Resul Kurt | Istinye University (original) (raw)
Uploads
Turkish Social Security Law by Resul Kurt
Seçkin Yayıncılık, 2020
Tüm Dünyada olduğu gibi ülkemizde de Koronavirüs (Co-vid-19) bir yandan insan sağlığını olumsuz e... more Tüm Dünyada olduğu gibi ülkemizde de Koronavirüs (Co-vid-19) bir yandan insan sağlığını olumsuz etkilerken, öbür yandan da tüm global ekonomiyi kıskaca almış durumda. Ko-ronavirüs salgınından birçok sektör doğrudan veya dolaylı ola-rak etkilendi, fabrikalar, lojistik ve ulaşım, oteller ve turizm, tekstil ve konfeksiyon, kafeler, restoranlar, eğlence yerleri, spa ve spor salonları, eğitim kurumları, perakende sektörü ve ma-ğazalar başta olmak üzere neredeyse tüm işletmeler doğrudan etkilendi.
Koronavirüsün ekonomik etkilerinin azaltılması amacıyla 7226, 7243 ve 7244 sayılı kanunlarla düzenlemeler yapıldı.
Koronavirüs sürecinde işletmelerde faaliyetin tamamen veya kısmen durması nedeniyle personel politikalarının ne şe-kilde yürütülmesi gerekiği konusunda tereddütler yaşanıyor.
Koronavirüs nedeniyle iş yerlerinde, iş yeri kurumsal kül-türü ve her bir çalışanın bireysel durumu ve talebine göre istih-dama yönelik ekonomik önlemler alınabilmektedir.
Buna göre evden/uzaktan çalışma, yıllık izin, ücretli idari izin, ücretsiz izin, kısmi süreli çalışma, yarım çalışma, esnek çalışma, denkleştirme çalışması, kısa çalışma uygulaması ve telafi çalışması gibi yöntemlerle bu zor günlerde istihdam poli-tikalarının işletilmesi mümkündür.
Bu çalışma özellikle koronavirüsle birlikte hayatımıza giren kısa çalışma, ücretsiz izin, fesih yasağı, yarım ücret, evden çalışma, telafi çalışması, denkleştirme çalışması gibi konular ayrıntılı olarak soru-cevaplarla açıklanmıştır.
Okuyuculara yararlı olacağını düşündüğüm bu kitabın ha-zırlanmasında yardım ve desteklerini esirgemeyen, çok kıymet-li dostum Prof. Dr. Muzaffer KOÇ’a, Ali Terzioğlu’na, Esra Dayıoğlu’na, Oğulcan Yağız’a, Bünyamin Esen’e ve kitabın okura ulaşması için destek ve ilgilerini esirgemeyen Seçkin Yayıncılık’a, en içten teşekkürlerimizi sunarız.
Doç. Dr. Resul KURT
01.05.2020, Bahçelievler
250 Soruda
KORONAVİRÜS (COVİD-19) SÜRECİNDE
İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU
Koronavirüs Sürecinde İnsan Kaynakları Uygulamaları
İşsizlik Ödeneği
Ücret Garanti Fonu
Kısa Çalışma
Yarım Ücret
Ücretsiz İzin
Fesih Yasağı
Uzaktan / Evden Çalışma
Telafi Çalışması
Denkleştirme Çalışması
Yıllık İzin
İşyerlerinde Covid-19 Kapsamında Alınacak İş Sağlığı ve Güvenliği Önlemleri
Covid-19 Vakalarında İş Kazası Bildirimi
Legal Mali Hukuk Dergisi, 2018
ÖZ Kadınların eğitim düzeyinin artmasıyla, sanayileşme ve modernleşmeyle beraber üretimin makinel... more ÖZ
Kadınların eğitim düzeyinin artmasıyla, sanayileşme ve modernleşmeyle beraber üretimin makineleşmesiyle birlikte kadın işgücünü arttığı görülmektedir. Ekonomik ve sosyal refaha, büyümeye doğrudan etkisi olan kadın istihdamının artırılması, ülkelerin gelişmişlik düzeyinin
en önemli göstergelerinden biridir. Kadın çalışanlar, tüm Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de çalışma hayatında özel olarak korunması gereken gruplar içerisinde yer almaktadır.
Yaşamın her bölümünde var olan ve kutsal olan annelik görevini
sürdürürken, çalışma hayatında da varlıklarını devam ettiren kadın çalışanların istihdamının arttırılması ve istihdamda kalıcılığın sağlanması
için 6663 sayılı Kanunla iki önemli düzenleme yapılmıştır.
Bunlar; yarım çalışma ve kısmi süreli çalışma hakkıdır.
Anahtar Kelimeler: Doğum, Evlat Edinme, Yarım Çalışma, Kısmi Süreli Çalışma, Yarım Çalışma Ödeneği
Legal Mali Hukuk Dergisi, 2018
ÖZ Stajyer, bir meslek hakkında teorik bilgileri bulunan ve bu bilgileri uygulama ile güçlendirme... more ÖZ Stajyer, bir meslek hakkında teorik bilgileri bulunan ve bu bilgileri uygulama ile güçlendirmek amacıyla bir işyerine kabul edilen öğrenci-lerden oluşmaktadır. Stajyerler, 4857 sayılı İş Kanunu'na göre işçi sa-yılmasalar da sigortalı sayılmaktadır. Meslek liselerinde okumakta iken veya yükseköğrenimleri sırasın-da staja tabi tutulan öğrenciler hakkında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası'nın 5/b maddesine göre iş kazası ve meslek hasta-lığı sigortası hükümleri uygulanmaktadır. Bu öğrencilerin sosyal güven-lik primleri okulları tarafından ödenmektedir. 3308 sayılı Kanun kapsamında mesleki eğitim gören stajyer öğ-rencilere ödenen ve asgari ücreti aşmayan ücret ödemelerinden gelir ver-gisi ve damga vergisi kesilmemektedir. Ancak asgari ücretin üzerinde ücret alanlara yapılan ödemelerin tamamından hem gelir vergisi hem de damga vergisi kesilecektir. Öğrencinin staj süresinin uzaması ve öğrencinin işyerinde çalış-maya devam etmesi durumunda artık stajdan söz edilmesi mümkün ol-mayacağından öğrenciler bu durumda işçi olarak değerlendirilerek sos-H Hakem denetiminden geçmiştir. * Bu makale 23.03.2018 tarihinde Yayınevimize ulaşmış olup, 06.04.2018 tarihinde birinci hakem; 06.04.2018 tarihinde ikinci hakem onayından geçmiştir (Resul KURT ORCID ID: orcid.org/0000-0003-4484-3643, Özgür Hakan ÇAVUŞ ORCID ID: or-cid.org/0000-0002-0124-8812).
Financial Solution Journal, 2018
ÖZ Kadınların eğitim düzeyinin artmasıyla, sanayileşme ve modernleşmeyle beraber üretimin makinel... more ÖZ
Kadınların eğitim düzeyinin artmasıyla, sanayileşme ve modernleşmeyle beraber üretimin makineleşmesiyle birlikte kadın işgücünü arttığı görülmektedir.
Ekonomik ve sosyal refaha, büyümeye doğrudan etkisi olan kadın istihdamının
artırılması, ülkelerin gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergelerinden biridir.
Kadın çalışanlar, tüm Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de çalışma hayatında özel olarak korunması gereken gruplar içerisinde yer almaktadır
4857 Sayılı İş Kanunu ile 5953 sayılı Basın İş Kanunu’nda kadın çalışanlara getirilen yasal haklar kadın çalışanların iş yaşamında özel olarak korunmasını ve pozitif ayrımcılık yapılmasını sağlamaya yöneliktir.
Bu haklardan bazılarını; kadınlara eşit davranılması, yer ve su altında çalışma yasağı, gebe çalışanların gece postalarında çalıştırılma yasağı, gebe kadınların periyodik kontrollerine izin verilmesi, doğum yapan kadının ücretsiz
izin hakkı, doğum sonrası yarım çalışma ve kısmi süreli çalışma hakkı, doğum
sonrası süt izni, gazetecilerin doğum izni ve ücreti, evlenen kadına kıdem tazminat ve doğum halinde çalışma yasağı olarak sayabiliriz.
Anahtar Sözcükler: Kadın İşçiler, Kadın Çalışanların Hakları, Gebelik,
Annelik, İş piyasası, Türkiye çalışma yaşamı, pozitif ayrımcılık
Legal Mali Hukuk Dergisi, 2010
Vergi ve Sosyal Güvenlik Mevzuatı Açısından İş Kazası ve Meslek Hastalığı
Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 2018
Özet: Uyuşmazlıkların eskiye göre daha karmaşık ve uzmanlık isteyen hale gelmesi ve insanların il... more Özet: Uyuşmazlıkların eskiye göre daha karmaşık ve uzmanlık isteyen hale gelmesi ve insanların ilişkilerini koruma ve devam et-tirme istekleri gibi nedenlerle uyuşmazlık tarafları, ihtiyaçları olan çözüme erişebilmek için yargısal süreçler dışında alternatif yöntem-ler aramışlardır. Bu arayış alternatif uyuşmazlık yöntemlerini do-ğurmuştur. Arabuluculuk, en hızlı yayılan ve tercih edilen alternatif uyuşmazlık yöntemi olmuştur. Arabuluculuk, işçi ve işveren arasında yaşanan anlaşmazlıkların kısa bir zaman zarfında ve düşük maliyet-lerle çözümlenmesini sağlayacak adil ve dostane bir yöntemdir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu kabul edildiği 1950 yılından günümüze kadar çalışma hayatında yaşanan köklü dönüşümler kar-şısında iş uyuşmazlıklarının çözüm yöntemlerinin yetersiz kaldığı gerekçesiyle, mahkemelerin iş yükünü azaltacak alternatif uzlaşma yöntemlerini benimseyen yeni bir kanun (7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu) getirilmiştir. 7036 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde, alternatif uzlaşma yöntemlerine olan gereksinim, iş mahkemelerinde artan iş yükünün ve işin yapılma şeklinde yaşanan değişim, nüfus artışı, teknolojide yaşanan olağanüstü gelişim, sosyal güvenlik hukuku alanın genişle-mesi ve işçi-işveren uyuşmazlıklarının çeşitlenmesi nedenlerine bağ-lanmıştır. 01.01.2018 itibariyle yürürlüğe girmiş olan "Dava Şartı Olarak Arabuluculuk" sistemini de içeren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanu-nu bu anlamda çalışma hayatının önemli bir ihtiyacını karşılamış ola-caktır. Dava şartı olarak arabuluculukta, uyuşmazlık taraflarının bir araya getirilerek alanında uzman arabulucuların objektif bir şekilde taraflarla görüşme sağlayarak kendi çözüm yöntemlerini geliştirme-leri sağlanmakta ve iletişim kurmalarına aracı olunmaktadır. Arabuluculuk, Türk hukuk sistemi içerisinde tarafların ihtiyari başvurduğu bir çözüm yöntemiyken, 7036 sayılı Kanun'la yapılan dü-zenlemeyle işçi-işveren uyuşmazlıklarında dava şartı olarak ilk defa yer almıştır. Bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucu-ya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilecek ve mahkeme öncelikli olarak arabulucuya başvurmuş olma koşulunu arayacaktır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile getirilen yeni düzenle-meye göre dava açılmadan önce arabulucuya gitmek zorunlu, ancak tarafların arabulucuda uzlaşmaları zorunlu değildir. Taraflar arasında * Yrd. Doç. Dr., İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi
Financial Solution Journal, 2017
ÖZ Çalışanların yeterince dinlenmeleri, işyerinde meydana gelebilecek muhte-mel kazalara karşı di... more ÖZ Çalışanların yeterince dinlenmeleri, işyerinde meydana gelebilecek muhte-mel kazalara karşı dikkatli olmalarını sağlamaktadır. Aynı zamanda dinlenme, işyerinde yaşanan stres düzeyini düşürürken, iş motivasyonunu da güçlendir-mektedir. Anayasada mutlak ölçüde korunan dinlenme hakkına bağlı olarak çalışma hayatında yer edinen yıllık ücretli izin, daha sağlıklı bir çalışma haya-tı için vazgeçilemezdir. Anayasanın mutlak emredici dinlenme hakkının bir sonucu olarak, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 53'üncü ve takip eden maddelerinde de ücretli yıllık izin hakkı ve şartları düzenlenmiştir. Belirlenen esaslar çerçevesinde bir işçinin yıllık ücretli izin hakkını kullanmayarak, çalışmasını devam ettirmesi ve bu süreye ait ücretini talep etmesi yasal anlamda uygun değildir. Bu kural, yıllık ücretli iznin satılmazlığını ifade etmektedir. İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi işçinin yaşına ve hizmet süresine bağlı olarak değişmekte olup, hizmet süresi; a) 1 yıldan 5 yıla kadar (5 yıl dahil) olanlara 14 günden, b) 5 yıldan fazla 15 yıldan az olanlara 20 günden, c) 15 yıl (dahil) ve daha fazla olanlara 26 günden az olamaz. Ayrıca on sekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz. Yer altı işlerinde çalışanlar için bu süreler dörder gün arttırılarak uygulanmaktadır. Yıllık izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, haf-ta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmayacaktır. Yıllık izin, işye-rinde yürütülen işlerin nitelik ve özelliklerine göre, yıllık ücretli izinlerin, her yılın belli bir döneminde veya dönemlerinde kullandırılır. İşçi hak ettiği yıllık ücretli iznini, kullanmak istediği zamandan en az bir ay önce işverene yazılı olarak bildirir.
Terazi Law Journal, 2018
Sosyal güvenlik hukukunda gebe ve anne işçilerin pozitif ayrımcılık niteliğinde olan çeşitli hakl... more Sosyal güvenlik hukukunda gebe ve anne işçilerin pozitif ayrımcılık niteliğinde olan çeşitli hakları bulunmaktadır.
Bunlardan bazıları, geçici iş göremezlik ödeneği, doğum sonrası yarım çalışma döneminde Sosyal Güvenlik Kurumu
primlerinin yatırılması, doğum borçlanması, engelli çocuğu olan annelerin emeklilik avantajı, emzirme ödeneği hakkı
olarak sayılabilir.
Anayasa’nın 50. maddesi çerçevesinde kadın çalışanlarla ilgili getirilen koruyucu hükümlere, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda da yer verilmiştir. 5510 sayılı Kanunla getirilen bazı düzenlemeler, hem
kadınların çalışma yaşamında daha fazla istihdamını sağlamaya ve hem de yıpranmalarını önlemeye yöneliktir.
Bu çalışma gebe ve anne işçilere sosyal güvenlik hukuku ile getirilmiş haklarla sınırlandırılmıştır. Türk sosyal güvenlik
hukukunda konuya ilişkin olan anayasal ve yasal hükümlerde yer alan gebe ve anne işçileri koruyucu hükümler değerlendirilmiş, konuya ilişkin uluslararası düzenlemelere kısaca değinilmiştir.
Elbette ki, gerek 4857 sayılı İş Kanunu ve gerekse de çalışma hayatına ilişkin diğer kanunlarda bu konuyu düzenleyen
hükümler bulunmaktadır.
Çalışmada özellikle son yasal düzenlemeler de dikkate alınarak, hem anne, hem eş, hem de bir çalışan olarak gebe ve
anne işçilerin sosyal güvenlik hukukunda korunmasına ilişkin hükümler yönünden değerlendirme konusu yapılacaktır.
Turkish Labour Law by Resul Kurt
Papers by Resul Kurt
Bu çalışmadaki amaç eğitim ve öğretimin önemli bir unsuru olan Fotoğraf ve Diaları incelemektir.A... more Bu çalışmadaki amaç eğitim ve öğretimin önemli bir unsuru olan Fotoğraf ve Diaları incelemektir.Araştırmanın giriş bölümünde amaç ve bilgi toplama sistemleri ele alınmıştır.Birinci bölümde araştırma şekli,verilerin analizi ve araştırma yaparken karşılaşılan problemler sunulmuştur.İkinci bölümde temel fotoğrafçılık bilgileri incelenerek coğrafya dersi açısından daha önemli olanları ortaya konmuştur.Üçüncü bölümde bir coğrafyacı için fotoğrafçılıkta gerekli olan pratik bilgiler sunulmuştur.Dördüncü bölümde ilk ve orta öğretim kurumlarında okutulan ders kitaplarındaki resimler analiz edilmiştir.Kaynaklar olarak çeşitli coğrafya kitaplarındaki resimler kullanıldı.Beşinci bölümde Dia(slayt)aleti teknik olarak incelendikten sonra coğrafya dersi açısından analizi yapılmıştır.Altıncı bölümde eğitim teknolojisinin hem coğrafya hem de diğer tüm branşlarda sağladığı faydalar işlenmiştir.The aim of this study is to examine the important factors , photograpy and slight of aducation and teachingA...
Anahtar Kelimeler : Hizmet akdi, stopaj, ücretlerin vergilendirilmesi, VERGİ HUKUKU AÇISINDAN HİZ... more Anahtar Kelimeler : Hizmet akdi, stopaj, ücretlerin vergilendirilmesi, VERGİ HUKUKU AÇISINDAN HİZMET AKDİ Konusu iş görme olan sözleşmeler; hizmet akdi, istisna (eser) akdi ve vekalet akdi olarak sayılabilir. Hizmet akdi, işçinin işyerinde veya işverenin belirlediği yerde, belirli veya belirsiz bir sürede bağımlı olarak iş görmesi ve bunun karşılığında da işverenin de işçiye ücret ödemeyi üstlendiği bir sözleşmedir. Kamu giderlerinin karşılanması için herkes mali gücüne göre vergi vermekle yükümlüdür. Ücretlilerin kazançları üzerinden gelir vergisi, sosyal güvenlik primi, işsizlik sigortası primi ve damga vergisi olmak üzere dört farklı yasal kesinti yapılmaktadır. Ücret gelirleri artan oranlı vergi tarifesine göre yıllık olarak vergilendirilmekte olup, vergi tarifesinin gelir dilim tutarları her yıl bir önceki yıla ilişkin yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle tespit edilmektedir. Kanun koyucu çeşitli nedenlerle vergiyi doğuran olay ortaya çıksa dahi bazı mükellefleri ve ...
Seçkin Yayıncılık eBooks, 2021
Seçkin Yayıncılık, 2020
Tüm Dünyada olduğu gibi ülkemizde de Koronavirüs (Co-vid-19) bir yandan insan sağlığını olumsuz e... more Tüm Dünyada olduğu gibi ülkemizde de Koronavirüs (Co-vid-19) bir yandan insan sağlığını olumsuz etkilerken, öbür yandan da tüm global ekonomiyi kıskaca almış durumda. Ko-ronavirüs salgınından birçok sektör doğrudan veya dolaylı ola-rak etkilendi, fabrikalar, lojistik ve ulaşım, oteller ve turizm, tekstil ve konfeksiyon, kafeler, restoranlar, eğlence yerleri, spa ve spor salonları, eğitim kurumları, perakende sektörü ve ma-ğazalar başta olmak üzere neredeyse tüm işletmeler doğrudan etkilendi.
Koronavirüsün ekonomik etkilerinin azaltılması amacıyla 7226, 7243 ve 7244 sayılı kanunlarla düzenlemeler yapıldı.
Koronavirüs sürecinde işletmelerde faaliyetin tamamen veya kısmen durması nedeniyle personel politikalarının ne şe-kilde yürütülmesi gerekiği konusunda tereddütler yaşanıyor.
Koronavirüs nedeniyle iş yerlerinde, iş yeri kurumsal kül-türü ve her bir çalışanın bireysel durumu ve talebine göre istih-dama yönelik ekonomik önlemler alınabilmektedir.
Buna göre evden/uzaktan çalışma, yıllık izin, ücretli idari izin, ücretsiz izin, kısmi süreli çalışma, yarım çalışma, esnek çalışma, denkleştirme çalışması, kısa çalışma uygulaması ve telafi çalışması gibi yöntemlerle bu zor günlerde istihdam poli-tikalarının işletilmesi mümkündür.
Bu çalışma özellikle koronavirüsle birlikte hayatımıza giren kısa çalışma, ücretsiz izin, fesih yasağı, yarım ücret, evden çalışma, telafi çalışması, denkleştirme çalışması gibi konular ayrıntılı olarak soru-cevaplarla açıklanmıştır.
Okuyuculara yararlı olacağını düşündüğüm bu kitabın ha-zırlanmasında yardım ve desteklerini esirgemeyen, çok kıymet-li dostum Prof. Dr. Muzaffer KOÇ’a, Ali Terzioğlu’na, Esra Dayıoğlu’na, Oğulcan Yağız’a, Bünyamin Esen’e ve kitabın okura ulaşması için destek ve ilgilerini esirgemeyen Seçkin Yayıncılık’a, en içten teşekkürlerimizi sunarız.
Doç. Dr. Resul KURT
01.05.2020, Bahçelievler
250 Soruda
KORONAVİRÜS (COVİD-19) SÜRECİNDE
İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU
Koronavirüs Sürecinde İnsan Kaynakları Uygulamaları
İşsizlik Ödeneği
Ücret Garanti Fonu
Kısa Çalışma
Yarım Ücret
Ücretsiz İzin
Fesih Yasağı
Uzaktan / Evden Çalışma
Telafi Çalışması
Denkleştirme Çalışması
Yıllık İzin
İşyerlerinde Covid-19 Kapsamında Alınacak İş Sağlığı ve Güvenliği Önlemleri
Covid-19 Vakalarında İş Kazası Bildirimi
Legal Mali Hukuk Dergisi, 2018
ÖZ Kadınların eğitim düzeyinin artmasıyla, sanayileşme ve modernleşmeyle beraber üretimin makinel... more ÖZ
Kadınların eğitim düzeyinin artmasıyla, sanayileşme ve modernleşmeyle beraber üretimin makineleşmesiyle birlikte kadın işgücünü arttığı görülmektedir. Ekonomik ve sosyal refaha, büyümeye doğrudan etkisi olan kadın istihdamının artırılması, ülkelerin gelişmişlik düzeyinin
en önemli göstergelerinden biridir. Kadın çalışanlar, tüm Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de çalışma hayatında özel olarak korunması gereken gruplar içerisinde yer almaktadır.
Yaşamın her bölümünde var olan ve kutsal olan annelik görevini
sürdürürken, çalışma hayatında da varlıklarını devam ettiren kadın çalışanların istihdamının arttırılması ve istihdamda kalıcılığın sağlanması
için 6663 sayılı Kanunla iki önemli düzenleme yapılmıştır.
Bunlar; yarım çalışma ve kısmi süreli çalışma hakkıdır.
Anahtar Kelimeler: Doğum, Evlat Edinme, Yarım Çalışma, Kısmi Süreli Çalışma, Yarım Çalışma Ödeneği
Legal Mali Hukuk Dergisi, 2018
ÖZ Stajyer, bir meslek hakkında teorik bilgileri bulunan ve bu bilgileri uygulama ile güçlendirme... more ÖZ Stajyer, bir meslek hakkında teorik bilgileri bulunan ve bu bilgileri uygulama ile güçlendirmek amacıyla bir işyerine kabul edilen öğrenci-lerden oluşmaktadır. Stajyerler, 4857 sayılı İş Kanunu'na göre işçi sa-yılmasalar da sigortalı sayılmaktadır. Meslek liselerinde okumakta iken veya yükseköğrenimleri sırasın-da staja tabi tutulan öğrenciler hakkında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası'nın 5/b maddesine göre iş kazası ve meslek hasta-lığı sigortası hükümleri uygulanmaktadır. Bu öğrencilerin sosyal güven-lik primleri okulları tarafından ödenmektedir. 3308 sayılı Kanun kapsamında mesleki eğitim gören stajyer öğ-rencilere ödenen ve asgari ücreti aşmayan ücret ödemelerinden gelir ver-gisi ve damga vergisi kesilmemektedir. Ancak asgari ücretin üzerinde ücret alanlara yapılan ödemelerin tamamından hem gelir vergisi hem de damga vergisi kesilecektir. Öğrencinin staj süresinin uzaması ve öğrencinin işyerinde çalış-maya devam etmesi durumunda artık stajdan söz edilmesi mümkün ol-mayacağından öğrenciler bu durumda işçi olarak değerlendirilerek sos-H Hakem denetiminden geçmiştir. * Bu makale 23.03.2018 tarihinde Yayınevimize ulaşmış olup, 06.04.2018 tarihinde birinci hakem; 06.04.2018 tarihinde ikinci hakem onayından geçmiştir (Resul KURT ORCID ID: orcid.org/0000-0003-4484-3643, Özgür Hakan ÇAVUŞ ORCID ID: or-cid.org/0000-0002-0124-8812).
Financial Solution Journal, 2018
ÖZ Kadınların eğitim düzeyinin artmasıyla, sanayileşme ve modernleşmeyle beraber üretimin makinel... more ÖZ
Kadınların eğitim düzeyinin artmasıyla, sanayileşme ve modernleşmeyle beraber üretimin makineleşmesiyle birlikte kadın işgücünü arttığı görülmektedir.
Ekonomik ve sosyal refaha, büyümeye doğrudan etkisi olan kadın istihdamının
artırılması, ülkelerin gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergelerinden biridir.
Kadın çalışanlar, tüm Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de çalışma hayatında özel olarak korunması gereken gruplar içerisinde yer almaktadır
4857 Sayılı İş Kanunu ile 5953 sayılı Basın İş Kanunu’nda kadın çalışanlara getirilen yasal haklar kadın çalışanların iş yaşamında özel olarak korunmasını ve pozitif ayrımcılık yapılmasını sağlamaya yöneliktir.
Bu haklardan bazılarını; kadınlara eşit davranılması, yer ve su altında çalışma yasağı, gebe çalışanların gece postalarında çalıştırılma yasağı, gebe kadınların periyodik kontrollerine izin verilmesi, doğum yapan kadının ücretsiz
izin hakkı, doğum sonrası yarım çalışma ve kısmi süreli çalışma hakkı, doğum
sonrası süt izni, gazetecilerin doğum izni ve ücreti, evlenen kadına kıdem tazminat ve doğum halinde çalışma yasağı olarak sayabiliriz.
Anahtar Sözcükler: Kadın İşçiler, Kadın Çalışanların Hakları, Gebelik,
Annelik, İş piyasası, Türkiye çalışma yaşamı, pozitif ayrımcılık
Legal Mali Hukuk Dergisi, 2010
Vergi ve Sosyal Güvenlik Mevzuatı Açısından İş Kazası ve Meslek Hastalığı
Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 2018
Özet: Uyuşmazlıkların eskiye göre daha karmaşık ve uzmanlık isteyen hale gelmesi ve insanların il... more Özet: Uyuşmazlıkların eskiye göre daha karmaşık ve uzmanlık isteyen hale gelmesi ve insanların ilişkilerini koruma ve devam et-tirme istekleri gibi nedenlerle uyuşmazlık tarafları, ihtiyaçları olan çözüme erişebilmek için yargısal süreçler dışında alternatif yöntem-ler aramışlardır. Bu arayış alternatif uyuşmazlık yöntemlerini do-ğurmuştur. Arabuluculuk, en hızlı yayılan ve tercih edilen alternatif uyuşmazlık yöntemi olmuştur. Arabuluculuk, işçi ve işveren arasında yaşanan anlaşmazlıkların kısa bir zaman zarfında ve düşük maliyet-lerle çözümlenmesini sağlayacak adil ve dostane bir yöntemdir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu kabul edildiği 1950 yılından günümüze kadar çalışma hayatında yaşanan köklü dönüşümler kar-şısında iş uyuşmazlıklarının çözüm yöntemlerinin yetersiz kaldığı gerekçesiyle, mahkemelerin iş yükünü azaltacak alternatif uzlaşma yöntemlerini benimseyen yeni bir kanun (7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu) getirilmiştir. 7036 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde, alternatif uzlaşma yöntemlerine olan gereksinim, iş mahkemelerinde artan iş yükünün ve işin yapılma şeklinde yaşanan değişim, nüfus artışı, teknolojide yaşanan olağanüstü gelişim, sosyal güvenlik hukuku alanın genişle-mesi ve işçi-işveren uyuşmazlıklarının çeşitlenmesi nedenlerine bağ-lanmıştır. 01.01.2018 itibariyle yürürlüğe girmiş olan "Dava Şartı Olarak Arabuluculuk" sistemini de içeren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanu-nu bu anlamda çalışma hayatının önemli bir ihtiyacını karşılamış ola-caktır. Dava şartı olarak arabuluculukta, uyuşmazlık taraflarının bir araya getirilerek alanında uzman arabulucuların objektif bir şekilde taraflarla görüşme sağlayarak kendi çözüm yöntemlerini geliştirme-leri sağlanmakta ve iletişim kurmalarına aracı olunmaktadır. Arabuluculuk, Türk hukuk sistemi içerisinde tarafların ihtiyari başvurduğu bir çözüm yöntemiyken, 7036 sayılı Kanun'la yapılan dü-zenlemeyle işçi-işveren uyuşmazlıklarında dava şartı olarak ilk defa yer almıştır. Bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucu-ya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilecek ve mahkeme öncelikli olarak arabulucuya başvurmuş olma koşulunu arayacaktır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile getirilen yeni düzenle-meye göre dava açılmadan önce arabulucuya gitmek zorunlu, ancak tarafların arabulucuda uzlaşmaları zorunlu değildir. Taraflar arasında * Yrd. Doç. Dr., İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi
Financial Solution Journal, 2017
ÖZ Çalışanların yeterince dinlenmeleri, işyerinde meydana gelebilecek muhte-mel kazalara karşı di... more ÖZ Çalışanların yeterince dinlenmeleri, işyerinde meydana gelebilecek muhte-mel kazalara karşı dikkatli olmalarını sağlamaktadır. Aynı zamanda dinlenme, işyerinde yaşanan stres düzeyini düşürürken, iş motivasyonunu da güçlendir-mektedir. Anayasada mutlak ölçüde korunan dinlenme hakkına bağlı olarak çalışma hayatında yer edinen yıllık ücretli izin, daha sağlıklı bir çalışma haya-tı için vazgeçilemezdir. Anayasanın mutlak emredici dinlenme hakkının bir sonucu olarak, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 53'üncü ve takip eden maddelerinde de ücretli yıllık izin hakkı ve şartları düzenlenmiştir. Belirlenen esaslar çerçevesinde bir işçinin yıllık ücretli izin hakkını kullanmayarak, çalışmasını devam ettirmesi ve bu süreye ait ücretini talep etmesi yasal anlamda uygun değildir. Bu kural, yıllık ücretli iznin satılmazlığını ifade etmektedir. İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi işçinin yaşına ve hizmet süresine bağlı olarak değişmekte olup, hizmet süresi; a) 1 yıldan 5 yıla kadar (5 yıl dahil) olanlara 14 günden, b) 5 yıldan fazla 15 yıldan az olanlara 20 günden, c) 15 yıl (dahil) ve daha fazla olanlara 26 günden az olamaz. Ayrıca on sekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz. Yer altı işlerinde çalışanlar için bu süreler dörder gün arttırılarak uygulanmaktadır. Yıllık izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, haf-ta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmayacaktır. Yıllık izin, işye-rinde yürütülen işlerin nitelik ve özelliklerine göre, yıllık ücretli izinlerin, her yılın belli bir döneminde veya dönemlerinde kullandırılır. İşçi hak ettiği yıllık ücretli iznini, kullanmak istediği zamandan en az bir ay önce işverene yazılı olarak bildirir.
Terazi Law Journal, 2018
Sosyal güvenlik hukukunda gebe ve anne işçilerin pozitif ayrımcılık niteliğinde olan çeşitli hakl... more Sosyal güvenlik hukukunda gebe ve anne işçilerin pozitif ayrımcılık niteliğinde olan çeşitli hakları bulunmaktadır.
Bunlardan bazıları, geçici iş göremezlik ödeneği, doğum sonrası yarım çalışma döneminde Sosyal Güvenlik Kurumu
primlerinin yatırılması, doğum borçlanması, engelli çocuğu olan annelerin emeklilik avantajı, emzirme ödeneği hakkı
olarak sayılabilir.
Anayasa’nın 50. maddesi çerçevesinde kadın çalışanlarla ilgili getirilen koruyucu hükümlere, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda da yer verilmiştir. 5510 sayılı Kanunla getirilen bazı düzenlemeler, hem
kadınların çalışma yaşamında daha fazla istihdamını sağlamaya ve hem de yıpranmalarını önlemeye yöneliktir.
Bu çalışma gebe ve anne işçilere sosyal güvenlik hukuku ile getirilmiş haklarla sınırlandırılmıştır. Türk sosyal güvenlik
hukukunda konuya ilişkin olan anayasal ve yasal hükümlerde yer alan gebe ve anne işçileri koruyucu hükümler değerlendirilmiş, konuya ilişkin uluslararası düzenlemelere kısaca değinilmiştir.
Elbette ki, gerek 4857 sayılı İş Kanunu ve gerekse de çalışma hayatına ilişkin diğer kanunlarda bu konuyu düzenleyen
hükümler bulunmaktadır.
Çalışmada özellikle son yasal düzenlemeler de dikkate alınarak, hem anne, hem eş, hem de bir çalışan olarak gebe ve
anne işçilerin sosyal güvenlik hukukunda korunmasına ilişkin hükümler yönünden değerlendirme konusu yapılacaktır.
Bu çalışmadaki amaç eğitim ve öğretimin önemli bir unsuru olan Fotoğraf ve Diaları incelemektir.A... more Bu çalışmadaki amaç eğitim ve öğretimin önemli bir unsuru olan Fotoğraf ve Diaları incelemektir.Araştırmanın giriş bölümünde amaç ve bilgi toplama sistemleri ele alınmıştır.Birinci bölümde araştırma şekli,verilerin analizi ve araştırma yaparken karşılaşılan problemler sunulmuştur.İkinci bölümde temel fotoğrafçılık bilgileri incelenerek coğrafya dersi açısından daha önemli olanları ortaya konmuştur.Üçüncü bölümde bir coğrafyacı için fotoğrafçılıkta gerekli olan pratik bilgiler sunulmuştur.Dördüncü bölümde ilk ve orta öğretim kurumlarında okutulan ders kitaplarındaki resimler analiz edilmiştir.Kaynaklar olarak çeşitli coğrafya kitaplarındaki resimler kullanıldı.Beşinci bölümde Dia(slayt)aleti teknik olarak incelendikten sonra coğrafya dersi açısından analizi yapılmıştır.Altıncı bölümde eğitim teknolojisinin hem coğrafya hem de diğer tüm branşlarda sağladığı faydalar işlenmiştir.The aim of this study is to examine the important factors , photograpy and slight of aducation and teachingA...
Anahtar Kelimeler : Hizmet akdi, stopaj, ücretlerin vergilendirilmesi, VERGİ HUKUKU AÇISINDAN HİZ... more Anahtar Kelimeler : Hizmet akdi, stopaj, ücretlerin vergilendirilmesi, VERGİ HUKUKU AÇISINDAN HİZMET AKDİ Konusu iş görme olan sözleşmeler; hizmet akdi, istisna (eser) akdi ve vekalet akdi olarak sayılabilir. Hizmet akdi, işçinin işyerinde veya işverenin belirlediği yerde, belirli veya belirsiz bir sürede bağımlı olarak iş görmesi ve bunun karşılığında da işverenin de işçiye ücret ödemeyi üstlendiği bir sözleşmedir. Kamu giderlerinin karşılanması için herkes mali gücüne göre vergi vermekle yükümlüdür. Ücretlilerin kazançları üzerinden gelir vergisi, sosyal güvenlik primi, işsizlik sigortası primi ve damga vergisi olmak üzere dört farklı yasal kesinti yapılmaktadır. Ücret gelirleri artan oranlı vergi tarifesine göre yıllık olarak vergilendirilmekte olup, vergi tarifesinin gelir dilim tutarları her yıl bir önceki yıla ilişkin yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle tespit edilmektedir. Kanun koyucu çeşitli nedenlerle vergiyi doğuran olay ortaya çıksa dahi bazı mükellefleri ve ...
Seçkin Yayıncılık eBooks, 2021
Legal Mali Hukuk Dergisi, 2018
ÖZ Stajyer, bir meslek hakkında teorik bilgileri bulunan ve bu bilgileri uygulama ile güçlendirme... more ÖZ Stajyer, bir meslek hakkında teorik bilgileri bulunan ve bu bilgileri uygulama ile güçlendirmek amacıyla bir işyerine kabul edilen öğrenci-lerden oluşmaktadır. Stajyerler, 4857 sayılı İş Kanunu'na göre işçi sa-yılmasalar da sigortalı sayılmaktadır. Meslek liselerinde okumakta iken veya yükseköğrenimleri sırasın-da staja tabi tutulan öğrenciler hakkında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası'nın 5/b maddesine göre iş kazası ve meslek hasta-lığı sigortası hükümleri uygulanmaktadır. Bu öğrencilerin sosyal güven-lik primleri okulları tarafından ödenmektedir. 3308 sayılı Kanun kapsamında mesleki eğitim gören stajyer öğ-rencilere ödenen ve asgari ücreti aşmayan ücret ödemelerinden gelir ver-gisi ve damga vergisi kesilmemektedir. Ancak asgari ücretin üzerinde ücret alanlara yapılan ödemelerin tamamından hem gelir vergisi hem de damga vergisi kesilecektir. Öğrencinin staj süresinin uzaması ve öğrencinin işyerinde çalış-maya devam etmesi durumunda artık stajdan söz edilmesi mümkün ol-mayacağından öğrenciler bu durumda işçi olarak değerlendirilerek sos-H Hakem denetiminden geçmiştir. * Bu makale 23.03.2018 tarihinde Yayınevimize ulaşmış olup, 06.04.2018 tarihinde birinci hakem; 06.04.2018 tarihinde ikinci hakem onayından geçmiştir (Resul KURT ORCID ID: orcid.org/0000-0003-4484-3643, Özgür Hakan ÇAVUŞ ORCID ID: or-cid.org/0000-0002-0124-8812).
Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 2018
Legal Mali Hukuk Dergisi, 2018
K›sa ve/veya uzun vadeli sigorta kollar› bak›m›ndan ad›na prim oden- mesi gereken veya kendi ad›n... more K›sa ve/veya uzun vadeli sigorta kollar› bak›m›ndan ad›na prim oden- mesi gereken veya kendi ad›na prim odemesi gereken kifliler sigortal› sa- y›lmaktad›rlar. Bu sigortal›lara, Sosyal Guvenlik Kurumu taraf›ndan 5510 say›l› Kanun hukumlerine gore k›sa vadeli sigorta kollar›, genel sal›k si- gortas› ile malulluk, yafll›l›k ve olum sigorta kollar›yla; 4447 say›l› yasa hu- kumlerine gore iflsizlik sigortas› yard›mlar› salanmaktad›r. Sosyal sigorta primi, Kanunun kendilerine karfl› guvence salad›¤› sosyal risklerden birinin gercekleflmesi halinde yap›lacak sigorta yard›mla- r› ile Kurum yonetim giderlerinin karfl›l›¤› olarak sigortal› ve iflverenden, sigortal›n›n kazanc›n›n belli bir yuzdesi fleklinde al›nan paray› ifade eder. Bu primler zorunlu olarak sigortal› ad›na ve hesab›na Sosyal Sigortalar Ku- rumu'na odenecektir. Uygulamada hangi odemelerin sigorta primlerinin hesab›na esas tu- tulup tutulmayaca¤› konusunda tereddutler olmaktad›r. 5510 Say›l› Ka- nunun 4 Uncu Maddesinin Biri...
I. G‹R‹fi Uzunca bir sureden beri, hemen hemen toplumun tum kesimlerinde kapsaml› bir sosyal guve... more I. G‹R‹fi Uzunca bir sureden beri, hemen hemen toplumun tum kesimlerinde kapsaml› bir sosyal guvenlik reformunun yap›lmas› ve sosyal guvenlik yard›mlar›n›n herkes icin tek cat› alt›nda ve eflit flekilde sunulmas› isteniyordu. Turkiye’ de ceflitli kanunlara tabi olarak, sosyal sigortac›l›k ilkeleriyle sosyal guvenlik hizmeti veren bir cok kurulufl bulunmaktad›r. Bunlar; 1- T.C. Emekli Sand›¤›, 2- Sosyal Sigortalar Kurumu, 3- Ba¤-Kur, 4- Bankalar, Sigorta ve Reasurans fiirketleri, Ticaret Odalar›, Borsalar veya
Procedia Computer Science, 2019
In the 18th century, when industrial production began, the use of steam and mechanized production... more In the 18th century, when industrial production began, the use of steam and mechanized production caused serious changes in the economy. As a result, production costs have decreased alongside increase in product quantity and product quality. In this period, production has undergone a revolutionary transformation from manual labour to mechanization. In the following decades, the mass production with the help of electricity have resulted with the Industry 2.0 Era, and then, the emergence of digital revolution, the use of electronics and the use of information technologies in the production processes has triggered the Industry 3.0 Era. Today, the internet of objects, the industrial networks, the cyber-physical systems and the incorporation of robotic technologies into the production has brought the Industry 4.0 Age into the stage. Industry 4.0 has created a new production model where robots are effectively used in production, this new production model has begun to change the daily life, production and working relations as deeply as the first industrial revolution. However, the potential impacts of Industry 4.0 over the labour markets still remains as an understudied scholarly area. It is being evaluated that Industry 4.0 will lead to technological unemployment via changing the structure of employment and bring new structural problems in terms of unemployment and labour relations. Likewise, it is expected that automation and robotic production will deeply affect the unskilled labour force, and will cause a critical decrease in the workforce of vulnerable sections of society, i.e., women, migrants, youth and elderly. This study evaluates the probable effects of the 4th Industrial Revolution over the labour markets. Via the literature review and analysis of the emerging trends with Industry 4.0, the risks, opportunities and challenges of the process is being investigated within a comparative perspective.
K›sa ve/veya uzun vadeli sigorta kollar› bak›m›ndan ad›na prim ödenmesi gereken veya kendi ad›na ... more K›sa ve/veya uzun vadeli sigorta kollar› bak›m›ndan ad›na prim ödenmesi gereken veya kendi ad›na prim ödemesi gereken kifliler sigortal› sa-y›lmaktad›rlar. Bu sigortal›lara, Sosyal Güvenlik Kurumu taraf›ndan 5510 say›l› Kanun hükümlerine göre k›sa vadeli sigorta kollar›, genel sa¤l›k si-gortas› ile malullük, yafll›l›k ve ölüm sigorta kollar›yla; 4447 say›l› yasa hükümlerine göre iflsizlik sigortas› yard›mlar› sa¤lanmaktad›r. Sosyal sigorta primi, Kanunun kendilerine karfl› güvence sa¤lad›¤› sosyal risklerden birinin gerçekleflmesi halinde yap›lacak sigorta yard›mla-r› ile Kurum yönetim giderlerinin karfl›l›¤› olarak sigortal› ve iflverenden, sigortal›n›n kazanc›n›n belli bir yüzdesi fleklinde al›nan paray› ifade eder. Bu primler zorunlu olarak sigortal› ad›na ve hesab›na Sosyal Sigortalar Kurumu'na ödenecektir. Uygulamada hangi ödemelerin sigorta primlerinin hesab›na esas tutulup tutulmayaca¤› konusunda tereddütler olmaktad›r. 5510 Say›l› Kanunun 4 Üncü Maddesinin Birinci F›kras›n›n (A) Ve (B) Bentleri Kapsam›ndaki Sigortal›lar ‹le Sadece Genel Sa¤l›k Sigortas›na Tabi Sigortal›lar›n Prime Esas Tutulacak Kazançlar›na Dair Tebli¤ 28 Eylül 2008 tarih ve 27011 say›l› Resmî Gazetede yay›nlanm›flt›r. Bu yaz›da, sigorta primine esas olan kazançlar, sigortal›lara yap›lan hangi ödemelerden prim kesilmesi gerekti¤i hususu mevzuatta yer alan düzenleme ve uygulamalar dikkate al›narak aç›klanm›flt›r.
Uzunca bir süreden beri, hemen hemen toplumun tüm kesimlerinde kapsam-l› bir sosyal güvenlik refo... more Uzunca bir süreden beri, hemen hemen toplumun tüm kesimlerinde kapsam-l› bir sosyal güvenlik reformunun yap›lmas› ve sosyal güvenlik yard›mlar›n›n herkes için tek çat› alt›nda ve eflit flekilde sunulmas› isteniyordu. Türkiye' de çeflitli kanunlara tabi olarak, sosyal sigortac›l›k ilkeleriyle sosyal güvenlik hizmeti veren bir çok kurulufl bulunmaktad›r. Bunlar;
Procedia Computer Science, 2019
In the 18th century, when industrial production began, the use of steam and mechanized production... more In the 18th century, when industrial production began, the use of steam and mechanized production caused serious changes in the economy. As a result, production costs have decreased alongside increase in product quantity and product quality. In this period, production has undergone a revolutionary transformation from manual labour to mechanization. In the following decades, the mass production with the help of electricity have resulted with the Industry 2.0 Era, and then, the emergence of digital revolution, the use of electronics and the use of information technologies in the production processes has triggered the Industry 3.0 Era. Today, the internet of objects, the industrial networks, the cyber-physical systems and the incorporation of robotic technologies into the production has brought the Industry 4.0 Age into the stage. Industry 4.0 has created a new production model where robots are effectively used in production, this new production model has begun to change the daily life, production and working relations as deeply as the first industrial revolution. However, the potential impacts of Industry 4.0 over the labour markets still remains as an understudied scholarly area. It is being evaluated that Industry 4.0 will lead to technological unemployment via changing the structure of employment and bring new structural problems in terms of unemployment and labour relations. Likewise, it is expected that automation and robotic production will deeply affect the unskilled labour force, and will cause a critical decrease in the workforce of vulnerable sections of society, i.e., women, migrants, youth and elderly. This study evaluates the probable effects of the 4th Industrial Revolution over the labour markets. Via the literature review and analysis of the emerging trends with Industry 4.0, the risks, opportunities and challenges of the process is being investigated within a comparative perspective. Abstract In the 18th century, when industrial production began, the use of steam and mechanized production caused serious changes in the economy. As a result, production costs have decreased alongside increase in product quantity and product quality. In this period, production has undergone a revolutionary transformation from manual labour to mechanization. In the following decades, the mass production with the help of electricity have resulted with the Industry 2.0 Era, and then, the emergence of digital revolution, the use of electronics and the use of information technologies in the production processes has triggered the Industry 3.0 Era. Today, the internet of objects, the industrial networks, the cyber-physical systems and the incorporation of robotic technologies into the production has brought the Industry 4.0 Age into the stage. Industry 4.0 has created a new production model where robots are effectively used in production, this new production model has begun to change the daily life, production and working relations as deeply as the first industrial revolution. However, the potential impacts of Industry 4.0 over the labour markets still remains as an understudied scholarly area. It is being evaluated that Industry 4.0 will lead to technological unemployment via changing the structure of employment and bring new structural problems in terms of unemployment and labour relations. Likewise, it is expected that automation and robotic production will deeply affect the unskilled labour force, and will cause a critical decrease in the workforce of vulnerable sections of society, i.e., women, migrants, youth and elderly. This study evaluates the probable effects of the 4th Industrial Revolution over the labour markets. Via the literature review and analysis of the emerging trends with Industry 4.0, the risks, opportunities and challenges of the process is being investigated within a comparative perspective.