Dila Okuş | Istanbul University (original) (raw)
Uploads
Papers by Dila Okuş
Theatre, Dance and Performance Training, 2023
This study, in consideration of contemporary scientific studies, re-examines the acting methods o... more This study, in consideration of contemporary scientific studies, re-examines the acting methods of Konstantin Stanislavski and Eugenio Barba, two directors who are generally considered to represent contrasting perspectives in terms of performers’ physical appearance on stage. The meeting point of these two theatre practitioners’ techniques is based on impulse and they both aim to realize an organic process in acting. The findings in contemporary studies in neuroscience which present to a large extent how the human organism functions, help us to reconsider the constitutive elements in the acting process. This article analyses the technical processes of creating impulse in both Barba and Stanislavski’s works with reference to several neuroscientific studies. Antonio Damasio’s Feeling of What Happens helps explain how motor functions in human organisms work when the senses are stimulated. Bessel Van Der Kolk’s The Body Keeps the Score highlights the function of scored sense impressions when an organism encounters stimuli that may re-activate them. Christian Keyser’s The Emphatic Brain mentions connections between intention and action. Furthermore, works by Damasio, Van Der Kolk and Keysers help us reconsider the crucial function of images in both Stanislavski’s and Barba’s techniques. The main goal of this article is to re-examine Stanislavski and Barba’s critical concepts in acting methods in the light of contemporary neuroscience and to highlight to what extent these impulse-based and organic techniques differ from each other in the training process and what remains common ground.
Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü Dergisi , 2022
Kanto 19. yüzyıl İstanbul’unda popülerleşen bir sahne gösterisidir. Biçimsel olarak genellikle bi... more Kanto 19. yüzyıl İstanbul’unda popülerleşen bir sahne gösterisidir. Biçimsel olarak genellikle bir kadın sanatçının sahnede dans ederek şarkı söylemesi olarak tarif edilir. Kanto halkın büyük bölümünün ilgisini kazanmış ve kanto gösterilerine çıkan kadınlar geniş hayran kitleleri edinmişlerdir. Ancak kanto bazı kesimler tarafından hafif bir gösteri olarak da nitelenmiş, kadınların sahne üzerinde cilveli hareketler icra etmeleri bayağı ve ahlaksızca bulunmuştur. Kanto gösterilerine ve kantoculara yöneltilen eleştiriler, dönemin Osmanlı toplumunu şekillendiren kültürel bağlamdan kaynaklanmaktadır. Bu çalışmada 1880-1920 yılları arasında kadınların tuluat gösterilerinin bir parçası olarak sahneledikleri kanto gösterileri, icra ve kültürel bağlam çerçevesinde incelenecektir. Çalışmada kanto sanatının önde gelen isimlerinden Peruz Terzekyan, Şamram Kelleciyan, Küçük Virjin ve Amelya Hanım’ın yaşam öykülerine ve çalışmalarına odaklanılacaktır. Bu yaşam öykülerindeki ortaklaşan unsurlardan yararlanarak, kanto sanatçılarının kadın kimliklerinin kanto icrasına ve kantonun seyirciler tarafından alımlanmasına etkileri ortaya konacaktır.
------------
Kanto is a stage performance that became significantly popular in 19th-century Istanbul. Kanto may also formally be defined as an actress singing and dancing on stage. Kanto performances gained the attention of many people, and big fan groups gathered around kanto artists. Meanwhile, some groups described kanto as a light banal type of performance and accused these women singers of being meretricious as they stood on stage behaving flirtatiously. The criticisms directed at the kanto performances and artists stemmed from the cultural context that had shaped the Ottoman society of the period. This study will analyze women’s kanto performances between 1880-1920 in tulûat [improvisational] theater with regard to the performance tools and social-cultural context surrounding the artists. The study will discuss the biographies and works of leading names in kanto such as Peruz Terzekyan, Şamram Kelleciyan, Küçük Virjin, and Amelya in terms of the commonly encountered aspects and will reveal the effects artists’ female identities had on kanto’s performance and reception.
Journal of Theatre Criticism and Dramaturgy, 2020
Three directors who influenced 20th century theatre, Konstantin Stanislavski, Vsevolod Meyerhold ... more Three directors who influenced 20th century theatre, Konstantin Stanislavski, Vsevolod Meyerhold and Jerzy Grotowski, and they each conducted comprehensive studies on the position of acting through theatrical aesthetic. In order to realize this theatrical aesthetic, these directors emphasized the need for actors to practice systematic exercises and develop particular scenic behaviour, which is different from daily behaviour. Their work has paved the way for various theoretical studies on acting. The actor who is going to act within a reality that fictionalized on stage, no matter the strength of its relationship with daily reality, has to leave the automatized daily behaviour behind and develop a technique that is built upon the necessities of the stage context. In this article, the basis of the extra-daily scenic behaviour of actors in the Odin Theatre is dealt with in the light of approaches of directors who strongly affected the theatre approach that developed through the 20th century: namely Stanislavski, Meyerhold and Grotowski.
Thesis Chapters by Dila Okuş
GÜNDELİK-DIŞI SAHNE DAVRANIŞI: ODİN TİYATROSU’NDA OYUNCULUK ÇALIŞMASI, 2020
20. yüzyıl tiyatro düşüncesini etkileyen Konstantin Stanislavski, Vsevolod Meyerhold ve Jerzy Gro... more 20. yüzyıl tiyatro düşüncesini etkileyen Konstantin Stanislavski, Vsevolod Meyerhold ve Jerzy Grotowski, oyunculuk sanatının teatral estetik içindeki yeri üzerine kapsamlı çalışmalar yürütmüşlerdir. Bu tiyatro insanları, oyuncuların, hedefledikleri teatral estetiği hayata geçirebilmek için sistematik egzersizler yapmaları ve sahne üzerinde gündelik hayattakinden farklı bir davranış biçimi geliştirmeleri gerektiğine vurgu yapmışlardır ve yaptıkları çalışmalarla, oyunculuğa dair kuramsal çalışmaların önü açılmıştır. Tiyatro sahnesinde kurgulanan gerçekliğin, gündelik gerçeklik ile ilişkisi ne boyutta olursa olsun, sahne üzerinde kurgulanan bir gösterimin içinde hareket edecek oyuncunun, gündelik yaşamda sergilediği otomatikleşmiş davranış biçimini bir kenara bırakması, sahne üzerindeki bağlamın gerekleri çerçevesinde şekillenmiş bir teknik geliştirmesi gerekmektedir. Bu anlamda, oyuncunun izleyici ile iletişiminin biçim ve niteliği geliştirilen tekniğe bağlıdır. Bu çalışmada, Odin Tiyatrosu’nda oyuncunun gündelik-dışı sahne davranışının temelleri ve oyuncunun tekniğinin üzerine kurulu olduğu yinelenen ilkeler; çalışmaları 20. yüzyıl tiyatrosuna yön veren Konstantin Stanislavski, Vsevolod Meyerhold ve Jerzy Grotowski’nin yaklaşımları ışığında ortaya konmaktadır. Odin Tiyatrosu performanslarında, oyuncu ve izleyici iletişimi, oyunculuk faaliyeti üzerinden, Eugenio Barba’nın organik dramaturji kavramı ile analiz edilmektedir. Oyunculuk egzersizleri ile gündelik-dışı sahne davranışını geliştiren oyuncunun, performansa yönelik skor oluşturma ve skor üzerine çalışma faaliyeti, teatral bir araç olarak ele alınmakta ve oyuncunun bu faaliyet üzerinden izleyici ile iletişim kurma biçimi tartışılmaktadır.
Theatre, Dance and Performance Training, 2023
This study, in consideration of contemporary scientific studies, re-examines the acting methods o... more This study, in consideration of contemporary scientific studies, re-examines the acting methods of Konstantin Stanislavski and Eugenio Barba, two directors who are generally considered to represent contrasting perspectives in terms of performers’ physical appearance on stage. The meeting point of these two theatre practitioners’ techniques is based on impulse and they both aim to realize an organic process in acting. The findings in contemporary studies in neuroscience which present to a large extent how the human organism functions, help us to reconsider the constitutive elements in the acting process. This article analyses the technical processes of creating impulse in both Barba and Stanislavski’s works with reference to several neuroscientific studies. Antonio Damasio’s Feeling of What Happens helps explain how motor functions in human organisms work when the senses are stimulated. Bessel Van Der Kolk’s The Body Keeps the Score highlights the function of scored sense impressions when an organism encounters stimuli that may re-activate them. Christian Keyser’s The Emphatic Brain mentions connections between intention and action. Furthermore, works by Damasio, Van Der Kolk and Keysers help us reconsider the crucial function of images in both Stanislavski’s and Barba’s techniques. The main goal of this article is to re-examine Stanislavski and Barba’s critical concepts in acting methods in the light of contemporary neuroscience and to highlight to what extent these impulse-based and organic techniques differ from each other in the training process and what remains common ground.
Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü Dergisi , 2022
Kanto 19. yüzyıl İstanbul’unda popülerleşen bir sahne gösterisidir. Biçimsel olarak genellikle bi... more Kanto 19. yüzyıl İstanbul’unda popülerleşen bir sahne gösterisidir. Biçimsel olarak genellikle bir kadın sanatçının sahnede dans ederek şarkı söylemesi olarak tarif edilir. Kanto halkın büyük bölümünün ilgisini kazanmış ve kanto gösterilerine çıkan kadınlar geniş hayran kitleleri edinmişlerdir. Ancak kanto bazı kesimler tarafından hafif bir gösteri olarak da nitelenmiş, kadınların sahne üzerinde cilveli hareketler icra etmeleri bayağı ve ahlaksızca bulunmuştur. Kanto gösterilerine ve kantoculara yöneltilen eleştiriler, dönemin Osmanlı toplumunu şekillendiren kültürel bağlamdan kaynaklanmaktadır. Bu çalışmada 1880-1920 yılları arasında kadınların tuluat gösterilerinin bir parçası olarak sahneledikleri kanto gösterileri, icra ve kültürel bağlam çerçevesinde incelenecektir. Çalışmada kanto sanatının önde gelen isimlerinden Peruz Terzekyan, Şamram Kelleciyan, Küçük Virjin ve Amelya Hanım’ın yaşam öykülerine ve çalışmalarına odaklanılacaktır. Bu yaşam öykülerindeki ortaklaşan unsurlardan yararlanarak, kanto sanatçılarının kadın kimliklerinin kanto icrasına ve kantonun seyirciler tarafından alımlanmasına etkileri ortaya konacaktır.
------------
Kanto is a stage performance that became significantly popular in 19th-century Istanbul. Kanto may also formally be defined as an actress singing and dancing on stage. Kanto performances gained the attention of many people, and big fan groups gathered around kanto artists. Meanwhile, some groups described kanto as a light banal type of performance and accused these women singers of being meretricious as they stood on stage behaving flirtatiously. The criticisms directed at the kanto performances and artists stemmed from the cultural context that had shaped the Ottoman society of the period. This study will analyze women’s kanto performances between 1880-1920 in tulûat [improvisational] theater with regard to the performance tools and social-cultural context surrounding the artists. The study will discuss the biographies and works of leading names in kanto such as Peruz Terzekyan, Şamram Kelleciyan, Küçük Virjin, and Amelya in terms of the commonly encountered aspects and will reveal the effects artists’ female identities had on kanto’s performance and reception.
Journal of Theatre Criticism and Dramaturgy, 2020
Three directors who influenced 20th century theatre, Konstantin Stanislavski, Vsevolod Meyerhold ... more Three directors who influenced 20th century theatre, Konstantin Stanislavski, Vsevolod Meyerhold and Jerzy Grotowski, and they each conducted comprehensive studies on the position of acting through theatrical aesthetic. In order to realize this theatrical aesthetic, these directors emphasized the need for actors to practice systematic exercises and develop particular scenic behaviour, which is different from daily behaviour. Their work has paved the way for various theoretical studies on acting. The actor who is going to act within a reality that fictionalized on stage, no matter the strength of its relationship with daily reality, has to leave the automatized daily behaviour behind and develop a technique that is built upon the necessities of the stage context. In this article, the basis of the extra-daily scenic behaviour of actors in the Odin Theatre is dealt with in the light of approaches of directors who strongly affected the theatre approach that developed through the 20th century: namely Stanislavski, Meyerhold and Grotowski.
GÜNDELİK-DIŞI SAHNE DAVRANIŞI: ODİN TİYATROSU’NDA OYUNCULUK ÇALIŞMASI, 2020
20. yüzyıl tiyatro düşüncesini etkileyen Konstantin Stanislavski, Vsevolod Meyerhold ve Jerzy Gro... more 20. yüzyıl tiyatro düşüncesini etkileyen Konstantin Stanislavski, Vsevolod Meyerhold ve Jerzy Grotowski, oyunculuk sanatının teatral estetik içindeki yeri üzerine kapsamlı çalışmalar yürütmüşlerdir. Bu tiyatro insanları, oyuncuların, hedefledikleri teatral estetiği hayata geçirebilmek için sistematik egzersizler yapmaları ve sahne üzerinde gündelik hayattakinden farklı bir davranış biçimi geliştirmeleri gerektiğine vurgu yapmışlardır ve yaptıkları çalışmalarla, oyunculuğa dair kuramsal çalışmaların önü açılmıştır. Tiyatro sahnesinde kurgulanan gerçekliğin, gündelik gerçeklik ile ilişkisi ne boyutta olursa olsun, sahne üzerinde kurgulanan bir gösterimin içinde hareket edecek oyuncunun, gündelik yaşamda sergilediği otomatikleşmiş davranış biçimini bir kenara bırakması, sahne üzerindeki bağlamın gerekleri çerçevesinde şekillenmiş bir teknik geliştirmesi gerekmektedir. Bu anlamda, oyuncunun izleyici ile iletişiminin biçim ve niteliği geliştirilen tekniğe bağlıdır. Bu çalışmada, Odin Tiyatrosu’nda oyuncunun gündelik-dışı sahne davranışının temelleri ve oyuncunun tekniğinin üzerine kurulu olduğu yinelenen ilkeler; çalışmaları 20. yüzyıl tiyatrosuna yön veren Konstantin Stanislavski, Vsevolod Meyerhold ve Jerzy Grotowski’nin yaklaşımları ışığında ortaya konmaktadır. Odin Tiyatrosu performanslarında, oyuncu ve izleyici iletişimi, oyunculuk faaliyeti üzerinden, Eugenio Barba’nın organik dramaturji kavramı ile analiz edilmektedir. Oyunculuk egzersizleri ile gündelik-dışı sahne davranışını geliştiren oyuncunun, performansa yönelik skor oluşturma ve skor üzerine çalışma faaliyeti, teatral bir araç olarak ele alınmakta ve oyuncunun bu faaliyet üzerinden izleyici ile iletişim kurma biçimi tartışılmaktadır.