Kayihan Korkut | Namik Kemal University (original) (raw)
Papers by Kayihan Korkut
DergiPark (Istanbul University), Dec 1, 1990
International advanced researches and engineering journal, Aug 15, 2019
In this study, 50 inbred lines (S4) of maize (Zea mays indentata Sturt.), which were developed by... more In this study, 50 inbred lines (S4) of maize (Zea mays indentata Sturt.), which were developed by the Department of Field Crops, Faculty of Agriculture, University of Namık Kemal, were used as a material. In the study, the band patterns of the gliadin protein of inbred lines were determined by the SDS – PAGE method, and regarding the ratio density data of the genotypes, the number of the bands and the spreading of them to the gliadin regions were examined. At the end of the electrophoresis examinations, it was revealed that the band number of the gliadin proteins in the inbred maize lines was between 11 and 20, the relative mobility of the genotypes was between 18 and 90 kDA, and according to the gliadin regions, the bands were mainly in the omega, beta and gamma regions, respectively. It was found out that the relative mobility was minimum in the alpha region. As a result of the study, it was determined that some lines were formed by similar populations with the obtained band patterns, and the majority were different. This indicates that genetic diversity exists in the examined lines, and the obtained data can be used in the breeding studies.
Mediterranean Agricultural Sciences, Aug 1, 2018
Alveograph analysis has long been one of the important methods in determination of bread making q... more Alveograph analysis has long been one of the important methods in determination of bread making quality of wheat genotypes. Sixty-four bread wheat genotypes were analyzed for five alveograph parameters including alveograph energy (W, 10-4 joule) (AE), dough strength (P, mm), elasticity (L, mm) index of swelling (G, cm 3), alveograph configuration ratio (P/L), protein content (PC) and hardness (HRD). Genotype means of AE ranged from 155.4 x10-4 J to 444.7 x10-4 J. Ocoroni86/Pewit3 reached the highest AE value with 444.7 x10-4 J. Pamukova-97 was in the same statistical group with 426.5 x10-4 J AE value. Genotype means of P ranged from 50.0 mm to 162.9 mm. Aköz/Galil had the highest P value with162.9 mm.
Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü dergisi, Jun 29, 2018
Ekmeklik buğdayda kuraklık stresi koşullarında çevresel ve genetik faktörlere göre değişiklikler ... more Ekmeklik buğdayda kuraklık stresi koşullarında çevresel ve genetik faktörlere göre değişiklikler gözlenebilen kök yapısı önemli faktör olarak değerlendirilmektedir. Araştırmada bazı ekmeklik buğday genotiplerinin farklı kuraklık seviyelerindeki kök ağırlıkları ile kök ağırlığının bazı fizyolojik karakterlere olan etkileri incelenmiştir. Araştırma, Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü deneme alanında 2008-2009 ve 2009-2010 yıllarında yapılmıştır ve 15 genotip kullanılarak; tesadüf blokları bölünmüş parseller deneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Ana parsellerde beş farklı kuraklık uygulamaları, alt parsellerde genotipler yer almıştır. Araştırmada sapa kalkma döneminden fizyolojik olum dönemine kadar farklı seviyede kuraklık uygulanmıştır. Araştırmada kuraklık stresi uygulaması genotiplerde kök ağırlığını azaltmıştır. Genotiplerde en fazla kök ağırlığı Bereket çeşidinde (3.618 g) tespit edilmiştir. Kuraklık stresi bitkilerde kök ağırlığını farklı oranlarda etkilemiş olup, en düşük kök ağırlığı (2.815 g) tam kuraklık uygulanan parselde ölçülürken, en fazla kök ağırlığı kuraklık stresi uygulanmayan koşullarda belirlenmiştir. Araştırmada genotiplerde kök ağırlığının artışı başaklanma öncesi ve tane dolum döneminde bayrak yapraklarındaki klorofil kapsamını önemli ölçüde artırmıştır. Kök miktarı bütün kuraklık uygulamalarında bitki örtüsü sıcaklığını düşürmüştür. Bitkide kök miktarının genotiplerde başaklanma, olgunlaşma gün sayıları ve tane dolum süresini artırdığı belirlenmiştir. Kök ağırlığı artışında stoma eni ve boyunda artış olurken, stoma sayısında azalma olmuştur. Kök ağırlığına genotip ve çevre faktörleri etkili olurken yapraklarda klorofil kapsamında artış kanopi sıcaklığında azalma olmuştur.
Agricultural Science and Technology, Mar 1, 2020
15 wheat genotypes were planted in RCBD in a split-plot with three replications. The main plots w... more 15 wheat genotypes were planted in RCBD in a split-plot with three replications. The main plots were assigned to five moisture regimes, which included 3 drought stress environments, one non-stress and one non-treatment environment. Principal component analysis (PCA) and cluster analysis were used to determine genotypes environment interaction. Grain yield, biological yield, harvest index, spike number per square meter, kernel and spikelet number per spike, length of spike and plant height were investigated. PCA indicated that the first (46.31%) and second (25.32%) components justified 71.63% of variations in the investigated yield parameters of the genotypes. Based on GGE biplot results, Kate A-1 and Tekirdağ genotypes were determined as the most stable cultivars for grain yield. Mean values of the genotypes varied between 3830-6583 kg ha-1 for grain yield, 20170-25394 kg ha-1 for biological yield, 68.6-110.9cm for plant height, 30.2-38.3 for kernel number in spike, 328.8-486.6 for spike number per square meter and 6.57-9.17cm for spike length. Clusters I and II were more clearly separated. In the first group of clusters 6 genotypes are located including one line and five cultivars. In the second group of clusters 8 genotypes are located including five advanced lines and four cultivars.
Turkish Journal of Agricultural and Natural Science, Oct 18, 2018
Özet Ekmeklik buğdayda kuraklık verim ve kaliteyi doğrudan etkileyen önemli bir abiyotik stres fa... more Özet Ekmeklik buğdayda kuraklık verim ve kaliteyi doğrudan etkileyen önemli bir abiyotik stres faktörüdür. Araştırmada bazı ekmeklik buğday genotiplerinin farklı kuraklık seviyelerinde verim ve bazı fizyolojik karakterler arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Bölünmüş parseller deneme desenine göre 2008-2009 ve 2009-2010 yıllarında yürütülen ve 15 genotipin materyal olarak kullanıldığı deneme 3 tekrarlamalı olarak kurulmuştur. Denemede ana parsellerde kuraklık uygulamaları, alt parsellerde genotipler yer almıştır. Araştırmada; tane verimi ile üç farklı gelişme döneminde bitki örtüsü sıcaklığı ve bayrak yaprakta klorofil miktarı ölçülmüştür. Ayrıca başaklanma ve olgunlaşma gün sayıları, tane dolum süresi ve mumsuluk oranları ile bu karakterler arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Araştırmada genotipler ve uygulamalar arasında önemli farklılıklar tespit edilmiştir. En düşük bitki örtüsü sıcaklığı Kate A-1 de görülürken en yüksek sıcaklık Golia çeşidinde ölçülmüştür. En düşük sıcaklık değerleri gebeleşme (17.21 o C), başaklanma (19.96 o C) ve tane dolum dönemlerinde (20.11 o C) kuraklık uygulanmayan parsellerde ölçülmüştür. En yüksek sıcaklıklar ise başaklanma ve tane dolum dönemlerinde tam kuraklık uygulamalarında belirlenmiştir. Kanopi sıcaklığının tane verimini olumsuz yönde etkilemiş olup kanopi sıcaklığı ile tane verimi arasında korelasyon katsayıları başaklanma öncesi r=-0.779, başaklanma dönemi r=-0.793 ve tane dolum dönemi r=-0.924* olarak belirlenmiştir. Kuraklık stresi klorofil miktarını üç bitki gelişme döneminde de düşürmüş olup en yüksek klorofil miktarı kuraklık stresi uygulanmayan parselde belirlenmiştir. Genotiplerde başaklanma döneminde en yüksek klorofil miktarı ÖVD2/27-07 ve tane dolum döneminde EBVD24-07 hatlarında ölçülmüştür. Tane verimi ile bayrak yaprak klorofil içeriği arasında ilişki başaklanma öncesi r= 0.499, başaklanma dönemi r= 0.498 ve tane dolum dönemi r=0.954* olarak belirlenmiştir. Araştırma sonucu kanopi sıcaklığı ve klorofil kapsamının farklı kuraklık stresi altında verim için seleksiyon kriteri olarak kullanılabileceğini göstermiştir.
DergiPark (Istanbul University), Sep 15, 2018
Bilindiği üzere kuraklık olgusu ekmeklik buğdayda üretimi sınırlayan en önemli abiyotik stres fak... more Bilindiği üzere kuraklık olgusu ekmeklik buğdayda üretimi sınırlayan en önemli abiyotik stres faktörlerüdür. Kök yapısı genotiplerin kurağa tepkisini belirleyen en önemli unsurdur. Bu araştırmada bazı ekmeklik buğday genotiplerinin farklı kuraklık düzeyinde kök ağırlıkları ile verim unsurları ve 1000 tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı, protein oranı, gluten ve gluten indeksi, sertlik ve sedimantasyon miktarı gibi kalite karakterleri ile ilişkileri incelenmiştir. Çalışma, 2008-2009 ve 2009-2010 yıllarında Trakya TAE deneme tarlasında, 2 yıl süre ile yürütülmüş ve 15 genotip bölünmüş parseller deneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak ekilmiştir. Denemede 5 ana parselde farklı kuraklık uygulamaları, alt parsellerde ise genotipler yer almıştır. Araştırmada, sapa kalkma döneminden fizyolojik olum dönemine kadar farklı kuraklık uygulaması yapılmıştır. Kuraklık uygulamaları, ölçülen özellikleri önemli oranda etkilemiş; kuraklık stresi uygulanması kök ağırlığını farklı oranlarda azaltmıştır. Buna göre, genotiplerde 3.618 g ile en çok kök ağırlığı Bereket çeşidinde, en az 2.740 g ile Tekirdağ çeşidinde tespit edilmiştir. Kuraklık uygulamalarına göre en az kök ağırlığı 2.815 g ile tam kuraklık uygulanan parselde ve Flamura-85 ile Tekirdağ çeşitlerinde ölçülürken; en fazla kök ağırlığı 3.496 g ile kuraklık stresi uygulanmayan KS3 parselinde ve Bereket çeşidinde belirlenmiştir. Araştırmada kuraklığın uygulandığı KS1, KS2 ve KS5'teki kök ağırlığı artışı tane verimini, biyolojik verimi ve bazı verim unsurlarını artırmıştır. Kök ağırlığındaki artış hektolitre ağırlığı, sedimantasyon miktarı ve gluten indeksi ile negatif ilişkili olduğu saptanmıştır.
Ekin Journal of Crop Breeding and Genetics, Jul 1, 2021
Figure 1. (a) Spike and (b) grain of the NKU Lider variety. (Original) References and Notes Anony... more Figure 1. (a) Spike and (b) grain of the NKU Lider variety. (Original) References and Notes Anonymous (2016). Cool season cereals, variety registration report, 2016, Ankara.https://www. tarimorman.gov.tr/BUGEM/TTSM/Belgeler/ Yayınlar/serin%20iklim%20tah.%tescil%20 rapor. %202016.pdf (in Turkish).
Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi, May 15, 2018
Farkli seviyede kurakligin bazi ekmeklik bugday genotiplerinde verim ve verim unsurlarina etkisin... more Farkli seviyede kurakligin bazi ekmeklik bugday genotiplerinde verim ve verim unsurlarina etkisinin arastirildigi calisma TTAE deneme alaninda 2008-2009 ve 2009-2010 yillarinda 15 ekmeklik bugday genotipi ile yurutulmustur. Deneme tesaduf bloklarinda bolunmus parseller deneme desenine gore 3 tekrarlamali olarak kurulmustur. Ana parsellerde kuraklik uygulamalari, alt parsellerde genotipler yer almistir. Sapa kalkma doneminden fizyolojik olum donemine kadar farkli bitki gelisme doneminde kuraklik stresi uygulanmistir. Arastirmada; tane verimi, biyolojik verim, hasat indeksi, metrekarede basak ve basakta basakcik, basakta tane sayisi ve basak uzunlugu karakterleri ve bu karakterler arasindaki iliskiler incelenmistir. Kurak kosullar butun cesitlerde farkli oranlarda tane verimini dusurmustur. En yuksek verim Bereket cesidinde (658.3 kg/da) tespit edilmistir. Uygulama kosullarinda en yuksek verim 763.8 kg/da ile kuraklik stresi uygulanmayan (KS3) parsellerde belirlenmistir. Tam kuraklik uygulamasinda tane verimi %40.1 azalirken, sapa kalkma doneminde %28.0 ve tane dolum doneminde ise %26.2 oraninda azalma olmustur. Ayrica sapa kalkma donemindeki kurakligin tane dolum donemindeki kurakliga gore tane verimini daha fazla etkiledigi gorulmustur. Sapa kalkma doneminden fizyolojik olum donemine kadar kuraklik stresi artisina bagli olarak tane verimi ile biyolojik verim, metrekarede basak ve basakta tane sayisi arasinda olumlu ve cok onemli iliski saptanmistir.
Agriculture and Food, Oct 7, 2018
Drought stress is a main abiotic stress factor constraining wheat production in some years. Rainf... more Drought stress is a main abiotic stress factor constraining wheat production in some years. Rainfall fluctuation during vegetative and generative growing periods causes grain yield reduction in Trakya Region, Turkey. This research was carried out in 2008-2009 and 2009-2010 growing years. Experiments were set up in a randomized completely blocks design in split-plot with three replications with 15 genotypes. The main plots were assigned for five moisture regimes, which included 3 drought stress environments (GS31-94, GS31-51 and GS51-94) one non-stress and non-treatment (control) environment. Droughts were created under mobile rain shelter at various plant growth stages from shooting up to maturating stage. Based on grain yield stress susceptible index (SSI), stress tolerance index (STI), tolerance index (TOL), mean productivity (MP), and geometric mean productivity (GMP) were calculated with their relation. The results of variance analyses for Yp, Ys and other drought tolerance indices indicated that genotypic differences were highly significant. Effect of drought stress on grain yield of all tested genotypes was different. Drought stress caused an average reduction of 59.9% on yield. Bereket was the highest yielding cultivar under fully drought stress condition. STI, MP and GMP showing the highest correlation coefficient with grain yield were the most desirable selection criteria for high yielding and drought tolerant genotypes. A positive and significant correlation was observed between Yp with TOL, MP, STI, GMP and HM, and negative correlation with YSI. These indices are the most suitable indices to screen genotypes in drought stress conditions.
Ekin Journal of Crop Breeding and Genetics, Jul 1, 2021
Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü dergisi, Dec 29, 2017
Ekmeklik buğdayda kalite, genetik ve çevre koşullarından etkilenmekte olup çevre koşullarına bağl... more Ekmeklik buğdayda kalite, genetik ve çevre koşullarından etkilenmekte olup çevre koşullarına bağlı olarak kalite değerleri değişmektedir. Araştırmada farklı bitki gelişme dönemlerindeki kuraklığın bazı kalite karakterlerine etkileri incelenmiştir. Araştırma 15 genotip ile tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre üç tekrarlamalı olarak Edirne'de 2009 ve 2010 vejetasyon yıllarında yürütülmüştür. Denemede ana parselde kuraklık uygulamaları, alt parsellerde genotipler yer almıştır. Ana parsellerde sapa kalkma döneminden (GS31) fizyolojik olgunluk dönemine (GS94) kadar farklı dönemlerde kuraklık stresi uygulanmıştır. Tane verimi, bin tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı, ham protein oranı, tane sertliği, glüten miktarı, glüten indeksi ve sedimantasyon değeri ve bu karakterler arasındaki ikili ilişkiler incelenmiştir. Araştırma sonucunda en fazla protein oranı (%12.5), tane sertliği (55.4) ve glüten miktarı (%33.7) başaklanma döneminden itibaren fizyolojik olum dönemleri arasında kuraklık uygulamalarında belirlenmiştir. En yüksek sedimantasyon değeri kontrol uygulamasında ölçülmüştür. En yüksek glüten indeksi (%85.7), bin tane ağırlığı (40.9 g) ve hektolitre ağırlığı (81.2 kg/hl) kuraklık stresi uygulanmayan koşullarda elde edilmiştir. Araştırmada incelenen kalite özelliklerine göre Aldane en yüksek kaliteye sahip çeşit olarak belirlenmiştir. Farklı dönemlerdeki kuraklık uygulamaları genotiplerde kalite özelliklerini farklı oranlarda etkilemiştir. Araştırma sonucuna göre buğdayda sapa kalkma döneminden başaklanma dönemine kadar kuraklık stresinin olmadığı ve tane dolum süresinde toprak neminin kısmen azaldığı koşullarda ekmeklik buğdayda kalite değerlerinde artma olduğu görülmüştür.
Journal of Central European Agriculture, 2020
Association of glutenin alleles with bread quality has long been known and identification of glut... more Association of glutenin alleles with bread quality has long been known and identification of glutenin alleles may be very informative for the quality of the breeder's material. In this study, 64 wheat genotypes were evaluated for high and low molecular weight glutenin alleles (Glu-1 and Glu-3) and some quality parameters. Of the identified glutenin alleles, eleven were at the Glu-1 loci and 15 were at the Glu-3 loci. Highly significant (P<0.001) differences were found among the genotypes for all quality parameters. Associations of glutenin alleles with the quality parameters were also found significant. The positive effective glutenin alleles of Glu loci on quality traits were 1 at Glu-A1, 13+16, 17+18 and 7+8 at Glu-B1 and 5+10 at Glu-D1, and A3d, A3e, A3f and A3b at GluA3, B3a, B3b and B3g at Glu-B3 and D3a at Glu-D3. The negative effective glutenin alleles of Glu loci on quality traits were null allele at Glu-A1, 7, 7+9 and 14+15 at Glu-B1, 2+12 at Glu-D1 loci, and A3a, A3c at Glu-A3, B3f, B3c at Glu-B3 and D3c at Glu-D3.
Turkish Journal of Field Crops, 2003
Eight rice (Oryza sativa L.) cultivars were crossed in all possible combination (excluding recipr... more Eight rice (Oryza sativa L.) cultivars were crossed in all possible combination (excluding reciprocals) to assess the occurrence of heterosis in rice for grain yield and its components and to compare the hybrid performance of F1 and F2 generations for all traits studied under temperate conditions. The average heterosis and heterobeltiosis observed in F1 generation for grain yield per plant were 21.2% and 15.2%, respectively. Whereas, the average 8.2% heterosis and -0.2% heterobelthiosis were obtained in F2 generation for this trait. Heterosis for grain yield per plant in F1 generation was due to heterosis for the number of panicle per plant, biological yield, and harvest index. The correlations between F1 heterosis and F2 heterosis values and between F1 heterobeltiosis and F2 heterobelthiosis values indicate that the heterotic effects continued in F2 generation for days to heading, plant height, panicle length, the number of spikelets per panicle, biological yield, harvest index, 10...
Agriculture and Food, 2018
Water stress is a severe abiotic stress and major constraint to wheat productivity. The objective... more Water stress is a severe abiotic stress and major constraint to wheat productivity. The objective of this study was to characterize drought tolerant and susceptible wheat genotypes on the basis of physiological and yield attributes. This research were carried out during 2008-2009 and 20092010 growing seasons and 15 genotypes were planted in a randomized completely blocks design in split plot with three replications. Drought treatments are placed on main parcel and genotypes on the sup-plot. Drought treatments were applied at several plant stages from stem elongation up to physiological maturating stage. Grain yield, flag leaf area, relative water content, stomata width, stomata length and stomatal number and pairwise comparison between these characters were evaluated. There were significant differences among genotypes and treatment in both years based on investigated characters. Grain yield decreased under drought condition in all cultivars. The highest grain yield with 658.3 kg da ...
Journal of Agricultural Science and Technology, 2019
Breeding high-quality wheat cultivars is one of the main targets of breeding programs. Identifica... more Breeding high-quality wheat cultivars is one of the main targets of breeding programs. Identification of High Molecular Weight Glutenin Subunits (HMW-GS) and Low Molecular Weight Glutenin Subunits (LMW-GS) alleles that confer high quality may be one of the easy ways to determine promising wheat lines in early generations. HMW-GS and LMW-GS alleles of 64 bread wheat (Triticum aestivum L.) genotypes from a Turkish breeding program including advanced lines and cultivars were identified using SodiumDodecyl-Sulfate PolyAcrylamide Gel (SDS-PAGE) electrophoresis method. In total, 26 alleles were identified including three alleles at the Glu-A1 locus, 6 alleles at the Glu-B1 locus, 2 alleles at the Glu-D locus, 6 alleles at the Glu-A3 locus, 7 at the Glu-B3 locus, and 2 alleles at the Glu-D3 locus. The most prevalent alleles among the 64 genotypes in the study were 2* (67.2%), 7+9 (42.2%), 5+10 (68.8%), A3c (28.1%), B3b (35.9%), and D3c (92.2%). The previously announced good flour quality c...
DergiPark (Istanbul University), Dec 1, 1990
International advanced researches and engineering journal, Aug 15, 2019
In this study, 50 inbred lines (S4) of maize (Zea mays indentata Sturt.), which were developed by... more In this study, 50 inbred lines (S4) of maize (Zea mays indentata Sturt.), which were developed by the Department of Field Crops, Faculty of Agriculture, University of Namık Kemal, were used as a material. In the study, the band patterns of the gliadin protein of inbred lines were determined by the SDS – PAGE method, and regarding the ratio density data of the genotypes, the number of the bands and the spreading of them to the gliadin regions were examined. At the end of the electrophoresis examinations, it was revealed that the band number of the gliadin proteins in the inbred maize lines was between 11 and 20, the relative mobility of the genotypes was between 18 and 90 kDA, and according to the gliadin regions, the bands were mainly in the omega, beta and gamma regions, respectively. It was found out that the relative mobility was minimum in the alpha region. As a result of the study, it was determined that some lines were formed by similar populations with the obtained band patterns, and the majority were different. This indicates that genetic diversity exists in the examined lines, and the obtained data can be used in the breeding studies.
Mediterranean Agricultural Sciences, Aug 1, 2018
Alveograph analysis has long been one of the important methods in determination of bread making q... more Alveograph analysis has long been one of the important methods in determination of bread making quality of wheat genotypes. Sixty-four bread wheat genotypes were analyzed for five alveograph parameters including alveograph energy (W, 10-4 joule) (AE), dough strength (P, mm), elasticity (L, mm) index of swelling (G, cm 3), alveograph configuration ratio (P/L), protein content (PC) and hardness (HRD). Genotype means of AE ranged from 155.4 x10-4 J to 444.7 x10-4 J. Ocoroni86/Pewit3 reached the highest AE value with 444.7 x10-4 J. Pamukova-97 was in the same statistical group with 426.5 x10-4 J AE value. Genotype means of P ranged from 50.0 mm to 162.9 mm. Aköz/Galil had the highest P value with162.9 mm.
Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü dergisi, Jun 29, 2018
Ekmeklik buğdayda kuraklık stresi koşullarında çevresel ve genetik faktörlere göre değişiklikler ... more Ekmeklik buğdayda kuraklık stresi koşullarında çevresel ve genetik faktörlere göre değişiklikler gözlenebilen kök yapısı önemli faktör olarak değerlendirilmektedir. Araştırmada bazı ekmeklik buğday genotiplerinin farklı kuraklık seviyelerindeki kök ağırlıkları ile kök ağırlığının bazı fizyolojik karakterlere olan etkileri incelenmiştir. Araştırma, Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü deneme alanında 2008-2009 ve 2009-2010 yıllarında yapılmıştır ve 15 genotip kullanılarak; tesadüf blokları bölünmüş parseller deneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Ana parsellerde beş farklı kuraklık uygulamaları, alt parsellerde genotipler yer almıştır. Araştırmada sapa kalkma döneminden fizyolojik olum dönemine kadar farklı seviyede kuraklık uygulanmıştır. Araştırmada kuraklık stresi uygulaması genotiplerde kök ağırlığını azaltmıştır. Genotiplerde en fazla kök ağırlığı Bereket çeşidinde (3.618 g) tespit edilmiştir. Kuraklık stresi bitkilerde kök ağırlığını farklı oranlarda etkilemiş olup, en düşük kök ağırlığı (2.815 g) tam kuraklık uygulanan parselde ölçülürken, en fazla kök ağırlığı kuraklık stresi uygulanmayan koşullarda belirlenmiştir. Araştırmada genotiplerde kök ağırlığının artışı başaklanma öncesi ve tane dolum döneminde bayrak yapraklarındaki klorofil kapsamını önemli ölçüde artırmıştır. Kök miktarı bütün kuraklık uygulamalarında bitki örtüsü sıcaklığını düşürmüştür. Bitkide kök miktarının genotiplerde başaklanma, olgunlaşma gün sayıları ve tane dolum süresini artırdığı belirlenmiştir. Kök ağırlığı artışında stoma eni ve boyunda artış olurken, stoma sayısında azalma olmuştur. Kök ağırlığına genotip ve çevre faktörleri etkili olurken yapraklarda klorofil kapsamında artış kanopi sıcaklığında azalma olmuştur.
Agricultural Science and Technology, Mar 1, 2020
15 wheat genotypes were planted in RCBD in a split-plot with three replications. The main plots w... more 15 wheat genotypes were planted in RCBD in a split-plot with three replications. The main plots were assigned to five moisture regimes, which included 3 drought stress environments, one non-stress and one non-treatment environment. Principal component analysis (PCA) and cluster analysis were used to determine genotypes environment interaction. Grain yield, biological yield, harvest index, spike number per square meter, kernel and spikelet number per spike, length of spike and plant height were investigated. PCA indicated that the first (46.31%) and second (25.32%) components justified 71.63% of variations in the investigated yield parameters of the genotypes. Based on GGE biplot results, Kate A-1 and Tekirdağ genotypes were determined as the most stable cultivars for grain yield. Mean values of the genotypes varied between 3830-6583 kg ha-1 for grain yield, 20170-25394 kg ha-1 for biological yield, 68.6-110.9cm for plant height, 30.2-38.3 for kernel number in spike, 328.8-486.6 for spike number per square meter and 6.57-9.17cm for spike length. Clusters I and II were more clearly separated. In the first group of clusters 6 genotypes are located including one line and five cultivars. In the second group of clusters 8 genotypes are located including five advanced lines and four cultivars.
Turkish Journal of Agricultural and Natural Science, Oct 18, 2018
Özet Ekmeklik buğdayda kuraklık verim ve kaliteyi doğrudan etkileyen önemli bir abiyotik stres fa... more Özet Ekmeklik buğdayda kuraklık verim ve kaliteyi doğrudan etkileyen önemli bir abiyotik stres faktörüdür. Araştırmada bazı ekmeklik buğday genotiplerinin farklı kuraklık seviyelerinde verim ve bazı fizyolojik karakterler arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Bölünmüş parseller deneme desenine göre 2008-2009 ve 2009-2010 yıllarında yürütülen ve 15 genotipin materyal olarak kullanıldığı deneme 3 tekrarlamalı olarak kurulmuştur. Denemede ana parsellerde kuraklık uygulamaları, alt parsellerde genotipler yer almıştır. Araştırmada; tane verimi ile üç farklı gelişme döneminde bitki örtüsü sıcaklığı ve bayrak yaprakta klorofil miktarı ölçülmüştür. Ayrıca başaklanma ve olgunlaşma gün sayıları, tane dolum süresi ve mumsuluk oranları ile bu karakterler arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Araştırmada genotipler ve uygulamalar arasında önemli farklılıklar tespit edilmiştir. En düşük bitki örtüsü sıcaklığı Kate A-1 de görülürken en yüksek sıcaklık Golia çeşidinde ölçülmüştür. En düşük sıcaklık değerleri gebeleşme (17.21 o C), başaklanma (19.96 o C) ve tane dolum dönemlerinde (20.11 o C) kuraklık uygulanmayan parsellerde ölçülmüştür. En yüksek sıcaklıklar ise başaklanma ve tane dolum dönemlerinde tam kuraklık uygulamalarında belirlenmiştir. Kanopi sıcaklığının tane verimini olumsuz yönde etkilemiş olup kanopi sıcaklığı ile tane verimi arasında korelasyon katsayıları başaklanma öncesi r=-0.779, başaklanma dönemi r=-0.793 ve tane dolum dönemi r=-0.924* olarak belirlenmiştir. Kuraklık stresi klorofil miktarını üç bitki gelişme döneminde de düşürmüş olup en yüksek klorofil miktarı kuraklık stresi uygulanmayan parselde belirlenmiştir. Genotiplerde başaklanma döneminde en yüksek klorofil miktarı ÖVD2/27-07 ve tane dolum döneminde EBVD24-07 hatlarında ölçülmüştür. Tane verimi ile bayrak yaprak klorofil içeriği arasında ilişki başaklanma öncesi r= 0.499, başaklanma dönemi r= 0.498 ve tane dolum dönemi r=0.954* olarak belirlenmiştir. Araştırma sonucu kanopi sıcaklığı ve klorofil kapsamının farklı kuraklık stresi altında verim için seleksiyon kriteri olarak kullanılabileceğini göstermiştir.
DergiPark (Istanbul University), Sep 15, 2018
Bilindiği üzere kuraklık olgusu ekmeklik buğdayda üretimi sınırlayan en önemli abiyotik stres fak... more Bilindiği üzere kuraklık olgusu ekmeklik buğdayda üretimi sınırlayan en önemli abiyotik stres faktörlerüdür. Kök yapısı genotiplerin kurağa tepkisini belirleyen en önemli unsurdur. Bu araştırmada bazı ekmeklik buğday genotiplerinin farklı kuraklık düzeyinde kök ağırlıkları ile verim unsurları ve 1000 tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı, protein oranı, gluten ve gluten indeksi, sertlik ve sedimantasyon miktarı gibi kalite karakterleri ile ilişkileri incelenmiştir. Çalışma, 2008-2009 ve 2009-2010 yıllarında Trakya TAE deneme tarlasında, 2 yıl süre ile yürütülmüş ve 15 genotip bölünmüş parseller deneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak ekilmiştir. Denemede 5 ana parselde farklı kuraklık uygulamaları, alt parsellerde ise genotipler yer almıştır. Araştırmada, sapa kalkma döneminden fizyolojik olum dönemine kadar farklı kuraklık uygulaması yapılmıştır. Kuraklık uygulamaları, ölçülen özellikleri önemli oranda etkilemiş; kuraklık stresi uygulanması kök ağırlığını farklı oranlarda azaltmıştır. Buna göre, genotiplerde 3.618 g ile en çok kök ağırlığı Bereket çeşidinde, en az 2.740 g ile Tekirdağ çeşidinde tespit edilmiştir. Kuraklık uygulamalarına göre en az kök ağırlığı 2.815 g ile tam kuraklık uygulanan parselde ve Flamura-85 ile Tekirdağ çeşitlerinde ölçülürken; en fazla kök ağırlığı 3.496 g ile kuraklık stresi uygulanmayan KS3 parselinde ve Bereket çeşidinde belirlenmiştir. Araştırmada kuraklığın uygulandığı KS1, KS2 ve KS5'teki kök ağırlığı artışı tane verimini, biyolojik verimi ve bazı verim unsurlarını artırmıştır. Kök ağırlığındaki artış hektolitre ağırlığı, sedimantasyon miktarı ve gluten indeksi ile negatif ilişkili olduğu saptanmıştır.
Ekin Journal of Crop Breeding and Genetics, Jul 1, 2021
Figure 1. (a) Spike and (b) grain of the NKU Lider variety. (Original) References and Notes Anony... more Figure 1. (a) Spike and (b) grain of the NKU Lider variety. (Original) References and Notes Anonymous (2016). Cool season cereals, variety registration report, 2016, Ankara.https://www. tarimorman.gov.tr/BUGEM/TTSM/Belgeler/ Yayınlar/serin%20iklim%20tah.%tescil%20 rapor. %202016.pdf (in Turkish).
Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi, May 15, 2018
Farkli seviyede kurakligin bazi ekmeklik bugday genotiplerinde verim ve verim unsurlarina etkisin... more Farkli seviyede kurakligin bazi ekmeklik bugday genotiplerinde verim ve verim unsurlarina etkisinin arastirildigi calisma TTAE deneme alaninda 2008-2009 ve 2009-2010 yillarinda 15 ekmeklik bugday genotipi ile yurutulmustur. Deneme tesaduf bloklarinda bolunmus parseller deneme desenine gore 3 tekrarlamali olarak kurulmustur. Ana parsellerde kuraklik uygulamalari, alt parsellerde genotipler yer almistir. Sapa kalkma doneminden fizyolojik olum donemine kadar farkli bitki gelisme doneminde kuraklik stresi uygulanmistir. Arastirmada; tane verimi, biyolojik verim, hasat indeksi, metrekarede basak ve basakta basakcik, basakta tane sayisi ve basak uzunlugu karakterleri ve bu karakterler arasindaki iliskiler incelenmistir. Kurak kosullar butun cesitlerde farkli oranlarda tane verimini dusurmustur. En yuksek verim Bereket cesidinde (658.3 kg/da) tespit edilmistir. Uygulama kosullarinda en yuksek verim 763.8 kg/da ile kuraklik stresi uygulanmayan (KS3) parsellerde belirlenmistir. Tam kuraklik uygulamasinda tane verimi %40.1 azalirken, sapa kalkma doneminde %28.0 ve tane dolum doneminde ise %26.2 oraninda azalma olmustur. Ayrica sapa kalkma donemindeki kurakligin tane dolum donemindeki kurakliga gore tane verimini daha fazla etkiledigi gorulmustur. Sapa kalkma doneminden fizyolojik olum donemine kadar kuraklik stresi artisina bagli olarak tane verimi ile biyolojik verim, metrekarede basak ve basakta tane sayisi arasinda olumlu ve cok onemli iliski saptanmistir.
Agriculture and Food, Oct 7, 2018
Drought stress is a main abiotic stress factor constraining wheat production in some years. Rainf... more Drought stress is a main abiotic stress factor constraining wheat production in some years. Rainfall fluctuation during vegetative and generative growing periods causes grain yield reduction in Trakya Region, Turkey. This research was carried out in 2008-2009 and 2009-2010 growing years. Experiments were set up in a randomized completely blocks design in split-plot with three replications with 15 genotypes. The main plots were assigned for five moisture regimes, which included 3 drought stress environments (GS31-94, GS31-51 and GS51-94) one non-stress and non-treatment (control) environment. Droughts were created under mobile rain shelter at various plant growth stages from shooting up to maturating stage. Based on grain yield stress susceptible index (SSI), stress tolerance index (STI), tolerance index (TOL), mean productivity (MP), and geometric mean productivity (GMP) were calculated with their relation. The results of variance analyses for Yp, Ys and other drought tolerance indices indicated that genotypic differences were highly significant. Effect of drought stress on grain yield of all tested genotypes was different. Drought stress caused an average reduction of 59.9% on yield. Bereket was the highest yielding cultivar under fully drought stress condition. STI, MP and GMP showing the highest correlation coefficient with grain yield were the most desirable selection criteria for high yielding and drought tolerant genotypes. A positive and significant correlation was observed between Yp with TOL, MP, STI, GMP and HM, and negative correlation with YSI. These indices are the most suitable indices to screen genotypes in drought stress conditions.
Ekin Journal of Crop Breeding and Genetics, Jul 1, 2021
Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü dergisi, Dec 29, 2017
Ekmeklik buğdayda kalite, genetik ve çevre koşullarından etkilenmekte olup çevre koşullarına bağl... more Ekmeklik buğdayda kalite, genetik ve çevre koşullarından etkilenmekte olup çevre koşullarına bağlı olarak kalite değerleri değişmektedir. Araştırmada farklı bitki gelişme dönemlerindeki kuraklığın bazı kalite karakterlerine etkileri incelenmiştir. Araştırma 15 genotip ile tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre üç tekrarlamalı olarak Edirne'de 2009 ve 2010 vejetasyon yıllarında yürütülmüştür. Denemede ana parselde kuraklık uygulamaları, alt parsellerde genotipler yer almıştır. Ana parsellerde sapa kalkma döneminden (GS31) fizyolojik olgunluk dönemine (GS94) kadar farklı dönemlerde kuraklık stresi uygulanmıştır. Tane verimi, bin tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı, ham protein oranı, tane sertliği, glüten miktarı, glüten indeksi ve sedimantasyon değeri ve bu karakterler arasındaki ikili ilişkiler incelenmiştir. Araştırma sonucunda en fazla protein oranı (%12.5), tane sertliği (55.4) ve glüten miktarı (%33.7) başaklanma döneminden itibaren fizyolojik olum dönemleri arasında kuraklık uygulamalarında belirlenmiştir. En yüksek sedimantasyon değeri kontrol uygulamasında ölçülmüştür. En yüksek glüten indeksi (%85.7), bin tane ağırlığı (40.9 g) ve hektolitre ağırlığı (81.2 kg/hl) kuraklık stresi uygulanmayan koşullarda elde edilmiştir. Araştırmada incelenen kalite özelliklerine göre Aldane en yüksek kaliteye sahip çeşit olarak belirlenmiştir. Farklı dönemlerdeki kuraklık uygulamaları genotiplerde kalite özelliklerini farklı oranlarda etkilemiştir. Araştırma sonucuna göre buğdayda sapa kalkma döneminden başaklanma dönemine kadar kuraklık stresinin olmadığı ve tane dolum süresinde toprak neminin kısmen azaldığı koşullarda ekmeklik buğdayda kalite değerlerinde artma olduğu görülmüştür.
Journal of Central European Agriculture, 2020
Association of glutenin alleles with bread quality has long been known and identification of glut... more Association of glutenin alleles with bread quality has long been known and identification of glutenin alleles may be very informative for the quality of the breeder's material. In this study, 64 wheat genotypes were evaluated for high and low molecular weight glutenin alleles (Glu-1 and Glu-3) and some quality parameters. Of the identified glutenin alleles, eleven were at the Glu-1 loci and 15 were at the Glu-3 loci. Highly significant (P<0.001) differences were found among the genotypes for all quality parameters. Associations of glutenin alleles with the quality parameters were also found significant. The positive effective glutenin alleles of Glu loci on quality traits were 1 at Glu-A1, 13+16, 17+18 and 7+8 at Glu-B1 and 5+10 at Glu-D1, and A3d, A3e, A3f and A3b at GluA3, B3a, B3b and B3g at Glu-B3 and D3a at Glu-D3. The negative effective glutenin alleles of Glu loci on quality traits were null allele at Glu-A1, 7, 7+9 and 14+15 at Glu-B1, 2+12 at Glu-D1 loci, and A3a, A3c at Glu-A3, B3f, B3c at Glu-B3 and D3c at Glu-D3.
Turkish Journal of Field Crops, 2003
Eight rice (Oryza sativa L.) cultivars were crossed in all possible combination (excluding recipr... more Eight rice (Oryza sativa L.) cultivars were crossed in all possible combination (excluding reciprocals) to assess the occurrence of heterosis in rice for grain yield and its components and to compare the hybrid performance of F1 and F2 generations for all traits studied under temperate conditions. The average heterosis and heterobeltiosis observed in F1 generation for grain yield per plant were 21.2% and 15.2%, respectively. Whereas, the average 8.2% heterosis and -0.2% heterobelthiosis were obtained in F2 generation for this trait. Heterosis for grain yield per plant in F1 generation was due to heterosis for the number of panicle per plant, biological yield, and harvest index. The correlations between F1 heterosis and F2 heterosis values and between F1 heterobeltiosis and F2 heterobelthiosis values indicate that the heterotic effects continued in F2 generation for days to heading, plant height, panicle length, the number of spikelets per panicle, biological yield, harvest index, 10...
Agriculture and Food, 2018
Water stress is a severe abiotic stress and major constraint to wheat productivity. The objective... more Water stress is a severe abiotic stress and major constraint to wheat productivity. The objective of this study was to characterize drought tolerant and susceptible wheat genotypes on the basis of physiological and yield attributes. This research were carried out during 2008-2009 and 20092010 growing seasons and 15 genotypes were planted in a randomized completely blocks design in split plot with three replications. Drought treatments are placed on main parcel and genotypes on the sup-plot. Drought treatments were applied at several plant stages from stem elongation up to physiological maturating stage. Grain yield, flag leaf area, relative water content, stomata width, stomata length and stomatal number and pairwise comparison between these characters were evaluated. There were significant differences among genotypes and treatment in both years based on investigated characters. Grain yield decreased under drought condition in all cultivars. The highest grain yield with 658.3 kg da ...
Journal of Agricultural Science and Technology, 2019
Breeding high-quality wheat cultivars is one of the main targets of breeding programs. Identifica... more Breeding high-quality wheat cultivars is one of the main targets of breeding programs. Identification of High Molecular Weight Glutenin Subunits (HMW-GS) and Low Molecular Weight Glutenin Subunits (LMW-GS) alleles that confer high quality may be one of the easy ways to determine promising wheat lines in early generations. HMW-GS and LMW-GS alleles of 64 bread wheat (Triticum aestivum L.) genotypes from a Turkish breeding program including advanced lines and cultivars were identified using SodiumDodecyl-Sulfate PolyAcrylamide Gel (SDS-PAGE) electrophoresis method. In total, 26 alleles were identified including three alleles at the Glu-A1 locus, 6 alleles at the Glu-B1 locus, 2 alleles at the Glu-D locus, 6 alleles at the Glu-A3 locus, 7 at the Glu-B3 locus, and 2 alleles at the Glu-D3 locus. The most prevalent alleles among the 64 genotypes in the study were 2* (67.2%), 7+9 (42.2%), 5+10 (68.8%), A3c (28.1%), B3b (35.9%), and D3c (92.2%). The previously announced good flour quality c...