necati taşkın | ORDU UNIVERSITY (original) (raw)

Conference Presentations by necati taşkın

Özet: Ülkemizde meslek yüksekokulları noktasında büyük problemler yaşanmaktadır. Bu problemlerin ... more Özet: Ülkemizde meslek yüksekokulları noktasında büyük problemler yaşanmaktadır. Bu problemlerin başında günümüz ihtiyaçlarına cevap vermeyen öğretim yöntemleri gelmektedir. Bu sebeple günümüz ihtiyaçları doğrultusunda yetiştirilemeyen öğrenciler iş hayatına hazırlıksız atılmak zorunda kalmaktadır. Öğrenciyi öğrenme sürecinde aktif kılan yapılandırmacı öğrenme yaklaşımı ihtiyaç duyulan eksikleri ortadan kaldırma açısından büyük imkânlar sunmaktadır. Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımı çerçevesinde geliştirilmiş problem temelli öğrenme yöntemi öğrencilerin meslek hayatında ihtiyaç duyacağı problem çözme, öz yönetimli öğrenme, üst düzey düşünme ve birlikte çalışma becerisi kazanımlarını desteklemenin yanı sıra öğrenci katılımı noktasında da önemli bir rol üstlenmektedir. Bu sayede öğrencilerin öğrenmeye karşı istekleri artırılıp derse katılımları sağlanarak akademik başarıları artırabilmektedir. Öğrenci katılımının akademik başarıyı artırmada önemli bir etken olduğu düşünüldüğünde yapılandırmacı öğrenme yaklaşımı ilkeleri doğrultusunda geliştirilmiş problem temelli öğrenme yönteminin öğrencilerin derse katılımını artıracağı ön görülmektedir. Bu bağlamda hem öğrenci katılımının artırılması hem de günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek mesleki yeterlilikteki bireylerin yetiştirilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu çalışma ile problem temelli öğrenme yöntemi uygulanan öğrencilerinin derse katılım durumu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışma yarı deneysel desende yürütülmüştür. Bu desende problem temelli öğrenme yönteminin öğrenci katılımı üzerindeki etkisi ölçülmeye çalışılmıştır. Ortaya çıkan sonuçlar problem temelli öğrenme yaklaşımının öğrenci katılımı üzerinde olumlu etkisinin olduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: problem temelli öğrenme, öğrenci katılımı, meslek yüksekokulu
Abstract: There are a lot of problems about vocational schools in our country. Among these, the biggest one is the instructional approach that is unable to fulfill educational needs of present day. So, students who have lack of vocational education have to start to work uneducated. Constructivist theory makes students active during the education process. In addition it gives great chance to fulfill the needs desired. Problem based learning is derived from constructivist learning theory. Problem based learning approach supports students' problem solving, self-directed learning, higher order thinking and collaborative learning skills that they need in their career. In addition it plays an important role on students engagement. Thus, thereby promoting students' eagerness to learn and making them participate in the learning process their academic achievement can be increased. It has been obvious that students' engagement is an important factor that promotes academic achievement. In this context it has been estimated that problem based learning promotes students' class participation. In this context both promoting students' engagement and educating skillful people that reply present day needs have great importance. Within this study it has been tried to reveal the level of engagement of the students who has studied via problem based learning. Study has been maintained via quasi-experimental design. By this design, it has been tried to measure the effect of the problem based learning on students' engagement. The results has shown that problem based learning has positive effect on students' engagement.

ÖZET: Değişen toplumun beraberinde getirdiği zorluklarla mücadele etmek adına günümüz çalışanları... more ÖZET: Değişen toplumun beraberinde getirdiği zorluklarla mücadele etmek adına günümüz çalışanlarından ve öğrencilerinden bilginin yanında yeni beceriler (eleştirel düşünme, problem çözme, öz yönetim, yaratıcılık, iletişim ve işbirliği) beklenmektedir. Problem temelli öğrenme (PTÖ) bu beklentilere karşılık vermek adına yapılandırmacı yaklaşımın ortaya koyduğu ilkelere dayanan öğrenci merkezli bir öğrenme yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. PTÖ her ne kadar 21.yy becerilerinin kazanımında etkili sonuçlar ortaya koysa da gelişmiş üst biliş becerilere sahip olmayan öğrenciler kendi öğrenme süreçlerinde sorumluluk alamadığı için derse karşı motivasyon da sağlayamayacaktır. Oysa motivasyon PTÖ ortamlarının başarısı için önemli bir faktördür. Bu bağlamda bu çalışma ile problem temelli öğrenmenin farklı üst biliş seviyesine sahip öğrencilerin motivasyonu üzerindeki etkisi ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Çalışma yarı deneysel desende yürütülmüştür. Ayrıca değişkenler (motivasyon, üst biliş) arasında ilişkiyi belirlemek için ilişkisel (korelasyonel) çalışma gerçekleştirilmiştir. İlgi verilerin toplanması için motivasyon ve üst biliş ölçeği kullanılmıştır. Öğrencilerin motivasyon puanlarının uygulanan yönteme göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemek işin ilişkisiz t-testi kullanılmıştır. Motivasyon ile üst biliş arasındaki ilişkinin belirlenmesi için ise Pearson korelasyon katsayısına bakılmıştır. Ortaya çıkan sonuçlar problem temelli öğrenme yönteminin öğrenci motivasyonu üzerinde anlamlı pozitif etkisinin olduğunu göstermektedir. Ayrıca öğrencilerin üst biliş seviyeleri ile motivasyonları arasında anlamlı olmasa da düşük derecede pozitif ilişki bulunmuştur.
ABSTRACT: New skills (critical thinking, problem solving, self-regulate, creativity, communication and collaboration) are expected from the present staff and students for the struggle of the changing society. To satisfy these expectations, problem based learning comes up as a student centered learning method which depends on principles of constructivist approach. Although problem based learning has effective results on acquiring skills of 21st century, students are expected to have metacognition to manage problem solving process and reflect these results. Not having improved metacognition, students cannot motivate on subjects as they do not take responsibility during their learning process. Whereas, motivation is a key factor on the success of problem based learning environments. In this study, it has been tried to reveal the effect of problem based learning method on the motivation of the students who have different metacognition levels. Study has been maintained via quasi-experimental design. Besides, correlational study has been maintained to define the relation between variables (motivation and metacognition). Motivation and metacognition scale has been used to gather related data. Independent sample t-test has been used to define whether students motivation points differ according to the used method or not. Also, Pearson correlation index has been based to define the relation between motivation and metacognition. Using purposive sampling method, having similar characteristics students from two class in Technical Vocational Highschool of Ordu University that forms environment of the study have been chosen as samples. This study has been held with 60 students as experiment group (30 students) and control group (30

Papers by necati taşkın

Malaysian Online Journal of Educational Technology, 2021

This study aims to investigate the online learning readiness of learners and to examine this read... more This study aims to investigate the online learning readiness of learners and to examine this readiness according to various variables. The descriptive survey model was used in this study. The data of the study were collected from 1963 higher education students who participated voluntarily according to the convenience sampling method. Demographic information form and online learning readiness scale were used as data collection tools. The pandemic period academic grade point means of students constitute their academic achievement for this study. MANOVA was used to investigate whether the demographic variables influenced the readiness sub-factor mean scores of the students. One-factor ANOVA was used to determine whether the academic achievements of the students differ significantly according to their readiness levels. In this study, it was observed that the students had moderate-level readiness, but they were close to the high-level limit. It was observed that gender, education level a...

Eğitim Teknolojisi Kuram ve Uygulama, 2015

Canadian Journal of Learning and Technology

This study aimed to examine students' online satisfaction in the context of emergency remote ... more This study aimed to examine students' online satisfaction in the context of emergency remote teaching. The research was carried out in a concurrent triangulation design from the mixed method. The quantitative data of the study were collected from 2663 students studying at different faculties/schools of a state university in Turkey in the fall semester of the 2020-2021 academic year. Participants consist of students who participated voluntarily according to the convenient sampling method. Qualitative data were collected from 494 students who express their opinion through free text answers. The "e-satisfaction scale" was used to determine students' online learning satisfaction. The number of logins to live course, the number of recorded course view and the number of logins to LMS of students are behavioural engagement indicators. According to the findings, the students have a moderate level of satisfaction. There is a significant difference between both academic achi...

International Journal of Human–Computer Interaction

Procedia - Social and Behavioral Sciences, 2010

Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi

This experimental study addresses the effect of a multimedia learning environment including the n... more This experimental study addresses the effect of a multimedia learning environment including the number concepts from 1 to 10 has been implemented on 6 year-old (60-72 months) children. The sample consisted of 20 students attending to a preschool. A control and experiment group pre-posttest design is administered. As a result, no statistically significant differences were found on posttest. But the average results of the experimental group scores were higher than the same of control group. It has been observed that the preschool students were not successful on the conversation about number concepts in both groups. In addition, gender was not a significant indicator for children’s developments of number concept acquisition. The study provides some interpretations about the effect of multimedia on the increasing performances about the experimental group students which is based on the design features of the multimedia.

Bu calismada, okul oncesi 6 yas (60-72 ay) grubu cocuklara uygulanan 1’den 10’a kadar olan sayi k... more Bu calismada, okul oncesi 6 yas (60-72 ay) grubu cocuklara uygulanan 1’den 10’a kadar olan sayi kavramlarini iceren etkilesimli coklu ogrenme ortaminin (ECOO) etkisi arastirilmaktadir. Arastirmanin orneklemini anasinifina devam eden 20 ogrenci olusturmaktadir. Calisma bir deney ve bir kontrol grubu olacak sekilde yari deneysel olarak yurutulmustur. Sonuc olarak ECOO kullanan deney grubu ogrencilerinin son test puanlarinda kontrol grubu ogrencilerinin son test puanlarina kiyasla istatistiksel bir fark gozlenememistir, ancak ortalamalar goz onune alindiginda deney grubu ogrencilerinin sayi kavrami gelisim duzeylerinin coklu ortamlar ile calismayanlara gore daha cok gelistigi gozlenmistir. Ayrica her iki gruptaki cocuklarin sayi korunumu testinden basarili olmadiklari belirlenmistir. Cocuklarinin sayi kavram duzeyleri gelisimleri arasinda cinsiyete bagli olarak da anlamli bir fark bulunamamistir. Deney grubu ogrencilerinin basarilari kullanilan coklu ortam ogelerinin ozellikleri temeli...

Marczewski (2015) has introduced a new classification model for different user types. Tondello et... more Marczewski (2015) has introduced a new classification model for different user types. Tondello et al. (2016) developed and later revised (Tondello et al., 2019) “The Gamification User Types Hexad Scale” based on this model. The aim of this study is to adapt this scale into Turkish. The validity and reliability study of the scale was conducted on 330 university students. Confirmatory factor analysis (CFA) on the model also showed that the fit indices were acceptable. The Cronbach’s alpha coefficients of the factors were also within the acceptable range. Additionally, it was found that there was a significant difference between the mean scores of the lower 27% and upper 27% groups for both the items and the sub-factor scores. As a result, it can be concluded that this valid and reliable scale composed of 24 items and 6 factors can be used as an effective tool in the gamification solutions considering the characteristics of the target group.

Handbook of Research on Cross-Disciplinary Uses of Gamification in Organizations

Gamification has created great expectations for education and has become a trend in education. It... more Gamification has created great expectations for education and has become a trend in education. It is not an easy process to integrate gamification into educational environments. The design and development phases of gamification are very important. Therefore, it is necessary to follow a model that will guide the process in gamification designs. Individual differences among students are an important factor affecting their learning performance. In this context, considering student characteristics will increase the effect of gamification in education. Personalized gamification designs that meet the needs and expectations of students will be more effective than one-size-fits-all designs. It can benefit from player/user types in gamification designs to identify individual differences. This chapter aims to discuss player/user types in relation to gamification in the context of education.

Öz: Oyunlaştırmanın, öğrencilere ilerleme aşamalarını göstererek öz değerlendirme yapabilecekleri... more Öz: Oyunlaştırmanın, öğrencilere ilerleme aşamalarını göstererek öz değerlendirme yapabilecekleri önemli fırsatlar sunan yapısının, öğrenci merkezli öğrenme ortamlarında ihtiyaç duyulan değerlendirme yöntemlerine çözüm sunacağı düşünülmektedir. Bu bağlamda gerçekleştirilen çalışmada probleme dayalı öğrenme ortamında oyunlaştırma kullanılarak öğrencilere alternatif değerlendirme fırsatı sağlanmaya çalışılmış ve bu amaçla gerçekleştirilen uygulamanın incelenmesi amaçlanmıştır. Oyunlaştırmanın alternatif değerlendirme yöntemi olarak geçerliliği noktasında kanıt elde edebilmek için korelasyonel çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma, probleme dayalı öğrenme çerçevesinde sekiz hafta boyunca bir devlet üniversitesinin teknik bilimler meslek yüksekokulunda öğrenim gören 26 öğrenci üzerinde yürütülmüştür. Çalışmanın verileri üst biliş ölçeği, bağlılık ölçeği, akademik başarı testi ve oyunlaştırma puanları kullanılarak toplanmıştır. Öğrencilerin oyunlaştırma puanları ile üst biliş puan ortalamaları ve akademik başarı puanları arasında pozitif olmasına karşın orta düzeyde anlamlı olmayan bir ilişkinin olduğu görülmüştür. Akademik başarı puanları ile bağlılık puan ortalamaları arasında pozitif, düşük düzeyde ve anlamlı olmayan bir ilişki bulunmuştur. Buna karşın oyunlaştırma puanları ile bağlılık puan ortalamaları arasında pozitif, yüksek düzeyde ve anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmüştür. Bu ilişki oyunlaştırmanın bağlılığı artırıcı etkisine işaret etmektedir. Sonuç olarak, oyunlaştırmanın öğrencilerin notlarına doğrudan etki eden değerlendirme yöntemi olarak kullanılmasından ziyade süreç içi biçimlendirici değerlendirme olarak kullanılmasının daha doğru olacağı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: alternatif değerlendirme, oyunlaştırma, öğrenci merkezli öğrenme, probleme dayalı öğrenme

Çalışmanın amacı, 2013 yılında Eğitim Teknolojisi alanında yapılan araştırmaların genel bir resmi... more Çalışmanın amacı, 2013 yılında Eğitim Teknolojisi alanında yapılan araştırmaların genel bir resmini ortaya koymaktır. Bu amaca ulaşmak için alanla ilgili yayın yapan ve Social Sciences Citation Index (SSCI) kapsamında taranan 6 derginin 2013 yılında yayınlanan makaleleri içerik analizi yöntemine göre incelenmiştir. Makaleler incelenirken Göktaş vd (2012) tarafından geliştirilen “Makale Yayın Sınıflama Formu” üzerinde bazı güncellemeler yapılarak kullanılmıştır. Formun birinci bölümünde makalenin adı, yazarı vb. bilgiler yer alırken geri kalan bölümlerde makalenin yöntemi, veri toplama araçları, örneklem ve veri analiz yöntemleri yer almıştır. Araştırmada bir de konu sınıflaması formu kullanılmıştır. Araştırma sonucuna göre eğitim teknolojisi alanında 2013 yılında en fazla çalışılan konu alanı “Öğretim Tasarımı” olmuştur. Öğretim tasarımı konu alanını “Eğitimde Bilişim Teknolojileri” ve “Eğitimde Oyun Kullanımı” konu alanı takip etmiştir.

There is a belief about not to able to achieve learning science and it is generally thought to be... more There is a belief about not to able to achieve learning science and it is generally thought to be hard to learn science. As a result of this belief, the target level of success can not be achieved in science studying science lesson by experiment makes the students' success and interest more powerful and it makes them love this lesson. The need of using the simulation program in the laboratories, which are inadequate for experiment due to the physical impossibility and many different problems, has been inevitable. The basic target of this work is to find out the benefits of the simulation methods supported by computer. In order to make this target possible, the " Work-Power-Energy " topic, which takes place in the science and technology book of primary schools, is choose for making this topic appear properly in students mind, a simulation has been constructed. At the end of the experiment it has been made clear that the way of teaching supported by simulation in science teaching is more effective than the classic way of teaching. It has been proved to be an effective way of raising the success of the students.

Article Info Abstract This experimental study addresses the effect of a multimedia learning envir... more Article Info Abstract This experimental study addresses the effect of a multimedia learning environment including the number concepts from 1 to 10 has been implemented on 6 year-old (60-72 months) children. The sample consisted of 20 students attending to a preschool. A control and experiment group pre-posttest design is administered. As a result, no statistically significant differences were found on posttest. But the average results of the experimental group scores were higher than the same of control group. It has been observed that the preschool students were not successful on the conversation about number concepts in both groups. In addition, gender was not a significant indicator for children's developments of number concept acquisition. The study provides some interpretations about the effect of multimedia on the increasing performances about the experimental group students which is based on the design features of the multimedia.
Bu çalışmada, okul öncesi 6 yaş (60-72 ay) grubu çocuklara uygulanan 1'den 10'a kadar olan sayı kavramlarını içeren etkileşimli çoklu öğrenme ortamının (EÇÖO) etkisi araştırılmaktadır. Araştırmanın örneklemini anasınıfına devam eden 20 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışma bir deney ve bir kontrol grubu olacak şekilde yarı deneysel olarak yürütülmüştür. Sonuç olarak EÇÖO kullanan deney grubu öğrencilerinin son test puanlarında kontrol grubu öğrencilerinin son test puanlarına kıyasla istatistiksel bir fark gözlenememiştir, ancak ortalamalar göz önüne alındığında deney grubu öğrencilerinin sayı kavramı gelişim düzeylerinin çoklu ortamlar ile çalışmayanlara göre daha çok geliştiği gözlenmiştir. Ayrıca her iki gruptaki çocukların sayı korunumu testinden başarılı olmadıkları belirlenmiştir. Çocuklarının sayı kavram düzeyleri gelişimleri arasında cinsiyete bağlı olarak da anlamlı bir fark bulunamamıştır. Deney grubu öğrencilerinin başarıları kullanılan çoklu ortam öğelerinin özellikleri temelinde tartışılmıştır.

Books by necati taşkın

TOJET - The Turkish Online Journal of Educational Technology, 2017

İnsan, yaşantıları neticesinde meydana gelen değişimler ile öğrenmektedir. Öğrenmenin kaynağı, ço... more İnsan, yaşantıları neticesinde meydana gelen değişimler ile öğrenmektedir. Öğrenmenin kaynağı, çok eskiye, bilginin kökenini inceleyen bilgi felsefesine dayanmasına karşın öğrenmenin nasıl gerçekleştiği ile ilgili geleneksel bir kabul yoktur. Öğrenmenin insanda nasıl gerçekleştiğine dair bilgiler veren öğrenme yaklaşımları tanımlayıcı (açıklayıcı) yaklaşımlar olarak ifade edilmektedir. Öğrenme yaklaşımları, öğrenme sürecini farklı bakış açılarıyla tanımlamaktadır. Öğrenme yaklaşımları öğrenmenin nasıl gerçekleştiği ile ilgili bir çerçeve sunmaktadır ve öğrencilerin ilgili öğrenme yaklaşımlarına dayalı etkinliklere katıldıklarında farklı yetenekler kazandıkları varsayılmaktadır. Dolayısıyla “en iyi öğrenme yaklaşımı” yoktur, bağlama ve hedeflere özgü olarak dikkate alınabilecek öğrenme yaklaşımları vardır. Öğrenme yaklaşımları sadece bilinmesi gereken yapılar olmaktan öte etkili uygulamalar ve öğretim tasarımları gerçekleştirme noktasında kullanılarak işe koşulması gerekmektedir. Öğretim teknolojilerinin öğrenme yaklaşımlarına bakış açısı aslında bu yaklaşımların sunmuş olduğu ilkelerin uygulamaya dönüştürülmesi noktasındadır. Öğrenme yaklaşımları öğretim teknolojilerine öğrenme ortamlarının oluşturulmasında bir çerçeve sunar. Öğretimin öğrenmeyi gerçekleştirme ve destekleme işi olarak tasarlandığı düşünüldüğünde, öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini açıklayan öğrenme yaklaşımlarının bilinmesinin ne denli önemli olduğu görülmektedir.