Ozan Ömer Akgül | Mimar Sinan Fine Arts University (original) (raw)
Uploads
Papers by Ozan Ömer Akgül
RumeliDE Journal of Language and Literature Studies, 2023
In recent years, there has been a growing interest in the concept of ecology and its applications... more In recent years, there has been a growing interest in the concept of ecology and its applications within various artistic fields, as well as in discussions within the realms of art, literature, and philosophy. However, it is my contention that simply considering ecological theatre from an aesthetic and artistic standpoint would be inadequate. I argue that the political and ethical dimensions of ecological theatre can only be realized through the effective and practical implementation of its principles. This study asserts that both aesthetic and political dimensions would be weakened if the reflections of ecoaesthetics and eco-dramaturgy are not translated into practical domains. It goes beyond the commonly employed "thematic" approach used by many authors and artists to raise awareness, instead emphasizing the need for the integration of ecological discourse into practical realms. By exploring the potential relationships between eco-aesthetics, eco-dramaturgy, and theatrical practice, the study highlights the significance of practicality in ecological theatre beyond its role in mere awareness-raising. When the term "ecology" is used in today's world, it evokes various meanings, often associated with raising awareness regarding issues such as the climate crisis, excessive energy consumption, and environmental pollution. However, these definitions became mundane and devoid of substance over time. Therefore, it is necessary to comprehend the essence of ecological thinking and the directions it can lead us from the outset. This study underscores that the eco-dramaturgical perspective remains incomplete without establishing a practical and experiential domain, emphasizing the necessity for this realm to be accountable and subject to scrutiny. I argue that authorship plays a crucial role in shaping the discourse surrounding eco-aesthetics and ecodramaturgy, and it is important to consider the implications and responsibilities of authorship within practical applications. By integrating ecological and artistic practices into practical domains, we can create a more impactful and transformative engagement with ecological issues. Therefore, it is imperative for artists, authors, and scholars to collaborate with policymakers, scientists, and activists to ensure that ecological considerations are integrated into real-world practices and decisions. Through this interdisciplinary and practical approach, we can work towards a more sustainable and environmentally conscious future.
Istanbul Universitesi Tiyatro Elestirmenligi ve Dramaturji Bolumu ve Haldun Taner Tiyatro Uygulam... more Istanbul Universitesi Tiyatro Elestirmenligi ve Dramaturji Bolumu ve Haldun Taner Tiyatro Uygulama ve Arastirma Merkezi olarak duzenlemis oldugumuz Turkiye Oyun Yazarliginda Yeni Egi limler baslikli soylesimizin ucuncusunu gerceklestirecegiz. Konuklarimiz arasinda Gokhan Eraslan, Ferdi Cetin, Firuze Engin ve Cem Uslu var. Konusmacilarimiza bazi sorular yonelttik; ozellikle 2000’li yillardan sonra Turkiye tiyatrosunda sikca konusulan alternatif yeni tiyatro, alternatif yeni metin, oteki tiyatro gibi tanimlar hakkinda ne dusunuyorsunuz ve kendi yazma biciminizi bu baglamda nasil degerlendiriyorsunuz ya da sizi bu baglamda degerlendirdikleri icin ne dusunuyorsunuz? Yazma stratejilerinizi nasil olusturuyorsunuz, beslendiginiz dinamikler nelerdir? Turkiye tiyatrosunda oyun yazarligi hakkinda dusunceleriniz nelerdir? Bu sorular baglaminda cevaplayiniz.
Bu tezin kapsamı çağdaş İtalyan yönetmen Romeo Castellucci'nin ikonakırıcı estetiği ve bu estetiğ... more Bu tezin kapsamı çağdaş İtalyan yönetmen Romeo Castellucci'nin ikonakırıcı estetiği ve bu estetiğin oluşturduğu alımlama stratejileri üzerine temellenmektedir. Romeo Castellucci, ikonakırıcı estetiği kullanarak imgeleri ya da ikonları kültürel ve tarihsel bağlamlarından tamamen ayırmadan, yapı söküme uğratarak ya da kırarak onların gösterilmeyen/örtülen yanlarını görünür kılar. Castellucci böylece imgelerin söküklerini ve kırılmış hallerini seyirciye sunar. Bu yaklaşım aynı zamanda konvansiyonel temsil estetiğinin bozulması anlamına gelir. Bu çalışma çağdaş tiyatroda sözden imgeye geçiş estetiğini Castellucci bağlamında tartışmaya açmaktadır. Castellucci'nin estetik yaklaşımının günümüz tiyatrosuna kazandırdığı yeni dramaturjik öneriler ve alımlama önerileri de bu tezin tartışmaları arasında yer alacaktır.
The scope of this dissertation is based on iconoclastic aesthetics of director Romeo Castellucci and the reception strategy created by this aesthetics. Romeo Castellucci makes visible the hidden/covered aspects of images and icons by employing iconoclastic aesthetics, without detaching them from their cultural and historical contexts entirely, but by deconstructing or breaking them. By doing so Castellucci presents torn apart and broken conditions of images to the audience. This approach also means to disrupt conventional representation aesthetics. This study broadens the discussion on contemporary shift from words to images in Castellucci's plays. Dramaturgic and receptive proposals of the aesthetical approach of Castellucci are also in the scope of discussion of this dissertation.
Alman oyun yazarı Heiner Müller 20. yüzyılın ortalarından başlayarak dramatik tiyatro algısını bo... more Alman oyun yazarı Heiner Müller 20. yüzyılın ortalarından başlayarak dramatik tiyatro algısını bozan bir oyun yazarı olarak bilinir. Metinleri Postdramatik veya Postmodern gibi sınıflandırmalar altında teorize edilmiştir. Bu tezde Heiner Müller'in metinleri bahsedilen sınıflandırmaların dışına çıkalarak, Gertrude Stein'ın "peyzaj olarak oyun" düşüncesi ışığında okunacaktır. Gertrude Stein'ın yazılarında bu peyzaj düşüncesinin izleri kolaylıkla takip edilebilmektedir. Gertrude Stein 20. yüzyılın ilk yarısında dramatik tiyatronun akışını değiştirmiştir. "Oyunlar" başlıklı konuşmasında "peyzaj olarak oyun" düşüncesinin ayrıntılarının açıklamıştır. Stein'e göre bir metin olayörgüsü, sahne, karakter, başlangıç ve son gibi dramatik metin stratejilerinden arındırılmalıdır. Bu tezin kapsamında da Müller'in 1970'lerden sonraki Germania Berlin'de Ölüm (1971), Hamlet Makinesi (1977) ve Resim Tasviri (1984) oyunlarındaki yazma stratejileri analiz edilecek ve Stein'ın "peyzaj olarak oyun" düşüncesi adı geçen oyunlarda bir modelleme biçimi olarak kullanılacaktır. Anahtar Kelimeler: Müller, Heiner; Stein, Gertrude; peyzaj; avangard; Brecht,Bertolt; Alman Tiyatrosu; oyun
German playwright Heiner Müller is known as a playwright whose texts have subverted the notion of conventional theatre beginning from the mid-20th century. His texts have been theorized under certain classifications such as Postdramatic and Postmodernist. The aim of this thesis is to analyze Heiner Müller's texts in the light of Gertrude Stein's notion of "play as landscape". In Gertrude Stein's writings the traces of landscape understanding are commonly seen. In the first half of 20th century Gertrude Stein changed the flow of conventional theatre. In her lecture entitled "Plays" she explained the details about the understanding of "play as landscape". According to Stein the texts should be stripped of such conventional means of theatre as story, plot, acts, characters and a proper beginning and an ending. Within the scope of this thesis Heiner Muller's texts after 1970's Germania Death in Berlin (1971), Hamlet Machine (1977) and Description of a Picture (1984) is to analyzed and Gertrude Stein's notion "play as landscape" is to be used a model for the texts mentioned above. Key Words: Müller, Heiner; Stein, Gertrude; landscape; avantgarde; Brecht, Bertolt; German Theatre, play
Doğan Kitap, 2020
Not: Metin içinde kullanılan bazı alıntılar basım hatası nedeniyle metinden ayrışmamıştır. Alıntı... more Not: Metin içinde kullanılan bazı alıntılar basım hatası nedeniyle metinden ayrışmamıştır. Alıntı numarası olan yerler referans metinlerden alınmıştır.
Bu çalışma Cumhuriyet’e geçiş sonrasında toplumsal unutuş-anımsama sorunsalına, değişen erkeklik ... more Bu çalışma Cumhuriyet’e geçiş sonrasında toplumsal unutuş-anımsama
sorunsalına, değişen erkeklik paradigması üzerinden tiyatro metinleriyle
odaklanmayı amaçlamıştır. Eski erkeklik paradigmasının yeni düzene
nasıl sirayet ettiğini erken dönem Cumhuriyet oyunları olarak adlandıracağımız
Bir Adam Yaratmak ve Gölgeler metinleri üzerinden değerlendirecektir.
Yeni düzen içinde durmadan anımsanan geçmiş (eski düzen),
özneleri nasıl bir hayalete dönüştürdüğü açımlanacak ve bu bağlamda
toplumsal değişimler oyunlar ekseninde örneklendirilmeye çalışılacaktır.
Böylece; bellekle kurulan ilişki değerlendirilmiş olacak, yeni düzenin
unutturduğu imgeler, kavramlar oyunlar bağlamında tartışmaya açılmış
olacaktır. / The Changing Paradigm of Male in Early Republican Period Plays and The Stand of Forgetting in The New Paradigm
Abstract
The aim of this study is to consider the problematic of social forgetting-remembering
after the republic an revolution under the concept of
changing “male” paradigm. The traces of the mentioned problem are to
be followed in the theatre texts. The way how the old “male” paradigm
spread into the new order is to be examined in the texts such as Bir Adam
Yaratmak and Gölgeler which can be seen as early republican period
plays. How the remembering past (old order) made the old subjects ghosts
is to be explored and within this context the social changes are exemplified
in the theatre texts. By doing so the relationship with the memory will have
been examined and the images and the concepts that the neworder made
us forget, will have been problematized.
Bu makalenin amacı Tanzimat’tan günümüze tiyatroda kültür politikalarını tartışmaktır. Çalışmada ... more Bu makalenin amacı Tanzimat’tan günümüze tiyatroda kültür politikalarını tartışmaktır. Çalışmada
odaklanacağımız nokta kültür politikasının devlet eliyle Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne
nasıl kullanıldığı olacaktır. İlk olarak, “kültür” kelimesinin Latince “cultura”dan geldiğini
açıklayacağız. Ardından kelimenin bu değişen ve modern anlamıyla nasıl bir “anlam”
oluşturduğu üzerine odaklanacağız. Bu bağlamda kültürün/medeniyetin “gericilik” ve “ilericilik”
ışığında nasıl algılandığının üzerinde duracağız. Tanzimat’la birlikte milli kimlik yaratmak
ve yaratılan kimliğin kültürü nasıl etkilediğini açıklamaya çalışacağız. Bu bağlamda Devlet
ve Şehir (Darülbedayi) Tiyatroları’nın kuruluş amacı ve sanat anlayışlarının söylemlerini tartışacağız.
Bahsedilen tüm argümanlar Türkiye tiyatrosuna bu olguların nasıl etki ettiği üzerine
olacaktır. Ayrıca kendilerini “alternatif” olarak adlandıran tiyatroların veya grupların Türkiye
tiyatrosundaki geleneksel (kuruluş amacıyla sınırlandırılmış) sanat anlayışını ve kültür politikalarını
nasıl yeniden ürettikleri ve pekiştirdikleri ifade edilecektir.
(The aim of this article is to discuss cultural policy of the Turkish theater beginning from the
Tanzimat until today. Within the frame of this study, we will focus on the use of cultural policy
by governments from Ottoman Empire to Turkish Republic. At first, we will explain the origin
of “culture” as a word derived from “cultura” in Latin. Then we will focus on modern meaning
of this word and how the meaning of the word has changed today. In this context we will
concentrate on how we perceive culture/ civilization in the light of backwardness and progressivism.
In tandem with Tanzimat we attempt to examine the relationship between creating
a national identity and how it affects culture. Concordantly, we will discuss the founding aim
of the National and Municipal theatres and how the discourses of these theatres shape the
sense of art. All the above mentioned arguments will reveal how the Turkish Theatre has
been influenced. Additionally, we will state that the theatre groups who define themselves
as “alternative” reproduce and reinforce conventional discourse in the Turkish cultural policy
and sense of art in Turkish Theatre.)
XX. yüzyılın başından itibaren Batı tiyatrosu tarihsel avangartlarla birlikte kendinden önceki ti... more XX. yüzyılın başından itibaren Batı tiyatrosu tarihsel avangartlarla birlikte
kendinden önceki tiyatronun dilini, üslûbunu ve biçimini dönüştürme çabasına girmiş, kimi
zaman da klasik tiyatro paradigmalarını sarsmak niyetinde olmuştur. Bu kırılmaların en
önemlisi seyreden ve eyleyen uzamlarının sorunsallaştırılmasıdır. Fütüristler, Sembolistler,
Gerçeküstücüler, Dadaistler metinsel ve sahneleme bağlamında seyirci pratiğini
değiştirmeye çalışmışlardır. Bu girişimler belirli bir kırılma yaratsa da modernizmin tarih
ve geçmişle kurmuş olduğu ilişki gelişmemiş, aydınlanamamış ve ilerlemeyi bekleyen bir
düşüncenin ürünü olmaya devam etmiştir. Bu çalışmada bir zamanlar Gerçeküstücüler
ile birlikte adı anılmış Antonin Artaud’un “Vahşet Tiyatrosu”nun kendisinden sonraki
tiyatro biçimine nasıl etki ettiği konu edilecektir. Bu bağlamda Heiner Müller’in Hamlet
Makinesi adlı oyununda Artaud’un izleri aranacaktır. Artaud’un Tiyatro ve İkizi adlı kitabı
kendisinden önceki tiyatro fikrini alaşağı eden birçok düşünceyi barındırmaktadır. Bunun
başında tiyatrodaki seyircinin ve metnin sorunsallaştırılması gelmektedir. Antik Yunan’dan
bugüne değin tragedya formu ile birlikte ortaya çıkan eyleyen ve seyreden ayrımı
Artaud’nun tiyatro fikrinde neredeyse ortadan kaldırılmıştır ve bilinçdışına hapsedilmiş
insanın tüm “vahşi ve dayanılmaz” dürtü ve uygulamalarının ortaya çıkması gerekliliğinin
üzerinde durulmuştur. Bu düşüncelerle birlikte “yazarın ölümü” gibi, Artaud da “metnin
ölümünü” bir nevi ilan etmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında Hamlet Makinesi Artaud’un
tiyatro fikri üzerinden değerlendirilecektir. (In the very first half of the 20th century Western Theatre aimed to transform
the language and style of the conventional theatre thanks to avant-garde artists while
deconstructing the paradigms of the conventional theatre. One of the most significant
rupture is to problematize the positions of the actors and spectators. Futurists, Symbolists,
Surrealists and Dadaists struggled to change the stand of spectator in terms of texts and
stagings. Despite the fact that these practices created a somehow rupture, the link between
past and present did not flourish and enlighten and kept on being a product of the thought
that waited to progress. The aim of this article is to consider how Antonin Artaud’s
“Theatre of Cruelty” effected the language of the theatre that came after him. Within this
scope the traces of Artaud’s thoughts is to be followed in Heiner Müller’s Hamletmachine.
Artaud’s book entitled “Theatre and its Double” has the notion that decontructs the ideas
of conventional theatre. Additionally there comes the questioning of the stand of text and
spectator in theatre. Artaud’s understanding of theatre blurred the distinction between the
actor and spectator, a convention that has been founded by the Tragedy firstly in Ancient
Greek and focused on the necessity of the freeing the instints that has been suppressed into
subconsious. Together with these ideas Artaud declared the “death of the texts” as in the
case of “death of the author”. Under the light of above mentioned issues Hamletmachine is
to be considered with the theoretical background of Artaud)
Book Reviews by Ozan Ömer Akgül
Hürriyet Kitap, 2022
Çağdaş Norveç tiyatrosunun önemli isimlerinden Fredrik Brattberg'in 'Eve Dönüşler' ve 'Annenin Ço... more Çağdaş Norveç tiyatrosunun önemli isimlerinden Fredrik Brattberg'in 'Eve Dönüşler' ve 'Annenin Çocuğunun Babası' adlı iki oyunu Habitus Kitap etiketiyle Türkçede. Brattberg'in metinleri hem çağdaş oyun yazarlığı üzerine düşünmemizi sağlarken hem de anlattığı hikâyeler 'aile' kavramı, evde ve zamanda olmanın olasılıkları üzerinden bu çağın insanına yakından temas ediyor. Galataperform'un tiyatroda yeni yazma biçimlerine odaklanan Yeni Metin Projesi kapsamında metinleri çevrilen çağdaş Norveç tiyatrosunun önemli isimlerinden Fredrik Brattberg'in 'Eve Dönüşler' ve 'Annenin Çocuğunun Babası' adlı oyunları Habitus Yayınları tarafından yayımlandı. Yeni Metin Projesi direktörü yazar ve dramaturg Ferdi Çetin metinleri Türkçeye çevirdi. Brattberg, Norveç'in en prestijli ödülleri arasında yer alan Ibsen ödülüne sahip. Brattberg'in oyunları 20 dile çevrildi ve Théâtre du Rond-Point, Théâtre de la Colline, Comédie-Française ve Shauspiel Frankfurt gibi önemli tiyatrolarda sahnelendi.
Books by Ozan Ömer Akgül
Mitos- Boyut, 2023
"Bu kitap oyun yazarlığına yeni başlayanlar ya da oyun yazarken bazı teknik konulara ihtiyaç duya... more "Bu kitap oyun yazarlığına yeni başlayanlar ya da oyun yazarken bazı teknik konulara ihtiyaç duyan yazarlar için bir kılavuz niteliğinde yazılmıştır. Bu çalışma uzun yıllarıdır hem Galata Perform bünyesinde ve hem de bağımsız olarak gerçekleştirdiğim oyun yazarlığı atölyelerinde verdiğim derslerin bir dökümüdür. Burada anlatılanlar oyun yazarlığının teknik bir iş olduğunu vurgulamaktadır. Ancak bu tekniğe bir şekilde hâkim olduğumuzda oyun yazma edimimizin gelişeceğini düşünmekteyim. Buradaki kural ya da yöntemler “mutlak” ya da “değişmez” değildir. Ama uzun yıllardır oyun yazarlığında kullanılmış, iyi kurulmuş metinlerde karşılaştığımız yöntem ve uygulamalardır. Mesele buradaki kural ya da yöntemleri ezberlemek değil, uygulama alanında bu yöntemleri işlevsel bir şekilde kullanmaktır. Dolayısıyla bu çalışmada konuların sonlarında yer alan alıştırmalar bu yüzden tasarlanmıştır."
RumeliDE Journal of Language and Literature Studies, 2023
In recent years, there has been a growing interest in the concept of ecology and its applications... more In recent years, there has been a growing interest in the concept of ecology and its applications within various artistic fields, as well as in discussions within the realms of art, literature, and philosophy. However, it is my contention that simply considering ecological theatre from an aesthetic and artistic standpoint would be inadequate. I argue that the political and ethical dimensions of ecological theatre can only be realized through the effective and practical implementation of its principles. This study asserts that both aesthetic and political dimensions would be weakened if the reflections of ecoaesthetics and eco-dramaturgy are not translated into practical domains. It goes beyond the commonly employed "thematic" approach used by many authors and artists to raise awareness, instead emphasizing the need for the integration of ecological discourse into practical realms. By exploring the potential relationships between eco-aesthetics, eco-dramaturgy, and theatrical practice, the study highlights the significance of practicality in ecological theatre beyond its role in mere awareness-raising. When the term "ecology" is used in today's world, it evokes various meanings, often associated with raising awareness regarding issues such as the climate crisis, excessive energy consumption, and environmental pollution. However, these definitions became mundane and devoid of substance over time. Therefore, it is necessary to comprehend the essence of ecological thinking and the directions it can lead us from the outset. This study underscores that the eco-dramaturgical perspective remains incomplete without establishing a practical and experiential domain, emphasizing the necessity for this realm to be accountable and subject to scrutiny. I argue that authorship plays a crucial role in shaping the discourse surrounding eco-aesthetics and ecodramaturgy, and it is important to consider the implications and responsibilities of authorship within practical applications. By integrating ecological and artistic practices into practical domains, we can create a more impactful and transformative engagement with ecological issues. Therefore, it is imperative for artists, authors, and scholars to collaborate with policymakers, scientists, and activists to ensure that ecological considerations are integrated into real-world practices and decisions. Through this interdisciplinary and practical approach, we can work towards a more sustainable and environmentally conscious future.
Istanbul Universitesi Tiyatro Elestirmenligi ve Dramaturji Bolumu ve Haldun Taner Tiyatro Uygulam... more Istanbul Universitesi Tiyatro Elestirmenligi ve Dramaturji Bolumu ve Haldun Taner Tiyatro Uygulama ve Arastirma Merkezi olarak duzenlemis oldugumuz Turkiye Oyun Yazarliginda Yeni Egi limler baslikli soylesimizin ucuncusunu gerceklestirecegiz. Konuklarimiz arasinda Gokhan Eraslan, Ferdi Cetin, Firuze Engin ve Cem Uslu var. Konusmacilarimiza bazi sorular yonelttik; ozellikle 2000’li yillardan sonra Turkiye tiyatrosunda sikca konusulan alternatif yeni tiyatro, alternatif yeni metin, oteki tiyatro gibi tanimlar hakkinda ne dusunuyorsunuz ve kendi yazma biciminizi bu baglamda nasil degerlendiriyorsunuz ya da sizi bu baglamda degerlendirdikleri icin ne dusunuyorsunuz? Yazma stratejilerinizi nasil olusturuyorsunuz, beslendiginiz dinamikler nelerdir? Turkiye tiyatrosunda oyun yazarligi hakkinda dusunceleriniz nelerdir? Bu sorular baglaminda cevaplayiniz.
Bu tezin kapsamı çağdaş İtalyan yönetmen Romeo Castellucci'nin ikonakırıcı estetiği ve bu estetiğ... more Bu tezin kapsamı çağdaş İtalyan yönetmen Romeo Castellucci'nin ikonakırıcı estetiği ve bu estetiğin oluşturduğu alımlama stratejileri üzerine temellenmektedir. Romeo Castellucci, ikonakırıcı estetiği kullanarak imgeleri ya da ikonları kültürel ve tarihsel bağlamlarından tamamen ayırmadan, yapı söküme uğratarak ya da kırarak onların gösterilmeyen/örtülen yanlarını görünür kılar. Castellucci böylece imgelerin söküklerini ve kırılmış hallerini seyirciye sunar. Bu yaklaşım aynı zamanda konvansiyonel temsil estetiğinin bozulması anlamına gelir. Bu çalışma çağdaş tiyatroda sözden imgeye geçiş estetiğini Castellucci bağlamında tartışmaya açmaktadır. Castellucci'nin estetik yaklaşımının günümüz tiyatrosuna kazandırdığı yeni dramaturjik öneriler ve alımlama önerileri de bu tezin tartışmaları arasında yer alacaktır.
The scope of this dissertation is based on iconoclastic aesthetics of director Romeo Castellucci and the reception strategy created by this aesthetics. Romeo Castellucci makes visible the hidden/covered aspects of images and icons by employing iconoclastic aesthetics, without detaching them from their cultural and historical contexts entirely, but by deconstructing or breaking them. By doing so Castellucci presents torn apart and broken conditions of images to the audience. This approach also means to disrupt conventional representation aesthetics. This study broadens the discussion on contemporary shift from words to images in Castellucci's plays. Dramaturgic and receptive proposals of the aesthetical approach of Castellucci are also in the scope of discussion of this dissertation.
Alman oyun yazarı Heiner Müller 20. yüzyılın ortalarından başlayarak dramatik tiyatro algısını bo... more Alman oyun yazarı Heiner Müller 20. yüzyılın ortalarından başlayarak dramatik tiyatro algısını bozan bir oyun yazarı olarak bilinir. Metinleri Postdramatik veya Postmodern gibi sınıflandırmalar altında teorize edilmiştir. Bu tezde Heiner Müller'in metinleri bahsedilen sınıflandırmaların dışına çıkalarak, Gertrude Stein'ın "peyzaj olarak oyun" düşüncesi ışığında okunacaktır. Gertrude Stein'ın yazılarında bu peyzaj düşüncesinin izleri kolaylıkla takip edilebilmektedir. Gertrude Stein 20. yüzyılın ilk yarısında dramatik tiyatronun akışını değiştirmiştir. "Oyunlar" başlıklı konuşmasında "peyzaj olarak oyun" düşüncesinin ayrıntılarının açıklamıştır. Stein'e göre bir metin olayörgüsü, sahne, karakter, başlangıç ve son gibi dramatik metin stratejilerinden arındırılmalıdır. Bu tezin kapsamında da Müller'in 1970'lerden sonraki Germania Berlin'de Ölüm (1971), Hamlet Makinesi (1977) ve Resim Tasviri (1984) oyunlarındaki yazma stratejileri analiz edilecek ve Stein'ın "peyzaj olarak oyun" düşüncesi adı geçen oyunlarda bir modelleme biçimi olarak kullanılacaktır. Anahtar Kelimeler: Müller, Heiner; Stein, Gertrude; peyzaj; avangard; Brecht,Bertolt; Alman Tiyatrosu; oyun
German playwright Heiner Müller is known as a playwright whose texts have subverted the notion of conventional theatre beginning from the mid-20th century. His texts have been theorized under certain classifications such as Postdramatic and Postmodernist. The aim of this thesis is to analyze Heiner Müller's texts in the light of Gertrude Stein's notion of "play as landscape". In Gertrude Stein's writings the traces of landscape understanding are commonly seen. In the first half of 20th century Gertrude Stein changed the flow of conventional theatre. In her lecture entitled "Plays" she explained the details about the understanding of "play as landscape". According to Stein the texts should be stripped of such conventional means of theatre as story, plot, acts, characters and a proper beginning and an ending. Within the scope of this thesis Heiner Muller's texts after 1970's Germania Death in Berlin (1971), Hamlet Machine (1977) and Description of a Picture (1984) is to analyzed and Gertrude Stein's notion "play as landscape" is to be used a model for the texts mentioned above. Key Words: Müller, Heiner; Stein, Gertrude; landscape; avantgarde; Brecht, Bertolt; German Theatre, play
Doğan Kitap, 2020
Not: Metin içinde kullanılan bazı alıntılar basım hatası nedeniyle metinden ayrışmamıştır. Alıntı... more Not: Metin içinde kullanılan bazı alıntılar basım hatası nedeniyle metinden ayrışmamıştır. Alıntı numarası olan yerler referans metinlerden alınmıştır.
Bu çalışma Cumhuriyet’e geçiş sonrasında toplumsal unutuş-anımsama sorunsalına, değişen erkeklik ... more Bu çalışma Cumhuriyet’e geçiş sonrasında toplumsal unutuş-anımsama
sorunsalına, değişen erkeklik paradigması üzerinden tiyatro metinleriyle
odaklanmayı amaçlamıştır. Eski erkeklik paradigmasının yeni düzene
nasıl sirayet ettiğini erken dönem Cumhuriyet oyunları olarak adlandıracağımız
Bir Adam Yaratmak ve Gölgeler metinleri üzerinden değerlendirecektir.
Yeni düzen içinde durmadan anımsanan geçmiş (eski düzen),
özneleri nasıl bir hayalete dönüştürdüğü açımlanacak ve bu bağlamda
toplumsal değişimler oyunlar ekseninde örneklendirilmeye çalışılacaktır.
Böylece; bellekle kurulan ilişki değerlendirilmiş olacak, yeni düzenin
unutturduğu imgeler, kavramlar oyunlar bağlamında tartışmaya açılmış
olacaktır. / The Changing Paradigm of Male in Early Republican Period Plays and The Stand of Forgetting in The New Paradigm
Abstract
The aim of this study is to consider the problematic of social forgetting-remembering
after the republic an revolution under the concept of
changing “male” paradigm. The traces of the mentioned problem are to
be followed in the theatre texts. The way how the old “male” paradigm
spread into the new order is to be examined in the texts such as Bir Adam
Yaratmak and Gölgeler which can be seen as early republican period
plays. How the remembering past (old order) made the old subjects ghosts
is to be explored and within this context the social changes are exemplified
in the theatre texts. By doing so the relationship with the memory will have
been examined and the images and the concepts that the neworder made
us forget, will have been problematized.
Bu makalenin amacı Tanzimat’tan günümüze tiyatroda kültür politikalarını tartışmaktır. Çalışmada ... more Bu makalenin amacı Tanzimat’tan günümüze tiyatroda kültür politikalarını tartışmaktır. Çalışmada
odaklanacağımız nokta kültür politikasının devlet eliyle Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne
nasıl kullanıldığı olacaktır. İlk olarak, “kültür” kelimesinin Latince “cultura”dan geldiğini
açıklayacağız. Ardından kelimenin bu değişen ve modern anlamıyla nasıl bir “anlam”
oluşturduğu üzerine odaklanacağız. Bu bağlamda kültürün/medeniyetin “gericilik” ve “ilericilik”
ışığında nasıl algılandığının üzerinde duracağız. Tanzimat’la birlikte milli kimlik yaratmak
ve yaratılan kimliğin kültürü nasıl etkilediğini açıklamaya çalışacağız. Bu bağlamda Devlet
ve Şehir (Darülbedayi) Tiyatroları’nın kuruluş amacı ve sanat anlayışlarının söylemlerini tartışacağız.
Bahsedilen tüm argümanlar Türkiye tiyatrosuna bu olguların nasıl etki ettiği üzerine
olacaktır. Ayrıca kendilerini “alternatif” olarak adlandıran tiyatroların veya grupların Türkiye
tiyatrosundaki geleneksel (kuruluş amacıyla sınırlandırılmış) sanat anlayışını ve kültür politikalarını
nasıl yeniden ürettikleri ve pekiştirdikleri ifade edilecektir.
(The aim of this article is to discuss cultural policy of the Turkish theater beginning from the
Tanzimat until today. Within the frame of this study, we will focus on the use of cultural policy
by governments from Ottoman Empire to Turkish Republic. At first, we will explain the origin
of “culture” as a word derived from “cultura” in Latin. Then we will focus on modern meaning
of this word and how the meaning of the word has changed today. In this context we will
concentrate on how we perceive culture/ civilization in the light of backwardness and progressivism.
In tandem with Tanzimat we attempt to examine the relationship between creating
a national identity and how it affects culture. Concordantly, we will discuss the founding aim
of the National and Municipal theatres and how the discourses of these theatres shape the
sense of art. All the above mentioned arguments will reveal how the Turkish Theatre has
been influenced. Additionally, we will state that the theatre groups who define themselves
as “alternative” reproduce and reinforce conventional discourse in the Turkish cultural policy
and sense of art in Turkish Theatre.)
XX. yüzyılın başından itibaren Batı tiyatrosu tarihsel avangartlarla birlikte kendinden önceki ti... more XX. yüzyılın başından itibaren Batı tiyatrosu tarihsel avangartlarla birlikte
kendinden önceki tiyatronun dilini, üslûbunu ve biçimini dönüştürme çabasına girmiş, kimi
zaman da klasik tiyatro paradigmalarını sarsmak niyetinde olmuştur. Bu kırılmaların en
önemlisi seyreden ve eyleyen uzamlarının sorunsallaştırılmasıdır. Fütüristler, Sembolistler,
Gerçeküstücüler, Dadaistler metinsel ve sahneleme bağlamında seyirci pratiğini
değiştirmeye çalışmışlardır. Bu girişimler belirli bir kırılma yaratsa da modernizmin tarih
ve geçmişle kurmuş olduğu ilişki gelişmemiş, aydınlanamamış ve ilerlemeyi bekleyen bir
düşüncenin ürünü olmaya devam etmiştir. Bu çalışmada bir zamanlar Gerçeküstücüler
ile birlikte adı anılmış Antonin Artaud’un “Vahşet Tiyatrosu”nun kendisinden sonraki
tiyatro biçimine nasıl etki ettiği konu edilecektir. Bu bağlamda Heiner Müller’in Hamlet
Makinesi adlı oyununda Artaud’un izleri aranacaktır. Artaud’un Tiyatro ve İkizi adlı kitabı
kendisinden önceki tiyatro fikrini alaşağı eden birçok düşünceyi barındırmaktadır. Bunun
başında tiyatrodaki seyircinin ve metnin sorunsallaştırılması gelmektedir. Antik Yunan’dan
bugüne değin tragedya formu ile birlikte ortaya çıkan eyleyen ve seyreden ayrımı
Artaud’nun tiyatro fikrinde neredeyse ortadan kaldırılmıştır ve bilinçdışına hapsedilmiş
insanın tüm “vahşi ve dayanılmaz” dürtü ve uygulamalarının ortaya çıkması gerekliliğinin
üzerinde durulmuştur. Bu düşüncelerle birlikte “yazarın ölümü” gibi, Artaud da “metnin
ölümünü” bir nevi ilan etmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında Hamlet Makinesi Artaud’un
tiyatro fikri üzerinden değerlendirilecektir. (In the very first half of the 20th century Western Theatre aimed to transform
the language and style of the conventional theatre thanks to avant-garde artists while
deconstructing the paradigms of the conventional theatre. One of the most significant
rupture is to problematize the positions of the actors and spectators. Futurists, Symbolists,
Surrealists and Dadaists struggled to change the stand of spectator in terms of texts and
stagings. Despite the fact that these practices created a somehow rupture, the link between
past and present did not flourish and enlighten and kept on being a product of the thought
that waited to progress. The aim of this article is to consider how Antonin Artaud’s
“Theatre of Cruelty” effected the language of the theatre that came after him. Within this
scope the traces of Artaud’s thoughts is to be followed in Heiner Müller’s Hamletmachine.
Artaud’s book entitled “Theatre and its Double” has the notion that decontructs the ideas
of conventional theatre. Additionally there comes the questioning of the stand of text and
spectator in theatre. Artaud’s understanding of theatre blurred the distinction between the
actor and spectator, a convention that has been founded by the Tragedy firstly in Ancient
Greek and focused on the necessity of the freeing the instints that has been suppressed into
subconsious. Together with these ideas Artaud declared the “death of the texts” as in the
case of “death of the author”. Under the light of above mentioned issues Hamletmachine is
to be considered with the theoretical background of Artaud)
Hürriyet Kitap, 2022
Çağdaş Norveç tiyatrosunun önemli isimlerinden Fredrik Brattberg'in 'Eve Dönüşler' ve 'Annenin Ço... more Çağdaş Norveç tiyatrosunun önemli isimlerinden Fredrik Brattberg'in 'Eve Dönüşler' ve 'Annenin Çocuğunun Babası' adlı iki oyunu Habitus Kitap etiketiyle Türkçede. Brattberg'in metinleri hem çağdaş oyun yazarlığı üzerine düşünmemizi sağlarken hem de anlattığı hikâyeler 'aile' kavramı, evde ve zamanda olmanın olasılıkları üzerinden bu çağın insanına yakından temas ediyor. Galataperform'un tiyatroda yeni yazma biçimlerine odaklanan Yeni Metin Projesi kapsamında metinleri çevrilen çağdaş Norveç tiyatrosunun önemli isimlerinden Fredrik Brattberg'in 'Eve Dönüşler' ve 'Annenin Çocuğunun Babası' adlı oyunları Habitus Yayınları tarafından yayımlandı. Yeni Metin Projesi direktörü yazar ve dramaturg Ferdi Çetin metinleri Türkçeye çevirdi. Brattberg, Norveç'in en prestijli ödülleri arasında yer alan Ibsen ödülüne sahip. Brattberg'in oyunları 20 dile çevrildi ve Théâtre du Rond-Point, Théâtre de la Colline, Comédie-Française ve Shauspiel Frankfurt gibi önemli tiyatrolarda sahnelendi.
Mitos- Boyut, 2023
"Bu kitap oyun yazarlığına yeni başlayanlar ya da oyun yazarken bazı teknik konulara ihtiyaç duya... more "Bu kitap oyun yazarlığına yeni başlayanlar ya da oyun yazarken bazı teknik konulara ihtiyaç duyan yazarlar için bir kılavuz niteliğinde yazılmıştır. Bu çalışma uzun yıllarıdır hem Galata Perform bünyesinde ve hem de bağımsız olarak gerçekleştirdiğim oyun yazarlığı atölyelerinde verdiğim derslerin bir dökümüdür. Burada anlatılanlar oyun yazarlığının teknik bir iş olduğunu vurgulamaktadır. Ancak bu tekniğe bir şekilde hâkim olduğumuzda oyun yazma edimimizin gelişeceğini düşünmekteyim. Buradaki kural ya da yöntemler “mutlak” ya da “değişmez” değildir. Ama uzun yıllardır oyun yazarlığında kullanılmış, iyi kurulmuş metinlerde karşılaştığımız yöntem ve uygulamalardır. Mesele buradaki kural ya da yöntemleri ezberlemek değil, uygulama alanında bu yöntemleri işlevsel bir şekilde kullanmaktır. Dolayısıyla bu çalışmada konuların sonlarında yer alan alıştırmalar bu yüzden tasarlanmıştır."