Harun Yılmaz | Marmara University (original) (raw)
Uploads
Papers by Harun Yılmaz
İslâm Araştırmaları Dergisi, 37 (2017): 71-99 The Hardest Year of Damascus: The Invasion of the C... more İslâm Araştırmaları Dergisi, 37 (2017): 71-99 The Hardest Year of Damascus: The Invasion of the City by the Mongols (658/1260) Following the invasion of Baghdād in 656 (1258), the Mongols headed further west in Muslim lands. At the time, Ayyūbids controlled Bilād al-Shām while Mamlūks ruled in Egypt, having put an end to Ayyūbid domination ten years earlier. The Mongols' massacres and usurpation, especially when they captured Aleppo, caused great fear and anxiety throughout the region. Therefore, many of the cities in the region, including Damascus, the most important centre of Bilād al-Shām, surrendered to the Mongols without any resistance. The Ayyūbid dynasty collapsed with the Mongols' invasion of Damascus, a city which remained in Mongol hands for about eight months until they were defeated by the Mamlūks in the battle of ' Ain Jālūt. The Mongol invasion led to significant changes in religious, scientific and economic life in Damascus, and changed the political and military structures in the city. The invasion of Damascus caused basically three major developments: High tension in Muslim-Christian relations and the attempt to establish a new social order; building relations with scholars ('ulamā') through appointments to teaching positions, and the reorganization of positions themselves; and finally the migration of people, including scholars, from the city due to insecure conditions. This article deals with the developments that took place in Damascus during the Mongol invasion and the following restoration period, with a special reference to their influence upon the scholarly community of the city.
Öz: Osmanlı'da medreselerin gerilemesi ve ıslahı meselesinin tarihi XVI. asra kadar uzansa da bu ... more Öz: Osmanlı'da medreselerin gerilemesi ve ıslahı meselesinin tarihi XVI. asra kadar uzansa da bu konudaki tartışmalar özellikle Tanzimat döneminde yoğunlaşmış, ilk somut ve ciddi adımlar ise II. Meşrutiyet'ten sonra atılmıştır. 1910 yılında yayınlanan Medâris-i İlmiye Nizamnamesi ve 1914 tarihli Islâh-ı Medâris Nizamnamesiyle kurulan Dârü'l-Hilâfeti'l-Aliyye Medresesi bu hususta en önemli girişimler olarak dikkati çekmektedir. Bu dönemde meşihata bağlı olarak yeni kurulan bazı müstakil eğitim kurumları ise İstanbul merkezli ıslah hareketlerinden özellikle müfredat alanında etkilenmiştir. Bu medreselerden biri olan ve Kudüs'te kurulan Selâhaddîn-i Eyyûbî Külliye-i İslâmiyyesi özellikle ayrılıkçı Arap akımlarına karşı Osmanlı Devleti'nin eğitim alanında attığı önemli bir adım olmuştur. Külliye, şerî ilimlerin yanında modern ilimleri de barındıran müfredatıyla önemli birtakım yenilikleri yansıtmaktadır. Diğer taraftan Osmanlı ve İslâm coğrafyasının farklı bölgelerinden talebe kabul etmesi planlanan ve eğitim dili Arapça olan külliye Osmanlı son dönemi milliyetçilik, Osmanlıcılık ve İslâmcılık gibi siyasî-ilmî tartışmaları açısından da önemlidir. Külliyenin idari ve eğitim kadrolarının hem Osmanlı son döneminin hem de Osmanlı sonrası dönemde kurulan yeni devletlerin dini, siyasi ve kültürel hayatında önemli rol oynamış isimler olmaları da dikkat çekicidir. Külliyenin kuruluş ve işleyişi bir talimatname ile düzenlenmiş, külliyedeki eğitim, öğretim, idare, talebe gibi konularla ilgili bütün hususlar bu talimatnamede detaylı bir şekilde ele alınmıştır.
İslam tarihinde medreselerin ortaya çıkışı ve yayılışına dair farklı düşünceler ileri sürülmüştür... more İslam tarihinde medreselerin ortaya çıkışı ve yayılışına dair farklı düşünceler ileri sürülmüştür. Önceleri Bağdat Nizamiye Medresesi ekseninde gelişen medrese literatürü son yıllarda İslam dünyasının farklı zaman ve coğrafyalarına yönelik çalışmaları bünyesine katmaya başlamıştır. Bununla beraber, medreseler üzerine gerçekleştirilecek çalışmalarda zamansal ve coğrafi farklılaşmaların dikkatle takip edilmesi gerekmektedir. İslam tarihinde medreselerin kuruluş ve yayılışları tek bir sebeple izah edilemeyeceği gibi, medreselerin İslam tarihi boyunca tek bir işleve sahip olduğu da iddia edilemez. Bu makale, modern dönemde medreseye dair mevcut iddiaların XII-XIII./VI-VII. asırlarda İslam dünyasının en önemli ilim merkezlerinden biri olan Dımaşk için hangi ölçüde geçerli olduğunu sorgulamakta, bu süreçte medreselerin kuruluş ve yayılış sebepleri ile fonksiyonunu ele almaktadır. Medreselerle birlikte ortaya çıkan en önemli yeniliklerden birisi ulema ile siyasi güç sahipleri arasındaki ilişkide yaşanmıştır. Medreselerdeki mansıbların dağıtıcıları olarak siyasi güç sahipleri, dindarlıklarının bir göstergesi olmasının yanında, hayatın her alanında söz sahibi olan ule-Dîvân DİSİPLİNLERARASI
İbn Haldun'un Mukaddime'si inceden inceye " tetkik " ** edilmiştir: Gerek Arap üniversitelerinde ... more İbn Haldun'un Mukaddime'si inceden inceye " tetkik " ** edilmiştir: Gerek Arap üniversitelerinde gerekse yabancı üniversitelerde bu konu hakkında pek çok tezler hazırlanmıştır. Okurlara İbn Haldun'un top-lum ve tarih " felsefesi " ni anlatmak için bu konuya tahsis edilen ve edilmeyen dergilerde, gazete ve yıllıklarda karşımıza çıkan birçok ma-kale ve araştırmanın yanı sıra pek çok kitap da yayınlanmıştır. Bu durum öyle bir noktaya gelmiştir ki, bugün bir araştırmacı, ne kadar sa-bırlı ve geniş bir bilgi birikimine sahip olsa da, bırakın bu konuda ye-ni bir şey söylemeyi, İbn Haldun hakkında yazılmış ve neşredilmiş olan her şeyi incelemeye bile imkan bulamaz.
İslam fetihlerinin ardından sahabiler Mekke ve Medine'den ayrıldılar. Müslümanlar İspanya'dan Ort... more İslam fetihlerinin ardından sahabiler Mekke ve Medine'den ayrıldılar. Müslümanlar İspanya'dan Orta Asya'ya kadar yayılırken, [Hz.] Muhammed'in öğreti lerini yaşatma arzusunda olan alimler dini problemleri müzakere etmek, bilgi alış verişi yapmak ve öğretim faaliyetinde bulunmak için İslam coğrafyasının bir ucundan diğer ucuna seyahatler yaptılar. [Hz.] Muhammed'in ashabından sonra gelen ilk nesil İslam alimleri tabifın, daha sonra gelen nesiller ise ulema olarak isimlendirildi. Ulema kelimesinin tam karşılığı "ilim adamlan/alimler"dir. Nesiller boyunca müslümanlar, toplumu İslam'ın prensiplerine göre inşa etmek istediklerinden, ulema terimi din ve İslam hukuku alimlerini ifade etmeye başlamış ve zamanla İslam hukukunu uygulayan hakimleri, İslam hukuku hocalannı, hadis ravilerini, imamlan, vaizleri, hukuk müşavirlerini, sfıfı:leri ve dini konularda bazı uzmanlıkları olan sivil şahıslan içine alacak şekilde din alimlerinin her türünü ifade eden müşterek bir kelime haline gelmiştir. İslam tarihinin her döneminde ulema, yukanda zikri geçen belirli dini görevlerden biriyle veya daha fazlasıyla iştigal eden din alimlerinden teşekkül eden genel bir yapı olmuştur.
Books by Harun Yılmaz
Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî (öl. 597/1201), 2021
Book Reviews by Harun Yılmaz
BOOK CHAPTERS by Harun Yılmaz
Mısır İlim Havzasında İslâm Düşüncesinin Öncü Şahsiyetleri, 2023
İslam İlim Geleneğinde Nevevî, 2022
Can (kapak) Yayın takip Sema Doğan Bu eser TDV İslam Araştırmaları Merkezi'nin (İSAM) İkinci Klas... more Can (kapak) Yayın takip Sema Doğan Bu eser TDV İslam Araştırmaları Merkezi'nin (İSAM) İkinci Klasik Dönem Projesi kapsamında yayınlanmıştır.
The mosque has been the most important center of Islamic society in every aspect of life since th... more The mosque has been the most important center of Islamic society in every aspect of life since the time of Prophet. In the process, which started with al-Masjid al-Nabawi (The Prophet’s Mosque) in Medina, beside other functions the mosque had maintained its position as a center of science in all places of Islamic history for the first four centuries. Aside from the mosques, the madrasas, which had appeared from the fifth century onwards and multiplied rapidly in the following two centuries, had emerged as the new centers of learning. These new institutions, supported by foundations, had gained a significant popularity among the scholars and students, and the elites of the society, especially the political groups, had competed with each other to establish madrasahs. The period in which the madrasahs were established and spread rapidly in Bilad al-Sham was especially in VI./XII. and VII./XIII. centuries. In the same period, the Umayyad Mosque which was one of the prominent centers of learning not only in Damascus but also in the whole Islamic world was a place where the ulama had kept on their learning activities for centuries. Numerous and diverse halaqas in and around the mosque had been continuing their activities for many years, thus making the Umayyad Mosque the most vibrant center of the city. This paper investigates the extent to which the establishment of the madrasas and the opportunities they offered to the scholars for scientific studies influenced the activities of learning in the Umayyad Mosque, and makes a short comparison between these two institutions as learning spaces.
İslâm Araştırmaları Dergisi, 37 (2017): 71-99 The Hardest Year of Damascus: The Invasion of the C... more İslâm Araştırmaları Dergisi, 37 (2017): 71-99 The Hardest Year of Damascus: The Invasion of the City by the Mongols (658/1260) Following the invasion of Baghdād in 656 (1258), the Mongols headed further west in Muslim lands. At the time, Ayyūbids controlled Bilād al-Shām while Mamlūks ruled in Egypt, having put an end to Ayyūbid domination ten years earlier. The Mongols' massacres and usurpation, especially when they captured Aleppo, caused great fear and anxiety throughout the region. Therefore, many of the cities in the region, including Damascus, the most important centre of Bilād al-Shām, surrendered to the Mongols without any resistance. The Ayyūbid dynasty collapsed with the Mongols' invasion of Damascus, a city which remained in Mongol hands for about eight months until they were defeated by the Mamlūks in the battle of ' Ain Jālūt. The Mongol invasion led to significant changes in religious, scientific and economic life in Damascus, and changed the political and military structures in the city. The invasion of Damascus caused basically three major developments: High tension in Muslim-Christian relations and the attempt to establish a new social order; building relations with scholars ('ulamā') through appointments to teaching positions, and the reorganization of positions themselves; and finally the migration of people, including scholars, from the city due to insecure conditions. This article deals with the developments that took place in Damascus during the Mongol invasion and the following restoration period, with a special reference to their influence upon the scholarly community of the city.
Öz: Osmanlı'da medreselerin gerilemesi ve ıslahı meselesinin tarihi XVI. asra kadar uzansa da bu ... more Öz: Osmanlı'da medreselerin gerilemesi ve ıslahı meselesinin tarihi XVI. asra kadar uzansa da bu konudaki tartışmalar özellikle Tanzimat döneminde yoğunlaşmış, ilk somut ve ciddi adımlar ise II. Meşrutiyet'ten sonra atılmıştır. 1910 yılında yayınlanan Medâris-i İlmiye Nizamnamesi ve 1914 tarihli Islâh-ı Medâris Nizamnamesiyle kurulan Dârü'l-Hilâfeti'l-Aliyye Medresesi bu hususta en önemli girişimler olarak dikkati çekmektedir. Bu dönemde meşihata bağlı olarak yeni kurulan bazı müstakil eğitim kurumları ise İstanbul merkezli ıslah hareketlerinden özellikle müfredat alanında etkilenmiştir. Bu medreselerden biri olan ve Kudüs'te kurulan Selâhaddîn-i Eyyûbî Külliye-i İslâmiyyesi özellikle ayrılıkçı Arap akımlarına karşı Osmanlı Devleti'nin eğitim alanında attığı önemli bir adım olmuştur. Külliye, şerî ilimlerin yanında modern ilimleri de barındıran müfredatıyla önemli birtakım yenilikleri yansıtmaktadır. Diğer taraftan Osmanlı ve İslâm coğrafyasının farklı bölgelerinden talebe kabul etmesi planlanan ve eğitim dili Arapça olan külliye Osmanlı son dönemi milliyetçilik, Osmanlıcılık ve İslâmcılık gibi siyasî-ilmî tartışmaları açısından da önemlidir. Külliyenin idari ve eğitim kadrolarının hem Osmanlı son döneminin hem de Osmanlı sonrası dönemde kurulan yeni devletlerin dini, siyasi ve kültürel hayatında önemli rol oynamış isimler olmaları da dikkat çekicidir. Külliyenin kuruluş ve işleyişi bir talimatname ile düzenlenmiş, külliyedeki eğitim, öğretim, idare, talebe gibi konularla ilgili bütün hususlar bu talimatnamede detaylı bir şekilde ele alınmıştır.
İslam tarihinde medreselerin ortaya çıkışı ve yayılışına dair farklı düşünceler ileri sürülmüştür... more İslam tarihinde medreselerin ortaya çıkışı ve yayılışına dair farklı düşünceler ileri sürülmüştür. Önceleri Bağdat Nizamiye Medresesi ekseninde gelişen medrese literatürü son yıllarda İslam dünyasının farklı zaman ve coğrafyalarına yönelik çalışmaları bünyesine katmaya başlamıştır. Bununla beraber, medreseler üzerine gerçekleştirilecek çalışmalarda zamansal ve coğrafi farklılaşmaların dikkatle takip edilmesi gerekmektedir. İslam tarihinde medreselerin kuruluş ve yayılışları tek bir sebeple izah edilemeyeceği gibi, medreselerin İslam tarihi boyunca tek bir işleve sahip olduğu da iddia edilemez. Bu makale, modern dönemde medreseye dair mevcut iddiaların XII-XIII./VI-VII. asırlarda İslam dünyasının en önemli ilim merkezlerinden biri olan Dımaşk için hangi ölçüde geçerli olduğunu sorgulamakta, bu süreçte medreselerin kuruluş ve yayılış sebepleri ile fonksiyonunu ele almaktadır. Medreselerle birlikte ortaya çıkan en önemli yeniliklerden birisi ulema ile siyasi güç sahipleri arasındaki ilişkide yaşanmıştır. Medreselerdeki mansıbların dağıtıcıları olarak siyasi güç sahipleri, dindarlıklarının bir göstergesi olmasının yanında, hayatın her alanında söz sahibi olan ule-Dîvân DİSİPLİNLERARASI
İbn Haldun'un Mukaddime'si inceden inceye " tetkik " ** edilmiştir: Gerek Arap üniversitelerinde ... more İbn Haldun'un Mukaddime'si inceden inceye " tetkik " ** edilmiştir: Gerek Arap üniversitelerinde gerekse yabancı üniversitelerde bu konu hakkında pek çok tezler hazırlanmıştır. Okurlara İbn Haldun'un top-lum ve tarih " felsefesi " ni anlatmak için bu konuya tahsis edilen ve edilmeyen dergilerde, gazete ve yıllıklarda karşımıza çıkan birçok ma-kale ve araştırmanın yanı sıra pek çok kitap da yayınlanmıştır. Bu durum öyle bir noktaya gelmiştir ki, bugün bir araştırmacı, ne kadar sa-bırlı ve geniş bir bilgi birikimine sahip olsa da, bırakın bu konuda ye-ni bir şey söylemeyi, İbn Haldun hakkında yazılmış ve neşredilmiş olan her şeyi incelemeye bile imkan bulamaz.
İslam fetihlerinin ardından sahabiler Mekke ve Medine'den ayrıldılar. Müslümanlar İspanya'dan Ort... more İslam fetihlerinin ardından sahabiler Mekke ve Medine'den ayrıldılar. Müslümanlar İspanya'dan Orta Asya'ya kadar yayılırken, [Hz.] Muhammed'in öğreti lerini yaşatma arzusunda olan alimler dini problemleri müzakere etmek, bilgi alış verişi yapmak ve öğretim faaliyetinde bulunmak için İslam coğrafyasının bir ucundan diğer ucuna seyahatler yaptılar. [Hz.] Muhammed'in ashabından sonra gelen ilk nesil İslam alimleri tabifın, daha sonra gelen nesiller ise ulema olarak isimlendirildi. Ulema kelimesinin tam karşılığı "ilim adamlan/alimler"dir. Nesiller boyunca müslümanlar, toplumu İslam'ın prensiplerine göre inşa etmek istediklerinden, ulema terimi din ve İslam hukuku alimlerini ifade etmeye başlamış ve zamanla İslam hukukunu uygulayan hakimleri, İslam hukuku hocalannı, hadis ravilerini, imamlan, vaizleri, hukuk müşavirlerini, sfıfı:leri ve dini konularda bazı uzmanlıkları olan sivil şahıslan içine alacak şekilde din alimlerinin her türünü ifade eden müşterek bir kelime haline gelmiştir. İslam tarihinin her döneminde ulema, yukanda zikri geçen belirli dini görevlerden biriyle veya daha fazlasıyla iştigal eden din alimlerinden teşekkül eden genel bir yapı olmuştur.
Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî (öl. 597/1201), 2021
Mısır İlim Havzasında İslâm Düşüncesinin Öncü Şahsiyetleri, 2023
İslam İlim Geleneğinde Nevevî, 2022
Can (kapak) Yayın takip Sema Doğan Bu eser TDV İslam Araştırmaları Merkezi'nin (İSAM) İkinci Klas... more Can (kapak) Yayın takip Sema Doğan Bu eser TDV İslam Araştırmaları Merkezi'nin (İSAM) İkinci Klasik Dönem Projesi kapsamında yayınlanmıştır.
The mosque has been the most important center of Islamic society in every aspect of life since th... more The mosque has been the most important center of Islamic society in every aspect of life since the time of Prophet. In the process, which started with al-Masjid al-Nabawi (The Prophet’s Mosque) in Medina, beside other functions the mosque had maintained its position as a center of science in all places of Islamic history for the first four centuries. Aside from the mosques, the madrasas, which had appeared from the fifth century onwards and multiplied rapidly in the following two centuries, had emerged as the new centers of learning. These new institutions, supported by foundations, had gained a significant popularity among the scholars and students, and the elites of the society, especially the political groups, had competed with each other to establish madrasahs. The period in which the madrasahs were established and spread rapidly in Bilad al-Sham was especially in VI./XII. and VII./XIII. centuries. In the same period, the Umayyad Mosque which was one of the prominent centers of learning not only in Damascus but also in the whole Islamic world was a place where the ulama had kept on their learning activities for centuries. Numerous and diverse halaqas in and around the mosque had been continuing their activities for many years, thus making the Umayyad Mosque the most vibrant center of the city. This paper investigates the extent to which the establishment of the madrasas and the opportunities they offered to the scholars for scientific studies influenced the activities of learning in the Umayyad Mosque, and makes a short comparison between these two institutions as learning spaces.