Ahmet Cüneyt Issı | Istanbul Medeniyet University (original) (raw)
02. 02. 1971 Ordu/Korgan’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini ilçesinde tamamladı. 1989’da Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’ne kaydını yaptırdı. 1993’te aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Yüksek Lisans eğitimine başladı. 1994 Ağustos’unda burada Araştırma Görevlisi oldu. 1996’da “Mehmet Rauf’un Edebiyat ve Tenkit Makaleleri Üzerine Bir İnceleme” adlı teziyle Yüksek Lisansını tamamladı. Aynı yıl, doktora eğitimine başladıysa da yüksek lisans bitince Sosyal Bilimler Enstitüsü'ndeki kadrosuna son verildi. Tekrar Araştırma Görevlisi olarak atanması doktoraya başladıktan 1 yıl sonra olmuştur.
2002’de “Fahri Celal Göktulga, Hayatı, Sanatı ve Eserleri” adlı çalışmasıyla Yeni Türk Edebiyatı ABD’da ‘Bilim Doktoru’ ünvanını aldı ve Enstitü'deki Araştırma Görevlisi görevi de böylece bitmiş oldu.. 28 Şubat dönemi diye şöhret bulmuş zamanlar olduğu için mezun olduğu lise, çalıştığı insanlar öne sürülerek kadro verilmesine sıcak bakılmayınca, 2002 Aralık’ında, Gazi Üniversitesi Kırşehir Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde ‘Dr. öğretim görevlisi’ kadrosuna atandı. Burada da 3 yıl süreyle, bilinçli ve kasıtlı, Yardımcı Doçent kadrosuna atanmadı. Kasım 2005’te Yardımcı Doçent Dr. Unvanıyla Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesine geçti. Burada 2009 yılı Haziran’ına kadar Yrd. Doç. Dr. olarak, 2009 Haziran’ından itibaren ise Doçent ünvanıyla (ünvanı YÖK'ten 2009'da almasına rağmen, çalıştığı Üniversitede kadroya atanması 2011'de olacaktır. Artık 28 Şubat da bitmiştir ama bu kez başka kompleksli, ehliyetsiz muktedirler türemiş; eleştirel duruş gösteren ve alkişçı olmayanlara eziyet etmeyi en büyük yönetici keyfi gibi görmüşlerdir.) çalışmalarını sürdürdü. 2013 Temmuz’unda İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne Doçent öğretim üyesi olarak atandı. Profesörlüğe atanması Doçent ünvanını almasından 5 yıl sonra olması gerekirken neredeyse 8 yıl sonra, 2017'dedir. Sebep yine eleştirel tavrı ve koyun olmayi kabul etmemesidir. Halen bu üniversitede öğretim üyesidir ve atanması gereken başkaca bir akademik unvan kalmamış olmasından çok mutludur. Buna mukabil, kadro verme yetkisini elinde bulunduran ve bu yetkiyi keyiflerine göre kullananlar adına üzüntülüdür. Alacaklı olduğunu bilmekte ve bir gün nasılsa bu birbirinin kopyası insanlarla hesaplaşacağına inanmaktadır.
:)
Ahmet Cüneyt Issı’nın Yedi İklim, Dergâh, Hece, Hece Öykü, Türk Edebiyatı, Türk Dili, Hürriyet-Gösteri, Tarih ve Toplum, Bilig, Turkish Studies, Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları, Mahur Beste, Bûtimar, Bizim Külliye gibi dergilerde yayınlanmış makaleleri; editörlüğünü Dinçer Eşitgin’le yaptığı Prof. Dr. Celâl Tarakçı Armağanı, Prof. Dr. Mustafa Özbalcı Armağanı adlı iki ‘armağan kitap’, Hayat ve İnsan’ın Sokak’larında: Bahaeddin Özkişi’nin Öykücülüğü, Fahri Celâl’in Hikâyeciliği: II. Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e Taşan Duyarlılık, Edebiyatı Dipte(n) Kuşatmak, ‘Arada’ Hikâye adlı 4 telif kitabı yayınlanmıştır.
Hikâye Kuran Nesneler (Hece Yayınları 2018), Şiir Kuran Nesneler (Hece Yayınları 2019), birinci editörlüğünü yaptığı iki kitap projesidir.
Address: İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi
Kadıköy
less
Uploads
Papers by Ahmet Cüneyt Issı
Bilig / Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi, 2007
... Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz; İnler Safahatımdaki hüsran bile sessiz! (Ersoy 1... more ... Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz; İnler Safahatımdaki hüsran bile sessiz! (Ersoy 1986: 447). Vefasız yurt! Öz evladın için olsun, vefa yok mu? ... Âlem bugün üç yüz elli milyon Mazluma yaman bir âlem oldu: Çiğnendi harîm-i pâki şer'in; Namusa yabancı mahrem oldu! ...
Turkish studies, 2006
Bir yazarın bütün eserlerini özgün bir biçimde ortaya koyması gerekir. Bu makalede bir intihal va... more Bir yazarın bütün eserlerini özgün bir biçimde ortaya koyması gerekir. Bu makalede bir intihal vakasından bahdedilmektedir. İki yazarın ortaya koydukları eserlerdeki benzerlikler örneklendirilecektir.
Bir edebiyat eserini muhtelif bakış açılarından değerlendirmek mümkündür. Bu yazı, Turgut Uyar'ın... more Bir edebiyat eserini muhtelif bakış açılarından değerlendirmek mümkündür. Bu yazı, Turgut Uyar'ın "Göğe Bakma Durağı" adlı şiirini Ontolojik Analiz Metodu'yla değerlendirmeyi hedeflemektedir. Ontolojik varlık felsefesinden kaynaklanan metod, objektif ve subjektif yaklaşımların arasında yer almaktadır. Edebiyat eserlerinin değerlendirilmesi anlamında Roman İngarden tarafından sistemleştirilmiştir. Çalışma, İngarden'in sistemleştirdiği yaklaşım biçimini Turgut Uyar'ın bir şiirine uygulamakta, bu çerçevede şiirin temasına ulaşmaya gayret etmektedir.
uvt.ulakbim.gov.tr
... Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz; İnler Safahatımdaki hüsran bile sessiz! (Ersoy 1... more ... Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz; İnler Safahatımdaki hüsran bile sessiz! (Ersoy 1986: 447). Vefasız yurt! Öz evladın için olsun, vefa yok mu? ... Âlem bugün üç yüz elli milyon Mazluma yaman bir âlem oldu: Çiğnendi harîm-i pâki şer'in; Namusa yabancı mahrem oldu! ...
Turkish Studies, 2006
Bir yazarın bütün eserlerini özgün bir biçimde ortaya koyması gerekir. Bu makalede bir intihal va... more Bir yazarın bütün eserlerini özgün bir biçimde ortaya koyması gerekir. Bu makalede bir intihal vakasından bahdedilmektedir. İki yazarın ortaya koydukları eserlerdeki benzerlikler örneklendirilecektir.
turkishstudies.net
... Şimşek'in karşılaş-tırmalarından da anlaşıldığı gibi, intihal, S. Akbayır'ı... more ... Şimşek'in karşılaş-tırmalarından da anlaşıldığı gibi, intihal, S. Akbayır'ın yazılarında o denli kaba, savruk ve dikkatsiz yapılmakta ki, zaman zaman T. Şimşek'in yazım yanlışları bile aynen devam ettirilmektedir. ... Öğrt. Üyesi. Page 2. Dr. Ahmet Cüneyt ISSI 142 ...
Osmanli Mirasi Arastirmalari Dergisi
Türk edebiyatında toplumcu gerçekçi anlayışın önemli temsilcilerinden olan Sabahattin Ali, roman ... more Türk edebiyatında toplumcu gerçekçi anlayışın önemli temsilcilerinden olan Sabahattin Ali, roman ve hikâyelerindeki resim ve ses'lerin arasında çeşitli sosyal meseleleri anlatmaya çalışmıştır. Özellikle hikâyelerinde verilen resimler, sosyal gerçekçi manzaraya çerçeve çizerken ses, bu manzaradaki gizli bir isyan'ı ifade eder. Bu bağlamda onda ses, fotoğrafın arabı olarak adlandırılabilir. Bu yazıda, Sabahattin Ali'nin hikâyelerindeki fotoğraf ve sesler arasındaki diyaloğa odaklanacak, fotoğrafla arabı arasındaki ilişkiler irdelenecektir.
EDEBİYATTA JEST VE MİMİK (GESTURE AND MİMİC İN LİTERATURE), 2020
TÜRK DÜNYASINDAN HALİL AÇIKGÖZ'E ARMAĞAN, 2013
ROMANDA BAKIŞ AÇISI VE ANLATICI , 2020
Şiir Kuran Nesneler, 2019
Diyanet Dergisi, 2015
Bugün asrın vicdanlarına merhameti yeniden aşılamalıyız. Asrın en büyük problemi olan merhametsiz... more Bugün asrın vicdanlarına merhameti yeniden aşılamalıyız. Asrın en büyük problemi olan merhametsizliği şefkat ve rahmete çevirmeliyiz. alpeRen manİSalIGİl İle meRhamet ÜzeRİne Söyleşİ Bize sonsuz hayatı kazandıracak bir ömrün içindeysek, ona değecek mücadelemizi seçmeliyiz. Merhamet devrimi, uğrunda yürümeye değecek ve Müslümana yakışır bir mücadeledir. yaRatIlIşIn şaheSeRİ Olan İnSanIn DOkunulmazlIğI Kim bir cana kıymamış yahut yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir. hakİkat tekelcİlİğİnİn ağIR FatuRaSI Müslümanlar tarihin hiçbir döneminde bu kadar savrulmamışlar, hiç bu kadar karmaşa ve şiddet batağına saplanmamışlardır. BİR İNSANLIK SORUNU MERHAMETSİZLİK D r. Y ü ks el S al m an E D İ T Ö R D E N
Bizim Külliye Dergisi, 2019
Tel. 0 (424) 233 55 13 -233 15 00 (114) Belgegeçer (faks) : 0 (424) 237 49 65 Baskı TDV Yayın Mat... more Tel. 0 (424) 233 55 13 -233 15 00 (114) Belgegeçer (faks) : 0 (424) 237 49 65 Baskı TDV Yayın Matbaacılık ve Tic. İşletmesi Tel. 0312 354 91 31 Yenimahalle / ANKARA Abone Şartları (Yıllık): Yurt İçi: 40 TL Yurt Dışı: 40 Avro Yıllık Kurum Abone: 120 TL Gönderilen yazılar basılsın basılmasın iade edilmez. Yayın Kurulu dergiye girecek yazılarda gerekli gördüğü değişiklikleri yapar. Yayımlanan yazıların fikrî sorumluluğu yazarlarına aittir. Bizim Külliye adı anılmaksızın alıntı yapılamaz.
Bilig / Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi, 2007
... Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz; İnler Safahatımdaki hüsran bile sessiz! (Ersoy 1... more ... Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz; İnler Safahatımdaki hüsran bile sessiz! (Ersoy 1986: 447). Vefasız yurt! Öz evladın için olsun, vefa yok mu? ... Âlem bugün üç yüz elli milyon Mazluma yaman bir âlem oldu: Çiğnendi harîm-i pâki şer'in; Namusa yabancı mahrem oldu! ...
Turkish studies, 2006
Bir yazarın bütün eserlerini özgün bir biçimde ortaya koyması gerekir. Bu makalede bir intihal va... more Bir yazarın bütün eserlerini özgün bir biçimde ortaya koyması gerekir. Bu makalede bir intihal vakasından bahdedilmektedir. İki yazarın ortaya koydukları eserlerdeki benzerlikler örneklendirilecektir.
Bir edebiyat eserini muhtelif bakış açılarından değerlendirmek mümkündür. Bu yazı, Turgut Uyar'ın... more Bir edebiyat eserini muhtelif bakış açılarından değerlendirmek mümkündür. Bu yazı, Turgut Uyar'ın "Göğe Bakma Durağı" adlı şiirini Ontolojik Analiz Metodu'yla değerlendirmeyi hedeflemektedir. Ontolojik varlık felsefesinden kaynaklanan metod, objektif ve subjektif yaklaşımların arasında yer almaktadır. Edebiyat eserlerinin değerlendirilmesi anlamında Roman İngarden tarafından sistemleştirilmiştir. Çalışma, İngarden'in sistemleştirdiği yaklaşım biçimini Turgut Uyar'ın bir şiirine uygulamakta, bu çerçevede şiirin temasına ulaşmaya gayret etmektedir.
uvt.ulakbim.gov.tr
... Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz; İnler Safahatımdaki hüsran bile sessiz! (Ersoy 1... more ... Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz; İnler Safahatımdaki hüsran bile sessiz! (Ersoy 1986: 447). Vefasız yurt! Öz evladın için olsun, vefa yok mu? ... Âlem bugün üç yüz elli milyon Mazluma yaman bir âlem oldu: Çiğnendi harîm-i pâki şer'in; Namusa yabancı mahrem oldu! ...
Turkish Studies, 2006
Bir yazarın bütün eserlerini özgün bir biçimde ortaya koyması gerekir. Bu makalede bir intihal va... more Bir yazarın bütün eserlerini özgün bir biçimde ortaya koyması gerekir. Bu makalede bir intihal vakasından bahdedilmektedir. İki yazarın ortaya koydukları eserlerdeki benzerlikler örneklendirilecektir.
turkishstudies.net
... Şimşek'in karşılaş-tırmalarından da anlaşıldığı gibi, intihal, S. Akbayır'ı... more ... Şimşek'in karşılaş-tırmalarından da anlaşıldığı gibi, intihal, S. Akbayır'ın yazılarında o denli kaba, savruk ve dikkatsiz yapılmakta ki, zaman zaman T. Şimşek'in yazım yanlışları bile aynen devam ettirilmektedir. ... Öğrt. Üyesi. Page 2. Dr. Ahmet Cüneyt ISSI 142 ...
Osmanli Mirasi Arastirmalari Dergisi
Türk edebiyatında toplumcu gerçekçi anlayışın önemli temsilcilerinden olan Sabahattin Ali, roman ... more Türk edebiyatında toplumcu gerçekçi anlayışın önemli temsilcilerinden olan Sabahattin Ali, roman ve hikâyelerindeki resim ve ses'lerin arasında çeşitli sosyal meseleleri anlatmaya çalışmıştır. Özellikle hikâyelerinde verilen resimler, sosyal gerçekçi manzaraya çerçeve çizerken ses, bu manzaradaki gizli bir isyan'ı ifade eder. Bu bağlamda onda ses, fotoğrafın arabı olarak adlandırılabilir. Bu yazıda, Sabahattin Ali'nin hikâyelerindeki fotoğraf ve sesler arasındaki diyaloğa odaklanacak, fotoğrafla arabı arasındaki ilişkiler irdelenecektir.
EDEBİYATTA JEST VE MİMİK (GESTURE AND MİMİC İN LİTERATURE), 2020
TÜRK DÜNYASINDAN HALİL AÇIKGÖZ'E ARMAĞAN, 2013
ROMANDA BAKIŞ AÇISI VE ANLATICI , 2020
Şiir Kuran Nesneler, 2019
Diyanet Dergisi, 2015
Bugün asrın vicdanlarına merhameti yeniden aşılamalıyız. Asrın en büyük problemi olan merhametsiz... more Bugün asrın vicdanlarına merhameti yeniden aşılamalıyız. Asrın en büyük problemi olan merhametsizliği şefkat ve rahmete çevirmeliyiz. alpeRen manİSalIGİl İle meRhamet ÜzeRİne Söyleşİ Bize sonsuz hayatı kazandıracak bir ömrün içindeysek, ona değecek mücadelemizi seçmeliyiz. Merhamet devrimi, uğrunda yürümeye değecek ve Müslümana yakışır bir mücadeledir. yaRatIlIşIn şaheSeRİ Olan İnSanIn DOkunulmazlIğI Kim bir cana kıymamış yahut yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir. hakİkat tekelcİlİğİnİn ağIR FatuRaSI Müslümanlar tarihin hiçbir döneminde bu kadar savrulmamışlar, hiç bu kadar karmaşa ve şiddet batağına saplanmamışlardır. BİR İNSANLIK SORUNU MERHAMETSİZLİK D r. Y ü ks el S al m an E D İ T Ö R D E N
Bizim Külliye Dergisi, 2019
Tel. 0 (424) 233 55 13 -233 15 00 (114) Belgegeçer (faks) : 0 (424) 237 49 65 Baskı TDV Yayın Mat... more Tel. 0 (424) 233 55 13 -233 15 00 (114) Belgegeçer (faks) : 0 (424) 237 49 65 Baskı TDV Yayın Matbaacılık ve Tic. İşletmesi Tel. 0312 354 91 31 Yenimahalle / ANKARA Abone Şartları (Yıllık): Yurt İçi: 40 TL Yurt Dışı: 40 Avro Yıllık Kurum Abone: 120 TL Gönderilen yazılar basılsın basılmasın iade edilmez. Yayın Kurulu dergiye girecek yazılarda gerekli gördüğü değişiklikleri yapar. Yayımlanan yazıların fikrî sorumluluğu yazarlarına aittir. Bizim Külliye adı anılmaksızın alıntı yapılamaz.
ŞİİR KURAN NESNELER, 2019
Türk Edebiyatına Açılan Pencere İnci Enginün Armağanı, 2014
Hikâye Kuran Nesneler, 2018
KEDİNİN KERAMETİ, 2017
Kedinin Kerameti Talâk-ı Selâse - Kına Gecesi - Eldebir Mustafendi Avur Zavur Kahvesi - Rüzgâr - ... more Kedinin Kerameti
Talâk-ı Selâse - Kına Gecesi - Eldebir Mustafendi
Avur Zavur Kahvesi - Rüzgâr - Çanakkale’deki
Keloğlan - Kitaplaşmamış Hikâyeler
Hece Yayınları, 2018
Editörler: Ahmet Cüneyt ISSI-Tuncay BOLAT 1990’lı yıllardan itibaren yazarın metin üzerindeki heg... more Editörler:
Ahmet Cüneyt ISSI-Tuncay BOLAT
1990’lı yıllardan itibaren yazarın metin üzerindeki
hegemonyasını/yükünü mümkün olduğu kadar azaltan,
kendine has bir dünya gibi kabul edilen kurmaca metni
esas alarak onu çeşitli parçalara ayırarak çözümleme
işlemi oldukça yaygınlaşmıştır. Şimdilerde ise bu işlem
daha dar perspektifler tespit edilerek yapılmaktadır.
Bu noktada, tespit edilen bakma noktası’nın anlamlı,
metnin bütün unsurlarının etrafında döndüğü, bir tür
topla(n)ma ve dağı(t/l)ma merkezi konumunda olmasına
ise özellikle dikkat edilmelidir. Metni nesneyi esas
alarak değerlendirmek, genel olarak “yabancılaştırma”
olarak tanımlayabileceğimiz sanat etkinliğini başka bir
yabancılaştırıcı unsur olan nesneler üzerinden anlama
gayretidir.
Kitapta, dikey eleştiri denebilecek, yayılmayı değil
derinleşmeyi esas alan bir metotla ve nesne-projektörler
ışığında yapılmış on inceleme yazısı bulunmaktadır. Halit
Ziya’dan Cihan Aktaş’a, Türk hikâyeciliğinin önemli
bazı isimlerinden seçilmiş metinler üzerine yapılan bu
çalışmaların edebî eleştiri anlayışımızı zenginleştirmesi,
başka çalışmalara da ilham vermesi dileğimizdir.
ÇİNDEKİLER ÇOCUK'LA ŞEHİR ARASINDA Sermet Bey ve Capon - Kürk ve Kalorifer.......................... more ÇİNDEKİLER
ÇOCUK'LA ŞEHİR ARASINDA
Sermet Bey ve Capon - Kürk ve Kalorifer.................................9
VAPUR'LA İNSANARASINDA
Sait Faik'in Hikâyelerinde
Teknik ve Tematik Öğe Olarak Vapur......................................20
İKİ 'ABDULLAH' ARASINDA
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın
“Abdullah Efendinin Rüyaları”nda Çift Kişilik....................30
BİR ŞİİR'LE BİR HİKÂYE ARASINDA
Tanpınar'ın “Abdullah Efendi'nin Rüyaları”nı
“İnsanlar Arasında” Şiiriyle Yorumlamak............................38
DİL'LE HİKÂYE ARASINDA
Tarık Buğra'nın “Kuyruklu Yıldız”ında Dil ve Anlam........50
ANLATICI VE BAKIŞ AÇISI'YLA HİKÂYE ARASINDA
Tarık Buğra’nın “Kuyruklu Yıldız”ı..........................................63
ŞİİRLE HİKÂYE ARASINDA
Tarık Buğra'nın “Martı” Hikâyesinde Üslup ve Anlam.....73
HİKÂYELER ARASINDA
Bir Füg Olarak Tarık Buğra'nın “Martı” Hikâyesi...............83
İNSAN'LA 'AYNA' ARASINDA
Mustafa Kutlu'nun Kısa Hikâyelerinde
Anlam /a Aynaları.......................................................................100
NU'MAN: İKİ “N” ARASINDA
İsimle Ateş ArasındaRomanında Yeniçeri ve Aşk............111
Türk şiir, hikâye ve romanıyla ilgili yazdığım kimi yazıların bir araya getirildiği bu kitapta, e... more Türk şiir, hikâye ve romanıyla ilgili yazdığım kimi yazıların bir araya getirildiği bu kitapta, edebiyat metinlerini teorik zeminde ve disiplinlerarası bir yaklaşımla inceleyen, onların belli bir bağlamda nabız atışlarını dinlemek isteyen 15 yazı yer almaktadır. Yazıların hemen hepsi önce lisans ve lisansüstü düzeyde verdiğim derslerde uzun uzadıya tartışılmış, birçoğu bununla da yetinilmeyerek konferans ve panellerde eleştiriye sunulmuş ve en sonunda yazıya geçirilerek çeşitli dergilerde yayınlanmıştır. Ele aldığı konuları belli bir perspektif içinde, dağılmadan ve dağıtmadan tartışmaya çalışan bu yazılar, şüphesiz, bir sürü eksik ya da yanlış hükümlerle doludur. Bununla birlikte, incelediği şiir/şair, hikâye ve romanları, bunlarla ilgili kimi meseleleri, belli bir yöntemin sınırları içinde, derinleşerek yeniden hayata çekmeye, onlara nefes aldırmaya çalıştıkları için herhalde-bir teşebbüs kabilinden de olsa-anlamlıdırlar.
Bahaeddin Özkişi, Sokakta adlı romanı Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2004 yılında yayımladığı 100 Tem... more Bahaeddin Özkişi, Sokakta adlı romanı Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2004 yılında yayımladığı 100 Temel Eser listesine girene kadar Türk romanının olduğu gibi Türk öykücülüğünün de gündemine girememiş, unutulmaya terk edilmiş isimlerinden biri olmuştur. Listenin yayınlanmasının ardından çeşitli gazete ve dergilerde hakkında yazılar yazılmış, anma toplantıları, paneller düzenlenerek Özkişi edebiyatseverlere tanıtılmaya çalışılmıştır. Türk edebiyatının gündemine böyle bir süreç sonucunda girmiş olan yazarın Bir Çınar Vardı (1959), Göç Zamanı(1975) ve 2008 yılında Göç Zamanı (Bir Çınar vardı, Göç Zamanı, Papağan Dedi ki) adıyla yayınlanmış, içinde ölümünden sonra evrakları arasında bulunan on üç öykünün de Papağan Dedi ki adıyla yer aldığı üç öykü kitabı bulunmaktadır. Bu çalışmada, yazarın öyküleri bütün öykülerinin bir araya getirildiği Göç Zamanı (Bir Çınar vardı, Göç Zamanı, Papağan Dedi ki) adlı son kitaptan hareketle biçim ve içerik açısından incelenmiş, Türk öykücülüğündeki yeri bu iki düzlemden elde edilen sonuçlar çerçevesinde belirlenmeye çalışılmıştır.
Modern Türk hikâyeciliği hakkında isabetli değerlendirmeler yapabilmek için, ilk örneklerinden it... more Modern Türk hikâyeciliği hakkında isabetli değerlendirmeler yapabilmek için, ilk örneklerinden itibaren onun tüm tecrübelerini izlemek gerekir. Bu anlamda, Türk edebiyatının diğer türlerinde olduğu gibi, hikâye alanında kopuklukların olduğu bir vâkıadır ve bu, yapılan değerlendirmeleri de eksik kılmaktadır. Dönemlerinde belli bir yönelimin temsilcisi ya da sürdürücüsü olmuş, ürünleri okurun beğenisini kazanmış, ancak günümüzde unutulmuş pek çok hikâyecimiz vardır. Kitapta, bugüne dek üzerinde yeterince durulmamış, bununla birlikte hikâyemizin kıymetlerinden biri olduğu aşikâr olan Fahri Celâl Göktulga ve hikâyeleri üzerinde durulacaktır. Dileğimiz, Fahri Celâl'i ve dolayısıyla Türk hikâyesini okurlarımızla paylaşmak…