MURAT ÖZTÜRK | Istanbul University (original) (raw)
BOOKS by MURAT ÖZTÜRK
BOOK CHAPTERS by MURAT ÖZTÜRK
Türklük Mücahidi Prof. Dr. Halil İbrahim Kafesoğlu Armağanı, 2024
** Bu çalışma 8-10 Nisan 2016 tarihleri arasında Konya'da düzenlenen Selçuklular&Haçlılar Sempozy... more ** Bu çalışma 8-10 Nisan 2016 tarihleri arasında Konya'da düzenlenen Selçuklular&Haçlılar Sempozyumu'nda sunulan bildiri metninin yeni verilerle genişletilmesi suretiyle hazırlanmıştır. Araştırmam için gerekli dokümanların teminî hususunda yardımlarını esirgemeyen ve metin ortaya çıktıktan sonra fikir teatisinde bulunduğum, yorum ve önerileriyle çalışmayı bir adım daha ileriye taşıyan kıymetli hocam Prof. Dr. Ebru ALTAN'a müteşekkirim. Ingilizce tercümelerinden istifade ettiğim Lâtince şiir ve metinlerin karşılaştırması hususunda yardımlarını esirgemeyen Lâtin Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden Prof. Dr. Bedia DEMIRIŞ'e de teşekkürü bir borç bilirim. 1
EDITORSHIP by MURAT ÖZTÜRK
Dergide yer alan yazılardan ve aktarılan görüşlerden yazarlar sorumludur. Authors bear responsibi... more Dergide yer alan yazılardan ve aktarılan görüşlerden yazarlar sorumludur. Authors bear responsibility for the content of their published articles. Yayın dili Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca ve yayın kurulunun belirlediği hallerde Güneydoğu Avrupa ülkelerinin yerel dilleridir. The publication languages of the journal are Turkish, English, German, French and the local languages of SouthEastern European countries (for issues approved by the editorial board) Nisan ve Eylül aylarında, yılda iki sayı olarak yayımlanan uluslararası, hakemli, açık erişimli ve bilimsel bir dergidir. This is a scholarly, international, peer-reviewed and open-access journal published biannually in April and September.
Dergide yer alan yazılardan ve aktarılan görüşlerden yazarlar sorumludur. Authors bear responsibi... more Dergide yer alan yazılardan ve aktarılan görüşlerden yazarlar sorumludur. Authors bear responsibility for the content of their published articles. Yayın dili Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca ve yayın kurulunun belirlediği hallerde Güneydoğu Avrupa ülkelerinin yerel dilleridir. The publication languages of the journal are Turkish, English, German, French and the local languages of SouthEastern European countries (for issues approved by the editorial board) Nisan ve Eylül aylarında, yılda iki sayı olarak yayımlanan uluslararası, hakemli, açık erişimli ve bilimsel bir dergidir. This is a scholarly, international, peer-reviewed and open-access journal published biannually in April and September.
Dergide yer alan yazılardan ve aktarılan görüşlerden yazarlar sorumludur. Authors bear responsibi... more Dergide yer alan yazılardan ve aktarılan görüşlerden yazarlar sorumludur. Authors bear responsibility for the content of their published articles. Yayın dili Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca ve yayın kurulunun belirlediği hallerde Güneydoğu Avrupa ülkelerinin yerel dilleridir. The publication languages of the journal are Turkish, English, German, French and the local languages of SouthEastern European countries (for issues approved by the editorial board) Nisan ve Eylül aylarında, yılda iki sayı olarak yayımlanan uluslararası, hakemli, açık erişimli ve bilimsel bir dergidir. This is a scholarly, international, peer-reviewed and open-access journal published biannually in April and September.
PAPERS by MURAT ÖZTÜRK
Şarkiyat Mecmuası - Journal of Oriental Studies, 2024
Yakın Doğu ve Orta Akdeniz’de yürüttüğü bahrî faâliyetler neticesinde Müslüman Araplar ile Bizan... more Yakın Doğu ve Orta Akdeniz’de yürüttüğü bahrî faâliyetler neticesinde Müslüman
Araplar ile Bizans İmparatorluğu’nun karşı karşıya geldikleri, gemi direklerinin
panoramaya hâkim olmasından ötürü Zâtü’s-Savârî olarak adlandırılan çarpışma,
meşhur bir deniz savaşıdır. Hz. Osmân (23-35/644-656) devrinde Suriye (Şâm)
Vâlisi Muâviye b. Ebû Süfyân (ö. 60/680) ve Mısır Vâlisi Abdullah b. Sa‘d b. Ebû Serh
(ö. 36/656-657) tarafından kıyı şehirleriyle, yeni fethedilen yerlerin muhâfazası
ve Bizanslıların Akdeniz’deki kuvvetini azaltmak amacıyla muhkem bir donanma
inşâ edildi. En nihâyetinde Abdullah b. Sa‘d, 200 gemiden müteşekkil Mısır ve
Şâm filolarıyla Akkâ’dan kuzeybatı yönünde denize açıldı. Müslümanların bu
seyrüseferine karşılık Bizans donanması bizzat İmparator II. Konstans (641-668)
kumandasında harekete geçti. İki taraf arasında Antalya’nın Finike sâhilinde
deniz harbi başladığında Müslümanlar halat ve zincirlerle düşman gemilerini
kendi binitlerine bağlayıp karada muhârebe eder gibi Bizans askerleriyle göğüs
göğüse çarpışmaya başladılar. Kaynakların rivâyetine göre; savaş öğlene doğru
bittiğinde, deniz akan kanlarla kırmızıya boyanmış ve İmparator II. Konstans
esir düşmekten ancak tebdîl-i kıyâfetle kurtulabilmişti. 31 (652) veya 34 (655)
yılında meydana gelen, İslâm Hilâfeti’nin kesin zaferiyle neticelenen bu harp
ile Bizans İmparatorluğu yalnızca doğudaki en kıymetli şehirlerini yitirmekle
kalmamış, ayrıca Akdeniz’de geniş çaplı harekâtlara başlayacak bir rakibi de
karşısında bulmuştu. Bu bağlamda makalede ana kaynakların verdiği mâlûmat
ışığında Zâtü’s-Savârî (Direkler Savaşı) tetkik edilmiştir.
Şarkiyat Mecmuası / Journal of Oriental Studies
Anadolu’da Selcuklularin ilerlemesi sebebiyle zor durumda kalan Bizans Imparatoru I. Aleksios’un ... more Anadolu’da Selcuklularin ilerlemesi sebebiyle zor durumda kalan Bizans Imparatoru I. Aleksios’un (1081-1118) yardim istegini farkli sekilde ele alan Papa II. Urbanus (1088-1099) 1095 yilinda “kutsal topraklari kurtarmak” sloganiyla Bati Avrupa toplumunu harekete gecirip Dogu’ya karsi buyuk bir istilâ hareketi baslatti. Boylece once Urfa’da (491/1098), sonra da Antakya’da (491/1098) birer devlet kurarak Bilâdu’s-Şâm topraklarinda ilerleyen Haclilar, Kudus’u bes haftalik bir kusatma sonrasinda 23 Şâban 492 (15 Temmuz 1099) tarihinde ele gecirdiginde; Frank istilâcilarinin alelâde parali askerler olmadigi Turk-Islâm devletleri tarafindan aci bir sekilde anlasilmis oldu. Kudus’un kaybedilmesinden hemen sonra Kadi Ebu Saʻd el-Herevi, Islâm dunyasinin itibari lideri Abbâsi Halifesi Mustazhir-Billâh’i (487-512/1094-1118) uzerlerinde hac tasiyan tepeden tirnaga zirhli savascilara karsi uyaran ve ondan yardim talebinde bulunan heyetin basindaki kisi olarak tarih sahnesine cikti. El-Herevi, s...
Turklerin Islâmi devirde kurduklari en buyuk hânedanlardan biri Selcuklu Devleti’dir. Meliksah do... more Turklerin Islâmi devirde kurduklari en buyuk hânedanlardan biri Selcuklu Devleti’dir. Meliksah donemi (465-485/1072-1092) Selcuklu Devleti’nin sinirlarinin en genis oldugu devirdir. Bu donemde devletin sinirlari, Kâsgar’dan Ege Adalari’na, Aral Golu ve Kafkasya’dan Yemen ve Aden’e kadar uzanmaktaydi. Bununla birlikte Selcuklularin hâkimiyet kurdugu donem, hem Turk ve bolge halklari hem de Haclilar acisindan onemli bir tarihsel sureci olusturmaktadir. Bu sebeple Selcuklular ile ilgili Arapca kaynaklarda gecen her bir cumle, donemin dogru olarak aydinlatilmasinda onemli bir ipucu olma niteligine sahiptir. Bu calismada, Arapca kaynaklarin Selcuklu tarihyaziminda kullanilmasi hususu yaninda, birincil kaynak ve ikincil literaturdeki eserlerin istifadesinde karsilasilan zorluklara deginilecektir.
Kimi tarihçiler tarafından Roma İmparatorluğu'nun Doğu ve Batı olarak ikiye ayrıldığı 395 yılında... more Kimi tarihçiler tarafından Roma İmparatorluğu'nun Doğu ve Batı olarak ikiye ayrıldığı 395 yılında başlayıp İstanbul'un 29 Mayıs 1453 tarihinde fethiyle nihayete erdiği düşünülen Ortaçağ'daki Türk denizciliğine dair tetkikler Cumhuriyet dönemiyle başlamış ve zaman içerisinde peyderpey hem Türk hem de İslâm denizciliği hususundaki çalışmalar artarak devam etmiştir. Ancak bu alanda akademik araştırma yapmanın arz ettiği zorluklar sebebiyle Ortaçağ denizcilik tarihi hakkındaki bilimsel incelemeler maalesef henüz istenilen düzeye ulaşamamıştır. Bu makalede Ortaçağ'daki Türk ve İslâm devletlerinin siyasî, askerî ve ekonomik bağlamda ehemmiyet arz eden denizcilik faaliyetleri ve denizlerde meydana gelen hadiseler ele alınıp değerlendirildikten sonra Cumhuriyet'in ilân edildiği 1923'ten 2023'e kadar olan 100 yıllık dönemde Türkiye'de söz konusu alana katkı sağlayan çalışmalar ile tercümelere yer verilecektir.
da yayımlanan iki ayrı çalışmamda konu ile alâkalı bilgilerin gözden geçirilip yeni veriler eklen... more da yayımlanan iki ayrı çalışmamda konu ile alâkalı bilgilerin gözden geçirilip yeni veriler eklenmesi sûretiyle genişletilmiş şeklidir.
Graeco-Arabica XIII, 2022
Mediaeval primary sources provide information on the vessels that the Fāṭimid state used in the M... more Mediaeval primary sources provide information on the vessels that the Fāṭimid state used in the Mediterranean and, albeit to a certain extent, their features. After the relocation of the caliphate seat to Egypt, the Fāṭimids employed vessels not only in the Mediterranean, but also on the Nile and the Red Sea. While these ships were of considerable diversity, it is worthwhile to note one type among them, i.e. the ʻushārī boats which were specifically employed for ceremonies and processions on the Nile, and were at the disposal of the Fāṭimid Caliph or leading statesmen. In the light of Mediaeval Islamic sources, this study discusses the design features, types and alternative names of the ʻushārī boats that were mentioned to be floating on the Nile in particular. In addition, it also attempts to explain to what purpose and on which occasions the said boats were used by the Fāṭimid Caliphs or high-ranking officials.
Türklük Mücahidi Prof. Dr. Halil İbrahim Kafesoğlu Armağanı, 2024
** Bu çalışma 8-10 Nisan 2016 tarihleri arasında Konya'da düzenlenen Selçuklular&Haçlılar Sempozy... more ** Bu çalışma 8-10 Nisan 2016 tarihleri arasında Konya'da düzenlenen Selçuklular&Haçlılar Sempozyumu'nda sunulan bildiri metninin yeni verilerle genişletilmesi suretiyle hazırlanmıştır. Araştırmam için gerekli dokümanların teminî hususunda yardımlarını esirgemeyen ve metin ortaya çıktıktan sonra fikir teatisinde bulunduğum, yorum ve önerileriyle çalışmayı bir adım daha ileriye taşıyan kıymetli hocam Prof. Dr. Ebru ALTAN'a müteşekkirim. Ingilizce tercümelerinden istifade ettiğim Lâtince şiir ve metinlerin karşılaştırması hususunda yardımlarını esirgemeyen Lâtin Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden Prof. Dr. Bedia DEMIRIŞ'e de teşekkürü bir borç bilirim. 1
Dergide yer alan yazılardan ve aktarılan görüşlerden yazarlar sorumludur. Authors bear responsibi... more Dergide yer alan yazılardan ve aktarılan görüşlerden yazarlar sorumludur. Authors bear responsibility for the content of their published articles. Yayın dili Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca ve yayın kurulunun belirlediği hallerde Güneydoğu Avrupa ülkelerinin yerel dilleridir. The publication languages of the journal are Turkish, English, German, French and the local languages of SouthEastern European countries (for issues approved by the editorial board) Nisan ve Eylül aylarında, yılda iki sayı olarak yayımlanan uluslararası, hakemli, açık erişimli ve bilimsel bir dergidir. This is a scholarly, international, peer-reviewed and open-access journal published biannually in April and September.
Dergide yer alan yazılardan ve aktarılan görüşlerden yazarlar sorumludur. Authors bear responsibi... more Dergide yer alan yazılardan ve aktarılan görüşlerden yazarlar sorumludur. Authors bear responsibility for the content of their published articles. Yayın dili Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca ve yayın kurulunun belirlediği hallerde Güneydoğu Avrupa ülkelerinin yerel dilleridir. The publication languages of the journal are Turkish, English, German, French and the local languages of SouthEastern European countries (for issues approved by the editorial board) Nisan ve Eylül aylarında, yılda iki sayı olarak yayımlanan uluslararası, hakemli, açık erişimli ve bilimsel bir dergidir. This is a scholarly, international, peer-reviewed and open-access journal published biannually in April and September.
Dergide yer alan yazılardan ve aktarılan görüşlerden yazarlar sorumludur. Authors bear responsibi... more Dergide yer alan yazılardan ve aktarılan görüşlerden yazarlar sorumludur. Authors bear responsibility for the content of their published articles. Yayın dili Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca ve yayın kurulunun belirlediği hallerde Güneydoğu Avrupa ülkelerinin yerel dilleridir. The publication languages of the journal are Turkish, English, German, French and the local languages of SouthEastern European countries (for issues approved by the editorial board) Nisan ve Eylül aylarında, yılda iki sayı olarak yayımlanan uluslararası, hakemli, açık erişimli ve bilimsel bir dergidir. This is a scholarly, international, peer-reviewed and open-access journal published biannually in April and September.
Şarkiyat Mecmuası - Journal of Oriental Studies, 2024
Yakın Doğu ve Orta Akdeniz’de yürüttüğü bahrî faâliyetler neticesinde Müslüman Araplar ile Bizan... more Yakın Doğu ve Orta Akdeniz’de yürüttüğü bahrî faâliyetler neticesinde Müslüman
Araplar ile Bizans İmparatorluğu’nun karşı karşıya geldikleri, gemi direklerinin
panoramaya hâkim olmasından ötürü Zâtü’s-Savârî olarak adlandırılan çarpışma,
meşhur bir deniz savaşıdır. Hz. Osmân (23-35/644-656) devrinde Suriye (Şâm)
Vâlisi Muâviye b. Ebû Süfyân (ö. 60/680) ve Mısır Vâlisi Abdullah b. Sa‘d b. Ebû Serh
(ö. 36/656-657) tarafından kıyı şehirleriyle, yeni fethedilen yerlerin muhâfazası
ve Bizanslıların Akdeniz’deki kuvvetini azaltmak amacıyla muhkem bir donanma
inşâ edildi. En nihâyetinde Abdullah b. Sa‘d, 200 gemiden müteşekkil Mısır ve
Şâm filolarıyla Akkâ’dan kuzeybatı yönünde denize açıldı. Müslümanların bu
seyrüseferine karşılık Bizans donanması bizzat İmparator II. Konstans (641-668)
kumandasında harekete geçti. İki taraf arasında Antalya’nın Finike sâhilinde
deniz harbi başladığında Müslümanlar halat ve zincirlerle düşman gemilerini
kendi binitlerine bağlayıp karada muhârebe eder gibi Bizans askerleriyle göğüs
göğüse çarpışmaya başladılar. Kaynakların rivâyetine göre; savaş öğlene doğru
bittiğinde, deniz akan kanlarla kırmızıya boyanmış ve İmparator II. Konstans
esir düşmekten ancak tebdîl-i kıyâfetle kurtulabilmişti. 31 (652) veya 34 (655)
yılında meydana gelen, İslâm Hilâfeti’nin kesin zaferiyle neticelenen bu harp
ile Bizans İmparatorluğu yalnızca doğudaki en kıymetli şehirlerini yitirmekle
kalmamış, ayrıca Akdeniz’de geniş çaplı harekâtlara başlayacak bir rakibi de
karşısında bulmuştu. Bu bağlamda makalede ana kaynakların verdiği mâlûmat
ışığında Zâtü’s-Savârî (Direkler Savaşı) tetkik edilmiştir.
Şarkiyat Mecmuası / Journal of Oriental Studies
Anadolu’da Selcuklularin ilerlemesi sebebiyle zor durumda kalan Bizans Imparatoru I. Aleksios’un ... more Anadolu’da Selcuklularin ilerlemesi sebebiyle zor durumda kalan Bizans Imparatoru I. Aleksios’un (1081-1118) yardim istegini farkli sekilde ele alan Papa II. Urbanus (1088-1099) 1095 yilinda “kutsal topraklari kurtarmak” sloganiyla Bati Avrupa toplumunu harekete gecirip Dogu’ya karsi buyuk bir istilâ hareketi baslatti. Boylece once Urfa’da (491/1098), sonra da Antakya’da (491/1098) birer devlet kurarak Bilâdu’s-Şâm topraklarinda ilerleyen Haclilar, Kudus’u bes haftalik bir kusatma sonrasinda 23 Şâban 492 (15 Temmuz 1099) tarihinde ele gecirdiginde; Frank istilâcilarinin alelâde parali askerler olmadigi Turk-Islâm devletleri tarafindan aci bir sekilde anlasilmis oldu. Kudus’un kaybedilmesinden hemen sonra Kadi Ebu Saʻd el-Herevi, Islâm dunyasinin itibari lideri Abbâsi Halifesi Mustazhir-Billâh’i (487-512/1094-1118) uzerlerinde hac tasiyan tepeden tirnaga zirhli savascilara karsi uyaran ve ondan yardim talebinde bulunan heyetin basindaki kisi olarak tarih sahnesine cikti. El-Herevi, s...
Turklerin Islâmi devirde kurduklari en buyuk hânedanlardan biri Selcuklu Devleti’dir. Meliksah do... more Turklerin Islâmi devirde kurduklari en buyuk hânedanlardan biri Selcuklu Devleti’dir. Meliksah donemi (465-485/1072-1092) Selcuklu Devleti’nin sinirlarinin en genis oldugu devirdir. Bu donemde devletin sinirlari, Kâsgar’dan Ege Adalari’na, Aral Golu ve Kafkasya’dan Yemen ve Aden’e kadar uzanmaktaydi. Bununla birlikte Selcuklularin hâkimiyet kurdugu donem, hem Turk ve bolge halklari hem de Haclilar acisindan onemli bir tarihsel sureci olusturmaktadir. Bu sebeple Selcuklular ile ilgili Arapca kaynaklarda gecen her bir cumle, donemin dogru olarak aydinlatilmasinda onemli bir ipucu olma niteligine sahiptir. Bu calismada, Arapca kaynaklarin Selcuklu tarihyaziminda kullanilmasi hususu yaninda, birincil kaynak ve ikincil literaturdeki eserlerin istifadesinde karsilasilan zorluklara deginilecektir.
Kimi tarihçiler tarafından Roma İmparatorluğu'nun Doğu ve Batı olarak ikiye ayrıldığı 395 yılında... more Kimi tarihçiler tarafından Roma İmparatorluğu'nun Doğu ve Batı olarak ikiye ayrıldığı 395 yılında başlayıp İstanbul'un 29 Mayıs 1453 tarihinde fethiyle nihayete erdiği düşünülen Ortaçağ'daki Türk denizciliğine dair tetkikler Cumhuriyet dönemiyle başlamış ve zaman içerisinde peyderpey hem Türk hem de İslâm denizciliği hususundaki çalışmalar artarak devam etmiştir. Ancak bu alanda akademik araştırma yapmanın arz ettiği zorluklar sebebiyle Ortaçağ denizcilik tarihi hakkındaki bilimsel incelemeler maalesef henüz istenilen düzeye ulaşamamıştır. Bu makalede Ortaçağ'daki Türk ve İslâm devletlerinin siyasî, askerî ve ekonomik bağlamda ehemmiyet arz eden denizcilik faaliyetleri ve denizlerde meydana gelen hadiseler ele alınıp değerlendirildikten sonra Cumhuriyet'in ilân edildiği 1923'ten 2023'e kadar olan 100 yıllık dönemde Türkiye'de söz konusu alana katkı sağlayan çalışmalar ile tercümelere yer verilecektir.
da yayımlanan iki ayrı çalışmamda konu ile alâkalı bilgilerin gözden geçirilip yeni veriler eklen... more da yayımlanan iki ayrı çalışmamda konu ile alâkalı bilgilerin gözden geçirilip yeni veriler eklenmesi sûretiyle genişletilmiş şeklidir.
Graeco-Arabica XIII, 2022
Mediaeval primary sources provide information on the vessels that the Fāṭimid state used in the M... more Mediaeval primary sources provide information on the vessels that the Fāṭimid state used in the Mediterranean and, albeit to a certain extent, their features. After the relocation of the caliphate seat to Egypt, the Fāṭimids employed vessels not only in the Mediterranean, but also on the Nile and the Red Sea. While these ships were of considerable diversity, it is worthwhile to note one type among them, i.e. the ʻushārī boats which were specifically employed for ceremonies and processions on the Nile, and were at the disposal of the Fāṭimid Caliph or leading statesmen. In the light of Mediaeval Islamic sources, this study discusses the design features, types and alternative names of the ʻushārī boats that were mentioned to be floating on the Nile in particular. In addition, it also attempts to explain to what purpose and on which occasions the said boats were used by the Fāṭimid Caliphs or high-ranking officials.
Osmanlı coğrafyacılarınca "İstanbul'un bir parçası", Yahudiler tarafından "şehirlerin anası" diye... more Osmanlı coğrafyacılarınca "İstanbul'un bir parçası", Yahudiler tarafından "şehirlerin anası" diye tanımlanan Selânik, Bizans İmparatorluğu'nun Konstantinopolis'ten sonraki ikinci en önemli şehriydi. Târihî süreç içinde Avarlar ve Slavlar tarafından birçok kez muhâsara edilen kent, 904 yılında Müslüman Araplar tarafından kuşatılmış ve ele geçirilmiştir. Dolayısıyla mezkûr muhâsara İslâm dünyasının söz konusu dönemde denizcilik alanında hâiz olduğu yetkinliği göstermesi açısından da önem arz etmektedir. Bu makalede, Selânik çıkarmasında Müslüman Arapların gidiş ve dönüş yolunda denizde izledikleri güzergâh, kuşatma sırasındaki icrâatları, sâhip oldukları gemiler, silâhlar ve mürettebatın yanı sıra emîrü'l-bahr Trabluslu Leo (Gulâm Zürâfe) kumandasında yürütülen harekâtta şehrin zaptından sonra ele geçirilen büyük miktardaki ganîmetle Selânik'i terk edip ülkelerine dönen İslâm donanmasının faâliyetleri Bizans, Arap ve Lâtin kaynaklarının verdiği bilgiler ışığında ele alınıp değerlendirilecektir.
Birçok araştırmacı İslâm tarihinde denizcilik faaliyetlerinin ilk defa Hz. Osmân b. Affân (23-35/... more Birçok araştırmacı İslâm tarihinde denizcilik faaliyetlerinin ilk defa Hz. Osmân b. Affân (23-35/644-656) devrinde başladığını kabul eder. Halbuki İslâm tarihi kaynaklarında Hz. Ömer b. el-Hattâb döneminde kendisine bilgi verilmeden gerçekleştirilen bazı deniz çıkarmaları ve fetihleri zikredildiği gibi bizzat onun emriyle yapılan denizcilik faaliyetlerinden de bahsedilmektedir. Hz. Ömer'in, halefinin aksine denizcilik faaliyetleri hususunda takındığı ihtiyatlı tavır bu çalışmanın temel problematiğidir. Araştırmada onun halifeliği devrinde Basra Körfezi, Hint Okyanusu ve Kızıldeniz'de yürütülen denizcilik faaliyetleri, Bilâdü'ş-Şâm'daki [Suriye] sahil şehirlerini muhafaza etmek için alınan yoğun tedbirler, istişare esasına dayalı olarak kararlar almasıyla bilinen Hz. Ömer'in deniz ve denizciliğe karşı tutumunu etkileyen âmiller ana kaynakların verdiği bilgiler ışığında kronolojik bir şekilde ele alınacak ve değerlendirmeye tâbi tutulacaktır.
İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi'nde yayımlanan yazıların yasal ve bilimsel sorumluluğu yazarlar... more İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi'nde yayımlanan yazıların yasal ve bilimsel sorumluluğu yazarlarına aittir. Yazıların yayın hakkı Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi'ne aittir. Derginin hiç bir bölümü yayıncının izni olmaksızın, elektronik, mekanik, fotokopi, kayıt yöntemiyle veya başka bir yöntemle çoğaltılamaz, bir veri muhafaza sisteminde saklanamaz veya iletilemez. Kaynak göstermek kaydıyla alıntı yapılabilir.
An overview of the study of the history and culture of Eurasian nomads in the academic and scient... more An overview of the study of the history and culture of Eurasian nomads in the academic and scientific institutions of Tsarist Russia (18th-early 20th c.) Обзор по исследованию истории и культуры евразийских кочевников в академических и научных учреждениях царской России (XVIII-начало XX вв.
OAD'a yayın kurallarına uygun olarak gönderilen makaleler, yayımdan önce intihal denetiminden geç... more OAD'a yayın kurallarına uygun olarak gönderilen makaleler, yayımdan önce intihal denetiminden geçirilir. İntihal denetimi iThenticate, intihal tarama paket programı aracılığıyla gerçekleştirilir ve intihal denetiminde, benzerlik oranının %25'nin üstüne çıkmaması gerekmektedir. OAD'a gönderilen yazıların başka bir yerde yayınlanmaması veya yayınlanmak amacı ile gönderilmemiş olması gerekir. Sempozyumlarda sunulan bildiriler basılmamış olmak şartı ile yayımlanabilir. Bilimsel Araştırma Etiği Verilerin elde edilmesinde, analizinde, yorumlanmasında ve sonuçlara ulaşılmasında bilimsel yöntemlerle hareket edilir. Bilimsel olmayan sonuçlar araştırma sonucu olarak gösterilemez. Araştırma sürdürülürken ulusal ve uluslararası anlaşmalara bağlı kalınması ve yetkili makamlardan izin alınması gerekmektedir. Çalışmalarda elde edilen verilerin, yetkililerin izin verdiği ölçüde ve biçimde kullanılması gerekmektedir. Sunulmaması gereken verilerin gizli kalması esas olmalıdır.
Dergimiz bu sayısıyla 14. senesini tamamlıyor. 14 senelik kesintisiz yayın serüvenimiz boyunca, y... more Dergimiz bu sayısıyla 14. senesini tamamlıyor. 14 senelik kesintisiz yayın serüvenimiz boyunca, yazılarıyla bize zenginlik katan yazarlarımıza, yazılarımızı büyük bir özveriyle inceleyen hakemlerimize, görüşleriyle bize katkı sunan, alan editörlerimize ve Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü idareci ve çalışanlarına sonsuz teşekkür ediyoruz.
Bu Sayının Hakemleri / Referees for This Issue © Telif Hakkı FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplu... more Bu Sayının Hakemleri / Referees for This Issue © Telif Hakkı FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi'nde yayımlanan yazıların yasal ve bilimsel sorumluluğu yazarlarına aittir. Yazıların yayın hakkı Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi'ne aittir. Derginin hiç bir bölümü yayıncının izni olmaksızın, elektronik, mekanik, fotokopi, kayıt yöntemiyle veya başka bir yöntemle çoğaltılamaz, bir veri muhafaza sisteminde saklanamaz veya iletilemez. Kaynak göstermek kaydıyla alıntı yapılabilir.
de iyi münasebetler kuran el-Herevî'nin biyografisi, kaynakların verdiği bilgiler ışığında dönemi... more de iyi münasebetler kuran el-Herevî'nin biyografisi, kaynakların verdiği bilgiler ışığında dönemin siyasî olayları ile birlikte ele alınacaktır.