Derya Karataş | Istanbul University (original) (raw)
Uploads
Papers by Derya Karataş
Cumhuriyetimizin 100. Yılında 6. Uluslararası Türkiye Türkçesi Ağız Araştırmaları Çalıştayı Bildirileri , 2023
XII. Uluslararası Dünya Dili Sempozyumu Bildiri Kitabı, 2020
Bir dilin söz varlığı içinde önemli bir yeri olan kalıp sözler dilin toplumsal anlamıyla iç içedi... more Bir dilin söz varlığı içinde önemli bir yeri olan kalıp sözler dilin toplumsal anlamıyla iç içedir. Kalıp sözler,
hem sözlü hem yazılı iletişim ortamı içinde yer alarak duygu ve düşüncelerin iletilmesinde, kültür ve
geleneğin aktarılmasında rol oynar. Türkçe Sözlük'te "'ağız tadıyla yiyin' anlamında söylenen bir iyi dilek
sözü" olarak tanımlanan afiyet olsun, yemek yemeden önce, yemek yerken veya yemek yedikten sonra
karşıdaki kişinin yemeği afiyetle yemesi ve yediklerinin ona yaraması dileğini bildiren bir sözdür. Yazılı
metinlerden takip edilebildiği kadarıyla Türkçede bu anlamda kullanılan en eski kalıp söz "singgenlik sanga"
ile "aş bolsun" ifadeleridir. Bu sözlerin görüldüğü en eski metinler ise Harezm-Kıpçak Dönemi'ne aittir. 1257
yılında Zemahşerî'nin Arapça öğrenmek isteyen Atsız b. Muhammed için kaleme aldığı Mukaddimetü'l Edeb
"afiyet olsun" anlamında singgenlik sanga, Mısır'da Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla 1343 yılında
yazılan Kitâb-ı Mecmû-ı Tercümân-ı Türkî ve Acemî ve Mugalî ile yazılış tarihi kesin olarak bilinmeyen EtTuhfetü'z-Zekiyye fî-l-Lûgati't-Türkiyye adlı eserler ise aynı anlamı karşılayan aş bolsun sözünü barındırır.
Tarihî devirlerden sonra çağdaş Türk lehçelerine bakıldığında “aş bolsun” sözünün Kırgız, Kazak, Özbek,
Tatar ve Uygur Türkçesinde kullanılmaya devam ettiği görülür. Azerbaycan ve Türkmen Türkçelerinde
yaygın olarak “nuş-noş bolsun” sözü kullanılır. Türkiye Türkçesinde “aş bolsun” görülmezken “Allah
sindirsin”, “yarasın”, “boğazınız ola” gibi kullanımlarla sözün çeşitlendirildiği görülür. Bu sözler, tüm
lehçelerde sözcüksel ve söz dizimsel değişikliklere uğrayarak genişleme veya daralma yolu ile "afiyet bal
şeker olsun”, “içkeniñ-cegeniñ aş bolsun” gibi varyantlarla kullanılır. Bu çalışmada Türkçede “afiyet olsun”
anlamında kullanılan kalıp sözlerin tarihî ve çağdaş Türk lehçelerinde görülen kullanımlarına değinilmesi,
sözün uğradığı değişikliklere yer verilmesi amaçlanmıştır.
Edebî Eleştiri Dergisi, 2023
Süreli yayınlar; yayımlandıkları dönemin toplumsal, siyasi, gündelik olayları hakkında ipucu vere... more Süreli yayınlar; yayımlandıkları dönemin toplumsal, siyasi, gündelik olayları hakkında ipucu veren önemli kaynaklar arasında yer alır. Cumhuriyetin ilan edilmesiyle birlikte mizah süreli yayınları, inkılapları halka aktaran ve bu inkılapların halk tarafından benimsenmesini veya yerilmesini sağlayan bir görevi üstlenir. Halkı ilgilendiren ve halk üzerinde bir dönüşüm başlatacak olan Harf İnkılabının mizah süreli yayınlarına yansımaları geniş çaplı olmuştur. 1928 yılında yayın hayatını sürdüren Akbaba, Babacan ve Yeni Köroğlu gazetelerinde yeni harflerin kabul edilmesi ile ilgili pek çok yazı ve görsel yer alır. Halkı yeni harfleri öğrenmeye teşvik etmek, alfabe değişikliği ile ilgili gelişmeleri halka aktarmak amacıyla düz yazıların yanında atasözü, şiir, mâni gibi farklı türlerde yazılar yazılır. Yeni harflerin kullanılmasını sağlayan yarışmaların yanında karikatür ve resimlerle yeni harflerin benimsetilmesi ve öğretilmesi amaçlanır. Yeni harflerin öğretilmesinde yaygın ve örgün eğitimin yanı sıra süreli yayınlar da bir öğretmen vazifesi görür. Kısa bir süre içerisinde okur yazar oranının artmasında ve inkılabın gerçekleşmesinde başarıya ulaşılır.
Prof. Dr. Ensar Aslan'a Armağan, 2022
Bilim Dalı bünyesinde başladığı Doktora eğitimine devam etmekte olup "Halk Hikâyelerinin Elektron... more Bilim Dalı bünyesinde başladığı Doktora eğitimine devam etmekte olup "Halk Hikâyelerinin Elektronik Kültür Ortamındaki Serüveni" başlıklı Doktora tezi çalışmasını yürütmektedir. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Sosyal Hizmet Programı dördüncü sınıf öğrencisidir.
YUNUS EMRE-MEHMET AKİF ARMAĞANI TÜRK DİLİ ARAŞTIRMALARI-II, 2021
Özet Müseyyeb-nâme, İslamiyet'in ilk yıllarını anlatmasına ve Arap coğrafyasında geçmesine karşın... more Özet Müseyyeb-nâme, İslamiyet'in ilk yıllarını anlatmasına ve Arap coğrafyasında geçmesine karşın Anadolu'da yayılma imkânı bulmuş İslami destanlar arasında yer alır. Eserin konusunu Kerbela Olayı'ndan sonra Hz. Ali taraftarı Müseyyeb adlı kah-ramanın Hz. Hüseyin'in intikamını almak için Haricîlerle yaptığı menkıbevi müca-deleler oluşturur. Metin boyunca türlü mücadelelere giren Müseyyeb bu mücadele-lerden galip olarak ayrılır ve Haricîlerden intikamını alır. Dinî-kahramanlık konulu eserlerin din ve tarih bilgisi vermek, halka güç, moral aşılamak gibi bazı işlevleri bulunur. Halka hitap etmeleri sebebiyle sade bir dille yazılan bu eserler yazı dilinde olmayıp ağızlarda kullanılan kelimeleri içermesi ve arkaik kelimelere yer vermesi bakımından da önem taşır. Bu çalışmada Müseyyeb-nâme'nin bilinen üç nüshasına iki nüsha daha eklenerek nüsha sayısı beşe çıkarıl-mıştır. Müseyyeb-nâme'nin beş adet nüshasının olması geniş bir okuyucu kitlesi bul-duğuna ve okunduğuna işaret eder. Çalışmada, Müseyyeb-nâmeler ile ilgili genel bilgi verilmesi, Müseyyeb-nâme'nin destan zincirindeki yerinden söz edilmesi, yeni bulunan nüshaların tanıtılması; içerik ve üslup özellikleri ile ilgili karşılaştırmalı olarak bazı hususiyetlere değinilmesi amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Müseyyeb-nâme, Eski Anadolu Türkçesi, İslami destanlar, nüsha.
Book Reviews by Derya Karataş
Karadeniz Araştırmaları, 2020
Books by Derya Karataş
Cumhuriyetimizin 100. Yılında 6. Uluslararası Türkiye Türkçesi Ağız Araştırmaları Çalıştayı Bildirileri , 2023
XII. Uluslararası Dünya Dili Sempozyumu Bildiri Kitabı, 2020
Bir dilin söz varlığı içinde önemli bir yeri olan kalıp sözler dilin toplumsal anlamıyla iç içedi... more Bir dilin söz varlığı içinde önemli bir yeri olan kalıp sözler dilin toplumsal anlamıyla iç içedir. Kalıp sözler,
hem sözlü hem yazılı iletişim ortamı içinde yer alarak duygu ve düşüncelerin iletilmesinde, kültür ve
geleneğin aktarılmasında rol oynar. Türkçe Sözlük'te "'ağız tadıyla yiyin' anlamında söylenen bir iyi dilek
sözü" olarak tanımlanan afiyet olsun, yemek yemeden önce, yemek yerken veya yemek yedikten sonra
karşıdaki kişinin yemeği afiyetle yemesi ve yediklerinin ona yaraması dileğini bildiren bir sözdür. Yazılı
metinlerden takip edilebildiği kadarıyla Türkçede bu anlamda kullanılan en eski kalıp söz "singgenlik sanga"
ile "aş bolsun" ifadeleridir. Bu sözlerin görüldüğü en eski metinler ise Harezm-Kıpçak Dönemi'ne aittir. 1257
yılında Zemahşerî'nin Arapça öğrenmek isteyen Atsız b. Muhammed için kaleme aldığı Mukaddimetü'l Edeb
"afiyet olsun" anlamında singgenlik sanga, Mısır'da Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla 1343 yılında
yazılan Kitâb-ı Mecmû-ı Tercümân-ı Türkî ve Acemî ve Mugalî ile yazılış tarihi kesin olarak bilinmeyen EtTuhfetü'z-Zekiyye fî-l-Lûgati't-Türkiyye adlı eserler ise aynı anlamı karşılayan aş bolsun sözünü barındırır.
Tarihî devirlerden sonra çağdaş Türk lehçelerine bakıldığında “aş bolsun” sözünün Kırgız, Kazak, Özbek,
Tatar ve Uygur Türkçesinde kullanılmaya devam ettiği görülür. Azerbaycan ve Türkmen Türkçelerinde
yaygın olarak “nuş-noş bolsun” sözü kullanılır. Türkiye Türkçesinde “aş bolsun” görülmezken “Allah
sindirsin”, “yarasın”, “boğazınız ola” gibi kullanımlarla sözün çeşitlendirildiği görülür. Bu sözler, tüm
lehçelerde sözcüksel ve söz dizimsel değişikliklere uğrayarak genişleme veya daralma yolu ile "afiyet bal
şeker olsun”, “içkeniñ-cegeniñ aş bolsun” gibi varyantlarla kullanılır. Bu çalışmada Türkçede “afiyet olsun”
anlamında kullanılan kalıp sözlerin tarihî ve çağdaş Türk lehçelerinde görülen kullanımlarına değinilmesi,
sözün uğradığı değişikliklere yer verilmesi amaçlanmıştır.
Edebî Eleştiri Dergisi, 2023
Süreli yayınlar; yayımlandıkları dönemin toplumsal, siyasi, gündelik olayları hakkında ipucu vere... more Süreli yayınlar; yayımlandıkları dönemin toplumsal, siyasi, gündelik olayları hakkında ipucu veren önemli kaynaklar arasında yer alır. Cumhuriyetin ilan edilmesiyle birlikte mizah süreli yayınları, inkılapları halka aktaran ve bu inkılapların halk tarafından benimsenmesini veya yerilmesini sağlayan bir görevi üstlenir. Halkı ilgilendiren ve halk üzerinde bir dönüşüm başlatacak olan Harf İnkılabının mizah süreli yayınlarına yansımaları geniş çaplı olmuştur. 1928 yılında yayın hayatını sürdüren Akbaba, Babacan ve Yeni Köroğlu gazetelerinde yeni harflerin kabul edilmesi ile ilgili pek çok yazı ve görsel yer alır. Halkı yeni harfleri öğrenmeye teşvik etmek, alfabe değişikliği ile ilgili gelişmeleri halka aktarmak amacıyla düz yazıların yanında atasözü, şiir, mâni gibi farklı türlerde yazılar yazılır. Yeni harflerin kullanılmasını sağlayan yarışmaların yanında karikatür ve resimlerle yeni harflerin benimsetilmesi ve öğretilmesi amaçlanır. Yeni harflerin öğretilmesinde yaygın ve örgün eğitimin yanı sıra süreli yayınlar da bir öğretmen vazifesi görür. Kısa bir süre içerisinde okur yazar oranının artmasında ve inkılabın gerçekleşmesinde başarıya ulaşılır.
Prof. Dr. Ensar Aslan'a Armağan, 2022
Bilim Dalı bünyesinde başladığı Doktora eğitimine devam etmekte olup "Halk Hikâyelerinin Elektron... more Bilim Dalı bünyesinde başladığı Doktora eğitimine devam etmekte olup "Halk Hikâyelerinin Elektronik Kültür Ortamındaki Serüveni" başlıklı Doktora tezi çalışmasını yürütmektedir. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Sosyal Hizmet Programı dördüncü sınıf öğrencisidir.
YUNUS EMRE-MEHMET AKİF ARMAĞANI TÜRK DİLİ ARAŞTIRMALARI-II, 2021
Özet Müseyyeb-nâme, İslamiyet'in ilk yıllarını anlatmasına ve Arap coğrafyasında geçmesine karşın... more Özet Müseyyeb-nâme, İslamiyet'in ilk yıllarını anlatmasına ve Arap coğrafyasında geçmesine karşın Anadolu'da yayılma imkânı bulmuş İslami destanlar arasında yer alır. Eserin konusunu Kerbela Olayı'ndan sonra Hz. Ali taraftarı Müseyyeb adlı kah-ramanın Hz. Hüseyin'in intikamını almak için Haricîlerle yaptığı menkıbevi müca-deleler oluşturur. Metin boyunca türlü mücadelelere giren Müseyyeb bu mücadele-lerden galip olarak ayrılır ve Haricîlerden intikamını alır. Dinî-kahramanlık konulu eserlerin din ve tarih bilgisi vermek, halka güç, moral aşılamak gibi bazı işlevleri bulunur. Halka hitap etmeleri sebebiyle sade bir dille yazılan bu eserler yazı dilinde olmayıp ağızlarda kullanılan kelimeleri içermesi ve arkaik kelimelere yer vermesi bakımından da önem taşır. Bu çalışmada Müseyyeb-nâme'nin bilinen üç nüshasına iki nüsha daha eklenerek nüsha sayısı beşe çıkarıl-mıştır. Müseyyeb-nâme'nin beş adet nüshasının olması geniş bir okuyucu kitlesi bul-duğuna ve okunduğuna işaret eder. Çalışmada, Müseyyeb-nâmeler ile ilgili genel bilgi verilmesi, Müseyyeb-nâme'nin destan zincirindeki yerinden söz edilmesi, yeni bulunan nüshaların tanıtılması; içerik ve üslup özellikleri ile ilgili karşılaştırmalı olarak bazı hususiyetlere değinilmesi amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Müseyyeb-nâme, Eski Anadolu Türkçesi, İslami destanlar, nüsha.
Karadeniz Araştırmaları, 2020