Mahmut Yazıcı | Pamukkale University (original) (raw)
Papers by Mahmut Yazıcı
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun... more 06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Yaygın kabule göre Hz. Peygamber'le Müslüman olarak karşılaşan ve Müslüman olarak ölen kimseler olarak tanımlanan sahâbenin, İslam dininin iki temel kaynağı olan Kur'ân-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerin sonraki nesillere aktarılmasını sağlayan ilk nesil olmaları nedeniyle tespit edilip, tanınmaları oldukça önemlidir. Konuya ilişkin hadis usûlü kitaplarında ma'rifetu's-sahâbe konu başlığı altında sahâbe bilgisinin tespit yöntemlerine dair birkaç maddede özet bir şekilde bilgi verilmekte fakat ilgili eserlerde ilk dönemlerden itibaren sahâbe bilgisinin tespitinin nasıl gerçekleştirildiğine dair ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. Sahâbîlerle alakal...
HADİSLERDE TOPLUMLARIN ÇÖKÜŞÜ Modernizmin getirdiği yenilikler karşısında büyük bir dejenerasyona... more HADİSLERDE TOPLUMLARIN ÇÖKÜŞÜ Modernizmin getirdiği yenilikler karşısında büyük bir dejenerasyona uğrayarak yaratılıştaki fıtratından uzaklaşan insanoğlu, her türlü azgınlığın yaygınlaştığı yaşantısıyla hızla yok oluşa doğru sürüklenmektedir. Peygamber olarak gönderildiği Mekke toplumunu, bizzat yaşantısıyla, örnek toplum haline sokan Resûlüllah (s.a.s.), asırlardır yaşatılan sözleriyle kendisinden sonra gelecek toplumları uyarmakta ve kurtuluş reçetelerini sunmaktadır. Bu çalışmamızda, Resûlüllah’ın tespitleriyle toplumların çöküşüne etki eden nedenleri incelemeye çalıştık. Tezimizi üç ana bölümde ele aldık: Birinci bölümde Teorik Çerçeve ve Kavramlar adı altında toplum, toplumsal değişim, çözülme ve çöküş gibi genel sosyolojik kavramlarla, hadislerde toplumların çöküşü ve helak edildiği bildirilen toplumların helak edilme şekilleri ile ilgili kavramları inceledik. İkinci bölümde ise tezimizin ana temasını oluşturan Resûlüllah’ın (s.a.s.) toplumların çöküş nedenleri ile ilgili tesp...
Universal Journal of Theology, Dec 31, 2020
Bütün peygamberlerin en önemli ve başat görevi, gönderilmiş oldukları toplumları şirkten arındırı... more Bütün peygamberlerin en önemli ve başat görevi, gönderilmiş oldukları toplumları şirkten arındırıp tevhîd akidesini yerleştirmek olmuştur. Hz. Peygamber de diğer peygamberler gibi şirk düşüncesinin yaygın olduğu bir toplumda dünyaya gelip insanları tevhide çağırmıştır. Yaşadığı topluma bakıldığında ise teolojik parçalanmışlığın toplumsal yapıyı da etkilediği; hak, hukuk, adalet ve eşitlik yerine gücün ve güçlünün egemen olduğu bir anlayışın ve toplumsal yapının mevcut olduğu bilinmektedir. Hz. Peygamber’in hayatı incelendiğinde sadece teolojik olarak tevhîd akidesinin yerleşmesi için mücadele etmediği, toplumsal vahdeti sağlayacak uygulamalarda bulunduğu da görülmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de mü’minlere “güzel örnek” olarak takdim edilen Rasûlullah’ın (s.a.s.) hayatında ve yaptığı uygulamalarda başta kendisine inananlar olmak üzere insanların her bir ferdi ve toplumlar için model alınmaya uygun sayısız örnekler bulunmaktadır. Bu çalışmada ilk dönem siyer kaynakları referans alınarak Hz. Peygamber’in siyasi, sosyal, idari, iktisadi ve eğitimle ilgili hususlarda toplumsal birliği sağlamak amacıyla attığı örnek adımlar incelenmiştir. Netice olarak Rasûlullah’ın (s.a.s.) Medine’de kardeşleştirme/muâhât projesiyle sosyal birliği, Mescid-i Nebevî’nin inşasıyla zaman ve mekân birliğini, Mekke’de Dâru’l-Erkam, Medine’de ise Suffe mektebiyle eğitimde birliği, Medine sözleşmesiyle siyasi birliği, Medine’de oluşturduğu yeni çarşıyla Müslümanların ekonomik birliğini sağlamaya çalıştığı söylenebilir.
Rumeli İslam araştırmaları dergisi, Apr 30, 2021
Hadis ilminin önemli konularından birisi Hz. Peygamber adına uydurulmuş rivayetlerdir. Hadis müne... more Hadis ilminin önemli konularından birisi Hz. Peygamber adına uydurulmuş rivayetlerdir. Hadis münekkitleri erken dönemlerden itibaren bu konuya dikkat çekmiş, sahih rivayetlerle zayıf ve uydurma rivayetleri ayırt etmeye çalışmış ve konuyla ilgili birçok eser kaleme almışlardır. İlk dönemlerde daha çok rical eserleri içerisinde ravi değerlendirmeleri çerçevesinde ele alınan uydurma rivayetler, hicrî beşinci asrın sonlarından itibaren konularına göre ya da alfabetik olarak müstakil eserlerde toplanmışlardır. Uydurma rivayetler daha çok “mevzû” terimiyle ifade edilseler de ilgili eserler incelendiğinde çok farklı terimlerin kullanıldığı da görülmektedir. Bu çalışmada erken dönem rical eserleriyle mevzû‘ât türü eserler taranarak uydurma hadis yerine kullanılan kavramlar, bu kavramların menşei ve onlara yüklenen anlamlar ve bu kavramların ilk kullanıldığı dönemler ile mevzû‘ât türü eserlerdeki kullanımları ele alınmıştır. Sonuç olarak uydurma rivayetleri ifade etmek için kullanılan “mevzû” kavramının dışında “ma‘mûl”, “müfterâ”, “bâtıl”, “kezib”, “masnû‘”, “lâ asle leh”, “lâ yesıhhu”, “muhtelak” gibi pekçok kavramın bu anlamda zikredildiği, bazı kavramların ise hem zayıf hem de uydurma rivayetler için kullanıldığı tespit edilmiştir.
Journal of Divinity, Faculty of Hitit University, 2014
RUMELİ İslâm Araştırmaları Dergisi, 2021
Hadis ilminin önemli konularından birisi Hz. Peygamber adına uydurulmuş rivayetlerdir. Hadis müne... more Hadis ilminin önemli konularından birisi Hz. Peygamber adına uydurulmuş rivayetlerdir.
Hadis münekkitleri erken dönemlerden itibaren bu konuya dikkat çekmiş, sahih rivayetlerle
zayıf ve uydurma rivayetleri ayırt etmeye çalışmış ve konuyla ilgili birçok eser kaleme
almışlardır. İlk dönemlerde daha çok rical eserleri içerisinde ravi değerlendirmeleri
çerçevesinde ele alınan uydurma rivayetler, hicrî beşinci asrın sonlarından itibaren konularına
göre ya da alfabetik olarak müstakil eserlerde toplanmışlardır. Uydurma rivayetler daha çok
“mevzû” terimiyle ifade edilseler de ilgili eserler incelendiğinde çok farklı terimlerin
kullanıldığı da görülmektedir. Bu çalışmada erken dönem rical eserleriyle mevzû‘ât türü
eserler taranarak uydurma hadis yerine kullanılan kavramlar, bu kavramların menşei ve
onlara yüklenen anlamlar ve bu kavramların ilk kullanıldığı dönemler ile mevzû‘ât türü
eserlerdeki kullanımları ele alınmıştır. Sonuç olarak uydurma rivayetleri ifade etmek için
kullanılan “mevzû” kavramının dışında “ma‘mûl”, “müfterâ”, “bâtıl”, “kezib”, “masnû‘”, “lâ
asle leh”, “lâ yesıhhu”, “muhtelak” gibi pekçok kavramın bu anlamda zikredildiği, bazı
kavramların ise hem zayıf hem de uydurma rivayetler için kullanıldığı tespit edilmiştir.
Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Ebû Nu‘aym el-Fadl b. Dükeyn, hadis tarihinde tasnif döneminin birinci merhalesi ile zirve eserle... more Ebû Nu‘aym el-Fadl b. Dükeyn, hadis tarihinde tasnif döneminin birinci merhalesi ile zirve eserlerin kaleme alındığı ikinci merhalesi arasındaki geçiş döneminin önemli simalarından birisidir. Dönemin önde gelen hocalarına talebelik yaptığı gibi tasnif döneminin zirve eserlerini kaleme alan hicri 3. asır âlimlerine ise hocalık yapmıştır. Hem naklettiği hadisler hem de hadis ricaline dair verdiği birçok bilgi öğrencilerinin eserlerinde yer almaktadır. Kendisine nispet edilen eserlerden Kitâbu’s-salât’ın bir bölümü günümüze ulaşmış ve basılmışken, rical tarihlerinde atıfta bulunulan ve kendisinden çokça alıntının yapıldığı et-Târîh adlı eserinin günümüze ulaşmadığı bilinmektedir. Çalışmada Ebû Nu‘aym’ın kişiliği çerçevesinde öne sürülen Şiî olduğu ve hocası Ebû Hanîfe’yi zındıklıkla suçladığı şeklindeki iddialar değerlendirilmiş bu iddiaların doğru olmadığı ortaya konulmuş ayrıca birçok rivayetinin yer aldığı İbn Sa‘d, Buhârî, Fesevî ve Ebû Zür‘a’nın rical tarihlerine dair eserleri temel alınarak Târîh adlı kitabı, eserin içeriği ve rical bilgisini ele alışına ilişkin tespitlerde bulunulmuştur.
Universal Jornal of Theology, 2019
Bütün peygamberlerin en önemli ve başat görevi, gönderilmiş oldukları toplumları şirkten arındırı... more Bütün peygamberlerin en önemli ve başat görevi, gönderilmiş oldukları toplumları şirkten arındırıp tevhîd akidesini yerleştirmek olmuştur. Hz. Peygamber de diğer peygamberler gibi şirk düşüncesinin yaygın olduğu bir toplumda dünyaya gelip insanları tevhide çağırmıştır. Yaşadığı topluma bakıldığında ise teolojik parçalanmışlığın toplumsal yapıyı da etkilediği; hak, hukuk, adalet ve eşitlik yerine gücün ve güçlünün egemen olduğu bir anlayışın ve toplumsal yapının mevcut olduğu bilinmektedir. Hz. Peygamber’in hayatı incelendiğinde sadece teolojik olarak tevhîd akidesinin yerleşmesi için mücadele etmediği, toplumsal vahdeti sağlayacak uygulamalarda bulunduğu da görülmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de mü’minlere “güzel örnek” olarak takdim edilen Rasûlullah’ın (s.a.s.) hayatında ve yaptığı uygulamalarda başta kendisine inananlar olmak üzere insanların her bir ferdi ve toplumlar için model alınmaya uygun sayısız örnekler bulunmaktadır. Bu çalışmada ilk dönem siyer kaynakları referans alınarak Hz. Peygamber’in siyasi, sosyal, idari, iktisadi ve eğitimle ilgili hususlarda toplumsal birliği sağlamak amacıyla attığı örnek adımlar incelenmiştir. Netice olarak Rasûlullah’ın (s.a.s.) Medine’de kardeşleştirme/muâhât projesiyle sosyal birliği, Mescid-i Nebevî’nin inşasıyla zaman ve mekân birliğini, Mekke’de Dâru’l-Erkam, Medine’de ise Suffe mektebiyle eğitimde birliği, Medine sözleşmesiyle siyasi birliği, Medine’de oluşturduğu yeni çarşıyla Müslümanların ekonomik birliğini sağlamaya çalıştığı söylenebilir.
Cin Sahabiler ve Rivayetleri/Jinn Companions and their rumors, 2021
Gecmiste oldugu gibi gunumuzde de hadis kitaplari serh edilmektedir. Turkiye’de kaleme alinan ser... more Gecmiste oldugu gibi gunumuzde de hadis kitaplari serh edilmektedir. Turkiye’de kaleme alinan serhlerin yani sira Arap ve Islam dunyasinda da yeni telif edilen hadis serhleri bulunmaktadir. Ancak Turkce yazilan serhlerin aksine Arapca serhler hakkinda ulkemizde bir arastirma tespit edilememistir. Bu calismada, her ikisi de Sahih-i Muslim serhi olan el-Kevkebu’l-vehhâc ve Fethu’l-mun‘im adli eserler incelenerek Arap dunyasinda kaleme alinan cagdas serhler hakkinda bir izlenim elde edilmeye calisilmistir. Soz konusu iki eser, muhtelif yonlerden, mukayeseli bir incelemeyle ele alinarak ozellikleri ortaya konulmustur. Bunun yaninda, muasir birer serh olarak eserlerin hadislerle modern problemler arasinda ne olcude baglanti kurduklari ve guncel meselelere ne kadar degindikleri de arastirilmistir. Sonuc olarak el-Kevkebu’l-vehhâc’in klasik serhlerden pek bir farki olmadigi, Fethu’l-mun’ in ise ic dizayn, muhteva ve uslup bakimlarindan klasik serhlerden farkli oldugu tespit edilmistir.
Melek ve insan disinda ucuncu bir varlik turu olarak kabul edilen cinler hakkinda eski ve yeni, M... more Melek ve insan disinda ucuncu bir varlik turu olarak kabul edilen cinler hakkinda eski ve yeni, Musluman ve gayrimuslimler tarafindan bircok mustakil calisma yapilmistir. Ilgili eserlerde kisaca cinlerin mahiyeti ve ozellikleri, cesitli din ve kulturlerdeki cin inanclari ve cinlerin insanlarla iliskileri uzerinde durulmustur. Islam'in temel kaynagi olan Kur’an-i Kerim’de el-Cin/72 adiyla mustakil bir surenin bulunmasinin yanisira bircok surede cesitli ayetlerde cinler hakkinda bilgiler verilmektedir. Hadislerde de cinlere dair cesitli bilgiler bulunmaktadir. Bunlardan en onemlisi de Hz. Peygamber’in cinlerle gorusup gorusmedigi hususudur. Konuyla ilgili rivayetler incelendiginde hem birbiriyle hem de Kur’an’la celisik gibi gorunen sahih hadisler bulunmaktadir. Biz bu calismamizda ozellikle Hz. Peygamber’in cinlerle gorustugunu ifade eden ve Ibn Mes‘ud’dan nakledilen hadisler ile gorusmedigini ifade eden ve Ibn Abbâs’tan nakledilen hadisleri degerlendirecegiz.
The companions of the Prophet were the main actors in the intergenerational transmission of the t... more The companions of the Prophet were the main actors in the intergenerational transmission of the two sources of Islam that are the noble quran and hadith pillars. In this regard, numerous research topics and thousands of works have been made throughout history. In our country, many studies have also been treated in the academic sector and in the popular domain. In this article, the data in master’s and doctoral theses made in faculties of theology in Turkey were collected. Then some estimates based on statistics present in theses related to our subject have been proposed. Finally, aclassification according to the subjects and tags of theses has been done.
Lexical meaning of the word awwal (pl. Awā’il) is “first,” “before,” and “beginning”. However, in... more Lexical meaning of the word awwal (pl. Awā’il) is “first,” “before,” and “beginning”. However, in Islamic history, the term was coined for affairs done, or events took place, for the first time in the history, and later the term was designated for works dealing with these affairs or events usually under the title awāʾil fī tārīkh. The first book that would fall under the genre of awā’il was said to be written by Ibn Kalbī (d.204/819) notwithstanding, the earliest seperate chapter at our disposal on awā’il is found in al-Musannaf of Ibn Abī Shayba (d.235/849), under the title “Kitāb al-Awāʾil”. Later on, many separate works have been written regarding awā’il. These works contain much information regarding awā’il al-sahāba, however, there is not a single work that treat the subject separately. There are many narrations regarding the awā’il al-sahāba in al-Ṭabaqāt of Ibn Sa‘d, the earliest bibliographical dictionary at our disposal, as much as there are in Kitāb al-Awāʾil of Ibn Abī Shayba, and the information in these two works for the most part matches. In our analysis of the chains of narrations in these two works- which constitute the basis for our study here thanks to the fact that these two works are the earliest sources that contain information regarding awā’il al-sahāba - we have come to the conclusion that most of the narrations regarding awāʾil al-sahāba were narrated by certain scholars, and that these narrations started to draw attention from the beginning of the second century. We have also realized that it was probably during that time that some scholars collected these narrations. In this study, we will compare and contrast the above mentioned two works with each other with regard to how they deal with awā’il al-sahāba. In addition, we will talk about the scholars that were expert on awā’il al-sahāba as well as about their narrations. Finally, narrations regarding the companions who were distinguished by being the first in the history in the era of bliss (al-‘asr al-sa‘āda) and afterwards will constitute to the subject of our discussion.
Key words: The Companion/Sahāba, Awā’il, Al-‘asr al-sa‘āda, Musannaf, Tabaqāt
Books by Mahmut Yazıcı
Orta Asyalı Bir Alim ve Bir Dünya Hukukçusu Serahsî, 2023
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun... more 06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Yaygın kabule göre Hz. Peygamber'le Müslüman olarak karşılaşan ve Müslüman olarak ölen kimseler olarak tanımlanan sahâbenin, İslam dininin iki temel kaynağı olan Kur'ân-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerin sonraki nesillere aktarılmasını sağlayan ilk nesil olmaları nedeniyle tespit edilip, tanınmaları oldukça önemlidir. Konuya ilişkin hadis usûlü kitaplarında ma'rifetu's-sahâbe konu başlığı altında sahâbe bilgisinin tespit yöntemlerine dair birkaç maddede özet bir şekilde bilgi verilmekte fakat ilgili eserlerde ilk dönemlerden itibaren sahâbe bilgisinin tespitinin nasıl gerçekleştirildiğine dair ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. Sahâbîlerle alakal...
HADİSLERDE TOPLUMLARIN ÇÖKÜŞÜ Modernizmin getirdiği yenilikler karşısında büyük bir dejenerasyona... more HADİSLERDE TOPLUMLARIN ÇÖKÜŞÜ Modernizmin getirdiği yenilikler karşısında büyük bir dejenerasyona uğrayarak yaratılıştaki fıtratından uzaklaşan insanoğlu, her türlü azgınlığın yaygınlaştığı yaşantısıyla hızla yok oluşa doğru sürüklenmektedir. Peygamber olarak gönderildiği Mekke toplumunu, bizzat yaşantısıyla, örnek toplum haline sokan Resûlüllah (s.a.s.), asırlardır yaşatılan sözleriyle kendisinden sonra gelecek toplumları uyarmakta ve kurtuluş reçetelerini sunmaktadır. Bu çalışmamızda, Resûlüllah’ın tespitleriyle toplumların çöküşüne etki eden nedenleri incelemeye çalıştık. Tezimizi üç ana bölümde ele aldık: Birinci bölümde Teorik Çerçeve ve Kavramlar adı altında toplum, toplumsal değişim, çözülme ve çöküş gibi genel sosyolojik kavramlarla, hadislerde toplumların çöküşü ve helak edildiği bildirilen toplumların helak edilme şekilleri ile ilgili kavramları inceledik. İkinci bölümde ise tezimizin ana temasını oluşturan Resûlüllah’ın (s.a.s.) toplumların çöküş nedenleri ile ilgili tesp...
Universal Journal of Theology, Dec 31, 2020
Bütün peygamberlerin en önemli ve başat görevi, gönderilmiş oldukları toplumları şirkten arındırı... more Bütün peygamberlerin en önemli ve başat görevi, gönderilmiş oldukları toplumları şirkten arındırıp tevhîd akidesini yerleştirmek olmuştur. Hz. Peygamber de diğer peygamberler gibi şirk düşüncesinin yaygın olduğu bir toplumda dünyaya gelip insanları tevhide çağırmıştır. Yaşadığı topluma bakıldığında ise teolojik parçalanmışlığın toplumsal yapıyı da etkilediği; hak, hukuk, adalet ve eşitlik yerine gücün ve güçlünün egemen olduğu bir anlayışın ve toplumsal yapının mevcut olduğu bilinmektedir. Hz. Peygamber’in hayatı incelendiğinde sadece teolojik olarak tevhîd akidesinin yerleşmesi için mücadele etmediği, toplumsal vahdeti sağlayacak uygulamalarda bulunduğu da görülmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de mü’minlere “güzel örnek” olarak takdim edilen Rasûlullah’ın (s.a.s.) hayatında ve yaptığı uygulamalarda başta kendisine inananlar olmak üzere insanların her bir ferdi ve toplumlar için model alınmaya uygun sayısız örnekler bulunmaktadır. Bu çalışmada ilk dönem siyer kaynakları referans alınarak Hz. Peygamber’in siyasi, sosyal, idari, iktisadi ve eğitimle ilgili hususlarda toplumsal birliği sağlamak amacıyla attığı örnek adımlar incelenmiştir. Netice olarak Rasûlullah’ın (s.a.s.) Medine’de kardeşleştirme/muâhât projesiyle sosyal birliği, Mescid-i Nebevî’nin inşasıyla zaman ve mekân birliğini, Mekke’de Dâru’l-Erkam, Medine’de ise Suffe mektebiyle eğitimde birliği, Medine sözleşmesiyle siyasi birliği, Medine’de oluşturduğu yeni çarşıyla Müslümanların ekonomik birliğini sağlamaya çalıştığı söylenebilir.
Rumeli İslam araştırmaları dergisi, Apr 30, 2021
Hadis ilminin önemli konularından birisi Hz. Peygamber adına uydurulmuş rivayetlerdir. Hadis müne... more Hadis ilminin önemli konularından birisi Hz. Peygamber adına uydurulmuş rivayetlerdir. Hadis münekkitleri erken dönemlerden itibaren bu konuya dikkat çekmiş, sahih rivayetlerle zayıf ve uydurma rivayetleri ayırt etmeye çalışmış ve konuyla ilgili birçok eser kaleme almışlardır. İlk dönemlerde daha çok rical eserleri içerisinde ravi değerlendirmeleri çerçevesinde ele alınan uydurma rivayetler, hicrî beşinci asrın sonlarından itibaren konularına göre ya da alfabetik olarak müstakil eserlerde toplanmışlardır. Uydurma rivayetler daha çok “mevzû” terimiyle ifade edilseler de ilgili eserler incelendiğinde çok farklı terimlerin kullanıldığı da görülmektedir. Bu çalışmada erken dönem rical eserleriyle mevzû‘ât türü eserler taranarak uydurma hadis yerine kullanılan kavramlar, bu kavramların menşei ve onlara yüklenen anlamlar ve bu kavramların ilk kullanıldığı dönemler ile mevzû‘ât türü eserlerdeki kullanımları ele alınmıştır. Sonuç olarak uydurma rivayetleri ifade etmek için kullanılan “mevzû” kavramının dışında “ma‘mûl”, “müfterâ”, “bâtıl”, “kezib”, “masnû‘”, “lâ asle leh”, “lâ yesıhhu”, “muhtelak” gibi pekçok kavramın bu anlamda zikredildiği, bazı kavramların ise hem zayıf hem de uydurma rivayetler için kullanıldığı tespit edilmiştir.
Journal of Divinity, Faculty of Hitit University, 2014
RUMELİ İslâm Araştırmaları Dergisi, 2021
Hadis ilminin önemli konularından birisi Hz. Peygamber adına uydurulmuş rivayetlerdir. Hadis müne... more Hadis ilminin önemli konularından birisi Hz. Peygamber adına uydurulmuş rivayetlerdir.
Hadis münekkitleri erken dönemlerden itibaren bu konuya dikkat çekmiş, sahih rivayetlerle
zayıf ve uydurma rivayetleri ayırt etmeye çalışmış ve konuyla ilgili birçok eser kaleme
almışlardır. İlk dönemlerde daha çok rical eserleri içerisinde ravi değerlendirmeleri
çerçevesinde ele alınan uydurma rivayetler, hicrî beşinci asrın sonlarından itibaren konularına
göre ya da alfabetik olarak müstakil eserlerde toplanmışlardır. Uydurma rivayetler daha çok
“mevzû” terimiyle ifade edilseler de ilgili eserler incelendiğinde çok farklı terimlerin
kullanıldığı da görülmektedir. Bu çalışmada erken dönem rical eserleriyle mevzû‘ât türü
eserler taranarak uydurma hadis yerine kullanılan kavramlar, bu kavramların menşei ve
onlara yüklenen anlamlar ve bu kavramların ilk kullanıldığı dönemler ile mevzû‘ât türü
eserlerdeki kullanımları ele alınmıştır. Sonuç olarak uydurma rivayetleri ifade etmek için
kullanılan “mevzû” kavramının dışında “ma‘mûl”, “müfterâ”, “bâtıl”, “kezib”, “masnû‘”, “lâ
asle leh”, “lâ yesıhhu”, “muhtelak” gibi pekçok kavramın bu anlamda zikredildiği, bazı
kavramların ise hem zayıf hem de uydurma rivayetler için kullanıldığı tespit edilmiştir.
Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Ebû Nu‘aym el-Fadl b. Dükeyn, hadis tarihinde tasnif döneminin birinci merhalesi ile zirve eserle... more Ebû Nu‘aym el-Fadl b. Dükeyn, hadis tarihinde tasnif döneminin birinci merhalesi ile zirve eserlerin kaleme alındığı ikinci merhalesi arasındaki geçiş döneminin önemli simalarından birisidir. Dönemin önde gelen hocalarına talebelik yaptığı gibi tasnif döneminin zirve eserlerini kaleme alan hicri 3. asır âlimlerine ise hocalık yapmıştır. Hem naklettiği hadisler hem de hadis ricaline dair verdiği birçok bilgi öğrencilerinin eserlerinde yer almaktadır. Kendisine nispet edilen eserlerden Kitâbu’s-salât’ın bir bölümü günümüze ulaşmış ve basılmışken, rical tarihlerinde atıfta bulunulan ve kendisinden çokça alıntının yapıldığı et-Târîh adlı eserinin günümüze ulaşmadığı bilinmektedir. Çalışmada Ebû Nu‘aym’ın kişiliği çerçevesinde öne sürülen Şiî olduğu ve hocası Ebû Hanîfe’yi zındıklıkla suçladığı şeklindeki iddialar değerlendirilmiş bu iddiaların doğru olmadığı ortaya konulmuş ayrıca birçok rivayetinin yer aldığı İbn Sa‘d, Buhârî, Fesevî ve Ebû Zür‘a’nın rical tarihlerine dair eserleri temel alınarak Târîh adlı kitabı, eserin içeriği ve rical bilgisini ele alışına ilişkin tespitlerde bulunulmuştur.
Universal Jornal of Theology, 2019
Bütün peygamberlerin en önemli ve başat görevi, gönderilmiş oldukları toplumları şirkten arındırı... more Bütün peygamberlerin en önemli ve başat görevi, gönderilmiş oldukları toplumları şirkten arındırıp tevhîd akidesini yerleştirmek olmuştur. Hz. Peygamber de diğer peygamberler gibi şirk düşüncesinin yaygın olduğu bir toplumda dünyaya gelip insanları tevhide çağırmıştır. Yaşadığı topluma bakıldığında ise teolojik parçalanmışlığın toplumsal yapıyı da etkilediği; hak, hukuk, adalet ve eşitlik yerine gücün ve güçlünün egemen olduğu bir anlayışın ve toplumsal yapının mevcut olduğu bilinmektedir. Hz. Peygamber’in hayatı incelendiğinde sadece teolojik olarak tevhîd akidesinin yerleşmesi için mücadele etmediği, toplumsal vahdeti sağlayacak uygulamalarda bulunduğu da görülmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de mü’minlere “güzel örnek” olarak takdim edilen Rasûlullah’ın (s.a.s.) hayatında ve yaptığı uygulamalarda başta kendisine inananlar olmak üzere insanların her bir ferdi ve toplumlar için model alınmaya uygun sayısız örnekler bulunmaktadır. Bu çalışmada ilk dönem siyer kaynakları referans alınarak Hz. Peygamber’in siyasi, sosyal, idari, iktisadi ve eğitimle ilgili hususlarda toplumsal birliği sağlamak amacıyla attığı örnek adımlar incelenmiştir. Netice olarak Rasûlullah’ın (s.a.s.) Medine’de kardeşleştirme/muâhât projesiyle sosyal birliği, Mescid-i Nebevî’nin inşasıyla zaman ve mekân birliğini, Mekke’de Dâru’l-Erkam, Medine’de ise Suffe mektebiyle eğitimde birliği, Medine sözleşmesiyle siyasi birliği, Medine’de oluşturduğu yeni çarşıyla Müslümanların ekonomik birliğini sağlamaya çalıştığı söylenebilir.
Cin Sahabiler ve Rivayetleri/Jinn Companions and their rumors, 2021
Gecmiste oldugu gibi gunumuzde de hadis kitaplari serh edilmektedir. Turkiye’de kaleme alinan ser... more Gecmiste oldugu gibi gunumuzde de hadis kitaplari serh edilmektedir. Turkiye’de kaleme alinan serhlerin yani sira Arap ve Islam dunyasinda da yeni telif edilen hadis serhleri bulunmaktadir. Ancak Turkce yazilan serhlerin aksine Arapca serhler hakkinda ulkemizde bir arastirma tespit edilememistir. Bu calismada, her ikisi de Sahih-i Muslim serhi olan el-Kevkebu’l-vehhâc ve Fethu’l-mun‘im adli eserler incelenerek Arap dunyasinda kaleme alinan cagdas serhler hakkinda bir izlenim elde edilmeye calisilmistir. Soz konusu iki eser, muhtelif yonlerden, mukayeseli bir incelemeyle ele alinarak ozellikleri ortaya konulmustur. Bunun yaninda, muasir birer serh olarak eserlerin hadislerle modern problemler arasinda ne olcude baglanti kurduklari ve guncel meselelere ne kadar degindikleri de arastirilmistir. Sonuc olarak el-Kevkebu’l-vehhâc’in klasik serhlerden pek bir farki olmadigi, Fethu’l-mun’ in ise ic dizayn, muhteva ve uslup bakimlarindan klasik serhlerden farkli oldugu tespit edilmistir.
Melek ve insan disinda ucuncu bir varlik turu olarak kabul edilen cinler hakkinda eski ve yeni, M... more Melek ve insan disinda ucuncu bir varlik turu olarak kabul edilen cinler hakkinda eski ve yeni, Musluman ve gayrimuslimler tarafindan bircok mustakil calisma yapilmistir. Ilgili eserlerde kisaca cinlerin mahiyeti ve ozellikleri, cesitli din ve kulturlerdeki cin inanclari ve cinlerin insanlarla iliskileri uzerinde durulmustur. Islam'in temel kaynagi olan Kur’an-i Kerim’de el-Cin/72 adiyla mustakil bir surenin bulunmasinin yanisira bircok surede cesitli ayetlerde cinler hakkinda bilgiler verilmektedir. Hadislerde de cinlere dair cesitli bilgiler bulunmaktadir. Bunlardan en onemlisi de Hz. Peygamber’in cinlerle gorusup gorusmedigi hususudur. Konuyla ilgili rivayetler incelendiginde hem birbiriyle hem de Kur’an’la celisik gibi gorunen sahih hadisler bulunmaktadir. Biz bu calismamizda ozellikle Hz. Peygamber’in cinlerle gorustugunu ifade eden ve Ibn Mes‘ud’dan nakledilen hadisler ile gorusmedigini ifade eden ve Ibn Abbâs’tan nakledilen hadisleri degerlendirecegiz.
The companions of the Prophet were the main actors in the intergenerational transmission of the t... more The companions of the Prophet were the main actors in the intergenerational transmission of the two sources of Islam that are the noble quran and hadith pillars. In this regard, numerous research topics and thousands of works have been made throughout history. In our country, many studies have also been treated in the academic sector and in the popular domain. In this article, the data in master’s and doctoral theses made in faculties of theology in Turkey were collected. Then some estimates based on statistics present in theses related to our subject have been proposed. Finally, aclassification according to the subjects and tags of theses has been done.
Lexical meaning of the word awwal (pl. Awā’il) is “first,” “before,” and “beginning”. However, in... more Lexical meaning of the word awwal (pl. Awā’il) is “first,” “before,” and “beginning”. However, in Islamic history, the term was coined for affairs done, or events took place, for the first time in the history, and later the term was designated for works dealing with these affairs or events usually under the title awāʾil fī tārīkh. The first book that would fall under the genre of awā’il was said to be written by Ibn Kalbī (d.204/819) notwithstanding, the earliest seperate chapter at our disposal on awā’il is found in al-Musannaf of Ibn Abī Shayba (d.235/849), under the title “Kitāb al-Awāʾil”. Later on, many separate works have been written regarding awā’il. These works contain much information regarding awā’il al-sahāba, however, there is not a single work that treat the subject separately. There are many narrations regarding the awā’il al-sahāba in al-Ṭabaqāt of Ibn Sa‘d, the earliest bibliographical dictionary at our disposal, as much as there are in Kitāb al-Awāʾil of Ibn Abī Shayba, and the information in these two works for the most part matches. In our analysis of the chains of narrations in these two works- which constitute the basis for our study here thanks to the fact that these two works are the earliest sources that contain information regarding awā’il al-sahāba - we have come to the conclusion that most of the narrations regarding awāʾil al-sahāba were narrated by certain scholars, and that these narrations started to draw attention from the beginning of the second century. We have also realized that it was probably during that time that some scholars collected these narrations. In this study, we will compare and contrast the above mentioned two works with each other with regard to how they deal with awā’il al-sahāba. In addition, we will talk about the scholars that were expert on awā’il al-sahāba as well as about their narrations. Finally, narrations regarding the companions who were distinguished by being the first in the history in the era of bliss (al-‘asr al-sa‘āda) and afterwards will constitute to the subject of our discussion.
Key words: The Companion/Sahāba, Awā’il, Al-‘asr al-sa‘āda, Musannaf, Tabaqāt
Orta Asyalı Bir Alim ve Bir Dünya Hukukçusu Serahsî, 2023