Erkan Duymaz | Istanbul University (original) (raw)

Books by Erkan Duymaz

Research paper thumbnail of Uluslararası Anayasacılık

Research paper thumbnail of Ceza Avukatının Başvuru Kitabı (5. Baskı) Ersan Şen, Ali Kemal Yıldız, Erkan Duymaz ve diğerleri

Research paper thumbnail of IDARI YARGIDA ADİL YARGILANMA HAKKINA İLİŞKİN EMSAL KARARLAR

Avrupa Konseyi, 2022

Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve Türkiye Cumhuriyetinin desteği ile hayata geçirilen "İdari Yarg... more Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve Türkiye Cumhuriyetinin desteği ile hayata geçirilen "İdari Yargının Etkinliğinin Artırılması ve Danıştayın Kurumsal Kapasitesinin Güçlendirilmesi Projesi" kapsamında hazırlanan bu kitap, adil yargılanma hakkına ilişkin temel ve güncel AİHM, AYM ve Danıştay içtihadını tematik ve sistemli bir şekilde sunarak bu alanda karşılaşılan sorunların çözümü için uygulayıcılara rehberlik etmeyi amaçlamaktadır. Kitap, adil yargılanma hakkının unsurları göz önünde bulundurularak sekiz bölüme ayrılmıştır. Her bir bölümde öncelikle ilgili unsurun veya güvencenin kapsamı hakkında açıklamalarda bulunulmuş, sonrasında ise güncel ve önemli kabul edilen mahkeme kararlarının bazılarının tam metinlerine, bazılarının ise özetlerine veya bunlardan alıntılara yer verilmiştir. Öte yandan, okuyuculara kolaylık sağlamak amacıyla karar isimlerinin veya künyelerinin altına kısa açıklamalar veya anahtar sözcükler eklenmiştir. Emsal kararlar aktarılırken AİHM, AYM ve Danıştay şeklinde bir sıralama izlenmiştir.

Research paper thumbnail of L'effet horizontal de la Convention européenne des droits de l'homme

L’effet horizontal implique l’application de la Convention EDH dans les relations interindividuel... more L’effet horizontal implique l’application de la Convention EDH dans les relations interindividuelles. Cette construction jurisprudentielle permet la mise en jeu de la responsabilité de l’État lorsque celui-ci ne prend pas les mesures nécessaires pour prévenir et réprimer les violations de la Convention commises par les personnes privées. La reconnaissance de l’effet horizontal par le juge européen a pour conséquence la prolifération des obligations de l’État. La transposition de celles-ci dans l’ordre juridique interne astreint les autorités publiques à intervenir dans les rapports privés. Nécessaire à l’effectivité des droits de l’homme, la diffusion de l’effet horizontal a pour contrepartie l’accroissement de l’intervention étatique dans la sphère privée. Le défi est dès lors de délimiter l’extension des droits de l’homme aux relations interindividuelles afin que celle-ci ne devienne pas un facteur d’affaiblissement de la protection verticale des droits de l’homme. Cet ouvrage aborde un aspect controversé du débat actuel entourant la protection des droits de l’homme. Il s’adresse aux chercheurs, aux avocats ainsi qu’à tous ceux qui souhaitent approfondir leurs connaissances sur la Convention EDH.
---
The horizontal effect involves the application of the ECHR in interindividual relationships. Justified by the theory of positive obligations, this jurisprudential construction allows to establish the international responsibility of the State when it fails to take necessary measures to prevent and suppress violations of the Convention committed by private persons. Recognition of the horizontal effect by the European judge results in the proliferation of substantive and procedural obligations of the State. Transposing them into domestic law compels public authorities, including courts, to interfere in private relations. Necessary for the effectiveness of human rights, the diffusion of the horizontal effect generates, in return, an extension of State intervention in the private sphere and the emergence of individual duties based on the respect of the rights and freedoms of others. The European Court of Human Rights, pioneer of the «horizontalization», refuses to develop a general theory. The challenge is therefore to delimit the extension of human rights to relations between individuals so that it does not become a factor of weakening of the vertical protection of human rights.

Research paper thumbnail of TÜRKİYE’DE DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜ: Sorunlar, Tespitler ve Çözüm Önerileri

Book Chapters by Erkan Duymaz

Research paper thumbnail of Kolombiya’da Anayasal Değişim (Savaşın ve  Barışın Anayasal Bilançosu)

Bağlam, Usul, Aktör ve Süreç Yönünden Anayasa Değişiklikleri: Karşılaştırmalı Bir İnceleme (Editörler: Ersin Kalaycıoğlu, Ömer Faruk Gençkaya) İmge Kitabevi 2. baskı, 2024

Research paper thumbnail of İnsan Hakları Hukuku Işığında Alevilerin Talepleri ve Hak Mücadelesi

Sosyal Bilimler Perspektifinden Aleviler ve Alevilik (Editörler: Şükrü Aslan, Çiğdem Boz, Cemal Salman) Ütopya Yayınevi, 2023

Research paper thumbnail of Hak ve Özgürlüklerin Kısıtlanmasında Yetkinin Kötüye Kullanılması ve Yetki Saptırması

AVRUPA İNSAN HAKLARI SİSTEMİ VE TÜRKİYE (Editör Itır Aladağ Görentaş), 2020

Research paper thumbnail of ANAYASA MAHKEMESİNİN CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇU İLE İMTİHANI

Prof. Dr. Metin Günday Armağanı I. Cilt, 2020

Papers by Erkan Duymaz

Research paper thumbnail of Anayasa Mahkemesinin Bireysel Başvuru Kararlarında Kentsel Dönüşüm Uygulamalarından Kaynaklanan Mülkiyet Hakkı Sorunları

Ankara Barosu Dergisi, 2023

Research paper thumbnail of Sınırlı İktidardan Uzatmalı Başkanlığa: Devlet Başkanlığı Dönem Sınırlamaları Hakkında Karşılaştırmalı Bir İnceleme

Anayasa Hukuku Dergisi, 2021

Devlet başkanlığı görevi için dönem sınırlaması öngörülmesi çağdaş demokrasilerde genel kabul gör... more Devlet başkanlığı görevi için dönem sınırlaması öngörülmesi çağdaş demokrasilerde genel kabul gören bir yaklaşımdır. Bu yolla iktidarın kişiselleşmesinin engellenmesi, erkler ayrılığının güvence altına alınması, adil bir siyasi mücadele alanı oluşturulması ve dinamik bir yönetimin sağlanması hedeflenmektedir. Bununla birlikte, bilhassa 2000'li yıllardan itibaren, dünyanın birçok ülkesinde iktidardaki devlet başkanlarının bu sınırlamaları esnetmek hatta tamamen kaldırmak için yeni anayasa yapımı veya anayasa değişikliği gibi yöntemlere başvurdukları görülmektedir. Kimi zaman anayasa mahkemelerinin de destek verdiği bu girişimler görüntüde demokratik ancak özde otoriter karakterde rejimlere kapı aralamaktadır. Öte yandan, anayasal düzeni bu tür müdahalelere karşı korumak için öngörülmüş veya kurgulanmış mekanizmalar çoğu kez etkisiz kalmaktadır. (...)

Research paper thumbnail of İfade Özgürlüğü vs İfade Özgürlüğü: AİHM’nin Kaboğlu ve Oran/Türkiye Kararı Üzerine Gözlemler (Freedom of Expression vs Freedom of Expression: Observations on ECtHR's Kaboğlu and Oran Case)

Anayasa Hukuku Dergisi / Journal of Constitutional Law, 2019

Bu çalışma, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM veya Mahkeme) 30 Ekim 2018 tarihli Kaboğlu ve... more Bu çalışma, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM veya Mahkeme) 30 Ekim 2018 tarihli Kaboğlu ve Oran kararının tahlilini amaçlamaktadır. Karar, resmî bir görev kapsamında hazırladıkları Azınlık Hakları Raporu nedeniyle sert tepki ve eleştirilere maruz kalan başvurucuların çeşitli yayın organlarına ve gazete yazarlarına karşı aç-tıkları tazminat davalarının reddedilmesini konu almaktadır. Mahkeme, başvurucuları hedef alan gazete yazılarının bir kısmını nefret söylemi ve şiddet çağrısı şeklinde nitelendirmiş ve ulusal mahkeme kararlarının başvurucuların itibarını korumada yetersiz kaldığına kanaat getirmiştir. Bununla birlikte, AİHM, her ikisi de insan hakları alanında uzmanlaşmış akademisyen olan başvurucuların ifade özgürlüğünün ihlal edildiği yö-nündeki iddialarını incelemeye gerek görmemiştir. Bu çalışmada, Mah-kemenin benimsediği bu yaklaşımın somut vakada geçerli olmaması ge-rektiği savunulmakta ve bu görüş Mahkemenin kendi içtihadı ile destek-lenmeye çalışılmaktadır.

Research paper thumbnail of İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin  İnsanlık Haklarının  Gerçekleştirilmesine Potansiyel Katkısı (The Potential Contribution of the European Convention on Human  Rights to the Fulfilment of Rights of Humankind).pdf

Anayasa Hukuku Dergisi, 2017

Research paper thumbnail of GEZİ PARKI ÇIKMAZINDA DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI (DEMOCRACY AND HUMAN RIGHTS AT THE GEZI PARK IMPASSE

Anayasa Hukuku Dergisi

The protests which started in response to the demolition of the Taksim Gezi Park and escalated in... more The protests which started in response to the demolition of the Taksim Gezi Park and escalated in a short time in consequence of the statements of the politicians and the local authorities and the harsh intervention of the security forces have been top of the agenda of Turkey during last few months. The general attitude of those in political power to the movement and the manner in which the police have handled the demonstrations have revealed serious problems concerning the approach to democracy and human rights in Turkey. This study is an evaluation of the Gezi Park events from the perspective of pluralist and participatory democracy and human rights law. To this end, omissions, acts and statements of the public authorities are discussed in the context of Turkey’s Constitution, European Convention on Human Rights and the principles of democratic society.

Research paper thumbnail of DİNİ SEMBOL VE KIYAFET SINIRLAMALARINDA İKİ FARKLI YAKLAŞIM: İNSAN HAKLARI KOMİTESİ VE AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARLARININ DEVLETLERİN ULUSLARARASI YÜKÜMLÜLÜKLERİ BAKIMINDAN TAHLİLİ

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

Freedom to wear religious symbols or clothing, which is an important component of the freedom of ... more Freedom to wear religious symbols or clothing, which is an important component of the freedom of religion and conscience, continues to be one of the permanent topics of the European human rights agenda. The discussions which were initially centered around the Islamic headscarf have, in recent years, included other religious symbols like kippah, cross and Sikh turban and finally expanded to the ban on the burqa and the face veil in public space. The European Court of Human Rights who didn’t consider, in a significant number of the cases, the restrictions on wearing religious symbols -especially in Turkey and France- as a violation of freedom of religion and leaved a wide margin of appreciation to the states in this regard, has been the target of criticism. However the United Nations Human Rights Committee has adopted a different approach and found a violation of the said freedom concerning similar and sometimes identical individual applications. This study aims to reveal the difference between the Court’s and Commitee’s approaches by analysing relevant case law and tries to find an answer to the question of how the state obligations arising from human rights treaties should be interpreted faced with this situation.

Research paper thumbnail of ANAYASA MAHKEMESİ'NİN SOYADINA İLİŞKİN KARARLARI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER (REFLECTIONS ON THE CONSTITUTIONAL COURT'S DECISIONS REAGARDING THE SURNAME)

Anayasa Hukuku Dergisi

ABSTRACT This study aims to provide a critical approach to the judgements of the Constitutional C... more ABSTRACT
This study aims to provide a critical approach to the judgements of the Constitutional Court on the surname cases rendered between 2011- 2013. Altough the Constitutional Court has renewed with the 2010 referendum, it still follows its traditional case law in which the unity and integrity of the Nation and the family overrides the individual rights. By adopting such an attitude, which represents a clear break from the international human rights law, the Hihg Court has deformed the notions such as the margin of appreciation and the principle of equality and created a noticeable discrepancy between its decisions. Therefore, the Court’ s case law regarding the surname can be described as “alarming”. Altough a recent decision, which was rendered on Decembre 19 on an individual application, marks a considerable change, the Court’s general approach is open to criticism in many respects.

Keywords: Surname, Surname of Married Women, Foreign Surname, Principle of Equality, Discrimination, Private Life, Margin of Appreciation, European Court of Human Rights, Constitutional Court, Constitutional Review, Individual Application.

Research paper thumbnail of İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN AMERİKAN İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ ÇERÇEVESİNDE KORUNMASI ÜZERİNE BİR İNCELEME - A STUDY ON THE PROTECTION OF FREEDOM OF EXPRESSION WITHIN THE FRAMEWORK OF THE AMERICAN CONVENTION ON HUMAN RIGHTS

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

ÖZET İnsan haklarına ilişkin diğer temel belgelere kıyasla, Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi, if... more ÖZET İnsan haklarına ilişkin diğer temel belgelere kıyasla, Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi, ifade özgürlüğünü oldukça detaylı bir şekilde düzenlemiştir. Sözleşme'nin yargısal denetim organı olan Amerikalılar-arası Mahkeme, kararları ve tavsiye görüşleriyle, ifade özgürlüğünün kapsamını geniş, bu özgürlüğe getirilebilecek sınırlamaları dar yorumlamıştır. Kısa zamanda zengin ve tutarlı bir içtihat oluşturan Mahkeme, ifade özgürlüğünü yalnızca bireysel değil, aynı zamanda kendisine önemli misyonlar yüklenen sosyal ve kültürel bir hak olarak ele almıştır. Özellikle, bilgi edinme hakkına ilişkin Mahkeme kararları, ifade özgürlüğünü, şeffaf ve katılımcı bir demokrasinin hayata geçirilmesinde vazgeçilmez bir araç olarak ortaya koymuştur. Birçok açıdan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadına paralel kararlar üreten Amerikalılar-arası Mahkeme, Avrupa sisteminin sağladığı güvenceleri asgari bir standart olarak görmekte ve ifade özgürlüğünün korunmasında daha ileri bir noktaya ulaşmayı hedefl emektedir. ABSTRACT Compared with other basic instruments relating to human rights, the American Convention on Human Rights treats the freedom of expression quite in detail. The Inter-American Court, body of judicial control provided by the Convention, has interpreted, through its judgments and advisory opinions, the scope of the freedom of expression broadly, the restrictions that can be applied to this freedom strictly. Forming a rich and consistent case-law in a short time, the Court has considered the freedom of expression not only as an individual right but also a social and cultural right assuming important missions. Especially, Court judgments regarding the right to access to information have recognized the freedom of expression as an indispensable

Research paper thumbnail of MODERN KÖLELİK (Avrupa Konseyi Hukukunda Kölelik, Kulluk ve Zorla Çalıştırma Yasakları Üzerine Bir İnceleme) - MODERN SLAVERY (A Study on the Prohibition of Slavery, Servitude and Forced Labour under the Law of the Council of Europe)

Legal Hukuk Dergisi

Özet Kişinin hukuken bir eşya statüsüne indirgendiği geleneksel kölelik müessesesi günümüzde varl... more Özet Kişinin hukuken bir eşya statüsüne indirgendiği geleneksel kölelik müessesesi günümüzde varlığını yitirmiştir. Bununla birlikte, klasik bir mülkiyet ilişkisine dayanmayan, ancak insan onuru ve insan hakları üzerinde meydana getirdiği tahribat bakımından geleneksel kölelikten pek de farklı olmayan " yeni " kölelik biçimleri gün yüzüne çıkmıştır. İnsan hakları hukukunun kölelik, kulluk ve zorla çalıştırma yasakları kapsamında ilgilendiği modern kölelik, uluslararası ve bölgesel düzeyde çok sayıda düzenlemeye ve yargı kararına konu olmuştur. Avrupa Konseyi'nin modern köleliğe ilişkin çalışmaları insan ticareti ve ev köleliği alanlarında yoğunlaşmıştır. Bu uygulamaları içeren dört vaka Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından incelenmiş ve neticede modern köleliğe ilişkin kapsamlı bir içtihat oluşmuştur. Bu çalışma, modern köleliğin Avrupa Konseyi Hukuku ekseninde ele alınarak irdelenmesine ve devletlerin modern kölelikle mücadelede üstlendikleri yükümlülüklerin ortaya konmasına katkı sunmayı amaçlamaktadır. Abstract Today, the traditional institution of slavery, according to which a human being is legally reduced to a thing, has been disappeared. However, " new " slavery forms, which, not being based on a classical property relationship, is nevertheless not much different from the traditional slavery in terms of damage caused to the human dignity and human rights, has been emerged. Modern slavery, which falls into the scope of the human rights in its relationship with the prohibition of slavery, servitude and forced labour, has been subject to many regulations and judgments at the international and regional level. The Council of Europe's effort on the modern slavery concentrates on the area of human trafficking and domestic slavery. Four cases, including these practices, have been examined by the European Court of Human Rights, and consequently, a comprehensive case law relating to the modern slavery has been formed. This study aims to contribute to the analysis of modern slavery by focusing on the Law of the Council of Europe and the identification of the obligations undertaken by the States in the combat against modern slavery.

Research paper thumbnail of Sacrifier l'individu à l'unité de la nation et de la famille. Quelques réflexions sur les décisions récentes de la Cour constitutionnelle turque en matière de nom patronymique

Revue de droit constitutionnel

Cet article a pour objectif de proposer une approche critique des décisions de la Cour constituti... more Cet article a pour objectif de proposer une approche critique des décisions de la Cour constitutionnelle rendues en matière de nom patronymique entre 2011 et 2013. Renouvelée à la suite du référendum de 2010, la Cour constitutionnelle suit cependant sa jurisprudence traditionnelle en sacralisant la nation et la famille au risque d’étouffer des droits individuels. Cette attitude qui marque un éloignement net du droit international des droits de l’homme ne peut être prise qu’en déformant un certain nombre de concepts et principes, tels que la marge d’appréciation et le principe de l’égalité, et en provoquant une incohérence visible dans la démarche suivie. Il est dès lors permis de qualifier l’œuvre de la Cour constitutionnelle en la matière de “préoccupante”, d’autant plus qu’elle est censée, après l’instauration de la voie de recours individuel, s’aligner sur la jurisprudence de la Cour européenne des droits de l’homme. Si un arrêt récent de la Cour constitutionnelle, rendu en décembre 2013 suite à un recours individuel, témoigne d’une certaine avancée, l’essentiel de la jurisprudence constitutionnelle demeure cependant fort contestable au regard des standards européens.
----
This study aims to provide a critical approach to the judgements of the Constitutional Court on the surname cases rendered between 2011- 2013. Altough the Constitutional Court has changed with the 2010 referendum, it still follows its traditional case law in which the unity and integrity of the Nation and the family overrides the individual rights. By adopting such an attitude, which represents a clear break from the international human rights law, the High Court has distorted notions such as the margin of appreciation and the principle of equality and created a noticeable discrepancy between its decisions. Therefore, the Court’s case law regarding the surname can be described as “alarming”. Altough a recent decision, which was rendered on Decembre 19 on an individual application, marks a considerable change, the Court’s general approach is open to criticism in many respects.

Research paper thumbnail of Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Çevrenin Korunmasına Katkısı - Contribution of the European Court of Human Rights to the Protection of the Environment

Istanbul Universitesi Siyasal Bilgiler Fakultesi Dergisi, 2012

Research paper thumbnail of Uluslararası Anayasacılık

Research paper thumbnail of Ceza Avukatının Başvuru Kitabı (5. Baskı) Ersan Şen, Ali Kemal Yıldız, Erkan Duymaz ve diğerleri

Research paper thumbnail of IDARI YARGIDA ADİL YARGILANMA HAKKINA İLİŞKİN EMSAL KARARLAR

Avrupa Konseyi, 2022

Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve Türkiye Cumhuriyetinin desteği ile hayata geçirilen "İdari Yarg... more Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve Türkiye Cumhuriyetinin desteği ile hayata geçirilen "İdari Yargının Etkinliğinin Artırılması ve Danıştayın Kurumsal Kapasitesinin Güçlendirilmesi Projesi" kapsamında hazırlanan bu kitap, adil yargılanma hakkına ilişkin temel ve güncel AİHM, AYM ve Danıştay içtihadını tematik ve sistemli bir şekilde sunarak bu alanda karşılaşılan sorunların çözümü için uygulayıcılara rehberlik etmeyi amaçlamaktadır. Kitap, adil yargılanma hakkının unsurları göz önünde bulundurularak sekiz bölüme ayrılmıştır. Her bir bölümde öncelikle ilgili unsurun veya güvencenin kapsamı hakkında açıklamalarda bulunulmuş, sonrasında ise güncel ve önemli kabul edilen mahkeme kararlarının bazılarının tam metinlerine, bazılarının ise özetlerine veya bunlardan alıntılara yer verilmiştir. Öte yandan, okuyuculara kolaylık sağlamak amacıyla karar isimlerinin veya künyelerinin altına kısa açıklamalar veya anahtar sözcükler eklenmiştir. Emsal kararlar aktarılırken AİHM, AYM ve Danıştay şeklinde bir sıralama izlenmiştir.

Research paper thumbnail of L'effet horizontal de la Convention européenne des droits de l'homme

L’effet horizontal implique l’application de la Convention EDH dans les relations interindividuel... more L’effet horizontal implique l’application de la Convention EDH dans les relations interindividuelles. Cette construction jurisprudentielle permet la mise en jeu de la responsabilité de l’État lorsque celui-ci ne prend pas les mesures nécessaires pour prévenir et réprimer les violations de la Convention commises par les personnes privées. La reconnaissance de l’effet horizontal par le juge européen a pour conséquence la prolifération des obligations de l’État. La transposition de celles-ci dans l’ordre juridique interne astreint les autorités publiques à intervenir dans les rapports privés. Nécessaire à l’effectivité des droits de l’homme, la diffusion de l’effet horizontal a pour contrepartie l’accroissement de l’intervention étatique dans la sphère privée. Le défi est dès lors de délimiter l’extension des droits de l’homme aux relations interindividuelles afin que celle-ci ne devienne pas un facteur d’affaiblissement de la protection verticale des droits de l’homme. Cet ouvrage aborde un aspect controversé du débat actuel entourant la protection des droits de l’homme. Il s’adresse aux chercheurs, aux avocats ainsi qu’à tous ceux qui souhaitent approfondir leurs connaissances sur la Convention EDH.
---
The horizontal effect involves the application of the ECHR in interindividual relationships. Justified by the theory of positive obligations, this jurisprudential construction allows to establish the international responsibility of the State when it fails to take necessary measures to prevent and suppress violations of the Convention committed by private persons. Recognition of the horizontal effect by the European judge results in the proliferation of substantive and procedural obligations of the State. Transposing them into domestic law compels public authorities, including courts, to interfere in private relations. Necessary for the effectiveness of human rights, the diffusion of the horizontal effect generates, in return, an extension of State intervention in the private sphere and the emergence of individual duties based on the respect of the rights and freedoms of others. The European Court of Human Rights, pioneer of the «horizontalization», refuses to develop a general theory. The challenge is therefore to delimit the extension of human rights to relations between individuals so that it does not become a factor of weakening of the vertical protection of human rights.

Research paper thumbnail of TÜRKİYE’DE DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜ: Sorunlar, Tespitler ve Çözüm Önerileri

Research paper thumbnail of Kolombiya’da Anayasal Değişim (Savaşın ve  Barışın Anayasal Bilançosu)

Bağlam, Usul, Aktör ve Süreç Yönünden Anayasa Değişiklikleri: Karşılaştırmalı Bir İnceleme (Editörler: Ersin Kalaycıoğlu, Ömer Faruk Gençkaya) İmge Kitabevi 2. baskı, 2024

Research paper thumbnail of İnsan Hakları Hukuku Işığında Alevilerin Talepleri ve Hak Mücadelesi

Sosyal Bilimler Perspektifinden Aleviler ve Alevilik (Editörler: Şükrü Aslan, Çiğdem Boz, Cemal Salman) Ütopya Yayınevi, 2023

Research paper thumbnail of Hak ve Özgürlüklerin Kısıtlanmasında Yetkinin Kötüye Kullanılması ve Yetki Saptırması

AVRUPA İNSAN HAKLARI SİSTEMİ VE TÜRKİYE (Editör Itır Aladağ Görentaş), 2020

Research paper thumbnail of ANAYASA MAHKEMESİNİN CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇU İLE İMTİHANI

Prof. Dr. Metin Günday Armağanı I. Cilt, 2020

Research paper thumbnail of Anayasa Mahkemesinin Bireysel Başvuru Kararlarında Kentsel Dönüşüm Uygulamalarından Kaynaklanan Mülkiyet Hakkı Sorunları

Ankara Barosu Dergisi, 2023

Research paper thumbnail of Sınırlı İktidardan Uzatmalı Başkanlığa: Devlet Başkanlığı Dönem Sınırlamaları Hakkında Karşılaştırmalı Bir İnceleme

Anayasa Hukuku Dergisi, 2021

Devlet başkanlığı görevi için dönem sınırlaması öngörülmesi çağdaş demokrasilerde genel kabul gör... more Devlet başkanlığı görevi için dönem sınırlaması öngörülmesi çağdaş demokrasilerde genel kabul gören bir yaklaşımdır. Bu yolla iktidarın kişiselleşmesinin engellenmesi, erkler ayrılığının güvence altına alınması, adil bir siyasi mücadele alanı oluşturulması ve dinamik bir yönetimin sağlanması hedeflenmektedir. Bununla birlikte, bilhassa 2000'li yıllardan itibaren, dünyanın birçok ülkesinde iktidardaki devlet başkanlarının bu sınırlamaları esnetmek hatta tamamen kaldırmak için yeni anayasa yapımı veya anayasa değişikliği gibi yöntemlere başvurdukları görülmektedir. Kimi zaman anayasa mahkemelerinin de destek verdiği bu girişimler görüntüde demokratik ancak özde otoriter karakterde rejimlere kapı aralamaktadır. Öte yandan, anayasal düzeni bu tür müdahalelere karşı korumak için öngörülmüş veya kurgulanmış mekanizmalar çoğu kez etkisiz kalmaktadır. (...)

Research paper thumbnail of İfade Özgürlüğü vs İfade Özgürlüğü: AİHM’nin Kaboğlu ve Oran/Türkiye Kararı Üzerine Gözlemler (Freedom of Expression vs Freedom of Expression: Observations on ECtHR's Kaboğlu and Oran Case)

Anayasa Hukuku Dergisi / Journal of Constitutional Law, 2019

Bu çalışma, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM veya Mahkeme) 30 Ekim 2018 tarihli Kaboğlu ve... more Bu çalışma, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM veya Mahkeme) 30 Ekim 2018 tarihli Kaboğlu ve Oran kararının tahlilini amaçlamaktadır. Karar, resmî bir görev kapsamında hazırladıkları Azınlık Hakları Raporu nedeniyle sert tepki ve eleştirilere maruz kalan başvurucuların çeşitli yayın organlarına ve gazete yazarlarına karşı aç-tıkları tazminat davalarının reddedilmesini konu almaktadır. Mahkeme, başvurucuları hedef alan gazete yazılarının bir kısmını nefret söylemi ve şiddet çağrısı şeklinde nitelendirmiş ve ulusal mahkeme kararlarının başvurucuların itibarını korumada yetersiz kaldığına kanaat getirmiştir. Bununla birlikte, AİHM, her ikisi de insan hakları alanında uzmanlaşmış akademisyen olan başvurucuların ifade özgürlüğünün ihlal edildiği yö-nündeki iddialarını incelemeye gerek görmemiştir. Bu çalışmada, Mah-kemenin benimsediği bu yaklaşımın somut vakada geçerli olmaması ge-rektiği savunulmakta ve bu görüş Mahkemenin kendi içtihadı ile destek-lenmeye çalışılmaktadır.

Research paper thumbnail of İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin  İnsanlık Haklarının  Gerçekleştirilmesine Potansiyel Katkısı (The Potential Contribution of the European Convention on Human  Rights to the Fulfilment of Rights of Humankind).pdf

Anayasa Hukuku Dergisi, 2017

Research paper thumbnail of GEZİ PARKI ÇIKMAZINDA DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI (DEMOCRACY AND HUMAN RIGHTS AT THE GEZI PARK IMPASSE

Anayasa Hukuku Dergisi

The protests which started in response to the demolition of the Taksim Gezi Park and escalated in... more The protests which started in response to the demolition of the Taksim Gezi Park and escalated in a short time in consequence of the statements of the politicians and the local authorities and the harsh intervention of the security forces have been top of the agenda of Turkey during last few months. The general attitude of those in political power to the movement and the manner in which the police have handled the demonstrations have revealed serious problems concerning the approach to democracy and human rights in Turkey. This study is an evaluation of the Gezi Park events from the perspective of pluralist and participatory democracy and human rights law. To this end, omissions, acts and statements of the public authorities are discussed in the context of Turkey’s Constitution, European Convention on Human Rights and the principles of democratic society.

Research paper thumbnail of DİNİ SEMBOL VE KIYAFET SINIRLAMALARINDA İKİ FARKLI YAKLAŞIM: İNSAN HAKLARI KOMİTESİ VE AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARLARININ DEVLETLERİN ULUSLARARASI YÜKÜMLÜLÜKLERİ BAKIMINDAN TAHLİLİ

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

Freedom to wear religious symbols or clothing, which is an important component of the freedom of ... more Freedom to wear religious symbols or clothing, which is an important component of the freedom of religion and conscience, continues to be one of the permanent topics of the European human rights agenda. The discussions which were initially centered around the Islamic headscarf have, in recent years, included other religious symbols like kippah, cross and Sikh turban and finally expanded to the ban on the burqa and the face veil in public space. The European Court of Human Rights who didn’t consider, in a significant number of the cases, the restrictions on wearing religious symbols -especially in Turkey and France- as a violation of freedom of religion and leaved a wide margin of appreciation to the states in this regard, has been the target of criticism. However the United Nations Human Rights Committee has adopted a different approach and found a violation of the said freedom concerning similar and sometimes identical individual applications. This study aims to reveal the difference between the Court’s and Commitee’s approaches by analysing relevant case law and tries to find an answer to the question of how the state obligations arising from human rights treaties should be interpreted faced with this situation.

Research paper thumbnail of ANAYASA MAHKEMESİ'NİN SOYADINA İLİŞKİN KARARLARI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER (REFLECTIONS ON THE CONSTITUTIONAL COURT'S DECISIONS REAGARDING THE SURNAME)

Anayasa Hukuku Dergisi

ABSTRACT This study aims to provide a critical approach to the judgements of the Constitutional C... more ABSTRACT
This study aims to provide a critical approach to the judgements of the Constitutional Court on the surname cases rendered between 2011- 2013. Altough the Constitutional Court has renewed with the 2010 referendum, it still follows its traditional case law in which the unity and integrity of the Nation and the family overrides the individual rights. By adopting such an attitude, which represents a clear break from the international human rights law, the Hihg Court has deformed the notions such as the margin of appreciation and the principle of equality and created a noticeable discrepancy between its decisions. Therefore, the Court’ s case law regarding the surname can be described as “alarming”. Altough a recent decision, which was rendered on Decembre 19 on an individual application, marks a considerable change, the Court’s general approach is open to criticism in many respects.

Keywords: Surname, Surname of Married Women, Foreign Surname, Principle of Equality, Discrimination, Private Life, Margin of Appreciation, European Court of Human Rights, Constitutional Court, Constitutional Review, Individual Application.

Research paper thumbnail of İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN AMERİKAN İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ ÇERÇEVESİNDE KORUNMASI ÜZERİNE BİR İNCELEME - A STUDY ON THE PROTECTION OF FREEDOM OF EXPRESSION WITHIN THE FRAMEWORK OF THE AMERICAN CONVENTION ON HUMAN RIGHTS

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

ÖZET İnsan haklarına ilişkin diğer temel belgelere kıyasla, Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi, if... more ÖZET İnsan haklarına ilişkin diğer temel belgelere kıyasla, Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi, ifade özgürlüğünü oldukça detaylı bir şekilde düzenlemiştir. Sözleşme'nin yargısal denetim organı olan Amerikalılar-arası Mahkeme, kararları ve tavsiye görüşleriyle, ifade özgürlüğünün kapsamını geniş, bu özgürlüğe getirilebilecek sınırlamaları dar yorumlamıştır. Kısa zamanda zengin ve tutarlı bir içtihat oluşturan Mahkeme, ifade özgürlüğünü yalnızca bireysel değil, aynı zamanda kendisine önemli misyonlar yüklenen sosyal ve kültürel bir hak olarak ele almıştır. Özellikle, bilgi edinme hakkına ilişkin Mahkeme kararları, ifade özgürlüğünü, şeffaf ve katılımcı bir demokrasinin hayata geçirilmesinde vazgeçilmez bir araç olarak ortaya koymuştur. Birçok açıdan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadına paralel kararlar üreten Amerikalılar-arası Mahkeme, Avrupa sisteminin sağladığı güvenceleri asgari bir standart olarak görmekte ve ifade özgürlüğünün korunmasında daha ileri bir noktaya ulaşmayı hedefl emektedir. ABSTRACT Compared with other basic instruments relating to human rights, the American Convention on Human Rights treats the freedom of expression quite in detail. The Inter-American Court, body of judicial control provided by the Convention, has interpreted, through its judgments and advisory opinions, the scope of the freedom of expression broadly, the restrictions that can be applied to this freedom strictly. Forming a rich and consistent case-law in a short time, the Court has considered the freedom of expression not only as an individual right but also a social and cultural right assuming important missions. Especially, Court judgments regarding the right to access to information have recognized the freedom of expression as an indispensable

Research paper thumbnail of MODERN KÖLELİK (Avrupa Konseyi Hukukunda Kölelik, Kulluk ve Zorla Çalıştırma Yasakları Üzerine Bir İnceleme) - MODERN SLAVERY (A Study on the Prohibition of Slavery, Servitude and Forced Labour under the Law of the Council of Europe)

Legal Hukuk Dergisi

Özet Kişinin hukuken bir eşya statüsüne indirgendiği geleneksel kölelik müessesesi günümüzde varl... more Özet Kişinin hukuken bir eşya statüsüne indirgendiği geleneksel kölelik müessesesi günümüzde varlığını yitirmiştir. Bununla birlikte, klasik bir mülkiyet ilişkisine dayanmayan, ancak insan onuru ve insan hakları üzerinde meydana getirdiği tahribat bakımından geleneksel kölelikten pek de farklı olmayan " yeni " kölelik biçimleri gün yüzüne çıkmıştır. İnsan hakları hukukunun kölelik, kulluk ve zorla çalıştırma yasakları kapsamında ilgilendiği modern kölelik, uluslararası ve bölgesel düzeyde çok sayıda düzenlemeye ve yargı kararına konu olmuştur. Avrupa Konseyi'nin modern köleliğe ilişkin çalışmaları insan ticareti ve ev köleliği alanlarında yoğunlaşmıştır. Bu uygulamaları içeren dört vaka Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından incelenmiş ve neticede modern köleliğe ilişkin kapsamlı bir içtihat oluşmuştur. Bu çalışma, modern köleliğin Avrupa Konseyi Hukuku ekseninde ele alınarak irdelenmesine ve devletlerin modern kölelikle mücadelede üstlendikleri yükümlülüklerin ortaya konmasına katkı sunmayı amaçlamaktadır. Abstract Today, the traditional institution of slavery, according to which a human being is legally reduced to a thing, has been disappeared. However, " new " slavery forms, which, not being based on a classical property relationship, is nevertheless not much different from the traditional slavery in terms of damage caused to the human dignity and human rights, has been emerged. Modern slavery, which falls into the scope of the human rights in its relationship with the prohibition of slavery, servitude and forced labour, has been subject to many regulations and judgments at the international and regional level. The Council of Europe's effort on the modern slavery concentrates on the area of human trafficking and domestic slavery. Four cases, including these practices, have been examined by the European Court of Human Rights, and consequently, a comprehensive case law relating to the modern slavery has been formed. This study aims to contribute to the analysis of modern slavery by focusing on the Law of the Council of Europe and the identification of the obligations undertaken by the States in the combat against modern slavery.

Research paper thumbnail of Sacrifier l'individu à l'unité de la nation et de la famille. Quelques réflexions sur les décisions récentes de la Cour constitutionnelle turque en matière de nom patronymique

Revue de droit constitutionnel

Cet article a pour objectif de proposer une approche critique des décisions de la Cour constituti... more Cet article a pour objectif de proposer une approche critique des décisions de la Cour constitutionnelle rendues en matière de nom patronymique entre 2011 et 2013. Renouvelée à la suite du référendum de 2010, la Cour constitutionnelle suit cependant sa jurisprudence traditionnelle en sacralisant la nation et la famille au risque d’étouffer des droits individuels. Cette attitude qui marque un éloignement net du droit international des droits de l’homme ne peut être prise qu’en déformant un certain nombre de concepts et principes, tels que la marge d’appréciation et le principe de l’égalité, et en provoquant une incohérence visible dans la démarche suivie. Il est dès lors permis de qualifier l’œuvre de la Cour constitutionnelle en la matière de “préoccupante”, d’autant plus qu’elle est censée, après l’instauration de la voie de recours individuel, s’aligner sur la jurisprudence de la Cour européenne des droits de l’homme. Si un arrêt récent de la Cour constitutionnelle, rendu en décembre 2013 suite à un recours individuel, témoigne d’une certaine avancée, l’essentiel de la jurisprudence constitutionnelle demeure cependant fort contestable au regard des standards européens.
----
This study aims to provide a critical approach to the judgements of the Constitutional Court on the surname cases rendered between 2011- 2013. Altough the Constitutional Court has changed with the 2010 referendum, it still follows its traditional case law in which the unity and integrity of the Nation and the family overrides the individual rights. By adopting such an attitude, which represents a clear break from the international human rights law, the High Court has distorted notions such as the margin of appreciation and the principle of equality and created a noticeable discrepancy between its decisions. Therefore, the Court’s case law regarding the surname can be described as “alarming”. Altough a recent decision, which was rendered on Decembre 19 on an individual application, marks a considerable change, the Court’s general approach is open to criticism in many respects.

Research paper thumbnail of Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Çevrenin Korunmasına Katkısı - Contribution of the European Court of Human Rights to the Protection of the Environment

Istanbul Universitesi Siyasal Bilgiler Fakultesi Dergisi, 2012

Research paper thumbnail of AFET KAYNAKLI GÖÇ SÜRECİ YÖNETİMİNDE HAK VE İHTİYAÇ TEMELLİ YAKLAŞIM: ULUSLARARASI STANDARTLAR IŞIĞINDA ULUSAL HUKUKUN DEĞERLENDİRİLMESİ

21.ULUSLARARASI KAMU YÖNETİMİ FORUMU TAM METİNLER KİTABI, 2022

Research paper thumbnail of Hükümet Dışı Örgütlerin İnsan Hakları Davalarındaki Rolü: AİHM Örneği Üzerinden Kazanımlar ve Birkaç Soru İşareti

Ankara Barosu Uluslararası Hukuk Kurultayı 2020, 2021

Research paper thumbnail of Çocuk Haklarına San Jose'den Bir Bakış: Amerikalılar-arası İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarında Çocuğun Korunması ve Çocuk Hakları

Sosyal Adalet İçin İnsan Hakları: Sosyal Haklar (TODAİE Yayınları)

Özet: İnsan haklarının bölgesel düzlemde korunmasında etkili bir rol oynayan Amerikan İnsan Hakla... more Özet: İnsan haklarının bölgesel düzlemde korunmasında etkili bir rol oynayan Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi, medeni ve siyasal haklara ilişkin bir belge olmasına rağmen çocuk haklarına dair bir düzenleme de içermektedir. Her çocuğun, ailesi, toplum ve devlet tarafından alınacak önlemlerle korunmasını doğrudan ileri sürülebilir bir hak olarak tanımlayan bu düzenleme, Amerikalılar-arası İnsan Hakları Mahkemesi tarafından birçok kararda ve tavsiye görüşünde etraflıca ele alınmıştır. Çocukları sadece korunması gereken kişiler olarak değil, aynı zamanda hak ve özgürlük sahibi bireyler olarak gören Mahkeme, yaşam hakkı, kötü muamele yasağı, kişi güvenliği ve özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, ayrımcılık yasağı vb. güvenceler bağlamında çocuğun sahip olduğu haklar ve devletin ödevleri konusunda zengin bir içtihat oluşturmuştur. Cebri kayıp, yargısız infaz ve işkence gibi ağır ve sistematik insan hakları ihlalleri yanında çocuk-ebeveyn ilişkilerini konu alan münferit başvuruları da inceleme fırsatı bulan San Jose Mahkemesi, devlet yükümlülüklerini oldukça geniş yorumlamıştır. Buna göre, devlet organları, medeni ve siyasal hakların ötesinde, çocuğun birtakım sosyal haklarını da korumak için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. İnsan haklarının bölünmezliği ilkesinden yola çıkan Mahkeme, böylece, gerçekleştirilmesi devletin ekonomik imkân ve önceliklerine bağlı olan sosyal hakları ayrı bir kategoride değerlendirmeyi reddetmiş, devlete bu konuda dar bir takdir marjı bırakmıştır. Hukuk tekniği açısından tartışmalı olsa da, bu yaklaşım, sosyo-ekonomik yönden dezavantajlı çocuklar için son derece önemli bir kazanım olarak değerlendirilebilir. Amerikalılar-arası sistemin çocuk haklarına bakışı, başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere, diğer sistemlerin sosyal haklara yaklaşımını sorgulamak ve insan haklarının " kuşak " lara ayrılarak farklı şekillerde korunmasının tutarlılığını tartışmak için oldukça değerli veriler sunmaktadır.

Research paper thumbnail of Avrupa İnsan Hakları Hukukunda Hukukun Üstünlüğü İlkesi

Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2018

Research paper thumbnail of AVRUPA KONSEYİ ANAYASAL BİRİKİMİ IŞIĞINDA 2017 ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

Anayasa Hukuku Dergisi, 2017

Research paper thumbnail of Ana Dilde Eğitim Hakkını Savunma Özgürlüğü / AİHM’nin Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası/Türkiye (25.09.2012) Kararı Üzerine Kısa Bir Değerlendirme

Research paper thumbnail of Sağlık Durumuna Dayalı Ayrımcılık Örneği Olarak HIV Taşıyıcısı İşçinin İşten Çıkarılması (AİHM, I.B./Yunanistan, 552/10, 03.11.2013)

Research paper thumbnail of Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkının İki Yıllık Kısa Bilançosu: Türkiye Cephesinde Yeni Bir Şey Yok

Research paper thumbnail of Fransa'da “Sağlık Olağanüstü Hâli” Kapsamında Alınan Tedbirlerin Yargısal Denetimi

Anayasa Hukuku Dergisi, 2020

Research paper thumbnail of ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK HAKKI İHLALLERİ SERİSİNDE YENİ PERDE: AİHM'NİN KAVALA/TÜRKİYE KARARI ÜZERİNE KISA BİR DEĞERLENDİRME (NEW EPISODE IN THE SERIES OF VIOLATIONS OF THE RIGHT TO LIBERTY AND SECURITY: A BRIEF OBSERVATION ON ECtHR'S KAVALA JUDGMENT)

Anayasa Hukuku Dergisi, 2019

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin kabul e... more Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin kabul edilişinin 71. yıl dönümünde, 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nde, 1 Kasım 2017 tarihinden bu yana tutuklu bulunan, iş insanı, sivil toplum çalışanı ve insan hakları aktivisti Osman Kavala'nın kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine oybirliği ile karar verdi. Böylece AİHM, Selahattin Demirtaş ve Alparslan Altan kararlarıyla birlikte, yaklaşık son bir yıl içerisinde Anayasa Mahkemesinin ihlal bulmadığı üç önemli tutukluluk vakasında Türkiye'yi mahkûm etmiş oldu. Kavala kararının, AİHM'nin yakın dönem içtihadını takip edenler açısından pek de şaşırtıcı olmadığı söylenebilir. Anayasa Mahkemesinin 22.05.2019 tarihli Genel Kurul kararında 4 karşı oy kullanan üyeler tara-fından dile getirilen itirazlar bir sonraki aşamada ihlal kararı çıkabileceğinin sinyallerini vermişti.