K Türkiye nezdinde oldukça saygı uyandıran ve takdir toplayan Nazarbayev'in istifa kararı şaşkınlık yarattı. 2019 Bahar/1
Siyasal orgutlenmenin en ust modeli olan devlet ayni zamanda tum toplumsal iliskilerin duzenlendi... more Siyasal orgutlenmenin en ust modeli olan devlet ayni zamanda tum toplumsal iliskilerin duzenlendigi gelismis bir formasyondur. Bu nedenle sosyo-ekonomik ve politik alanda karsilasilan sorunlarin belirtileri ilk olarak devlet idaresinde kendisini gosterdigi gibi bu tur sorunlarin cozumu icin dikkatler de ilk olarak devletin kurumsal ve islevsel yapisina yoneltilmistir. Bu baglamda orgutlenme ve yonetim bakimindan tarihte en cok dikkat ceken devletlerden biri olan Osmanli Imparatorlugu’nda da zamanla ortaya cikan idari ve iktisadi sorunlarin kaynagi yine devletin isleyisinde aranmis, toplumsal gonenc ve kalkinmanin yolunun oncelikle devletin islah edilmesinden gectigi dusunulmustur. Bu kapsamda zamanin onde gelen devlet adami ve dusunurleri tarafindan yapilan oneriler ve elestirileri iceren calismalar, Osmanli tarihinde “Siyasetname” adiyla anilmaktadir. Bu calismalar tarihsel bir belge olmanin otesinde guncel sorunlarin kaynaklarini saptamada teshis kolayligi saglayacak poligenetik n...
Güvenlik Bilimleri Dergisi, 2020
Güvenlik insanoğlunun ontolojik kaygılarının başında yer aldığı gibi devletin varlık nedenlerinde... more Güvenlik insanoğlunun ontolojik kaygılarının başında yer aldığı gibi devletin varlık nedenlerinden de biridir. Bu nedenle güvenlik insanlık tarihiyle eş değer bir derinliğe sahip dinamik bir sosyo-politik olgudur. Bu bağlamda ilk çağlardan itibaren tehditler ve koruma alanlarında yaşanan değişime bağlı olarak güvenliğin içeriği ve icra biçimi de gelişerek önemini korumaya devam etmiştir. Özellikle ulus devletlerin ortaya çıkmasından itibaren uluslararası politikanın değişen nitelikleri ilk önce güvenlik alanında kendini hissettirmiş güvenlik kaygısı tamlayan ve tamlanan bir olgu halinde tüm devlet faaliyetlerine eklemlenerek ulusal ve uluslararası politikanın anahtar kavramlarından biri haline dönüşmüştür. Güvenlik olgusunun politikaya yansımasında yaşanan gelişmelere bağlı olarak güvenlik çalışmalarının nicelik ve nitelikleri de eşdüzeysel bir gelişim seyri izler. Bu kapsamda, epistemolojik düzlemde giderek gelişen kavramsal ve kuramsal çalışmalara rağmen güvenlik olgusunun tarihsel gelişimini açıklayan ve sınıflandıran çalışmalar göreceli olarak geri planda kalmıştır. Bu makale tarihsel ve betimsel analiz yöntemlerine dayalı olarak güvenlik olgusunun gelişimini antropolojik sınıflandırmalar yaparak açıklamayı hedeflemektedir. Bu bağlamda güvenlik tarihsel olarak Primitif Güvenlik, Modern Güvenlik ve Post-Modern Güvenlik dönemlerine ayrılmış ve her dönemin öznel niteliği ve evrimsel aşamaları özgün bir anlatımla açıklanmıştır. Bu kapsamda çalışmanın temel varsayımı güvenliğin dinamik, devinimsel gelişime tabi bir olgu olduğu yönünedir.
Güvenlik Bilimleri Dergisi, 2019
Alman stratejik kültürü tarihsel olarak baskın, militarist, otoriter ve yayılmacı nitelik taşımak... more Alman stratejik kültürü tarihsel olarak baskın, militarist, otoriter ve yayılmacı nitelik taşımakla birlikte aynı zamanda eleştirel düşünceye sahip, uzlaşmaya ve gelişime açık karaktere sahiptir. Tarih boyunca pek çok savaşa neden olan bu stratejik kültür İkinci Dünya Savaşı’nın ardından galip devletlerce baskılanarak kontrol altına alınmıştır. Fakat Soğuk Savaş’ın jeopolitik koşulları altında tam egemenliğini yeniden elde eden Almanya’nın stratejik kültürü “sivil güç” (Zivilmacht) olarak ifade edilen sağduyulu pasifizmden yeniden bir dünya politikasına (Weltpolitik) doğru evrilmiştir. Fakat Almanya “sivil güç” politikasına olan bağlılığını ispatlamak için “Dünya Politikasını” “gezegensel bir sorumluluk ahlakına” dayandırmaktadır. Postmodern dönemin koşulları altında Almanya dış politikada “Merkezden Liderlik Etme” (Führung aus der Mitte) konseptini geliştirerek uluslararası politikada daha fazla söz sahibi olmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla tarihsel süreç içinde Almanya’nın stratej...
The Journal of Turk-Islam World Social Studies, 2019
İkinci Dünya Savaşı sonrası bağımsız devletlerin sayısının hızla artmasıyla birlikte uluslararası... more İkinci Dünya Savaşı sonrası bağımsız devletlerin sayısının hızla artmasıyla birlikte uluslararası sorunlarda da artış yaşanmış ve bu sorunların çözümünde uluslararası örgütlerin önemi artmıştır. Bu örgütlerden biri olan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Birleşmiş Milletler (BM)’den sonra en fazla üye sayısına sahip olması ve dünyanın en sorunlu alanlarında bulunan ülkeleri bünyesinde bulundurmasıyla dikkat çekmektedir. Bununla birlikte İİT sahip olduğu potansiyeli harekete geçirememekle ve kendinden bekleneni verememekle eleştirilmektedir. Bu makalede bu sorunun en önemli nedenleri üye devletlerin, (a) birbirinden çok farklı güvenlik komplekslerinde yer almaları, (b) birbirinden çok farklı siyasi ve ekonomik sisteme sahip olmaları, (c) üye devletlerin hepsinin başarısız devletler indeksinde ön sıralarda bulunmaları, (d) üye devletlerin güvenliklerini sağlamak için bölge dışı ittifaklara dayanmaları olarak sıralanmaktadır. Bu nedenlere bağlı olarak İİT gerek güvenlik sorunlarının çözümünde ve gerekse örgüt sözleşmesinde yer alan pekçok evrensel ilkeyi hayata geçirmekte başarısız olmaktadır.
İran Çalışmaları Dergisi, 2017
Soğuk Savaş sonrası uluslararası alanın geleceği ile ilgili öne sürülen tezlerden biri de Kopenha... more Soğuk Savaş sonrası uluslararası alanın geleceği ile ilgili öne sürülen tezlerden biri de Kopenhag Ekolü bağlamında geliştirilen Bölgesel Güvenlik Kompleksi Teorisidir (RSCT). Bu teoriye göre dünya ortak sorunlara sahip, iç dinamikleri açısından göreceli olarak homojen alanların oluşturduğu güvenlik bölgelerine ayrılabilir. Uluslararası alanın yeni çatışma alanları ve dinamikleri de bölge içi ya da bölgeler arası gerilimlerden kaynaklanacaktır. Bu kapsamda tanımlanan bölgelerden biri de Ortadoğu Güvenlik Kompleksidir. İran ve Türkiye aynı coğrafyada yer alan ortak sınırlara sahip iki komşu devlet olmalarına karşın bu teoride öznel nitelikleri dikkate alınarak farklı tanımlanmıştır. Buna göre İran Ortadoğu Güvenlik Kompleksinin lokal bir ülkesi iken Türkiye Ortadoğu ve Batı arasında yalıtkan bir ülke olarak bulunmaktadır. Teoride bölge içi güvenlik dinamikleri analiz edilirken bölgelerarası yalıtkan ülkeler ile lokal ülkeler arasındaki ilişki tam olarak açıklanmamıştır. Buradan yola ...
İnsan & Toplum Dergisi (The Journal of Human & Society), 2016
Journal of International Social Research, 2016
Öz Güvenlik politikalarının kurucu unsurlarını sosyopolitik düzlemde inceleyen çalışmalardan biri... more Öz Güvenlik politikalarının kurucu unsurlarını sosyopolitik düzlemde inceleyen çalışmalardan biri de güvenlik kültürü üzerine yapılan araştırmalardır. Güvenlik kültürü, ulusal güvenlik politikalarına yön veren, bir toplumun sahip olduğu inanç ve değerler bütünü, dış dünyayı algılama biçimidir. Toplumda bireylerin taşıdıkları bu algı, yapı/yapan ilişkisi bağlamında resmi söylemle aynı ya da farklı olabilir. Bu çalışma Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi öğrencilerinin güvenlik kültürünü saptamaya yönelik bir alan araştırmasını içermektedir. Anket sonuçlarına göre öğrencilerin güvenlik algısı realist yaklaşımdan liberal ve idealist yaklaşıma doğru değişme eğilimindedir. Bunun yanı sıra Türkiye'nin konumu ve bölge ülkeleri ile ilişkileri bağlamında öğrencilerin düşünceleri reel politika ile uyum içindedir.
Güvenlik stratejileri dergisi, Aug 1, 2014
düşünsel derinliğine ise Birinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya'da ortaya çıkan bir düşünce okul... more düşünsel derinliğine ise Birinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya'da ortaya çıkan bir düşünce okulu olan Frankfurt Okulu kaynaklık etmiştir. Genellikle otorite ve önyargılarla ilgili problemler üzerine yoğunlaşan Frankfurt Okulu, güvenlik çalışmalarına özgürleşme kavramını kazandırmıştır. "Bireyin sıkıntı ve güçlüklerden kurtularak mutluluğunun artması" şeklinde tanımlanan "özgürleşme", pozitif barış anlayışının gelişmesine neden olmuştur. Frankfurt Okulu düşünsel derinliği ve eleştirel yöntemi ile güvenlik alanında çalışan pek çok düşünürü ve ekolü etkilemiştir. İngiltere'deki Aberyswyth Üniversitesi'nde yapılan eleştirel güvenlik çalışmaları da bunlardan biridir. Bu çalışmada, Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan tehditleri kimlik sorunları ve ötekileştirmenin neden olduğu marjinalleşme üzerinden çözümleyen Aberyswyth (Galler) Ekolünün 11 Eylül terör saldırıları sonrası uluslararası alanda ortaya çıkan güvenlik sorunlarının analizine ilişkin eleştirel yaklaşımının tanıtılması amaçlanmıştır.
International Research Journal of Social Sciences
Kurdish question has been one of the premier sources of the political instability and violence in... more Kurdish question has been one of the premier sources of the political instability and violence in Turkey for last decades. Besides Kurdish question has multidimensional character in regards of Turkey’s candidacy to the EU, membership of NATO and traditional relationship with USA. So, accumulating empirical evidence suggests that Kurdish question is a crux in many problems both in Turkey and region. Main sources of the Kurdish question are hidden in the transformation of Turkey from multinational imperial character to the nation states. Therefore autonomy and identity related demands have been perceived as a threat for national integrity and the extraordinary measures has been taken via securitization. Hence solving of the problem also depends on the proactive behavior of Turkey and taking initiative to reduce problem from securitization to the normal political sphere. This paper analyzes securitization process of Kurdish problem in Turkey by descriptive analysis methods.
Globalization and post-cold War conditions increases the incentives for state to pursue more coop... more Globalization and post-cold War conditions increases the incentives for state to pursue more cooperative economic and security policies in regional an international level. So, the region of Eurasia is crucial due to blatantly asymmetrical relations, economic sources and ethnic clutter. So re-stabilization of region is important for local and global economy and security. Hence, collaborative and integrative efforts in the region are gaining greater importance. Especially economic and security issues has increasingly interest over Region. But this paper highlights the requirement of a philosophical background for safe integration via beckoning to the connection between ideas of Immanuel Kant and European Union relationship. So hypothesis of this paper is that Al Farabi is a remarkable philosopher and his ideas are comprehensive and satisfier for genuine Eurasian integration especially between Turkish speaking countries. Therefore this paper aims to introduce political philosophy of Al...
POL-IR2018, 2018
Güvenlik Çalışmaları (Security Studies) Uluslararası İlişkiler Disiplininin temel çalışma alanlar... more Güvenlik Çalışmaları (Security Studies) Uluslararası İlişkiler Disiplininin temel çalışma alanlarından biridir. Uluslararası İlişikler disiplini gibi Güvenlik Çalışmaları da Türkiye’de geç bir tarihte başlamıştır. Bu makalede Türkiye’de akademik alanda güvenlik konusunda yapılan çalışmalar nicel ve nitel analiz edilerek geleceğe yönelik bir projeksiyon geliştirilmesi amaçlanmıştır. Türkiye’de Güvenlik konusuna akademik ilginin henüz yeni olması nedeniyle bu kapsamda yapılan çalışmalar ağırlıklı olarak teoriye odaklı ve Batıdan literatür aktarımı şeklinde gerçekleşmektedir. Türkiye’de akademik alanda yapılan güvenlik çalışmaları incelendiğinde yüksek lisans tezlerinin oranının anlamlı biçimde doktora tezlerinden fazla olduğu fark edilmektedir. Lisansüstü tezlerle birlikte kitap ve makalelerin daha çok sistem ve devlet düzeyi analiz içeren realist yaklaşımlara odaklandığı, insani güvenlik ve eleştirel çalışmaların sayısının ise oldukça az olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, Türkiye’de güvenlik üzerine yapılan çalışmalar tarihsel analize tabi tutulduğunda bu çalışmaların sayısı ve niteliği ile değişen siyasal konjonktür arasında bir korelasyon olduğu fark edilmektedir.
Proceeding Book, 2018
Security studies are one of the main subject of the International Relations field. The Security S... more Security studies are one of the main subject of the International Relations field. The Security Studies has very short history as an inceptive discipline like IR studies in Turkey also. So, it has been aimed to both quantitative and qualitative analyzing of Security Studies in Turkey to let develop a projection about future in this work. The general outlook of these works, most of them has focused on the theories and aimed to introducing of the literature to the Turkish academic life. Number of the master thesis are more than doctoral thesis and the bulk of these works including books and essays are depends on the realist approach in context of state and system centric. Hence critical security studies and human centric approaches are rarely found in Turkish security literature. Besides, it has been found that there are meaningful correlation between political conjuncture and number of security studies in Turkey in context of historical analyzing of Security literature also.
ÖZET Almanya Sedan Savaşıyla ulusal birliğini sağladığı 1870 yılından 1945 yılına kadar geçen yet... more ÖZET Almanya Sedan Savaşıyla ulusal birliğini sağladığı 1870 yılından 1945 yılına kadar geçen yetmiş beş yıl içinde uluslararası politikayı önemli ölçüde etkileyen bir ülke olmuştur. Dünyanın en büyük savaşları olan her iki dünya savaşında da başrolü oynayan Almanlar baskın bir karaktere stratejik bir siyasal kültüre sahiptirler. İkinci Dünya Savaşı sonrası ağır koşullara tabi tutulan Almanya gerek askeri gerek siyasi açıdan vesayet altına alınmıştır. 1960'lı yıllardan itibaren uluslararası politikaya dönüş yapmaya başlayan Almanya aradan geçen yıllarda yavaş yavaş özgüvenini toplamıştır. Bu değişim ve gelişim 1964 yılından itibaren yayımlanmaya başlanan Strateji Belgelerinde de kendini göstermektedir. Bu bağlamda Almanya uluslararası sorunlar karşısında daha aktif rol alma isteğini ittifak ve yük paylaşımı stratejisi içinde açıkça göstermektedir. Bu çalışma Almanya'nın tarihteki büyük güç rollerine yeniden döneceği öngörüsünü 2016 yılında yayımlanan son Beyaz Kitabın içerik analizini yaparak irdelemeyi amaçlamıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden kod analizi tekniği kullanılmıştır. ABSTRACT Germany is one of the prominent countries which seriously shaped international area in seventy five years between 1870 and 1945. Germany has been leader actor in both World Wars because of his dominant strategic character in politically. Germany has been heavily controlled by wardship in political and military area. But, Germany regain stuffing since 1960 by stages, this is exposed and realizing in white books that published till 1964. In this context, Germany has willing to become leader country for conciliation of international problems via burden sharing and alliance. This work investigates this reality by content analyzing of 2016 White Book via Qualitative research methods and code analysis technique.
Özet Güvenlik devletlerin dış politika davranışlarına yön veren, çok boyutlu ve multidisipliner ç... more Özet Güvenlik devletlerin dış politika davranışlarına yön veren, çok boyutlu ve multidisipliner çalışılması gereken kapsamlı bir konudur. Bu kapsamda devlet politikaları ile toplumun kültürü arasında bir etkileşim olduğu düşünülmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalar Siyasal Kültür başlığı altında yürütülürken bu etkileşimin güvenlik politikalarındaki yansımalarını ifade etmek için Stratejik Kültür kavramı kullanılır. Fakat Stratejik Kültür devletin davranış biçimini açıklarken toplumun dış dünya ile ilgili algı ve düşüncelerini ve nedenlerini içermez. Bu durumu açıklamak için bu çalışmada Güvenlik Kültürü kavramı tercih edilmektedir. Araştırmanın bulgularına göre toplumların Güvenlik Kültürü Toplumsal Biliş, Schizmogenesis veya Pygmalion Etkisi ve Kültürel Farklılıklara dayalı olarak biçimlenmektedir. Bu kapsamda siyasal elitler toplumun Güvenlik Kültürünü oluşturan bir sosyalizasyon süreci sonunda ortaya çıkan stratejik kültüre güvenlik ve dış politikalarını eklemleyerek ulusal ve uluslararası politikalarını yürütmektedirler. Bu sosyalizasyon süreci olgusal etmenlere dayalı olabildiği gibi algısal da olabilir. Abstract Security is a comprehensive and multidisciplinary subject which is reference for the state policies. In this context, it's assumed that there should be a close relationship between culture of society and state policies. In this context, academicians use the concept of Political Culture to explain this relationship, but the Strategic Culture term has been coined to explain relevance with security policies. Nevertheless the concept of Strategic Culture also is insufficient to explain societal perception about security matters. So, the word of the Security Culture has been preferred to explain security matters in the societal dimension in this study. According to the findings, security culture is created by the constitution of the Social Cognition, Schismogenesis /Pygmalion Effect and Cultural Differences. Political elites maintain national and international policies by articulation of security and foreign policies to the Security Culture of society which is created by the special socialization process.
Özet Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasından sonra Orta Doğu, dünyanın en sorunlu bölgeleri arası... more Özet Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasından sonra Orta Doğu, dünyanın en sorunlu bölgeleri arasında hep ön sıralarda yer almıştır. Bölgenin petrol ve doğal gaz bakımından zengin olması, etnik ve dini çeşitlilik, yönetim sorunları, tarihsel derinliğe sahip ihtilaflar, küresel ekonomik sistemin dışında kalmak ve transformasyon sorunları gibi nedenler Orta Doğu'da neredeyse hiç kesilmeyen sıcak çatışmaların başlıca nedenleri arasında yer alır. Son yıllarda İran'ın nükleer faaliyetleri ve İsrail'le olan sürtüşmeleri, Arap Baharı'nın Suriye üzerindeki etkileri ve Türkiye'nin bölgesel bir aktör olarak süreci kontrol altında tutma çabaları ile Irak'ın metamorfoz sancıları Orta Doğu'yu yeniden hareketlendiren ve ısındıran konulardır. Lübnan ise saydığımız tüm bu sorunlar içinde şu ya da bu şekilde yer alan tek ülkedir. Bunun en önemli nedeni Lübnan'ın sosyopolitik ve demografik yapısıyla adeta bölgenin bir prototipi olmasından kaynaklanır. Bu nedenle Orta Doğu'yu şekillendirmeye ya da kontrol altında tutmaya çalışan her gücün bir şekilde ilişki içinde olmaya çalıştığı bir ülke olan Lübnan, Orta Doğu'da yaşanan sorunlarda adeta bir katalizör ülke olarak işlev görmektedir. Bu çalışmada Lübnan'ın sosyopolitik yapısı incelenerek çok boyutlu ve çok aktörlü Orta Doğu sorunlarında Lübnan'ın yüklendiği işlevsellik betimsel araştırma yöntemleri kullanılarak irdelenmektedir. Anahtar Kelimeler: Bölgesel sorunlar, Lübnan, Orta Doğu ve Stratejik çatışmalar Lebanon as a Prototypic Country in the Middle Eastern Questions Abstract The Middle East has become most controversial area of the world after the Ottoman time. Oil and gas reserves, ethnic and religious diversity, governance problems, historical disagreements, becoming of the out of global economic system and transformation problems are many of the major problems which cause hot conflicts.
Küresel ve Bölgesel Sistemde Devlet ve Devlet Dışı Aktörler, Dec 30, 2016
Soğuk Savaşın sona ermesi güvenlik politikaları ve çalışmaları açısından bir fay hattını oluşturm... more Soğuk Savaşın sona ermesi güvenlik politikaları ve çalışmaları açısından bir fay hattını oluşturmaktadır. Postmodernizm, küreselleşme, iletişim ve ulaşım alanında yaşanan gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan ve yaygınlaşan transnasyonal terör hareketleri, durumsal determinizm ve yabancı düşmanlığı girilen bu yeni dönemin güvenlik sorunları olarak öne çıkarken, yük paylaşımı ve transnasyonal muhalefet üretimi birer dış politika stratejisi olarak büyük güçler tarafından benimsenmiştir. Değişen bu konjonktüre uygun olarak uluslararası alanın yeni aktörlerinin ne olacağı bu çalışmanın temel sorunsalıdır. Bu bağlamda yapılan çalışmalar sonucunda siber ağlar ve sosyal medyanın oluşturduğu dinamik ağ örgüsünün postmodern dönemde uluslararası politikanın virtüel aktörleri olduğu düşünülmektedir.
İNUSAM/Analiz , 2019
Nazarbayev 19 Mart 2019 günü beklenmedik bir şekilde istifasını açıkladı. Kazakistan'ın değişmez ... more Nazarbayev 19 Mart 2019 günü beklenmedik bir şekilde istifasını açıkladı. Kazakistan'ın değişmez lideri olarak kabul edilen böyle bir siyasetçi ve "otoriter" bir yönetimle idare edilen bir ülke için bu durum oldukça şaşkınlık yaratan ve merak uyandıran bir konu. Dolayısıyla Nazarbayev'in istifa kararını normal bir siyasal akış içinde değerlendirmenin olanağı yok. Türkiye nezdinde oldukça saygı uyandıran K Türkiye nezdinde oldukça saygı uyandıran ve takdir toplayan Nazarbayev'in istifa kararı şaşkınlık yarattı. 2019 Bahar/1
Central Asia has been at the center of the global and regional interests of the great powers afte... more Central Asia has been at the center of the global and regional interests of the great powers after the breakup of the Soviet Union while regional countries are seeking stability and welfare. But, the Soviet Union has left some failed states and regional instability behind and the super power such as USA, China and EU endeavor to penetrate to the Central Asia to fill power vacuum in post-Soviet era. Indeed, Central Asia has conspicuous potential for global economy and it has alternative energy sources and transferring routes for China and India and it is hinterland of the Russia also. So, Central Asia has been at the center of the unavoidable global and regional rivalry in post-Soviet era. By the way Central Asia countries also try to find new partners –in region and out-for developing of their socio economic and political structures and national sovereignty as well. In this point, the reviving of the historical Silk Road gives some opportunity to find common base for both regional and international actors. Therefore this essay has focused on the strategic potential of the Silk Road Belt by way of examination of visions, projects and security matters. And disputes of the Kyrgyzstan and Uzbekistan were addressed to examine potential security problems of the Central Asia as a case study.
İran Çalışmaları Dergisi, 2017
Soğuk Savaş sonrası uluslararası alanın geleceği ile ilgili öne sürülen tezlerden biri de Kopenha... more Soğuk Savaş sonrası uluslararası alanın geleceği ile ilgili öne sürülen tezlerden biri de Kopenhag Ekolü bağlamında geliştirilen Bölgesel Güvenlik Kompleksi Teorisidir (RSCT). Bu teoriye göre dünya ortak sorunlara sahip, iç dinamikleri açısından göreceli olarak homojen alanların oluşturduğu güvenlik bölgelerine ayrılabilir. Uluslararası alanın yeni çatışma alanları ve dinamikleri de bölge içi ya da bölgeler arası gerilimlerden kaynaklanacaktır. Bu kapsamda tanımlanan bölgelerden biri de Ortadoğu Güvenlik Kompleksidir. İran ve Türkiye aynı coğrafyada yer alan ortak sınırlara sahip iki komşu devlet olmalarına karşın bu teoride öznel nitelikleri dikkate alınarak farklı tanımlanmıştır. Buna göre İran Ortadoğu Güvenlik Kompleksinin lokal bir ülkesi iken Türkiye Ortadoğu ve Batı arasında yalıtkan bir ülke olarak bulunmaktadır. Teoride bölge içi güvenlik dinamikleri analiz edilirken bölgelerarası yalıtkan ülkeler ile lokal ülkeler arasındaki ilişki tam olarak açıklanmamıştır. Buradan yola çıkarak bu makalede Türkiye ve İran arasındaki güvenlik sorunları göç ve sınır güvenliği üzerinden incelenmiş, bu yolla lokal ve yalıtkan ülkeler arasındaki ilişkinin açıklanması amaçlanmıştır. Araştırmanın sonunda elde edilen bulgulara göre Türkiye ve İran arasındaki göç ve sınır güvenliği sorunları iki ülke arasındaki çatışan ilişkilere dayalı olmaktan çok Bölge içindeki konumlarına uygun bir niteliğe sahiptir.