Dilara USTABAŞI GÜNDÜZ | KTO Karatay University, Turkey (original) (raw)
Papers by Dilara USTABAŞI GÜNDÜZ
The Journal of Academic Social Science Studies, 2013
The aim of this research is to present the effect of family, education system and social environm... more The aim of this research is to present the effect of family, education system and social environment in formation of identity of Turkish young people who live in Germany and who complete their education and psycho-social development processes there. Interview and questionnaire method which are included in descriptive and quantitative model were used in the research. Theoretic infrastructure was formed according to qualitative research technique. The population of the research is Germany and sample consists of Turkish students in Niedersachsen, Bremen and Hamburg states. Questionnaire and interview forms consisting of proper questions were used to achieve the aim of the research. In the process of data collection, questionnaire form including questions on adaptation studies in Germany, education process, psycho-social development environments of Turkish young people, their social environments, family structures, benefiting from Turkish associations, social activity and areas of interest, life expectations and social integration senses was applied. In method section, interview form was applied to people with broad knowledge and 214 Yusuf GENÇ-Dilara USTABAŞI experience on the subject and in-depth interview was performed. The data obtained from field researches were analyzed with SPSS 16.0 statistics package program. In this study, Pearson's chi-square test was preferred to give meaning to the relationships between dependent and independent variables and frequencies were evaluated. These tests were examined for the relationships between categorical variables and P<0.05 value was accepted statistically significant. According to the findings obtained from the study, since Turkish families in Germany cannot speak Turkish fluently, children cannot learn their mother languages sufficiently. Since Turkish children spend their psycho-social development and education processes in German education institutions, they remain under the influence of dominant culture as a result of domestication provided through education and experience identity confusion by deviating from their own values. The values of foreign people are not included in German education system. Turkish children experience harmony problem between family, school and friend environment.
Participatory Educational Research, 2022
Multicultural education is the key to the development process of culture of living together, emph... more Multicultural education is the key to the development process of culture of living together, emphasising human rights. In the legal sense, the study underlines the importance of school social work practices in terms of ensuring Syrian children to have unrestricted access to education in addition to providing them with equal opportunity in education. In the light of those practices, the motivation of the study is to discover social work academics’ perceptions of the path to multicultural education in Turkey and recommendations on how to integrate it into the current educational structure. For this purpose, in-depth interviews were conducted with ten social workers who took part in the “School Social Work Project”. The education structure in Turkey, the attitude towards Syrians, the problems experienced by Syrian individuals and their perspectives on education are summarized as risk factors that affect the participation of Syrian children in education. This study emphasises the importance of establishing cooperation with teachers and nongovernmental organisations. With this cooperation, it seems possible to develop multicultural education by integrating the human focus of social work. Therefore, the use of development resources and social work resources together in the context of school social work practices will provide the change that will show the way to multicultural education. The findings point to recommendations such as ensuring family-teacher interaction, adding classes on culture of living together, and integrating non-governmental organisations systematically in the process of multicultural education.
OPUS Journal of Society Research, 2022
In addition to being a health problem, the Covid-19 epidemic also causes fundamental problems in ... more In addition to being a health problem, the Covid-19 epidemic also causes fundamental problems in areas such as the economy, social, political, and education at the global level. People continue to live daily with fears such as getting sick or losing their loved ones and exposure to severe traumatic effects. Social work students are among the negatively affected groups in this uncertain and risky environment. The definitions of social work students regarding the psychosocial outcomes of the pandemic process due to the education they receive will be able to emphasize a more specific point. This study aims to reveal the perceptions and attitudes of the students studying in the social work departments of universities in Konya towards the epidemic and their intolerance of uncertainty. Research results indicate that individuals show avoidance behavior because they cannot fully understand the causes of the disease. On the other hand, the perception that it is impossible to prevent the disease indicates a cognitive structure that it is not possible to avoid the disease. In addition, the importance of obtaining information about the disease and its prevention during the pandemic has emerged. Uncertainty in matters such as spread, contamination, and risk related to the disease is an important finding that increases anxiety. With this research, our leading suggestions are that medical social service authorities should take an active role in the context of public health and that the correct information should be delivered to young people through new generation media tools.
Göç Araştırmaları Dergisi, 2021
Geçici koruma altındaki Suriyeliler ve diğer göçmenlerin büyükşehirlerde yoğunlaşması yerel yöne... more Geçici koruma altındaki Suriyeliler ve diğer göçmenlerin büyükşehirlerde yoğunlaşması yerel yönetimlerde sosyal uyumu sağlamak için etkin sosyal hizmet uygulamalarının planlanması zaruretini doğurmaktadır. Bu araştırmanın amacı geçici koruma altındaki Suriyeli göçmenlerin ve diğer zorunlu göç yoluyla gelenlerin sosyal uyumlarını sağlamak üzere büyükşehirlerdeki yerel yönetimlerin sosyal hizmet uygulamalarının çeşitlendirilmesine yönelik öneriler geliştirmektir. Bu kapsamda G20 ülkeleri arasında Türkiye dışında en fazla sığınmacı ve mülteci barındıran on ülkenin yerel yönetimleri ve Türkiye’deki en fazla geçici koruma altında Suriyeli nüfusa sahip on büyükşehir belediyesi amaçlı örneklemeyle seçilmiştir. Belirlenen yerel yönetimlerin göçmenlere yönelik sosyal hizmet uygulamaları nitel araştırma yöntemiyle ele alınmıştır. Tematik analiz yöntemiyle elde edilen bulgular eleştirel ve karşılaştırmaya dayalı bakış açısıyla incelenmiştir. Araştırma bulgularından yola çıkarak ülkemizdeki yerel yönetimlerin göçmen refahını sağlamada kamu ve kamu dışı refah sunucularıyla daha fazla iş birliğiyle çalışmaları, istihdama katılımı arttırıcı nitelikte çalışmalar yürütmeleri, eğitimin uyumun sağlanmasında kilit konumda olmasından hareketle okul sosyal hizmetinin hayata geçirilerek yerel yönetimlerle entegre sosyal hizmet uygulamalarının gerçekleştirmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır.
OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2020
Kentsel yoksulluğun, mekânsal ayrışmanın ve bunlara bağlı olarak sosyal dışlanmanın yoğun olduğu ... more Kentsel yoksulluğun, mekânsal ayrışmanın ve bunlara bağlı olarak sosyal dışlanmanın yoğun olduğu mekânlarda yaşanan sosyal sorunlar bu çalışmanın kapsamını oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı; öteki mekânlardaki insanlarının yaşadıkları sosyal sorunları ortaya koymak ve bu sorunları sosyal politika bakış açısıyla değerlendirmektir. Nitel araştırma yöntemine uygun olarak Web of Science Core Collection endekslerinde taranan öteki mekân çalışmalarında, yoksulluk, kent yoksulluğu, sosyal dışlanma, sosyal içerme ve sosyal politika anahtar kelimelerinin başlıklarında yer aldığı, son on yılda yayımlanan 42 makale derlenerek sosyal hizmet ve sosyal politika perspektifiyle içerik analizine tabi tutulmuştur. Yapılan analiz sonucunda slum, ghetto, squatter, favela, banliyö ve gecekondu gibi öteki mekânlarda rastlanan başlıca sorunların; kentsel yoksulluk, temel ihtiyaçların karşılanamaması, barınma ve altyapı hizmetlerinden yoksunluk, eşitsizlik, gecekondu turizmi, yoksulluğun temsili, sosyal dışlanma, toplum-sal sapma ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığı olduğu bulunmuştur. Bu sosyal sorunların çözülebilmesi ve sosyal bütünleşmenin, sosyal gelişmenin sağlanabilmesi için sosyal hizmet uygulamalarına ve uygulanabilir sosyal politika önerilerine ihtiyaç duyulmaktadır Anahtar Kelimeler: kentsel yoksulluk, sosyal dışlanma, öteki mekân, sosyal hizmet, sosyal politika
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2019
Göçler tarih boyunca dinamik olarak yaşanan, toplumları farklı seviyelerde etkileyen ve ülkelerin... more Göçler tarih boyunca dinamik olarak yaşanan, toplumları farklı seviyelerde etkileyen ve ülkelerin sosyoekonomik kalkınması üzerinde olumsuz izler bırakan yer değişimleridir. Bu çalışmada; toplumların gelişmesi ve sosyoekonomik kalkınma üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilebilmesi için göçlerin azaltılmasının gerekliliği ve ülkenin dengeli bir şekilde gelişebilmesi için bölgesel kalkınmanın güçlendirilmesinin önemi üzerinde durulmuştur. Çalışmanın amacı; göçlerin sosyoekonomik gelişme ve kalkınma üzerindeki etkilerini ortaya koymak ve bu üç kavram arasındaki etkileşimi açıklamaktır. Yöntem olarak teorik veriler, saha çalışmaları, gözlemler ve alandaki tespitlerden yararlanılmıştır. Türkiye"de yaşanan göç hareketlilikleri ve bu göçlerin ülkenin kalkınması ve gelişmesi üzerindeki etkileri üzerinde durulmuştur. İnsanların çeşitli sebeplerle göç etmek zorunda kalması ve belli bölgelere yoğunlaşması ülkenin imkân ve fırsatlarının yeterince kullanılmasını engellemekte ve bölgesel farklılıkları doğurmaktadır. Dış göçler, işgücü göçü ve beyin göçü yoluyla beşerî sermayenin ülkenin kalkınmasına yönelik kullanımını önlemektedir. Yerleşik düzenin dinamik bir yapıda olması ve göç sirkülasyonlarının yoğun olması ülkenin sosyoekonomik gelişme ve kalkınmasını yavaşlatmaktadır. Ülkenin sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için iç ve dış göçün önlenmesi veya azaltılması gerekmektedir. Hizmet ve yatırımları ülke geneline dengeli dağıtmak göç hareketlerini yavaşlatacak ve insanların yaşadığı bölgeleri sahiplenmesini sağlayacaktır. İnsanların hizmetlerin bulunduğu yerlere yoğunlaşmasına zemin oluşturmak yerine hizmetleri insanların ayağına götürmek göçlerin azalmasını sağlayacak ve kalkınmayı güçlendirecektir. Göç hareketleri daha çok bölgesel imkanların yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Daha verimli eğitim ve sağlık hizmetine erişim beklentisi, güvenlik, iş ve istihdam olanaklarının yetersizliği gibi göç etmeye sebep olan etmenlerin bölgesel düzeyde iyileştirilmesinin ve bu sorunların çözümü için uygulanabilir kalıcı politikalar üretilmesinin insanların kolay yer değiştirmesini önleyeceği ve ülkenin dengeli kalkınmasını sağlayacağı düşünülmektedir.
Kadına Yönelik Şiddetin Erkekler Tarafından Değerlendirilmesi: Sakarya Örneği, 2019
Öz Bu araştırma toplumumuzda yaygın olarak görülen kadına yönelik şiddetin erkek bakış açısıyla d... more Öz Bu araştırma toplumumuzda yaygın olarak görülen kadına yönelik şiddetin erkek bakış açısıyla değerlendirilmesi üzerine kurgulanmıştır. Aile içindeki tüm bireyler aile içi şiddete maruz kalmakla birlikte şiddetin merkezini kadın oluşturmaktadır. Araştırmanın genel amacı ve alt amaçları esas alınarak 210 evli erkeğe anket uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS programında analiz edilmiş; frekans, Ki-Kare, Spearmon Rho, Bağımsız Örneklem t-Testi, Tek Yönlü Varyans ve Tek Yönlü ANCOVA analizleri uygulanmıştır. Araştırma bulgularına göre; eğitim seviyesi ile ekonomik şiddet arasında doğrusal bir ilişki olduğu, kadına yönelik şiddet gösterme nedeninin erkeklerin mesleğine göre farklılık gösterdiği, geçmişteki şiddet deneyimi ile kadına yönelik şiddet tutumu arasında ilişki olduğu, şiddet uygulamada dini kriterlerin göz önünde bulundurulmasının başkalarının yanında kadına hakaret etme tutumu üzerinde etkiye sahip olduğu ve şiddet gösterme nedenlerinin evlilik kararının kim veya kimlerle birlikte verildiğine göre farklılık gösterdiği ortaya konmuştur. Şiddetin sebepleri daha çok ekonomik sorunlar, ikili ilişkilerden kaynaklı sorunlar ve psikolojik sorunlar olarak görülmekte ve bunları toplum baskısı ve madde kullanımı takip etmektedir. Abstract This study is based on the evaluation of violence against women, which is common in our society, from a male point of view. Although all individuals in the family are exposed to domestic violence, women are at its center. A questionnaire was applied to 210 married males based on the general and sub-objectives of the study. The data were analyzed in SPSS software and frequency, Chi-Square, Spearman Rho, Independent Samples t-Test, One-Way ANOVA and One-way ANCOVA analyzes were applied and interpreted. According to research findings it is revealed that there is a linear relationship between education level and economic violence, the reason for violence against women differs according to the profession of men, there is a relationship between experience of violence in the past and attitude towards violence against women, considering religious criteria related to violence against women has an effect on attitude of publicly insulting women, and reasons for violence against women differs according to with whom marriage decision is given. The causes of violence are mostly economic, bilateral relational and psychological problems, followed by community pressure and substance abuse.
The aim of this research is to present the effect of family, education system and social environm... more The aim of this research is to present the effect of family, education system and social environment in formation of identity of Turkish young people who live in Germany and who complete their education and psycho-social development processes there. Interview and questionnaire method which are included in descriptive and quantitative model were used in the research. Theoretic infrastructure was formed according to qualitative research technique. The population of the research is Germany and sample consists of Turkish students in Niedersachsen, Bremen and Hamburg states. Questionnaire and interview forms consisting of proper questions were used to achieve the aim of the research. In the process of data collection, questionnaire form including questions on adaptation studies in Germany, education process, psycho-social development environments of Turkish young people, their social environments, family structures, benefiting from Turkish associations, social activity and areas of interest, life expectations and social integration senses was applied. In method section, interview form was applied to people with broad knowledge and
Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 2018
Öz Suriye' de 2011 yılında çıkan iç savaş sonrasında yaklaşık üç buçuk milyon Suriyeli Türkiye'ye... more Öz Suriye' de 2011 yılında çıkan iç savaş sonrasında yaklaşık üç buçuk milyon Suriyeli Türkiye'ye sığınmıştır. Bu büyük göç dalgası gün geçtikçe kalıcı bir duruma dönüşmüş, bir sosyal ve ekonomik uyum ihtiyacını gündeme getirmiştir. Bu çalışmada Türkiye'ye sığınan ve yerleşim yeri olarak Konya'yı tercih eden Suriyelilerin Konya' daki yaşantıları ve karşılaştıkları sorunlar nitel araştırma yöntemiyle bir saha araştırması çerçevesinde ele alınmıştır. Araştırma kapsamında Konya' da Suriyeli sığınmacıların yoğun olarak ikamet ettikleri dört mahallede gözlem ve incelemeler yapılmış, sekiz ev ziyareti gerçekleştirilmiş, Suriyelilerle yakın ilişki içinde bulunan kurum/kuruluşların, amaçlı örneklem tekniği ile belirlenen 13 temsilci ile yarı yapılandırılmış bir form üzerinden derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Araştırma geçici koruma altındaki Suriyelilerin acil çözüm bekleyen kimlik, barınma, kayıt, dil, eğitim, istihdam ve mevzuat odaklı birtakım sorunlar yaşadıkları ortaya çıkmıştır. Bunlar içerisinde eğitim ve istihdama dair yaşanan sorunların öncelikli olarak ele alınması ve sosyal uyum sürecinin multidisipliner ve çok sektörlü bir yaklaşımla, planlı bir şekilde yönetilmesinin gerek olduğu üzerinde durulmuştur.
International Journal of Social Science and Humanity, 2016
This study is aimed to determine academics' negative and positive perceptions of gender factor in... more This study is aimed to determine academics' negative and positive perceptions of gender factor in career advancement, to identify the problems encountered and to propose solutions to these problems. Basically the situations related to the effect of gender factor in career advancement of female and male academics working at the universities in Konya, Turkey are investigated. Critical success factors, barriers to career advancement have been identified from the standpoint of female and male academics. Moreover, the satisfaction levels and female and male academics' perceptions of gender-based discrimination about the working life have been assessed. This study is based on an empirical analysis on a survey which was conducted among 34 females, 52 males, total 86 academics of 2 public and 2 foundation universities chosen by purposive sampling method. The results show that the academics in Konya have conceptions that male academics are trusted, empowered, and given responsibility/task/assignment more and male academics get higher salary then female academics at the same level. Hence, the academics in Konya have the perception of gender-based discrimination.
Books by Dilara USTABAŞI GÜNDÜZ
KADIN ve SOSYAL POLİTİKA GÜNCEL TARTIŞMALARI, 2022
GÖÇMEN REFAHI DİSİPLİNLERARASI BAKIŞ, 2022
Copyright © Bu kitabın Türkiye'deki her türlü yayın hakkı Eğitim Yayınevi'ne aittir. Bütün haklar... more Copyright © Bu kitabın Türkiye'deki her türlü yayın hakkı Eğitim Yayınevi'ne aittir. Bütün hakları saklıdır. Kitabın tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre kitabı yayımlayan firmanın ve yazarlarının önceden izni olmadan elektronik/mekanik yolla, fotokopi yoluyla ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılamaz, yayımlanamaz.
CONTEMPORARY ANALYSIS ON SYRIAN IMMIGRATION ISSUE IN EUROPE AND TURKEY: Educational, Political and Legal Practices, 2021
Nobel Akademik Yayıncılık, 2021
COVİD-19 PANDEMİSİNE DİSİPLİNLERARASI BAKIŞ, 2021
Pandemi tüm dünyada eğitim, sağlık, sosyal, ekonomik, kültürel, iletişim gibi birçok alanda etkiy... more Pandemi tüm dünyada eğitim, sağlık, sosyal, ekonomik, kültürel, iletişim gibi birçok alanda etkiye neden olarak çok boyutlu ve karmaşık süreçleri beraberinde getirmiştir. Toplumlar her ne kadar, bir pandemi süreciyle ilk defa yüz yüze gelmeseler de değişen toplumsal örüntülerle birlikte yeni bir pandemi yönetimi boyutunu deneyimlemişlerdir. Günlük yaşamın seyrini değiştiren sosyal, ekonomik ve psikolojik pek çok yeni unsuru barındıran pandemide sağlık hizmetlerine erişimin, sağlık hizmetlerinin yapısının, sosyal koruma mekanizmalarının, kişisel koruyucu ekipmanlara ve aşıya erişim noktasında küresel sosyal adalet unsurunun ön plana çıktığı görülmektedir. Pandemi sürecinin ağırlıklı olarak ekonomik boyutunun aile refahı üzerinde etkili olduğu söylenebilmektedir. Gelir ve iş kaybı yaşayan bireylerin ihtiyaçlarını karşılama noktasında yaşadıkları yetersizlik aile örüntüsüne de yansıyarak sosyal ve ekonomik açıdan tükenmişlik yaratmaktadır. Bununla birlikte, pandeminin tetiklediği işsizlik engelli, bağımlı, kronik hastalığı olan bireyler gibi sağlık hizmetlerine düzenli erişim ihtiyacı içinde bulunan bireyleri de zorlamaktadır. Sosyal refah açısından, ekonomik boyutun psikolojik boyutla yakından ilişkili olduğu düşünüldüğünde, hastalığın yayılma riski, bireyin kendisini ve çevresini koruma sorumluluğu bu dönemde gelişen yeni stres kaynakları olmuştur. Ayrıca, fiziksel mesafe, ev içi ya da hastane ortamındaki karantina gibi önlemler gereği bireyin ciddi düzeyde yalnızlık, içe kapanma, kişiler arası ilişkilerinde bozulma gibi olumsuz psikolojik etkilerle karşı karşıya kaldığı anlaşılmaktadır. Hasta olan yakını ile önlemler nedeniyle görüşemeyen hatta kaybettiği yakını ile son defa vedalaşamayan bireylerin de psikolojik tükenmişliklerinin bundan sonraki toplumsal yaşamlarına yansıyacağı öngörülmektedir. Toplumsal açıdan değerlendirildiğinde ise hastalığın yayılma hızının düşürülmesine yönelik önlemlerin toplumlar tarafından farklı anlamlara sahip olduğu söylenebilir. Bunun en önemli örneklerinden biri olarak aşı karşıtlığı sayılabilmektedir. Pandemi sürecinde, sosyal hizmetin varlığı sosyal adaletin sağlanması, psikososyal, ekonomik destek mekanizmalarının sosyal devlet anlayışıyla işlerliğinin sürdürülmesi, dezavantajlı bireylerin ihtiyaç duydukları hizmetlere efektif erişimlerinin sağlanması gibi noktalarda öne çıkmaktadır. Dolayısıyla, pandemi yönetiminin krize müdahale, koruyucu, önleyici ve salgın sürecinde iyileştirici, geliştirici bir kapsamda sosyal hizmet bakış açısıyla geliştirilmesi önem taşımaktadır.
SOSYAL POLİTİKA Teori, Politika ve Uygulamalar, 2019
© Umuttepe Yayınları ®Bu kitabın her türlü yayın hakkı Umuttepe Yayınları'na aittir. Yayınevinin ... more © Umuttepe Yayınları ®Bu kitabın her türlü yayın hakkı Umuttepe Yayınları'na aittir. Yayınevinin yazılı izni olmadan, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.
Academic Researches in Social Sciences and Humanities, 2019
NİKA Yayınevi, 2017
Sosyal Hizmeti Yeniden Düşünmek Nika Yayınevi Son yıllarda, Türkçeye tercüme edilen sosyal çalışm... more Sosyal Hizmeti Yeniden Düşünmek
Nika Yayınevi
Son yıllarda, Türkçeye tercüme edilen sosyal çalışma kitaplarının sayısındaki artışla birlikte yayın ihtiyacının karşılandığına dair düşünceler gelişmiş olsa da, bu konudaki temel gereksinimlerin yerel, kültürel ve eleştirel bilgiyi temel alan özgün çalışmalar ile karşılanabileceği aşikârdır. Kuşkusuz, bu noktada, sosyal çalışmayı ortaya koyan, öğreten ve temsil eden kaynakların yerel dokuya, yerel özelliklere ve yerel bilgiye duyarlı biçimlerde oluşturulması akademik ve mesleki temel bir gereksinimdir. Sosyal çalışma alanında, yerel bilgiyi içeren ve özgün nitelikteki yayınlara duyulan ihtiyaç, bu kitabın oluşturulma fikrine ve sizlere ulaşmasına vesile olmuştur.
Sosyal çalışmanın eğitim, bilim, meslek, uygulama, etik, dil, yönetim ve sosyal politika gibi temel konularını üç ana bölümde ele alan bu kitap, meslek elemanları, akademisyenler, yöneticiler ve lisans ile lisansüstü öğrencilerin faydalanabileceği, yerel özellikleri içeren özgün ve eleştirel çalışmaları içermekte, aşağıdaki sorular çerçevesinde tartışmalar yürütmektedir.
Türkiye’de sosyal çalışmanın bilim ve meslek yönünün gelişmesi nasıl gerçekleşmiştir? Bilimselleşmenin ve meslekleşmenin gereksinimleri, önündeki engeller ve çözüm önerileri nelerdir?
Türkiye’de sosyal çalışma eğitimi son yıllarda hangi politik saiklerle hormonlu büyüme sürecine girmiştir? Sosyal çalışmanın eğitim bilimi ile ilişkisinde göz ardı edilen kritik noktalar nelerdir?
Türkiye’de sosyal çalışma bilgisinin oluşumu ve aktarımında dil, kültür, söylem ve çevirinin önemi nedir?
Sosyal çalışmanın bilim ve uygulamadan gelen gücü eleştirel açıdan nasıl yorumlanabilir?
Sosyal çalışmacıların etik sorumlulukları nelerdir? İncinebilir bireyleri güçlendirmeyi ve özgürleştirmeyi hedefleyen sosyal çalışmanın ve meslek elemanlarının kendi kuşatılmışlığı nasıl özgürleştirilebilir?
Yönetim yaklaşımları içerisinde sosyal hizmet yönetiminin yeri nedir? Yeni kamu yönetimi anlayışı sosyal hizmet yönetiminde neleri değiştirmiştir? Türkiye’de sosyal hizmetlerin örgütsel gelişimi nasıl gerçekleşmiştir?
Türkiye’de benimsenen sosyal politika yaklaşımıyla sosyal hizmetlerin niteliği arasında nasıl bir bağlantı bulunmaktadır? Türkiye’deki sosyal politika anlayışı hangi sosyal refah modeli kapsamında değerlendirilebilir?
Sosyal Politikanın adresi değişecek mi? Yeni yeri neresi olacaktır?
The Journal of Academic Social Science Studies, 2013
The aim of this research is to present the effect of family, education system and social environm... more The aim of this research is to present the effect of family, education system and social environment in formation of identity of Turkish young people who live in Germany and who complete their education and psycho-social development processes there. Interview and questionnaire method which are included in descriptive and quantitative model were used in the research. Theoretic infrastructure was formed according to qualitative research technique. The population of the research is Germany and sample consists of Turkish students in Niedersachsen, Bremen and Hamburg states. Questionnaire and interview forms consisting of proper questions were used to achieve the aim of the research. In the process of data collection, questionnaire form including questions on adaptation studies in Germany, education process, psycho-social development environments of Turkish young people, their social environments, family structures, benefiting from Turkish associations, social activity and areas of interest, life expectations and social integration senses was applied. In method section, interview form was applied to people with broad knowledge and 214 Yusuf GENÇ-Dilara USTABAŞI experience on the subject and in-depth interview was performed. The data obtained from field researches were analyzed with SPSS 16.0 statistics package program. In this study, Pearson's chi-square test was preferred to give meaning to the relationships between dependent and independent variables and frequencies were evaluated. These tests were examined for the relationships between categorical variables and P<0.05 value was accepted statistically significant. According to the findings obtained from the study, since Turkish families in Germany cannot speak Turkish fluently, children cannot learn their mother languages sufficiently. Since Turkish children spend their psycho-social development and education processes in German education institutions, they remain under the influence of dominant culture as a result of domestication provided through education and experience identity confusion by deviating from their own values. The values of foreign people are not included in German education system. Turkish children experience harmony problem between family, school and friend environment.
Participatory Educational Research, 2022
Multicultural education is the key to the development process of culture of living together, emph... more Multicultural education is the key to the development process of culture of living together, emphasising human rights. In the legal sense, the study underlines the importance of school social work practices in terms of ensuring Syrian children to have unrestricted access to education in addition to providing them with equal opportunity in education. In the light of those practices, the motivation of the study is to discover social work academics’ perceptions of the path to multicultural education in Turkey and recommendations on how to integrate it into the current educational structure. For this purpose, in-depth interviews were conducted with ten social workers who took part in the “School Social Work Project”. The education structure in Turkey, the attitude towards Syrians, the problems experienced by Syrian individuals and their perspectives on education are summarized as risk factors that affect the participation of Syrian children in education. This study emphasises the importance of establishing cooperation with teachers and nongovernmental organisations. With this cooperation, it seems possible to develop multicultural education by integrating the human focus of social work. Therefore, the use of development resources and social work resources together in the context of school social work practices will provide the change that will show the way to multicultural education. The findings point to recommendations such as ensuring family-teacher interaction, adding classes on culture of living together, and integrating non-governmental organisations systematically in the process of multicultural education.
OPUS Journal of Society Research, 2022
In addition to being a health problem, the Covid-19 epidemic also causes fundamental problems in ... more In addition to being a health problem, the Covid-19 epidemic also causes fundamental problems in areas such as the economy, social, political, and education at the global level. People continue to live daily with fears such as getting sick or losing their loved ones and exposure to severe traumatic effects. Social work students are among the negatively affected groups in this uncertain and risky environment. The definitions of social work students regarding the psychosocial outcomes of the pandemic process due to the education they receive will be able to emphasize a more specific point. This study aims to reveal the perceptions and attitudes of the students studying in the social work departments of universities in Konya towards the epidemic and their intolerance of uncertainty. Research results indicate that individuals show avoidance behavior because they cannot fully understand the causes of the disease. On the other hand, the perception that it is impossible to prevent the disease indicates a cognitive structure that it is not possible to avoid the disease. In addition, the importance of obtaining information about the disease and its prevention during the pandemic has emerged. Uncertainty in matters such as spread, contamination, and risk related to the disease is an important finding that increases anxiety. With this research, our leading suggestions are that medical social service authorities should take an active role in the context of public health and that the correct information should be delivered to young people through new generation media tools.
Göç Araştırmaları Dergisi, 2021
Geçici koruma altındaki Suriyeliler ve diğer göçmenlerin büyükşehirlerde yoğunlaşması yerel yöne... more Geçici koruma altındaki Suriyeliler ve diğer göçmenlerin büyükşehirlerde yoğunlaşması yerel yönetimlerde sosyal uyumu sağlamak için etkin sosyal hizmet uygulamalarının planlanması zaruretini doğurmaktadır. Bu araştırmanın amacı geçici koruma altındaki Suriyeli göçmenlerin ve diğer zorunlu göç yoluyla gelenlerin sosyal uyumlarını sağlamak üzere büyükşehirlerdeki yerel yönetimlerin sosyal hizmet uygulamalarının çeşitlendirilmesine yönelik öneriler geliştirmektir. Bu kapsamda G20 ülkeleri arasında Türkiye dışında en fazla sığınmacı ve mülteci barındıran on ülkenin yerel yönetimleri ve Türkiye’deki en fazla geçici koruma altında Suriyeli nüfusa sahip on büyükşehir belediyesi amaçlı örneklemeyle seçilmiştir. Belirlenen yerel yönetimlerin göçmenlere yönelik sosyal hizmet uygulamaları nitel araştırma yöntemiyle ele alınmıştır. Tematik analiz yöntemiyle elde edilen bulgular eleştirel ve karşılaştırmaya dayalı bakış açısıyla incelenmiştir. Araştırma bulgularından yola çıkarak ülkemizdeki yerel yönetimlerin göçmen refahını sağlamada kamu ve kamu dışı refah sunucularıyla daha fazla iş birliğiyle çalışmaları, istihdama katılımı arttırıcı nitelikte çalışmalar yürütmeleri, eğitimin uyumun sağlanmasında kilit konumda olmasından hareketle okul sosyal hizmetinin hayata geçirilerek yerel yönetimlerle entegre sosyal hizmet uygulamalarının gerçekleştirmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır.
OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2020
Kentsel yoksulluğun, mekânsal ayrışmanın ve bunlara bağlı olarak sosyal dışlanmanın yoğun olduğu ... more Kentsel yoksulluğun, mekânsal ayrışmanın ve bunlara bağlı olarak sosyal dışlanmanın yoğun olduğu mekânlarda yaşanan sosyal sorunlar bu çalışmanın kapsamını oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı; öteki mekânlardaki insanlarının yaşadıkları sosyal sorunları ortaya koymak ve bu sorunları sosyal politika bakış açısıyla değerlendirmektir. Nitel araştırma yöntemine uygun olarak Web of Science Core Collection endekslerinde taranan öteki mekân çalışmalarında, yoksulluk, kent yoksulluğu, sosyal dışlanma, sosyal içerme ve sosyal politika anahtar kelimelerinin başlıklarında yer aldığı, son on yılda yayımlanan 42 makale derlenerek sosyal hizmet ve sosyal politika perspektifiyle içerik analizine tabi tutulmuştur. Yapılan analiz sonucunda slum, ghetto, squatter, favela, banliyö ve gecekondu gibi öteki mekânlarda rastlanan başlıca sorunların; kentsel yoksulluk, temel ihtiyaçların karşılanamaması, barınma ve altyapı hizmetlerinden yoksunluk, eşitsizlik, gecekondu turizmi, yoksulluğun temsili, sosyal dışlanma, toplum-sal sapma ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığı olduğu bulunmuştur. Bu sosyal sorunların çözülebilmesi ve sosyal bütünleşmenin, sosyal gelişmenin sağlanabilmesi için sosyal hizmet uygulamalarına ve uygulanabilir sosyal politika önerilerine ihtiyaç duyulmaktadır Anahtar Kelimeler: kentsel yoksulluk, sosyal dışlanma, öteki mekân, sosyal hizmet, sosyal politika
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2019
Göçler tarih boyunca dinamik olarak yaşanan, toplumları farklı seviyelerde etkileyen ve ülkelerin... more Göçler tarih boyunca dinamik olarak yaşanan, toplumları farklı seviyelerde etkileyen ve ülkelerin sosyoekonomik kalkınması üzerinde olumsuz izler bırakan yer değişimleridir. Bu çalışmada; toplumların gelişmesi ve sosyoekonomik kalkınma üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilebilmesi için göçlerin azaltılmasının gerekliliği ve ülkenin dengeli bir şekilde gelişebilmesi için bölgesel kalkınmanın güçlendirilmesinin önemi üzerinde durulmuştur. Çalışmanın amacı; göçlerin sosyoekonomik gelişme ve kalkınma üzerindeki etkilerini ortaya koymak ve bu üç kavram arasındaki etkileşimi açıklamaktır. Yöntem olarak teorik veriler, saha çalışmaları, gözlemler ve alandaki tespitlerden yararlanılmıştır. Türkiye"de yaşanan göç hareketlilikleri ve bu göçlerin ülkenin kalkınması ve gelişmesi üzerindeki etkileri üzerinde durulmuştur. İnsanların çeşitli sebeplerle göç etmek zorunda kalması ve belli bölgelere yoğunlaşması ülkenin imkân ve fırsatlarının yeterince kullanılmasını engellemekte ve bölgesel farklılıkları doğurmaktadır. Dış göçler, işgücü göçü ve beyin göçü yoluyla beşerî sermayenin ülkenin kalkınmasına yönelik kullanımını önlemektedir. Yerleşik düzenin dinamik bir yapıda olması ve göç sirkülasyonlarının yoğun olması ülkenin sosyoekonomik gelişme ve kalkınmasını yavaşlatmaktadır. Ülkenin sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için iç ve dış göçün önlenmesi veya azaltılması gerekmektedir. Hizmet ve yatırımları ülke geneline dengeli dağıtmak göç hareketlerini yavaşlatacak ve insanların yaşadığı bölgeleri sahiplenmesini sağlayacaktır. İnsanların hizmetlerin bulunduğu yerlere yoğunlaşmasına zemin oluşturmak yerine hizmetleri insanların ayağına götürmek göçlerin azalmasını sağlayacak ve kalkınmayı güçlendirecektir. Göç hareketleri daha çok bölgesel imkanların yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Daha verimli eğitim ve sağlık hizmetine erişim beklentisi, güvenlik, iş ve istihdam olanaklarının yetersizliği gibi göç etmeye sebep olan etmenlerin bölgesel düzeyde iyileştirilmesinin ve bu sorunların çözümü için uygulanabilir kalıcı politikalar üretilmesinin insanların kolay yer değiştirmesini önleyeceği ve ülkenin dengeli kalkınmasını sağlayacağı düşünülmektedir.
Kadına Yönelik Şiddetin Erkekler Tarafından Değerlendirilmesi: Sakarya Örneği, 2019
Öz Bu araştırma toplumumuzda yaygın olarak görülen kadına yönelik şiddetin erkek bakış açısıyla d... more Öz Bu araştırma toplumumuzda yaygın olarak görülen kadına yönelik şiddetin erkek bakış açısıyla değerlendirilmesi üzerine kurgulanmıştır. Aile içindeki tüm bireyler aile içi şiddete maruz kalmakla birlikte şiddetin merkezini kadın oluşturmaktadır. Araştırmanın genel amacı ve alt amaçları esas alınarak 210 evli erkeğe anket uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS programında analiz edilmiş; frekans, Ki-Kare, Spearmon Rho, Bağımsız Örneklem t-Testi, Tek Yönlü Varyans ve Tek Yönlü ANCOVA analizleri uygulanmıştır. Araştırma bulgularına göre; eğitim seviyesi ile ekonomik şiddet arasında doğrusal bir ilişki olduğu, kadına yönelik şiddet gösterme nedeninin erkeklerin mesleğine göre farklılık gösterdiği, geçmişteki şiddet deneyimi ile kadına yönelik şiddet tutumu arasında ilişki olduğu, şiddet uygulamada dini kriterlerin göz önünde bulundurulmasının başkalarının yanında kadına hakaret etme tutumu üzerinde etkiye sahip olduğu ve şiddet gösterme nedenlerinin evlilik kararının kim veya kimlerle birlikte verildiğine göre farklılık gösterdiği ortaya konmuştur. Şiddetin sebepleri daha çok ekonomik sorunlar, ikili ilişkilerden kaynaklı sorunlar ve psikolojik sorunlar olarak görülmekte ve bunları toplum baskısı ve madde kullanımı takip etmektedir. Abstract This study is based on the evaluation of violence against women, which is common in our society, from a male point of view. Although all individuals in the family are exposed to domestic violence, women are at its center. A questionnaire was applied to 210 married males based on the general and sub-objectives of the study. The data were analyzed in SPSS software and frequency, Chi-Square, Spearman Rho, Independent Samples t-Test, One-Way ANOVA and One-way ANCOVA analyzes were applied and interpreted. According to research findings it is revealed that there is a linear relationship between education level and economic violence, the reason for violence against women differs according to the profession of men, there is a relationship between experience of violence in the past and attitude towards violence against women, considering religious criteria related to violence against women has an effect on attitude of publicly insulting women, and reasons for violence against women differs according to with whom marriage decision is given. The causes of violence are mostly economic, bilateral relational and psychological problems, followed by community pressure and substance abuse.
The aim of this research is to present the effect of family, education system and social environm... more The aim of this research is to present the effect of family, education system and social environment in formation of identity of Turkish young people who live in Germany and who complete their education and psycho-social development processes there. Interview and questionnaire method which are included in descriptive and quantitative model were used in the research. Theoretic infrastructure was formed according to qualitative research technique. The population of the research is Germany and sample consists of Turkish students in Niedersachsen, Bremen and Hamburg states. Questionnaire and interview forms consisting of proper questions were used to achieve the aim of the research. In the process of data collection, questionnaire form including questions on adaptation studies in Germany, education process, psycho-social development environments of Turkish young people, their social environments, family structures, benefiting from Turkish associations, social activity and areas of interest, life expectations and social integration senses was applied. In method section, interview form was applied to people with broad knowledge and
Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 2018
Öz Suriye' de 2011 yılında çıkan iç savaş sonrasında yaklaşık üç buçuk milyon Suriyeli Türkiye'ye... more Öz Suriye' de 2011 yılında çıkan iç savaş sonrasında yaklaşık üç buçuk milyon Suriyeli Türkiye'ye sığınmıştır. Bu büyük göç dalgası gün geçtikçe kalıcı bir duruma dönüşmüş, bir sosyal ve ekonomik uyum ihtiyacını gündeme getirmiştir. Bu çalışmada Türkiye'ye sığınan ve yerleşim yeri olarak Konya'yı tercih eden Suriyelilerin Konya' daki yaşantıları ve karşılaştıkları sorunlar nitel araştırma yöntemiyle bir saha araştırması çerçevesinde ele alınmıştır. Araştırma kapsamında Konya' da Suriyeli sığınmacıların yoğun olarak ikamet ettikleri dört mahallede gözlem ve incelemeler yapılmış, sekiz ev ziyareti gerçekleştirilmiş, Suriyelilerle yakın ilişki içinde bulunan kurum/kuruluşların, amaçlı örneklem tekniği ile belirlenen 13 temsilci ile yarı yapılandırılmış bir form üzerinden derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Araştırma geçici koruma altındaki Suriyelilerin acil çözüm bekleyen kimlik, barınma, kayıt, dil, eğitim, istihdam ve mevzuat odaklı birtakım sorunlar yaşadıkları ortaya çıkmıştır. Bunlar içerisinde eğitim ve istihdama dair yaşanan sorunların öncelikli olarak ele alınması ve sosyal uyum sürecinin multidisipliner ve çok sektörlü bir yaklaşımla, planlı bir şekilde yönetilmesinin gerek olduğu üzerinde durulmuştur.
International Journal of Social Science and Humanity, 2016
This study is aimed to determine academics' negative and positive perceptions of gender factor in... more This study is aimed to determine academics' negative and positive perceptions of gender factor in career advancement, to identify the problems encountered and to propose solutions to these problems. Basically the situations related to the effect of gender factor in career advancement of female and male academics working at the universities in Konya, Turkey are investigated. Critical success factors, barriers to career advancement have been identified from the standpoint of female and male academics. Moreover, the satisfaction levels and female and male academics' perceptions of gender-based discrimination about the working life have been assessed. This study is based on an empirical analysis on a survey which was conducted among 34 females, 52 males, total 86 academics of 2 public and 2 foundation universities chosen by purposive sampling method. The results show that the academics in Konya have conceptions that male academics are trusted, empowered, and given responsibility/task/assignment more and male academics get higher salary then female academics at the same level. Hence, the academics in Konya have the perception of gender-based discrimination.
KADIN ve SOSYAL POLİTİKA GÜNCEL TARTIŞMALARI, 2022
GÖÇMEN REFAHI DİSİPLİNLERARASI BAKIŞ, 2022
Copyright © Bu kitabın Türkiye'deki her türlü yayın hakkı Eğitim Yayınevi'ne aittir. Bütün haklar... more Copyright © Bu kitabın Türkiye'deki her türlü yayın hakkı Eğitim Yayınevi'ne aittir. Bütün hakları saklıdır. Kitabın tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre kitabı yayımlayan firmanın ve yazarlarının önceden izni olmadan elektronik/mekanik yolla, fotokopi yoluyla ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılamaz, yayımlanamaz.
CONTEMPORARY ANALYSIS ON SYRIAN IMMIGRATION ISSUE IN EUROPE AND TURKEY: Educational, Political and Legal Practices, 2021
Nobel Akademik Yayıncılık, 2021
COVİD-19 PANDEMİSİNE DİSİPLİNLERARASI BAKIŞ, 2021
Pandemi tüm dünyada eğitim, sağlık, sosyal, ekonomik, kültürel, iletişim gibi birçok alanda etkiy... more Pandemi tüm dünyada eğitim, sağlık, sosyal, ekonomik, kültürel, iletişim gibi birçok alanda etkiye neden olarak çok boyutlu ve karmaşık süreçleri beraberinde getirmiştir. Toplumlar her ne kadar, bir pandemi süreciyle ilk defa yüz yüze gelmeseler de değişen toplumsal örüntülerle birlikte yeni bir pandemi yönetimi boyutunu deneyimlemişlerdir. Günlük yaşamın seyrini değiştiren sosyal, ekonomik ve psikolojik pek çok yeni unsuru barındıran pandemide sağlık hizmetlerine erişimin, sağlık hizmetlerinin yapısının, sosyal koruma mekanizmalarının, kişisel koruyucu ekipmanlara ve aşıya erişim noktasında küresel sosyal adalet unsurunun ön plana çıktığı görülmektedir. Pandemi sürecinin ağırlıklı olarak ekonomik boyutunun aile refahı üzerinde etkili olduğu söylenebilmektedir. Gelir ve iş kaybı yaşayan bireylerin ihtiyaçlarını karşılama noktasında yaşadıkları yetersizlik aile örüntüsüne de yansıyarak sosyal ve ekonomik açıdan tükenmişlik yaratmaktadır. Bununla birlikte, pandeminin tetiklediği işsizlik engelli, bağımlı, kronik hastalığı olan bireyler gibi sağlık hizmetlerine düzenli erişim ihtiyacı içinde bulunan bireyleri de zorlamaktadır. Sosyal refah açısından, ekonomik boyutun psikolojik boyutla yakından ilişkili olduğu düşünüldüğünde, hastalığın yayılma riski, bireyin kendisini ve çevresini koruma sorumluluğu bu dönemde gelişen yeni stres kaynakları olmuştur. Ayrıca, fiziksel mesafe, ev içi ya da hastane ortamındaki karantina gibi önlemler gereği bireyin ciddi düzeyde yalnızlık, içe kapanma, kişiler arası ilişkilerinde bozulma gibi olumsuz psikolojik etkilerle karşı karşıya kaldığı anlaşılmaktadır. Hasta olan yakını ile önlemler nedeniyle görüşemeyen hatta kaybettiği yakını ile son defa vedalaşamayan bireylerin de psikolojik tükenmişliklerinin bundan sonraki toplumsal yaşamlarına yansıyacağı öngörülmektedir. Toplumsal açıdan değerlendirildiğinde ise hastalığın yayılma hızının düşürülmesine yönelik önlemlerin toplumlar tarafından farklı anlamlara sahip olduğu söylenebilir. Bunun en önemli örneklerinden biri olarak aşı karşıtlığı sayılabilmektedir. Pandemi sürecinde, sosyal hizmetin varlığı sosyal adaletin sağlanması, psikososyal, ekonomik destek mekanizmalarının sosyal devlet anlayışıyla işlerliğinin sürdürülmesi, dezavantajlı bireylerin ihtiyaç duydukları hizmetlere efektif erişimlerinin sağlanması gibi noktalarda öne çıkmaktadır. Dolayısıyla, pandemi yönetiminin krize müdahale, koruyucu, önleyici ve salgın sürecinde iyileştirici, geliştirici bir kapsamda sosyal hizmet bakış açısıyla geliştirilmesi önem taşımaktadır.
SOSYAL POLİTİKA Teori, Politika ve Uygulamalar, 2019
© Umuttepe Yayınları ®Bu kitabın her türlü yayın hakkı Umuttepe Yayınları'na aittir. Yayınevinin ... more © Umuttepe Yayınları ®Bu kitabın her türlü yayın hakkı Umuttepe Yayınları'na aittir. Yayınevinin yazılı izni olmadan, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.
Academic Researches in Social Sciences and Humanities, 2019
NİKA Yayınevi, 2017
Sosyal Hizmeti Yeniden Düşünmek Nika Yayınevi Son yıllarda, Türkçeye tercüme edilen sosyal çalışm... more Sosyal Hizmeti Yeniden Düşünmek
Nika Yayınevi
Son yıllarda, Türkçeye tercüme edilen sosyal çalışma kitaplarının sayısındaki artışla birlikte yayın ihtiyacının karşılandığına dair düşünceler gelişmiş olsa da, bu konudaki temel gereksinimlerin yerel, kültürel ve eleştirel bilgiyi temel alan özgün çalışmalar ile karşılanabileceği aşikârdır. Kuşkusuz, bu noktada, sosyal çalışmayı ortaya koyan, öğreten ve temsil eden kaynakların yerel dokuya, yerel özelliklere ve yerel bilgiye duyarlı biçimlerde oluşturulması akademik ve mesleki temel bir gereksinimdir. Sosyal çalışma alanında, yerel bilgiyi içeren ve özgün nitelikteki yayınlara duyulan ihtiyaç, bu kitabın oluşturulma fikrine ve sizlere ulaşmasına vesile olmuştur.
Sosyal çalışmanın eğitim, bilim, meslek, uygulama, etik, dil, yönetim ve sosyal politika gibi temel konularını üç ana bölümde ele alan bu kitap, meslek elemanları, akademisyenler, yöneticiler ve lisans ile lisansüstü öğrencilerin faydalanabileceği, yerel özellikleri içeren özgün ve eleştirel çalışmaları içermekte, aşağıdaki sorular çerçevesinde tartışmalar yürütmektedir.
Türkiye’de sosyal çalışmanın bilim ve meslek yönünün gelişmesi nasıl gerçekleşmiştir? Bilimselleşmenin ve meslekleşmenin gereksinimleri, önündeki engeller ve çözüm önerileri nelerdir?
Türkiye’de sosyal çalışma eğitimi son yıllarda hangi politik saiklerle hormonlu büyüme sürecine girmiştir? Sosyal çalışmanın eğitim bilimi ile ilişkisinde göz ardı edilen kritik noktalar nelerdir?
Türkiye’de sosyal çalışma bilgisinin oluşumu ve aktarımında dil, kültür, söylem ve çevirinin önemi nedir?
Sosyal çalışmanın bilim ve uygulamadan gelen gücü eleştirel açıdan nasıl yorumlanabilir?
Sosyal çalışmacıların etik sorumlulukları nelerdir? İncinebilir bireyleri güçlendirmeyi ve özgürleştirmeyi hedefleyen sosyal çalışmanın ve meslek elemanlarının kendi kuşatılmışlığı nasıl özgürleştirilebilir?
Yönetim yaklaşımları içerisinde sosyal hizmet yönetiminin yeri nedir? Yeni kamu yönetimi anlayışı sosyal hizmet yönetiminde neleri değiştirmiştir? Türkiye’de sosyal hizmetlerin örgütsel gelişimi nasıl gerçekleşmiştir?
Türkiye’de benimsenen sosyal politika yaklaşımıyla sosyal hizmetlerin niteliği arasında nasıl bir bağlantı bulunmaktadır? Türkiye’deki sosyal politika anlayışı hangi sosyal refah modeli kapsamında değerlendirilebilir?
Sosyal Politikanın adresi değişecek mi? Yeni yeri neresi olacaktır?