Baktibek Isakov | Kyrgyz-Turkish Manas University (original) (raw)
Papers by Baktibek Isakov
International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2019
ĠletiĢim disiplin olarak kiĢilerarası iletiĢimi önsel iletiĢim olarak tanımlar. Topluluksal ve te... more ĠletiĢim disiplin olarak kiĢilerarası iletiĢimi önsel iletiĢim olarak tanımlar. Topluluksal ve teknolojik geliĢmelerin ardından da örgütsel, toplumsal ve kitle iletiĢim boyutuna eğilir. Bu makalede de bu dört boyutta iletiĢimi sağlamanın yolları ve geliĢimi üzerinde bir açılım yer almaktadır. Hatta bu boyutların ötesinde insanın doğanın bir parçası olarak kendini keĢfediĢ yolculuğunda doğayı izlemesi, anlamaya çalıĢması, nasıl bir sistem içinde yer aldığını kavramaya çalıĢması çabası ilk önsel iletiĢim olarak değerlendirilmiĢ ve de insanın bulunduğu yer ve ortam (mekân) çerçevesinde, haberleĢme bağlamında iletiĢimsel incelemeye odaklanılmıĢtır. Daha önceki incelemelerin dıĢında alan yazına farklı bir katkı sağlamak, tarihi bir profil ortaya koymak amacıyla, çalıĢmada insanlar arası iletiĢim ve haberleĢme "yöne göre haberleĢme" ve "yola göre haberleĢme" olmak üzere iki ayrı kategoride araĢtırılmıĢtır. Söz konusu kategorisel ayrımın oluĢum ve geliĢimi de Türk dünyası çerçevesinde değerlendirmeye alınmıĢtır. Hem Orta Asya Türkleri hem Anadolu Türkleri olarak Osmanlı Devleti"ndeki yapısal durum ve farklılıklar betimsel teknik aracılığıyla incelemeye dâhil edilmiĢtir. Sonuç olarak, Türk dünyasında haberleĢmede önceliğin güvenlik olduğu, tarih boyunca Türk topluluklarının dıĢ tehdit ve tehlikelere karĢı haberleĢmenin dolayısıyla iletiĢimin güvenli sağlanabilmesi için tüm çevresel kaynaklardan yararlanmaya çalıĢtığı anlaĢılmıĢtır.
MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2016
Bu makale, yüzyıllardan beri Tanrı Dağları"nda yaĢamakta olan Kırgız konar-göçerleri ile Anadolu ... more Bu makale, yüzyıllardan beri Tanrı Dağları"nda yaĢamakta olan Kırgız konar-göçerleri ile Anadolu Yörüklerinin XX. yüzılın baĢlarındaki geleneksel yayla göçlerini karĢılaĢtırmalı olarak analiz eder. Bilindiği gibi, Türk kökenli her iki konar-göçer halkın temel geçim kaynakları hayvanlarıydı. Dolayısıyla bunlara otlak bulmak amacıyla (kıĢın kıĢla-kıştoo, baharda yazlacazdoo, yazın yayla-cayloo ve sonbaharda ise güzle-küzdöö olmak üzere) dört mevsime göre farklı mekânlara göç ederek yaĢıyorlardı. Göç ilginç ve durmak bilmeyen bir doğal süreçtir. Kimi bu süreci kültürel varlığa dönüĢtürmüĢken, kimi geçinmek veya varlığını sürdürmek için bu sürece baĢ vurmuĢtur. Türk halkları da göçü kültüre dönüĢtüren ve onu gelenekselleĢtirerek yaĢatanlar arasındadır. Bunun ilk nedeni, göç olayı veya göç ederek yaĢama onlara hareketli bir hayat tarzı; hareketlilikle birlikte de daimi değiĢim içinde yaĢama imkânı sağlamıĢtır. Göç ederek yaĢayan toplumlar da göçlerini farklı rakım, iklim ve mesafelere göre çeĢitlendirmiĢlerdir. Bu makalede, konunun sadece yayla göçü kısmı ele alındı ve Türk halklarının ortak inançları, anlayıĢları, benzer uygulamaları, göç esnasındaki hiyerarĢik yapı, cinsler arası denge ve statü gibi konuları karĢılaĢtırmalı olarak incelendi. Malzeme ve metot olarak yazılı kaynaklar da kullanılmakla birlikte, konu daha ziyâde folklorik ve etnografik sözlü malzemeler ıĢığında iĢlendi. ÇalıĢmamız iki temel hipoteze dayanmaktadır: Birincisi, konargöçer geçmiĢe sahip birçok Kırgız, Türk ve Kazak gibi Türk kökenli kavimler arasındaki geleneksel yaylaya göç hâdisesi, konar-göçerler dünyasının en büyük bayramı idi. Ġkinci olarak, her ne kadar ata-erkil bir yapıya ve anlayıĢa sahip olduğu kabul edilse de, Türk kavimleri arasında kadının çok mühim bir yeri vardı; nitekim tipik bir bayram havasında gerçekleĢtirilen bu gibi göçlerin baĢını her zaman kadın çekerdi. Anahtar Kelimeler: Kırgız göçebeleri, Anadolu Yörükleri, mevsimlik göç, geleneksel göç, yaylaya göç, göçebelerde kadın, yazla ve yayla. Traditional Seasonal Migration: The case of Kyrgyz and Anatolian Pastoralism in Early XXth Century Аbstract The article presents the comparative analysis of the traditional seasonal migrations of the Kyrgyz pastoralists and Anatolian Yörüks at the beginning of 20th century. As it is known, the basic livelihood of pastoralists was their herds such as sheep, goat, cow, horse, camel, etc. To provide pastures for these animals pastoralists lived migrating among the seasonal quarters, socalled kyshla-kyshtoo (winter quarter), iazla-zhazdoo (spring quarter), iaila-zhailoo (summer quarter) and guzle-küzdöö (autumn quarter) building their lives depending on the four seasons. Migration is an interesting natural everlasting process. It provides people a mobile way of life and the opportunity of living in permanent change. Some people turned it into their cultural heritage; others use it as their survival strategy. Turkic-rooted peoples are among those who turned it into their culture and diversify the tradition of migration in terms of seasons, altitude, distance, etc. This article focuses on traditional seasonal migration to summer quarter where comparative analysis of common beliefs, understandings and practices during the seasonal migration to summer quarter is given. Mainly based on ethnographic and folkloric oral data as
Anthropology of East Europe Review, Dec 17, 2014
Gazi Akademik Bakış, 2012
This article focuses on traditional calendar of Kyrgyz nomads. Because, this traditional calendar... more This article focuses on traditional calendar of Kyrgyz nomads. Because, this traditional calendar has some differences from calendars of other Turkic rooted nations since it mainly created basing on game animals, and the period of hunting. Within this context, there particularly emphasizes the role of nomadic way of life of Kyrgyz people in the formation of the months names and the calendar itself. There also put forwarded numerous of samples that exemplifies close relationship of nomads with environment and their strong harmony with the nature.
From Globalization to Regionalization and Localization: İnstitutions, Processes, Policies and Strategies, 2017
This paper focuses on the reproductive four-seasonal cycling tradition of pre-Soviet Kyrgyz pasto... more This paper focuses on the reproductive four-seasonal cycling tradition of pre-Soviet Kyrgyz pastoralism in the case of patrilineal descent groups in Kurtka location and Son Köl pastureland in Naryn Province, Kyrgyzstan. Reconsidering archival and oral materials, it conceptually re-theorizes whole Kyrgyz seasonal cycling. It argues that the summer quarters "zhailo" in nomadic cycling were ‘core contact zones’ for whole clan-based Kyrgyz community in pre-Soviet time whereas, the other winter, spring and autumn quarters remained in the margins.
The Soviet Union was established in about 1920, but due to large-scale processes such as collecti... more The Soviet Union was established in about 1920, but due to large-scale processes such as collectivization, World War II, and their negative consequences, the transitional period that followed the establishment was extended to the late 1950s. Rapid Soviet modernization through the liquidation of local traditions was in many places just a show. This essay focusing on local practices argues that the Soviet economy in rural Kyrgyz Republic was created through the interaction between the state and local kin-ship relations. Moreover, where the Soviet class system was weak in rural areas in particular, kinship relations worked instead. Based mainly on freshly obtained em-piric materials from a village in Kyrgyzstan, this article displays the mechanism of how the kinship and the state created an economy in the context of the Soviet rural areas .
Аbstract The article presents the comparative analysis of the traditional seasonal migrations of... more Аbstract
The article presents the comparative analysis of the traditional seasonal migrations of the Kyrgyz pastoralists and Anatolian Yörüks at the beginning of 20th century. As it is known, the basic livelihood of pastoralists was their herds such as sheep, goat, cow, horse, camel, etc. To provide pastures for these animals pastoralists lived migrating among the seasonal quarters, so-called kyshla - kyshtoo (winter quarter), iazla - zhazdoo (spring quarter), iaila - zhailoo (summer quarter) and guzle-küzdöö (autumn quarter) building their lives depending on the four seasons. Migration is an interesting natural everlasting process. It provides people a mobile way of life and the opportunity of living in permanent change. Some people turned it into their cultural heritage; others use it as their survival strategy. Turkic-rooted peoples are among those who turned it into their culture and diversify the tradition of migration in terms of seasons, altitude, distance, etc. This article focuses on traditional seasonal migration to summer quarter where comparative analysis of common beliefs, understandings and practices during the seasonal migration to summer quarter is given. Mainly based on ethnographic and folkloric oral data as well as on some archival written sources, this article comes up with two basic argumentations: First, in early XX century the event of traditional seasonal migration to summer quarter was the biggest festival celebration in the world of many Turkic-rooted societies. Second, although it is widely considered that the Turkic-rooted peoples traditionally bear patriarchal structure of society, the women had important positions in many public events; it’s a matter of fact that the event of traditional seasonal migrations was always led by a woman.
Key words: Kyrgyz pastoralism, Anatolian Yörüks, seasonal migrations, traditional movements, migration to summer quarter, woman in nomadic societies, spring quarter, summer camp.
Öz
Bu makale, yüzyıllardan beri Tanrı Dağları’nda yaşamakta olan Kırgız konargöçerleri ile Anadolu Yörüklerinin XX. yüzılın başlarındaki geleneksel yayla göçlerini karşılaştırmalı olarak analiz eder. Bilindiği gibi, Türk kökenli her iki konar-göçer halkın temel geçim kaynakları hayvanlarıydı. Dolayısıyla bunlara otlak bulmak amacıyla (kışın kışla-kıştoo, baharda yazla-cazdoo, yazın yayla-cayloo ve sonbaharda ise güzle-küzdöö olmak üzere) dört mevsime göre farklı mekânlara göç ederek yaşıyorlardı. Göç ilginç ve durmak bilmeyen bir doğal süreçtir. Kimi bu süreci kültürel varlığa dönüştürmüşken, kimi geçinmek veya varlığını sürdürmek için bu sürece baş vurmuştur. Türk halkları da göçü kültüre dönüştüren ve onu gelenekselleştirerek yaşatanlar arasındadır. Bunun ilk nedeni, göç olayı veya göç ederek yaşama onlara hareketli bir hayat tarzı; hareketlilikle birlikte de daimi değişim içinde yaşama imkânı sağlamıştır. Göç ederek yaşayan toplumlar da göçlerini farklı rakım, iklim ve mesafelere göre çeşitlendirmişlerdir. Bu makalede, konunun sadece yayla göçü kısmı ele alındı ve Türk halklarının ortak inançları, anlayışları, benzer uygulamaları, göç esnasındaki hiyerarşik yapı, cinsler arası denge ve statü gibi konuları karşılaştırmalı olarak incelendi. Malzeme ve metot olarak yazılı kaynaklar da kullanılmakla birlikte, konu daha ziyâde folklorik ve etnografik sözlü malzemeler ışığında işlendi. Çalışmamız iki temel hipoteze dayanmaktadır: Birincisi, konargöçer geçmişe sahip birçok Kırgız, Türk ve Kazak gibi Türk kökenli kavimler arasındaki geleneksel yaylaya göç hâdisesi, konar-göçerler dünyasının en büyük bayramı idi. İkinci olarak, her ne kadar ata-erkil bir yapıya ve anlayışa sahip olduğu kabul edilse de, Türk kavimleri arasında kadının çok mühim bir yeri vardı; nitekim tipik bir bayram havasında gerçekleştirilen bu gibi göçlerin başını her zaman kadın çekerdi.
Anahtar Kelimeler: Kırgız göçebeleri, Anadolu Yörükleri, mevsimlik göç, geleneksel göç, yaylaya göç, göçebelerde kadın, yazla ve yayla.
deriden ve yünden ip yapım teknikleri
Makalede, Kırgız konar göçerleri arasında hayvancılık kültürü çerçevesindeki at kesme âdeti ele a... more Makalede, Kırgız konar göçerleri arasında hayvancılık kültürü çerçevesindeki at kesme âdeti ele alınır. Atın kesilmesi ile ortaya çıkan atın beden parçaları ile ilgili kullanılan terimler, teknik yaklaşımlar ve anlayışlar, Hun ve Göktürk devirlerine kadar indiği Kırgızistanda yapılan arkeolojik kazılardan ortaya çıkmaktadır.
Konu Türk kökenli kavimlere has at ile ilgili ortak kültürel unsurları içermesi ve çalışmanın sözlü bilgilere dayanarak ele alınması bakımından önemlidir.
Bu makale, bugün Tanrı Dağlarının eteklerinde ve yakın çevresinde yerleşmiş bulunan Kırgız Türkle... more Bu makale, bugün Tanrı Dağlarının eteklerinde ve yakın çevresinde yerleşmiş bulunan Kırgız Türklerinin insan, hayvan ve tabiat arasında oluşmuş üçlü ilişki ağının bir sonucu olarak ortaya çıkan mitolojik dünyasına odaklaşır. Bir başka ifade ile Kırgızların konargöçer hayat tarzlarındaki asıl ekonomik dayanakları olan hayvanlarla kurulan manevi bağlar ve elleri altında bulunan her çeşit hayvanın koruyucuları olarak kabul edilen mitolojik varlıklarla ilgili inançları hakkında bilgi vermeye çalışır. Makalede, yazılı arşiv belgelerinin yanı sıra kırsal kesimde yaşayan insanların verdiği şifahi bilgilere de yoğun olarak yer verilmiştir.
Bu makale, Kırgız Türklerinin geleneksel takvimi üzerine odaklaşır. Zira Kırgız takvimi diğer Tür... more Bu makale, Kırgız Türklerinin geleneksel takvimi üzerine odaklaşır. Zira Kırgız takvimi diğer Türk kavimli milletlerdeki takvimlerden biraz da olsa farklılık göstererek takvimlerini av hayvanlarına ve avcılık zamanına göre oturtmuşlardır. Bunların yanında takvimin ortaya çıkmasında ve takvim içindeki ay adlarının oluşmasında Kırgız konargöçer hayat tarzının da etkin rol oynadığı vurgulanır ve makalenin genelinde konargöçerlerin çevre ile olan ilişkileri ve doğa ile olan ahengini örnekleyen fikirlere de çok yer verilir
Until the end of the 1980s, the vision of the now for the Kyrgyz pastoralists was elaborated in t... more Until the end of the 1980s, the vision of the now for the Kyrgyz pastoralists was elaborated in the framework of an omnipresent state. The running of herds over mountain pastures was organized by state entities (kolkhozes and sovkhozes) and the great majority of animals were effectively state-owned. The state system maintained roads and vehicles for livestock transport, the provision of veterinary services, and the marketing of wool and meat, as well as the provision for the other needs of Kyrgyz pastoralists’ livelihoods. Today, the pastoral landscape is scattered with the ruins of large livestock shelters, the doors and roofs of which have been pilfered for the needs of a much more small-scale, privately organized economy. As ownership of livestock and machinery passed to private hands in the mid-1990s, there was initially a catastrophic collapse of livestock herding as a basis of livelihood for most herders. As communities sought to reconstruct their future in the absence of the reliable state, their sense of belonging shifted from state entities to traditional concepts of relatedness remembered from their primordial past. Yet while the initial privatization was organized on the premise that collectivities based on extended kinship would replace the state organization, this proved unworkable in many ways. Such collectivities then fragmented and livelihoods became organized around families in the narrower sense. Thus, in a twenty year period, Kyrgyz herders have shifted from relying on the state organization of their lives, to an unstable primordial kinship, and now to a new set of orienting principles which hinge on complex assessments of what can assure the future. In this paper, based on fieldwork in Narïn Province, we will examine how these transformations have taken place in pastoral livelihoods, as well as the challenges that have emerged in this environment of rapidly changing belonging in relation to livelihoods, kinship and the state.
International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2019
ĠletiĢim disiplin olarak kiĢilerarası iletiĢimi önsel iletiĢim olarak tanımlar. Topluluksal ve te... more ĠletiĢim disiplin olarak kiĢilerarası iletiĢimi önsel iletiĢim olarak tanımlar. Topluluksal ve teknolojik geliĢmelerin ardından da örgütsel, toplumsal ve kitle iletiĢim boyutuna eğilir. Bu makalede de bu dört boyutta iletiĢimi sağlamanın yolları ve geliĢimi üzerinde bir açılım yer almaktadır. Hatta bu boyutların ötesinde insanın doğanın bir parçası olarak kendini keĢfediĢ yolculuğunda doğayı izlemesi, anlamaya çalıĢması, nasıl bir sistem içinde yer aldığını kavramaya çalıĢması çabası ilk önsel iletiĢim olarak değerlendirilmiĢ ve de insanın bulunduğu yer ve ortam (mekân) çerçevesinde, haberleĢme bağlamında iletiĢimsel incelemeye odaklanılmıĢtır. Daha önceki incelemelerin dıĢında alan yazına farklı bir katkı sağlamak, tarihi bir profil ortaya koymak amacıyla, çalıĢmada insanlar arası iletiĢim ve haberleĢme "yöne göre haberleĢme" ve "yola göre haberleĢme" olmak üzere iki ayrı kategoride araĢtırılmıĢtır. Söz konusu kategorisel ayrımın oluĢum ve geliĢimi de Türk dünyası çerçevesinde değerlendirmeye alınmıĢtır. Hem Orta Asya Türkleri hem Anadolu Türkleri olarak Osmanlı Devleti"ndeki yapısal durum ve farklılıklar betimsel teknik aracılığıyla incelemeye dâhil edilmiĢtir. Sonuç olarak, Türk dünyasında haberleĢmede önceliğin güvenlik olduğu, tarih boyunca Türk topluluklarının dıĢ tehdit ve tehlikelere karĢı haberleĢmenin dolayısıyla iletiĢimin güvenli sağlanabilmesi için tüm çevresel kaynaklardan yararlanmaya çalıĢtığı anlaĢılmıĢtır.
MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2016
Bu makale, yüzyıllardan beri Tanrı Dağları"nda yaĢamakta olan Kırgız konar-göçerleri ile Anadolu ... more Bu makale, yüzyıllardan beri Tanrı Dağları"nda yaĢamakta olan Kırgız konar-göçerleri ile Anadolu Yörüklerinin XX. yüzılın baĢlarındaki geleneksel yayla göçlerini karĢılaĢtırmalı olarak analiz eder. Bilindiği gibi, Türk kökenli her iki konar-göçer halkın temel geçim kaynakları hayvanlarıydı. Dolayısıyla bunlara otlak bulmak amacıyla (kıĢın kıĢla-kıştoo, baharda yazlacazdoo, yazın yayla-cayloo ve sonbaharda ise güzle-küzdöö olmak üzere) dört mevsime göre farklı mekânlara göç ederek yaĢıyorlardı. Göç ilginç ve durmak bilmeyen bir doğal süreçtir. Kimi bu süreci kültürel varlığa dönüĢtürmüĢken, kimi geçinmek veya varlığını sürdürmek için bu sürece baĢ vurmuĢtur. Türk halkları da göçü kültüre dönüĢtüren ve onu gelenekselleĢtirerek yaĢatanlar arasındadır. Bunun ilk nedeni, göç olayı veya göç ederek yaĢama onlara hareketli bir hayat tarzı; hareketlilikle birlikte de daimi değiĢim içinde yaĢama imkânı sağlamıĢtır. Göç ederek yaĢayan toplumlar da göçlerini farklı rakım, iklim ve mesafelere göre çeĢitlendirmiĢlerdir. Bu makalede, konunun sadece yayla göçü kısmı ele alındı ve Türk halklarının ortak inançları, anlayıĢları, benzer uygulamaları, göç esnasındaki hiyerarĢik yapı, cinsler arası denge ve statü gibi konuları karĢılaĢtırmalı olarak incelendi. Malzeme ve metot olarak yazılı kaynaklar da kullanılmakla birlikte, konu daha ziyâde folklorik ve etnografik sözlü malzemeler ıĢığında iĢlendi. ÇalıĢmamız iki temel hipoteze dayanmaktadır: Birincisi, konargöçer geçmiĢe sahip birçok Kırgız, Türk ve Kazak gibi Türk kökenli kavimler arasındaki geleneksel yaylaya göç hâdisesi, konar-göçerler dünyasının en büyük bayramı idi. Ġkinci olarak, her ne kadar ata-erkil bir yapıya ve anlayıĢa sahip olduğu kabul edilse de, Türk kavimleri arasında kadının çok mühim bir yeri vardı; nitekim tipik bir bayram havasında gerçekleĢtirilen bu gibi göçlerin baĢını her zaman kadın çekerdi. Anahtar Kelimeler: Kırgız göçebeleri, Anadolu Yörükleri, mevsimlik göç, geleneksel göç, yaylaya göç, göçebelerde kadın, yazla ve yayla. Traditional Seasonal Migration: The case of Kyrgyz and Anatolian Pastoralism in Early XXth Century Аbstract The article presents the comparative analysis of the traditional seasonal migrations of the Kyrgyz pastoralists and Anatolian Yörüks at the beginning of 20th century. As it is known, the basic livelihood of pastoralists was their herds such as sheep, goat, cow, horse, camel, etc. To provide pastures for these animals pastoralists lived migrating among the seasonal quarters, socalled kyshla-kyshtoo (winter quarter), iazla-zhazdoo (spring quarter), iaila-zhailoo (summer quarter) and guzle-küzdöö (autumn quarter) building their lives depending on the four seasons. Migration is an interesting natural everlasting process. It provides people a mobile way of life and the opportunity of living in permanent change. Some people turned it into their cultural heritage; others use it as their survival strategy. Turkic-rooted peoples are among those who turned it into their culture and diversify the tradition of migration in terms of seasons, altitude, distance, etc. This article focuses on traditional seasonal migration to summer quarter where comparative analysis of common beliefs, understandings and practices during the seasonal migration to summer quarter is given. Mainly based on ethnographic and folkloric oral data as
Anthropology of East Europe Review, Dec 17, 2014
Gazi Akademik Bakış, 2012
This article focuses on traditional calendar of Kyrgyz nomads. Because, this traditional calendar... more This article focuses on traditional calendar of Kyrgyz nomads. Because, this traditional calendar has some differences from calendars of other Turkic rooted nations since it mainly created basing on game animals, and the period of hunting. Within this context, there particularly emphasizes the role of nomadic way of life of Kyrgyz people in the formation of the months names and the calendar itself. There also put forwarded numerous of samples that exemplifies close relationship of nomads with environment and their strong harmony with the nature.
From Globalization to Regionalization and Localization: İnstitutions, Processes, Policies and Strategies, 2017
This paper focuses on the reproductive four-seasonal cycling tradition of pre-Soviet Kyrgyz pasto... more This paper focuses on the reproductive four-seasonal cycling tradition of pre-Soviet Kyrgyz pastoralism in the case of patrilineal descent groups in Kurtka location and Son Köl pastureland in Naryn Province, Kyrgyzstan. Reconsidering archival and oral materials, it conceptually re-theorizes whole Kyrgyz seasonal cycling. It argues that the summer quarters "zhailo" in nomadic cycling were ‘core contact zones’ for whole clan-based Kyrgyz community in pre-Soviet time whereas, the other winter, spring and autumn quarters remained in the margins.
The Soviet Union was established in about 1920, but due to large-scale processes such as collecti... more The Soviet Union was established in about 1920, but due to large-scale processes such as collectivization, World War II, and their negative consequences, the transitional period that followed the establishment was extended to the late 1950s. Rapid Soviet modernization through the liquidation of local traditions was in many places just a show. This essay focusing on local practices argues that the Soviet economy in rural Kyrgyz Republic was created through the interaction between the state and local kin-ship relations. Moreover, where the Soviet class system was weak in rural areas in particular, kinship relations worked instead. Based mainly on freshly obtained em-piric materials from a village in Kyrgyzstan, this article displays the mechanism of how the kinship and the state created an economy in the context of the Soviet rural areas .
Аbstract The article presents the comparative analysis of the traditional seasonal migrations of... more Аbstract
The article presents the comparative analysis of the traditional seasonal migrations of the Kyrgyz pastoralists and Anatolian Yörüks at the beginning of 20th century. As it is known, the basic livelihood of pastoralists was their herds such as sheep, goat, cow, horse, camel, etc. To provide pastures for these animals pastoralists lived migrating among the seasonal quarters, so-called kyshla - kyshtoo (winter quarter), iazla - zhazdoo (spring quarter), iaila - zhailoo (summer quarter) and guzle-küzdöö (autumn quarter) building their lives depending on the four seasons. Migration is an interesting natural everlasting process. It provides people a mobile way of life and the opportunity of living in permanent change. Some people turned it into their cultural heritage; others use it as their survival strategy. Turkic-rooted peoples are among those who turned it into their culture and diversify the tradition of migration in terms of seasons, altitude, distance, etc. This article focuses on traditional seasonal migration to summer quarter where comparative analysis of common beliefs, understandings and practices during the seasonal migration to summer quarter is given. Mainly based on ethnographic and folkloric oral data as well as on some archival written sources, this article comes up with two basic argumentations: First, in early XX century the event of traditional seasonal migration to summer quarter was the biggest festival celebration in the world of many Turkic-rooted societies. Second, although it is widely considered that the Turkic-rooted peoples traditionally bear patriarchal structure of society, the women had important positions in many public events; it’s a matter of fact that the event of traditional seasonal migrations was always led by a woman.
Key words: Kyrgyz pastoralism, Anatolian Yörüks, seasonal migrations, traditional movements, migration to summer quarter, woman in nomadic societies, spring quarter, summer camp.
Öz
Bu makale, yüzyıllardan beri Tanrı Dağları’nda yaşamakta olan Kırgız konargöçerleri ile Anadolu Yörüklerinin XX. yüzılın başlarındaki geleneksel yayla göçlerini karşılaştırmalı olarak analiz eder. Bilindiği gibi, Türk kökenli her iki konar-göçer halkın temel geçim kaynakları hayvanlarıydı. Dolayısıyla bunlara otlak bulmak amacıyla (kışın kışla-kıştoo, baharda yazla-cazdoo, yazın yayla-cayloo ve sonbaharda ise güzle-küzdöö olmak üzere) dört mevsime göre farklı mekânlara göç ederek yaşıyorlardı. Göç ilginç ve durmak bilmeyen bir doğal süreçtir. Kimi bu süreci kültürel varlığa dönüştürmüşken, kimi geçinmek veya varlığını sürdürmek için bu sürece baş vurmuştur. Türk halkları da göçü kültüre dönüştüren ve onu gelenekselleştirerek yaşatanlar arasındadır. Bunun ilk nedeni, göç olayı veya göç ederek yaşama onlara hareketli bir hayat tarzı; hareketlilikle birlikte de daimi değişim içinde yaşama imkânı sağlamıştır. Göç ederek yaşayan toplumlar da göçlerini farklı rakım, iklim ve mesafelere göre çeşitlendirmişlerdir. Bu makalede, konunun sadece yayla göçü kısmı ele alındı ve Türk halklarının ortak inançları, anlayışları, benzer uygulamaları, göç esnasındaki hiyerarşik yapı, cinsler arası denge ve statü gibi konuları karşılaştırmalı olarak incelendi. Malzeme ve metot olarak yazılı kaynaklar da kullanılmakla birlikte, konu daha ziyâde folklorik ve etnografik sözlü malzemeler ışığında işlendi. Çalışmamız iki temel hipoteze dayanmaktadır: Birincisi, konargöçer geçmişe sahip birçok Kırgız, Türk ve Kazak gibi Türk kökenli kavimler arasındaki geleneksel yaylaya göç hâdisesi, konar-göçerler dünyasının en büyük bayramı idi. İkinci olarak, her ne kadar ata-erkil bir yapıya ve anlayışa sahip olduğu kabul edilse de, Türk kavimleri arasında kadının çok mühim bir yeri vardı; nitekim tipik bir bayram havasında gerçekleştirilen bu gibi göçlerin başını her zaman kadın çekerdi.
Anahtar Kelimeler: Kırgız göçebeleri, Anadolu Yörükleri, mevsimlik göç, geleneksel göç, yaylaya göç, göçebelerde kadın, yazla ve yayla.
deriden ve yünden ip yapım teknikleri
Makalede, Kırgız konar göçerleri arasında hayvancılık kültürü çerçevesindeki at kesme âdeti ele a... more Makalede, Kırgız konar göçerleri arasında hayvancılık kültürü çerçevesindeki at kesme âdeti ele alınır. Atın kesilmesi ile ortaya çıkan atın beden parçaları ile ilgili kullanılan terimler, teknik yaklaşımlar ve anlayışlar, Hun ve Göktürk devirlerine kadar indiği Kırgızistanda yapılan arkeolojik kazılardan ortaya çıkmaktadır.
Konu Türk kökenli kavimlere has at ile ilgili ortak kültürel unsurları içermesi ve çalışmanın sözlü bilgilere dayanarak ele alınması bakımından önemlidir.
Bu makale, bugün Tanrı Dağlarının eteklerinde ve yakın çevresinde yerleşmiş bulunan Kırgız Türkle... more Bu makale, bugün Tanrı Dağlarının eteklerinde ve yakın çevresinde yerleşmiş bulunan Kırgız Türklerinin insan, hayvan ve tabiat arasında oluşmuş üçlü ilişki ağının bir sonucu olarak ortaya çıkan mitolojik dünyasına odaklaşır. Bir başka ifade ile Kırgızların konargöçer hayat tarzlarındaki asıl ekonomik dayanakları olan hayvanlarla kurulan manevi bağlar ve elleri altında bulunan her çeşit hayvanın koruyucuları olarak kabul edilen mitolojik varlıklarla ilgili inançları hakkında bilgi vermeye çalışır. Makalede, yazılı arşiv belgelerinin yanı sıra kırsal kesimde yaşayan insanların verdiği şifahi bilgilere de yoğun olarak yer verilmiştir.
Bu makale, Kırgız Türklerinin geleneksel takvimi üzerine odaklaşır. Zira Kırgız takvimi diğer Tür... more Bu makale, Kırgız Türklerinin geleneksel takvimi üzerine odaklaşır. Zira Kırgız takvimi diğer Türk kavimli milletlerdeki takvimlerden biraz da olsa farklılık göstererek takvimlerini av hayvanlarına ve avcılık zamanına göre oturtmuşlardır. Bunların yanında takvimin ortaya çıkmasında ve takvim içindeki ay adlarının oluşmasında Kırgız konargöçer hayat tarzının da etkin rol oynadığı vurgulanır ve makalenin genelinde konargöçerlerin çevre ile olan ilişkileri ve doğa ile olan ahengini örnekleyen fikirlere de çok yer verilir
Until the end of the 1980s, the vision of the now for the Kyrgyz pastoralists was elaborated in t... more Until the end of the 1980s, the vision of the now for the Kyrgyz pastoralists was elaborated in the framework of an omnipresent state. The running of herds over mountain pastures was organized by state entities (kolkhozes and sovkhozes) and the great majority of animals were effectively state-owned. The state system maintained roads and vehicles for livestock transport, the provision of veterinary services, and the marketing of wool and meat, as well as the provision for the other needs of Kyrgyz pastoralists’ livelihoods. Today, the pastoral landscape is scattered with the ruins of large livestock shelters, the doors and roofs of which have been pilfered for the needs of a much more small-scale, privately organized economy. As ownership of livestock and machinery passed to private hands in the mid-1990s, there was initially a catastrophic collapse of livestock herding as a basis of livelihood for most herders. As communities sought to reconstruct their future in the absence of the reliable state, their sense of belonging shifted from state entities to traditional concepts of relatedness remembered from their primordial past. Yet while the initial privatization was organized on the premise that collectivities based on extended kinship would replace the state organization, this proved unworkable in many ways. Such collectivities then fragmented and livelihoods became organized around families in the narrower sense. Thus, in a twenty year period, Kyrgyz herders have shifted from relying on the state organization of their lives, to an unstable primordial kinship, and now to a new set of orienting principles which hinge on complex assessments of what can assure the future. In this paper, based on fieldwork in Narïn Province, we will examine how these transformations have taken place in pastoral livelihoods, as well as the challenges that have emerged in this environment of rapidly changing belonging in relation to livelihoods, kinship and the state.