Doğukan YANDIM | Marmara University (original) (raw)

Makaleler by Doğukan YANDIM

Research paper thumbnail of Evaluation of Digital Data Surveillance Applications Used in the Scope of Covid 19 on Dystopias en

BEU - SBD, 2022

Societies may voluntarily surrender to surveillance in moments of shock such as epidemics, terror... more Societies may voluntarily surrender to surveillance in moments of shock such as epidemics, terrorism and natural disasters that threaten their lives and security, and when fears arise about their freedom and even their lives. Considering the pandemic process, the thought that surveillance, as we are familiar with dystopias, will be normalized and the fear that a society based on constant surveillance will be created, has increased the concerns of control, which will lead to punishment. Digital surveillance technologies, which are used to combat and control the pandemic process that has taken over the whole of daily life around the world, have a wide-ranging domain that monitors the geographical movements and places of people according to their location whenever and wherever they are connected to the internet. has. Based on the assumption that users can be monitored for antivirus and security reasons in addition to political and commercial reasons, this study aims to critically discuss the surveillance problems that will be created by data surveillance activities that we are more exposed to in our daily life after Covid-19, and that we experience through various digital applications in our country. The research data were discussed using the case study analysis method.

Research paper thumbnail of A Research On Pushiness of Networks In The Context of Economy Politics of New Media

Istanbul Journal of Social Sciences, 2017

This paper researches the pushiness of social media based on the assumption that social networks ... more This paper researches the pushiness of social media based on the assumption that social networks such as Facebook and Twitter digitalizes the user effort and makes the resultant information measurable and sellable to ad-givers. The fact that user effort on social networks transformed to numerically code-able metas has been evaluated by using the `digitalizing of efforts theory` by C. Fuchs. The research, which sees usage of multiple sample incident and content review methods, has been structured on two main pillars which are becoming more and more ambiguous; before going online on social networks and after going online on social networks. According to this base, users, who are always reachable via mobilized communication technologies such as notifications and e-mail, are being forced to join the social networks and then to create content on the said social media to allow content pool growth of the network. In this context, it can be said that social network stakeholders exploit the user information they have and all of their activities by selling those said information to ad –givers. To conclude, capitalism gains a digital look via social networks and effort-capital conflict further worsens.

Research paper thumbnail of Covid-19 Kapsamında Kullanılan Dijital Veri Gözetimi Uygulamalarının Distopyalar Üzerinden Değerlendirilmesi

Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi - Bitlis Eren University Social Science Journal, 2022

Toplumlar, yaşamlarını ve güvenliklerini tehdit eden salgın hastalık, terör ve doğal afetler gibi... more Toplumlar, yaşamlarını ve güvenliklerini tehdit eden salgın hastalık, terör ve doğal afetler gibi bir anda meydana gelen şok anlarında, özgürlükleri ve hatta yaşamları konusunda korkuların ortaya çıktığı durumlarda kendi rızalarıyla gözetime teslim olabilmektedirler. Pandemi süreci göz önüne alındığında özellikle distopyalardan aşina olduğumuz şekliyle gözetimin normalleştirileceği düşüncesi ve sürekli gözetime dayalı bir toplum yaratılacağı korkusu, cezaya varacak kontrol endişelerinin artmasına neden olmuştur. Dünya genelinde gündelik hayatın tamamını etkisi altına almış olan pandemi süreciyle mücadele etmek ve onu kontrol altına almak amacıyla kullanılan dijital gözetim teknolojileri, kişilerin internete bağlı olduğu ve izin verdiği her zaman ve her saatte konumlarına göre coğrafi hareketlerini ve bulundukları mekanları takip eden geniş çaplı bir etki alanına sahiptir. Bu çalışma, kullanıcıların politik ve ticari nedenlere ek olarak virüsten korunma ve güvenlik gerekçeleriyle de gözetlenebilir olduğu varsayımına dayanarak, Covid-19 sonrası gündelik hayatımızda daha çok maruz kaldığımız, ülkemizde de çeşitli dijital uygulamalar aracılığıyla deneyimlediğimiz veri gözetimi faaliyetlerinin yaratacağı gözetim sorunlarını eleştirel yaklaşımlarla tartışmayı amaçlamaktadır. Araştırma verileri örnek olay analizi yöntemi kullanılarak tartışılmıştır.

Research paper thumbnail of Yeni İletişim Ortamlarının Ekonomi Politiği Bağlamında Ağın Zorlayıcılığı Üzerine Bir Araştırma

İstanbul Sosyal Bilimler Dergisi - Istanbul Journal of Social Sciences, 2017

Bu çalışmada, Facebook ve Twitter gibi sosyal ağların, kullanıcı emeğini dijitalleştirerek üretil... more Bu çalışmada, Facebook ve Twitter gibi sosyal ağların, kullanıcı emeğini dijitalleştirerek üretilen enformasyonu ölçülebilir kıldığı ve reklamverenlere pazarlanacak hale getirerek metalaştırdığı varsayımından hareketle, sosyal ağların zorlayıcılığı hakkında bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Sosyal ağlarda kullanıcı emeğinin sayısal olarak kodlanabilir metalara dönüşmesi, Christian Fuchs'un emeğin dijitalleşmesi kuramı bağlamında değerlendirilmiştir. Çoklu örnek olay ve içerik çözümlemesi yöntemlerinin kullanıldığı araştırma, sosyal ağlarda çevrimiçi olmadan önce ve çevrimiçi olduktan sonra şeklinde gittikçe muğlaklaşan iki temel ayrıma göre yapılandırılmıştır. Bu esasa göre, mobilize olmuş iletişim teknolojileri sayesinde e-posta ve bildirimler yoluyla sürekli ulaşılabilir bir konumda olan kullanıcılar, öncelikle sosyal ağlara giriş yapmak için, sonra da ağa giriş yaptıktan sonra içerik üretmek ve ağı zenginleştirecek biçimde faaliyetlerde bulunmak için zorlanmaktadırlar. Bu bağlamda sosyal ağ sermayedarlarının, kullanıcı bilgilerini, ürettikleri içerikleri ve onların her türlü çevrimiçi faaliyetini reklamverenlere pazarlama yoluyla enformasyon tabanlı bir sömürü gerçekleştirdikleri söylenebilir. Bu çerçevede, sosyal ağlar aracılığıyla kapitalizmin dijital bir görünüm kazandığı ve böylelikle emeksermaye çelişkisinin daha da arttığı düşünülmektedir.

Kitaplar by Doğukan YANDIM

Research paper thumbnail of Emeğin Dijitalleşmesi: Sosyal Ağın Zorlayıcılığı Üzerine

Kriter Publications, 2022

Eski ya da yeni bütün iletişim araçlarının hâkim üretim ilişkilerinden bağımsız düşünülemeyeceği ... more Eski ya da yeni bütün iletişim araçlarının hâkim üretim ilişkilerinden bağımsız düşünülemeyeceği vurgusu, yeni medyada aynı zamanda hem üretici hem tüketici (üretketici) olarak bulunan ücretlendirilmemiş emeğin analizini gerektirmiştir. Kapitalist toplumun her dönem kendini yapısal olarak yenileyen ama özü aynı kalan yasalarına göre yeni medyayı tartışmaya açmak, iletişim çalışmaları açısından hala güncelliğini korumaktadır. Fakat asıl merak uyandıran ve önemli olan enformasyonel, maddi olmayan, duygulanımsal ve dijital emek olarak nitelenen emek gücünün, küresel bilgisayar ağlarında sermaye birikimi açısından hangi işlevleri yerine getirdiği veya nasıl değer sağladığıdır. Diğer bir kritik soru ise yeni medya kullanıcı emeği üzerinden nasıl ideoloji yayar olmalıdır. Yeni medyanın katılımcı veya etkileşimli yapısının, kullanıcıları; aracı-tüketici konumundan birer kaynak-üretici konumuna getirdiği iddia edilse de günümüz sosyal ağların uyguladığı hedefli reklamcılık modelleri ve sosyal ağa üye olabilmek için onaylamamız gereken gizlilik koşulları bunun tam tersini söylemektedir. Sosyal ağlarda aracı olan kullanıcı ağın zorlayıcılığına çabucak boyun eğer.

Bildiriler by Doğukan YANDIM

Research paper thumbnail of Gazetecilik Emeğinin Krizi; Gazeteciliğe Sirayet Eden Girişimci Ruh Üzerine Felsefi Bir Sorgulama

Gazetecilik Emeğinin Krizi: Gazeteciliğe Sirayet Eden Girişimci Ruh Üzerine Felsefi Bir Sorgulama, 2022

The importance of philosophy in the face of world problems has always been seen as meaningless an... more The importance of philosophy in the face of world problems has always been seen as meaningless and ineffective in general. However, under the guidance of philosophy, it is possible to get rid of blinders and take an attitude towards life. The necessity of a philosophical inquiry in the field of social sciences should also be sought in the fact that the developing events, phenomena and information patterns are a useful tool in the quest to shed light on the situations whose real appearance is hidden on behalf of certain professional groups and which are invisible behind striking titles. The methods of "reader/audience research", "critical approach" and "discourse analysis", which correspond to positivist, realist and conventionalist epistemologies of social sciences, express different paradigms in the connection of journalism-based studies with philosophy.
In this declaration, it is stated that journalism, which should undertake the follow-up of events and facts that arise for the public good, should always be in close relationship with the philosophy in which the principles gain meaning. Considering the approaches in which the public interest is taken into consideration, it is said that journalism is a profession that should be carried out within the framework of certain ethical principles, and that it finds its meaning and practice through these ethical principles. The purpose of this declaration is to address the crisis of the journalism profession and journalism, such as the 2008 economic crisis, which reduced the total advertising revenue in newspapers and thousands of journalists were unemployed, the expansion of investments in the field of journalism towards digital in the last two decades and the rapidly developing digital technologies increasing their place in our lives, the weakening of the circulation of printed newspapers on a world scale, and the inability to implement a regular and adequate income model in digital media for working journalists. to focus on the effects of developments that are believed to directly define startup journalism. Startup and journalism, on the other hand, are manifestations of two separate expertise and talents that should not come together. A philosophical discussion will be held on the examination of journalism practices that integrate themselves with startup activities in terms of their content, and the normalization of uncertain and fluid work in journalism. Thus, while revealing the characteristics of startup journalism and startupship understanding in working conditions, it will also be possible to criticize the existence of a journalism practice that expresses the opposite of what it should be.
Keywords: social sciences, philosophy, digitalization, crisis, startup journalism

Kitap Bölümleri by Doğukan YANDIM

Tezler by Doğukan YANDIM

Raporlar by Doğukan YANDIM

Kitap Eleştirileri by Doğukan YANDIM

Dergi Yazıları by Doğukan YANDIM

Papers by Doğukan YANDIM

Research paper thumbnail of Yeni iletişim ortamlarının ekonomi politiği bağlamında ağın zorlayıcılığı üzerine bir araştırma

ÖZET Bu çalışmada, Facebook ve Twitter gibi sosyal ağların, kullanıcı emeğini dijitalleştirerek ü... more ÖZET Bu çalışmada, Facebook ve Twitter gibi sosyal ağların, kullanıcı emeğini dijitalleştirerek üretilen enformasyonu ölçülebilir kıldığı ve reklamverenlere pazarlanacak hale getirerek metalaştırdığı varsayımından hareketle, sosyal ağların zorlayıcılığı hakkında bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Sosyal ağlarda kullanıcı emeğinin sayısal olarak kodlanabilir metalara dönüşmesi, Christian Fuchs'un emeğin dijitalleşmesi kuramı bağlamında değerlendirilmiştir. Çoklu örnek olay ve içerik çözümlemesi yöntemlerinin kullanıldığı araştırma, sosyal ağlarda çevrimiçi olmadan önce ve çevrimiçi olduktan sonra şeklinde gittikçe muğlaklaşan iki temel ayrıma göre yapılandırılmıştır. Bu esasa göre, mobilize olmuş iletişim teknolojileri sayesinde e-posta ve bildirimler yoluyla sürekli ulaşılabilir bir konumda olan kullanıcılar, öncelikle sosyal ağlara giriş yapmak için, sonra da ağa giriş yaptıktan sonra içerik üretmek ve ağı zenginleştirecek biçimde faaliyetlerde bulunmak için zorlanmaktadırlar. Bu bağlamda sosyal ağ sermayedarlarının, kullanıcı bilgilerini, ürettikleri içerikleri ve onların her türlü çevrimiçi faaliyetini reklamverenlere pazarlama yoluyla enformasyon tabanlı bir sömürü gerçekleştirdikleri söylenebilir. Bu çerçevede, sosyal ağlar aracılığıyla kapitalizmin dijital bir görünüm kazandığı ve böylelikle emek-sermaye çelişkisinin daha da arttığı düşünülmektedir. This paper researches the pushiness of social media based on the assumption that social networks such as Facebook and Twitter digitalizes the user effort and makes the resultant information measurable and sellable to ad-givers. The fact that user effort on social networks transformed to numerically code-able metas has been evaluated by using thèdigitalizing of efforts theory`theory`by C. Fuchs. The research, which sees usage of multiple sample incident and content review methods, has been structured on two main pillars which are becoming more and more ambiguous; before going online on social networks and after going online on social networks. According to this base, users, who are always reachable via mobilized communication technologies such as notifications and e-mail, are being forced to join the social networks and then to create content on the said social media to allow content pool growth of the network. In this context, it can be said that social network stakeholders exploit the user information they have and all of their activities by selling those said information to ad-givers. To conclude, capitalism gains a digital look via social networks and effort-capital conflict further worsens.

Research paper thumbnail of Covid-19 Kapsamında Kullanılan Dijital Veri Gözetimi Uygulamalarının Distopyalar Üzerinden Değerlendirilmesi

Sosyal bilimler enstitüsü dergisi, Dec 22, 2022

Toplumlar, yaşamlarını ve güvenliklerini tehdit eden salgın hastalık, terör ve doğal afetler gibi... more Toplumlar, yaşamlarını ve güvenliklerini tehdit eden salgın hastalık, terör ve doğal afetler gibi bir anda meydana gelen şok anlarında, özgürlükleri ve hatta yaşamları konusunda korkuların ortaya çıktığı durumlarda kendi rızalarıyla gözetime teslim olabilmektedirler. Pandemi süreci göz önüne alındığında özellikle distopyalardan aşina olduğumuz şekliyle gözetimin normalleştirileceği düşüncesi ve sürekli gözetime dayalı bir toplum yaratılacağı korkusu, cezaya varacak kontrol endişelerinin artmasına neden olmuştur. Dünya genelinde gündelik hayatın tamamını etkisi altına almış olan pandemi süreciyle mücadele etmek ve onu kontrol altına almak amacıyla kullanılan dijital gözetim teknolojileri, kişilerin internete bağlı olduğu ve izin verdiği her zaman ve her saatte konumlarına göre coğrafi hareketlerini ve bulundukları mekanları takip eden geniş çaplı bir etki alanına sahiptir. Bu çalışma, kullanıcıların politik ve ticari nedenlere ek olarak virüsten korunma ve güvenlik gerekçeleriyle de gözetlenebilir olduğu varsayımına dayanarak, Covid-19 sonrası gündelik hayatımızda daha çok maruz kaldığımız, ülkemizde de çeşitli dijital uygulamalar aracılığıyla deneyimlediğimiz veri gözetimi faaliyetlerinin yaratacağı gözetim sorunlarını eleştirel yaklaşımlarla tartışmayı amaçlamaktadır. Araştırma verileri örnek olay analizi yöntemi kullanılarak tartışılmıştır.

Research paper thumbnail of Evaluation of Digital Data Surveillance Applications Used in the Scope of Covid 19 on Dystopias en

BEU - SBD, 2022

Societies may voluntarily surrender to surveillance in moments of shock such as epidemics, terror... more Societies may voluntarily surrender to surveillance in moments of shock such as epidemics, terrorism and natural disasters that threaten their lives and security, and when fears arise about their freedom and even their lives. Considering the pandemic process, the thought that surveillance, as we are familiar with dystopias, will be normalized and the fear that a society based on constant surveillance will be created, has increased the concerns of control, which will lead to punishment. Digital surveillance technologies, which are used to combat and control the pandemic process that has taken over the whole of daily life around the world, have a wide-ranging domain that monitors the geographical movements and places of people according to their location whenever and wherever they are connected to the internet. has. Based on the assumption that users can be monitored for antivirus and security reasons in addition to political and commercial reasons, this study aims to critically discuss the surveillance problems that will be created by data surveillance activities that we are more exposed to in our daily life after Covid-19, and that we experience through various digital applications in our country. The research data were discussed using the case study analysis method.

Research paper thumbnail of A Research On Pushiness of Networks In The Context of Economy Politics of New Media

Istanbul Journal of Social Sciences, 2017

This paper researches the pushiness of social media based on the assumption that social networks ... more This paper researches the pushiness of social media based on the assumption that social networks such as Facebook and Twitter digitalizes the user effort and makes the resultant information measurable and sellable to ad-givers. The fact that user effort on social networks transformed to numerically code-able metas has been evaluated by using the `digitalizing of efforts theory` by C. Fuchs. The research, which sees usage of multiple sample incident and content review methods, has been structured on two main pillars which are becoming more and more ambiguous; before going online on social networks and after going online on social networks. According to this base, users, who are always reachable via mobilized communication technologies such as notifications and e-mail, are being forced to join the social networks and then to create content on the said social media to allow content pool growth of the network. In this context, it can be said that social network stakeholders exploit the user information they have and all of their activities by selling those said information to ad –givers. To conclude, capitalism gains a digital look via social networks and effort-capital conflict further worsens.

Research paper thumbnail of Covid-19 Kapsamında Kullanılan Dijital Veri Gözetimi Uygulamalarının Distopyalar Üzerinden Değerlendirilmesi

Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi - Bitlis Eren University Social Science Journal, 2022

Toplumlar, yaşamlarını ve güvenliklerini tehdit eden salgın hastalık, terör ve doğal afetler gibi... more Toplumlar, yaşamlarını ve güvenliklerini tehdit eden salgın hastalık, terör ve doğal afetler gibi bir anda meydana gelen şok anlarında, özgürlükleri ve hatta yaşamları konusunda korkuların ortaya çıktığı durumlarda kendi rızalarıyla gözetime teslim olabilmektedirler. Pandemi süreci göz önüne alındığında özellikle distopyalardan aşina olduğumuz şekliyle gözetimin normalleştirileceği düşüncesi ve sürekli gözetime dayalı bir toplum yaratılacağı korkusu, cezaya varacak kontrol endişelerinin artmasına neden olmuştur. Dünya genelinde gündelik hayatın tamamını etkisi altına almış olan pandemi süreciyle mücadele etmek ve onu kontrol altına almak amacıyla kullanılan dijital gözetim teknolojileri, kişilerin internete bağlı olduğu ve izin verdiği her zaman ve her saatte konumlarına göre coğrafi hareketlerini ve bulundukları mekanları takip eden geniş çaplı bir etki alanına sahiptir. Bu çalışma, kullanıcıların politik ve ticari nedenlere ek olarak virüsten korunma ve güvenlik gerekçeleriyle de gözetlenebilir olduğu varsayımına dayanarak, Covid-19 sonrası gündelik hayatımızda daha çok maruz kaldığımız, ülkemizde de çeşitli dijital uygulamalar aracılığıyla deneyimlediğimiz veri gözetimi faaliyetlerinin yaratacağı gözetim sorunlarını eleştirel yaklaşımlarla tartışmayı amaçlamaktadır. Araştırma verileri örnek olay analizi yöntemi kullanılarak tartışılmıştır.

Research paper thumbnail of Yeni İletişim Ortamlarının Ekonomi Politiği Bağlamında Ağın Zorlayıcılığı Üzerine Bir Araştırma

İstanbul Sosyal Bilimler Dergisi - Istanbul Journal of Social Sciences, 2017

Bu çalışmada, Facebook ve Twitter gibi sosyal ağların, kullanıcı emeğini dijitalleştirerek üretil... more Bu çalışmada, Facebook ve Twitter gibi sosyal ağların, kullanıcı emeğini dijitalleştirerek üretilen enformasyonu ölçülebilir kıldığı ve reklamverenlere pazarlanacak hale getirerek metalaştırdığı varsayımından hareketle, sosyal ağların zorlayıcılığı hakkında bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Sosyal ağlarda kullanıcı emeğinin sayısal olarak kodlanabilir metalara dönüşmesi, Christian Fuchs'un emeğin dijitalleşmesi kuramı bağlamında değerlendirilmiştir. Çoklu örnek olay ve içerik çözümlemesi yöntemlerinin kullanıldığı araştırma, sosyal ağlarda çevrimiçi olmadan önce ve çevrimiçi olduktan sonra şeklinde gittikçe muğlaklaşan iki temel ayrıma göre yapılandırılmıştır. Bu esasa göre, mobilize olmuş iletişim teknolojileri sayesinde e-posta ve bildirimler yoluyla sürekli ulaşılabilir bir konumda olan kullanıcılar, öncelikle sosyal ağlara giriş yapmak için, sonra da ağa giriş yaptıktan sonra içerik üretmek ve ağı zenginleştirecek biçimde faaliyetlerde bulunmak için zorlanmaktadırlar. Bu bağlamda sosyal ağ sermayedarlarının, kullanıcı bilgilerini, ürettikleri içerikleri ve onların her türlü çevrimiçi faaliyetini reklamverenlere pazarlama yoluyla enformasyon tabanlı bir sömürü gerçekleştirdikleri söylenebilir. Bu çerçevede, sosyal ağlar aracılığıyla kapitalizmin dijital bir görünüm kazandığı ve böylelikle emeksermaye çelişkisinin daha da arttığı düşünülmektedir.

Research paper thumbnail of Emeğin Dijitalleşmesi: Sosyal Ağın Zorlayıcılığı Üzerine

Kriter Publications, 2022

Eski ya da yeni bütün iletişim araçlarının hâkim üretim ilişkilerinden bağımsız düşünülemeyeceği ... more Eski ya da yeni bütün iletişim araçlarının hâkim üretim ilişkilerinden bağımsız düşünülemeyeceği vurgusu, yeni medyada aynı zamanda hem üretici hem tüketici (üretketici) olarak bulunan ücretlendirilmemiş emeğin analizini gerektirmiştir. Kapitalist toplumun her dönem kendini yapısal olarak yenileyen ama özü aynı kalan yasalarına göre yeni medyayı tartışmaya açmak, iletişim çalışmaları açısından hala güncelliğini korumaktadır. Fakat asıl merak uyandıran ve önemli olan enformasyonel, maddi olmayan, duygulanımsal ve dijital emek olarak nitelenen emek gücünün, küresel bilgisayar ağlarında sermaye birikimi açısından hangi işlevleri yerine getirdiği veya nasıl değer sağladığıdır. Diğer bir kritik soru ise yeni medya kullanıcı emeği üzerinden nasıl ideoloji yayar olmalıdır. Yeni medyanın katılımcı veya etkileşimli yapısının, kullanıcıları; aracı-tüketici konumundan birer kaynak-üretici konumuna getirdiği iddia edilse de günümüz sosyal ağların uyguladığı hedefli reklamcılık modelleri ve sosyal ağa üye olabilmek için onaylamamız gereken gizlilik koşulları bunun tam tersini söylemektedir. Sosyal ağlarda aracı olan kullanıcı ağın zorlayıcılığına çabucak boyun eğer.

Research paper thumbnail of Gazetecilik Emeğinin Krizi; Gazeteciliğe Sirayet Eden Girişimci Ruh Üzerine Felsefi Bir Sorgulama

Gazetecilik Emeğinin Krizi: Gazeteciliğe Sirayet Eden Girişimci Ruh Üzerine Felsefi Bir Sorgulama, 2022

The importance of philosophy in the face of world problems has always been seen as meaningless an... more The importance of philosophy in the face of world problems has always been seen as meaningless and ineffective in general. However, under the guidance of philosophy, it is possible to get rid of blinders and take an attitude towards life. The necessity of a philosophical inquiry in the field of social sciences should also be sought in the fact that the developing events, phenomena and information patterns are a useful tool in the quest to shed light on the situations whose real appearance is hidden on behalf of certain professional groups and which are invisible behind striking titles. The methods of "reader/audience research", "critical approach" and "discourse analysis", which correspond to positivist, realist and conventionalist epistemologies of social sciences, express different paradigms in the connection of journalism-based studies with philosophy.
In this declaration, it is stated that journalism, which should undertake the follow-up of events and facts that arise for the public good, should always be in close relationship with the philosophy in which the principles gain meaning. Considering the approaches in which the public interest is taken into consideration, it is said that journalism is a profession that should be carried out within the framework of certain ethical principles, and that it finds its meaning and practice through these ethical principles. The purpose of this declaration is to address the crisis of the journalism profession and journalism, such as the 2008 economic crisis, which reduced the total advertising revenue in newspapers and thousands of journalists were unemployed, the expansion of investments in the field of journalism towards digital in the last two decades and the rapidly developing digital technologies increasing their place in our lives, the weakening of the circulation of printed newspapers on a world scale, and the inability to implement a regular and adequate income model in digital media for working journalists. to focus on the effects of developments that are believed to directly define startup journalism. Startup and journalism, on the other hand, are manifestations of two separate expertise and talents that should not come together. A philosophical discussion will be held on the examination of journalism practices that integrate themselves with startup activities in terms of their content, and the normalization of uncertain and fluid work in journalism. Thus, while revealing the characteristics of startup journalism and startupship understanding in working conditions, it will also be possible to criticize the existence of a journalism practice that expresses the opposite of what it should be.
Keywords: social sciences, philosophy, digitalization, crisis, startup journalism

Research paper thumbnail of Yeni iletişim ortamlarının ekonomi politiği bağlamında ağın zorlayıcılığı üzerine bir araştırma

ÖZET Bu çalışmada, Facebook ve Twitter gibi sosyal ağların, kullanıcı emeğini dijitalleştirerek ü... more ÖZET Bu çalışmada, Facebook ve Twitter gibi sosyal ağların, kullanıcı emeğini dijitalleştirerek üretilen enformasyonu ölçülebilir kıldığı ve reklamverenlere pazarlanacak hale getirerek metalaştırdığı varsayımından hareketle, sosyal ağların zorlayıcılığı hakkında bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Sosyal ağlarda kullanıcı emeğinin sayısal olarak kodlanabilir metalara dönüşmesi, Christian Fuchs'un emeğin dijitalleşmesi kuramı bağlamında değerlendirilmiştir. Çoklu örnek olay ve içerik çözümlemesi yöntemlerinin kullanıldığı araştırma, sosyal ağlarda çevrimiçi olmadan önce ve çevrimiçi olduktan sonra şeklinde gittikçe muğlaklaşan iki temel ayrıma göre yapılandırılmıştır. Bu esasa göre, mobilize olmuş iletişim teknolojileri sayesinde e-posta ve bildirimler yoluyla sürekli ulaşılabilir bir konumda olan kullanıcılar, öncelikle sosyal ağlara giriş yapmak için, sonra da ağa giriş yaptıktan sonra içerik üretmek ve ağı zenginleştirecek biçimde faaliyetlerde bulunmak için zorlanmaktadırlar. Bu bağlamda sosyal ağ sermayedarlarının, kullanıcı bilgilerini, ürettikleri içerikleri ve onların her türlü çevrimiçi faaliyetini reklamverenlere pazarlama yoluyla enformasyon tabanlı bir sömürü gerçekleştirdikleri söylenebilir. Bu çerçevede, sosyal ağlar aracılığıyla kapitalizmin dijital bir görünüm kazandığı ve böylelikle emek-sermaye çelişkisinin daha da arttığı düşünülmektedir. This paper researches the pushiness of social media based on the assumption that social networks such as Facebook and Twitter digitalizes the user effort and makes the resultant information measurable and sellable to ad-givers. The fact that user effort on social networks transformed to numerically code-able metas has been evaluated by using thèdigitalizing of efforts theory`theory`by C. Fuchs. The research, which sees usage of multiple sample incident and content review methods, has been structured on two main pillars which are becoming more and more ambiguous; before going online on social networks and after going online on social networks. According to this base, users, who are always reachable via mobilized communication technologies such as notifications and e-mail, are being forced to join the social networks and then to create content on the said social media to allow content pool growth of the network. In this context, it can be said that social network stakeholders exploit the user information they have and all of their activities by selling those said information to ad-givers. To conclude, capitalism gains a digital look via social networks and effort-capital conflict further worsens.

Research paper thumbnail of Covid-19 Kapsamında Kullanılan Dijital Veri Gözetimi Uygulamalarının Distopyalar Üzerinden Değerlendirilmesi

Sosyal bilimler enstitüsü dergisi, Dec 22, 2022

Toplumlar, yaşamlarını ve güvenliklerini tehdit eden salgın hastalık, terör ve doğal afetler gibi... more Toplumlar, yaşamlarını ve güvenliklerini tehdit eden salgın hastalık, terör ve doğal afetler gibi bir anda meydana gelen şok anlarında, özgürlükleri ve hatta yaşamları konusunda korkuların ortaya çıktığı durumlarda kendi rızalarıyla gözetime teslim olabilmektedirler. Pandemi süreci göz önüne alındığında özellikle distopyalardan aşina olduğumuz şekliyle gözetimin normalleştirileceği düşüncesi ve sürekli gözetime dayalı bir toplum yaratılacağı korkusu, cezaya varacak kontrol endişelerinin artmasına neden olmuştur. Dünya genelinde gündelik hayatın tamamını etkisi altına almış olan pandemi süreciyle mücadele etmek ve onu kontrol altına almak amacıyla kullanılan dijital gözetim teknolojileri, kişilerin internete bağlı olduğu ve izin verdiği her zaman ve her saatte konumlarına göre coğrafi hareketlerini ve bulundukları mekanları takip eden geniş çaplı bir etki alanına sahiptir. Bu çalışma, kullanıcıların politik ve ticari nedenlere ek olarak virüsten korunma ve güvenlik gerekçeleriyle de gözetlenebilir olduğu varsayımına dayanarak, Covid-19 sonrası gündelik hayatımızda daha çok maruz kaldığımız, ülkemizde de çeşitli dijital uygulamalar aracılığıyla deneyimlediğimiz veri gözetimi faaliyetlerinin yaratacağı gözetim sorunlarını eleştirel yaklaşımlarla tartışmayı amaçlamaktadır. Araştırma verileri örnek olay analizi yöntemi kullanılarak tartışılmıştır.