Tuncay Oral | Pamukkale University (original) (raw)

Papers by Tuncay Oral

Research paper thumbnail of The Investigation of University Students' Forgiveness Levels in Terms of Self-compassion, Rumination and Personality Traits

The aim of the study is to investigate forgiveness levels of university students in terms of self... more The aim of the study is to investigate forgiveness levels of university students in terms of self-compassion, rumination and personality traits. A descriptive-correlational was used and self-administered questionnaires were conducted in this study. Participants of the study were 840 university students (460 females, 380 males) from different faculties of Pamukkale University chosen by random cluster sampling method. In this study, forgiveness was measured with Heartland Forgiveness Scale; self-compassion was measured with Self-compassion Scale; rumination was measured with Rumination about an Interpersonal Offense Scale, and personality traits were measured with Adjective Based Personality Scale. To examine the predictive power of self-compassion, rumination and personality traits on forgiveness, hierarchical regression analysis was used. According to the results of the study, among university students, self-compassion and extraversion are both significant predictors of self-forgiveness. And also, both of them predict self-forgiveness positively. However, rumination, neuroticism, openness to experience, agreeableness and conscientiousness of personality traits do not predict self-forgiveness. Also according to results, among university students, self-compassion, rumination and extraversion, agreeableness and conscientiousness are significant predictors of forgiveness of others. While self-compassion, extraversion and agreeableness predict forgiveness of others positively, rumination and conscientiousness predict negatively. Implications of these findings are discussed within the context of literature.

Research paper thumbnail of ANNELER VE ÖĞRETMENLER PERSPEKTİFİNDEN OKUL ÖNCESİ DÖNEM ÇOCUKLARININ DUYGU DÜZENLEME BECERİLERİ

Araştırma sonuçlarına göre annelerin bildirdiği çocukların duygu düzenleme becerileri; annelerin ... more Araştırma sonuçlarına göre annelerin bildirdiği çocukların duygu düzenleme
becerileri; annelerin eğitim düzeyine ve babaların mesleklerine göre anlamlı şekilde farklılık
göstermektedir. Benzer şekilde annelerin bildirdiği çocukların değişkenlik/olumsuzluk
düzeyleri; annelerin eğitim düzeylerine, anne mesleklerine ve baba eğitim düzeylerine göre
anlamlı şekilde farklılaşmaktadır. Ancak öğretmenlerin bildirdiği çocukların duygu
düzenleme becerileri ve değişkenlik/olumsuzluk düzeylerinin anılan demografik değişkenlere
göre anlamlı şekilde farklılık göstermediği sonucuna ulaşılmıştır.

Research paper thumbnail of FARKLI AFFETME DÜZEYLERİNE SAHİP ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN DEPRESYON ANKSİYETE VE STRES DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ

Bu çalışmanın amacı başkalarını affetme düzeyleri tespit edilen öğrencilerin düşük ve yüksek affe... more Bu çalışmanın amacı başkalarını affetme düzeyleri tespit edilen öğrencilerin düşük ve yüksek affetme düzeyi olarak öncelikle iki gruba ayrılıp sınıflandırılması ardından da affetme düzeylerine göre depresyon, anksiyete ve stres düzeylerinde anlamlı bir fark olup olmadığının araştırılmasıdır. Bu amaçla 162 kız ve 140 erkek olmak üzere toplam 302 üniversite öğrencisine başkalarını affetme düzeylerini belirlemek için Thompson, Snyder, Hoffman, Michael, Rasmussen, Billings, Roberts (2005) tarafından geliştirilen, Bugay ve Demir (2010) tarafından Türkçeye uyarlanan Başkalarını Affetme Ölçeği uygulanmıştır. Depresyon, anksiyete stres düzeylerini belirlemek içinse Lovibond ve Lovibond (1995) tarafından geliştirilen, Akın ve Çetin (2007) tarafından Türkçeye uyarlanan Depresyon, Anksiyete, Stres Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada karşılaştırmaya dayalı ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Üniversite öğrencilerinin affetme düzeylerine göre depresyon, anksiyete ve stres puanlarının anlamlı düzeyde farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için t-testi analizi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre başkalarını affetme düzeyi düşük olan öğrencilerin depresyon anksiyete ve stres düzeylerinin, başkalarını affetme düzeyi yüksek olan öğrencilere göre anlamlı düzeyde yüksek olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak üniversite öğrencilerinde başkalarını affetmenin depresyon, anksiyete ve stres açısından önemli bir değişken olduğu ve daha fazla affedici olan bireylerin daha az depresyon, anksiyete ve stres yaşadıkları söylenebilir.

Research paper thumbnail of Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Kimlik Statülerinin İncelenmesi

Bu araştırmanın amacı meslek yüksekokuluna devam eden öğrencilerin kimlik statülerinin incelenmes... more Bu araştırmanın amacı meslek yüksekokuluna devam eden öğrencilerin kimlik statülerinin incelenmesidir. Bu amaçla yaş ortalaması 19.58 olan, 143 kız ve 57 erkek olmak üzere toplam 200 öğrenciye, kimlik statülerini belirlemek için Bennion ve Adams (1986) tarafından geliştirilen, Oskay (1998) tarafından Türkçeye uyarlanan Genişletilmiş Objektif Ego Kimlik Statüsü Ölçeği uygulanmıştır. Araştırmada frekans, yüzde, ortalama, standart sapma ve korelasyon analizleri kullanılmıştır. Katılımcıların her birinin ait olduğu kimlik statüsünün belirlenmesinde öncelikle her bir kimlik statüsünden elde edilen ortalama puanlar ve standart sapmalar hesaplanmakta, ardından kesme noktalarının belirlenmesi amacıyla bir veya yarım standart sapma üstü, o statünün kesme noktasını oluşturmaktadır. Marcia'nın kimlik statüleri yaklaşımına göre dört kimlik statüsü bulunmaktadır. Başarılı ve askıya alınmış kimlik statüleri üst, ipotekli ve dağınık kimlik statüleri ise alt kimlik statüleri olarak belirlenmiştir. Bu sınıflamanın nedeni üst kimlik statülerinde araştırma sürecinin ve yeni roller denemenin olması; alt kimlik statülerinde ise olmamasıdır. Araştırma sonuçlarına göre öğrencilerden 57'si (%28.5) başarılı kimlik statüsünde, 51'i (%25.5) askıya alınmış kimlik statüsünde, 21'i (%10.5) ipotekli kimlik statüsünde, 20'si (%10) dağınık kimlik statüsünde, 51'i (%25.5) ise birden fazla kimlik statüsü puanının kesme noktasının üstünde yer alması nedeniyle geçiş kategorisindedir. Araştırmanın bir diğer sonucu ise başarılı kimlik statüsü puanlarının ipotekli ve dağınık kimlik statüsü puanlarıyla ters yönde anlamlı ilişkiye sahip olmasıdır. Sonuç olarak meslek yüksekokulu öğrencilerinin çoğunlukla başarılı veya askıya alınmış kimlik statülerinde oldukları, önemli bir kısmının da geçiş kategorisinde bulundukları söylenebilir. Ayrıca başarılı kimlik statüsü puanları arttıkça ipotekli ve dağınık kimlik statüsü puanları azalmaktadır.

Research paper thumbnail of Kişilerarası Hataya İlişkin Ruminasyon Ölçeği'ni Türkçeye Uyarlama Çalışması

Öz Bu çalışmanın amacı, bir grup üniversite öğrencisi üzerinde, Wade, Vogel, Liao ve Goldman (200... more Öz Bu çalışmanın amacı, bir grup üniversite öğrencisi üzerinde, Wade, Vogel, Liao ve Goldman (2008) tarafından geliştirilen Kişilerarası Hataya İlişkin Ruminasyon Ölçeği'nin (KHİRÖ) Türkçeye uyarlama çalışmasının yapılmasıdır. Araştırmaya, Pamukkale Üniversitesi'nde öğrenim gören 450 öğrenci ve 55 İngilizce öğretmen adayı katılmıştır. Ölçeğin dilsel eşdeğerliğini test etmek için, İngilizce öğretmenliği anabilim dalındaki öğretmen adaylarına ölçeğin İngilizce ve Türkçe formları uygulanmıştır. İngilizce ve Türkçe formlardan elde edilen puanlar arasında pozitif ve anlamlı ilişki (r=0.77) saptanmıştır. Doğrulayıcı faktör analizi sonuçları ölçeğin orijinal formda olduğu gibi tek faktörlü yapıda olduğunu göstermiştir (c 2 /sd=3,82, p<0.001, RMSEA=0.096, SRMR=0.04, GFI=0.97, AGFI=0.92, CFI=0.98). Ölçeğin madde toplam korelasyon katsayıları 0.48 ile 0.80 arasında değerlere sahiptir. Ölçeğin Cronbach alfa iç tutarlılık güvenirlik katsayısı 0.88 ve test-tekrar test korelasyonu 0.76 olarak bulunmuştur. KHİRÖ'nün ölçüt bağıntılı geçerliği için yapılan hesaplamalara göre ölçeğin negatif duygu ile pozitif yönde; pozitif duygu ve affetme ile negatif yönde anlamlı ilişkilere sahip olduğu görülmüştür. Ölçek için yapılan geçerlik güvenirlik analiz sonuçları, ölçeğin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olarak kullanılabileceğini göstermektedir. Abstract Adaptation of the Rumination About an Interpersonal Offense Scale into Turkish The aim of the study is to adapt the Rumination about an Interpersonal Offense Scale (RIO) developed by Wade, Vogel, Liao and Goldman (2008) to Turkish on a group of university students. 450 students and 55 English teacher candidates from Pamukkale University participated in the study. The English and Turkish versions of the scale were carried out on English language teacher candidates to test the linguistic equivalence of the scale. Significant positive correlation was found (r=0.77) between English and Turkish version scores. The results of confirmatory factor analysis demonstrated that this scale yielded a single factor like original form (c 2 /sd=3.82, p<0.001, RMSEA=0.096, SRMR=0.04, GFI=0.97, AGFI=0.92, CFI=0.98). Corrected item-total correlations ranged from 0.48 to 0.80. The Cronbach alpha internal consistency coefficient of the scale was 0.88 and test-retest correlation was 0.76. Calculations for criterion-related validity of RIO were found to be positively related to negative affect; negatively related to positive affect and forgiveness significantly. The results of the validity and reliability analysis for the scale indicate that it can be used as a valid and reliable measurement tool.

Research paper thumbnail of Çocuklarda (8-11 Yaş) Algılanan Stres Ölçeği'nin Türkçeye Uyarlama Çalışması

Problem Durumu Stres konusunu ele almak çok stresli olabilir (Thoresen ve Eagleston, 1983). Çünkü... more Problem Durumu Stres konusunu ele almak çok stresli olabilir (Thoresen ve Eagleston, 1983). Çünkü günümüzde insan yaşamına ilişkin pek çok durumda stres sözcüğünün sıklıkla dile getirildiği gözlenebilir. Öyle ki bir yarışma programı, spor müsabakası ya da kişilerarası ilişkiler düzeyinde bireylerin " stres yaşadıkları " ya da " stresli oldukları " yönünde ifadelerini duymak olasıdır. Tanımsal açıdan ele alındığında stres kişilerin içinde bulundukları çevrenin istekleriyle baş edemediklerini hissettiklerinde yaşadıkları olumsuz duygular ve inançlar olarak betimlenebilir (Aronson, Wilson ve Akert, 2012: 864). Cüceloğlu ise stresi, " bireyin fizik ve sosyal çevredeki uyumsuz koşullar nedeniyle, bedensel ve psikolojik sınırlarının ötesinde harcadığı gayret " olarak tanımlamaktadır (Cüceloğlu, 2011: 321). Stres, aşırı gerginlik, aşırı uyarılma gevşeyememe, huzursuzluk gibi özelliklerle karakterize olan bedensel ve ruhsal sınırların tehdit edilmesi ve zorlanması ile kişide ortaya çıkabilen durumdur (Baltaş ve Baltaş, 2012; Lovibond ve Lovibond, 1995). Strese yönelik tanımları çoğaltmak mümkündür. Ancak anılan üç tanımdaki benzer vurgular açısından stres, bireylerin içinde bulundukları çevreye uyumlarında yaşadıkları olumsuz duygular ile bedensel ve psikolojik açıdan sınırlarını aşan bir zorlanma durumu olarak ele alınabilir. Stres sadece yetişkinlerle ilgili bir kavram değildir (Wible, 2013). Çocuklar ve ergenler tıpkı yetişkinler gibi stres yaşayabilirler. Çocukların ve ergenlerin yaşadıkları bu stres okulda akademik başarı sağlamak, arkadaş edinmek ve sürdürmek, aileleri ve öğretmenlerinin beklentilerini yönetmek gibi çeşitli durumlardan kaynaklanabilir (APA, 2009). Alanyazın incelendiğinde stresin, çocukların konsantre olma, istenen şeyleri hatırlama, kendi düşüncelerini kontrol etme ve odaklanama becerilerini zayıflattığı (Thompson, 2014) beynin sağlıklı gelişimi ve bilişsel gelişim üzerine olumsuz etkileri olduğu (Middlebrooks ve Audage, 2008; Levitt, 2015) ortaya koyulmaktadır. Buradan hareketle çocukların stres düzeylerinin ölçülebilmesi önemli görülmektedir. Yapılan literatür taramasında stresi ölçmeye yönelik bazı ölçeklere rastlanmıştır. Bunlardan ilki ve ülkemizde yaygın olarak kullanılanı Cohen, Kamarck ve Mermelstein (1983) tarafından geliştirilen ve Bilge, Övce, Genç ve Oran (2009) tarafından Türkçeye uyarlaması yapılan Algılanan Stres Ölçeğidir. Aynı ölçek Eskin, Harlak, Demirkıran ve Dereboy (2013) tarafından 10 maddelik ve 4 maddelik olacak şekilde bir başka uyarlama işlemine daha tabi tutulmuştur. Ancak adı geçen ölçek ergenler ve yetişkinler için kullanılmaktadır. Çocuklara (8-11 yaş) yönelik algılanan stres düzeyini belirleme amaçlı herhangi bir ölçme aracına rastlanmamıştır. Bu nedenle bu araştırmanın amacı Çocuklarda (8-11 Yaş) Algılanan Stres Ölçeğinin Türkçeye uyarlamak ve geçerlik, güvenirlik çalışmalarını yapmaktır.

Research paper thumbnail of İlköğretim Öğrencilerinde İnsani Değerlerin Özyeterlik Algılarını ve Bilişsel Strateji Kullanımını Yordama Gücü

Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2015

Öz: Bu araştırmada, ortaokul öğrencilerinde insani değerlerin özyeterlik algılarını ve bilişsel s... more Öz: Bu araştırmada, ortaokul öğrencilerinde insani değerlerin özyeterlik algılarını ve bilişsel strateji kullanımını yordama gücü incelenmiştir. Bu araştırmadaki veriler 2012-2013 eğitim öğretim yılında Denizli il merkezinde bulunan resmi kurumlarda öğrenim gören 192 kız (%60,4) ve 126 erkek (%39,6) olmak üzere toplam 318 ortaokul 5, 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinden elde edilmiştir. Araştırmada Dilmaç (1999) tarafından geliştirilen Ahlaki Olgunluk Ölçeği ve Pintrich ve De Groot (1990) tarafından geliştirilen ve Üredi (2005) tarafından Türkçeye uyarlanan Özyeterlik Algısı Ölçeği ve Bilişsel Strateji Kullanımı Ölçeği kullanılmıştır. Veriler SPSS 16.0 paket programı kullanılarak analiz edilmiş ve verilerin analizinde .01 anlamlılık düzeyi kabul edilmiştir. İnsani değerlerin, öğrencilerin özyeterlik algılarını ve bilişsel strateji kullanım düzeylerini yordama gücünü belirlemek amacıyla yapılan basit doğrusal regresyon analizi sonuçlarına göre, insani değerlerin özyeterlik algılarını ve bilişsel strateji kullanımını anlamlı düzeyde yordadığı gözlenmiştir. Anahtar Kelimeler: İnsani değerler, özyeterlik algısı, bilişsel strateji kullanımı. Abstract: The purpose of this study was to examine the role of human values in predicting perception of self-efficacy and use of cognitive strategies among middle school students. The participants were fifth, sixth, seventh and eighth grade 318 students; 192 female (60.4%), 126 male (39.6%) attending public middle schools in Denizli in 2012-2013 academic year. In the study, human values were measured with Moral Maturity Scale, which was developed by Dilmaç and Kulaksızoğlu (1999), perception of selfefficacy and use of cognitive strategies was measured with Self-Efficacy Scale and Use of Cognitive Strategies Scale developed by Pintrich and De and adapted by Üredi (2005). Data analysis were conducted with SPSS 16.0 statistical package program in .01 significance level. Simple linear regression analysis used to explore the predictive value of human values for perception of self-efficacy and use of cognitive strategies indicated that human values in predicting perception of self-efficacy and use of cognitive strategies among middle school students significantly.

Research paper thumbnail of Ergenlerde Başarı Amaç Yönelimleri, Cinsiyet ve Öğrenim Görülen Sınıf Düzeyinin Yaşam Doyumunu Yordama Gücü

Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2015

Bu çalışmanın temel amacı, başarı yönelimleri, ile cinsiyetin ortak etkisinin öğrenci yaşam doyum... more Bu çalışmanın temel amacı, başarı yönelimleri, ile cinsiyetin ortak etkisinin öğrenci yaşam doyumunun farklı boyutlarını yordama gücünün belirlenmesidir. Bu amaçla, 229 kız ve 180 erkek olmak üzere toplam 409 lise öğrencisine Çok Boyutlu Öğrenci Yaşam Doyumu Ölçeği ve Başarı Amaç Yönelimleri Ölçeği sunulmuştur. Yapılan regresyon analizi sonuçlarına göre, öğrenme yönelimi başta okul yaşam doyumu olmak üzere tüm yaşam doyumu boyutlarını anlamlı düzeyde yordamakta ve okul, benlik ve yaşanılan çevre boyutları performans kaçınma yönelimi tarafından olumsuz yönde yordanmaktadır. Ayrıca, performans kaçınma yönelimi ile cinsiyetin ortak etkisinin okul yaşam doyumunu yordama gücü anlamlıdır. Bu bulgular, başarı yönelimlerinin sadece akademik değişkenleri açıklamak açısından yararlı bir kavram olmayıp, ergenlerin yaşamlarının her alanına ilişkin doyum düzeyleriyle de ilişkili olduğunu ve bu ilişkilerin cinsiyete göre farklılaştığını göstermektedir.

Research paper thumbnail of Ergenlerde Kimlik Statülerinin Başarı Amaç Yönelimlerini Yordama Gücü

Bu çalışmanın amacı ergenlerde kimlik statüleri ile başarı amaç yönelimleri arasındaki ilişkileri... more Bu çalışmanın amacı ergenlerde kimlik statüleri ile başarı amaç yönelimleri arasındaki ilişkileri
incelemektir. Araştırma örneklemi, 2010-2011 eğitim-öğretim yılında Denizli il merkezinde bulunan ve Denizli
Milli Eğitim Müdürlüğü’nden izin alınabilen iki Anadolu lisesi, iki meslek lisesi ve iki genel liseye devam
etmekte olan 467 öğrenciden (281 kız, 186 erkek) oluşmaktadır. Araştırmada basit seçkisiz eleman örnekleme
yöntemi kullanılmıştır. Araştırma kapsamında ergenlerin kimlik statülerini ölçmek amacıyla Türkçe uyarlaması
Oskay (1998) tarafından yapılan Genişletilmiş Objektif Ego Kimlik Statüsü Ölçeği ve başarı amaç yönelimlerini
ölçmek amacıyla Akın (2006) tarafından geliştirilen Başarı Amaç Yönelimleri Ölçeği kullanılmıştır. Kimlik
statülerinin başarı amaç yönelimini yordama gücünü belirlemek amacıyla yapılan çoklu doğrusal regresyon
analizi sonuçları, ergenlerde üst kimlik statülerinin başarı amaç yönelimlerinden öğrenme amaç yönelimini
yordadağını, alt kimlik statülerinin performans kaçınma amaç yönelimiyle ilintili olduğunu, ancak askıya alma
kimlik statüsünün hem öğrenme amaç yönelimi hem de performans amaç yönelimlerini yordadığını ortaya
çıkarmıştır.

Research paper thumbnail of Ergenlerin Başarı Amaç Yönelimlerini Yordayan Değişkenlerden Biri Olarak: İnsani Değerler

You can download the paper for extended abstract.

Books by Tuncay Oral

Research paper thumbnail of Kişilik Gelişimi

Psikoloji, insan davranışlarının altında yatan temel nedenleri bulmaya çalışan bilimsel çabaya ve... more Psikoloji, insan davranışlarının altında yatan temel nedenleri bulmaya çalışan bilimsel çabaya verilen addır (Cüceloğlu, 2004). İlk psikoloji laboratuarının Wilhelm Wundt tarafından 1879 yılında kurulmasıyla psikoloji biliminin felsefeden ayrı bir disiplin haline geldiği söylenebilir. Psikolojinin zaman içerisinde gelişmesiyle insan davranışlarının nasıl inceleneceği konusunda farklı yaklaşımlar ve farklı çalışma alanları ortaya çıkmıştır. Günümüzde psikolojinin önemli çalışma alanlarından biri de kişilik psikolojisidir (Cüceloğlu, 2004; Morgan, 1977). Kişilik psikolojisinin amacı insanların davranışlarının nedenlerini bilimsel bir perspektifle incelemek ve açıklamaktır (Hjelle ve Ziegler, 1992).

Research paper thumbnail of The Investigation of University Students' Forgiveness Levels in Terms of Self-compassion, Rumination and Personality Traits

The aim of the study is to investigate forgiveness levels of university students in terms of self... more The aim of the study is to investigate forgiveness levels of university students in terms of self-compassion, rumination and personality traits. A descriptive-correlational was used and self-administered questionnaires were conducted in this study. Participants of the study were 840 university students (460 females, 380 males) from different faculties of Pamukkale University chosen by random cluster sampling method. In this study, forgiveness was measured with Heartland Forgiveness Scale; self-compassion was measured with Self-compassion Scale; rumination was measured with Rumination about an Interpersonal Offense Scale, and personality traits were measured with Adjective Based Personality Scale. To examine the predictive power of self-compassion, rumination and personality traits on forgiveness, hierarchical regression analysis was used. According to the results of the study, among university students, self-compassion and extraversion are both significant predictors of self-forgiveness. And also, both of them predict self-forgiveness positively. However, rumination, neuroticism, openness to experience, agreeableness and conscientiousness of personality traits do not predict self-forgiveness. Also according to results, among university students, self-compassion, rumination and extraversion, agreeableness and conscientiousness are significant predictors of forgiveness of others. While self-compassion, extraversion and agreeableness predict forgiveness of others positively, rumination and conscientiousness predict negatively. Implications of these findings are discussed within the context of literature.

Research paper thumbnail of ANNELER VE ÖĞRETMENLER PERSPEKTİFİNDEN OKUL ÖNCESİ DÖNEM ÇOCUKLARININ DUYGU DÜZENLEME BECERİLERİ

Araştırma sonuçlarına göre annelerin bildirdiği çocukların duygu düzenleme becerileri; annelerin ... more Araştırma sonuçlarına göre annelerin bildirdiği çocukların duygu düzenleme
becerileri; annelerin eğitim düzeyine ve babaların mesleklerine göre anlamlı şekilde farklılık
göstermektedir. Benzer şekilde annelerin bildirdiği çocukların değişkenlik/olumsuzluk
düzeyleri; annelerin eğitim düzeylerine, anne mesleklerine ve baba eğitim düzeylerine göre
anlamlı şekilde farklılaşmaktadır. Ancak öğretmenlerin bildirdiği çocukların duygu
düzenleme becerileri ve değişkenlik/olumsuzluk düzeylerinin anılan demografik değişkenlere
göre anlamlı şekilde farklılık göstermediği sonucuna ulaşılmıştır.

Research paper thumbnail of FARKLI AFFETME DÜZEYLERİNE SAHİP ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN DEPRESYON ANKSİYETE VE STRES DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ

Bu çalışmanın amacı başkalarını affetme düzeyleri tespit edilen öğrencilerin düşük ve yüksek affe... more Bu çalışmanın amacı başkalarını affetme düzeyleri tespit edilen öğrencilerin düşük ve yüksek affetme düzeyi olarak öncelikle iki gruba ayrılıp sınıflandırılması ardından da affetme düzeylerine göre depresyon, anksiyete ve stres düzeylerinde anlamlı bir fark olup olmadığının araştırılmasıdır. Bu amaçla 162 kız ve 140 erkek olmak üzere toplam 302 üniversite öğrencisine başkalarını affetme düzeylerini belirlemek için Thompson, Snyder, Hoffman, Michael, Rasmussen, Billings, Roberts (2005) tarafından geliştirilen, Bugay ve Demir (2010) tarafından Türkçeye uyarlanan Başkalarını Affetme Ölçeği uygulanmıştır. Depresyon, anksiyete stres düzeylerini belirlemek içinse Lovibond ve Lovibond (1995) tarafından geliştirilen, Akın ve Çetin (2007) tarafından Türkçeye uyarlanan Depresyon, Anksiyete, Stres Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada karşılaştırmaya dayalı ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Üniversite öğrencilerinin affetme düzeylerine göre depresyon, anksiyete ve stres puanlarının anlamlı düzeyde farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için t-testi analizi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre başkalarını affetme düzeyi düşük olan öğrencilerin depresyon anksiyete ve stres düzeylerinin, başkalarını affetme düzeyi yüksek olan öğrencilere göre anlamlı düzeyde yüksek olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak üniversite öğrencilerinde başkalarını affetmenin depresyon, anksiyete ve stres açısından önemli bir değişken olduğu ve daha fazla affedici olan bireylerin daha az depresyon, anksiyete ve stres yaşadıkları söylenebilir.

Research paper thumbnail of Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Kimlik Statülerinin İncelenmesi

Bu araştırmanın amacı meslek yüksekokuluna devam eden öğrencilerin kimlik statülerinin incelenmes... more Bu araştırmanın amacı meslek yüksekokuluna devam eden öğrencilerin kimlik statülerinin incelenmesidir. Bu amaçla yaş ortalaması 19.58 olan, 143 kız ve 57 erkek olmak üzere toplam 200 öğrenciye, kimlik statülerini belirlemek için Bennion ve Adams (1986) tarafından geliştirilen, Oskay (1998) tarafından Türkçeye uyarlanan Genişletilmiş Objektif Ego Kimlik Statüsü Ölçeği uygulanmıştır. Araştırmada frekans, yüzde, ortalama, standart sapma ve korelasyon analizleri kullanılmıştır. Katılımcıların her birinin ait olduğu kimlik statüsünün belirlenmesinde öncelikle her bir kimlik statüsünden elde edilen ortalama puanlar ve standart sapmalar hesaplanmakta, ardından kesme noktalarının belirlenmesi amacıyla bir veya yarım standart sapma üstü, o statünün kesme noktasını oluşturmaktadır. Marcia'nın kimlik statüleri yaklaşımına göre dört kimlik statüsü bulunmaktadır. Başarılı ve askıya alınmış kimlik statüleri üst, ipotekli ve dağınık kimlik statüleri ise alt kimlik statüleri olarak belirlenmiştir. Bu sınıflamanın nedeni üst kimlik statülerinde araştırma sürecinin ve yeni roller denemenin olması; alt kimlik statülerinde ise olmamasıdır. Araştırma sonuçlarına göre öğrencilerden 57'si (%28.5) başarılı kimlik statüsünde, 51'i (%25.5) askıya alınmış kimlik statüsünde, 21'i (%10.5) ipotekli kimlik statüsünde, 20'si (%10) dağınık kimlik statüsünde, 51'i (%25.5) ise birden fazla kimlik statüsü puanının kesme noktasının üstünde yer alması nedeniyle geçiş kategorisindedir. Araştırmanın bir diğer sonucu ise başarılı kimlik statüsü puanlarının ipotekli ve dağınık kimlik statüsü puanlarıyla ters yönde anlamlı ilişkiye sahip olmasıdır. Sonuç olarak meslek yüksekokulu öğrencilerinin çoğunlukla başarılı veya askıya alınmış kimlik statülerinde oldukları, önemli bir kısmının da geçiş kategorisinde bulundukları söylenebilir. Ayrıca başarılı kimlik statüsü puanları arttıkça ipotekli ve dağınık kimlik statüsü puanları azalmaktadır.

Research paper thumbnail of Kişilerarası Hataya İlişkin Ruminasyon Ölçeği'ni Türkçeye Uyarlama Çalışması

Öz Bu çalışmanın amacı, bir grup üniversite öğrencisi üzerinde, Wade, Vogel, Liao ve Goldman (200... more Öz Bu çalışmanın amacı, bir grup üniversite öğrencisi üzerinde, Wade, Vogel, Liao ve Goldman (2008) tarafından geliştirilen Kişilerarası Hataya İlişkin Ruminasyon Ölçeği'nin (KHİRÖ) Türkçeye uyarlama çalışmasının yapılmasıdır. Araştırmaya, Pamukkale Üniversitesi'nde öğrenim gören 450 öğrenci ve 55 İngilizce öğretmen adayı katılmıştır. Ölçeğin dilsel eşdeğerliğini test etmek için, İngilizce öğretmenliği anabilim dalındaki öğretmen adaylarına ölçeğin İngilizce ve Türkçe formları uygulanmıştır. İngilizce ve Türkçe formlardan elde edilen puanlar arasında pozitif ve anlamlı ilişki (r=0.77) saptanmıştır. Doğrulayıcı faktör analizi sonuçları ölçeğin orijinal formda olduğu gibi tek faktörlü yapıda olduğunu göstermiştir (c 2 /sd=3,82, p<0.001, RMSEA=0.096, SRMR=0.04, GFI=0.97, AGFI=0.92, CFI=0.98). Ölçeğin madde toplam korelasyon katsayıları 0.48 ile 0.80 arasında değerlere sahiptir. Ölçeğin Cronbach alfa iç tutarlılık güvenirlik katsayısı 0.88 ve test-tekrar test korelasyonu 0.76 olarak bulunmuştur. KHİRÖ'nün ölçüt bağıntılı geçerliği için yapılan hesaplamalara göre ölçeğin negatif duygu ile pozitif yönde; pozitif duygu ve affetme ile negatif yönde anlamlı ilişkilere sahip olduğu görülmüştür. Ölçek için yapılan geçerlik güvenirlik analiz sonuçları, ölçeğin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olarak kullanılabileceğini göstermektedir. Abstract Adaptation of the Rumination About an Interpersonal Offense Scale into Turkish The aim of the study is to adapt the Rumination about an Interpersonal Offense Scale (RIO) developed by Wade, Vogel, Liao and Goldman (2008) to Turkish on a group of university students. 450 students and 55 English teacher candidates from Pamukkale University participated in the study. The English and Turkish versions of the scale were carried out on English language teacher candidates to test the linguistic equivalence of the scale. Significant positive correlation was found (r=0.77) between English and Turkish version scores. The results of confirmatory factor analysis demonstrated that this scale yielded a single factor like original form (c 2 /sd=3.82, p<0.001, RMSEA=0.096, SRMR=0.04, GFI=0.97, AGFI=0.92, CFI=0.98). Corrected item-total correlations ranged from 0.48 to 0.80. The Cronbach alpha internal consistency coefficient of the scale was 0.88 and test-retest correlation was 0.76. Calculations for criterion-related validity of RIO were found to be positively related to negative affect; negatively related to positive affect and forgiveness significantly. The results of the validity and reliability analysis for the scale indicate that it can be used as a valid and reliable measurement tool.

Research paper thumbnail of Çocuklarda (8-11 Yaş) Algılanan Stres Ölçeği'nin Türkçeye Uyarlama Çalışması

Problem Durumu Stres konusunu ele almak çok stresli olabilir (Thoresen ve Eagleston, 1983). Çünkü... more Problem Durumu Stres konusunu ele almak çok stresli olabilir (Thoresen ve Eagleston, 1983). Çünkü günümüzde insan yaşamına ilişkin pek çok durumda stres sözcüğünün sıklıkla dile getirildiği gözlenebilir. Öyle ki bir yarışma programı, spor müsabakası ya da kişilerarası ilişkiler düzeyinde bireylerin " stres yaşadıkları " ya da " stresli oldukları " yönünde ifadelerini duymak olasıdır. Tanımsal açıdan ele alındığında stres kişilerin içinde bulundukları çevrenin istekleriyle baş edemediklerini hissettiklerinde yaşadıkları olumsuz duygular ve inançlar olarak betimlenebilir (Aronson, Wilson ve Akert, 2012: 864). Cüceloğlu ise stresi, " bireyin fizik ve sosyal çevredeki uyumsuz koşullar nedeniyle, bedensel ve psikolojik sınırlarının ötesinde harcadığı gayret " olarak tanımlamaktadır (Cüceloğlu, 2011: 321). Stres, aşırı gerginlik, aşırı uyarılma gevşeyememe, huzursuzluk gibi özelliklerle karakterize olan bedensel ve ruhsal sınırların tehdit edilmesi ve zorlanması ile kişide ortaya çıkabilen durumdur (Baltaş ve Baltaş, 2012; Lovibond ve Lovibond, 1995). Strese yönelik tanımları çoğaltmak mümkündür. Ancak anılan üç tanımdaki benzer vurgular açısından stres, bireylerin içinde bulundukları çevreye uyumlarında yaşadıkları olumsuz duygular ile bedensel ve psikolojik açıdan sınırlarını aşan bir zorlanma durumu olarak ele alınabilir. Stres sadece yetişkinlerle ilgili bir kavram değildir (Wible, 2013). Çocuklar ve ergenler tıpkı yetişkinler gibi stres yaşayabilirler. Çocukların ve ergenlerin yaşadıkları bu stres okulda akademik başarı sağlamak, arkadaş edinmek ve sürdürmek, aileleri ve öğretmenlerinin beklentilerini yönetmek gibi çeşitli durumlardan kaynaklanabilir (APA, 2009). Alanyazın incelendiğinde stresin, çocukların konsantre olma, istenen şeyleri hatırlama, kendi düşüncelerini kontrol etme ve odaklanama becerilerini zayıflattığı (Thompson, 2014) beynin sağlıklı gelişimi ve bilişsel gelişim üzerine olumsuz etkileri olduğu (Middlebrooks ve Audage, 2008; Levitt, 2015) ortaya koyulmaktadır. Buradan hareketle çocukların stres düzeylerinin ölçülebilmesi önemli görülmektedir. Yapılan literatür taramasında stresi ölçmeye yönelik bazı ölçeklere rastlanmıştır. Bunlardan ilki ve ülkemizde yaygın olarak kullanılanı Cohen, Kamarck ve Mermelstein (1983) tarafından geliştirilen ve Bilge, Övce, Genç ve Oran (2009) tarafından Türkçeye uyarlaması yapılan Algılanan Stres Ölçeğidir. Aynı ölçek Eskin, Harlak, Demirkıran ve Dereboy (2013) tarafından 10 maddelik ve 4 maddelik olacak şekilde bir başka uyarlama işlemine daha tabi tutulmuştur. Ancak adı geçen ölçek ergenler ve yetişkinler için kullanılmaktadır. Çocuklara (8-11 yaş) yönelik algılanan stres düzeyini belirleme amaçlı herhangi bir ölçme aracına rastlanmamıştır. Bu nedenle bu araştırmanın amacı Çocuklarda (8-11 Yaş) Algılanan Stres Ölçeğinin Türkçeye uyarlamak ve geçerlik, güvenirlik çalışmalarını yapmaktır.

Research paper thumbnail of İlköğretim Öğrencilerinde İnsani Değerlerin Özyeterlik Algılarını ve Bilişsel Strateji Kullanımını Yordama Gücü

Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2015

Öz: Bu araştırmada, ortaokul öğrencilerinde insani değerlerin özyeterlik algılarını ve bilişsel s... more Öz: Bu araştırmada, ortaokul öğrencilerinde insani değerlerin özyeterlik algılarını ve bilişsel strateji kullanımını yordama gücü incelenmiştir. Bu araştırmadaki veriler 2012-2013 eğitim öğretim yılında Denizli il merkezinde bulunan resmi kurumlarda öğrenim gören 192 kız (%60,4) ve 126 erkek (%39,6) olmak üzere toplam 318 ortaokul 5, 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinden elde edilmiştir. Araştırmada Dilmaç (1999) tarafından geliştirilen Ahlaki Olgunluk Ölçeği ve Pintrich ve De Groot (1990) tarafından geliştirilen ve Üredi (2005) tarafından Türkçeye uyarlanan Özyeterlik Algısı Ölçeği ve Bilişsel Strateji Kullanımı Ölçeği kullanılmıştır. Veriler SPSS 16.0 paket programı kullanılarak analiz edilmiş ve verilerin analizinde .01 anlamlılık düzeyi kabul edilmiştir. İnsani değerlerin, öğrencilerin özyeterlik algılarını ve bilişsel strateji kullanım düzeylerini yordama gücünü belirlemek amacıyla yapılan basit doğrusal regresyon analizi sonuçlarına göre, insani değerlerin özyeterlik algılarını ve bilişsel strateji kullanımını anlamlı düzeyde yordadığı gözlenmiştir. Anahtar Kelimeler: İnsani değerler, özyeterlik algısı, bilişsel strateji kullanımı. Abstract: The purpose of this study was to examine the role of human values in predicting perception of self-efficacy and use of cognitive strategies among middle school students. The participants were fifth, sixth, seventh and eighth grade 318 students; 192 female (60.4%), 126 male (39.6%) attending public middle schools in Denizli in 2012-2013 academic year. In the study, human values were measured with Moral Maturity Scale, which was developed by Dilmaç and Kulaksızoğlu (1999), perception of selfefficacy and use of cognitive strategies was measured with Self-Efficacy Scale and Use of Cognitive Strategies Scale developed by Pintrich and De and adapted by Üredi (2005). Data analysis were conducted with SPSS 16.0 statistical package program in .01 significance level. Simple linear regression analysis used to explore the predictive value of human values for perception of self-efficacy and use of cognitive strategies indicated that human values in predicting perception of self-efficacy and use of cognitive strategies among middle school students significantly.

Research paper thumbnail of Ergenlerde Başarı Amaç Yönelimleri, Cinsiyet ve Öğrenim Görülen Sınıf Düzeyinin Yaşam Doyumunu Yordama Gücü

Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2015

Bu çalışmanın temel amacı, başarı yönelimleri, ile cinsiyetin ortak etkisinin öğrenci yaşam doyum... more Bu çalışmanın temel amacı, başarı yönelimleri, ile cinsiyetin ortak etkisinin öğrenci yaşam doyumunun farklı boyutlarını yordama gücünün belirlenmesidir. Bu amaçla, 229 kız ve 180 erkek olmak üzere toplam 409 lise öğrencisine Çok Boyutlu Öğrenci Yaşam Doyumu Ölçeği ve Başarı Amaç Yönelimleri Ölçeği sunulmuştur. Yapılan regresyon analizi sonuçlarına göre, öğrenme yönelimi başta okul yaşam doyumu olmak üzere tüm yaşam doyumu boyutlarını anlamlı düzeyde yordamakta ve okul, benlik ve yaşanılan çevre boyutları performans kaçınma yönelimi tarafından olumsuz yönde yordanmaktadır. Ayrıca, performans kaçınma yönelimi ile cinsiyetin ortak etkisinin okul yaşam doyumunu yordama gücü anlamlıdır. Bu bulgular, başarı yönelimlerinin sadece akademik değişkenleri açıklamak açısından yararlı bir kavram olmayıp, ergenlerin yaşamlarının her alanına ilişkin doyum düzeyleriyle de ilişkili olduğunu ve bu ilişkilerin cinsiyete göre farklılaştığını göstermektedir.

Research paper thumbnail of Ergenlerde Kimlik Statülerinin Başarı Amaç Yönelimlerini Yordama Gücü

Bu çalışmanın amacı ergenlerde kimlik statüleri ile başarı amaç yönelimleri arasındaki ilişkileri... more Bu çalışmanın amacı ergenlerde kimlik statüleri ile başarı amaç yönelimleri arasındaki ilişkileri
incelemektir. Araştırma örneklemi, 2010-2011 eğitim-öğretim yılında Denizli il merkezinde bulunan ve Denizli
Milli Eğitim Müdürlüğü’nden izin alınabilen iki Anadolu lisesi, iki meslek lisesi ve iki genel liseye devam
etmekte olan 467 öğrenciden (281 kız, 186 erkek) oluşmaktadır. Araştırmada basit seçkisiz eleman örnekleme
yöntemi kullanılmıştır. Araştırma kapsamında ergenlerin kimlik statülerini ölçmek amacıyla Türkçe uyarlaması
Oskay (1998) tarafından yapılan Genişletilmiş Objektif Ego Kimlik Statüsü Ölçeği ve başarı amaç yönelimlerini
ölçmek amacıyla Akın (2006) tarafından geliştirilen Başarı Amaç Yönelimleri Ölçeği kullanılmıştır. Kimlik
statülerinin başarı amaç yönelimini yordama gücünü belirlemek amacıyla yapılan çoklu doğrusal regresyon
analizi sonuçları, ergenlerde üst kimlik statülerinin başarı amaç yönelimlerinden öğrenme amaç yönelimini
yordadağını, alt kimlik statülerinin performans kaçınma amaç yönelimiyle ilintili olduğunu, ancak askıya alma
kimlik statüsünün hem öğrenme amaç yönelimi hem de performans amaç yönelimlerini yordadığını ortaya
çıkarmıştır.

Research paper thumbnail of Ergenlerin Başarı Amaç Yönelimlerini Yordayan Değişkenlerden Biri Olarak: İnsani Değerler

You can download the paper for extended abstract.

Research paper thumbnail of Kişilik Gelişimi

Psikoloji, insan davranışlarının altında yatan temel nedenleri bulmaya çalışan bilimsel çabaya ve... more Psikoloji, insan davranışlarının altında yatan temel nedenleri bulmaya çalışan bilimsel çabaya verilen addır (Cüceloğlu, 2004). İlk psikoloji laboratuarının Wilhelm Wundt tarafından 1879 yılında kurulmasıyla psikoloji biliminin felsefeden ayrı bir disiplin haline geldiği söylenebilir. Psikolojinin zaman içerisinde gelişmesiyle insan davranışlarının nasıl inceleneceği konusunda farklı yaklaşımlar ve farklı çalışma alanları ortaya çıkmıştır. Günümüzde psikolojinin önemli çalışma alanlarından biri de kişilik psikolojisidir (Cüceloğlu, 2004; Morgan, 1977). Kişilik psikolojisinin amacı insanların davranışlarının nedenlerini bilimsel bir perspektifle incelemek ve açıklamaktır (Hjelle ve Ziegler, 1992).