Zerrin Ozergin Coskun | Recep Tayyip Erdogan University-Turkey (original) (raw)
Papers by Zerrin Ozergin Coskun
Challenges in Rhinology, 2020
The title may have changed, but the situation is fundamentally the same as it was in 1960, as sho... more The title may have changed, but the situation is fundamentally the same as it was in 1960, as shown by the quotation above. Emerging viral infections continue to infect humans, some threaten human life today, but what about in the future? By its very nature as the passage by which air can enter the body, the upper respiratory tract is exposed to all manner of pathogens as well as polluting agents. Acute upper respiratory tract infection (URTI) refers to a transmissible infection of the upper respiratory tract, consisting of the nose, nasopharynx, pharynx, hypopharynx and larynx, and is a universal experience, despite decades of research. The range of pathogens covers many viruses and bacteria. The common cold, caused by multiple different viruses, is the most familiar acute infective disorder affecting the upper airway, although other infections can also produce sinusitis, pharyngitis, epiglottitis and tracheobronchitis.
American Journal of Rhinology & Allergy, 2016
BackgroundAllergen immunotherapy (AIT) leads to the production of antiallergen immunoglobulin (Ig... more BackgroundAllergen immunotherapy (AIT) leads to the production of antiallergen immunoglobulin (IgG) or “blocking antibody” in the serum and an increase in antiallergen IgG and IgA in nasal secretions. There is also a decrease in the usual rise in antiallergen IgE that occurs after the pollen season.MethodsIn this paper, mechanisms of action of allergen immunotherapy is reviewed.ResultsRegulatory T (Treg) cells and their cytokines, primarily interleukin (IL) 10 and transforming growth factor beta, suppress T-helper type 2 immune responses and control allergic diseases in many ways. AIT induces a shift in the proportion of IL-4–secreting T-helper type 2 cells in favor of IL-10-secreting inducible Treg cells specific for the same allergenic epitope that increases in number and function. Different types of inducible Treg control several facets of allergic inflammation. There are two main types of immunotherapy: subcutaneous immunotherapy and sublingual immunotherapy. Subcutaneous immuno...
ENT Updates, 2017
Allergic rhinitis (AR) is a chronic inflammatory and IgEdependent disease of the upper respirator... more Allergic rhinitis (AR) is a chronic inflammatory and IgEdependent disease of the upper respiratory tract, especially involving nasal mucosa. Various mediators, cells, and the interaction between vascular structures and glands are responsible for the development of the clinical picture. [1] Nitric oxide (NO) was first described in 1982 by two inves
Journal of Experimental & Clinical Medicine, 2016
It was aimed to establish which identifiable variables for an idiopathic sudden sensorineural hea... more It was aimed to establish which identifiable variables for an idiopathic sudden sensorineural hearing loss (ISSHL) have a prognostic value in the hearing recovery. Patients hospitalized with diagnosis of ISSHL and treated in our clinic between 2009 and 2013 were evaluated retrospectively. Individuals received the same treatment were classified into two groups after a month from diagnosis by a pure tone audiogram regarding Siegel’s criteria. Effect of patient’s age, gender, side of ear, degree of hearing loss, patterns of initial pure-tone audiogram, comorbidities such as systemic diseases, time of initial treatment, contralateral ear hearing, presence of vestibular symptoms and tinnitus on the prognosis of ISSHL was evaluated in this study. Eighty two patients (46 male, 36 female, mean age 47.9, age ranging between 21 and 85) were included in this study. Hearing recovery was observed in 50 patients (61%). Recovery rate was significantly better in patients less than 60 years and rece...
Nazal gliomlar heterotropik glial dokudan olusan, nadir gorulen, kongenital benign orta hat tumor... more Nazal gliomlar heterotropik glial dokudan olusan, nadir gorulen, kongenital benign orta hat tumorleridir. Diger intranazal tumorlere benzer sekilde burun tikanikligi, burun akintisi ve burun kanamasi gibi semptomlari vardir. Tek tedavi secenegi cerrahi eksizyondur. Fakat cerrahisi cok dikkatli yapilmalidir. Cunku tumor nuksu cok sik karsilasilan bir durumdur. Ayrica intrakraniyal uzanimi olan vakalarda olumcul seyredebilen postoperatif menenjit ortaya cikabilir. Bu yazida biri dokuz aylik, digeri ise on uc aylikken transnazal cerrahi tedavi uygulanan iki nazal gliom vakasinin klinik ve tedavi ozelliklerinin sunulmasi lanmistir.
Amac: Bu calismanin amaci duyusal modulasyon bozukluguna yol acan migren hastaligi olan kisilerde... more Amac: Bu calismanin amaci duyusal modulasyon bozukluguna yol acan migren hastaligi olan kisilerde isitme sistemi reseksi olcumunde kullanilan bir test olan kontralateral otoakustik supresyon testinin sonuclarinin degerlendirilmesidir. Yontem: Calismaya noroloji poliklinigine basvuran, Uluslararasi Basagrisi Dernegi’nin 2004 yili kriterlerine gore migren tanisi alan ve vestibuler sikayeti olmayan gonullu migren hastalari ve saglikli gonulluler dahil edildi. Butun gonullulere tam otolojik muayene, saf ses odyometri testi yapildi. Bilateral otoakustik emisyon yaniti alinan 30 gonullu migren hastasi ve karsilastirma icin yas ve cinsiyet ozellikleri gonullu hasta grubuna benzeyen 30 saglikli gonullu calismaya dahil edildi. Calismaya dahil edilen gonullulere kontralateral 50 dB SPL genis bant gurultu ile maske yapilarak 65 dB click uyaran ile maskeli ve maskesiz otoakustik emisyon olcumleri yapildi. Her iki gruptan elde edilen veriler karsilastirildi. Bulgular: Saglikli gonullulerin deger...
Journal of Clinical and Analytical Medicine
Amaç: Manyetik rezonans (MR) temelli uyku çalışmalarında hava yolu elemanlarının hareket bozukluğ... more Amaç: Manyetik rezonans (MR) temelli uyku çalışmalarında hava yolu elemanlarının hareket bozukluğunun uyku apnesiyle ilişkili olduğu gösterilmiştir. Hava yolu obstrüksyonunun belirlenmesi ve tedavinin planlanmasında yüksek kaliteli hava yolu görüntülerinin elde olması zorunludur. Bizim bu çalışmadaki amacımız MR ile belirlemiş yumuşak damak ve uvula volümlerinin uyku apnesinin varlığı ve derecesi ile ilişksini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çeşitli nedenlerle polisomnografi ve MR istenmiş hastaların incelenmesi sonucunda hafif uyku apnesi olan 30 hasta ve ciddi uyku apnesi saptanan 30 hasta çalışmaya alındı. Kontrol grubu olarak da MR çekilmiş ve horlama vb semptomu olmayan 30 hasta belirlendi. Yumuşak damak ve uvula volümleri T2 sagittal plan görüntülerinden Multiplanar Reformat (MPR) Roy free ölçüm tekniği ile belirlendi. Bulgular: Hafif uyku apnesi olanların ortalama yumuşak doku ve uvula volümleri 8,49±2,37 cm3, ciddi uyuku apnesi olanların 11,29±4,22 cm3 olarak belirlenirken kontrol grubunun ise 6,42±2,23 cm3 olarak saptandı. Bu sonuçlarla hem hafif ve ciddi uyku apnesi olanlar hem de bu gruplarla kontrol grubu arasında istatistiksel anlamlılığa ulaşan farlılık izlendi (p<0,05). Tartışma: Bu çalışmanın sonuçlarına göre MR ile belirlenmiş yumuşak damak ve uvula volümleri uyku apnesi tanısı ve şiddetinin belirlemenmesinde kullanılabilir.
International Archives of Otorhinolaryngology
Introduction the otological evaluation is highly significant in those branches of medicine in whi... more Introduction the otological evaluation is highly significant in those branches of medicine in which the general evaluation of the patient is conducted by general practitioners and pediatricians. Objectives To investigate the otologic findings and their incidences in the sample, which consisted of patients who presented to the pediatric outpatient clinic with non-otologic complaints. Methods Patients, aged between 2 and 16 years, who had neither otorhinolaryngological complaints nor history of surgery by the otolaryngology (ear, nose and throat, ENT) department were included in the present study. The findings detected in the external auditory system and in the tympanic membranes as well as the otorhinolaryngologists' otologic examination findings of the referred patients were recorded from the files of each patient along with the applied medical and surgical treatments, and diagnostic investigations. Results Of a total of 973 patients evaluated, 129 (13.2%) were referred to the E...
Journal of Clinical and Analytical Medicine
Bu çalışmada üçüncü basamak bir sağlık kuruluşu olan hastanemize bir yıl içerisinde epistaksis ne... more Bu çalışmada üçüncü basamak bir sağlık kuruluşu olan hastanemize bir yıl içerisinde epistaksis nedeni ile başvuran hastaların etyolojik, klinik ve demografik özellikleri ile uygulanan tedavi yöntemlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya bir yıl içerisinde (1 Aralık 2014-1 Aralık 2015) Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Kliniği'ne acil servisten konsültasyon istenerek veya direkt olarak başvuran ve hastanemiz bilgi kayıt sisteminde epistaksis tanısı konulan 589 hastadan kayıtlarında eksiklik tespit edilemeyen 558 hasta dahil edildi ve verileri retrospektif olarak incelendi. Etiyolojik faktörler, klinik özellikleri ve tedavi yaklaşımları incelendi. Bulgular: Epistaksis etiyolojisinde en sık üç faktör olarak travma, kardiyovasküler hastalıklar ve alerjik rinit tespit edildi..Başvuru esnasında aktif kanaması olan hasta sayısı 114 (% 20.4) iken aktif kanaması olmayan hasta sayısı 444 (% 79.6) olarak bulundu. Değerlendirilen hasta grubunda 24 hasta (% 4.3) yatırılarak tedavi edilirken, 534 (% 95.7) hasta ayaktan tedavi edidi. Yatan hastaların ortalama yatış süresi ise 6 gün (3-23gün) olarak tespit edildi. Tartışma: Epistaksis hastalarında her ne kadar büyük bir kısmında kanama kendiliğinden sınırlansada düşük orandada olsa hayati tehdit edici sonuçlar görülebilir. Sunulan bu kesitsel çalışmanın kendi ülkemizdeki epistaksis etiyolojisinin değerlendirilmesi ve tedavisinin planlanması açısından literatüre katkı sağlayacağı kanaatindeyiz.
Kafkas Journal of Medical Sciences, 2016
Nasal glioma is a rare congenital benign midline tumor consisting of heterotropic glial tissue. S... more Nasal glioma is a rare congenital benign midline tumor consisting of heterotropic glial tissue. Similarly, to the other intranasal tumors it causes symptoms like nasal obstruction, rhinorrhea, and bleeding. The only treatment option is surgical excision. Since the tumor recurrence is a very common condition the surgery should be performed very carefully. In addition, in cases with intracranial extension fatal postoperative meningitis may occur. In this report, we aimed to present clinical and therapeutic features of the two cases of nasal glioma patient which were both treated by transnasal surgery at the age of nine months and thirteen months old.
ENT Updates, 2015
Özet: Vestibüler flikayeti olmayan migren hastalar›nda kontralateral otoakustik emisyon süpresyon... more Özet: Vestibüler flikayeti olmayan migren hastalar›nda kontralateral otoakustik emisyon süpresyonu Amaç: Bu çal›flman›n amac› duyusal modülasyon bozuklu¤una yol açan migren hastal›¤› olan kiflilerde iflitme sistemi refleksi ölçümünde kullan›lan bir test olan kontralateral otoakustik süpresyon testinin so-nuçlar›n›n de¤erlendirilmesidir. Yöntem: Çal›flmaya nöroloji poliklini¤ine baflvuran, Uluslararas› Ba-fla¤r›s› Derne¤i'nin 2004 y›l› kriterlerine göre migren tan›s› alan ve vestibüler flikayeti olmayan gönüllü migren hastalar› ve sa¤l›kl› gönüllüler dahil edildi. Bütün gönüllülere tam otolojik muayene, saf ses odyometri testi yap›ld›. Bilateral otoakustik emisyon yan›t› al›nan 30 gönüllü migren hastas› ve karfl›laflt›rma için yafl ve cinsiyet özellikleri gönüllü hasta grubuna benzeyen 30 sa¤l›kl› gönüllü çal›flmaya dahil edildi. Çal›flmaya dahil edilen gönüllülere kontralateral 50 dB SPL genifl bant gürültü ile maske yap›larak 65 dB click uyaran ile maskeli ve maskesiz otoakustik emisyon ölçümleri yap›ld›. Her iki gruptan elde edilen veriler karfl›laflt›r›ld›. Bulgular: Sa¤l›kl› gönüllülerin de¤erlendirilen 60 kula¤›n›n 40'›nda (%67) süpresyon testi pozitif olarak tespit edilirken migren hastalar›n›n de¤erlendirilen 60 kula¤›ndan 30'unda (%50) süpresyon testi pozitif olarak tespit edildi. Fakat süpresyon pozitifli¤i oranlar›nda ve süpresyon emisyon de¤erlerinde istatistiksel olarak anlaml› bir fark izlenmedi. ‹ki grup aras›nda istatistiksel olarak anlaml› bir fark olmasa da migrenli grupta kontralateral supresyon cevaplar›nda azalma izlendi. Sonuç: Vestibüler flikayeti olmayan migren hastalar›nda normal kiflilerle karfl›laflt›r›ld›¤›nda istatistiksel olarak anlaml› olmasa da kontralateral süpresyon cevaplar›nda bir azalma izlenmektedir. Daha büyük seri içeren yeni çal›flmalar ile kontralateral otoakustik emisyon testi vestibüler flikayeti olmayan migren hastalar›nda odyovestibüler flikayetlerin erken tan›s›nda kullanabilece¤i kanaatindeyiz.
Kulak burun boğaz …, 2004
Schwannomas are neurogenic tumors that arise from the Schwann cells of the nerve sheath. They are... more Schwannomas are neurogenic tumors that arise from the Schwann cells of the nerve sheath. They are benign, usually solitary, and encapsulated neoplasms. In this report, a 29-year-old woman with a complaint of painless swelling in the upper lip is presented. Computed ...
ENT Updates
Özet: Obstrüktif uyku apnesi tan›s›nda periferik arteriyel tonometrinin de¤erlendirilmesi Amaç: P... more Özet: Obstrüktif uyku apnesi tan›s›nda periferik arteriyel tonometrinin de¤erlendirilmesi Amaç: Periferik arteriyel tonometrinin (PAT), uyku monitörizasyonunda tafl›nabilir bir yöntem olarak kullan›m› k›smen yeni bir yöntemdir. Bu çal›flmada, PAT sonuçlar› ile polisomnografi (PSG) so-nuçlar›n›n karfl›laflt›r›lmas› ve obstrüktif uyku apnesi sendromu tan›-s›nda PAT'›n rolününün de¤erlendirilmesi amaçland›. Yöntem: Bu çal›flmaya KBB klini¤ine OSAS flikayetleri (gündüz uykululuk hali, horlama ve tan›kl› apne) ile baflvurmufl ve uyku monitörizasyonu PAT sistemi (WatchPAT 200 TM ; Itamar Medical Ltd., Caesarea, ‹srail) ile yap›lm›fl, daha sonra Gö¤üs Hastal›klar› Uyku La-boratuvar›nda kör olarak level 1 polisomnografi uygulanm›fl eriflkin hastalar dahil edildi. Bulgular: ‹ki farkl› zamanda yap›lm›fl uyku monitörizasyonunda apne hipopne indeksi (AHI) ve solunum bozuklu¤u indeksi (RDI) de¤erleri yüksek oranda korele idi (r=0.749, r=0.753; p<0.001). Oksijen desatürasyon indeksi (ODI) de¤eri ise çok yüksek oranda korele saptand› (r=0.861; p<0.001). Çal›flmaya dahil edilen hastalar›n AHI skorlar› PAT yöntemiyle ölçüldü¤ünde; hastalar›n %89.7'si OSAS için (AHI≥5) do¤ru tan› ald›; PAT testinde, RDI'ye göre yap›lan de¤erlendirmede (RDI≥5) OSAS tan›lar›n›n %100'ü do¤ru idi; PAT yöntemiyle yap›lan ölçümde AHI de¤eri için eflik de¤eri 15 olarak kabul edildi¤inde, duyarl›l›k %96.1 olarak oldukça yüksek bulundu. Sonuç: PAT ve PSG de¤erleri yüksek oranda korele idi. Bu durum PAT ile elde edilen sonuçlar›n tekrarlanabilirli¤inin de yüksek oldu-¤unu göstermifltir. Çal›flmam›z PAT'›n OSAS'da tarama testi olarak ve yüksek oranda OSAS flüphesi olan hasta grubunda kullan›labilece-¤ini göstermektedir.
International Journal of Clinical Practice
European Archives of Oto-Rhino-Laryngology
Journal of Craniofacial Surgery
European Archives of Oto-Rhino-Laryngology
European archives of oto-rhino-laryngology : official journal of the European Federation of Oto-Rhino-Laryngological Societies (EUFOS) : affiliated with the German Society for Oto-Rhino-Laryngology - Head and Neck Surgery, 2018
The aim of this prospective animal study is to investigate the influence of multiple administrati... more The aim of this prospective animal study is to investigate the influence of multiple administrations of macrocyclic ionic (gadoteric acid) and linear nonionic (gadodiamide) gadolinium-based contrast agents (GBCA) on submandibular gland tissue (SGT) of the rats. Twenty-four Sprague Dawley female rats were included the study. Group 1 was determined as a control group (n = 6). Group 2 was determined as saline group (n = 6). Group 3 was determined as Omniscan group (n = 6) and received only intraperitoneal (IP) 0.1 mmol (0.2 mL/kg)/kg gadodiamide for 8 days. Group 4 was determined as Dotarem group (n = 6) and received only IP 0.1 mmol (0.2 mL/kg)/mg/kg gadoteric acid daily for 8 days. On the 9th day of the administration, the rats were sedated with ketamine and xylazine through IP injection. The right SGT was removed after sedation. Histopathological and immunohistochemical changes in SGT were evaluated. The SGT of the Omniscan and Dotarem groups decreased SGT acini surface area, and se...
Challenges in Rhinology, 2020
The title may have changed, but the situation is fundamentally the same as it was in 1960, as sho... more The title may have changed, but the situation is fundamentally the same as it was in 1960, as shown by the quotation above. Emerging viral infections continue to infect humans, some threaten human life today, but what about in the future? By its very nature as the passage by which air can enter the body, the upper respiratory tract is exposed to all manner of pathogens as well as polluting agents. Acute upper respiratory tract infection (URTI) refers to a transmissible infection of the upper respiratory tract, consisting of the nose, nasopharynx, pharynx, hypopharynx and larynx, and is a universal experience, despite decades of research. The range of pathogens covers many viruses and bacteria. The common cold, caused by multiple different viruses, is the most familiar acute infective disorder affecting the upper airway, although other infections can also produce sinusitis, pharyngitis, epiglottitis and tracheobronchitis.
American Journal of Rhinology & Allergy, 2016
BackgroundAllergen immunotherapy (AIT) leads to the production of antiallergen immunoglobulin (Ig... more BackgroundAllergen immunotherapy (AIT) leads to the production of antiallergen immunoglobulin (IgG) or “blocking antibody” in the serum and an increase in antiallergen IgG and IgA in nasal secretions. There is also a decrease in the usual rise in antiallergen IgE that occurs after the pollen season.MethodsIn this paper, mechanisms of action of allergen immunotherapy is reviewed.ResultsRegulatory T (Treg) cells and their cytokines, primarily interleukin (IL) 10 and transforming growth factor beta, suppress T-helper type 2 immune responses and control allergic diseases in many ways. AIT induces a shift in the proportion of IL-4–secreting T-helper type 2 cells in favor of IL-10-secreting inducible Treg cells specific for the same allergenic epitope that increases in number and function. Different types of inducible Treg control several facets of allergic inflammation. There are two main types of immunotherapy: subcutaneous immunotherapy and sublingual immunotherapy. Subcutaneous immuno...
ENT Updates, 2017
Allergic rhinitis (AR) is a chronic inflammatory and IgEdependent disease of the upper respirator... more Allergic rhinitis (AR) is a chronic inflammatory and IgEdependent disease of the upper respiratory tract, especially involving nasal mucosa. Various mediators, cells, and the interaction between vascular structures and glands are responsible for the development of the clinical picture. [1] Nitric oxide (NO) was first described in 1982 by two inves
Journal of Experimental & Clinical Medicine, 2016
It was aimed to establish which identifiable variables for an idiopathic sudden sensorineural hea... more It was aimed to establish which identifiable variables for an idiopathic sudden sensorineural hearing loss (ISSHL) have a prognostic value in the hearing recovery. Patients hospitalized with diagnosis of ISSHL and treated in our clinic between 2009 and 2013 were evaluated retrospectively. Individuals received the same treatment were classified into two groups after a month from diagnosis by a pure tone audiogram regarding Siegel’s criteria. Effect of patient’s age, gender, side of ear, degree of hearing loss, patterns of initial pure-tone audiogram, comorbidities such as systemic diseases, time of initial treatment, contralateral ear hearing, presence of vestibular symptoms and tinnitus on the prognosis of ISSHL was evaluated in this study. Eighty two patients (46 male, 36 female, mean age 47.9, age ranging between 21 and 85) were included in this study. Hearing recovery was observed in 50 patients (61%). Recovery rate was significantly better in patients less than 60 years and rece...
Nazal gliomlar heterotropik glial dokudan olusan, nadir gorulen, kongenital benign orta hat tumor... more Nazal gliomlar heterotropik glial dokudan olusan, nadir gorulen, kongenital benign orta hat tumorleridir. Diger intranazal tumorlere benzer sekilde burun tikanikligi, burun akintisi ve burun kanamasi gibi semptomlari vardir. Tek tedavi secenegi cerrahi eksizyondur. Fakat cerrahisi cok dikkatli yapilmalidir. Cunku tumor nuksu cok sik karsilasilan bir durumdur. Ayrica intrakraniyal uzanimi olan vakalarda olumcul seyredebilen postoperatif menenjit ortaya cikabilir. Bu yazida biri dokuz aylik, digeri ise on uc aylikken transnazal cerrahi tedavi uygulanan iki nazal gliom vakasinin klinik ve tedavi ozelliklerinin sunulmasi lanmistir.
Amac: Bu calismanin amaci duyusal modulasyon bozukluguna yol acan migren hastaligi olan kisilerde... more Amac: Bu calismanin amaci duyusal modulasyon bozukluguna yol acan migren hastaligi olan kisilerde isitme sistemi reseksi olcumunde kullanilan bir test olan kontralateral otoakustik supresyon testinin sonuclarinin degerlendirilmesidir. Yontem: Calismaya noroloji poliklinigine basvuran, Uluslararasi Basagrisi Dernegi’nin 2004 yili kriterlerine gore migren tanisi alan ve vestibuler sikayeti olmayan gonullu migren hastalari ve saglikli gonulluler dahil edildi. Butun gonullulere tam otolojik muayene, saf ses odyometri testi yapildi. Bilateral otoakustik emisyon yaniti alinan 30 gonullu migren hastasi ve karsilastirma icin yas ve cinsiyet ozellikleri gonullu hasta grubuna benzeyen 30 saglikli gonullu calismaya dahil edildi. Calismaya dahil edilen gonullulere kontralateral 50 dB SPL genis bant gurultu ile maske yapilarak 65 dB click uyaran ile maskeli ve maskesiz otoakustik emisyon olcumleri yapildi. Her iki gruptan elde edilen veriler karsilastirildi. Bulgular: Saglikli gonullulerin deger...
Journal of Clinical and Analytical Medicine
Amaç: Manyetik rezonans (MR) temelli uyku çalışmalarında hava yolu elemanlarının hareket bozukluğ... more Amaç: Manyetik rezonans (MR) temelli uyku çalışmalarında hava yolu elemanlarının hareket bozukluğunun uyku apnesiyle ilişkili olduğu gösterilmiştir. Hava yolu obstrüksyonunun belirlenmesi ve tedavinin planlanmasında yüksek kaliteli hava yolu görüntülerinin elde olması zorunludur. Bizim bu çalışmadaki amacımız MR ile belirlemiş yumuşak damak ve uvula volümlerinin uyku apnesinin varlığı ve derecesi ile ilişksini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çeşitli nedenlerle polisomnografi ve MR istenmiş hastaların incelenmesi sonucunda hafif uyku apnesi olan 30 hasta ve ciddi uyku apnesi saptanan 30 hasta çalışmaya alındı. Kontrol grubu olarak da MR çekilmiş ve horlama vb semptomu olmayan 30 hasta belirlendi. Yumuşak damak ve uvula volümleri T2 sagittal plan görüntülerinden Multiplanar Reformat (MPR) Roy free ölçüm tekniği ile belirlendi. Bulgular: Hafif uyku apnesi olanların ortalama yumuşak doku ve uvula volümleri 8,49±2,37 cm3, ciddi uyuku apnesi olanların 11,29±4,22 cm3 olarak belirlenirken kontrol grubunun ise 6,42±2,23 cm3 olarak saptandı. Bu sonuçlarla hem hafif ve ciddi uyku apnesi olanlar hem de bu gruplarla kontrol grubu arasında istatistiksel anlamlılığa ulaşan farlılık izlendi (p<0,05). Tartışma: Bu çalışmanın sonuçlarına göre MR ile belirlenmiş yumuşak damak ve uvula volümleri uyku apnesi tanısı ve şiddetinin belirlemenmesinde kullanılabilir.
International Archives of Otorhinolaryngology
Introduction the otological evaluation is highly significant in those branches of medicine in whi... more Introduction the otological evaluation is highly significant in those branches of medicine in which the general evaluation of the patient is conducted by general practitioners and pediatricians. Objectives To investigate the otologic findings and their incidences in the sample, which consisted of patients who presented to the pediatric outpatient clinic with non-otologic complaints. Methods Patients, aged between 2 and 16 years, who had neither otorhinolaryngological complaints nor history of surgery by the otolaryngology (ear, nose and throat, ENT) department were included in the present study. The findings detected in the external auditory system and in the tympanic membranes as well as the otorhinolaryngologists' otologic examination findings of the referred patients were recorded from the files of each patient along with the applied medical and surgical treatments, and diagnostic investigations. Results Of a total of 973 patients evaluated, 129 (13.2%) were referred to the E...
Journal of Clinical and Analytical Medicine
Bu çalışmada üçüncü basamak bir sağlık kuruluşu olan hastanemize bir yıl içerisinde epistaksis ne... more Bu çalışmada üçüncü basamak bir sağlık kuruluşu olan hastanemize bir yıl içerisinde epistaksis nedeni ile başvuran hastaların etyolojik, klinik ve demografik özellikleri ile uygulanan tedavi yöntemlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya bir yıl içerisinde (1 Aralık 2014-1 Aralık 2015) Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Kliniği'ne acil servisten konsültasyon istenerek veya direkt olarak başvuran ve hastanemiz bilgi kayıt sisteminde epistaksis tanısı konulan 589 hastadan kayıtlarında eksiklik tespit edilemeyen 558 hasta dahil edildi ve verileri retrospektif olarak incelendi. Etiyolojik faktörler, klinik özellikleri ve tedavi yaklaşımları incelendi. Bulgular: Epistaksis etiyolojisinde en sık üç faktör olarak travma, kardiyovasküler hastalıklar ve alerjik rinit tespit edildi..Başvuru esnasında aktif kanaması olan hasta sayısı 114 (% 20.4) iken aktif kanaması olmayan hasta sayısı 444 (% 79.6) olarak bulundu. Değerlendirilen hasta grubunda 24 hasta (% 4.3) yatırılarak tedavi edilirken, 534 (% 95.7) hasta ayaktan tedavi edidi. Yatan hastaların ortalama yatış süresi ise 6 gün (3-23gün) olarak tespit edildi. Tartışma: Epistaksis hastalarında her ne kadar büyük bir kısmında kanama kendiliğinden sınırlansada düşük orandada olsa hayati tehdit edici sonuçlar görülebilir. Sunulan bu kesitsel çalışmanın kendi ülkemizdeki epistaksis etiyolojisinin değerlendirilmesi ve tedavisinin planlanması açısından literatüre katkı sağlayacağı kanaatindeyiz.
Kafkas Journal of Medical Sciences, 2016
Nasal glioma is a rare congenital benign midline tumor consisting of heterotropic glial tissue. S... more Nasal glioma is a rare congenital benign midline tumor consisting of heterotropic glial tissue. Similarly, to the other intranasal tumors it causes symptoms like nasal obstruction, rhinorrhea, and bleeding. The only treatment option is surgical excision. Since the tumor recurrence is a very common condition the surgery should be performed very carefully. In addition, in cases with intracranial extension fatal postoperative meningitis may occur. In this report, we aimed to present clinical and therapeutic features of the two cases of nasal glioma patient which were both treated by transnasal surgery at the age of nine months and thirteen months old.
ENT Updates, 2015
Özet: Vestibüler flikayeti olmayan migren hastalar›nda kontralateral otoakustik emisyon süpresyon... more Özet: Vestibüler flikayeti olmayan migren hastalar›nda kontralateral otoakustik emisyon süpresyonu Amaç: Bu çal›flman›n amac› duyusal modülasyon bozuklu¤una yol açan migren hastal›¤› olan kiflilerde iflitme sistemi refleksi ölçümünde kullan›lan bir test olan kontralateral otoakustik süpresyon testinin so-nuçlar›n›n de¤erlendirilmesidir. Yöntem: Çal›flmaya nöroloji poliklini¤ine baflvuran, Uluslararas› Ba-fla¤r›s› Derne¤i'nin 2004 y›l› kriterlerine göre migren tan›s› alan ve vestibüler flikayeti olmayan gönüllü migren hastalar› ve sa¤l›kl› gönüllüler dahil edildi. Bütün gönüllülere tam otolojik muayene, saf ses odyometri testi yap›ld›. Bilateral otoakustik emisyon yan›t› al›nan 30 gönüllü migren hastas› ve karfl›laflt›rma için yafl ve cinsiyet özellikleri gönüllü hasta grubuna benzeyen 30 sa¤l›kl› gönüllü çal›flmaya dahil edildi. Çal›flmaya dahil edilen gönüllülere kontralateral 50 dB SPL genifl bant gürültü ile maske yap›larak 65 dB click uyaran ile maskeli ve maskesiz otoakustik emisyon ölçümleri yap›ld›. Her iki gruptan elde edilen veriler karfl›laflt›r›ld›. Bulgular: Sa¤l›kl› gönüllülerin de¤erlendirilen 60 kula¤›n›n 40'›nda (%67) süpresyon testi pozitif olarak tespit edilirken migren hastalar›n›n de¤erlendirilen 60 kula¤›ndan 30'unda (%50) süpresyon testi pozitif olarak tespit edildi. Fakat süpresyon pozitifli¤i oranlar›nda ve süpresyon emisyon de¤erlerinde istatistiksel olarak anlaml› bir fark izlenmedi. ‹ki grup aras›nda istatistiksel olarak anlaml› bir fark olmasa da migrenli grupta kontralateral supresyon cevaplar›nda azalma izlendi. Sonuç: Vestibüler flikayeti olmayan migren hastalar›nda normal kiflilerle karfl›laflt›r›ld›¤›nda istatistiksel olarak anlaml› olmasa da kontralateral süpresyon cevaplar›nda bir azalma izlenmektedir. Daha büyük seri içeren yeni çal›flmalar ile kontralateral otoakustik emisyon testi vestibüler flikayeti olmayan migren hastalar›nda odyovestibüler flikayetlerin erken tan›s›nda kullanabilece¤i kanaatindeyiz.
Kulak burun boğaz …, 2004
Schwannomas are neurogenic tumors that arise from the Schwann cells of the nerve sheath. They are... more Schwannomas are neurogenic tumors that arise from the Schwann cells of the nerve sheath. They are benign, usually solitary, and encapsulated neoplasms. In this report, a 29-year-old woman with a complaint of painless swelling in the upper lip is presented. Computed ...
ENT Updates
Özet: Obstrüktif uyku apnesi tan›s›nda periferik arteriyel tonometrinin de¤erlendirilmesi Amaç: P... more Özet: Obstrüktif uyku apnesi tan›s›nda periferik arteriyel tonometrinin de¤erlendirilmesi Amaç: Periferik arteriyel tonometrinin (PAT), uyku monitörizasyonunda tafl›nabilir bir yöntem olarak kullan›m› k›smen yeni bir yöntemdir. Bu çal›flmada, PAT sonuçlar› ile polisomnografi (PSG) so-nuçlar›n›n karfl›laflt›r›lmas› ve obstrüktif uyku apnesi sendromu tan›-s›nda PAT'›n rolününün de¤erlendirilmesi amaçland›. Yöntem: Bu çal›flmaya KBB klini¤ine OSAS flikayetleri (gündüz uykululuk hali, horlama ve tan›kl› apne) ile baflvurmufl ve uyku monitörizasyonu PAT sistemi (WatchPAT 200 TM ; Itamar Medical Ltd., Caesarea, ‹srail) ile yap›lm›fl, daha sonra Gö¤üs Hastal›klar› Uyku La-boratuvar›nda kör olarak level 1 polisomnografi uygulanm›fl eriflkin hastalar dahil edildi. Bulgular: ‹ki farkl› zamanda yap›lm›fl uyku monitörizasyonunda apne hipopne indeksi (AHI) ve solunum bozuklu¤u indeksi (RDI) de¤erleri yüksek oranda korele idi (r=0.749, r=0.753; p<0.001). Oksijen desatürasyon indeksi (ODI) de¤eri ise çok yüksek oranda korele saptand› (r=0.861; p<0.001). Çal›flmaya dahil edilen hastalar›n AHI skorlar› PAT yöntemiyle ölçüldü¤ünde; hastalar›n %89.7'si OSAS için (AHI≥5) do¤ru tan› ald›; PAT testinde, RDI'ye göre yap›lan de¤erlendirmede (RDI≥5) OSAS tan›lar›n›n %100'ü do¤ru idi; PAT yöntemiyle yap›lan ölçümde AHI de¤eri için eflik de¤eri 15 olarak kabul edildi¤inde, duyarl›l›k %96.1 olarak oldukça yüksek bulundu. Sonuç: PAT ve PSG de¤erleri yüksek oranda korele idi. Bu durum PAT ile elde edilen sonuçlar›n tekrarlanabilirli¤inin de yüksek oldu-¤unu göstermifltir. Çal›flmam›z PAT'›n OSAS'da tarama testi olarak ve yüksek oranda OSAS flüphesi olan hasta grubunda kullan›labilece-¤ini göstermektedir.
International Journal of Clinical Practice
European Archives of Oto-Rhino-Laryngology
Journal of Craniofacial Surgery
European Archives of Oto-Rhino-Laryngology
European archives of oto-rhino-laryngology : official journal of the European Federation of Oto-Rhino-Laryngological Societies (EUFOS) : affiliated with the German Society for Oto-Rhino-Laryngology - Head and Neck Surgery, 2018
The aim of this prospective animal study is to investigate the influence of multiple administrati... more The aim of this prospective animal study is to investigate the influence of multiple administrations of macrocyclic ionic (gadoteric acid) and linear nonionic (gadodiamide) gadolinium-based contrast agents (GBCA) on submandibular gland tissue (SGT) of the rats. Twenty-four Sprague Dawley female rats were included the study. Group 1 was determined as a control group (n = 6). Group 2 was determined as saline group (n = 6). Group 3 was determined as Omniscan group (n = 6) and received only intraperitoneal (IP) 0.1 mmol (0.2 mL/kg)/kg gadodiamide for 8 days. Group 4 was determined as Dotarem group (n = 6) and received only IP 0.1 mmol (0.2 mL/kg)/mg/kg gadoteric acid daily for 8 days. On the 9th day of the administration, the rats were sedated with ketamine and xylazine through IP injection. The right SGT was removed after sedation. Histopathological and immunohistochemical changes in SGT were evaluated. The SGT of the Omniscan and Dotarem groups decreased SGT acini surface area, and se...