Emrah Üçüncü | Karabuk University (original) (raw)
Papers by Emrah Üçüncü
meryemin mavi giysisi ve uykusu tasvir edilmesi
Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi'nde yapılan konuşma metni, araştırmacıların kişisel ku... more Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi'nde yapılan konuşma metni, araştırmacıların kişisel kullanımları için web sayfamıza konulmaktadır. Bu konuşma metinleri, ticari amaçlarla çoğaltılıp dağıtılamaz veya Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi'nin izni olmaksızın başka kurumlara ait web sitelerinde veya veritabanlarında yer alamaz. Bir Ritüel Mekânı olarak Kariye Şapeli Engin Akyürek 1314-1321 yılları arasında Theodoros Metokhites, bugün yerinde Kariye Müzesi'nin bulunduğu kilisenin üst yapısını, şapeli ve bütün dekorasyonunu yaptırmıştır. Bu kilisenin içinde bulunduğu Khora manastırının içinde yemekhane, keşiş hücreleri, belki atölyeler, kütüphane ve bunları çevreleyen bir duvar vardı. Diğer mimari unsurlar kullanılmadığı için zamanla yok olmuş, ancak manastırın kilisesi camiye dönüştürülerek belli bir işlev verildiği için kullanılmış ve günümüze kadar ulaşabilmiştir. Bu yapıda özellikle Theodoros Metokhites'in izlerini ayırt etmek mümkündür. İmparatordan sonra gelen kişi, sarayda en üst noktaya tırmanmış aristokrat konumunda olan ve yapıyı kendi servetiyle inşa ettiren Metokhites'in varlığı bu yapının ve özellikle resim programının biçimlenmesinde bir katkı sağlamıştır. Aristokratların bu tür manastırlar inşa ettirmesi ya da mevcutların bakım ve tamiratını yaptırması özellikle Konstantinopolis'in son döneminde oldukça yaygındır. Bu, aslında hem bu dünya hem de öbür dünya için bir yatırımdır. Manastırların kendi kuruluş vakfiyelerinin büyük bir kısmı İngilizce'ye çevrilip yayımlanmıştır. Bu vakfiyeler bir bakıma o manastırın anayasasıdır; yani yapının nasıl yönetileceği, hangi ayinlerin yapılacağı, hangi yemeklerin çıkacağı, kimlere ne gibi hizmetlerde bulunulacağı, hastanesi olup olmayacağı, seçim sistemi gibi detayları manastırın kurucusu tarafından saptanarak bu belgeye kaydedilir. Bu aristokratlar genellikle devlet görevlerinde çalışan kişilerdir ve bir bakıma emekli olduklarında ya da herhangi bir nedenle gözden düştüklerinde, manastır bu dünyada sığındıkları bir yer olmuştur. Metokhites de gözden düştükten sonra 1328-1330 yılları arasında Dimetoka'ya sürgüne gönderilir, ancak kısa bir sürgün yaşamından sonra kendi manastırında rahip olarak yaşamak koşuluyla Konstantinopolis'e dönmesine izin verilir ve ömrünün sonuna kadar da burada yaşar. Aristokratların manastırlara yatırım yapmalarının arkasındaki ikinci motivasyon öbür dünyaya yöneliktir; öbür dünyada Tanrı'nın, azizlerin kendilerini kollayacağını, bu manastırı yapmaları karşılığında mükâfatlandırılacaklarını düşünürler. Bunun için de genellikle bu kişilerin mezarları kendi kurdukları manastır kompleksinde yer alır. Bu şekilde aslında sürekli olarak kendilerinin anılması için bir ritüel yapılmasını da garanti altına almış olur bu kişiler. Zeyrek'teki Pantokrator manastırını yaptıran İmparator Johannes Komnenos "Benim mezarımın başında ilahiler okunacak, belli günlerde bazı ikonlar getirilecek, başımda devamlı mum yakılacak" gibi ayrıntıları manastırının typikonunda belirtmiştir.
In the last century and today, in Spain or the Iberian Peninsula, nothing else left practically f... more In the last century and today, in Spain or the Iberian Peninsula, nothing else left practically from Islamic heritage except several architectural works. Architectural works are in several cities (Cordoba, Granada and Seville). They are using as tourist attractions. The Mudéjar Style (Arte Mudejar) in architecture that caused by Islamic influence used in a lot of Spanish buildings. And should count the about four thousand Arabic words of Spanish in the Islamic heritage-listed from the past. In Al-Andalus has emerged a new style was born from harmonious blend of Mashreq-Maghreb-Iberian art. With the all kinds of motifs, patterns and decorations, this art is one of the most beautiful examples of Islamic art. Muslim and Christian architects and artists worked together to create this art. Mingling the Maghribi, Byzantine and European influences with Mashrik traditions emerged unique synthesis masterpieces. * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi'nde yapılan konuşma metni, araştırmacıların kişisel ku... more Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi'nde yapılan konuşma metni, araştırmacıların kişisel kullanımları için web sayfamıza konulmaktadır. Bu konuşma metinleri, ticari amaçlarla çoğaltılıp dağıtılamaz veya Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi'nin izni olmaksızın başka kurumlara ait web sitelerinde veya veritabanlarında yer alamaz. Bizans'ta Kadın ve Kadın Takıları Gülgün Köroğlu Bizans'ta Kadın Bizans İmparatorluğu'nun 1123 yıl süren uzun tarihinde doğuran, doyuran, güzellik ve aşk sembolü olan kadınlara bakış açısının ve kadınların durumunun değişmeden kaldığını söylemek doğru olmayacaktır. Kadınlarla ilişkili olarak 4-6. yüzyıllar arası ile 9-13. yüzyıldan sonrasına ait daha çok bilgi mevcuttur. Bizans kadınlarıyla ilgili bilgilerimizin çoğu, yüksek tabakadan soylu ve zengin aile mensuplarına aittir. Görsel kanıtlarda Meryem, Havva ve azizelerin dışında daha çok imparatoriçe ve soylu kadınların tasvirleri bulunmaktadır. Halktan kadınların tasvirleri ise dini kompozisyonlarda konu gereği kalabalık gruplar içerisinde gösterilmiştir. Tasvirlerde genellikle kadınların yanlarında ya da omuzlarında çocukları yer alır. Din dışı konularda yazılmış kitapların minyatürlerinde yün eğiren, tezgâhta dokuma yapan, bahçe veya tarlada çalışan, süt sağan ve omuzlarında su taşıyarak gündelik yaşama aktif olarak katılan kadınlar betimlenmiştir. Kadın meslekleri arasında dokumacılık, tarımsal faaliyetler, pazar yerlerinde üretilen tarım ürünlerinin satıcılığı ve sağlıkla ilgili ebelik, doktorluk ve sütannelik vardı. Yaşamını rahibe olarak manastırlarda sürdüren birçok kadının varlığı bilinmektedir. Ayrıca fahişelikle eş tutulan aktrislik ve dansözlük ile cenaze törenlerindeki profesyonel ağıtçılık da kadınlar tarafından sürdürülmüş meslekler arasındaydı. Büyük tarım arazileri ve çiftlikleri işleten Danielis gibi dul hanımların adlarına vergi
meryemin mavi giysisi ve uykusu tasvir edilmesi
Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi'nde yapılan konuşma metni, araştırmacıların kişisel ku... more Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi'nde yapılan konuşma metni, araştırmacıların kişisel kullanımları için web sayfamıza konulmaktadır. Bu konuşma metinleri, ticari amaçlarla çoğaltılıp dağıtılamaz veya Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi'nin izni olmaksızın başka kurumlara ait web sitelerinde veya veritabanlarında yer alamaz. Bir Ritüel Mekânı olarak Kariye Şapeli Engin Akyürek 1314-1321 yılları arasında Theodoros Metokhites, bugün yerinde Kariye Müzesi'nin bulunduğu kilisenin üst yapısını, şapeli ve bütün dekorasyonunu yaptırmıştır. Bu kilisenin içinde bulunduğu Khora manastırının içinde yemekhane, keşiş hücreleri, belki atölyeler, kütüphane ve bunları çevreleyen bir duvar vardı. Diğer mimari unsurlar kullanılmadığı için zamanla yok olmuş, ancak manastırın kilisesi camiye dönüştürülerek belli bir işlev verildiği için kullanılmış ve günümüze kadar ulaşabilmiştir. Bu yapıda özellikle Theodoros Metokhites'in izlerini ayırt etmek mümkündür. İmparatordan sonra gelen kişi, sarayda en üst noktaya tırmanmış aristokrat konumunda olan ve yapıyı kendi servetiyle inşa ettiren Metokhites'in varlığı bu yapının ve özellikle resim programının biçimlenmesinde bir katkı sağlamıştır. Aristokratların bu tür manastırlar inşa ettirmesi ya da mevcutların bakım ve tamiratını yaptırması özellikle Konstantinopolis'in son döneminde oldukça yaygındır. Bu, aslında hem bu dünya hem de öbür dünya için bir yatırımdır. Manastırların kendi kuruluş vakfiyelerinin büyük bir kısmı İngilizce'ye çevrilip yayımlanmıştır. Bu vakfiyeler bir bakıma o manastırın anayasasıdır; yani yapının nasıl yönetileceği, hangi ayinlerin yapılacağı, hangi yemeklerin çıkacağı, kimlere ne gibi hizmetlerde bulunulacağı, hastanesi olup olmayacağı, seçim sistemi gibi detayları manastırın kurucusu tarafından saptanarak bu belgeye kaydedilir. Bu aristokratlar genellikle devlet görevlerinde çalışan kişilerdir ve bir bakıma emekli olduklarında ya da herhangi bir nedenle gözden düştüklerinde, manastır bu dünyada sığındıkları bir yer olmuştur. Metokhites de gözden düştükten sonra 1328-1330 yılları arasında Dimetoka'ya sürgüne gönderilir, ancak kısa bir sürgün yaşamından sonra kendi manastırında rahip olarak yaşamak koşuluyla Konstantinopolis'e dönmesine izin verilir ve ömrünün sonuna kadar da burada yaşar. Aristokratların manastırlara yatırım yapmalarının arkasındaki ikinci motivasyon öbür dünyaya yöneliktir; öbür dünyada Tanrı'nın, azizlerin kendilerini kollayacağını, bu manastırı yapmaları karşılığında mükâfatlandırılacaklarını düşünürler. Bunun için de genellikle bu kişilerin mezarları kendi kurdukları manastır kompleksinde yer alır. Bu şekilde aslında sürekli olarak kendilerinin anılması için bir ritüel yapılmasını da garanti altına almış olur bu kişiler. Zeyrek'teki Pantokrator manastırını yaptıran İmparator Johannes Komnenos "Benim mezarımın başında ilahiler okunacak, belli günlerde bazı ikonlar getirilecek, başımda devamlı mum yakılacak" gibi ayrıntıları manastırının typikonunda belirtmiştir.
In the last century and today, in Spain or the Iberian Peninsula, nothing else left practically f... more In the last century and today, in Spain or the Iberian Peninsula, nothing else left practically from Islamic heritage except several architectural works. Architectural works are in several cities (Cordoba, Granada and Seville). They are using as tourist attractions. The Mudéjar Style (Arte Mudejar) in architecture that caused by Islamic influence used in a lot of Spanish buildings. And should count the about four thousand Arabic words of Spanish in the Islamic heritage-listed from the past. In Al-Andalus has emerged a new style was born from harmonious blend of Mashreq-Maghreb-Iberian art. With the all kinds of motifs, patterns and decorations, this art is one of the most beautiful examples of Islamic art. Muslim and Christian architects and artists worked together to create this art. Mingling the Maghribi, Byzantine and European influences with Mashrik traditions emerged unique synthesis masterpieces. * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi'nde yapılan konuşma metni, araştırmacıların kişisel ku... more Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi'nde yapılan konuşma metni, araştırmacıların kişisel kullanımları için web sayfamıza konulmaktadır. Bu konuşma metinleri, ticari amaçlarla çoğaltılıp dağıtılamaz veya Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi'nin izni olmaksızın başka kurumlara ait web sitelerinde veya veritabanlarında yer alamaz. Bizans'ta Kadın ve Kadın Takıları Gülgün Köroğlu Bizans'ta Kadın Bizans İmparatorluğu'nun 1123 yıl süren uzun tarihinde doğuran, doyuran, güzellik ve aşk sembolü olan kadınlara bakış açısının ve kadınların durumunun değişmeden kaldığını söylemek doğru olmayacaktır. Kadınlarla ilişkili olarak 4-6. yüzyıllar arası ile 9-13. yüzyıldan sonrasına ait daha çok bilgi mevcuttur. Bizans kadınlarıyla ilgili bilgilerimizin çoğu, yüksek tabakadan soylu ve zengin aile mensuplarına aittir. Görsel kanıtlarda Meryem, Havva ve azizelerin dışında daha çok imparatoriçe ve soylu kadınların tasvirleri bulunmaktadır. Halktan kadınların tasvirleri ise dini kompozisyonlarda konu gereği kalabalık gruplar içerisinde gösterilmiştir. Tasvirlerde genellikle kadınların yanlarında ya da omuzlarında çocukları yer alır. Din dışı konularda yazılmış kitapların minyatürlerinde yün eğiren, tezgâhta dokuma yapan, bahçe veya tarlada çalışan, süt sağan ve omuzlarında su taşıyarak gündelik yaşama aktif olarak katılan kadınlar betimlenmiştir. Kadın meslekleri arasında dokumacılık, tarımsal faaliyetler, pazar yerlerinde üretilen tarım ürünlerinin satıcılığı ve sağlıkla ilgili ebelik, doktorluk ve sütannelik vardı. Yaşamını rahibe olarak manastırlarda sürdüren birçok kadının varlığı bilinmektedir. Ayrıca fahişelikle eş tutulan aktrislik ve dansözlük ile cenaze törenlerindeki profesyonel ağıtçılık da kadınlar tarafından sürdürülmüş meslekler arasındaydı. Büyük tarım arazileri ve çiftlikleri işleten Danielis gibi dul hanımların adlarına vergi
göktaş kaya safranbolu evleri kapı tokmakları.
ÖZET Timurlu mimarlığının biçim ve plan özellikleri kadar önemli, hatta silueti etkileyecek ölçüd... more ÖZET Timurlu mimarlığının biçim ve plan özellikleri kadar önemli, hatta silueti etkileyecek ölçüde öne çıkan bir boyutu da mimari süslemedir. Timurlu yapılarında taş, ahşap, metal, tuğla vb. gibi malzemelere bağlı zengin bir süsleme program ortaya konulmuş olmakla birlikte iç ve dış dekorasyonda çini kullanımı mimariyi etkilecek boyuttadır. Özellikle 15. yüzyıl Timurlu mimarlığında çini ile süslenen birçok yapıda Timurlu çini ustaları, mimari özellikleri adeta ikinci plana iten estetik ve artistik harikalar yaratmışlardır. Timurlu yapılarının karakteristik unsuru olan çini, başlangıçta gelenek olarak eski İlhanlı (1256-1336) üslup ve tekniklerini yansıtmakla birlikte çok kısa bir zamanda arkaik üslup düzeyini aşarak özgün kendi teknik ve süsleme programını geliştirmiştir. Timurlu çağında Buhara, Semerkant, Meşhed ve Herat gibi şehirlerindeki büyük üretim merkezlerinde sadece mimarî süsleme için çiniler değil, aynı zamanda kullanma seramikleri de üretilmiş olmalıdır. Çiniye ve çini süsleme tekniklerine tamamen egemen olan adeta bunlarla oynayarak yeni denemeler ve buluşlar ortaya koyan Timurlu çini sanatçıları tarihten gelen deneyimleri sentetik bir görüş içinde değerlendirerek dönemlerine özgü bir üsluplaşmaya ulaşmışlardır. Bir başka deyişle Orta Asya Türk sanatının kadim sanatsal birikimleriyle, Timurlu egemenliğindeki topraklardan gelen yeni üslup ve teknikleri birleştirerek Türk çini sanatının seçkin dönemlerinden birisini yaratmışlardır. ABSTRACT Architectural decoration comes forward as a dimension which is as important as form and plan features of the Timurid architecture and affects even the silhouette of it. Even though a rich ornamental program has been produced with materials such as stone, wood, metal, brick etc. in the Timurid buildings, the use of tiles in the interior and exterior * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
Ahşap Destekli camiler Aptullah Kuran( semra ogeli, oluş arık makaleleri)malazgirt armağanı
türbe mimarisi makale olarak dergi değerlendirmesi
ÖZET Çağdaş seramik sanatının tarihi gelişimi günümüze ulaşan çeşitli kültürlerin sanatsal biriki... more ÖZET Çağdaş seramik sanatının tarihi gelişimi günümüze ulaşan çeşitli kültürlerin sanatsal birikimi üzerine kuruludur. Farklı süreçler, teknikler, tarz ve ekoller içeren bu birikim içinde Selçuklu Seramik Sanatının müstesna yeri vardır. Erken İslam seramik sanatının mirasını devralarak devam ettiren bu sanat içinde sadece önceki buluş ve gelişmelerini barındırmakla kalmamış, çok sayıda yeni teknik ve uygulamaların ortaya çıkmasına zemin sağlayarak Orta Asya Türk kültür geleneğini seramik malzemesiyle buluşturarak Selçuklu tarzı adlandırılan ekolü tüm İslam coğrafyasında yerleştirmiştir. 11-13.yy. arasında İran başta olmakla Horasan, Anadolu ve Suriye topraklarında var olan bu ekolün ortaya koyduğu ürünler seramik imalatı kap kacak yapımı halinden çıkarak sanatsal üretim düzeyine yükselttiğini sergiler. Bu dönemde Selçuklu coğrafyasında imal edilen seramik ve çiniler arasında minai, lüster, sıratlı süsleme, kabartmalı dekor, siluet kazıma, düz sırlama, akıtmalı-kazımalı gibi çeşitli teknikler uygulanmış, daha sonraki dönem Anadolu'sunda ise sadece sıratlı boyama benimsenerek diğerleri tarihin sayfalarına terk edilmiştir. Bugün sanat okullarındaki uygulanan programlarda tarihimizin Selçuklu sayfasının yeterince ışıklandırılmadığı görülür. Bu durum sadece teknik yelpazemizin sınırlı kalmasıyla değil, estetik değer çerçevesinin de tek yönlü gelişmesine neden olmakta, sıratlı boyama ise " tek çini üslubu " olarak görülebilmektedir. Bu makalede Selçuklu dönemi seramik teknikleri örnekleriyle irdelenecek, bu ekolün günümüz seramik eğitimine kazandırabilecekleri sıralanacaktır.