Ayşe Şener | Kirklareli University (original) (raw)
Papers by Ayşe Şener
Karadeniz Araştırmaları, 2024
Sovyetlerde parti propagandasının edebî metodu olan sosyalist realizmin ilk örneklerinin verildiğ... more Sovyetlerde parti propagandasının edebî metodu olan sosyalist realizmin ilk örneklerinin verildiği yıllar Kırgız edebiyatında modern edebiyatın ilk adımlarına tesadüf etmektedir. Bu doğrultuda ortaya çıkan çatışmasızlık teorisiyle birlikte edebiyattaki tekdüzelik artmış, edebî ürünlerde salt mutlu ve iyi tipler yaratılmıştır. Bu yaratım edebî eseri insanın iç dünyasından uzaklaştırarak Sovyet rejiminin oluşturduğu dış gerçekliğe odaklamıştır. 1950’li yıllardan sonra ise edebiyat sahnesine giren yeni kalemler ve siyasî konjonktürde yaşanan değişimler sosyalist realizme farklı bir bakış getirmiştir. Bu farklılık tahakküme başkaldırının da ortaya çıktığı bir süreci imlemektedir. Bazı yazarlar mevcut tahakkümü kabullenerek eser vermeye devam etmiş; hem Sovyetlerin sunduğu imtiyazlardan faydalanmış hem de cezalardan kaçınmıştır. Bazıları ise rejimin yaptırım ve cezalarına rağmen kendiliklerini var etmiş ve bunu bir eleştiriye dönüştürmüştür. Kırgız edebiyatında edebî değişim ve gelişimleri gözlemlemek adına ilk örneklerden itibaren hâkim edebiyat ve politika ilişkisine başka bir açıdan yaklaşmak bu anlamda önemli görülmüş ve bu çalışma ortaya çıkmıştır. Çalışmada bağımsızlık öncesi ve sonrası edebî eserlerden bir örneklem belirlenmiş ve bu eserler nitel araştırma yöntemlerinden içerik analiz yöntemi ile irdelenmiştir. Neticede, edebî eserlerde her iki devirde de Stalin’in politikasına ve o dönem komünistlerinin yanlış uygulamalarına dair olumsuz bir sistem eleştirisi olduğu sonucuna varılmıştır. Kırgızlarda edebiyat, Sovyet devrinde bir taraftan parti propagandasını yaparken diğer taraftan örtük veya gerçekçi biçimde Sovyet rejiminin eleştirisinin aracı olmuştur. Sovyet devri sonrasında ise özgür kalemlerin elinde özellikle repressiya ve Stalin’in kolonyal politikası başta olmak üzere tarihî gerçeklikler propagandanın uğruna yaratılan tarihle değiştirilmiş ve edebiyat bir millî inşa alanına dönüşmüştür.
The development of socialist realism, a key literary approach used for party propaganda in the Soviet Union, oc-
curred at the same time as the first steps of modern Kyrgyz literature. The introduction of the conflict-free theory
increased monotony in literature, producing works centered around entirely positive and content characters. This
shifted the focus of literature away from the individual’s inner life and towards the external realities shaped by the
Soviet regime. However, the changes in the political conjuncture after the 1950s and the new writers who produced
works brought a different perspective to socialist realism. Some writers continued to produce works under the pre-
vailing oppression, benefiting from Soviet privileges and avoiding repercussions. Others, however, maintained their
creative independence despite punitive measures and transformed their stance into a form of critique. This study
explored the relationship between dominant literature and politics in Kyrgyz literature, focusing on literary evolu-
tion from its early stages. A sample of works from both pre- and post-independence periods was analyzed using
content analysis, a qualitative research method. The findings reveal that both periods of literature feature critical
perspectives on Stalinist policies and the flawed practices of the communist regime. During the Soviet era, Kyrgyz
literature simultaneously served as a tool for party propaganda and a medium for implicit or realistic criticism of the
Soviet regime. After the collapse of the Soviet Union, in the hands of more independent writers, historical realities,
such as Stalin's colonial policies and repression, began to replace the fabricated narratives of Soviet propaganda,
transforming literature into a platform for national identity construction.
Keywords: Soviet Union, ideology, criticism, socialist realism, Kyrgyz people, Kyrgyz literature
HUMANITAS, 2024
The development of children's literature, which involves creating literary works appropriate for ... more The development of children's literature, which involves creating literary works appropriate for the cognitive and mental development of children from early childhood to adolescence, began in Kyrgyz literature during the 1920s. These literary works entered Kyrgyz literature mainly through translations from Russian literature. From this period onwards, Kyrgyz authors started to write pedagogically oriented works for children. Despite the negative impact of war on children's literature in the 1940s, writers continued to produce works for children, with the post-1960 era considered the developmental years of Kyrgyz children's literature. Kyrgyz authors, aware of the educational function of children's literature, wrote works in parallel with Soviet literature, and they emphasized ideology in Kyrgyz children's literature. Thus, the mindset of the era shaped the foundation of children's literary works. Poetry, as the first developing area of Kyrgyz children's literature, is one of the literary genres where this reflection is observed. This study investigated the reflections of Soviet ideology in Kyrgyz children's literature from its inception to the present, focusing on the interplay between children, literature, and ideology. It examined how Soviet ideology was depicted in Kyrgyz children's poetry, how the ideology permeated children's thought processes, and how these works conveyed a societal message to children. The study used content analysis, a qualitative research method. The findings indicate that from the earliest works to the period of independence, poetry and children were utilized as ideological tools for fostering the ideal Soviet individual in Kyrgyz children's poetry. These poems aimed to instill an idealized vision of a new world and a new worldview in children, and these poems addressed topics such as the socialist party and party leaders, communism, the October Revolution and its consequences, the abolition of private property and the formation of collective consciousness, kolkhoz/sovkhoz life, labor, and the importance of labor.
UTUDAS, 2024
Kırgız şair Mendi Mamazairova, Sovyet döneminden günümüze kadar verdiği eserlerle Kırgız edebiyat... more Kırgız şair Mendi Mamazairova, Sovyet döneminden günümüze kadar verdiği eserlerle Kırgız edebiyatının güçlü kalemlerinden biridir. “Kırgız El Akını” ünvanına sahip Mamazairova, küçük yaşlardan itibaren edebiyat ve şiirle ilgilenmiştir. Eğitim hayatı ve yeteneği yazarın kalemini besleyen unsurların başında gelmekle beraber eşi ünlü yazar Colon Mamıtov’un bu sürece etkisi de mühimdir. Hikâye, şiir ve tiyatro türlerinde eser veren Mamazairova özellikle şiir türünde eserleri ile öne çıkmıştır. 1975’te yayımlamaya başladığı ilk hikâyelerinden itibaren Kırgız toplumunun kültürel, siyasi ve sosyal hadiselerini eserlerinde konu edinen Mamazairova’nın yazarlık anlayışında Kırgız toplumunun özgürlüğüne duyduğu bağlılık ve vatan sevgisi büyük rol oynamaktadır. Bu amaçla yazdığı ve Kırgız kültürü, tarihi ve sosyal yaşantısını öncelediği eserleri çalışmanın ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Çalışmada yazarın 2009 yılında Bişkek’te yayımlanan Tur Uluu Curt adlı şiir kitabında yer alan vatan temalı şiirleri irdelenmiştir. Şair, bu kitapta yer alan şiirlerinde vatan kavramını bir bütün olarak değerlendirmiş, vatanın bağımsızlığını koruma ve vatan için mücadele, tarihte yaşanan savaşlar ve kayıplar için üzüntü, kazanılan zaferler çerçevesinde vatan sevgisini ifade eden şiirler kaleme almıştır.
Abstract: Mendi Mamazairova, a prominent figure in Kyrgyz literature, has produced a body of work
spanning from the Soviet era to the contemporary period. Mamazairova, who has the title of “Kyrgyz El
Akhin”, has been interested in literature and poetry from an early age. Her educational background and
talent are among the primary factors that nourished her pen, alongside the significant influence of her
renowned spouse, the writer Colon Mamıtov. Across various literary genres, including stories, poems, and
theatre, Mamazairova has particularly distinguished herself in poetry. Mamazairova's commitment to the
freedom of the Kyrgyz society and her love of homeland play a major role in her understanding of
authorship, which has been the subject of the cultural, political and social events of the Kyrgyz society
since her first stories began to be published in 1975. Her literary perspective is deeply rooted in her
commitment to the freedom of Kyrgyz society and her fervent patriotism. This study focuses on
Mamazairova's collection of patriotic poems from her poetry book titled Tur Uluu Curt, published in
Bishkek in 2009. In this collection, Mamazairova explores the notion of homeland comprehensively,
addressing themes such as safeguarding national independence, the struggle for the homeland, lamentation
for historical wars and losses, and the celebration of patriotism through victorious moments.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2024
Edebiyat, müzik, sinema, eğitim, sağlık gibi halkın ihtiyaç duyduğu pek çok alanda kendini göster... more Edebiyat, müzik, sinema, eğitim, sağlık gibi halkın ihtiyaç duyduğu pek çok alanda kendini gösteren popüler kültür, temelde halkın hızlı tüketimini ifade etmektedir. Popüler kültürün bir ögesi olan popüler edebiyat ise kanonik edebiyatın dışında kalan, insanı gündelik kaygılardan uzaklaştıran, insanın hoşça vakit geçirmesini sağlayan eserleri içermesiyle okur kitlesi ve satış oranı bakımından büyük çoğunluğu oluşturan bir alandır. Bu bakımdan popüler edebiyat kavramı kolayca tüketilebilir, çokça satılabilir ve bunlara bağlı olarak geniş kitlelere ulaşabilir eserleri ifade etmektedir. Kırgız edebiyatı başlangıcından itibaren Sovyet ideolojisinin etkisiyle politik bir çizgide ilerlemesi sebebiyle büyük ölçüde toplumsal meseleleri, siyasi temaları ele almıştır. Şüphesiz bağımsızlıkla birlikte bu ideolojik güdümün zayıflaması, popüler romana yaşam alanı yaratmıştır. Bağımsızlıkla birlikte bu alana yönelen önemli isimlerden biri Çolponbek Abıkeyev'dir. Bu makalede, Abıkeyev'in yayımlandığı yıldan bugüne kadar pek çok kez basılmış ve yüksek tirajlara ulaşmış Brilliant Cılan romanı, popüler roman odağında belirlenen kriterlere göre incelenmiştir. Neticede romanın adındaki sembolik anlam, dikkat çekici kapağı, dil ve üslubundaki sadelik, olayların fazlalığı ve hızlı biçimde gelişmesi, kişilerin çokluğu ve karakterizasyonun zayıflığı, klişelik, hacimli ve seri halinde yazılması, geleneksel anlatım tekniklerinin öne çıkması, anlatıcının taraflı tutumu, duygusallığı açığa çıkaran teması, yazarının popülist tavrı olmak üzere popüler romanlarla benzer özellikler taşıdığı belirlenmiştir.
Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 2024
Geçmişi zihinde saklama ve yeniden canlandırma yetisi olan bellek, bireysel bir hatırlama olmakla... more Geçmişi zihinde saklama ve yeniden canlandırma yetisi olan bellek, bireysel bir hatırlama
olmakla birlikte kolektif bir işleve de sahiptir. Geçmişe ait imgelerin ve deneyimlerin
uygulayımlarla devam etmesi kültürel sürekliliği ve buna bağlı olarak toplumsal bilinci aktive
eden bir yapıyı ortaya çıkarır. Grup kimliğini ve aidiyetini güçlendiren bu yapı, özünde bellek
ve yazılı kayıt arasındaki ilişkiyi görünür kılmaktadır. Geçmişi kurgulayan ve geleceği inşa
eden bellek unsurları, edebî eserler aracılığıyla muhafaza edilmektedir. Bu bağlamda Tu rk
ku ltu ru nu n ve kimlig inin temel tanımlayıcılarından ve Tu rk du nyasının ortak deg erlerinden
biri olan kopuz, birey ve toplumun zamansal devamlılığını kuran ve koruyan bir bellek ögesi
olarak Kırgız edebiyatında şiir, roman, hikâye ve tiyatro olmak üzere pek çok türde yazılmış
eserlerde yazarların söyleminin bir parçası olmuştur. Sovyetler döneminde sosyalist rejimin
güdümünde kalan Kırgız edebiyatında kültürel unsurların işlenmesi bir bakıma toplumsal
hatırlamayı sağlayan ve “Biz” kimliğini kuran bir işlev taşımaktadır. Bahsedilen durumun
bağımsızlık sonrası Kırgız edebiyatında devam ettiği görülmektedir. Bu makale, Kırgız
edebiyatında şiir, roman, hikâye ve tiyatro eserlerinden temsili bir örneklem ekseninde
kopuzun bellek ögesi olarak kullanımını ele almaktadır. Buna göre kopuzun ele alındığı ve
vurgulandığı edebî eserlerin koruma ve saklama ortamı olduğu ve bünyesinde barındırdığı
kültürel kodların ve bellek ögelerinin, toplumun geçmiş ile bağlantı kurmasını sağladığı
görülmüştür. Ayrıca bireyin anı ve geleceği anlamlandırmasına katkı sağladığı ve kodlama,
depolama, çağırma işlevleri ile unutmayı engelleyen bir işleve sahip olduğu belirlenmiştir.
Abstract:
Memory, the capacity to retain and recall past events in an individual's mind,
operates on both an individual and collective level. The perpetuation of images and
experiences from the past through various practices unveils a structure that activates cultural
continuity, subsequently influencing societal awareness. This structure, which enhances
group identity, essentially brings to light the interplay between memory and written records.
Memory elements that shape the past and construct the future are preserved through literary
works. In this context, the kopuz, a foundational descriptor of Turkish culture and identity,
and a shared value in the Turkic world, integrates seamlessly into the national discourse of
Kyrgyz writers across diverse genres such as poetry, novels, stories, and theater. It serves as
a memory element that establishes and maintains both individual and societal temporal
continuity. During Kyrgyzstan's Soviet era, the incorporation of cultural elements in Kyrgyz
literature played a role in societal remembrance, forming a function that established a
collective “We” identity under the guidance of the socialist regime. Post-independence Kyrgyz
literature continues this trend. This article investigates the utilization of the kopuz as amemory element in Kyrgyz literature through a representative sampling of poetry, novels,
stories, and theatrical works. The literary works addressing and highlighting the kopuz are
observed to function as environments for preservation and storage, facilitating the
connection of society with the past through the cultural codes and memory elements they
contain. Furthermore, these works contribute to an individual's interpretation of memories
and the future, encompassing functions of encoding, storing, recalling, and preventing forgetting.
Ege Üniversitesi Yayınları, 2023
Ege Üniversitesi Üst Yayın Komisyonu'nun 21.12.2023 tarih ve 06/04 sayılı kararı ile basılmıştır.... more Ege Üniversitesi Üst Yayın Komisyonu'nun 21.12.2023 tarih ve 06/04 sayılı kararı ile basılmıştır. Eserin bilim, dil ve her türlü sorumluluğu yazarına/editörüne aittir. © Bu kitabın tüm yayın hakları Ege Üniversitesi'ne aittir. Kitabın tamamı ya da hiçbir bölümü yazarının önceden yazılı izni olmadan elektronik, optik, mekanik ya da diğer yollarla kaydedilemez, basılamaz, çoğaltılamaz. Ancak kaynak olarak gösterilebilir. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sertifika No:
Balkanistik, 2023
Rumeli veya Balkan coğrafyası, Türk kültür tarihinin ve edebiyatının ayrılmaz bir parçasıdır. Yaş... more Rumeli veya Balkan coğrafyası, Türk kültür tarihinin ve edebiyatının ayrılmaz bir parçasıdır. Yaşanan tarihî süreçler bu coğrafyada edebiyatın varlığına engel teşkil etmemiş, bilakis söz konusu bölgeden pek çok önemli şair ve yazar yetişmiştir. Balkan edebiyatlarının temel eğilimi bölgede yaşanan işgal, savaş ve zorunlu göçler; bağımsızlık öncesi ve sonrası rejim olmak üzere çeşitli siyasi değişimlerle şekillenmiştir. Yaşanan bu değişimlerin Balkan Türklerinin zihin dünyasındaki yansımaları edebiyata aksetmiştir. Nitekim söz konusu coğrafyada yaşayan Türkler, siyasi ayrılıklara rağmen kökleri ile bağlarını koparmadan yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Dolayısıyla bu ortaklık ve kültürel devamlılık edebî ürünlerde de kendini göstermektedir. Bu bağlamda Türk kültürünün ortak ögelerinden olan çocuk edebiyatı önemli bir örnek teşkil eder. Küçük yaştan itibaren çocuklarda millî bilincin ve kimlik farkındalığının oluşturulmasında aile ve eğitimin yanı sıra edebiyatın da bir payı bulunmaktadır. Bu çalışma, bölgede yaşanan politik, ekonomik, dinî ve kültürel tahakküme karşı kimliği koruma biçimi olarak Balkan Türk çocuk şiirinde yer alan millî bilinç ögelerini irdelemektedir. Çalışmada söz konusu şiirlerden örneklem dâhilinde bir incelemeyapılmıştır. Neticede, Balkan Türk çocuk edebiyatında millî bilinci oluşturmak ve korumak amacıyla ana dil, vatan sevgisi, yurt bilinci ve kültürel süreklilik mekânı olarak dinî günler ve millî bayramlar gibi çeşitli temalarla şiirler ortaya konduğu belirlenmiştir.
Gazi Türkiyat, 2023
Sovyetler Birliği'nin Türk halklarına yönelik sömürü politikası sonucu edebiyatın bir araç olara... more Sovyetler Birliği'nin Türk halklarına yönelik sömürü politikası sonucu edebiyatın bir araç olarak kullanılması ile 1934 yılında sosyalist realizm metodu uygulanmaya başlamıştır. Edebiyatın yanı sıra toplumsal düzenin ve millî kimliğin temel ögesi olan din, tarih, dil gibi unsurlar da bu güdümün etkisinde kalmıştır. Bu noktada edebî eserler partinin sözcüsü olarak dine, dile, tarihe ilişkin olumsuz söylemlerle halkı devrime ve partiye davet etmiştir. Bir bakıma Türk halklarının toplumsal yapısını bozarak üst bir kimlik yaratma hedefleri için edebiyat bir araç olmuştur. Bu amaçla toplumun kültürel ve inanç yapısı sosyalist rejimin temeli olan Marksizm'e ve dolayısıyla Marks'ın düşüncelerine bağlı olarak şekillenmiştir. Dolayısıyla Kırgız edebiyatında din, sosyalizmin önünde bir engel görülerek içi boşaltılan ve dönüştürülen bir olgu olarak dikkat çekmektedir. Bazı yazarlar isedinin yozlaştırılmasına ve kimliksizleştirme politikasına karşı eleştirel bir söylem tercih etmiştir. Bu noktada yazar-dönem ve ideolojik bakış arasındaki güçlü ilişki ve farklılıklar devreye girmektedir. Sovyet dönemi ve sonrası Kırgız edebiyatında dinin yansımalarına şiir, hikâye, roman, tiyatro gibi çeşitli edebî türlerde rastlamak mümkündür. Bu makale Kırgız edebiyatındaki din algısına ideolojik bir çerçeveden yaklaşmaktadır. Bu anlamda çalışma, kimlik inşası ve kimliksizleştirme noktasında Marksist ve Leninist ideolojinin izlerini irdelemekle birlikte yok edilmek/tahrip edilmek istenen "Biz" kimliğini koruma biçimlerini ele almaktadır. İlk edebî ürünlerden günümüze kadar yayımlanan eserlere bakıldığında her iki durumun örnekleri ile karşılaşmak mümkündür. Din, Sovyet destekçisi yazarların eserlerinde kimliği tahrip etme yollarından biriyken karşıt fikirdeki isimlerin eserlerinde ise kimliği koruma biçimidir.
Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, 2023
Modern Kırgız edebiyatı, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde ortaya çıkmış ve büyük ölçüde Sovyet estetiğ... more Modern Kırgız edebiyatı, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde ortaya çıkmış ve büyük ölçüde Sovyet estetiğinin ekseninde gelişmiştir. Kırgızlarda yazılı edebiyatın ileri bir tarihte ortaya çıkmasıyla ilişkili olarak edebiyatın yenileşmesinde farklı hususiyetlerin devreye girmesi dikkat çekmektedir. Bu noktada çeviri faaliyetleri, yazarların farklı edebî anlayışları tanıma ve alımlamasına imkân sağlayan bir alan olarak edebî faaliyetlere rehberlik etmiştir. Bundan hareketle bu çalışmada Kırgız edebiyatının başlangıç yıllarında yapılan çeviriler, çevirileri yapan şahsiyetler, edebiyat ve çeviri ilişkisi bağlamında değerlendirilmiştir. Çalışma edebiyatta çevirinin önemini öne çıkarmakla birlikte edebiyatın yenileşmesinde çevirinin etkinliğini Kırgız edebiyatı özelinde ortaya koymaktadır. Çalışmada doküman ve betimsel analiz yöntemi ile söz konusu yıllar arasında yapılan çeviriler kütüphane katalogları ve çeşitli kaynaklar yoluyla taranmış ve irdelenmiştir. Neticede Kasım Tınıstanov, Kasımalı Bayalinov, Sıdık Karaçev, Mukay Elebayev gibi Kırgız yazılı edebiyatının ilk kalemlerinin çeviri ile hemhâl olduğu ve modern Kırgız edebiyatının oluşum ve gelişim aşamasında çevirinin öneminin farkında hareket ettikleri görülmektedir. 1920’li yıllarda başlayan çeviri faaliyetlerinin edebî sürece parelel olarak 1930’lu yıllarda hız kazandığı, Batı edebiyatından özellikle Rus edebiyatından pek çok klasik eserin Kırgızcaya çevrildiği görülmektedir. 1930’lu yıllarda dünya edebiyatının bazı klasik eserlerinin de çevrilmeye başlanması sonraki yıllarda yapılacak ciddi çevirilere yol açması ile değerlidir.
TUDAS, 2023
Sovyet Dönemi Kırgız romanlarından biri olan Santa, Nasirdin Baytemirov’un 1970 yılında yayımlanm... more Sovyet Dönemi Kırgız romanlarından biri olan Santa, Nasirdin Baytemirov’un 1970 yılında yayımlanmış bir eseridir. Baytemirov, yaşadığı dönemde çok sayıda roman yazmış önemli Kırgız yazarlarındandır. Entelektüel bir kadın olan Santa’nın hayatını ele alan romanın merkezini akademik anlamda önemli bir toplum insanı hâline gelen Santa’nın ferdî hayatındaki huzursuzluk ve eksiklik oluşturmaktadır. Bundan hareketle Santa romanını erkek yazar, kadın kahraman ve toplumsal kodlar bağlamında incelemek gerekli görülmüştür. Nitekim sosyalizme göre kadının toplumsal hayattaki rolünün erilleşmesi ve kadının gücünün aktif hâle gelmesi gereklidir. Ancak Santa’nın eğitim ve iş hayatındaki başarısına rağmen eril tahakkümle hayatın içinde edilgenleşen ve kendi başarılarını görmezden gelen bir kadın olarak kurgulanması bir tezatlık oluşturmaktadır. Bu çalışmada, Santa romanı, toplumsal ve kolektif kodların kadının hayatına etkisi ve bu noktada ‘erkeğin gözünden kadının’ değerlendirilmesini içeren, eril tahakkümlerin saptanması ve kadınların toplumsal, kültürel ve ideolojik normlara göre nasıl temsil edildiğinin gösterilmesi gibi çeşitli yönleri önceleyen feminist eleştiri kuramına göre ele alınmış; erkek yazar, kadın okur gözüyle irdelenmiştir. Bu çalışma ile kadının ataerkil anlayış ve geleneksel bakış açısıyla öteki olarak konumlandırıldığını, ikincil konuma itildiğini ve kadının bireysel ve toplumsal varoluşunun bu tarz bir nitelendirmeden ne şekilde etkilendiğini incelemenin Türk dünyası edebiyatı araştırmalarına farklı bir bakış kazandıracağı düşünülmektedir.
Folklor/Edebiyat, 2023
Basmacı hareketi, Sovyetler Birliği'nin kurulmasıyla Türkistan'da oluşan yeni düzene karşı çıkan ... more Basmacı hareketi, Sovyetler Birliği'nin kurulmasıyla Türkistan'da oluşan yeni düzene karşı çıkan halkın millî mücadelesini ifade etmektedir. Hokand'da başlayıp kısa sürede Türkistan coğrafyasının tamamına yayılan basmacı hareketi, Kırgızistan'ın kuzey ve özellikle güney bölgesinde aktif olmuştur. 1916'da Ürkün hadisesini derinden yaşayan Kırgızlar için bu yeni hareketin varlığı ve varoluş mücadelesi önemlidir. Ürkün'den bahseden veya doğrudan merkezine Ürkün'ü alan pek çok edebî eserin varlığı bilinmektedir. Bu noktadan hareketle tüm Türkistan'ı etkileyen basmacı hareketinin Kırgız romanında görünümünün olup olmadığı veya nasıl olduğu sorusu açığa çıkmaktadır. Bu doğrultuda çalışma, zikredilen soruya cevap arayarak Sovyet dönemi Kırgız romanında basmacı hareketini, Sovyet gerçekçiliği bağlamında incelemiştir. Çalışmada doğrudan basmacıları ve onların eylemlerini ele alan romanlar ile kurgunun içerisinde hareketten yalnızca yüzeysel olarak bahseden eserlerden bir örneklem seçilmiştir. İncelenen romanlarda Basmacı hareketinin tarihî gerçeklikten farklı olarak okura sunulduğu görülmüştür.
Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Sempozyumu Bildiri Tam Metin Kitabı 2. CİLT: TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI, 2022
İsmail Gaspıralı’nın “dilde, fikirde, işte birlik” şiarı ve bu doğrultuda şekillenen çalışmalar T... more İsmail Gaspıralı’nın “dilde, fikirde, işte birlik” şiarı ve bu doğrultuda şekillenen çalışmalar Türk dünyasının entegrasyonu sürecinin ilk önemli adımları olarak değerlendirilebilir. Ancak tarihte Sovyetlerin Türk boylarını ‘kimliksizleştirme, köksüzleştirme ve yabancılaştırma’ politikası ile dile, tarihe, kültüre ve edebiyata uyguladığı tahakküm, entegrasyon sürecini olumsuz yönde etkilemiştir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla süreç rahatlamış ve devlet düzeyinde de ilk somut adımlar atılmaya başlanmıştır. Bu noktada meselenin çözümüne ilişkin aşamalardan biri edebiyat ve edebiyatçılar ile ilintilidir. Zira edebiyat, toplumsal belleği muhafaza eder ve gelecek kuşaklara aktarır. Her ne kadar Sovyetler Birliği zamanında partinin hegemonik bir silahı olmuş olsa da sosyalist güdümün dışında Türk millî direnişinin, var oluşunun, kültürel ve toplumsal şuurun yerleşmesinin önemli bir destekçisi edebiyat ve edebiyatçılar olmuştur. Dolayısıyla edebiyatta da ‘birlik’ anlayışının yerleşmesi Türk dünyasının entegrasyonu sürecine kaydadeğer bir katkı sağlayacaktır. Bu sorunsaldan hareketle oluşturulan çalışma, Kırgız edebiyatı ders kitaplarında ‘edebiyatın ortak miras ve bütüncül bir değer olarak ele alınıp alınmadığını irdelemektedir. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden biri olan doküman inceleme yönteminden faydalanılmıştır. Çalışmanın evreni, bağımsızlık sonrası yayımlanan ve Kırgızistan’da Kırgız Türkçesi, Özbek Türkçesi ve Rusça ile öğretim veren okullarda okutulan yirmi dört edebiyat ders kitabından oluşmaktadır. İnceleme neticesinde probleme uygun yedi edebiyat ders kitabı olduğu görülmüştür. İlgili kitaplarda Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip, Nazım Hikmet, Muhtar Avezov, Musa Celil; Orhun ve Yenisey Yazıtları, Oğuz Kağan Destanı, Dîvânu Lugâti’t-Türk, Kutadgu Bilig, Abay, Azerbaycan halk masalı Calkoo, Türkmen halk masalı Altın Balık olmak üzere çeşitli edebî şahıs ve eserlere yer verildiği belirlenmiştir.
20. Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi, 18-22 Ekim 2022, Bişkek / KIRGIZİSTAN, 2022
Sözlü geleneği güçlü olan Kırgızların modern edebiyatının oluşum ve gelişim sürecinde folklor ve ... more Sözlü geleneği güçlü olan Kırgızların modern edebiyatının oluşum ve gelişim sürecinde folklor ve mitoloji, edebiyatı besleyen önemli bir kaynak misyonu yüklenmiştir. Bunda kuşkusuz dünyanın en uzun destanı olarak bilinen ve Kırgızların ruhunu, var oluşunu sembolize eden Manas Destanı’nın etkisi çok fazladır. Kırgız yazarlar atalarından gelen bu geleneği devam ettirmiş; modern anlatılarını bu kaynaktan beslenerek oluşturmuştur. Nitekim Kırgız edebiyatında modern türlerin doğuşu ve geli- şiminde sözlü gelenek yazarlara zemin oluşturan bir yön taşımaktadır. Cengiz Aytmatov’un eserlerin- de yer alan efsaneler ve mitolojik unsurlar bahsedilen durumun en belirgin örneğini oluşturur. Mito- lojik unsurların farklı edebî eserlerin içerisinde belli düzeyde ortak biçimde yaşaması, mitlerin toplum ve kültürlerarası etkileşim özelliğini ortaya koyması bakımından mühimdir. Evrensel bir değer olan mitoloji aynı zamanda sanatı da besleyen bir kaynaktır. Bu yönüyle folklor-edebiyat ilişkisi üzerine yapılan çeşitli araştırmalara konu olmaktadır. Bundan hareketle bu çalışmada insanları zehriyle ve heybetiyle korkutan yılanın Kırgız romanındaki görünümü incelenmektedir.
Söylem Filoloji, 2022
1917’ye kadar yazılı edebiyata ulaşamamış olması sebebiyle Kırgız edebiyatında roman türü dünya e... more 1917’ye kadar yazılı edebiyata ulaşamamış olması sebebiyle Kırgız edebiyatında roman türü dünya edebiyatına kıyasla daha ileri bir tarihte ortaya çıkmıştır. 1936 yılında yayımlanan ilk roman Uzak Col’dan başlayarak, bağımsızlık tarihine kadarki süreçte yaklaşık 100’e yakın romanın yazıldığı görülmektedir. Söz konusu eserlerin büyük çoğunluğu Marksist-Leninist ideoloji merkezli şekillenmekle birlikte bu romanlarda Sovyet ideolojisinden uzak birtakım fikir ve düşünceler de yer yer işlenmiştir. Ancak hangi fikir ve düşünce temelli olursa olsun Sovyet dönemi Kırgız romanının ideolojik bir anlayışa bağlı olarak doğduğu ve geliştiği bir gerçektir. Çoğu yazar, edebiyatın bir propaganda aracı olarak merkezin sesi olma zorunluluğunu göz önünde bulundurmuş, bazıları ise bu güdüme rağmen satır aralarında kendi ideolojik dünyalarını da yansıtmıştır. Nitekim ideoloji, hegemonik söylemi açığa çıkarır. Dolayısıyla merkezin veya yazarın hegemonik söylemi yoluyla roman türü ideolojinin/bilginin nesnesi konumuna dönüşmüştür. Özellikle Sovyet ideolojisinin öteki üzerinde hâkimiyet kurmaya eğilim göstermesi veya yazarın metnin içerisinde hâkim ideolojik bir söylem üretmesi, kadınlık/erkeklik hâlleri ve ideal/öteki kahramanlar üzerinden kurgulanır. Amaçlanan ideal kadınlık/erkeklik, milletlerin/millî kimliğin inşası ile ilintilidir. Bu sebeple, Sovyet dönemi Kırgız romanında toplumun ve kültürün sembolik olarak ilerlemesini, düzenini temsil eden erkekliğin hegemonik söylemin içerisinde nasıl tasavvur edildiğini ortaya koymak önemli görülmektedir. Bu çalışmada, dönemin eril tahakkümü, idealize edilmiş erkeklik söylemi, bedensel kurgular, eril idealler ve bu ideallerin karşıtı ötekiler ele alınacaktır.
Kırgızistan Araştırmaları 2020, 2021
İdil-Ural Araştırmaları Dergisi, 2020
Edebiyat ve ideoloji ilişkisine verilebilecek en belirgin örnek Marksist ve Leninist ideoloji çer... more Edebiyat ve ideoloji ilişkisine verilebilecek en belirgin örnek Marksist ve Leninist ideoloji çerçevesinde gelişen Sovyet edebiyatı olacaktır. 1934 yılında düzenlenen Birinci Sovyet Yazarlar Birliği Kongresiyle ilkeleri belirlenen Marksist edebiyat temelinde gelişen Sovyet edebiyatı, ideoloji eksenli bir edebiyatı esas kılar. Dönemin yazarları, angaje bir edebiyat oluşturmaya sevk edilmiş ve ideolojinin yansıma alanı olarak edebiyat, dönemin politik havasını aktarma noktasında araç görevi görmüştür. Bu bağlamda o dönemin edebî eserleri, genel itibariyle Sovyet gerçekçiliğini ve Sovyet ideolojisini olumlayan bir çizgide oluşturulmuştur. Özellikle Sovyetler Birliği’ni derinden etkileyen tarihî ve politik olaylardan birisi olan İkinci Dünya Savaşı, eserlerde yaygın bir tema olarak kullanılmış; Sovyet kahramanlığı, fedakârlığı, vatanseverliği vurgusu; eserlerin odak noktasını oluşturmuştur. Bu ideolojik vurgu, edebî eserlerde özellikle kadın bağlamında işlenmiştir. Eli silah tutan her erkeğin cepheye gitmesi ile geride kalan kadınlar, hayata birkaç kat daha güçlü tutunmak zorunda kalmıştır. Çuvaş romanının önde gelen eserlerinden olan Salambi, Çuvaş Türkçesinden Türkiye Türkçesine aktarılan ilk romandır. Eserde savaş izleği, cephe gerisinde kalan hayatlara yansıması bağlamında işlenir. Bu makalede Salambi romanı, edebiyat ve ideoloji ilişkisi bağlamında incelenecektir. Bununla birlikte savaşın etkilerini bir aşk hikâyesi ekseninde işleyen yazarın politik söylemi değerlendirilecektir.
Türk Bitig Türklük Bilimi Araştırmaları , 2019
İdil-Ural Araştırmaları Dergisi, 2019
Türk Bitig Türklük Bilimi Araştırmaları , 2017
Books by Ayşe Şener
Bengü Yayınları, 2023
Katkeldi, ünlü yazar Cengiz Aytmatov ve ailesinin Şeker Köyünde verdikleri hayat mücadelesinin b... more Katkeldi, ünlü yazar Cengiz Aytmatov ve ailesinin Şeker Köyünde verdikleri hayat mücadelesinin bir kesitidir. Eseri kaleme alanlar Cengiz Aytmatov’un kız kardeşi Roza Aytmatova ve yeğeni Asan Ahmatov o günleri doğrudan şahitleridir. Şahitten öte dünyanın savaşta olduğu, bütün Kırgız köyleri gibş Şeker Köyünün gençlerinin de cepheye gönderildiği, her gün birkaçının ölüm haberlerinin geldiği kara günlerde halkın verdiği mücadelenin sürdürüldüğü sosyal ve psikolojik ortamı bizzat yaşayan iki yazar, yıllar sonra insanlık için o günlere bir ayna tutuyorlar.
Karadeniz Araştırmaları, 2024
Sovyetlerde parti propagandasının edebî metodu olan sosyalist realizmin ilk örneklerinin verildiğ... more Sovyetlerde parti propagandasının edebî metodu olan sosyalist realizmin ilk örneklerinin verildiği yıllar Kırgız edebiyatında modern edebiyatın ilk adımlarına tesadüf etmektedir. Bu doğrultuda ortaya çıkan çatışmasızlık teorisiyle birlikte edebiyattaki tekdüzelik artmış, edebî ürünlerde salt mutlu ve iyi tipler yaratılmıştır. Bu yaratım edebî eseri insanın iç dünyasından uzaklaştırarak Sovyet rejiminin oluşturduğu dış gerçekliğe odaklamıştır. 1950’li yıllardan sonra ise edebiyat sahnesine giren yeni kalemler ve siyasî konjonktürde yaşanan değişimler sosyalist realizme farklı bir bakış getirmiştir. Bu farklılık tahakküme başkaldırının da ortaya çıktığı bir süreci imlemektedir. Bazı yazarlar mevcut tahakkümü kabullenerek eser vermeye devam etmiş; hem Sovyetlerin sunduğu imtiyazlardan faydalanmış hem de cezalardan kaçınmıştır. Bazıları ise rejimin yaptırım ve cezalarına rağmen kendiliklerini var etmiş ve bunu bir eleştiriye dönüştürmüştür. Kırgız edebiyatında edebî değişim ve gelişimleri gözlemlemek adına ilk örneklerden itibaren hâkim edebiyat ve politika ilişkisine başka bir açıdan yaklaşmak bu anlamda önemli görülmüş ve bu çalışma ortaya çıkmıştır. Çalışmada bağımsızlık öncesi ve sonrası edebî eserlerden bir örneklem belirlenmiş ve bu eserler nitel araştırma yöntemlerinden içerik analiz yöntemi ile irdelenmiştir. Neticede, edebî eserlerde her iki devirde de Stalin’in politikasına ve o dönem komünistlerinin yanlış uygulamalarına dair olumsuz bir sistem eleştirisi olduğu sonucuna varılmıştır. Kırgızlarda edebiyat, Sovyet devrinde bir taraftan parti propagandasını yaparken diğer taraftan örtük veya gerçekçi biçimde Sovyet rejiminin eleştirisinin aracı olmuştur. Sovyet devri sonrasında ise özgür kalemlerin elinde özellikle repressiya ve Stalin’in kolonyal politikası başta olmak üzere tarihî gerçeklikler propagandanın uğruna yaratılan tarihle değiştirilmiş ve edebiyat bir millî inşa alanına dönüşmüştür.
The development of socialist realism, a key literary approach used for party propaganda in the Soviet Union, oc-
curred at the same time as the first steps of modern Kyrgyz literature. The introduction of the conflict-free theory
increased monotony in literature, producing works centered around entirely positive and content characters. This
shifted the focus of literature away from the individual’s inner life and towards the external realities shaped by the
Soviet regime. However, the changes in the political conjuncture after the 1950s and the new writers who produced
works brought a different perspective to socialist realism. Some writers continued to produce works under the pre-
vailing oppression, benefiting from Soviet privileges and avoiding repercussions. Others, however, maintained their
creative independence despite punitive measures and transformed their stance into a form of critique. This study
explored the relationship between dominant literature and politics in Kyrgyz literature, focusing on literary evolu-
tion from its early stages. A sample of works from both pre- and post-independence periods was analyzed using
content analysis, a qualitative research method. The findings reveal that both periods of literature feature critical
perspectives on Stalinist policies and the flawed practices of the communist regime. During the Soviet era, Kyrgyz
literature simultaneously served as a tool for party propaganda and a medium for implicit or realistic criticism of the
Soviet regime. After the collapse of the Soviet Union, in the hands of more independent writers, historical realities,
such as Stalin's colonial policies and repression, began to replace the fabricated narratives of Soviet propaganda,
transforming literature into a platform for national identity construction.
Keywords: Soviet Union, ideology, criticism, socialist realism, Kyrgyz people, Kyrgyz literature
HUMANITAS, 2024
The development of children's literature, which involves creating literary works appropriate for ... more The development of children's literature, which involves creating literary works appropriate for the cognitive and mental development of children from early childhood to adolescence, began in Kyrgyz literature during the 1920s. These literary works entered Kyrgyz literature mainly through translations from Russian literature. From this period onwards, Kyrgyz authors started to write pedagogically oriented works for children. Despite the negative impact of war on children's literature in the 1940s, writers continued to produce works for children, with the post-1960 era considered the developmental years of Kyrgyz children's literature. Kyrgyz authors, aware of the educational function of children's literature, wrote works in parallel with Soviet literature, and they emphasized ideology in Kyrgyz children's literature. Thus, the mindset of the era shaped the foundation of children's literary works. Poetry, as the first developing area of Kyrgyz children's literature, is one of the literary genres where this reflection is observed. This study investigated the reflections of Soviet ideology in Kyrgyz children's literature from its inception to the present, focusing on the interplay between children, literature, and ideology. It examined how Soviet ideology was depicted in Kyrgyz children's poetry, how the ideology permeated children's thought processes, and how these works conveyed a societal message to children. The study used content analysis, a qualitative research method. The findings indicate that from the earliest works to the period of independence, poetry and children were utilized as ideological tools for fostering the ideal Soviet individual in Kyrgyz children's poetry. These poems aimed to instill an idealized vision of a new world and a new worldview in children, and these poems addressed topics such as the socialist party and party leaders, communism, the October Revolution and its consequences, the abolition of private property and the formation of collective consciousness, kolkhoz/sovkhoz life, labor, and the importance of labor.
UTUDAS, 2024
Kırgız şair Mendi Mamazairova, Sovyet döneminden günümüze kadar verdiği eserlerle Kırgız edebiyat... more Kırgız şair Mendi Mamazairova, Sovyet döneminden günümüze kadar verdiği eserlerle Kırgız edebiyatının güçlü kalemlerinden biridir. “Kırgız El Akını” ünvanına sahip Mamazairova, küçük yaşlardan itibaren edebiyat ve şiirle ilgilenmiştir. Eğitim hayatı ve yeteneği yazarın kalemini besleyen unsurların başında gelmekle beraber eşi ünlü yazar Colon Mamıtov’un bu sürece etkisi de mühimdir. Hikâye, şiir ve tiyatro türlerinde eser veren Mamazairova özellikle şiir türünde eserleri ile öne çıkmıştır. 1975’te yayımlamaya başladığı ilk hikâyelerinden itibaren Kırgız toplumunun kültürel, siyasi ve sosyal hadiselerini eserlerinde konu edinen Mamazairova’nın yazarlık anlayışında Kırgız toplumunun özgürlüğüne duyduğu bağlılık ve vatan sevgisi büyük rol oynamaktadır. Bu amaçla yazdığı ve Kırgız kültürü, tarihi ve sosyal yaşantısını öncelediği eserleri çalışmanın ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Çalışmada yazarın 2009 yılında Bişkek’te yayımlanan Tur Uluu Curt adlı şiir kitabında yer alan vatan temalı şiirleri irdelenmiştir. Şair, bu kitapta yer alan şiirlerinde vatan kavramını bir bütün olarak değerlendirmiş, vatanın bağımsızlığını koruma ve vatan için mücadele, tarihte yaşanan savaşlar ve kayıplar için üzüntü, kazanılan zaferler çerçevesinde vatan sevgisini ifade eden şiirler kaleme almıştır.
Abstract: Mendi Mamazairova, a prominent figure in Kyrgyz literature, has produced a body of work
spanning from the Soviet era to the contemporary period. Mamazairova, who has the title of “Kyrgyz El
Akhin”, has been interested in literature and poetry from an early age. Her educational background and
talent are among the primary factors that nourished her pen, alongside the significant influence of her
renowned spouse, the writer Colon Mamıtov. Across various literary genres, including stories, poems, and
theatre, Mamazairova has particularly distinguished herself in poetry. Mamazairova's commitment to the
freedom of the Kyrgyz society and her love of homeland play a major role in her understanding of
authorship, which has been the subject of the cultural, political and social events of the Kyrgyz society
since her first stories began to be published in 1975. Her literary perspective is deeply rooted in her
commitment to the freedom of Kyrgyz society and her fervent patriotism. This study focuses on
Mamazairova's collection of patriotic poems from her poetry book titled Tur Uluu Curt, published in
Bishkek in 2009. In this collection, Mamazairova explores the notion of homeland comprehensively,
addressing themes such as safeguarding national independence, the struggle for the homeland, lamentation
for historical wars and losses, and the celebration of patriotism through victorious moments.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2024
Edebiyat, müzik, sinema, eğitim, sağlık gibi halkın ihtiyaç duyduğu pek çok alanda kendini göster... more Edebiyat, müzik, sinema, eğitim, sağlık gibi halkın ihtiyaç duyduğu pek çok alanda kendini gösteren popüler kültür, temelde halkın hızlı tüketimini ifade etmektedir. Popüler kültürün bir ögesi olan popüler edebiyat ise kanonik edebiyatın dışında kalan, insanı gündelik kaygılardan uzaklaştıran, insanın hoşça vakit geçirmesini sağlayan eserleri içermesiyle okur kitlesi ve satış oranı bakımından büyük çoğunluğu oluşturan bir alandır. Bu bakımdan popüler edebiyat kavramı kolayca tüketilebilir, çokça satılabilir ve bunlara bağlı olarak geniş kitlelere ulaşabilir eserleri ifade etmektedir. Kırgız edebiyatı başlangıcından itibaren Sovyet ideolojisinin etkisiyle politik bir çizgide ilerlemesi sebebiyle büyük ölçüde toplumsal meseleleri, siyasi temaları ele almıştır. Şüphesiz bağımsızlıkla birlikte bu ideolojik güdümün zayıflaması, popüler romana yaşam alanı yaratmıştır. Bağımsızlıkla birlikte bu alana yönelen önemli isimlerden biri Çolponbek Abıkeyev'dir. Bu makalede, Abıkeyev'in yayımlandığı yıldan bugüne kadar pek çok kez basılmış ve yüksek tirajlara ulaşmış Brilliant Cılan romanı, popüler roman odağında belirlenen kriterlere göre incelenmiştir. Neticede romanın adındaki sembolik anlam, dikkat çekici kapağı, dil ve üslubundaki sadelik, olayların fazlalığı ve hızlı biçimde gelişmesi, kişilerin çokluğu ve karakterizasyonun zayıflığı, klişelik, hacimli ve seri halinde yazılması, geleneksel anlatım tekniklerinin öne çıkması, anlatıcının taraflı tutumu, duygusallığı açığa çıkaran teması, yazarının popülist tavrı olmak üzere popüler romanlarla benzer özellikler taşıdığı belirlenmiştir.
Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 2024
Geçmişi zihinde saklama ve yeniden canlandırma yetisi olan bellek, bireysel bir hatırlama olmakla... more Geçmişi zihinde saklama ve yeniden canlandırma yetisi olan bellek, bireysel bir hatırlama
olmakla birlikte kolektif bir işleve de sahiptir. Geçmişe ait imgelerin ve deneyimlerin
uygulayımlarla devam etmesi kültürel sürekliliği ve buna bağlı olarak toplumsal bilinci aktive
eden bir yapıyı ortaya çıkarır. Grup kimliğini ve aidiyetini güçlendiren bu yapı, özünde bellek
ve yazılı kayıt arasındaki ilişkiyi görünür kılmaktadır. Geçmişi kurgulayan ve geleceği inşa
eden bellek unsurları, edebî eserler aracılığıyla muhafaza edilmektedir. Bu bağlamda Tu rk
ku ltu ru nu n ve kimlig inin temel tanımlayıcılarından ve Tu rk du nyasının ortak deg erlerinden
biri olan kopuz, birey ve toplumun zamansal devamlılığını kuran ve koruyan bir bellek ögesi
olarak Kırgız edebiyatında şiir, roman, hikâye ve tiyatro olmak üzere pek çok türde yazılmış
eserlerde yazarların söyleminin bir parçası olmuştur. Sovyetler döneminde sosyalist rejimin
güdümünde kalan Kırgız edebiyatında kültürel unsurların işlenmesi bir bakıma toplumsal
hatırlamayı sağlayan ve “Biz” kimliğini kuran bir işlev taşımaktadır. Bahsedilen durumun
bağımsızlık sonrası Kırgız edebiyatında devam ettiği görülmektedir. Bu makale, Kırgız
edebiyatında şiir, roman, hikâye ve tiyatro eserlerinden temsili bir örneklem ekseninde
kopuzun bellek ögesi olarak kullanımını ele almaktadır. Buna göre kopuzun ele alındığı ve
vurgulandığı edebî eserlerin koruma ve saklama ortamı olduğu ve bünyesinde barındırdığı
kültürel kodların ve bellek ögelerinin, toplumun geçmiş ile bağlantı kurmasını sağladığı
görülmüştür. Ayrıca bireyin anı ve geleceği anlamlandırmasına katkı sağladığı ve kodlama,
depolama, çağırma işlevleri ile unutmayı engelleyen bir işleve sahip olduğu belirlenmiştir.
Abstract:
Memory, the capacity to retain and recall past events in an individual's mind,
operates on both an individual and collective level. The perpetuation of images and
experiences from the past through various practices unveils a structure that activates cultural
continuity, subsequently influencing societal awareness. This structure, which enhances
group identity, essentially brings to light the interplay between memory and written records.
Memory elements that shape the past and construct the future are preserved through literary
works. In this context, the kopuz, a foundational descriptor of Turkish culture and identity,
and a shared value in the Turkic world, integrates seamlessly into the national discourse of
Kyrgyz writers across diverse genres such as poetry, novels, stories, and theater. It serves as
a memory element that establishes and maintains both individual and societal temporal
continuity. During Kyrgyzstan's Soviet era, the incorporation of cultural elements in Kyrgyz
literature played a role in societal remembrance, forming a function that established a
collective “We” identity under the guidance of the socialist regime. Post-independence Kyrgyz
literature continues this trend. This article investigates the utilization of the kopuz as amemory element in Kyrgyz literature through a representative sampling of poetry, novels,
stories, and theatrical works. The literary works addressing and highlighting the kopuz are
observed to function as environments for preservation and storage, facilitating the
connection of society with the past through the cultural codes and memory elements they
contain. Furthermore, these works contribute to an individual's interpretation of memories
and the future, encompassing functions of encoding, storing, recalling, and preventing forgetting.
Ege Üniversitesi Yayınları, 2023
Ege Üniversitesi Üst Yayın Komisyonu'nun 21.12.2023 tarih ve 06/04 sayılı kararı ile basılmıştır.... more Ege Üniversitesi Üst Yayın Komisyonu'nun 21.12.2023 tarih ve 06/04 sayılı kararı ile basılmıştır. Eserin bilim, dil ve her türlü sorumluluğu yazarına/editörüne aittir. © Bu kitabın tüm yayın hakları Ege Üniversitesi'ne aittir. Kitabın tamamı ya da hiçbir bölümü yazarının önceden yazılı izni olmadan elektronik, optik, mekanik ya da diğer yollarla kaydedilemez, basılamaz, çoğaltılamaz. Ancak kaynak olarak gösterilebilir. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sertifika No:
Balkanistik, 2023
Rumeli veya Balkan coğrafyası, Türk kültür tarihinin ve edebiyatının ayrılmaz bir parçasıdır. Yaş... more Rumeli veya Balkan coğrafyası, Türk kültür tarihinin ve edebiyatının ayrılmaz bir parçasıdır. Yaşanan tarihî süreçler bu coğrafyada edebiyatın varlığına engel teşkil etmemiş, bilakis söz konusu bölgeden pek çok önemli şair ve yazar yetişmiştir. Balkan edebiyatlarının temel eğilimi bölgede yaşanan işgal, savaş ve zorunlu göçler; bağımsızlık öncesi ve sonrası rejim olmak üzere çeşitli siyasi değişimlerle şekillenmiştir. Yaşanan bu değişimlerin Balkan Türklerinin zihin dünyasındaki yansımaları edebiyata aksetmiştir. Nitekim söz konusu coğrafyada yaşayan Türkler, siyasi ayrılıklara rağmen kökleri ile bağlarını koparmadan yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Dolayısıyla bu ortaklık ve kültürel devamlılık edebî ürünlerde de kendini göstermektedir. Bu bağlamda Türk kültürünün ortak ögelerinden olan çocuk edebiyatı önemli bir örnek teşkil eder. Küçük yaştan itibaren çocuklarda millî bilincin ve kimlik farkındalığının oluşturulmasında aile ve eğitimin yanı sıra edebiyatın da bir payı bulunmaktadır. Bu çalışma, bölgede yaşanan politik, ekonomik, dinî ve kültürel tahakküme karşı kimliği koruma biçimi olarak Balkan Türk çocuk şiirinde yer alan millî bilinç ögelerini irdelemektedir. Çalışmada söz konusu şiirlerden örneklem dâhilinde bir incelemeyapılmıştır. Neticede, Balkan Türk çocuk edebiyatında millî bilinci oluşturmak ve korumak amacıyla ana dil, vatan sevgisi, yurt bilinci ve kültürel süreklilik mekânı olarak dinî günler ve millî bayramlar gibi çeşitli temalarla şiirler ortaya konduğu belirlenmiştir.
Gazi Türkiyat, 2023
Sovyetler Birliği'nin Türk halklarına yönelik sömürü politikası sonucu edebiyatın bir araç olara... more Sovyetler Birliği'nin Türk halklarına yönelik sömürü politikası sonucu edebiyatın bir araç olarak kullanılması ile 1934 yılında sosyalist realizm metodu uygulanmaya başlamıştır. Edebiyatın yanı sıra toplumsal düzenin ve millî kimliğin temel ögesi olan din, tarih, dil gibi unsurlar da bu güdümün etkisinde kalmıştır. Bu noktada edebî eserler partinin sözcüsü olarak dine, dile, tarihe ilişkin olumsuz söylemlerle halkı devrime ve partiye davet etmiştir. Bir bakıma Türk halklarının toplumsal yapısını bozarak üst bir kimlik yaratma hedefleri için edebiyat bir araç olmuştur. Bu amaçla toplumun kültürel ve inanç yapısı sosyalist rejimin temeli olan Marksizm'e ve dolayısıyla Marks'ın düşüncelerine bağlı olarak şekillenmiştir. Dolayısıyla Kırgız edebiyatında din, sosyalizmin önünde bir engel görülerek içi boşaltılan ve dönüştürülen bir olgu olarak dikkat çekmektedir. Bazı yazarlar isedinin yozlaştırılmasına ve kimliksizleştirme politikasına karşı eleştirel bir söylem tercih etmiştir. Bu noktada yazar-dönem ve ideolojik bakış arasındaki güçlü ilişki ve farklılıklar devreye girmektedir. Sovyet dönemi ve sonrası Kırgız edebiyatında dinin yansımalarına şiir, hikâye, roman, tiyatro gibi çeşitli edebî türlerde rastlamak mümkündür. Bu makale Kırgız edebiyatındaki din algısına ideolojik bir çerçeveden yaklaşmaktadır. Bu anlamda çalışma, kimlik inşası ve kimliksizleştirme noktasında Marksist ve Leninist ideolojinin izlerini irdelemekle birlikte yok edilmek/tahrip edilmek istenen "Biz" kimliğini koruma biçimlerini ele almaktadır. İlk edebî ürünlerden günümüze kadar yayımlanan eserlere bakıldığında her iki durumun örnekleri ile karşılaşmak mümkündür. Din, Sovyet destekçisi yazarların eserlerinde kimliği tahrip etme yollarından biriyken karşıt fikirdeki isimlerin eserlerinde ise kimliği koruma biçimidir.
Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, 2023
Modern Kırgız edebiyatı, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde ortaya çıkmış ve büyük ölçüde Sovyet estetiğ... more Modern Kırgız edebiyatı, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde ortaya çıkmış ve büyük ölçüde Sovyet estetiğinin ekseninde gelişmiştir. Kırgızlarda yazılı edebiyatın ileri bir tarihte ortaya çıkmasıyla ilişkili olarak edebiyatın yenileşmesinde farklı hususiyetlerin devreye girmesi dikkat çekmektedir. Bu noktada çeviri faaliyetleri, yazarların farklı edebî anlayışları tanıma ve alımlamasına imkân sağlayan bir alan olarak edebî faaliyetlere rehberlik etmiştir. Bundan hareketle bu çalışmada Kırgız edebiyatının başlangıç yıllarında yapılan çeviriler, çevirileri yapan şahsiyetler, edebiyat ve çeviri ilişkisi bağlamında değerlendirilmiştir. Çalışma edebiyatta çevirinin önemini öne çıkarmakla birlikte edebiyatın yenileşmesinde çevirinin etkinliğini Kırgız edebiyatı özelinde ortaya koymaktadır. Çalışmada doküman ve betimsel analiz yöntemi ile söz konusu yıllar arasında yapılan çeviriler kütüphane katalogları ve çeşitli kaynaklar yoluyla taranmış ve irdelenmiştir. Neticede Kasım Tınıstanov, Kasımalı Bayalinov, Sıdık Karaçev, Mukay Elebayev gibi Kırgız yazılı edebiyatının ilk kalemlerinin çeviri ile hemhâl olduğu ve modern Kırgız edebiyatının oluşum ve gelişim aşamasında çevirinin öneminin farkında hareket ettikleri görülmektedir. 1920’li yıllarda başlayan çeviri faaliyetlerinin edebî sürece parelel olarak 1930’lu yıllarda hız kazandığı, Batı edebiyatından özellikle Rus edebiyatından pek çok klasik eserin Kırgızcaya çevrildiği görülmektedir. 1930’lu yıllarda dünya edebiyatının bazı klasik eserlerinin de çevrilmeye başlanması sonraki yıllarda yapılacak ciddi çevirilere yol açması ile değerlidir.
TUDAS, 2023
Sovyet Dönemi Kırgız romanlarından biri olan Santa, Nasirdin Baytemirov’un 1970 yılında yayımlanm... more Sovyet Dönemi Kırgız romanlarından biri olan Santa, Nasirdin Baytemirov’un 1970 yılında yayımlanmış bir eseridir. Baytemirov, yaşadığı dönemde çok sayıda roman yazmış önemli Kırgız yazarlarındandır. Entelektüel bir kadın olan Santa’nın hayatını ele alan romanın merkezini akademik anlamda önemli bir toplum insanı hâline gelen Santa’nın ferdî hayatındaki huzursuzluk ve eksiklik oluşturmaktadır. Bundan hareketle Santa romanını erkek yazar, kadın kahraman ve toplumsal kodlar bağlamında incelemek gerekli görülmüştür. Nitekim sosyalizme göre kadının toplumsal hayattaki rolünün erilleşmesi ve kadının gücünün aktif hâle gelmesi gereklidir. Ancak Santa’nın eğitim ve iş hayatındaki başarısına rağmen eril tahakkümle hayatın içinde edilgenleşen ve kendi başarılarını görmezden gelen bir kadın olarak kurgulanması bir tezatlık oluşturmaktadır. Bu çalışmada, Santa romanı, toplumsal ve kolektif kodların kadının hayatına etkisi ve bu noktada ‘erkeğin gözünden kadının’ değerlendirilmesini içeren, eril tahakkümlerin saptanması ve kadınların toplumsal, kültürel ve ideolojik normlara göre nasıl temsil edildiğinin gösterilmesi gibi çeşitli yönleri önceleyen feminist eleştiri kuramına göre ele alınmış; erkek yazar, kadın okur gözüyle irdelenmiştir. Bu çalışma ile kadının ataerkil anlayış ve geleneksel bakış açısıyla öteki olarak konumlandırıldığını, ikincil konuma itildiğini ve kadının bireysel ve toplumsal varoluşunun bu tarz bir nitelendirmeden ne şekilde etkilendiğini incelemenin Türk dünyası edebiyatı araştırmalarına farklı bir bakış kazandıracağı düşünülmektedir.
Folklor/Edebiyat, 2023
Basmacı hareketi, Sovyetler Birliği'nin kurulmasıyla Türkistan'da oluşan yeni düzene karşı çıkan ... more Basmacı hareketi, Sovyetler Birliği'nin kurulmasıyla Türkistan'da oluşan yeni düzene karşı çıkan halkın millî mücadelesini ifade etmektedir. Hokand'da başlayıp kısa sürede Türkistan coğrafyasının tamamına yayılan basmacı hareketi, Kırgızistan'ın kuzey ve özellikle güney bölgesinde aktif olmuştur. 1916'da Ürkün hadisesini derinden yaşayan Kırgızlar için bu yeni hareketin varlığı ve varoluş mücadelesi önemlidir. Ürkün'den bahseden veya doğrudan merkezine Ürkün'ü alan pek çok edebî eserin varlığı bilinmektedir. Bu noktadan hareketle tüm Türkistan'ı etkileyen basmacı hareketinin Kırgız romanında görünümünün olup olmadığı veya nasıl olduğu sorusu açığa çıkmaktadır. Bu doğrultuda çalışma, zikredilen soruya cevap arayarak Sovyet dönemi Kırgız romanında basmacı hareketini, Sovyet gerçekçiliği bağlamında incelemiştir. Çalışmada doğrudan basmacıları ve onların eylemlerini ele alan romanlar ile kurgunun içerisinde hareketten yalnızca yüzeysel olarak bahseden eserlerden bir örneklem seçilmiştir. İncelenen romanlarda Basmacı hareketinin tarihî gerçeklikten farklı olarak okura sunulduğu görülmüştür.
Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Sempozyumu Bildiri Tam Metin Kitabı 2. CİLT: TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI, 2022
İsmail Gaspıralı’nın “dilde, fikirde, işte birlik” şiarı ve bu doğrultuda şekillenen çalışmalar T... more İsmail Gaspıralı’nın “dilde, fikirde, işte birlik” şiarı ve bu doğrultuda şekillenen çalışmalar Türk dünyasının entegrasyonu sürecinin ilk önemli adımları olarak değerlendirilebilir. Ancak tarihte Sovyetlerin Türk boylarını ‘kimliksizleştirme, köksüzleştirme ve yabancılaştırma’ politikası ile dile, tarihe, kültüre ve edebiyata uyguladığı tahakküm, entegrasyon sürecini olumsuz yönde etkilemiştir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla süreç rahatlamış ve devlet düzeyinde de ilk somut adımlar atılmaya başlanmıştır. Bu noktada meselenin çözümüne ilişkin aşamalardan biri edebiyat ve edebiyatçılar ile ilintilidir. Zira edebiyat, toplumsal belleği muhafaza eder ve gelecek kuşaklara aktarır. Her ne kadar Sovyetler Birliği zamanında partinin hegemonik bir silahı olmuş olsa da sosyalist güdümün dışında Türk millî direnişinin, var oluşunun, kültürel ve toplumsal şuurun yerleşmesinin önemli bir destekçisi edebiyat ve edebiyatçılar olmuştur. Dolayısıyla edebiyatta da ‘birlik’ anlayışının yerleşmesi Türk dünyasının entegrasyonu sürecine kaydadeğer bir katkı sağlayacaktır. Bu sorunsaldan hareketle oluşturulan çalışma, Kırgız edebiyatı ders kitaplarında ‘edebiyatın ortak miras ve bütüncül bir değer olarak ele alınıp alınmadığını irdelemektedir. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden biri olan doküman inceleme yönteminden faydalanılmıştır. Çalışmanın evreni, bağımsızlık sonrası yayımlanan ve Kırgızistan’da Kırgız Türkçesi, Özbek Türkçesi ve Rusça ile öğretim veren okullarda okutulan yirmi dört edebiyat ders kitabından oluşmaktadır. İnceleme neticesinde probleme uygun yedi edebiyat ders kitabı olduğu görülmüştür. İlgili kitaplarda Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip, Nazım Hikmet, Muhtar Avezov, Musa Celil; Orhun ve Yenisey Yazıtları, Oğuz Kağan Destanı, Dîvânu Lugâti’t-Türk, Kutadgu Bilig, Abay, Azerbaycan halk masalı Calkoo, Türkmen halk masalı Altın Balık olmak üzere çeşitli edebî şahıs ve eserlere yer verildiği belirlenmiştir.
20. Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi, 18-22 Ekim 2022, Bişkek / KIRGIZİSTAN, 2022
Sözlü geleneği güçlü olan Kırgızların modern edebiyatının oluşum ve gelişim sürecinde folklor ve ... more Sözlü geleneği güçlü olan Kırgızların modern edebiyatının oluşum ve gelişim sürecinde folklor ve mitoloji, edebiyatı besleyen önemli bir kaynak misyonu yüklenmiştir. Bunda kuşkusuz dünyanın en uzun destanı olarak bilinen ve Kırgızların ruhunu, var oluşunu sembolize eden Manas Destanı’nın etkisi çok fazladır. Kırgız yazarlar atalarından gelen bu geleneği devam ettirmiş; modern anlatılarını bu kaynaktan beslenerek oluşturmuştur. Nitekim Kırgız edebiyatında modern türlerin doğuşu ve geli- şiminde sözlü gelenek yazarlara zemin oluşturan bir yön taşımaktadır. Cengiz Aytmatov’un eserlerin- de yer alan efsaneler ve mitolojik unsurlar bahsedilen durumun en belirgin örneğini oluşturur. Mito- lojik unsurların farklı edebî eserlerin içerisinde belli düzeyde ortak biçimde yaşaması, mitlerin toplum ve kültürlerarası etkileşim özelliğini ortaya koyması bakımından mühimdir. Evrensel bir değer olan mitoloji aynı zamanda sanatı da besleyen bir kaynaktır. Bu yönüyle folklor-edebiyat ilişkisi üzerine yapılan çeşitli araştırmalara konu olmaktadır. Bundan hareketle bu çalışmada insanları zehriyle ve heybetiyle korkutan yılanın Kırgız romanındaki görünümü incelenmektedir.
Söylem Filoloji, 2022
1917’ye kadar yazılı edebiyata ulaşamamış olması sebebiyle Kırgız edebiyatında roman türü dünya e... more 1917’ye kadar yazılı edebiyata ulaşamamış olması sebebiyle Kırgız edebiyatında roman türü dünya edebiyatına kıyasla daha ileri bir tarihte ortaya çıkmıştır. 1936 yılında yayımlanan ilk roman Uzak Col’dan başlayarak, bağımsızlık tarihine kadarki süreçte yaklaşık 100’e yakın romanın yazıldığı görülmektedir. Söz konusu eserlerin büyük çoğunluğu Marksist-Leninist ideoloji merkezli şekillenmekle birlikte bu romanlarda Sovyet ideolojisinden uzak birtakım fikir ve düşünceler de yer yer işlenmiştir. Ancak hangi fikir ve düşünce temelli olursa olsun Sovyet dönemi Kırgız romanının ideolojik bir anlayışa bağlı olarak doğduğu ve geliştiği bir gerçektir. Çoğu yazar, edebiyatın bir propaganda aracı olarak merkezin sesi olma zorunluluğunu göz önünde bulundurmuş, bazıları ise bu güdüme rağmen satır aralarında kendi ideolojik dünyalarını da yansıtmıştır. Nitekim ideoloji, hegemonik söylemi açığa çıkarır. Dolayısıyla merkezin veya yazarın hegemonik söylemi yoluyla roman türü ideolojinin/bilginin nesnesi konumuna dönüşmüştür. Özellikle Sovyet ideolojisinin öteki üzerinde hâkimiyet kurmaya eğilim göstermesi veya yazarın metnin içerisinde hâkim ideolojik bir söylem üretmesi, kadınlık/erkeklik hâlleri ve ideal/öteki kahramanlar üzerinden kurgulanır. Amaçlanan ideal kadınlık/erkeklik, milletlerin/millî kimliğin inşası ile ilintilidir. Bu sebeple, Sovyet dönemi Kırgız romanında toplumun ve kültürün sembolik olarak ilerlemesini, düzenini temsil eden erkekliğin hegemonik söylemin içerisinde nasıl tasavvur edildiğini ortaya koymak önemli görülmektedir. Bu çalışmada, dönemin eril tahakkümü, idealize edilmiş erkeklik söylemi, bedensel kurgular, eril idealler ve bu ideallerin karşıtı ötekiler ele alınacaktır.
Kırgızistan Araştırmaları 2020, 2021
İdil-Ural Araştırmaları Dergisi, 2020
Edebiyat ve ideoloji ilişkisine verilebilecek en belirgin örnek Marksist ve Leninist ideoloji çer... more Edebiyat ve ideoloji ilişkisine verilebilecek en belirgin örnek Marksist ve Leninist ideoloji çerçevesinde gelişen Sovyet edebiyatı olacaktır. 1934 yılında düzenlenen Birinci Sovyet Yazarlar Birliği Kongresiyle ilkeleri belirlenen Marksist edebiyat temelinde gelişen Sovyet edebiyatı, ideoloji eksenli bir edebiyatı esas kılar. Dönemin yazarları, angaje bir edebiyat oluşturmaya sevk edilmiş ve ideolojinin yansıma alanı olarak edebiyat, dönemin politik havasını aktarma noktasında araç görevi görmüştür. Bu bağlamda o dönemin edebî eserleri, genel itibariyle Sovyet gerçekçiliğini ve Sovyet ideolojisini olumlayan bir çizgide oluşturulmuştur. Özellikle Sovyetler Birliği’ni derinden etkileyen tarihî ve politik olaylardan birisi olan İkinci Dünya Savaşı, eserlerde yaygın bir tema olarak kullanılmış; Sovyet kahramanlığı, fedakârlığı, vatanseverliği vurgusu; eserlerin odak noktasını oluşturmuştur. Bu ideolojik vurgu, edebî eserlerde özellikle kadın bağlamında işlenmiştir. Eli silah tutan her erkeğin cepheye gitmesi ile geride kalan kadınlar, hayata birkaç kat daha güçlü tutunmak zorunda kalmıştır. Çuvaş romanının önde gelen eserlerinden olan Salambi, Çuvaş Türkçesinden Türkiye Türkçesine aktarılan ilk romandır. Eserde savaş izleği, cephe gerisinde kalan hayatlara yansıması bağlamında işlenir. Bu makalede Salambi romanı, edebiyat ve ideoloji ilişkisi bağlamında incelenecektir. Bununla birlikte savaşın etkilerini bir aşk hikâyesi ekseninde işleyen yazarın politik söylemi değerlendirilecektir.
Türk Bitig Türklük Bilimi Araştırmaları , 2019
İdil-Ural Araştırmaları Dergisi, 2019
Türk Bitig Türklük Bilimi Araştırmaları , 2017
Bengü Yayınları, 2023
Katkeldi, ünlü yazar Cengiz Aytmatov ve ailesinin Şeker Köyünde verdikleri hayat mücadelesinin b... more Katkeldi, ünlü yazar Cengiz Aytmatov ve ailesinin Şeker Köyünde verdikleri hayat mücadelesinin bir kesitidir. Eseri kaleme alanlar Cengiz Aytmatov’un kız kardeşi Roza Aytmatova ve yeğeni Asan Ahmatov o günleri doğrudan şahitleridir. Şahitten öte dünyanın savaşta olduğu, bütün Kırgız köyleri gibş Şeker Köyünün gençlerinin de cepheye gönderildiği, her gün birkaçının ölüm haberlerinin geldiği kara günlerde halkın verdiği mücadelenin sürdürüldüğü sosyal ve psikolojik ortamı bizzat yaşayan iki yazar, yıllar sonra insanlık için o günlere bir ayna tutuyorlar.