Ermis DANDAN | Muğla Sıtkı Koçman üniversitesi (original) (raw)

Papers by Ermis DANDAN

Research paper thumbnail of Osman Fevzi Olcay’ın Muhtasar Menâkıb-ı Mevlânâ İsimli Eseri

Mevlevilik, Mevlana ve Şeyh Galip Üzerine İncelemeler, Nov 4, 2022

'da erkek öğretmen okulu olarak kurulan Darülmuallimin'den mezun oldu. İstanbul'da da bir yıl eği... more 'da erkek öğretmen okulu olarak kurulan Darülmuallimin'den mezun oldu. İstanbul'da da bir yıl eğitim görmesinin ardından babasının görev yaptığı medresede eğitim aldı. Bu eğitimlerinin yanında hüsn-i hat sanatına ilgi duydu ve kendini bu alanda geliştirdi. Farklı memuriyetlerde bulunmasının yanında savaş zamanlarında orduda görev aldı. Özellikle İstanbul Kütüphaneleri Kitap Tasnif Komisyonunda görev yaptığı zamanlarda aldığı notlardan ve topladığı kaynaklardan, yazdığı eserleri oluşturmasında oldukça faydalanmıştır. Başta Amasya ile ilgili olmak üzere, çok sayıda tarihî eser ortaya koyan Olcay, bu eserlerinin neredeyse tamamını kendi el yazısıyla eski harfli olarak kaleme almıştır. Osman Fevzi Olcay'ın eserlerinden biri de Muhtasar Menâkıb-ı Mevlânâ isimli bu çalışmanın da konusunu oluşturan kitabıdır. 38 varaktan oluşan eser 12 Ekim 1940 tarihinde tamamlanmıştır. Eser, Mevlana'nın silsilesinin verilmesiyle başlar. Öncelikle Mevlana'nın babası Bahaeddin Veled'in hayatı hakkında bilgiler verildikten sonra Mevlana'nın hayatı ve menkıbelerine yer verilir. Sonrasında Mavlana'nın dost ve halifeleri ile oğlu Sultan Veled'in anlatıldığı eser, sonda yer alan şeyhlerin ve mevlevihanelerin listesinin verilmesiyle son bulur.

Research paper thumbnail of Telif-Tercüme Meselesi: Abdullah Seyyidî’nin Şifâ-i Kulub’u Mehmet Birgivî Efendi’nin Tarîkat-i Muhammediyyesi’nin Bir Tercümesi Midir?

Klasik Türk edebiyatı tercüme geleneği, bugünkü anlayışı aşarak sahadaki araştırmacıları zorlayan... more Klasik Türk edebiyatı tercüme geleneği, bugünkü anlayışı aşarak sahadaki araştırmacıları zorlayan, bir eserin orijinal mi yoksa tercümeden mi meydana geldiğini müşkül hale getiren bir meseledir. Telif-tercüme çizgisinde Osmanlı müellifinin, kaynak metinden veya birçok kaynaktan ulaştığı bilgileri, kendi kültürel seviyesinde işleyerek tercüme etmesinin yanında bütünüyle olmamakla birlikte kendisinin de katkılarıyla telif eser üretebileceği aşikârdır. Abdullah Seyyidî, XVII. yüzyılda yaşamış, dinî konularla halkı bilinçlendirmiş ve döneminde ortaya çıkan bidatlere karşı tenkitlerde bulunmuştur. Kaleme aldığı Şifa-i Kulûb adlı akaitnamesinde de temel dinî inanç ve bilgileri aktardığı metnin arka planı dikkatli tetkik edildiği vakit bozuk fikirlerin dine sirayet ettiğini ve ortaya çıkan bidatlere karşı dini müdafaa etmek amacıyla yazılan bir eser olduğunu görmekteyiz. Eserinde yer yer Kadızadeliler’in düşüncelerini yansıtarak akıl hocası olarak gördüğü Birgivî’den iktibaslar gerçekleştirmiş, dinî görüş ve fikirlerinin temelini bu şahıs etrafında inşa etmiştir. Bu çalışmada, Seyyidî’nin hayatına dair birincil ve ikincil kaynaklar mukayese edilerek hakiki şahsiyeti ortaya konulacaktır. Ayrıca telif-tercüme eserin üretimi etrafında XVII. yüzyılda yazılan Şifâ-i Kulûb adlı eserin, Mehmet Birgivî Efendi’nin XVI. yüzyılda Arapça kaleme aldığı Tarikat-i Muhammediyye adlı eserinin tercümesi olup olmadığı tartışılacaktır.

Research paper thumbnail of Cihâd Risalelerine İlave Bir Kaynak: Ali Galib'in Kitâb-ı Fezâ'il-i Gazâ (Menâkıb-ı Cihâd

İslam kaide ve düzenini bütün âleme egemen kılma ve bu nizamı müdafaa etmek amacıyla İslâm dîni u... more İslam kaide ve düzenini bütün âleme egemen kılma ve bu nizamı müdafaa etmek amacıyla İslâm dîni uğrunda ve Allah yolunda yapılan cenk olan cihat üzerine birçok hadisin mevcudiyeti bilinmektedir. Cihat ve faziletinin aktarıldığı, cihadın nasıl yapılacağına dair usullerin verildiği bu hadisler, İslam kültüründe mühim bir yeri işgal etmektedir. Hadis ve fıkıh eserlerindeki muhtelif başlıklar altında incelenen cihat meselesi sonrasında “kitâbü’l-cihâd” veya “fezâ’ilü’l-cihâd” isminde risalelere ve müstakil eserlere konu olmuştur. Hicrî II. asırdan başlayarak kitap haline getirilen cihat risale ve eserleri, İslam kültürü çerçevesinde inkişaf ederek büyük bir literatürü beslemiş ve Osmanlı döneminde XV. yüzyıldan başlayarak XX. yüzyıla kadar tedvin faaliyeti daimî olarak devam etmiştir. İtalya’nın Trablusgarp taarruzu ve peşinden gelen I. ve II. Balkan Harbi’nin yaşandığı bir dönemde Ali Galip tarafından kaleme alınan Kitâb-ı Fezâ’il-i Gazâ (Menâkıb-ı Cihâd) adlı eser, önce h. 1320/ m. 1902-1903 yılında rika hattıyla tahrir edilmiş, birkaç yıl sonra ise h. 1330/1911-12 yılında İstanbul’da Tevsî-i Tabâ’at matbaasında tab olunmuştur. Cihat hakkında ayet ve hadislerin yer verildiği eserde, İslam tarihinde yer alan meşhur menkıbelerin anlatımıyla bir Müslümanın cihat arzusu canlı tutulmak istenmiştir. Bu makale çerçevesinde, Ali Galip’in hayatı ve eserlerine dair bilgiler verildikten sonra Kitâb-ı Fezâ’il-i Gazâ (Menâkıb-ı Cihâd) adlı eserin muhtevası tetkik edilecektir. Akabinde eserin tam metni verilerek konu üzerinde çalışma gerçekleştirecek araştırmacıların istifadesine sunulacaktır.

Research paper thumbnail of BÜZÜRCMİHR’İN ZAFERNAME’SİNİN TÜRKÇE BİR ŞERHİ: OSMAN RASİH’İN MÜKÂLEMÂT-I EDEBİYYE’Sİ

Türk Edebiyatı’nda zafernâme denildiği zaman akla “düşman ordusuna karşı elde edilen başarı netic... more Türk Edebiyatı’nda zafernâme denildiği zaman akla “düşman ordusuna karşı elde edilen başarı neticesinde yazılan manzum veya mensur eserler” gelmektedir. Ancak İslamî Edebiyat geleneğinde Zafernâme ismiyle meşhur olan Farsça bir eser de bulunmaktadır. İran padişahlarından adaletiyle meşhur olan Nuşirevân’ın meşhur veziri Büzürcmihr tarafından kısa soru ve cevaplar şeklinde tertip edilen Zafername isimli eser, Nuşirevân’a adaleti sağlaması için gerekli tavsiyeleri içermektedir. Bu Zafernâme, diğer Müslüman topluluklarda olduğu gibi Türklerde de büyük ilgiye mazhar olmuş ve Türkçeye birçok defa tercüme edilmiştir. Şu ana kadar bu eserin Türkçede 13 tercümesi olduğu bilinmekte idi. Ancak çalışmada değinileceği gibi yakın zamanda Zafername’nin Türkçe iki şerhi de tespit edilmiştir. Bunlardan biri 16. yüzyıl şairi Tâb’î’ye, diğeri de 19. yüzyıl yazarlarından Osman Râsih’e aittir. Çalışmamızda, Osman Râsih’in 39 soru ve cevaptan oluşan Mükâlemât-ı Edebiyye adlı Zafernâme şerhi ele alınacaktır. Bu bağlamda, öncelikle eserin yapısı ve muhtevası incelenerek şerh usulü ortaya konulacak, ardından da eserin geniş özeti ve tam metni sunulacaktır.

Research paper thumbnail of 17. YÜZYILDA YAZILMIŞ MÜTERCİMİ BİLİNMEYEN BİR İLMİHÂL: ENVÂRU’L-KULÛB

Davranış bilgisi anlamına gelen ilmihal, bir Müslümanın baş ucundan eksik etmeyeceği temel dinî b... more Davranış bilgisi anlamına gelen ilmihal, bir Müslümanın baş ucundan eksik etmeyeceği temel dinî bilgilerin yer aldığı eser anlamında kullanılmaktadır. Hitap edilen insanların yaşadığı coğrafya ve zamana göre değişiklikler gösterse de herkesin bilmesi elzem olan temel hususları içerir. İmân, ibadet ve ahlak unsurları etrafında şekillenerek kişinin mükellef olduğu görev ve sorumlulukları ve ihtiyaç duyduğu gerekli bilgiyi öğrenmesine yardımcı olur. İlmihâller kendilerine özgü ve diğer fıkhî türlerden ayrılarak özellikle fıkhın tüm konularını barındırmayarak iman ve ibadet gibi özel konuları da içerdikleri, konu ve üslup bakımından ayrışan yönlerinin bulunduğu söylenebilir.
Bu çalışmanın konusunu oluşturan ve mütercimi bilinmeyen Envâru’l-Kulûb adlı mensûr ilmihal, 17. yüzyılda padişah I. Ahmet’in isteği üzerine kaleme alınmış olup Farsça Mesâbîhü’l-Îmân adlı bir eserin tercümesidir. İslâm’ın temel dinî kaidelerini anlatan bu eser 50 bölümden oluşmaktadır. Çalışmamızda, mensur olarak kaleme alınan eserin tespit ettiğimiz yedi nüshasının tanıtımı yapılacak ve eserin muhtevası ortaya konulacaktır.

Research paper thumbnail of Sürûrî’nin Ravzü’r-Reyyâhîn’i

Sürûrî Muslihuddin Mustafa b. Şaban el-Gelibovî er-Rumî eserleriyle XVI. yüzyıla etki etmiş âlim ... more Sürûrî Muslihuddin Mustafa b. Şaban el-Gelibovî er-Rumî eserleriyle XVI. yüzyıla etki etmiş âlim ve şairlerinden birisidir. Onun kaleme aldığı Tercüme-i Ravzü’r-Reyyahîn fî Hikâyeti’s-Salihîn adlı eseri de sûfî ve evliyâların hayat hikayelerini anlatması bakımından önemlidir. Eserin tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi Yazma Bağışlar Bölümü 850 numarada kayıtlı bulunmaktadır. Bu eser Abdullâh b. Es’ad el-Yâfiî’nin Gazali, Kuşeyri, Şihabüddin Suhreverdi, Şeyh Ebu’l-Hayr, Tacüddin Şazeli, Kastalani, Ebu’l-Ferec, Makdısi, Ebu’l-Leys Semerkandi gibi meşhûr âlim ve sûfîlerin eserlerinden derlediği itikat, iman, ahlak ve adabın anlatıldığı tasavvufi remiz ve işaretlerle dolu beş yüz menkıbevî hikâyeden müteşekkil bir eserinin tercüme ve şerhidir. Sürûrî eserine Allâh’a hamd ve Hz. Peygamber’e, ashâbına, ailesine salat ve selam getirerek eserine başlar. Daha sonra sebeb-i telif bölümünü kaleme alarak hikâyelerine geçer. İnsanları doğru amellere sevk etmek amacıyla toplumda saygınlık kazanmış evliyâlar üzerinden hikayelerini kaleme alır. Hikâyelerin içeriğinde genel olarak itikat, imân, ahlâk ve adâb gibi konular ele alınmaktadır. Tasavvufî remiz ve işaretlerle süslenmiş bu menkıbevi hikâyeler, Allâh’ın varlığını rüya ve keşf yoluyla bulanların öteki dünyada elde edeceği mükâfâtlar gibi hikâyeler bulunmaktadır. Biz burada üzerinde bilimsel bir çalışmaya konu edinilmeyen bu eseri tanıtmaya çalışacağız.

Research paper thumbnail of YAYIN TANITIM: MUSTAFA B. SEYDÎ’NİN CEVHER-NÂME-İ SULTÂN MURÂDÎ’Sİ

Bu çalışmada Sibel Murad tarafından yayına hazırlanan Mustafa B. Seydî'nin Cevher-nâme-i Sultan M... more Bu çalışmada Sibel Murad tarafından yayına hazırlanan Mustafa B. Seydî'nin Cevher-nâme-i Sultan Muradî isimli eseri tanıtılacaktır.

Research paper thumbnail of Osman Fevzi Olcay’ın Muhtasar Menâkıb-ı Mevlânâ İsimli Eseri

Mevlevilik, Mevlana ve Şeyh Galip Üzerine İncelemeler, Nov 4, 2022

'da erkek öğretmen okulu olarak kurulan Darülmuallimin'den mezun oldu. İstanbul'da da bir yıl eği... more 'da erkek öğretmen okulu olarak kurulan Darülmuallimin'den mezun oldu. İstanbul'da da bir yıl eğitim görmesinin ardından babasının görev yaptığı medresede eğitim aldı. Bu eğitimlerinin yanında hüsn-i hat sanatına ilgi duydu ve kendini bu alanda geliştirdi. Farklı memuriyetlerde bulunmasının yanında savaş zamanlarında orduda görev aldı. Özellikle İstanbul Kütüphaneleri Kitap Tasnif Komisyonunda görev yaptığı zamanlarda aldığı notlardan ve topladığı kaynaklardan, yazdığı eserleri oluşturmasında oldukça faydalanmıştır. Başta Amasya ile ilgili olmak üzere, çok sayıda tarihî eser ortaya koyan Olcay, bu eserlerinin neredeyse tamamını kendi el yazısıyla eski harfli olarak kaleme almıştır. Osman Fevzi Olcay'ın eserlerinden biri de Muhtasar Menâkıb-ı Mevlânâ isimli bu çalışmanın da konusunu oluşturan kitabıdır. 38 varaktan oluşan eser 12 Ekim 1940 tarihinde tamamlanmıştır. Eser, Mevlana'nın silsilesinin verilmesiyle başlar. Öncelikle Mevlana'nın babası Bahaeddin Veled'in hayatı hakkında bilgiler verildikten sonra Mevlana'nın hayatı ve menkıbelerine yer verilir. Sonrasında Mavlana'nın dost ve halifeleri ile oğlu Sultan Veled'in anlatıldığı eser, sonda yer alan şeyhlerin ve mevlevihanelerin listesinin verilmesiyle son bulur.

Research paper thumbnail of Telif-Tercüme Meselesi: Abdullah Seyyidî’nin Şifâ-i Kulub’u Mehmet Birgivî Efendi’nin Tarîkat-i Muhammediyyesi’nin Bir Tercümesi Midir?

Klasik Türk edebiyatı tercüme geleneği, bugünkü anlayışı aşarak sahadaki araştırmacıları zorlayan... more Klasik Türk edebiyatı tercüme geleneği, bugünkü anlayışı aşarak sahadaki araştırmacıları zorlayan, bir eserin orijinal mi yoksa tercümeden mi meydana geldiğini müşkül hale getiren bir meseledir. Telif-tercüme çizgisinde Osmanlı müellifinin, kaynak metinden veya birçok kaynaktan ulaştığı bilgileri, kendi kültürel seviyesinde işleyerek tercüme etmesinin yanında bütünüyle olmamakla birlikte kendisinin de katkılarıyla telif eser üretebileceği aşikârdır. Abdullah Seyyidî, XVII. yüzyılda yaşamış, dinî konularla halkı bilinçlendirmiş ve döneminde ortaya çıkan bidatlere karşı tenkitlerde bulunmuştur. Kaleme aldığı Şifa-i Kulûb adlı akaitnamesinde de temel dinî inanç ve bilgileri aktardığı metnin arka planı dikkatli tetkik edildiği vakit bozuk fikirlerin dine sirayet ettiğini ve ortaya çıkan bidatlere karşı dini müdafaa etmek amacıyla yazılan bir eser olduğunu görmekteyiz. Eserinde yer yer Kadızadeliler’in düşüncelerini yansıtarak akıl hocası olarak gördüğü Birgivî’den iktibaslar gerçekleştirmiş, dinî görüş ve fikirlerinin temelini bu şahıs etrafında inşa etmiştir. Bu çalışmada, Seyyidî’nin hayatına dair birincil ve ikincil kaynaklar mukayese edilerek hakiki şahsiyeti ortaya konulacaktır. Ayrıca telif-tercüme eserin üretimi etrafında XVII. yüzyılda yazılan Şifâ-i Kulûb adlı eserin, Mehmet Birgivî Efendi’nin XVI. yüzyılda Arapça kaleme aldığı Tarikat-i Muhammediyye adlı eserinin tercümesi olup olmadığı tartışılacaktır.

Research paper thumbnail of Cihâd Risalelerine İlave Bir Kaynak: Ali Galib'in Kitâb-ı Fezâ'il-i Gazâ (Menâkıb-ı Cihâd

İslam kaide ve düzenini bütün âleme egemen kılma ve bu nizamı müdafaa etmek amacıyla İslâm dîni u... more İslam kaide ve düzenini bütün âleme egemen kılma ve bu nizamı müdafaa etmek amacıyla İslâm dîni uğrunda ve Allah yolunda yapılan cenk olan cihat üzerine birçok hadisin mevcudiyeti bilinmektedir. Cihat ve faziletinin aktarıldığı, cihadın nasıl yapılacağına dair usullerin verildiği bu hadisler, İslam kültüründe mühim bir yeri işgal etmektedir. Hadis ve fıkıh eserlerindeki muhtelif başlıklar altında incelenen cihat meselesi sonrasında “kitâbü’l-cihâd” veya “fezâ’ilü’l-cihâd” isminde risalelere ve müstakil eserlere konu olmuştur. Hicrî II. asırdan başlayarak kitap haline getirilen cihat risale ve eserleri, İslam kültürü çerçevesinde inkişaf ederek büyük bir literatürü beslemiş ve Osmanlı döneminde XV. yüzyıldan başlayarak XX. yüzyıla kadar tedvin faaliyeti daimî olarak devam etmiştir. İtalya’nın Trablusgarp taarruzu ve peşinden gelen I. ve II. Balkan Harbi’nin yaşandığı bir dönemde Ali Galip tarafından kaleme alınan Kitâb-ı Fezâ’il-i Gazâ (Menâkıb-ı Cihâd) adlı eser, önce h. 1320/ m. 1902-1903 yılında rika hattıyla tahrir edilmiş, birkaç yıl sonra ise h. 1330/1911-12 yılında İstanbul’da Tevsî-i Tabâ’at matbaasında tab olunmuştur. Cihat hakkında ayet ve hadislerin yer verildiği eserde, İslam tarihinde yer alan meşhur menkıbelerin anlatımıyla bir Müslümanın cihat arzusu canlı tutulmak istenmiştir. Bu makale çerçevesinde, Ali Galip’in hayatı ve eserlerine dair bilgiler verildikten sonra Kitâb-ı Fezâ’il-i Gazâ (Menâkıb-ı Cihâd) adlı eserin muhtevası tetkik edilecektir. Akabinde eserin tam metni verilerek konu üzerinde çalışma gerçekleştirecek araştırmacıların istifadesine sunulacaktır.

Research paper thumbnail of BÜZÜRCMİHR’İN ZAFERNAME’SİNİN TÜRKÇE BİR ŞERHİ: OSMAN RASİH’İN MÜKÂLEMÂT-I EDEBİYYE’Sİ

Türk Edebiyatı’nda zafernâme denildiği zaman akla “düşman ordusuna karşı elde edilen başarı netic... more Türk Edebiyatı’nda zafernâme denildiği zaman akla “düşman ordusuna karşı elde edilen başarı neticesinde yazılan manzum veya mensur eserler” gelmektedir. Ancak İslamî Edebiyat geleneğinde Zafernâme ismiyle meşhur olan Farsça bir eser de bulunmaktadır. İran padişahlarından adaletiyle meşhur olan Nuşirevân’ın meşhur veziri Büzürcmihr tarafından kısa soru ve cevaplar şeklinde tertip edilen Zafername isimli eser, Nuşirevân’a adaleti sağlaması için gerekli tavsiyeleri içermektedir. Bu Zafernâme, diğer Müslüman topluluklarda olduğu gibi Türklerde de büyük ilgiye mazhar olmuş ve Türkçeye birçok defa tercüme edilmiştir. Şu ana kadar bu eserin Türkçede 13 tercümesi olduğu bilinmekte idi. Ancak çalışmada değinileceği gibi yakın zamanda Zafername’nin Türkçe iki şerhi de tespit edilmiştir. Bunlardan biri 16. yüzyıl şairi Tâb’î’ye, diğeri de 19. yüzyıl yazarlarından Osman Râsih’e aittir. Çalışmamızda, Osman Râsih’in 39 soru ve cevaptan oluşan Mükâlemât-ı Edebiyye adlı Zafernâme şerhi ele alınacaktır. Bu bağlamda, öncelikle eserin yapısı ve muhtevası incelenerek şerh usulü ortaya konulacak, ardından da eserin geniş özeti ve tam metni sunulacaktır.

Research paper thumbnail of 17. YÜZYILDA YAZILMIŞ MÜTERCİMİ BİLİNMEYEN BİR İLMİHÂL: ENVÂRU’L-KULÛB

Davranış bilgisi anlamına gelen ilmihal, bir Müslümanın baş ucundan eksik etmeyeceği temel dinî b... more Davranış bilgisi anlamına gelen ilmihal, bir Müslümanın baş ucundan eksik etmeyeceği temel dinî bilgilerin yer aldığı eser anlamında kullanılmaktadır. Hitap edilen insanların yaşadığı coğrafya ve zamana göre değişiklikler gösterse de herkesin bilmesi elzem olan temel hususları içerir. İmân, ibadet ve ahlak unsurları etrafında şekillenerek kişinin mükellef olduğu görev ve sorumlulukları ve ihtiyaç duyduğu gerekli bilgiyi öğrenmesine yardımcı olur. İlmihâller kendilerine özgü ve diğer fıkhî türlerden ayrılarak özellikle fıkhın tüm konularını barındırmayarak iman ve ibadet gibi özel konuları da içerdikleri, konu ve üslup bakımından ayrışan yönlerinin bulunduğu söylenebilir.
Bu çalışmanın konusunu oluşturan ve mütercimi bilinmeyen Envâru’l-Kulûb adlı mensûr ilmihal, 17. yüzyılda padişah I. Ahmet’in isteği üzerine kaleme alınmış olup Farsça Mesâbîhü’l-Îmân adlı bir eserin tercümesidir. İslâm’ın temel dinî kaidelerini anlatan bu eser 50 bölümden oluşmaktadır. Çalışmamızda, mensur olarak kaleme alınan eserin tespit ettiğimiz yedi nüshasının tanıtımı yapılacak ve eserin muhtevası ortaya konulacaktır.

Research paper thumbnail of Sürûrî’nin Ravzü’r-Reyyâhîn’i

Sürûrî Muslihuddin Mustafa b. Şaban el-Gelibovî er-Rumî eserleriyle XVI. yüzyıla etki etmiş âlim ... more Sürûrî Muslihuddin Mustafa b. Şaban el-Gelibovî er-Rumî eserleriyle XVI. yüzyıla etki etmiş âlim ve şairlerinden birisidir. Onun kaleme aldığı Tercüme-i Ravzü’r-Reyyahîn fî Hikâyeti’s-Salihîn adlı eseri de sûfî ve evliyâların hayat hikayelerini anlatması bakımından önemlidir. Eserin tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi Yazma Bağışlar Bölümü 850 numarada kayıtlı bulunmaktadır. Bu eser Abdullâh b. Es’ad el-Yâfiî’nin Gazali, Kuşeyri, Şihabüddin Suhreverdi, Şeyh Ebu’l-Hayr, Tacüddin Şazeli, Kastalani, Ebu’l-Ferec, Makdısi, Ebu’l-Leys Semerkandi gibi meşhûr âlim ve sûfîlerin eserlerinden derlediği itikat, iman, ahlak ve adabın anlatıldığı tasavvufi remiz ve işaretlerle dolu beş yüz menkıbevî hikâyeden müteşekkil bir eserinin tercüme ve şerhidir. Sürûrî eserine Allâh’a hamd ve Hz. Peygamber’e, ashâbına, ailesine salat ve selam getirerek eserine başlar. Daha sonra sebeb-i telif bölümünü kaleme alarak hikâyelerine geçer. İnsanları doğru amellere sevk etmek amacıyla toplumda saygınlık kazanmış evliyâlar üzerinden hikayelerini kaleme alır. Hikâyelerin içeriğinde genel olarak itikat, imân, ahlâk ve adâb gibi konular ele alınmaktadır. Tasavvufî remiz ve işaretlerle süslenmiş bu menkıbevi hikâyeler, Allâh’ın varlığını rüya ve keşf yoluyla bulanların öteki dünyada elde edeceği mükâfâtlar gibi hikâyeler bulunmaktadır. Biz burada üzerinde bilimsel bir çalışmaya konu edinilmeyen bu eseri tanıtmaya çalışacağız.

Research paper thumbnail of YAYIN TANITIM: MUSTAFA B. SEYDÎ’NİN CEVHER-NÂME-İ SULTÂN MURÂDÎ’Sİ

Bu çalışmada Sibel Murad tarafından yayına hazırlanan Mustafa B. Seydî'nin Cevher-nâme-i Sultan M... more Bu çalışmada Sibel Murad tarafından yayına hazırlanan Mustafa B. Seydî'nin Cevher-nâme-i Sultan Muradî isimli eseri tanıtılacaktır.