FARUK SÖYLEMEZ | Kahramanmaras Sutcu Imam Univ. (original) (raw)
Papers by FARUK SÖYLEMEZ
DergiPark (Istanbul University), Jun 1, 2002
Risvan Asireti XVI. Yüzyilda Malatya ile Maras arasindaki bölgede yaylayip kislamakta idi. Bu dön... more Risvan Asireti XVI. Yüzyilda Malatya ile Maras arasindaki bölgede yaylayip kislamakta idi. Bu dönemde asirete bagli cemaat sayisi on bes iken, daha sonraki yüzyillarda asiretin büyümesine paralel olarak cemaat sayilari artmis ve bulunduklari bu bölgeden Anadolu'nun degisik yerlerine ve hatta Rumeli'ne kadar yayilarak çesitli köy ve mezralari yurt edinmislerdir. Risvan konar göçer asiretinin cemaat isimleri ve bu cemaatlerin kendi adini verdikleri yerler genellikle Türkçe adlar tasimaktadir. Ayni sekilde adi geçen asiretin sahis adlari d a genellikle Türkçe isimlerden olusmaktaydi. Yine Türkçe isimlerin yani sira, Türklerin Islamiyeti kabulüyle birlikte Türk toplumunda yaygin olarak kullanilan ve Türkçelesmis Islamî isimlere de rastlamaktayiz. XVI. Yüzyilda bulunduklari bölgenin Arap ve Fars kültürünün etkisinde kalmis olmasi nedeniyle sahis adlarinda az da olsa Arapça ve Farsça isimler bulunmaktadir. Fakat bu yabanci kültür etkilerine ragmen Risvan Asireti, mensubu oldugu Türk kültür degerlerini korumustur.
Gaziantep University Journal of Social Sciences, Jan 27, 2020
Gürcü ve Çerkez kökenli kölelerin toplanma mahallidir. Hanlık bu köleleri ihraç ettiği gibi kendi... more Gürcü ve Çerkez kökenli kölelerin toplanma mahallidir. Hanlık bu köleleri ihraç ettiği gibi kendi sosyal ve ekonomik düzeni için hanlığın merkezi Bahçesaray ve diğer çeşitli şehirlerinde istihdam da etmiştir. 17. yüzyılın ikinci yarısında Bahçesaray'da köleler toplumun büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Bu çalışmada, bu kölelerin hanlık içinde istihdam edildiği alanlar incelenmiştir. Araştırma için Kırım'ın Osmanlı Devleti'ne bağlı olduğu hanlık dönemini anlatan çeşitli kaynak eserler ile 17. yüzyılın ikinci yarısına ait Kırım Hanlığı Kadı Sicilleri'ne öncelik verilmiştir. Sicillerdeki kölelerle ilgili dava örnekleri ve çeşitli tereke kayıtları değerlendirilmiştir.
Kilis 7 Aralık Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, Dec 19, 2017
Karadeniz Araştırmaları
Limanların askeri amaçlı kullanımları zaman içinde deniz üssü tabirini ortaya çıkarmıştır. Niteki... more Limanların askeri amaçlı kullanımları zaman içinde deniz üssü tabirini ortaya çıkarmıştır. Nitekim askeri deniz üsleri genel anlamda gemilerin imal, bakım, onarım ve barınma ihtiyacını karşılayan, uzak bölgelere etkili harekât yapıl-masını sağlayan ve donanmanın gerek asker gerekse lojistik ihtiyaçlarına cevap verebilen yerler olarak değerlendirile-bilir. Bu noktada Sinop limanı, coğrafi ve stratejik olarak son derece elverişli özelliklere sahip olması itibariyle Ka-radeniz’in en iyi deniz üsleri arasında yer almaktadır. Osmanlı Devleti zamanında Sinop’un askeri bir deniz üssü olarak en faal kullanıldığı dönem şüphesiz XVIII. yüzyıldır. Zira bu dönemde Osmanlı Devleti’ni sınırlarının ötesinde en çok uğraştıran sorunların başında Rusya ile girişilen mücadeleler gelmektedir. Sinop’un başta Kırım olmak üzere ülkenin kuzeyine yakınlığı sebebiyle Anadolu’dan gelen asker, mühimmat ve zahire naklinin Sinop'tan deniz yolu ile yapılması ve Osmanlı donanmasının her türlü ihtiyacını karşıl...
History Studies International Journal of History
Osmanlı Devleti, Anadolu'da yaşam süren birçok konargöçer topluluğu mukataa sistemi çerçevesi... more Osmanlı Devleti, Anadolu'da yaşam süren birçok konargöçer topluluğu mukataa sistemi çerçevesinde değerlendirmiştir. Anadolu'nun gerek toplumsal gerekse iktisadî yapısı bakımından önemli konar göçer topluluklarından olan Rişvan ve Çakallı aşiretleri de diğer konar göçer topluluklar gibi mukataa sistemi içerisinde yer almış; iltizam ve malikane sistemiyle tasarruf edilmiştir. Rişvan ve Çakallı aşiretlerine bağlı konargöçer bazı cemaatlerle yerli Rişvan mensuplarına ait bazı vergiler bu mukataayı oluşturmuştur. Rişvan ve Çakallı Mukataası'nın tasarrufu 17. yüzyılın sonlarına kadar emaneten ve iltizamen tasarruf edilmişken malikane sisteminin ihdas edilmesiyle birlikte malikane olarak tasarruf edilmeye başlanmıştır. Mukataa gelirleri çeşitli kale ve mühimmat harcamalarına, hanedanın kadın üyelerine ve bazı önemli devlet adamlarına tahsis edilmiştir. Gelirlerin tahsiliyse voyvodalar tarafından gerçekleştirilmiş olup, voyvodalar, çoğunlukla, aşiret içerisinden veya yerel güçlü...
Ömer Paşa Rişvan Aşireti’nin beylerinden olup 18. yüzyılın ikinci yarısında Malatya mutasarrıflığ... more Ömer Paşa Rişvan Aşireti’nin beylerinden olup 18. yüzyılın ikinci yarısında Malatya mutasarrıflığı ve Maraş valiliği yapmıştır. Ömer Paşa söz konusu tarihte Behisni (Besni)’de bir cami ve on bir hücreden oluşan bir medrese yaptırmıştır. Bu cami ve medresenin giderlerini karşılamak için de Behisni çarşısında bulunan kendisine ait on bir adet dükkânı vakfetmiştir. Camiye imam-hatib ve müezzinle birlikte yağmur ve kar mevsimlerinde camiyi loğlamak için bir “loğkeş” de görevlendirilmiştir. Medrese için de müderrisler atanmıştır. 18. yüzyılın sonlarından 19. yüzyılın sonlarına kadar vakıf farklı şahıslar tarafından yönetilmiştir. Ancak vakıf yöneticilerinin vakfın gelirlerini istismar ettikleri, cami ve medresenin onarım ve bakımına herhangi bir harcama yapmadığı görülmüştür. Vakfın vakfiyesi ile muhasebe kayıtları kaybolduğu için yönetici ve personel atamaları sağlıklı olarak yapılamamıştır. Bu nedenle her iki yapı da zamanla yıkılmaya yüz tutmuş; içlerinde ibadet ve eğitim-öğretim yapı...
Türk Dünyası Araştırmaları, 2013
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Osmanlı Devleti’nin idari, ekonomik ve sosyal tarihine ilişkin çalışmaların ekseriyetle Anadolu c... more Osmanlı Devleti’nin idari, ekonomik ve sosyal tarihine ilişkin çalışmaların ekseriyetle Anadolu coğrafyasına yoğunlaştığı görülmektedir. Bu noktadan hareketle bu çalışmada M. 1778-1782 (H.1191-1197) tarihlerine ait 63 numaralı Manastır Şerʾiye Sicili temelinde yaklaşık 530 yıl Osmanlı hâkimiyetinde kalmış Balkanların önemli şehirlerinden Manastır’ın idari, ekonomik ve sosyal yapısı hakkında genel bir değerlendirme yapılması amaçlanmaktadır. Çalışmada Manastır şehrinin köy ve mahalle isimleri, Manastır şehrinde yaşayanların günlük hayat standartları, kullandıkları eşyalar, toplanan vergilerin çeşitleri, tutarları, toplanma zamanları gibi hususlar ortaya konulmuştur. Bununla birlikte, ahalinin geneli Müslüman olmakla birlikte Manastır coğrafyasının kozmopolit yapısından dolayı gayrimüslim unsurlara da rastlanıldığı tespit edilmektedir. Çalışmada ayrıca şehrin üretim-tüketim döngüsü, maddi kaynaklar, kişilerin birbirleriyle ve devlet ile olan ilişkileri, alım-satım, miras, nikâh ve ölü...
Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2021
Osmanlı Devleti tarihinin önemli bir dönüm noktasını teşkil eden II. Viyana Seferi'nin hazırlıkla... more Osmanlı Devleti tarihinin önemli bir dönüm noktasını teşkil eden II. Viyana Seferi'nin hazırlıkları sırasında, ordunun toplanması ve lojistik ihtiyacının karşılanması önemli bir mesele idi. Bu bağlamda devlet geniş bir menzil teşkilatı kurarak lojistik maddelerin sefer güzergâhına ve savaş alanına zamanında ulaştırılmasına büyük bir ehemmiyet göstermiştir. Ordunun iaşe ve ikmalini oluşturan bu lojistik maddelerin bir kısmının Manastır şehrinden temin edildiği anlaşılmaktadır. Bu çalışma esas itibariyle 1682-1684 yıllarını kapsayan 25 numaralı Manastır Şer'iyye Sicili'nde yer alan belgelere dayanmaktadır. Bu belgelerden anlaşıldığı üzere II. Viyana Seferi'ne katılacak olan ordunun zahire ve konaklama ihtiyaçlarının bir kısmı zahire baha, avârız ve nüzul vergisi olarak Manastır'ın köylerinden tahsil edilmektedir. Bu bağlamda sefere memur edilen askerin ihtiyacı olan un, tereyağı ve koyun ile binek hayvanları için lazım olan arpa ve saman gibi maddelerin bir kısmı sürsat bedeli olarak Manastır'dan alınmaktaydı. Bunların yanı sıra sefer masrafları için cizye ve ispenç gibi senelik vergilerin, henüz zamanı gelmeden iki senelik olarak tahsil edildiği görülmektedir. Ordunun savaşta kullandığı önemli mühimmattan olan barutun hammaddelerinden güherçile ve kükürdün de Manastır'dan elde edildiği ve II. Viyana seferine yetiştirilmek üzere Ohri'de işlenip, Selanik baruthanesine nakledildiği belgelerden anlaşılmaktadır. Ayrıca lojistik maddelerin naklinde kullanılan beygirlerin Manastır'dan temin edildiği gibi bunlara ödenecek kira bedellerinin de ahaliden tahsil edildiği görülmektedir.
XVIII. yuzyilda, Maras cevresinde eskiyalik olaylarina en fazla karisan unsurlar konargocerlerdi.... more XVIII. yuzyilda, Maras cevresinde eskiyalik olaylarina en fazla karisan unsurlar konargocerlerdi. Maras, cografi konumu nedeniyle konargocer yasam icin elverisliydi. Bunlar yerlesik olmadiklari icin daha kontrolsuz hareket edebiliyor, karistiklari olaylardan sonra takip edildiklerinde izlerini kaybettirebiliyorlardi. Ozellikle, eskiyalik hareketlerinin cogunun, Maras’i Orta Anadolu’ya baglayan yol uzerinde meydana geldigi gorulmektedir. Maras’in Zeytun nahiyesinde yasayan Ermenilerin de yolcu ve kervanlara saldirarak gasp ve yagmalama olaylarina karistiklari tespit edilmistir. Devlet adamlari eskiyaligin onlenmesine yonelik, kefalet, nezir, para cezasi, surgun, hapis ve kurek cezasi gibi birtakim tedbirlere bas vuruyorlardi. Ancak, eskiyanin yapmis oldugu zulumleri ortadan kaldirmakla gorevli mahalli yoneticilerin de zaman zaman halka karsi adaletsiz davranmalari, asayisin daha da bozulmasina neden olmaktaydi
Erbil, ticari kervanlarin gecis noktasi uzerinde yer almasi nedeniyle ulasim ve ticaret acisindan... more Erbil, ticari kervanlarin gecis noktasi uzerinde yer almasi nedeniyle ulasim ve ticaret acisindan buyuk bir oneme sahiptir. Erbil, ticaretin yani sira onemli bir tarim ve hayvancilik sehriydi. Topraklari devlet ve vakif arazileri olarak iki gruba ayrilan Erbil, timar sisteminin de uygulandigi bir bolgeydi. Savasta yararlilik gosterenlerin yani sira dini ve egitim alanlarinda hizmet veren diger gorevlilere de bu araziler timar olarak verilmekteydi. Ayrica Fatma Han Tekkesi ve Pirdavud Zaviyesi gibi tekke ve zaviyelerin ihtiyaclarinin temin edilmesi adina da bazi zirai araziler vakiflara bagislanmistir. Erbil’de yetistirilen zirai urunler cogunlukla tahildan ibaretti. Meyve ise Erbil cevresinde bulunan engebeli arazilerden temin edilmekteydi. Bu urunlerin yetistirilmesinde yagmur suyu kullaniliyordu. Erbil’in diger bir gecim kaynagi ise koyunculuktu. Devlet, ziraatte oldugu gibi hayvancilik icin de vergi almaktaydi. Ote yandan sehirde tekke ve zaviyelerin ihtiyaclarinin karsilanmasi ...
History Studies International Journal of History, 2021
İltizam sistemi genel bir tanım olarak; devletin mukataa birimlerini vergilendirmeyi rekabete açı... more İltizam sistemi genel bir tanım olarak; devletin mukataa birimlerini vergilendirmeyi rekabete açık, ekseriya müzayede ile tespit edilen ve bir bölümü peşin ödenmesi istenen belirli bir yıllık bedel karşılığında, sınırlı bir süre (tahvil) için mültezimlere güvenilir bir kefaletle devretmesidir. bk.
Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2020
Gürcü ve Çerkez kökenli kölelerin toplanma mahallidir. Hanlık bu köleleri ihraç ettiği gibi kendi... more Gürcü ve Çerkez kökenli kölelerin toplanma mahallidir. Hanlık bu köleleri ihraç ettiği gibi kendi sosyal ve ekonomik düzeni için hanlığın merkezi Bahçesaray ve diğer çeşitli şehirlerinde istihdam da etmiştir. 17. yüzyılın ikinci yarısında Bahçesaray'da köleler toplumun büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Bu çalışmada, bu kölelerin hanlık içinde istihdam edildiği alanlar incelenmiştir. Araştırma için Kırım'ın Osmanlı Devleti'ne bağlı olduğu hanlık dönemini anlatan çeşitli kaynak eserler ile 17. yüzyılın ikinci yarısına ait Kırım Hanlığı Kadı Sicilleri'ne öncelik verilmiştir. Sicillerdeki kölelerle ilgili dava örnekleri ve çeşitli tereke kayıtları değerlendirilmiştir.
Journal of International Social Research, 2019
This study focuses on exploring the role of the past in legitimating ideas which were put forward... more This study focuses on exploring the role of the past in legitimating ideas which were put forward in the advice books based on Mustafa Âlî's main work titled "Counsel For Sultans (Nushatü's-selâtîn)". Thus, what did the past actually mean for Mustafa Âlî? what was the function of remembering the past? and how far could the past be reshaped by the needs of the present? are some of the questions that we hope to answer in this study. Under these premises, the study examines: (1) a brief overview of the advice literature in Ottoman Empire, (2) the past as a tool of legitimacy, (3) the use of the past as a tool of legitimacy for the idea of the ideal state in Counsel For Sultans. The study gives an opportunity to assess the minds of Ottoman scholars in the face of certain profound changes began to take place in the Ottoman Empire and reveals what did the past actually mean for writers of advice books based on Mustafa Âlî. In this regard, the findings of study have significant implications.
Sosyal Bilimler Dergisi, 2017
History Studies International Journal of History, 2018
Teşkilat yapısını çoğunlukla Türk-İslam devlet geleneğinden alan Osmanlılar, eğitim sistemini de ... more Teşkilat yapısını çoğunlukla Türk-İslam devlet geleneğinden alan Osmanlılar, eğitim sistemini de bu minval üzere oluşturmuş ve sahip olduğu hemen her yerde dinî ve ilmî müesseseler kurmuştur. 16. yüzyılda Osmanlı hâkimiyeti altına giren Adıyaman'da da Osmanlı Devleti'nin bu eğitim anlayışının bir sonucu olarak birçok mektep, medrese, cami, zaviye gibi örgün ve yaygın eğitim kurumu kurulmuştur. Bu çalışma ile 18. yüzyılda Adıyaman'da bulunan eğitim kurumları, bunların işleyişi ve bu kurumlardaki görevlilerin durumunun tespit edilmesi amaçlanmıştır. 18. yüzyılda Adıyaman'daki eğitim faaliyetleri, Hurufat Defterleri temel alınarak tespit edilmeye çalışılmış ve konuyla ilgili başka arşiv belgeleri ve araştırma-inceleme eserlerden de istifade edilmiştir. Yapılan araştırma ve incelemelerde 18. yüzyılda Hısn-ı Mansur ve Behisni kazalarında mektep ve medrese eğitiminin geliştiği; ama Gerger, Kâhta ve Samsad kazalarında gelişmediği görülmüştür. Hısn-ı Mansur ve Behisni kazasındaki eğitim kurumlarının ise nitelik ve niceliksel olarak fazla büyük olmadıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca 18. yüzyılın özellikle ilk yarısında eğitim faaliyetlerinde ve eğitim kurumlarında önemli aksaklıkların ve bozulmaların olduğu görülmektedir.
History Studies International Journal of History, 2013
Ankara Üniversitesi Türk İnkilap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 1994
Millî Mücâdele'nin başlangıcı olarak kabul edilen 19 Mayıs 1919 tarihinden itibaren, yurdun çeşit... more Millî Mücâdele'nin başlangıcı olarak kabul edilen 19 Mayıs 1919 tarihinden itibaren, yurdun çeşitli yerlerinde olduğu gibi, Kastamonu ve çevresinde de, bu hareketi desteklemek amacıyla çeşitli cemiyetler kurulmuştur. Bu cemiyetlerin başta gelen amacı; halkın milli bilincini kuvvetlendirerek, Anadolu'da başlayan bağımsızlık hareketini madden ve mânen desteklemelerini sağlamaktı.
DergiPark (Istanbul University), Jun 1, 2002
Risvan Asireti XVI. Yüzyilda Malatya ile Maras arasindaki bölgede yaylayip kislamakta idi. Bu dön... more Risvan Asireti XVI. Yüzyilda Malatya ile Maras arasindaki bölgede yaylayip kislamakta idi. Bu dönemde asirete bagli cemaat sayisi on bes iken, daha sonraki yüzyillarda asiretin büyümesine paralel olarak cemaat sayilari artmis ve bulunduklari bu bölgeden Anadolu'nun degisik yerlerine ve hatta Rumeli'ne kadar yayilarak çesitli köy ve mezralari yurt edinmislerdir. Risvan konar göçer asiretinin cemaat isimleri ve bu cemaatlerin kendi adini verdikleri yerler genellikle Türkçe adlar tasimaktadir. Ayni sekilde adi geçen asiretin sahis adlari d a genellikle Türkçe isimlerden olusmaktaydi. Yine Türkçe isimlerin yani sira, Türklerin Islamiyeti kabulüyle birlikte Türk toplumunda yaygin olarak kullanilan ve Türkçelesmis Islamî isimlere de rastlamaktayiz. XVI. Yüzyilda bulunduklari bölgenin Arap ve Fars kültürünün etkisinde kalmis olmasi nedeniyle sahis adlarinda az da olsa Arapça ve Farsça isimler bulunmaktadir. Fakat bu yabanci kültür etkilerine ragmen Risvan Asireti, mensubu oldugu Türk kültür degerlerini korumustur.
Gaziantep University Journal of Social Sciences, Jan 27, 2020
Gürcü ve Çerkez kökenli kölelerin toplanma mahallidir. Hanlık bu köleleri ihraç ettiği gibi kendi... more Gürcü ve Çerkez kökenli kölelerin toplanma mahallidir. Hanlık bu köleleri ihraç ettiği gibi kendi sosyal ve ekonomik düzeni için hanlığın merkezi Bahçesaray ve diğer çeşitli şehirlerinde istihdam da etmiştir. 17. yüzyılın ikinci yarısında Bahçesaray'da köleler toplumun büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Bu çalışmada, bu kölelerin hanlık içinde istihdam edildiği alanlar incelenmiştir. Araştırma için Kırım'ın Osmanlı Devleti'ne bağlı olduğu hanlık dönemini anlatan çeşitli kaynak eserler ile 17. yüzyılın ikinci yarısına ait Kırım Hanlığı Kadı Sicilleri'ne öncelik verilmiştir. Sicillerdeki kölelerle ilgili dava örnekleri ve çeşitli tereke kayıtları değerlendirilmiştir.
Kilis 7 Aralık Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, Dec 19, 2017
Karadeniz Araştırmaları
Limanların askeri amaçlı kullanımları zaman içinde deniz üssü tabirini ortaya çıkarmıştır. Niteki... more Limanların askeri amaçlı kullanımları zaman içinde deniz üssü tabirini ortaya çıkarmıştır. Nitekim askeri deniz üsleri genel anlamda gemilerin imal, bakım, onarım ve barınma ihtiyacını karşılayan, uzak bölgelere etkili harekât yapıl-masını sağlayan ve donanmanın gerek asker gerekse lojistik ihtiyaçlarına cevap verebilen yerler olarak değerlendirile-bilir. Bu noktada Sinop limanı, coğrafi ve stratejik olarak son derece elverişli özelliklere sahip olması itibariyle Ka-radeniz’in en iyi deniz üsleri arasında yer almaktadır. Osmanlı Devleti zamanında Sinop’un askeri bir deniz üssü olarak en faal kullanıldığı dönem şüphesiz XVIII. yüzyıldır. Zira bu dönemde Osmanlı Devleti’ni sınırlarının ötesinde en çok uğraştıran sorunların başında Rusya ile girişilen mücadeleler gelmektedir. Sinop’un başta Kırım olmak üzere ülkenin kuzeyine yakınlığı sebebiyle Anadolu’dan gelen asker, mühimmat ve zahire naklinin Sinop'tan deniz yolu ile yapılması ve Osmanlı donanmasının her türlü ihtiyacını karşıl...
History Studies International Journal of History
Osmanlı Devleti, Anadolu'da yaşam süren birçok konargöçer topluluğu mukataa sistemi çerçevesi... more Osmanlı Devleti, Anadolu'da yaşam süren birçok konargöçer topluluğu mukataa sistemi çerçevesinde değerlendirmiştir. Anadolu'nun gerek toplumsal gerekse iktisadî yapısı bakımından önemli konar göçer topluluklarından olan Rişvan ve Çakallı aşiretleri de diğer konar göçer topluluklar gibi mukataa sistemi içerisinde yer almış; iltizam ve malikane sistemiyle tasarruf edilmiştir. Rişvan ve Çakallı aşiretlerine bağlı konargöçer bazı cemaatlerle yerli Rişvan mensuplarına ait bazı vergiler bu mukataayı oluşturmuştur. Rişvan ve Çakallı Mukataası'nın tasarrufu 17. yüzyılın sonlarına kadar emaneten ve iltizamen tasarruf edilmişken malikane sisteminin ihdas edilmesiyle birlikte malikane olarak tasarruf edilmeye başlanmıştır. Mukataa gelirleri çeşitli kale ve mühimmat harcamalarına, hanedanın kadın üyelerine ve bazı önemli devlet adamlarına tahsis edilmiştir. Gelirlerin tahsiliyse voyvodalar tarafından gerçekleştirilmiş olup, voyvodalar, çoğunlukla, aşiret içerisinden veya yerel güçlü...
Ömer Paşa Rişvan Aşireti’nin beylerinden olup 18. yüzyılın ikinci yarısında Malatya mutasarrıflığ... more Ömer Paşa Rişvan Aşireti’nin beylerinden olup 18. yüzyılın ikinci yarısında Malatya mutasarrıflığı ve Maraş valiliği yapmıştır. Ömer Paşa söz konusu tarihte Behisni (Besni)’de bir cami ve on bir hücreden oluşan bir medrese yaptırmıştır. Bu cami ve medresenin giderlerini karşılamak için de Behisni çarşısında bulunan kendisine ait on bir adet dükkânı vakfetmiştir. Camiye imam-hatib ve müezzinle birlikte yağmur ve kar mevsimlerinde camiyi loğlamak için bir “loğkeş” de görevlendirilmiştir. Medrese için de müderrisler atanmıştır. 18. yüzyılın sonlarından 19. yüzyılın sonlarına kadar vakıf farklı şahıslar tarafından yönetilmiştir. Ancak vakıf yöneticilerinin vakfın gelirlerini istismar ettikleri, cami ve medresenin onarım ve bakımına herhangi bir harcama yapmadığı görülmüştür. Vakfın vakfiyesi ile muhasebe kayıtları kaybolduğu için yönetici ve personel atamaları sağlıklı olarak yapılamamıştır. Bu nedenle her iki yapı da zamanla yıkılmaya yüz tutmuş; içlerinde ibadet ve eğitim-öğretim yapı...
Türk Dünyası Araştırmaları, 2013
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Osmanlı Devleti’nin idari, ekonomik ve sosyal tarihine ilişkin çalışmaların ekseriyetle Anadolu c... more Osmanlı Devleti’nin idari, ekonomik ve sosyal tarihine ilişkin çalışmaların ekseriyetle Anadolu coğrafyasına yoğunlaştığı görülmektedir. Bu noktadan hareketle bu çalışmada M. 1778-1782 (H.1191-1197) tarihlerine ait 63 numaralı Manastır Şerʾiye Sicili temelinde yaklaşık 530 yıl Osmanlı hâkimiyetinde kalmış Balkanların önemli şehirlerinden Manastır’ın idari, ekonomik ve sosyal yapısı hakkında genel bir değerlendirme yapılması amaçlanmaktadır. Çalışmada Manastır şehrinin köy ve mahalle isimleri, Manastır şehrinde yaşayanların günlük hayat standartları, kullandıkları eşyalar, toplanan vergilerin çeşitleri, tutarları, toplanma zamanları gibi hususlar ortaya konulmuştur. Bununla birlikte, ahalinin geneli Müslüman olmakla birlikte Manastır coğrafyasının kozmopolit yapısından dolayı gayrimüslim unsurlara da rastlanıldığı tespit edilmektedir. Çalışmada ayrıca şehrin üretim-tüketim döngüsü, maddi kaynaklar, kişilerin birbirleriyle ve devlet ile olan ilişkileri, alım-satım, miras, nikâh ve ölü...
Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2021
Osmanlı Devleti tarihinin önemli bir dönüm noktasını teşkil eden II. Viyana Seferi'nin hazırlıkla... more Osmanlı Devleti tarihinin önemli bir dönüm noktasını teşkil eden II. Viyana Seferi'nin hazırlıkları sırasında, ordunun toplanması ve lojistik ihtiyacının karşılanması önemli bir mesele idi. Bu bağlamda devlet geniş bir menzil teşkilatı kurarak lojistik maddelerin sefer güzergâhına ve savaş alanına zamanında ulaştırılmasına büyük bir ehemmiyet göstermiştir. Ordunun iaşe ve ikmalini oluşturan bu lojistik maddelerin bir kısmının Manastır şehrinden temin edildiği anlaşılmaktadır. Bu çalışma esas itibariyle 1682-1684 yıllarını kapsayan 25 numaralı Manastır Şer'iyye Sicili'nde yer alan belgelere dayanmaktadır. Bu belgelerden anlaşıldığı üzere II. Viyana Seferi'ne katılacak olan ordunun zahire ve konaklama ihtiyaçlarının bir kısmı zahire baha, avârız ve nüzul vergisi olarak Manastır'ın köylerinden tahsil edilmektedir. Bu bağlamda sefere memur edilen askerin ihtiyacı olan un, tereyağı ve koyun ile binek hayvanları için lazım olan arpa ve saman gibi maddelerin bir kısmı sürsat bedeli olarak Manastır'dan alınmaktaydı. Bunların yanı sıra sefer masrafları için cizye ve ispenç gibi senelik vergilerin, henüz zamanı gelmeden iki senelik olarak tahsil edildiği görülmektedir. Ordunun savaşta kullandığı önemli mühimmattan olan barutun hammaddelerinden güherçile ve kükürdün de Manastır'dan elde edildiği ve II. Viyana seferine yetiştirilmek üzere Ohri'de işlenip, Selanik baruthanesine nakledildiği belgelerden anlaşılmaktadır. Ayrıca lojistik maddelerin naklinde kullanılan beygirlerin Manastır'dan temin edildiği gibi bunlara ödenecek kira bedellerinin de ahaliden tahsil edildiği görülmektedir.
XVIII. yuzyilda, Maras cevresinde eskiyalik olaylarina en fazla karisan unsurlar konargocerlerdi.... more XVIII. yuzyilda, Maras cevresinde eskiyalik olaylarina en fazla karisan unsurlar konargocerlerdi. Maras, cografi konumu nedeniyle konargocer yasam icin elverisliydi. Bunlar yerlesik olmadiklari icin daha kontrolsuz hareket edebiliyor, karistiklari olaylardan sonra takip edildiklerinde izlerini kaybettirebiliyorlardi. Ozellikle, eskiyalik hareketlerinin cogunun, Maras’i Orta Anadolu’ya baglayan yol uzerinde meydana geldigi gorulmektedir. Maras’in Zeytun nahiyesinde yasayan Ermenilerin de yolcu ve kervanlara saldirarak gasp ve yagmalama olaylarina karistiklari tespit edilmistir. Devlet adamlari eskiyaligin onlenmesine yonelik, kefalet, nezir, para cezasi, surgun, hapis ve kurek cezasi gibi birtakim tedbirlere bas vuruyorlardi. Ancak, eskiyanin yapmis oldugu zulumleri ortadan kaldirmakla gorevli mahalli yoneticilerin de zaman zaman halka karsi adaletsiz davranmalari, asayisin daha da bozulmasina neden olmaktaydi
Erbil, ticari kervanlarin gecis noktasi uzerinde yer almasi nedeniyle ulasim ve ticaret acisindan... more Erbil, ticari kervanlarin gecis noktasi uzerinde yer almasi nedeniyle ulasim ve ticaret acisindan buyuk bir oneme sahiptir. Erbil, ticaretin yani sira onemli bir tarim ve hayvancilik sehriydi. Topraklari devlet ve vakif arazileri olarak iki gruba ayrilan Erbil, timar sisteminin de uygulandigi bir bolgeydi. Savasta yararlilik gosterenlerin yani sira dini ve egitim alanlarinda hizmet veren diger gorevlilere de bu araziler timar olarak verilmekteydi. Ayrica Fatma Han Tekkesi ve Pirdavud Zaviyesi gibi tekke ve zaviyelerin ihtiyaclarinin temin edilmesi adina da bazi zirai araziler vakiflara bagislanmistir. Erbil’de yetistirilen zirai urunler cogunlukla tahildan ibaretti. Meyve ise Erbil cevresinde bulunan engebeli arazilerden temin edilmekteydi. Bu urunlerin yetistirilmesinde yagmur suyu kullaniliyordu. Erbil’in diger bir gecim kaynagi ise koyunculuktu. Devlet, ziraatte oldugu gibi hayvancilik icin de vergi almaktaydi. Ote yandan sehirde tekke ve zaviyelerin ihtiyaclarinin karsilanmasi ...
History Studies International Journal of History, 2021
İltizam sistemi genel bir tanım olarak; devletin mukataa birimlerini vergilendirmeyi rekabete açı... more İltizam sistemi genel bir tanım olarak; devletin mukataa birimlerini vergilendirmeyi rekabete açık, ekseriya müzayede ile tespit edilen ve bir bölümü peşin ödenmesi istenen belirli bir yıllık bedel karşılığında, sınırlı bir süre (tahvil) için mültezimlere güvenilir bir kefaletle devretmesidir. bk.
Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2020
Gürcü ve Çerkez kökenli kölelerin toplanma mahallidir. Hanlık bu köleleri ihraç ettiği gibi kendi... more Gürcü ve Çerkez kökenli kölelerin toplanma mahallidir. Hanlık bu köleleri ihraç ettiği gibi kendi sosyal ve ekonomik düzeni için hanlığın merkezi Bahçesaray ve diğer çeşitli şehirlerinde istihdam da etmiştir. 17. yüzyılın ikinci yarısında Bahçesaray'da köleler toplumun büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Bu çalışmada, bu kölelerin hanlık içinde istihdam edildiği alanlar incelenmiştir. Araştırma için Kırım'ın Osmanlı Devleti'ne bağlı olduğu hanlık dönemini anlatan çeşitli kaynak eserler ile 17. yüzyılın ikinci yarısına ait Kırım Hanlığı Kadı Sicilleri'ne öncelik verilmiştir. Sicillerdeki kölelerle ilgili dava örnekleri ve çeşitli tereke kayıtları değerlendirilmiştir.
Journal of International Social Research, 2019
This study focuses on exploring the role of the past in legitimating ideas which were put forward... more This study focuses on exploring the role of the past in legitimating ideas which were put forward in the advice books based on Mustafa Âlî's main work titled "Counsel For Sultans (Nushatü's-selâtîn)". Thus, what did the past actually mean for Mustafa Âlî? what was the function of remembering the past? and how far could the past be reshaped by the needs of the present? are some of the questions that we hope to answer in this study. Under these premises, the study examines: (1) a brief overview of the advice literature in Ottoman Empire, (2) the past as a tool of legitimacy, (3) the use of the past as a tool of legitimacy for the idea of the ideal state in Counsel For Sultans. The study gives an opportunity to assess the minds of Ottoman scholars in the face of certain profound changes began to take place in the Ottoman Empire and reveals what did the past actually mean for writers of advice books based on Mustafa Âlî. In this regard, the findings of study have significant implications.
Sosyal Bilimler Dergisi, 2017
History Studies International Journal of History, 2018
Teşkilat yapısını çoğunlukla Türk-İslam devlet geleneğinden alan Osmanlılar, eğitim sistemini de ... more Teşkilat yapısını çoğunlukla Türk-İslam devlet geleneğinden alan Osmanlılar, eğitim sistemini de bu minval üzere oluşturmuş ve sahip olduğu hemen her yerde dinî ve ilmî müesseseler kurmuştur. 16. yüzyılda Osmanlı hâkimiyeti altına giren Adıyaman'da da Osmanlı Devleti'nin bu eğitim anlayışının bir sonucu olarak birçok mektep, medrese, cami, zaviye gibi örgün ve yaygın eğitim kurumu kurulmuştur. Bu çalışma ile 18. yüzyılda Adıyaman'da bulunan eğitim kurumları, bunların işleyişi ve bu kurumlardaki görevlilerin durumunun tespit edilmesi amaçlanmıştır. 18. yüzyılda Adıyaman'daki eğitim faaliyetleri, Hurufat Defterleri temel alınarak tespit edilmeye çalışılmış ve konuyla ilgili başka arşiv belgeleri ve araştırma-inceleme eserlerden de istifade edilmiştir. Yapılan araştırma ve incelemelerde 18. yüzyılda Hısn-ı Mansur ve Behisni kazalarında mektep ve medrese eğitiminin geliştiği; ama Gerger, Kâhta ve Samsad kazalarında gelişmediği görülmüştür. Hısn-ı Mansur ve Behisni kazasındaki eğitim kurumlarının ise nitelik ve niceliksel olarak fazla büyük olmadıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca 18. yüzyılın özellikle ilk yarısında eğitim faaliyetlerinde ve eğitim kurumlarında önemli aksaklıkların ve bozulmaların olduğu görülmektedir.
History Studies International Journal of History, 2013
Ankara Üniversitesi Türk İnkilap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 1994
Millî Mücâdele'nin başlangıcı olarak kabul edilen 19 Mayıs 1919 tarihinden itibaren, yurdun çeşit... more Millî Mücâdele'nin başlangıcı olarak kabul edilen 19 Mayıs 1919 tarihinden itibaren, yurdun çeşitli yerlerinde olduğu gibi, Kastamonu ve çevresinde de, bu hareketi desteklemek amacıyla çeşitli cemiyetler kurulmuştur. Bu cemiyetlerin başta gelen amacı; halkın milli bilincini kuvvetlendirerek, Anadolu'da başlayan bağımsızlık hareketini madden ve mânen desteklemelerini sağlamaktı.