tugba gonel | Nevsehir Haci Bektas Veli University (original) (raw)

Papers by tugba gonel

Research paper thumbnail of Uighur Children’s Plays from Ritual to Game

Avrasya uluslararası araştırmalar dergisi, Oct 15, 2023

Research paper thumbnail of Kutsalin Tezahürü Ve Yayilmasi Bağlaminda Zi̇yaret Fenomeni̇: Bahatti̇n Şeyh Türbesi̇ Örneği̇

Folklor akademi dergisi, Nov 21, 2023

İnsanlık tarihi boyunca tüm inanç sistemleri içerisinde yer alan "kutsal" kavramı, toplumların in... more İnsanlık tarihi boyunca tüm inanç sistemleri içerisinde yer alan "kutsal" kavramı, toplumların inanç dünyasında merkezi bir rol oynamakta ve farklı kültürlerde kendine özgü biçimlerle yaşatılmaktadır. Dünyada kutsalın somutlaşarak açığa çıktığı kişi, zaman, mekân veya nesnelerin sembolleşmesiyle kutsalın tezahür ettiği "hiyerofani"ler oluşmakta, kutsalın tezahür ettiği bu sembollerin ziyaret edilmesi ve bu ziyaretler sırasında gerçekleştirilen ritüel uygulamalar, insanların kutsal ile olan ilişkilerini güçlendirerek onlara kutsaldan fayda sağlama, onunla birleşme ve yakınlaşma deneyimi yaşatmaktadır. Sivas'ın Akıncılar ilçesi Doğantepe köyünde bulunan ve Horasan Erenlerinden olduğu rivayet edilen Bahattin Şeyh'in Türbesi, kutsalın mekânda tezahür ettiği ve bölge halkı açısından yaygın etki değeri yüksek olan söz konusu ziyaret mekânlarından biridir. Bahattin Şeyh Türbesi, Bahattin Şeyh'in hayatı ve kişiliği hakkında anlatılan kerametler, menkıbeler ve sözlü kültür ürünleri dolayısıyla bölge halkı açısından kutsalı temsil eden önemli bir merkez konumundadır. Hastalıklara şifa bulmak, evlenmek, evlat sahibi olmak, bolluk ve berekete erişmek gibi çeşitli amaçlarla ziyaret edilen türbede ulaşılan olumlu sonuçların sözlü gelenek vasıtasıyla nakledilmesi, türbeyi kutsal bir cazibe merkezi haline getirmekte, yurtiçi ve yurtdışından birçok kişi türbeyi ziyaret ederek çeşitli ritüeller gerçekleştirmektedir. Dolayısıyla toplumsal ve kişisel bağlamda mekânın kutsallığı ve anlamı derinleşmektedir. Mekânın kutsal anlamının derinleşmesi, zamanla kutsal alanın etkisinin yakınında ya da ilişkili bulunduğu nesnelere de geçmesi sonucunu doğurmakta ve bu süreçte kült unsurunu oluşturan kişi veya nesnenin etki alanı içerisinde bulunan diğer kişi veya nesneler, kutsallaşarak ziyaret fenomeninin bir parçası haline gelmektedir. Nitekim Bahattin Şeyh'in kutsal etki alanı, türbe çevresinde bulunan ve menkıbesinden hareketle kendisi ile ilişkili olduğu düşünülen diğer varlıklara (ata, ağaç, su, hayvan, toprak) atfedilmekte kutsallık, söz konusu varlıklara da yayılarak "ziyaretin tamamlanması" için ritüelistik bir uygulama silsilesini meydana getirmektedir. Çalışmamızda, Bahattin Şeyh Türbesi, bir ziyaret fenomeni olarak ele alınmış, kutsalın tezahürü ve yayılması bağlamında literatür taramasından ve saha araştırmasından elde edilen verilerle değerlendirilmiştir. Saha araştırmasında, türbeye yakınlığı ve demografik farklılıkları sebebiyle Doğantepe ve Şenbağlar köyü, örneklem bölge olarak seçilmiştir. Ayrıca saha araştırması sırasında tespit edilen Bahattin Şeyh menkıbesine yer verilmiş, menkıbe metni sözlü ve yazılı kaynaklar ile birlikte bütüncül bir bakış açısıyla ve işlevsel yöntemle değerlendirilmiştir.

Research paper thumbnail of Narrative Genres in Uyghur Folk Humor and Their Performers

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi, 2020

Mizah, hayatın gülünç ve anlamsız taraflarını değerlendirip sergileyebilme yetisidir, insana özgü... more Mizah, hayatın gülünç ve anlamsız taraflarını değerlendirip sergileyebilme yetisidir, insana özgü olmakla birlikte toplumsal bir olgu olarak bilişsel, duyuşsal ve davranışsal özellikler gösterir. Toplumdaki uyumsuzlukları, salt yıkıcılıktan ziyade ince bir nükte ve iyileştirici bir söylemle ortaya çıkarmaktadır. Toplumların mensup olduğu birçok değişkene (dil, din, coğrafya, iklim, kültür...vb.) bağlı olarak farklılık gösteren ve karaktere bürünen mizah, sözlü, yazılı ve görsel olarak bünyesinde birçok tür barındırmaktadır. Her türlü toplumsal ve ideolojik temanın işlenebildiği mizah türleri aynı zamanda birey-toplum ve birey-birey ilişkisini diri tutan hassasiyetlerin de ele alınabilmesine olanak sağlamaktadır. Çalışmada örnek metinlerden hareketle Uygur halk mizahı içerisinde sözlü yaratım ve aktarımdan beslenen latife, çakçak, yumur, laf, kızık ve kikas gibi anlatmalık türler ele alınmış olup Uygur halk mizahı içerisinde ön plana çıkan Nasreddin Ependi, Seley Çakkan, Molla Zeydin...

Research paper thumbnail of Âşık Abdil’in şiir evreninde dinî tasavvur ve didaktik söylem

RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi

Kökenini ve ilhamını İslamiyet öncesi sözlü şiir geleneğinden alan ve yüzyıllardır içinde bulundu... more Kökenini ve ilhamını İslamiyet öncesi sözlü şiir geleneğinden alan ve yüzyıllardır içinde bulunduğu sosyokültürel şartlara göre şekillenip gelişen âşıklık geleneği, günümüzde icra ortamlarının değişmesiyle özüne bağlı kalmakla beraber kendini güncellemektedir. Geleneğin bu yüzyıldaki durumunun tespit edilmesinde yaşayan âşıkların ve eserlerinin incelenmesi önem arz etmektedir. Bu bağlamda Silifkeli Âşık Abdil, çalışmamızın odak noktasını oluşturmaktadır. Âşık Abdil, yaşadığı yörenin sosyokültürel şartlarından ötürü çocukluk çağlarından itibaren şiirle meşgul olmuş, usta-çırak geleneği içerisinde yetişmemesine rağmen geleneğin güçlü temsilcilerini okuyarak öğrenmiş ve onları kendisine usta kabul etmiştir. Müzik aleti olarak kaval çalan âşık; Uzun Mehmet, Âşık Ali, Kara Fevzi ve Âşık Velittin gibi âşıklarla yakın ilişkiler geliştirmiş, aynı meclislerde bulunarak atışmalar yapmıştır. Çalışmamızda, Âşık Abdil’in literatür taraması ile saha araştırmasından hareketle tespit edilen şiirler...

Research paper thumbnail of Rahman Abdurrehim'in 'Uygurlarda Şamanizm' adlı eserinin halkbilimi açısından incelenmesi

Research paper thumbnail of The Shamans Among the Uyghur Turks and the Shamans’ Treatment Methods Uygur Türkleri̇ Arasinda Şamanlar Ve Tedavi̇ Yöntemleri̇

Turkish Studies, Dec 1, 2011

Research paper thumbnail of Uygur Şai̇r Mutalli̇p Saydulla Ve Türkçe Yayinlanan Ki̇taplari Üzeri̇ne

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi

Modern Uygur şiirinin diasporadaki önemli isimlerinden biri sayılan Şair Mutallip Saydulla, 8 Eki... more Modern Uygur şiirinin diasporadaki önemli isimlerinden biri sayılan Şair Mutallip Saydulla, 8 Ekim 1972 yılında, Doğu Türkistan’ın Keriye İlçesinin Laysu Köyünde, aydın bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur. 1993 yılında Urumçi’de bulunan Şincan Petrol Enstitüsü’nden mezun olmuştur. Mezun olduktan sonra, Karamay şehrinde Petrol Genel Müdürlüğü’nde teknisyen ve mühendis yardımcısı olarak çalışmıştır. Şairin sanat hayatı üniversite dönemlerinde başlamıştır. Uygur edebiyatının önemli dergileri sayılan “Tangritağ”, “Tarim”, “Turpan”, “Maybulak” gibi dergilerde 300’den fazla şiiri, eleştirileri ve makaleleri; “Edebi Tercimiler”, “Şincan Geziti”, “Şincan İqtisad Geziti”, “Urumçi Kechlik Geziti”, “Asiya Kindiki” ve “İşçilar Vakti” gibi gazetelerde 200’den fazla tercüme eseri bulunan Mutallip Saydulla’nın Türkiye’de “Kardeş Kalemler”, “Güncel Sanat” ve “Hece” gibi dergilerde birçok şiiri yayımlanmıştır. Şairin 2020 yılında “İki Göz İki Yüz” ve “Denizin Söyledikleri” adlı şiir kitapları “Dahi”...

Research paper thumbnail of Uygur Türklerinin Anlatma, İnanç ve Ritüellerinde Hayvan Sembolizmi

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi, 2018

Toplumların tarih boyunca çeşitli "şey"lere yükledikleri simge ve anlamlar, birtakım kü... more Toplumların tarih boyunca çeşitli "şey"lere yükledikleri simge ve anlamlar, birtakım kültürel kodlar şeklinde belleklerine yerleşip sürdürülerek bir arada yaşama arzusu ve aidiyet duygusunu güçlendirmektedir. Bu simge ve anlamların kalıplaşmasıyla meydana gelen semboller, kültürel unsurların nesilden nesle aktarılıp yaşatılmasında işlevsel bir misyon üstlenmektedir. Bahsi geçen semboller içerisinde öne çıkanlardan bir tanesi de hayvan sembolizmi olup Uygur Türklerinin çeşitli anlatma, inanç ve ritüellerinde kurt, aslan, kaplan, ayı, boğa, at ve deve gibi birçok hayvanın yer aldığını söylemek mümkündür. "Soy atası" imajıyla ortaya çıkıp âdeta koruyucu bir ruha dönüşen bu hayvanların vahşi ve güçlü bir fizyolojik yapıya sahip olması, yaşanılan toplumun coğrafi şartları ve insanların doğayı kontrol etme arzusu gibi sebepler, bu hayvanların birer sembol haline gelmesinde etkili olmuştur. Çalışmada Uygur Türklerinin söz konusu anlatma, inanç ve ritüellerinde "olu...

Research paper thumbnail of Adem Öger ve Recep Tek (Ed.), Risāle-i Mūze-Dūzluk (Ayakkabıcılık Risalesi), Yay. Haz: Ahmet Turan Türk, Ekber Enveri, Zulhayat Ötkür, Kamile Serbest, Ankara: Gazi Kitabevi, 2017, 289 s

Genellikle 13 cm uzunlugunda, 9 cm genisliginde ve daha cok cepte tasinabilecek nitelikteki el ya... more Genellikle 13 cm uzunlugunda, 9 cm genisliginde ve daha cok cepte tasinabilecek nitelikteki el yazmalari” seklinde tanimlanan risaleler “ciftcilik, tuccarlik, agac oymaciligi, cobanlik, sepetcilik, comlekcilik, dericilik, ascilik gibi mesleklerin ortaya cikisini, meslegin pirlerini, meslegi icra edenlerin uymasi gereken kurallari ve icra sirasinda okunmasi gereken ayet ve dualari iceren eserlerdir.” (s. V). Ozellikle 18. ve 19. yuzyillarda Cagatay yazi dili ile yaziya gecirilen risalelerin temelde sozlu gelenek ve kaynaklardan beslenerek bir gelenek olusturdugu ve geleneksel mesleklerin “yasasi” mahiyetinde oldugu bilinmektedir.

Research paper thumbnail of Uygur Halk Heki̇mli̇ği̇ Uygulamalarinda Çay Ve İşlevleri̇

Gecmisi Şamanizm donemi sagaltma pratiklerine kadar uzanan Uygur halk hekimligi, Uygur mutfak kul... more Gecmisi Şamanizm donemi sagaltma pratiklerine kadar uzanan Uygur halk hekimligi, Uygur mutfak kulturu ile yakindan iliskili olup kisinin beslenme duzeni ve seklinin esas alindigi “kuvvet nazariyesi” temelinde gelismistir. Bu amacla hastaliklardan korunmak ya da tedavi olmak icin cesitli macunlar, suruplar, serbetler ve caylar hazirlanmakta ve bu yiyecekler “davayi giza” olarak adlandirilmaktadir. Calismamizda Uygur Turklerinin halk hekimligi uygulamalarinda koruyucu ve tedavi edici islevleriyle siklikla kullanilmakta olan caylar tanitilip degerlendirilmeye calisilmaktadir.

Research paper thumbnail of Uygur meşrepleri üzerine bir inceleme

Günümüzde kültürleşme ve küreselleşme sürecinde olan dünyada birçok kültür birbirinden etkilenmek... more Günümüzde kültürleşme ve küreselleşme sürecinde olan dünyada birçok kültür birbirinden etkilenmektedir ve her kültür, kendine has unsurları yerelden ulusala, ulusaldan evrensele taşımaktadır. Bu süreçte UNESCO, Somut Olmayan Kültürel Miras değerlerinin tespiti, korunması ve tanıtılmasını desteklemektedir. Nitekim Uygur Türklerinin uzun tarihi dönemlerden beri sürdürdüğü ve “ziyafet”, “keyif meclisi” ve “Şölen” anlamına gelip türkü, müzik, halk oyunları ile halkın örf ve adetlerinin bir araya geldiği bir çeşit eğlence Şekli olarak tanımlanan “meşrep geleneği” de 2010 yılında UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras listesine alınmıştır. Uygur halk meşreplerinin tarihi oldukça eski dönemlere uzanmakla birlikte; günümüzde de bütün güzelliğiyle icra edilmektedir. Çalışmamızın Giriş Bölümünde; Uygur Türkleri, tarihi, Doğu Türkistan bölgesinin sosyo-kültürel, coğrafi, mimari, idari ve iktisadi yapısı ile Uygur Türklerinin alfabe özellikleri tanıtılmış araştırmanın konusu, amacı ve yöntemi belirlenerek araştırma konusu ile ilgili Çin’de ve Türkiye’de yapılan çalışmalar ele alınıp değerlendirilmeye çalışılmıştır. Birinci Bölüm’de; “meşrep” kavramı incelenerek Uygur meşreplerinin genel özellikleri tanıtılıp değerlendirilmiştir. “Meşreplerin Sınıflandırılması” başlığını taşıyan İkinci Bölüm’de Uygur Türkleri arasında yaşatılan meşrep geleneği, Doğu Türkistan coğrafyasında icra edildiği bölgeler bağlamında tasnif denemesine gidilmiş ve meşrep türleri, müstakil olarak incelenmiştir. Üçüncü Bölüm; meşrep oyunlarına ayrılmış olup eğlence, rekabet ve ceza oyunlarının meşrep geleneği içerisindeki önemi ve işlevi bu bölümde değerlendirilmeye çalışılmıştır. Dördüncü Bölüm’de, meşrep ussulleri (halk dansları) ve özellikleri ele alınmakla birlikte; icra bölgeleri bağlamında ussul ve oyun türleri tanıtılmaya çalışılmıştır. Beşinci Bölüm’de, “makam” kavramı, Uygur on iki makamı, meşrep ve makam ilişkisi, Uygur makamlarında kullanılan müzik aletleri ve özellikleri incelenmiş; ayrıca meşreplerde icra edilen destan, koşak, beyit, söz oyunları, latife ve bilmece gibi sözlü ürünler, konunun sınırlılıkları dâhilinde ele alınmıştır. “Uygur Meşrepleri ve Anadolu Sahası Geleneksel Sohbet Toplantıları” başlığını taşıyan Altıncı Bölüm’de Türkiye’de icra edilen ve UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne dâhil edilen “geleneksel sohbet toplantıları” Uygur meşrepleri ve özellikleri ile ilişkisi bağlamında değerlendirilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın amacının büyük bir kısmını oluşturan bu bölüm, her iki geleneğin yapısındaki ortaklıkları ortaya koyması açısından önem taşımaktadır. Sonuç kısmında her bölümde elde edilen bulgular ve ulaşılan tespitler toplu olarak değerlendirilmiştir.Today in a world, within the process of accculturaltion and globalization, lots of cultures are being affected by each other, and each culture is carrying its unique elments from local to national level, and from national to the universal one. In this process, UNESCO supports the identification, preservation, and promotion of Intangible Cultural Heritage values. As a matter of fact, having been sustained for long periods of times by Uyghur Turks, the “meshrep culture”, which is a representation of both the customs and traditions of the Uyghur community and, as part of pleasure gathering and entertainment, the cultural elements such as festive events, folk music, and dance, was inscribed in 2010 on “The List of Intangible Cultural Heritage” by UNESCO. While the history of meshreps of the Uyghur Community dates back to rather early periods of time, these customs and traditions are also being practised at present, with all its beauty. The Introduction of our study introduces Uyghur Turks, their history, their socio-cultural, geographical, architectural, administrative, and economic structures as well as the alphabetical features of Uyghur Turks. After the topic, purpose, and method of the research study were identified, it was aimed to focus on and evaluate related studies done in China and Turkey. In the first section, the notion of “meshrep” was analysed and the general features of Uyghur Meshreps were introduced and evaluated. In the second section, titled as “Classification of Meshreps”, it was attempted to classify the meshrep tradition sustained by Uyghur Turks in relation to the context of the areas it is performed, within the geography of East Turkistan, and the meshrep types were analysed independently. The third section is allocated to Meshrep Games, and the significance and function of entertainment, rivalry, and punishment games within the meshrep tradition were aimed to be evaluated. In the fourth section, meshrep folk dances (ussul) and features were taken into consideration, and it was aimed to introduce the methods and game types within the context of the regions they are performed. The fifth section analyses the concept of maqam, the Uyghur twelve maqam, the relation of meshrep and maqam, the instruments used in Uyghur maqams…

Research paper thumbnail of Geleneksel Bayramlarin Halk Hayatindaki̇ Rolü

Research paper thumbnail of Uygur Türkleri̇ni̇n Anlatma Ve Ri̇tüelleri̇nde Hayvan Semboli̇zmi̇

Toplumlarin tarih boyunca cesitli “sey”lere yukledikleri simge ve anlamlar, birtakim kulturel kod... more Toplumlarin tarih boyunca cesitli “sey”lere yukledikleri simge ve anlamlar, birtakim kulturel kodlar seklinde belleklerine yerlesip surdurulerek bir arada yasama arzusu ve aidiyet duygusunu guclendirmektedir. Bu simge ve anlamlarin kaliplasmasiyla meydana gelen semboller, kulturel unsurlarin nesilden nesile aktarilip yasatilmasinda islevsel bir misyon ustlenmektedir. Bahsi gecen semboller icerisinde one cikanlardan bir tanesi de hayvan sembolizmi olup Uygur Turklerinin cesitli anlatma ve rituellerinde kurt, aslan, kaplan, ayi, boga, at ve deve gibi bircok hayvanin yer aldigini soylemek mumkundur. “Soy atasi” imajiyla ortaya cikip adeta koruyucu bir ruha donusen bu hayvanlarin vahsi ve guclu bir fizyolojik yapiya sahip olmasi, yasanilan toplumun cografi sartlari ve insanlarin dogayi kontrol etme arzusu gibi sebepler, bu hayvanlarin birer sembol haline gelmesinde etkili olmustur. Calismamizda Uygur Turklerinin soz konusu anlatma ve rituellerinde “olumlu” imajlariyla tespit edilen hayv...

Research paper thumbnail of Tezki̇re-İ Hazret-İ İmâmân-I Keri̇ya Üzeri̇ne Bi̇r İnceleme

Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi, 2021

Tezkire-i Hazret-i İmâmân-ı Keriya, Karahanlı hükümdarı Yusuf Kadir Han'ın İslam dinini yaymak iç... more Tezkire-i Hazret-i İmâmân-ı Keriya, Karahanlı hükümdarı Yusuf Kadir Han'ın İslam dinini yaymak için Kâşgar'a gitmesi ve ardından İmam Nâsraddin, İmam Kıvâmüddin, İmam Zuhiriddin ve İmam Muȋniddin'in Kâşgar, Yarkent ve Hoten'e gelmesiyle yapılan savaş ve mücadelenin tasvir edildiği Çağatay Türkçesiyle yazılmış bir eserdir. Abliz Orxun ve Sugawara Jun, tarafından Mazar Documents from Xinjiang and Ferghan (Facsimile) adıyla yapılan çalışma içerisinde yer alan eser, araştırmacılar tarafından Kâşgar'da yapılan alan araştırması sırasında satın alındığı belirtilen beş tezkireden biridir. Eserin müstensihi veya derleyicisi hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Tezkire-i Hazret-i İmāmān-ı Keriya'nın adını, Keriye'ye çok yakın bir bölgeye defnedilmiş ve halkın sözlü kültür hafızasında yüzyıllardır aktarılan anlatmanın kahramanları olan Dört İmam'dan aldığını söylemek mümkündür. Uygur Türklerinin sözlü tarihinde ve anlatmalarında da önemli bir yere sahip olan eserin manzum ve mensur birçok varyantı olup diğer nüshalarda Dört İmam Efsanesi/Hikâyesi şeklinde adlandırıldığı tespit edilmiştir. Çalışmamızda eserin muhtevası ve özellikleri dönemin sosyokültürel yapısı bağlamında ele alınıp incelenmiştir. Ayrıca tezkirenin olay örgüsünde yer alan kişi kültlerinin, Uygur Türklerinin halk inanışları bağlamındaki yeri ve önemi değerlendirilerek toplum hafızasında yer alan bu kişiler ve etrafında şekillenen halk inanışlarının kültürel kökleri açıklanmaya çalışılmıştır. Çalışmada ele alınan tezkirenin transkripsiyonlu metnine de yer verilmiştir.

Research paper thumbnail of Âşık Abdil’in şiir evreninde dinî tasavvur ve didaktik söylem

RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi

Kökenini ve ilhamını İslamiyet öncesi sözlü şiir geleneğinden alan ve yüzyıllardır içinde bulundu... more Kökenini ve ilhamını İslamiyet öncesi sözlü şiir geleneğinden alan ve yüzyıllardır içinde bulunduğu sosyokültürel şartlara göre şekillenip gelişen âşıklık geleneği, günümüzde icra ortamlarının değişmesiyle özüne bağlı kalmakla beraber kendini güncellemektedir. Geleneğin bu yüzyıldaki durumunun tespit edilmesinde yaşayan âşıkların ve eserlerinin incelenmesi önem arz etmektedir. Bu bağlamda Silifkeli Âşık Abdil, çalışmamızın odak noktasını oluşturmaktadır. Âşık Abdil, yaşadığı yörenin sosyokültürel şartlarından ötürü çocukluk çağlarından itibaren şiirle meşgul olmuş, usta-çırak geleneği içerisinde yetişmemesine rağmen geleneğin güçlü temsilcilerini okuyarak öğrenmiş ve onları kendisine usta kabul etmiştir. Müzik aleti olarak kaval çalan âşık; Uzun Mehmet, Âşık Ali, Kara Fevzi ve Âşık Velittin gibi âşıklarla yakın ilişkiler geliştirmiş, aynı meclislerde bulunarak atışmalar yapmıştır. Çalışmamızda, Âşık Abdil’in literatür taraması ile saha araştırmasından hareketle tespit edilen şiirler...

Research paper thumbnail of Uygurlarda Pehli̇vanlik Ve Çağatay Türkçesi̇ İle Yazilmiş Bi̇r Pehli̇vanlik Ri̇salesi̇

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi

Dilimize Farsça’dan geçen Pehlivan kelimesi, “bahadır, güreşçi” anlamlarının yanı sıra kültürümüz... more Dilimize Farsça’dan geçen Pehlivan kelimesi, “bahadır, güreşçi” anlamlarının yanı sıra kültürümüzde ok atan, kılıç kullanan, yiğit, savaşçı, güreşçi kişilere verilen bir unvan olarak alp tipolojisine karşılık gelmektedir. Pehlivanlar tarih boyunca sadece fiziki yönden üstünlükleri ile değil, erdemli ve üstün ahlaki davranışları ile de toplumda itibar gören kişiler arasında yer almış ve taşıdıkları meziyetler dolayısıyla örnek kişilikler oluşturmuştur. Türklerin ata sporu olan güreş, düğün, bayram, eğlence ve kutlama törenlerinin vazgeçilmez unsurları arasında yerini alarak Türk kültürünün yaşatıldığı her coğrafyada kendine özgü yöntem ve teknikleri ile çeşitlenmiş ve şekillenmiştir. Güreş, Uygur Türkleri arasında da geçmişten günümüze geleneksel bir spor ve oyun mahiyetinde yaşatılmakta ve bu sporun icracısı olan güreşçiler arasından en yetenekli olanlar pehlivan olarak adlandırılmaktadır. Pehlivanlık kavramı, Uygur Türklerinin sözlü kültür ürünlerinde Sadir Palvan, Seyit Noçi gibi ...

Research paper thumbnail of Anımal symbolısm in the narratıon, belıef and rituals of Uighur Turks

Toplumların tarih boyunca çeşitli “şey”lere yükledikleri simge ve anlamlar, birtakım kültürel kod... more Toplumların tarih boyunca çeşitli “şey”lere yükledikleri simge ve anlamlar, birtakım kültürel kodlar şeklinde belleklerine yerleşip sürdürülerek bir arada yaşama arzusu ve aidiyet duygusunu güçlendirmektedir. Bu simge ve anlamların kalıplaşmasıyla meydana gelen semboller, kültürel unsurların nesilden nesle aktarılıp yaşatılmasında işlevsel bir misyon üstlenmektedir. Bahsi geçen semboller içerisinde öne çıkanlardan bir tanesi de hayvan sembolizmi olup Uygur Türklerinin çeşitli anlatma, inanç ve ritüellerinde kurt, aslan, kaplan, ayı, boğa, at ve deve gibi birçok hayvanın yer aldığını söylemek mümkündür. “Soy atası” imajıyla ortaya çıkıp âdeta koruyucu bir ruha dönüşen bu hayvanların vahşi ve güçlü bir fizyolojik yapıya sahip olması, yaşanılan toplumun coğrafi şartları ve insanların doğayı kontrol etme arzusu gibi sebepler, bu hayvanların birer sembol haline gelmesinde etkili olmuştur. Çalışmada Uygur Türklerinin söz konusu anlatma, inanç ve ritüellerinde “olumlu” imajlarıyla tespit e...

Research paper thumbnail of Urfa sıra geceleri ve Uygur otuz oğul meşrebi

Türk kültürünün önemli yapı taşlarından birini “geleneksel sohbet toplantıları” adı verilen uygul... more Türk kültürünün önemli yapı taşlarından birini “geleneksel sohbet toplantıları” adı verilen uygulama oluşturmaktadır. Orta Asya’dan Anadolu’ya taşınan ve her iki coğrafyada da günümüzde varlığını sürdüren “geleneksel sohbet toplantıları”nın özelliklerini şu şekilde açıklamak mümkündür: “Sayıları farklı yörelerde, farklı sembollerle oluşan erkek gruplarının yılın özellikle kış aylarında ve haftada bir gün olarak rutinleşen bir periyotta, belli kurallar çerçevesinde bir araya gelerek sanal akrabalıklar kurdukları sosyal dayanışma işlevli mevsimsel ve geleneksel toplantılardır.” Geçmişten günümüze kadar hem geleneksel sözlü kültürün taşıyıcısı hem de bir eğlence biçimi olarak gelen sohbet toplantıları, özellikle uzun kış gecelerinde insanların bir araya gelerek belirli kurallar çerçevesinde hoşça vakit geçirmesini ve toplumsal dayanışmayı sağlayan sosyal bir organizasyondur. Köklü bir geçmişe sahip olan “geleneksel sohbet toplantıları”, UNESCO tarafından 2010 yılında Somut Olmayan Kült...

Research paper thumbnail of Uygur Türkleri̇nde Nezi̇r Çi̇rağ Ri̇tüeli̇

HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature)

Davranış temelli ve doğası gereği toplumların inanç tasavvurunu somutlaştıran ritüeller, içerisin... more Davranış temelli ve doğası gereği toplumların inanç tasavvurunu somutlaştıran ritüeller, içerisinde barındırdıkları geleneksel ve anlamsal bilgiyi özellikle sözlü kültür ortamından beslenen toplumsal bellek vasıtasıyla sürdürülebilir kılmakta ve ritüel bilgi, bir iletişim aracına dönüşmektedir. Toplumsal belleğin dışavurum ve aktarım bağlamlarından olan geleneksel pratik ve uygulamalar, ritüel bilginin aktarıldığı, yaşatıldığı ve yeniden canlandırıldığı ortamlardır. Geçmişten günümüze nitelik ve nicelik bakımından farklı formlarda gerçekleştirilen nezir-çirağ ritüeli, Uygur Türkleri arasında gerçekleştirilen geleneksel dinî bir uygulama mahiyetindedir. Uygur Türkleri yaratıcıya adadıkları kanlı ya da kansız kurbanlar vasıtasıyla ağaç, atalar, su, ateş ve ocak gibi İslamiyet öncesi kült ve uygulamaların yanı sıra abdest almak, Kur’an okumak ve namaz kılmak gibi İslami pratikleri de aynı ritüelde kaynaştırmakta ve bu ritüel çerçevesinde belirli yasak ve kaçınmalara riayet etmektedir. ...

Research paper thumbnail of Uygur Türkleri̇ Arasinda Şamanlar Ve Tedavi̇ Yöntemleri̇

turkishstudies.net

... UYGUR TÜRKLERİ ARASINDA ŞAMANLAR VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ Adem ÖGER* Tugba GÖNEL* ... Deri kemer ... more ... UYGUR TÜRKLERİ ARASINDA ŞAMANLAR VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ Adem ÖGER* Tugba GÖNEL* ... Deri kemer ya da kuĢak kullanılır. Elbise üzerine çeĢitli simgesel anlamları olan motifler ya da Ģekiller yine değiĢik Ģeyleri temsil eden demir ya da bakır nesneler yer alır. ...

Research paper thumbnail of Uighur Children’s Plays from Ritual to Game

Avrasya uluslararası araştırmalar dergisi, Oct 15, 2023

Research paper thumbnail of Kutsalin Tezahürü Ve Yayilmasi Bağlaminda Zi̇yaret Fenomeni̇: Bahatti̇n Şeyh Türbesi̇ Örneği̇

Folklor akademi dergisi, Nov 21, 2023

İnsanlık tarihi boyunca tüm inanç sistemleri içerisinde yer alan "kutsal" kavramı, toplumların in... more İnsanlık tarihi boyunca tüm inanç sistemleri içerisinde yer alan "kutsal" kavramı, toplumların inanç dünyasında merkezi bir rol oynamakta ve farklı kültürlerde kendine özgü biçimlerle yaşatılmaktadır. Dünyada kutsalın somutlaşarak açığa çıktığı kişi, zaman, mekân veya nesnelerin sembolleşmesiyle kutsalın tezahür ettiği "hiyerofani"ler oluşmakta, kutsalın tezahür ettiği bu sembollerin ziyaret edilmesi ve bu ziyaretler sırasında gerçekleştirilen ritüel uygulamalar, insanların kutsal ile olan ilişkilerini güçlendirerek onlara kutsaldan fayda sağlama, onunla birleşme ve yakınlaşma deneyimi yaşatmaktadır. Sivas'ın Akıncılar ilçesi Doğantepe köyünde bulunan ve Horasan Erenlerinden olduğu rivayet edilen Bahattin Şeyh'in Türbesi, kutsalın mekânda tezahür ettiği ve bölge halkı açısından yaygın etki değeri yüksek olan söz konusu ziyaret mekânlarından biridir. Bahattin Şeyh Türbesi, Bahattin Şeyh'in hayatı ve kişiliği hakkında anlatılan kerametler, menkıbeler ve sözlü kültür ürünleri dolayısıyla bölge halkı açısından kutsalı temsil eden önemli bir merkez konumundadır. Hastalıklara şifa bulmak, evlenmek, evlat sahibi olmak, bolluk ve berekete erişmek gibi çeşitli amaçlarla ziyaret edilen türbede ulaşılan olumlu sonuçların sözlü gelenek vasıtasıyla nakledilmesi, türbeyi kutsal bir cazibe merkezi haline getirmekte, yurtiçi ve yurtdışından birçok kişi türbeyi ziyaret ederek çeşitli ritüeller gerçekleştirmektedir. Dolayısıyla toplumsal ve kişisel bağlamda mekânın kutsallığı ve anlamı derinleşmektedir. Mekânın kutsal anlamının derinleşmesi, zamanla kutsal alanın etkisinin yakınında ya da ilişkili bulunduğu nesnelere de geçmesi sonucunu doğurmakta ve bu süreçte kült unsurunu oluşturan kişi veya nesnenin etki alanı içerisinde bulunan diğer kişi veya nesneler, kutsallaşarak ziyaret fenomeninin bir parçası haline gelmektedir. Nitekim Bahattin Şeyh'in kutsal etki alanı, türbe çevresinde bulunan ve menkıbesinden hareketle kendisi ile ilişkili olduğu düşünülen diğer varlıklara (ata, ağaç, su, hayvan, toprak) atfedilmekte kutsallık, söz konusu varlıklara da yayılarak "ziyaretin tamamlanması" için ritüelistik bir uygulama silsilesini meydana getirmektedir. Çalışmamızda, Bahattin Şeyh Türbesi, bir ziyaret fenomeni olarak ele alınmış, kutsalın tezahürü ve yayılması bağlamında literatür taramasından ve saha araştırmasından elde edilen verilerle değerlendirilmiştir. Saha araştırmasında, türbeye yakınlığı ve demografik farklılıkları sebebiyle Doğantepe ve Şenbağlar köyü, örneklem bölge olarak seçilmiştir. Ayrıca saha araştırması sırasında tespit edilen Bahattin Şeyh menkıbesine yer verilmiş, menkıbe metni sözlü ve yazılı kaynaklar ile birlikte bütüncül bir bakış açısıyla ve işlevsel yöntemle değerlendirilmiştir.

Research paper thumbnail of Narrative Genres in Uyghur Folk Humor and Their Performers

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi, 2020

Mizah, hayatın gülünç ve anlamsız taraflarını değerlendirip sergileyebilme yetisidir, insana özgü... more Mizah, hayatın gülünç ve anlamsız taraflarını değerlendirip sergileyebilme yetisidir, insana özgü olmakla birlikte toplumsal bir olgu olarak bilişsel, duyuşsal ve davranışsal özellikler gösterir. Toplumdaki uyumsuzlukları, salt yıkıcılıktan ziyade ince bir nükte ve iyileştirici bir söylemle ortaya çıkarmaktadır. Toplumların mensup olduğu birçok değişkene (dil, din, coğrafya, iklim, kültür...vb.) bağlı olarak farklılık gösteren ve karaktere bürünen mizah, sözlü, yazılı ve görsel olarak bünyesinde birçok tür barındırmaktadır. Her türlü toplumsal ve ideolojik temanın işlenebildiği mizah türleri aynı zamanda birey-toplum ve birey-birey ilişkisini diri tutan hassasiyetlerin de ele alınabilmesine olanak sağlamaktadır. Çalışmada örnek metinlerden hareketle Uygur halk mizahı içerisinde sözlü yaratım ve aktarımdan beslenen latife, çakçak, yumur, laf, kızık ve kikas gibi anlatmalık türler ele alınmış olup Uygur halk mizahı içerisinde ön plana çıkan Nasreddin Ependi, Seley Çakkan, Molla Zeydin...

Research paper thumbnail of Âşık Abdil’in şiir evreninde dinî tasavvur ve didaktik söylem

RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi

Kökenini ve ilhamını İslamiyet öncesi sözlü şiir geleneğinden alan ve yüzyıllardır içinde bulundu... more Kökenini ve ilhamını İslamiyet öncesi sözlü şiir geleneğinden alan ve yüzyıllardır içinde bulunduğu sosyokültürel şartlara göre şekillenip gelişen âşıklık geleneği, günümüzde icra ortamlarının değişmesiyle özüne bağlı kalmakla beraber kendini güncellemektedir. Geleneğin bu yüzyıldaki durumunun tespit edilmesinde yaşayan âşıkların ve eserlerinin incelenmesi önem arz etmektedir. Bu bağlamda Silifkeli Âşık Abdil, çalışmamızın odak noktasını oluşturmaktadır. Âşık Abdil, yaşadığı yörenin sosyokültürel şartlarından ötürü çocukluk çağlarından itibaren şiirle meşgul olmuş, usta-çırak geleneği içerisinde yetişmemesine rağmen geleneğin güçlü temsilcilerini okuyarak öğrenmiş ve onları kendisine usta kabul etmiştir. Müzik aleti olarak kaval çalan âşık; Uzun Mehmet, Âşık Ali, Kara Fevzi ve Âşık Velittin gibi âşıklarla yakın ilişkiler geliştirmiş, aynı meclislerde bulunarak atışmalar yapmıştır. Çalışmamızda, Âşık Abdil’in literatür taraması ile saha araştırmasından hareketle tespit edilen şiirler...

Research paper thumbnail of Rahman Abdurrehim'in 'Uygurlarda Şamanizm' adlı eserinin halkbilimi açısından incelenmesi

Research paper thumbnail of The Shamans Among the Uyghur Turks and the Shamans’ Treatment Methods Uygur Türkleri̇ Arasinda Şamanlar Ve Tedavi̇ Yöntemleri̇

Turkish Studies, Dec 1, 2011

Research paper thumbnail of Uygur Şai̇r Mutalli̇p Saydulla Ve Türkçe Yayinlanan Ki̇taplari Üzeri̇ne

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi

Modern Uygur şiirinin diasporadaki önemli isimlerinden biri sayılan Şair Mutallip Saydulla, 8 Eki... more Modern Uygur şiirinin diasporadaki önemli isimlerinden biri sayılan Şair Mutallip Saydulla, 8 Ekim 1972 yılında, Doğu Türkistan’ın Keriye İlçesinin Laysu Köyünde, aydın bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur. 1993 yılında Urumçi’de bulunan Şincan Petrol Enstitüsü’nden mezun olmuştur. Mezun olduktan sonra, Karamay şehrinde Petrol Genel Müdürlüğü’nde teknisyen ve mühendis yardımcısı olarak çalışmıştır. Şairin sanat hayatı üniversite dönemlerinde başlamıştır. Uygur edebiyatının önemli dergileri sayılan “Tangritağ”, “Tarim”, “Turpan”, “Maybulak” gibi dergilerde 300’den fazla şiiri, eleştirileri ve makaleleri; “Edebi Tercimiler”, “Şincan Geziti”, “Şincan İqtisad Geziti”, “Urumçi Kechlik Geziti”, “Asiya Kindiki” ve “İşçilar Vakti” gibi gazetelerde 200’den fazla tercüme eseri bulunan Mutallip Saydulla’nın Türkiye’de “Kardeş Kalemler”, “Güncel Sanat” ve “Hece” gibi dergilerde birçok şiiri yayımlanmıştır. Şairin 2020 yılında “İki Göz İki Yüz” ve “Denizin Söyledikleri” adlı şiir kitapları “Dahi”...

Research paper thumbnail of Uygur Türklerinin Anlatma, İnanç ve Ritüellerinde Hayvan Sembolizmi

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi, 2018

Toplumların tarih boyunca çeşitli "şey"lere yükledikleri simge ve anlamlar, birtakım kü... more Toplumların tarih boyunca çeşitli "şey"lere yükledikleri simge ve anlamlar, birtakım kültürel kodlar şeklinde belleklerine yerleşip sürdürülerek bir arada yaşama arzusu ve aidiyet duygusunu güçlendirmektedir. Bu simge ve anlamların kalıplaşmasıyla meydana gelen semboller, kültürel unsurların nesilden nesle aktarılıp yaşatılmasında işlevsel bir misyon üstlenmektedir. Bahsi geçen semboller içerisinde öne çıkanlardan bir tanesi de hayvan sembolizmi olup Uygur Türklerinin çeşitli anlatma, inanç ve ritüellerinde kurt, aslan, kaplan, ayı, boğa, at ve deve gibi birçok hayvanın yer aldığını söylemek mümkündür. "Soy atası" imajıyla ortaya çıkıp âdeta koruyucu bir ruha dönüşen bu hayvanların vahşi ve güçlü bir fizyolojik yapıya sahip olması, yaşanılan toplumun coğrafi şartları ve insanların doğayı kontrol etme arzusu gibi sebepler, bu hayvanların birer sembol haline gelmesinde etkili olmuştur. Çalışmada Uygur Türklerinin söz konusu anlatma, inanç ve ritüellerinde "olu...

Research paper thumbnail of Adem Öger ve Recep Tek (Ed.), Risāle-i Mūze-Dūzluk (Ayakkabıcılık Risalesi), Yay. Haz: Ahmet Turan Türk, Ekber Enveri, Zulhayat Ötkür, Kamile Serbest, Ankara: Gazi Kitabevi, 2017, 289 s

Genellikle 13 cm uzunlugunda, 9 cm genisliginde ve daha cok cepte tasinabilecek nitelikteki el ya... more Genellikle 13 cm uzunlugunda, 9 cm genisliginde ve daha cok cepte tasinabilecek nitelikteki el yazmalari” seklinde tanimlanan risaleler “ciftcilik, tuccarlik, agac oymaciligi, cobanlik, sepetcilik, comlekcilik, dericilik, ascilik gibi mesleklerin ortaya cikisini, meslegin pirlerini, meslegi icra edenlerin uymasi gereken kurallari ve icra sirasinda okunmasi gereken ayet ve dualari iceren eserlerdir.” (s. V). Ozellikle 18. ve 19. yuzyillarda Cagatay yazi dili ile yaziya gecirilen risalelerin temelde sozlu gelenek ve kaynaklardan beslenerek bir gelenek olusturdugu ve geleneksel mesleklerin “yasasi” mahiyetinde oldugu bilinmektedir.

Research paper thumbnail of Uygur Halk Heki̇mli̇ği̇ Uygulamalarinda Çay Ve İşlevleri̇

Gecmisi Şamanizm donemi sagaltma pratiklerine kadar uzanan Uygur halk hekimligi, Uygur mutfak kul... more Gecmisi Şamanizm donemi sagaltma pratiklerine kadar uzanan Uygur halk hekimligi, Uygur mutfak kulturu ile yakindan iliskili olup kisinin beslenme duzeni ve seklinin esas alindigi “kuvvet nazariyesi” temelinde gelismistir. Bu amacla hastaliklardan korunmak ya da tedavi olmak icin cesitli macunlar, suruplar, serbetler ve caylar hazirlanmakta ve bu yiyecekler “davayi giza” olarak adlandirilmaktadir. Calismamizda Uygur Turklerinin halk hekimligi uygulamalarinda koruyucu ve tedavi edici islevleriyle siklikla kullanilmakta olan caylar tanitilip degerlendirilmeye calisilmaktadir.

Research paper thumbnail of Uygur meşrepleri üzerine bir inceleme

Günümüzde kültürleşme ve küreselleşme sürecinde olan dünyada birçok kültür birbirinden etkilenmek... more Günümüzde kültürleşme ve küreselleşme sürecinde olan dünyada birçok kültür birbirinden etkilenmektedir ve her kültür, kendine has unsurları yerelden ulusala, ulusaldan evrensele taşımaktadır. Bu süreçte UNESCO, Somut Olmayan Kültürel Miras değerlerinin tespiti, korunması ve tanıtılmasını desteklemektedir. Nitekim Uygur Türklerinin uzun tarihi dönemlerden beri sürdürdüğü ve “ziyafet”, “keyif meclisi” ve “Şölen” anlamına gelip türkü, müzik, halk oyunları ile halkın örf ve adetlerinin bir araya geldiği bir çeşit eğlence Şekli olarak tanımlanan “meşrep geleneği” de 2010 yılında UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras listesine alınmıştır. Uygur halk meşreplerinin tarihi oldukça eski dönemlere uzanmakla birlikte; günümüzde de bütün güzelliğiyle icra edilmektedir. Çalışmamızın Giriş Bölümünde; Uygur Türkleri, tarihi, Doğu Türkistan bölgesinin sosyo-kültürel, coğrafi, mimari, idari ve iktisadi yapısı ile Uygur Türklerinin alfabe özellikleri tanıtılmış araştırmanın konusu, amacı ve yöntemi belirlenerek araştırma konusu ile ilgili Çin’de ve Türkiye’de yapılan çalışmalar ele alınıp değerlendirilmeye çalışılmıştır. Birinci Bölüm’de; “meşrep” kavramı incelenerek Uygur meşreplerinin genel özellikleri tanıtılıp değerlendirilmiştir. “Meşreplerin Sınıflandırılması” başlığını taşıyan İkinci Bölüm’de Uygur Türkleri arasında yaşatılan meşrep geleneği, Doğu Türkistan coğrafyasında icra edildiği bölgeler bağlamında tasnif denemesine gidilmiş ve meşrep türleri, müstakil olarak incelenmiştir. Üçüncü Bölüm; meşrep oyunlarına ayrılmış olup eğlence, rekabet ve ceza oyunlarının meşrep geleneği içerisindeki önemi ve işlevi bu bölümde değerlendirilmeye çalışılmıştır. Dördüncü Bölüm’de, meşrep ussulleri (halk dansları) ve özellikleri ele alınmakla birlikte; icra bölgeleri bağlamında ussul ve oyun türleri tanıtılmaya çalışılmıştır. Beşinci Bölüm’de, “makam” kavramı, Uygur on iki makamı, meşrep ve makam ilişkisi, Uygur makamlarında kullanılan müzik aletleri ve özellikleri incelenmiş; ayrıca meşreplerde icra edilen destan, koşak, beyit, söz oyunları, latife ve bilmece gibi sözlü ürünler, konunun sınırlılıkları dâhilinde ele alınmıştır. “Uygur Meşrepleri ve Anadolu Sahası Geleneksel Sohbet Toplantıları” başlığını taşıyan Altıncı Bölüm’de Türkiye’de icra edilen ve UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne dâhil edilen “geleneksel sohbet toplantıları” Uygur meşrepleri ve özellikleri ile ilişkisi bağlamında değerlendirilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın amacının büyük bir kısmını oluşturan bu bölüm, her iki geleneğin yapısındaki ortaklıkları ortaya koyması açısından önem taşımaktadır. Sonuç kısmında her bölümde elde edilen bulgular ve ulaşılan tespitler toplu olarak değerlendirilmiştir.Today in a world, within the process of accculturaltion and globalization, lots of cultures are being affected by each other, and each culture is carrying its unique elments from local to national level, and from national to the universal one. In this process, UNESCO supports the identification, preservation, and promotion of Intangible Cultural Heritage values. As a matter of fact, having been sustained for long periods of times by Uyghur Turks, the “meshrep culture”, which is a representation of both the customs and traditions of the Uyghur community and, as part of pleasure gathering and entertainment, the cultural elements such as festive events, folk music, and dance, was inscribed in 2010 on “The List of Intangible Cultural Heritage” by UNESCO. While the history of meshreps of the Uyghur Community dates back to rather early periods of time, these customs and traditions are also being practised at present, with all its beauty. The Introduction of our study introduces Uyghur Turks, their history, their socio-cultural, geographical, architectural, administrative, and economic structures as well as the alphabetical features of Uyghur Turks. After the topic, purpose, and method of the research study were identified, it was aimed to focus on and evaluate related studies done in China and Turkey. In the first section, the notion of “meshrep” was analysed and the general features of Uyghur Meshreps were introduced and evaluated. In the second section, titled as “Classification of Meshreps”, it was attempted to classify the meshrep tradition sustained by Uyghur Turks in relation to the context of the areas it is performed, within the geography of East Turkistan, and the meshrep types were analysed independently. The third section is allocated to Meshrep Games, and the significance and function of entertainment, rivalry, and punishment games within the meshrep tradition were aimed to be evaluated. In the fourth section, meshrep folk dances (ussul) and features were taken into consideration, and it was aimed to introduce the methods and game types within the context of the regions they are performed. The fifth section analyses the concept of maqam, the Uyghur twelve maqam, the relation of meshrep and maqam, the instruments used in Uyghur maqams…

Research paper thumbnail of Geleneksel Bayramlarin Halk Hayatindaki̇ Rolü

Research paper thumbnail of Uygur Türkleri̇ni̇n Anlatma Ve Ri̇tüelleri̇nde Hayvan Semboli̇zmi̇

Toplumlarin tarih boyunca cesitli “sey”lere yukledikleri simge ve anlamlar, birtakim kulturel kod... more Toplumlarin tarih boyunca cesitli “sey”lere yukledikleri simge ve anlamlar, birtakim kulturel kodlar seklinde belleklerine yerlesip surdurulerek bir arada yasama arzusu ve aidiyet duygusunu guclendirmektedir. Bu simge ve anlamlarin kaliplasmasiyla meydana gelen semboller, kulturel unsurlarin nesilden nesile aktarilip yasatilmasinda islevsel bir misyon ustlenmektedir. Bahsi gecen semboller icerisinde one cikanlardan bir tanesi de hayvan sembolizmi olup Uygur Turklerinin cesitli anlatma ve rituellerinde kurt, aslan, kaplan, ayi, boga, at ve deve gibi bircok hayvanin yer aldigini soylemek mumkundur. “Soy atasi” imajiyla ortaya cikip adeta koruyucu bir ruha donusen bu hayvanlarin vahsi ve guclu bir fizyolojik yapiya sahip olmasi, yasanilan toplumun cografi sartlari ve insanlarin dogayi kontrol etme arzusu gibi sebepler, bu hayvanlarin birer sembol haline gelmesinde etkili olmustur. Calismamizda Uygur Turklerinin soz konusu anlatma ve rituellerinde “olumlu” imajlariyla tespit edilen hayv...

Research paper thumbnail of Tezki̇re-İ Hazret-İ İmâmân-I Keri̇ya Üzeri̇ne Bi̇r İnceleme

Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi, 2021

Tezkire-i Hazret-i İmâmân-ı Keriya, Karahanlı hükümdarı Yusuf Kadir Han'ın İslam dinini yaymak iç... more Tezkire-i Hazret-i İmâmân-ı Keriya, Karahanlı hükümdarı Yusuf Kadir Han'ın İslam dinini yaymak için Kâşgar'a gitmesi ve ardından İmam Nâsraddin, İmam Kıvâmüddin, İmam Zuhiriddin ve İmam Muȋniddin'in Kâşgar, Yarkent ve Hoten'e gelmesiyle yapılan savaş ve mücadelenin tasvir edildiği Çağatay Türkçesiyle yazılmış bir eserdir. Abliz Orxun ve Sugawara Jun, tarafından Mazar Documents from Xinjiang and Ferghan (Facsimile) adıyla yapılan çalışma içerisinde yer alan eser, araştırmacılar tarafından Kâşgar'da yapılan alan araştırması sırasında satın alındığı belirtilen beş tezkireden biridir. Eserin müstensihi veya derleyicisi hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Tezkire-i Hazret-i İmāmān-ı Keriya'nın adını, Keriye'ye çok yakın bir bölgeye defnedilmiş ve halkın sözlü kültür hafızasında yüzyıllardır aktarılan anlatmanın kahramanları olan Dört İmam'dan aldığını söylemek mümkündür. Uygur Türklerinin sözlü tarihinde ve anlatmalarında da önemli bir yere sahip olan eserin manzum ve mensur birçok varyantı olup diğer nüshalarda Dört İmam Efsanesi/Hikâyesi şeklinde adlandırıldığı tespit edilmiştir. Çalışmamızda eserin muhtevası ve özellikleri dönemin sosyokültürel yapısı bağlamında ele alınıp incelenmiştir. Ayrıca tezkirenin olay örgüsünde yer alan kişi kültlerinin, Uygur Türklerinin halk inanışları bağlamındaki yeri ve önemi değerlendirilerek toplum hafızasında yer alan bu kişiler ve etrafında şekillenen halk inanışlarının kültürel kökleri açıklanmaya çalışılmıştır. Çalışmada ele alınan tezkirenin transkripsiyonlu metnine de yer verilmiştir.

Research paper thumbnail of Âşık Abdil’in şiir evreninde dinî tasavvur ve didaktik söylem

RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi

Kökenini ve ilhamını İslamiyet öncesi sözlü şiir geleneğinden alan ve yüzyıllardır içinde bulundu... more Kökenini ve ilhamını İslamiyet öncesi sözlü şiir geleneğinden alan ve yüzyıllardır içinde bulunduğu sosyokültürel şartlara göre şekillenip gelişen âşıklık geleneği, günümüzde icra ortamlarının değişmesiyle özüne bağlı kalmakla beraber kendini güncellemektedir. Geleneğin bu yüzyıldaki durumunun tespit edilmesinde yaşayan âşıkların ve eserlerinin incelenmesi önem arz etmektedir. Bu bağlamda Silifkeli Âşık Abdil, çalışmamızın odak noktasını oluşturmaktadır. Âşık Abdil, yaşadığı yörenin sosyokültürel şartlarından ötürü çocukluk çağlarından itibaren şiirle meşgul olmuş, usta-çırak geleneği içerisinde yetişmemesine rağmen geleneğin güçlü temsilcilerini okuyarak öğrenmiş ve onları kendisine usta kabul etmiştir. Müzik aleti olarak kaval çalan âşık; Uzun Mehmet, Âşık Ali, Kara Fevzi ve Âşık Velittin gibi âşıklarla yakın ilişkiler geliştirmiş, aynı meclislerde bulunarak atışmalar yapmıştır. Çalışmamızda, Âşık Abdil’in literatür taraması ile saha araştırmasından hareketle tespit edilen şiirler...

Research paper thumbnail of Uygurlarda Pehli̇vanlik Ve Çağatay Türkçesi̇ İle Yazilmiş Bi̇r Pehli̇vanlik Ri̇salesi̇

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi

Dilimize Farsça’dan geçen Pehlivan kelimesi, “bahadır, güreşçi” anlamlarının yanı sıra kültürümüz... more Dilimize Farsça’dan geçen Pehlivan kelimesi, “bahadır, güreşçi” anlamlarının yanı sıra kültürümüzde ok atan, kılıç kullanan, yiğit, savaşçı, güreşçi kişilere verilen bir unvan olarak alp tipolojisine karşılık gelmektedir. Pehlivanlar tarih boyunca sadece fiziki yönden üstünlükleri ile değil, erdemli ve üstün ahlaki davranışları ile de toplumda itibar gören kişiler arasında yer almış ve taşıdıkları meziyetler dolayısıyla örnek kişilikler oluşturmuştur. Türklerin ata sporu olan güreş, düğün, bayram, eğlence ve kutlama törenlerinin vazgeçilmez unsurları arasında yerini alarak Türk kültürünün yaşatıldığı her coğrafyada kendine özgü yöntem ve teknikleri ile çeşitlenmiş ve şekillenmiştir. Güreş, Uygur Türkleri arasında da geçmişten günümüze geleneksel bir spor ve oyun mahiyetinde yaşatılmakta ve bu sporun icracısı olan güreşçiler arasından en yetenekli olanlar pehlivan olarak adlandırılmaktadır. Pehlivanlık kavramı, Uygur Türklerinin sözlü kültür ürünlerinde Sadir Palvan, Seyit Noçi gibi ...

Research paper thumbnail of Anımal symbolısm in the narratıon, belıef and rituals of Uighur Turks

Toplumların tarih boyunca çeşitli “şey”lere yükledikleri simge ve anlamlar, birtakım kültürel kod... more Toplumların tarih boyunca çeşitli “şey”lere yükledikleri simge ve anlamlar, birtakım kültürel kodlar şeklinde belleklerine yerleşip sürdürülerek bir arada yaşama arzusu ve aidiyet duygusunu güçlendirmektedir. Bu simge ve anlamların kalıplaşmasıyla meydana gelen semboller, kültürel unsurların nesilden nesle aktarılıp yaşatılmasında işlevsel bir misyon üstlenmektedir. Bahsi geçen semboller içerisinde öne çıkanlardan bir tanesi de hayvan sembolizmi olup Uygur Türklerinin çeşitli anlatma, inanç ve ritüellerinde kurt, aslan, kaplan, ayı, boğa, at ve deve gibi birçok hayvanın yer aldığını söylemek mümkündür. “Soy atası” imajıyla ortaya çıkıp âdeta koruyucu bir ruha dönüşen bu hayvanların vahşi ve güçlü bir fizyolojik yapıya sahip olması, yaşanılan toplumun coğrafi şartları ve insanların doğayı kontrol etme arzusu gibi sebepler, bu hayvanların birer sembol haline gelmesinde etkili olmuştur. Çalışmada Uygur Türklerinin söz konusu anlatma, inanç ve ritüellerinde “olumlu” imajlarıyla tespit e...

Research paper thumbnail of Urfa sıra geceleri ve Uygur otuz oğul meşrebi

Türk kültürünün önemli yapı taşlarından birini “geleneksel sohbet toplantıları” adı verilen uygul... more Türk kültürünün önemli yapı taşlarından birini “geleneksel sohbet toplantıları” adı verilen uygulama oluşturmaktadır. Orta Asya’dan Anadolu’ya taşınan ve her iki coğrafyada da günümüzde varlığını sürdüren “geleneksel sohbet toplantıları”nın özelliklerini şu şekilde açıklamak mümkündür: “Sayıları farklı yörelerde, farklı sembollerle oluşan erkek gruplarının yılın özellikle kış aylarında ve haftada bir gün olarak rutinleşen bir periyotta, belli kurallar çerçevesinde bir araya gelerek sanal akrabalıklar kurdukları sosyal dayanışma işlevli mevsimsel ve geleneksel toplantılardır.” Geçmişten günümüze kadar hem geleneksel sözlü kültürün taşıyıcısı hem de bir eğlence biçimi olarak gelen sohbet toplantıları, özellikle uzun kış gecelerinde insanların bir araya gelerek belirli kurallar çerçevesinde hoşça vakit geçirmesini ve toplumsal dayanışmayı sağlayan sosyal bir organizasyondur. Köklü bir geçmişe sahip olan “geleneksel sohbet toplantıları”, UNESCO tarafından 2010 yılında Somut Olmayan Kült...

Research paper thumbnail of Uygur Türkleri̇nde Nezi̇r Çi̇rağ Ri̇tüeli̇

HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature)

Davranış temelli ve doğası gereği toplumların inanç tasavvurunu somutlaştıran ritüeller, içerisin... more Davranış temelli ve doğası gereği toplumların inanç tasavvurunu somutlaştıran ritüeller, içerisinde barındırdıkları geleneksel ve anlamsal bilgiyi özellikle sözlü kültür ortamından beslenen toplumsal bellek vasıtasıyla sürdürülebilir kılmakta ve ritüel bilgi, bir iletişim aracına dönüşmektedir. Toplumsal belleğin dışavurum ve aktarım bağlamlarından olan geleneksel pratik ve uygulamalar, ritüel bilginin aktarıldığı, yaşatıldığı ve yeniden canlandırıldığı ortamlardır. Geçmişten günümüze nitelik ve nicelik bakımından farklı formlarda gerçekleştirilen nezir-çirağ ritüeli, Uygur Türkleri arasında gerçekleştirilen geleneksel dinî bir uygulama mahiyetindedir. Uygur Türkleri yaratıcıya adadıkları kanlı ya da kansız kurbanlar vasıtasıyla ağaç, atalar, su, ateş ve ocak gibi İslamiyet öncesi kült ve uygulamaların yanı sıra abdest almak, Kur’an okumak ve namaz kılmak gibi İslami pratikleri de aynı ritüelde kaynaştırmakta ve bu ritüel çerçevesinde belirli yasak ve kaçınmalara riayet etmektedir. ...

Research paper thumbnail of Uygur Türkleri̇ Arasinda Şamanlar Ve Tedavi̇ Yöntemleri̇

turkishstudies.net

... UYGUR TÜRKLERİ ARASINDA ŞAMANLAR VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ Adem ÖGER* Tugba GÖNEL* ... Deri kemer ... more ... UYGUR TÜRKLERİ ARASINDA ŞAMANLAR VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ Adem ÖGER* Tugba GÖNEL* ... Deri kemer ya da kuĢak kullanılır. Elbise üzerine çeĢitli simgesel anlamları olan motifler ya da Ģekiller yine değiĢik Ģeyleri temsil eden demir ya da bakır nesneler yer alır. ...