salih mehmet arçın | Pamukkale University (original) (raw)
Uploads
Papers by salih mehmet arçın
Hiperbol (Abartı / Mübalağa) söylemde en genel ifadeyle bir şeyi olduğundan daha iyi, daha çarpıc... more Hiperbol (Abartı / Mübalağa) söylemde en genel ifadeyle bir şeyi olduğundan daha iyi, daha çarpıcı bir şekilde konuşma veya yazmanın yolu olarak tanımlanabilir. Bu çalışmada öncelikle hiperbol kavramı ve kavramın alanyazındaki farklı biçimleri hakkında bilgi verilmiş, kavramın Batı’da hem teorik ve edebî bağlamlarda hem de derlem tabanlı çalışmalar üzerinde kullanımının teorik boyutları tanıtılmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda elde edilen veriler çerçevesinde Tuva kahramanlık destanları analiz edilmiştir. Araştırma nesnesi olarak seçilen Tuva kahramanlık destanlarına ait bir derlem mevcut olmadığı için Türkiye Türkçesine aktarılmış olan Ergun - Aça (2004), Tıva Kahramanlık Destanları I; Ergun - Aça (2005), Tıva Kahramanlık Destanları II; Arıkoğlu - Borbaanay (2007), Tuva Destanları; Arçın (2014), Tuva Destanları 2: Haan-Tögüldür metinlerinden örnekleme yöntemi ile veri toplanmıştır. Bu açıdan çalışmada nitel bir yöntem uygulanmıştır. Çalışmada, Batı’daki hiperbol yaklaşımlarının modellemelerine alternatif olarak Türkçenin yapısına uygun bir model önerilmektedir. Sonuç olarak, hiperboller Tuva Türkçesi destan metinlerindeki verilere göre Türkçenin genel yapısına uygun bir biçimde varyasyonları ile ortaya konulmuş ve 4 başlık adı altında örneklendirilmiştir: 1. Nesnel Hiperboller 2. Nicel Hiperboller 3. Nitel Hiperboller 4. Belirteç Hiperboller.
Bu çalışmanın amacı, Web of Science (WoS) veri tabanında "Türk dilleri" üzerine yapılan akademik ... more Bu çalışmanın amacı, Web of Science (WoS) veri tabanında "Türk dilleri" üzerine yapılan akademik yayınların bibliyometrik değişkeler açısından tetkik edilmesidir. Araştırmada, nitel bir yöntem kullanılmıştır. Çalışmanın verileri, Clarivate Analytics şirketine ait Web of Science (WoS) veri tabanından çekilmiştir. Tespit edilen veriler, R Studio'nun Biblioshiny paketi aracılığıyla analiz edilmiş ve görselleştirilmiştir. Sonuç olarak 1980-2022 zaman evresinde yayımlanmış 50 çalışma değerlendirilmiştir. Bu yayınların 38'inin makale, 6'sının kitap bölümü, 1'inin editöryal çalışma ve 5'inin de bildiri olduğu belirlenmiştir. Söz konusu yayınların 59 araştırmacı tarafından üretildiği ve bu yazarlardan 26'sının tek yazarlı olarak çalışmalarını yayımladığı, 29'unun çalışmalarını çok yazarlı olarak hazırladığı tanıklanmıştır.
Huun-Huur-Tu (Хуун-Хуур-Ту in Russian) is a Tuvan music group that performs throat singing in the... more Huun-Huur-Tu (Хуун-Хуур-Ту in Russian) is a Tuvan music group that performs throat singing in their own musical style, mostly using traditional Tuvan instruments. They sing Tuvan folk songs in particular that focus on the panorama and sounds of the geography in which they live. This study will analyze the lexical and contextual meanings of three songs from Huun-Huur-Tu's second album, The Orphan's Lament (1994). Semantics are known to involve two types of meaning: lexical and contextual. Lexical meaning refers to the meaning of a word as it appears in the dictionary and contrasts contextual meaning. Because one can find both lexical and contextual meanings in all literary works, this study will elaborate on a semantic analysis of the lyrics contained in Huun-Huur-Tu's second album. The research questions address the lexical and contextual meanings attributed to Huun-Huur-Tu songs. The study's limitation is the narrowness of its scope due to the band's album containing instrumental songs. This study has adopted a descriptive qualitative method for analyzing and interpreting the lyrics of Huun-Huur-Tu's songs "Prayer", "İrik Çuduk" and "Ancestors" from their second album as the objects of the research. The study results reveals and explains the lexical and contextual meanings found in Huun-Huur-Tu's songs.
Doktora tezi olarak hazırladığımız bu çalışma Altay dilleri olarak tasavvur edilen Moğolca, Tungu... more Doktora tezi olarak hazırladığımız bu çalışma Altay dilleri olarak tasavvur edilen Moğolca, Tunguzca (Mançu-Tunguzca), Korece, Japoncadaki ve tarihî Türk lehçeleri ile çağdaş Sibirya Türk lehçelerindeki zamirleri konu edinmektedir. Çalışmamız; “Giriş”, “Altay Dillerinde Zamirler”, “Proto-Türkçede ve Tarihî Türk Lehçelerinde Zamirler” ve “Çağdaş Sibirya Türk Lehçelerinde Zamirler” olmak üzere 4 ana bölümden oluşmaktadır. Elinizdeki çalışmanın “Giriş” bölümünde zamir konusu üzerine Altay dillerinde, tarihî ve çağdaş Türk lehçelerinde yapılan incelemeler (karşılaştırmalı dil bilgisi kitapları, monografiler, makaleler vb.) tanıtılmış ve bu incelemelerin mahiyetleri genel hatlarıyla değerlendirilmiştir. “Altay Dillerinde Zamirler” bölümünde, Moğolca, Tunguzca (Mançu-Tunguzca), Korece ve Japoncadaki kişi, işaret, soru, dönüşlülük ve belirsizlik zamirleri tetkik edilmiştir. Bu bölümün sonunda Altay dillerindeki zamirlerin genel bir değerlendirilmesi yapılmıştır. “Proto-Türkçede ve Tarihî T...
Tuva Türkçesinde At Donları , 2022
At donu, atın kılının rengi olarak tanımlanır. Bu terim, yani at donu dilin söz varlığı içerisind... more At donu, atın kılının rengi olarak tanımlanır. Bu terim, yani at donu dilin söz varlığı
içerisinde sınırlı bir alanda karşımıza çıkmasına rağmen herhangi bir toplumun yaşam
biçiminin niteliğinin göstergesi olması yönünden ayırt edicidir. Bu durum yakın
zamana kadar yaşam biçimi konargöçerlik mahiyetinde olan bir toplum olan Tuvaların
söz varlığı incelendiğinde de karşımıza çıkmaktadır. Tuva Türkçesindeki at donlarıyla
ilgili söz varlığı dikkat çekici bir biçimde işlek ve kapsamlıdır. Bu vaziyetin meydana
gelmesinde atın günümüzde bile Tuva toplumunda canlı bir yerinin olmasıyla ilişkisi
olduğu gibi tarihsel ve kültürel sürekliliğin de etkisi göz ardı edilemez. Bu nedenle
bu çalışmada Tuva Türkçesindeki at donu adlarının görünümü art ve eş zamanlı bir
bakış açısıyla incelenecektir. Tespit edilen 18 ana madde ve ana maddelerin altında
alt maddelerde Tuva Türkçesine mahsus at donları tetkik edilecektir. Söz konusu
inceleme aşamasında alıntı olduğu tespit edilen sözcükbirimler de tanıtılmaya
çalışılacaktır. Çalışmanın nesnesi Tuva Türkçesindeki at donu adları olacağı için
bu incelemede nitel bir yöntem kullanılacaktır. Sonuç olarak tespit edilen at donu
adlarının anlamları ve yapısı ortaya konulacaktır. Böylece bu çalışma aracılığıyla
anlamsal olarak tahlil edilen at donu adlarının tanımlanmasındaki ayırıcı noktalar
ve yapısal olarak incelenen at donlarının biçim özellikleri Tuva Türkçesi malzemesi
üzerinden işlenmiş olacaktır.
Bu calismada Kirgiz Turklerinin ilk resmi secere tarihi olarak bilinen Osmonaali Sidik Uulu (Osma... more Bu calismada Kirgiz Turklerinin ilk resmi secere tarihi olarak bilinen Osmonaali Sidik Uulu (Osman Ali Sidikoglu)’nun Muhtasar Tarih-i Kirgiziya (Ufa, 1913) adli Arap harfli ilk matbu eserinin ayrintili dizini (genel dizin, ozel isimler dizini, yer isimleri dizini) ve tipkibasimi okuyucularin istifadesine sunulmustur. Dizinde kelimelerin birden fazla anlami bulunuyorsa bunlar numaralandirilarak siralanmistir. Ayrica alinti kelimelerin hangi dile ait olduklari tespit edilebildigi olcude gosterilmeye calisilmistir.
ÖZETHaan-Tögüldür destanı Tuva Türklerinin tarihini, inaçlarını, kültürünü ve dilini yansıtan öne... more ÖZETHaan-Tögüldür destanı Tuva Türklerinin tarihini, inaçlarını, kültürünü ve dilini yansıtan önemli bir eserdir. Bu çalışma, Türk halkları arasında Türkiye’de az bilinen ve coğrafya olarak bizden çok uzak Tuvalıların bir destanını ve bu destandan hareketle ayrıntılı bir dil incelemesini (giriş-metin-çeviri-dizin)içermektedir. Bu destanın kayda geçirilmiş tek nüshası bulunmaktadır.“Önsöz”, “Transkripsiyon Alfabesi”, “Kısaltmalar ve İşaretler”den sonra yer alan “Giriş” bölümünde Tuvalar ve Tuva Türkçesinin edebî dilinin kısa tarihçesi ve Tuvacanın ağızları ele alınmıştır. “Gramer İncelemesi” adlı bölüm sırasıyla Ses Bilgisi, Şekil Bilgisi, İsim Çekimi, Ad Soylu Sözcükler; Fiil, Fiil Çekimi, Fiillerin Birleşik Çekimleri, Yardımcı Fiiller, Fiilimsiler başlıklarını taşımaktadır. “Gramer İncelemesi” bölümünden sonra “Metin” ve “Çeviri” bölümü gelmektedir. Tuva Türkçesinden Türkiye Türkçesine aktarmada, metnin akıcı ve kolay anlaşılır olmasına, bunun yanı sıra, asıl metne bağlı kalmaya öz...
Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 2022
Her dilin söz varlığında mevcut bulunan alıntı sözcükler dil toplulukları arasındaki çeşitli etki... more Her dilin söz varlığında mevcut bulunan alıntı sözcükler dil toplulukları arasındaki çeşitli etkileşimlerin sonucudur. Dil toplulukları arasındaki dil içi veya dil dışı ilişkiler, alıcı dil ve verici dil bağlantısının kurulmasına neden olur. Alıcı ve verici dil ilişkileri bazen doğrudan iki dil arasında tesis olurken bazen de iki dilin arasında başka bir aracı dilin vasıtasıyla teşekkül etmektedir. Bu açıdan çalışmamızda, Sibirya Grubu Türk lehçelerinden Tuva Türkçesindeki Arapça alıntı sözcüklerin durumu incelenecektir. İnceleme yapılırken araştırma nesnesi olarak Tuva Türkçesindeki ESTY-I, ESTY-II, ESTY-III, ESTY-IV, TSTY-I, TSTY-II, TuvRS, TW adlı eserlerden taranan ve Arapça olduğu tespit edilen sözcükler Tuva Türkçesine doğrudan giren alıntılar veya bir ya da daha fazla aracı dil vasıtasıyla giren alıntılar olarak tahlil edilecektir. Araştırma nesnesi olarak Tuva Türkçesindeki Arapça alıntı sözcükler analiz edilip yorumlanacağından bu çalışmada tanımlayıcı nitel bir yöntem kullanılmıştır. Tarama neticesinde Tuva Türkçesinde Arapça kökenli 12 sözcük tespit edilmiştir. Sonuç olarak bu sözcüklerin Tuva Türkçesine giriş şekillerinin (I) Arapça >> Moğolca (Moğol dilleri) >> Tuva Türkçesi; (II) Arapça >> Rusça >> Tuva Türkçesi; (III) Arapça >> Türk lehçeleri (?) >> Tuva Türkçesi; (IV) Arapça >> ? >> Tuva Türkçesi biçiminde olduğu görüşüne ulaşılmıştır.
In the vocabulary of every language, words borrowed from other languages result from various interactions between linguistic communities. Intra-linguistic or extra-linguistic relations between such communities lead to a connection between the borrowing and the lending language. Indeed, relations between these two languages are sometimes directly established, and sometimes by an intermediary language between the borrowing and the lending language. In this regard, this study will explore Arabic words in Tuvinian language, a Siberian Group Turkish dialect. The research object of the study will consist of a detailed analysis of Arabic words in Tuvinian language borrowed directly or by means of an intermediary language. These words are scanned through in the following works: ESTY-I, ESTY-II, ESTY-III, ESTY-IV, TSTY-I, TSTY-II, TuvRS and TW. The study benefits from a descriptive qualitative method since Arabic words in Tuvinian language will be analyzed and interpreted as the research object. As a result of the review, 12 Arabic words were found in Tuvinian language. Conclusively, it was found that the way these words entered Tuvinian language were as follows: (I) Arabic >> Mongolian (Mongolian languages) >> Tuvinian language; (II) Arabic >> Russian >> Tuvinian language; (III) Arabic >> Turkish dialects (?) >> Tuvinian language; (IV) Arabic>> ? >> Tuvinian language.
Yunus Emre, tarihî ve menkıbevî kimliği ile iç içe geçmiş bir erendir. Tarihî kimliği ile muhteme... more Yunus Emre, tarihî ve menkıbevî kimliği ile iç içe geçmiş bir erendir. Tarihî kimliği ile muhtemelen 13. yüzyılın ikinci yarısı ile 14. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşadığı düşünülen mutasavvıf bir Türk şairidir. Eski Oğuzcanın ilk temsilcilerinden sayılan Yunus Emre’nin eş’arı bugüne kadar kendi dönemine ait bir nüshada belgelenememiştir. Ancak sonraki asırlarda kaydedilen metinlerde ona ait şiirler tespit edilmiştir. Bu metinler, barındırdığı eskicil dil izleri ve sözvarlığı örnekleri açısından özel bir öneme sahiptir.
Yunus Emre’nin sözü, asırları aşıp gelen bir niteliğe sahip olduğundan onun şiirleri birçok dile çevrilmiştir. Bununla ilgili olarak elimizdeki bilgilere göre en eski Yunus Emre şiiri çevirisi, 1480 yılında Gotik harfleriyle Urach’ta La- tinceye çevrilen iki manzumedir. Bu kayıttan sonra da birçok Yunus Emre şiiri başka dillere çevrilmiştir. Bu konudaki literatür hem tarihî hem de çağdaş zamanlar açısından zengin malzeme sunmaktadır.
Bu çalışmada. Yunus Emre şiirlerinin Çağdaş Türk Dünyası edebiyatlarına yansıması ele alınmıştır. Öncelikle SSCB zamanında Rusçaya çevrilen Yunus Emre şiirleri ile ilgili çalışmalar (kitap bölümü veya müstakil kitaplar) söz konusu edilmiştir. Elimizdeki bilgilere göre SSCB döneminde, 1982 yılında Azerbaycan Türkçesine aktarılan bir çalışmadaki şiirler hariç, Türk lehçelerine Yunus Emre şiirleri ancak Rusça aracılığıyla ulaşmıştır. Akabinde SSCB sonrasında Türk lehçelerine aktarılan Yunus Emre şiirleri ile ilgili çalışmalar (kitap bölümü veya müstakil kitaplar) tanıtılmıştır. Bu çalışmaların, kronolojik olarak Türkiye Türkçesinden (veya Türkiye Türkçesinin tarihî döneminden) Azerbaycan, Türkmen, Kırgız ve Kazak Türkçesine olduğu ve ayrıca söz konusu lehçelerin konuşulduğu topraklarda bu aktan eserlerin basıldığı tespit edilmiştir. Öte yandan, Yunus Emre şiirlerini tanıtmak maksadıyla Türkiye merkezli hazırlanan çalışmalar da yazımızın kapsamında ele alınmıştır. Bu çalışmalarda, Yunus Emre şiirleri Azerbaycan, Başkurt, Çağdaş Uygur, Kazak, Kırgız, Kınm Tatar, Özbek, Tatar ve Türkmen Türkçelerine aktarılmıştır. Son olarak çalışmamızda, çevirisi ve aktarımı yapılan çalışmalar, yan metin (veya metin dışı) bilgileri açısından değerlendirilmiştir.
Anahtar kelimeler: Yunus Emre, Aktarma, Çağdaş Türk Dünyası Edebiyatları, Çağdaş Türk Lehçeleri.
Abstract
Yunus Emre was a sagacious figüre with historic and epic characteristics intertvvined in his identity. According to his historic identity, he was a Sufi Tur- kish poet believed to possibly have lived between the second quarter of the 13th and the first quarter of the 14th centuries. Yunus Emre is considered one of the first representatives of ancient Oghuz language. Yet, his poetry had not been documented in any copy during his period. Nevertheless, his poems were iden- tified in texts recorded in the following centuries. These texts are of particular importance in terms of ancient language traces and examples of vocabulary.
Since Yunus Emre’s words are so influential that they have been passing from generation to generation for centuries, and his poems have been transla- ted into many languages. According to existing data, the oldest translation of Yunus Emre’s words was two poems translated into Latin in Urach with Go- thic letters in 1480. After this historical record, many other Yunus Emre poems were translated into other languages. The literatüre on this subject offers many materials both from history and contemporary times.
This study investigates the reflection of Yunus Emre’s poems on the Contemporary Turkish World literatures, particularly analyzing studies on Yunus Emre’s poems translated into Russian during the USSR period (book chapters or entire books). According to existing data, during the USSR period, Yunus Emre poems reached Turkish dialects only through Russian, except for poems in a work translated to Azerbaijani Turkish in 1982. After the USSR period, on the other hand, history witnessed studies (book chapters or entire books) on Yunus Emre’s poems translated into Turkish dialects. It is determined that these studies were translated from Turkey Turkish (or from the historical period of the Turkish language of Turkey) into Azerbaijani, Türkmen, Kyrgyz and Kazakh Turkish chronologically and that these translated works were printed in the lands where the dialects in question were spoken. Furthermore, this ar- ticle also discusses studies conducted in Turkey to promote the poems of Yunus Emre. In these studies, Yunus Emre’s poems were translated into Azerbaijani, Bashkir, Contemporary Uyghur, Kazakh, Kyrgyz, Crimean Tatar, Uzbek, Tatar and Türkmen Turkish dialects. Finally, this study assesses translated and conveyed texts in terms of their para text (or extratextual) information.
Keywords: Yunus Emre, Translation, Contemporary Turkish World Lite- ratures, Contemporary Turkish Dialects.
Tuva Türkçesindeki Farsça Alıntılar Üzerine Notlar, 2021
Languages interact with each other for cultural, economic, political, social, and religious reaso... more Languages interact with each other for cultural, economic, political, social, and religious reasons, among others. Although the direction of this exchange is mostly from the dominant culture to the sub-culture, a reverse exchange also happens. Language has the power to influence various communities regardless of the perception of a near or distant space because it is a means of communication. In this vein, it is known that there are borrowed words in the vocabularies of both extinct and living spoken and written languages in the world. It is clearly seen in vocabulary analyses that no language is free of borrowed words — that is, a pure language. From this perspective, there can be interaction relations between languages X and Y, for example, and this interaction can be established through language Z or other languages. Within this framework, this study aims to analyze words in Tuvinian — related to the Siberian group of Turkic languages — borrowed from Persian. Although the existence of words borrowed from Persian in Turkic languages is known, it is rather remarkable that Tuvinian vocabulary also has data from the Persian language. The method used in this study comprised reviewing Etimologiçeskiy slovar’ Tuvinskogo yazıka (Tom I-II-III-IV), Etimologiçeskiy slovar’ tyurkskih yazıkov (Tom II), Tolkovıy slovar’ Tuvinskogo yazıka (Tom I-II), and Tuvinsko-russkiy slovar’, which contain language data pertaining to Tuvinian vocabulary, as well as indexing words of Persian origin in these works. As a result of this literature review, 24 words of Persian origin were identified in the Tuvinian language. This study further investigated whether these identified words of Persian origin were borrowed directly or through mediating languages, if any. In consequence, it was found that these words entered the Tuvinian language in the following ways: (a) Persian >> Mongolian languages >> Tuvinian language; (b) Persian >> Russian >> Tuvinian language; (c) Persian >> Russian >> Altai language >> Tuvinian language; (d) Persian >> Turkic languages >> Russian >> Tuvinian language; and (e) Persian >> ? >> Tuvinian language.
Gustav John Ramstedt’in Seyyahlığı ve ”Doğuya Yedi Seyahati, 2019
Finlandiyalı dil bilimci Gustav John Ramstedt özellikle dil bilim çevrelerinde en belirgin tanım... more Finlandiyalı dil bilimci Gustav John Ramstedt özellikle dil bilim çevrelerinde
en belirgin tanımıyla Altayistiğin kurucusu, Altay dillerinin karşılaştırmalı gramerinin
yazarı ve Altay dilleri üzerine sözlük ve dil bilgisi kitaplarına imza atmış bir
bilim adamı olarak çok iyi bilinmesine rağmen onun seyyah yönü gölgede kalmıştır.
Gustav John Ramstedt, Fince Seitsemän retkeä itään “Doğuya Yedi Seyahat”
[Porvoo- Helsinki: Werner Söderström Osakeyhtıö. 1944, 244 sayfa, ilave olarak
da fotoğraf ve haritalar; ikinci baskısı 1953’te, üçüncü baskısı da 1961’de] adlı eserinde
1898-1912 yılları arasında “doğuya” yapmış olduğu yedi araştırma gezisinin
anılarını kaleme almıştır. Bu eser 1961 yılında İsveççe Sju resor i östern 1898-1912,
1978 yılında da İngilizce Seven Journeys Eastward adıyla basılmıştır. Ramstedt’in
bahsi geçen eserinden onun bilimsel çalışmalarını sadece teorik çerçevede yapmadığını
aynı zamanda araştırma gezileri vasıtasıyla uygulamalı olarak da sahada ziyaret
ettiği halkların dillerini ve kültürünü incelediğini, gözlemlediğini ve kaydettiğini
öğrenmekteyiz. Bu sebeple bu kitap, Türklük bilimi için de önemli eserler
arasındadır. Gustav John Ramstedt, inceleme gezilerinde yeni keşiflerde bulunmuş,
dil ve folklor malzemeleri toplamış ve seyahatleriyle ilgili derin gözlemlerini 52 fotoğrafla
eserinde tanıklamıştır. Bilhassa fotoğraflar o dönemin gündelik yaşamına,
giyim-kuşamına, ulaşım araçlarına, barınma ve mimari özelliklerine dair bize son
derece ilgi çekici bilgiler vermektedir.
Gustav John Ramstedt’in inceleme gezilerinin coğrafyası şu şekildedir:
1. 1898’de Çeremis ve daha sonra Sibirya bölgesine doğru seyahat [Kazan,
Sibirya’ya doğru, sınır].
2. 1898’de Moğolistan’a seyahat [Urga’ya doğru, Urga’da, 1899 yazı, 1900
ikinci kış, geniş stepler, çekişmenin (/çatışmanın) sesleri, Troitskosavsk’ta, Finlandiya’ya
geri dönüş].
3. Kalmuk sahasına doğru seyahat.
4. 1903’te Büyük Moğolların izleri üzerinde.
5. 1905’te Doğu Türkistan’a seyahat.
6. 1909’da Moğolistan’a seyahat.
7. 1912’de Moğolistan’a seyahat.
Bu bildirinin amacı, on dört yıllık (1898-1912) bir süre içerisinde farklı yerlere
olduğu gibi aynı yerlere de birden fazla inceleme gezisinde bulunan Gustav John
Ramstedt’in gerçekte kim olduğu, daha sonra ise bir seyyah olarak karakterini ortaya
koymak; ikinci olarak da Ramstedt’in doğuya yaptığı yedi seyahatini “din” ve
“dil” başlıkları adı altında irdelemektir.
Also known as the first official Genealogy history of the Kyrgyz Turks, Osmonaalı Sıdık Uulu’s th... more Also known as the first official Genealogy history of the Kyrgyz Turks, Osmonaalı Sıdık Uulu’s the first printed work in Arabic script, Muhtasar Tarih-i Kırgıziya (Ufa, 1913)’s detailed index (general index, names index, place names index) and facsimile will be examined in this study. In index it is tired to determine to express the borrow words as much as identified.
Hiperbol (Abartı / Mübalağa) söylemde en genel ifadeyle bir şeyi olduğundan daha iyi, daha çarpıc... more Hiperbol (Abartı / Mübalağa) söylemde en genel ifadeyle bir şeyi olduğundan daha iyi, daha çarpıcı bir şekilde konuşma veya yazmanın yolu olarak tanımlanabilir. Bu çalışmada öncelikle hiperbol kavramı ve kavramın alanyazındaki farklı biçimleri hakkında bilgi verilmiş, kavramın Batı’da hem teorik ve edebî bağlamlarda hem de derlem tabanlı çalışmalar üzerinde kullanımının teorik boyutları tanıtılmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda elde edilen veriler çerçevesinde Tuva kahramanlık destanları analiz edilmiştir. Araştırma nesnesi olarak seçilen Tuva kahramanlık destanlarına ait bir derlem mevcut olmadığı için Türkiye Türkçesine aktarılmış olan Ergun - Aça (2004), Tıva Kahramanlık Destanları I; Ergun - Aça (2005), Tıva Kahramanlık Destanları II; Arıkoğlu - Borbaanay (2007), Tuva Destanları; Arçın (2014), Tuva Destanları 2: Haan-Tögüldür metinlerinden örnekleme yöntemi ile veri toplanmıştır. Bu açıdan çalışmada nitel bir yöntem uygulanmıştır. Çalışmada, Batı’daki hiperbol yaklaşımlarının modellemelerine alternatif olarak Türkçenin yapısına uygun bir model önerilmektedir. Sonuç olarak, hiperboller Tuva Türkçesi destan metinlerindeki verilere göre Türkçenin genel yapısına uygun bir biçimde varyasyonları ile ortaya konulmuş ve 4 başlık adı altında örneklendirilmiştir: 1. Nesnel Hiperboller 2. Nicel Hiperboller 3. Nitel Hiperboller 4. Belirteç Hiperboller.
Bu çalışmanın amacı, Web of Science (WoS) veri tabanında "Türk dilleri" üzerine yapılan akademik ... more Bu çalışmanın amacı, Web of Science (WoS) veri tabanında "Türk dilleri" üzerine yapılan akademik yayınların bibliyometrik değişkeler açısından tetkik edilmesidir. Araştırmada, nitel bir yöntem kullanılmıştır. Çalışmanın verileri, Clarivate Analytics şirketine ait Web of Science (WoS) veri tabanından çekilmiştir. Tespit edilen veriler, R Studio'nun Biblioshiny paketi aracılığıyla analiz edilmiş ve görselleştirilmiştir. Sonuç olarak 1980-2022 zaman evresinde yayımlanmış 50 çalışma değerlendirilmiştir. Bu yayınların 38'inin makale, 6'sının kitap bölümü, 1'inin editöryal çalışma ve 5'inin de bildiri olduğu belirlenmiştir. Söz konusu yayınların 59 araştırmacı tarafından üretildiği ve bu yazarlardan 26'sının tek yazarlı olarak çalışmalarını yayımladığı, 29'unun çalışmalarını çok yazarlı olarak hazırladığı tanıklanmıştır.
Huun-Huur-Tu (Хуун-Хуур-Ту in Russian) is a Tuvan music group that performs throat singing in the... more Huun-Huur-Tu (Хуун-Хуур-Ту in Russian) is a Tuvan music group that performs throat singing in their own musical style, mostly using traditional Tuvan instruments. They sing Tuvan folk songs in particular that focus on the panorama and sounds of the geography in which they live. This study will analyze the lexical and contextual meanings of three songs from Huun-Huur-Tu's second album, The Orphan's Lament (1994). Semantics are known to involve two types of meaning: lexical and contextual. Lexical meaning refers to the meaning of a word as it appears in the dictionary and contrasts contextual meaning. Because one can find both lexical and contextual meanings in all literary works, this study will elaborate on a semantic analysis of the lyrics contained in Huun-Huur-Tu's second album. The research questions address the lexical and contextual meanings attributed to Huun-Huur-Tu songs. The study's limitation is the narrowness of its scope due to the band's album containing instrumental songs. This study has adopted a descriptive qualitative method for analyzing and interpreting the lyrics of Huun-Huur-Tu's songs "Prayer", "İrik Çuduk" and "Ancestors" from their second album as the objects of the research. The study results reveals and explains the lexical and contextual meanings found in Huun-Huur-Tu's songs.
Doktora tezi olarak hazırladığımız bu çalışma Altay dilleri olarak tasavvur edilen Moğolca, Tungu... more Doktora tezi olarak hazırladığımız bu çalışma Altay dilleri olarak tasavvur edilen Moğolca, Tunguzca (Mançu-Tunguzca), Korece, Japoncadaki ve tarihî Türk lehçeleri ile çağdaş Sibirya Türk lehçelerindeki zamirleri konu edinmektedir. Çalışmamız; “Giriş”, “Altay Dillerinde Zamirler”, “Proto-Türkçede ve Tarihî Türk Lehçelerinde Zamirler” ve “Çağdaş Sibirya Türk Lehçelerinde Zamirler” olmak üzere 4 ana bölümden oluşmaktadır. Elinizdeki çalışmanın “Giriş” bölümünde zamir konusu üzerine Altay dillerinde, tarihî ve çağdaş Türk lehçelerinde yapılan incelemeler (karşılaştırmalı dil bilgisi kitapları, monografiler, makaleler vb.) tanıtılmış ve bu incelemelerin mahiyetleri genel hatlarıyla değerlendirilmiştir. “Altay Dillerinde Zamirler” bölümünde, Moğolca, Tunguzca (Mançu-Tunguzca), Korece ve Japoncadaki kişi, işaret, soru, dönüşlülük ve belirsizlik zamirleri tetkik edilmiştir. Bu bölümün sonunda Altay dillerindeki zamirlerin genel bir değerlendirilmesi yapılmıştır. “Proto-Türkçede ve Tarihî T...
Tuva Türkçesinde At Donları , 2022
At donu, atın kılının rengi olarak tanımlanır. Bu terim, yani at donu dilin söz varlığı içerisind... more At donu, atın kılının rengi olarak tanımlanır. Bu terim, yani at donu dilin söz varlığı
içerisinde sınırlı bir alanda karşımıza çıkmasına rağmen herhangi bir toplumun yaşam
biçiminin niteliğinin göstergesi olması yönünden ayırt edicidir. Bu durum yakın
zamana kadar yaşam biçimi konargöçerlik mahiyetinde olan bir toplum olan Tuvaların
söz varlığı incelendiğinde de karşımıza çıkmaktadır. Tuva Türkçesindeki at donlarıyla
ilgili söz varlığı dikkat çekici bir biçimde işlek ve kapsamlıdır. Bu vaziyetin meydana
gelmesinde atın günümüzde bile Tuva toplumunda canlı bir yerinin olmasıyla ilişkisi
olduğu gibi tarihsel ve kültürel sürekliliğin de etkisi göz ardı edilemez. Bu nedenle
bu çalışmada Tuva Türkçesindeki at donu adlarının görünümü art ve eş zamanlı bir
bakış açısıyla incelenecektir. Tespit edilen 18 ana madde ve ana maddelerin altında
alt maddelerde Tuva Türkçesine mahsus at donları tetkik edilecektir. Söz konusu
inceleme aşamasında alıntı olduğu tespit edilen sözcükbirimler de tanıtılmaya
çalışılacaktır. Çalışmanın nesnesi Tuva Türkçesindeki at donu adları olacağı için
bu incelemede nitel bir yöntem kullanılacaktır. Sonuç olarak tespit edilen at donu
adlarının anlamları ve yapısı ortaya konulacaktır. Böylece bu çalışma aracılığıyla
anlamsal olarak tahlil edilen at donu adlarının tanımlanmasındaki ayırıcı noktalar
ve yapısal olarak incelenen at donlarının biçim özellikleri Tuva Türkçesi malzemesi
üzerinden işlenmiş olacaktır.
Bu calismada Kirgiz Turklerinin ilk resmi secere tarihi olarak bilinen Osmonaali Sidik Uulu (Osma... more Bu calismada Kirgiz Turklerinin ilk resmi secere tarihi olarak bilinen Osmonaali Sidik Uulu (Osman Ali Sidikoglu)’nun Muhtasar Tarih-i Kirgiziya (Ufa, 1913) adli Arap harfli ilk matbu eserinin ayrintili dizini (genel dizin, ozel isimler dizini, yer isimleri dizini) ve tipkibasimi okuyucularin istifadesine sunulmustur. Dizinde kelimelerin birden fazla anlami bulunuyorsa bunlar numaralandirilarak siralanmistir. Ayrica alinti kelimelerin hangi dile ait olduklari tespit edilebildigi olcude gosterilmeye calisilmistir.
ÖZETHaan-Tögüldür destanı Tuva Türklerinin tarihini, inaçlarını, kültürünü ve dilini yansıtan öne... more ÖZETHaan-Tögüldür destanı Tuva Türklerinin tarihini, inaçlarını, kültürünü ve dilini yansıtan önemli bir eserdir. Bu çalışma, Türk halkları arasında Türkiye’de az bilinen ve coğrafya olarak bizden çok uzak Tuvalıların bir destanını ve bu destandan hareketle ayrıntılı bir dil incelemesini (giriş-metin-çeviri-dizin)içermektedir. Bu destanın kayda geçirilmiş tek nüshası bulunmaktadır.“Önsöz”, “Transkripsiyon Alfabesi”, “Kısaltmalar ve İşaretler”den sonra yer alan “Giriş” bölümünde Tuvalar ve Tuva Türkçesinin edebî dilinin kısa tarihçesi ve Tuvacanın ağızları ele alınmıştır. “Gramer İncelemesi” adlı bölüm sırasıyla Ses Bilgisi, Şekil Bilgisi, İsim Çekimi, Ad Soylu Sözcükler; Fiil, Fiil Çekimi, Fiillerin Birleşik Çekimleri, Yardımcı Fiiller, Fiilimsiler başlıklarını taşımaktadır. “Gramer İncelemesi” bölümünden sonra “Metin” ve “Çeviri” bölümü gelmektedir. Tuva Türkçesinden Türkiye Türkçesine aktarmada, metnin akıcı ve kolay anlaşılır olmasına, bunun yanı sıra, asıl metne bağlı kalmaya öz...
Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 2022
Her dilin söz varlığında mevcut bulunan alıntı sözcükler dil toplulukları arasındaki çeşitli etki... more Her dilin söz varlığında mevcut bulunan alıntı sözcükler dil toplulukları arasındaki çeşitli etkileşimlerin sonucudur. Dil toplulukları arasındaki dil içi veya dil dışı ilişkiler, alıcı dil ve verici dil bağlantısının kurulmasına neden olur. Alıcı ve verici dil ilişkileri bazen doğrudan iki dil arasında tesis olurken bazen de iki dilin arasında başka bir aracı dilin vasıtasıyla teşekkül etmektedir. Bu açıdan çalışmamızda, Sibirya Grubu Türk lehçelerinden Tuva Türkçesindeki Arapça alıntı sözcüklerin durumu incelenecektir. İnceleme yapılırken araştırma nesnesi olarak Tuva Türkçesindeki ESTY-I, ESTY-II, ESTY-III, ESTY-IV, TSTY-I, TSTY-II, TuvRS, TW adlı eserlerden taranan ve Arapça olduğu tespit edilen sözcükler Tuva Türkçesine doğrudan giren alıntılar veya bir ya da daha fazla aracı dil vasıtasıyla giren alıntılar olarak tahlil edilecektir. Araştırma nesnesi olarak Tuva Türkçesindeki Arapça alıntı sözcükler analiz edilip yorumlanacağından bu çalışmada tanımlayıcı nitel bir yöntem kullanılmıştır. Tarama neticesinde Tuva Türkçesinde Arapça kökenli 12 sözcük tespit edilmiştir. Sonuç olarak bu sözcüklerin Tuva Türkçesine giriş şekillerinin (I) Arapça >> Moğolca (Moğol dilleri) >> Tuva Türkçesi; (II) Arapça >> Rusça >> Tuva Türkçesi; (III) Arapça >> Türk lehçeleri (?) >> Tuva Türkçesi; (IV) Arapça >> ? >> Tuva Türkçesi biçiminde olduğu görüşüne ulaşılmıştır.
In the vocabulary of every language, words borrowed from other languages result from various interactions between linguistic communities. Intra-linguistic or extra-linguistic relations between such communities lead to a connection between the borrowing and the lending language. Indeed, relations between these two languages are sometimes directly established, and sometimes by an intermediary language between the borrowing and the lending language. In this regard, this study will explore Arabic words in Tuvinian language, a Siberian Group Turkish dialect. The research object of the study will consist of a detailed analysis of Arabic words in Tuvinian language borrowed directly or by means of an intermediary language. These words are scanned through in the following works: ESTY-I, ESTY-II, ESTY-III, ESTY-IV, TSTY-I, TSTY-II, TuvRS and TW. The study benefits from a descriptive qualitative method since Arabic words in Tuvinian language will be analyzed and interpreted as the research object. As a result of the review, 12 Arabic words were found in Tuvinian language. Conclusively, it was found that the way these words entered Tuvinian language were as follows: (I) Arabic >> Mongolian (Mongolian languages) >> Tuvinian language; (II) Arabic >> Russian >> Tuvinian language; (III) Arabic >> Turkish dialects (?) >> Tuvinian language; (IV) Arabic>> ? >> Tuvinian language.
Yunus Emre, tarihî ve menkıbevî kimliği ile iç içe geçmiş bir erendir. Tarihî kimliği ile muhteme... more Yunus Emre, tarihî ve menkıbevî kimliği ile iç içe geçmiş bir erendir. Tarihî kimliği ile muhtemelen 13. yüzyılın ikinci yarısı ile 14. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşadığı düşünülen mutasavvıf bir Türk şairidir. Eski Oğuzcanın ilk temsilcilerinden sayılan Yunus Emre’nin eş’arı bugüne kadar kendi dönemine ait bir nüshada belgelenememiştir. Ancak sonraki asırlarda kaydedilen metinlerde ona ait şiirler tespit edilmiştir. Bu metinler, barındırdığı eskicil dil izleri ve sözvarlığı örnekleri açısından özel bir öneme sahiptir.
Yunus Emre’nin sözü, asırları aşıp gelen bir niteliğe sahip olduğundan onun şiirleri birçok dile çevrilmiştir. Bununla ilgili olarak elimizdeki bilgilere göre en eski Yunus Emre şiiri çevirisi, 1480 yılında Gotik harfleriyle Urach’ta La- tinceye çevrilen iki manzumedir. Bu kayıttan sonra da birçok Yunus Emre şiiri başka dillere çevrilmiştir. Bu konudaki literatür hem tarihî hem de çağdaş zamanlar açısından zengin malzeme sunmaktadır.
Bu çalışmada. Yunus Emre şiirlerinin Çağdaş Türk Dünyası edebiyatlarına yansıması ele alınmıştır. Öncelikle SSCB zamanında Rusçaya çevrilen Yunus Emre şiirleri ile ilgili çalışmalar (kitap bölümü veya müstakil kitaplar) söz konusu edilmiştir. Elimizdeki bilgilere göre SSCB döneminde, 1982 yılında Azerbaycan Türkçesine aktarılan bir çalışmadaki şiirler hariç, Türk lehçelerine Yunus Emre şiirleri ancak Rusça aracılığıyla ulaşmıştır. Akabinde SSCB sonrasında Türk lehçelerine aktarılan Yunus Emre şiirleri ile ilgili çalışmalar (kitap bölümü veya müstakil kitaplar) tanıtılmıştır. Bu çalışmaların, kronolojik olarak Türkiye Türkçesinden (veya Türkiye Türkçesinin tarihî döneminden) Azerbaycan, Türkmen, Kırgız ve Kazak Türkçesine olduğu ve ayrıca söz konusu lehçelerin konuşulduğu topraklarda bu aktan eserlerin basıldığı tespit edilmiştir. Öte yandan, Yunus Emre şiirlerini tanıtmak maksadıyla Türkiye merkezli hazırlanan çalışmalar da yazımızın kapsamında ele alınmıştır. Bu çalışmalarda, Yunus Emre şiirleri Azerbaycan, Başkurt, Çağdaş Uygur, Kazak, Kırgız, Kınm Tatar, Özbek, Tatar ve Türkmen Türkçelerine aktarılmıştır. Son olarak çalışmamızda, çevirisi ve aktarımı yapılan çalışmalar, yan metin (veya metin dışı) bilgileri açısından değerlendirilmiştir.
Anahtar kelimeler: Yunus Emre, Aktarma, Çağdaş Türk Dünyası Edebiyatları, Çağdaş Türk Lehçeleri.
Abstract
Yunus Emre was a sagacious figüre with historic and epic characteristics intertvvined in his identity. According to his historic identity, he was a Sufi Tur- kish poet believed to possibly have lived between the second quarter of the 13th and the first quarter of the 14th centuries. Yunus Emre is considered one of the first representatives of ancient Oghuz language. Yet, his poetry had not been documented in any copy during his period. Nevertheless, his poems were iden- tified in texts recorded in the following centuries. These texts are of particular importance in terms of ancient language traces and examples of vocabulary.
Since Yunus Emre’s words are so influential that they have been passing from generation to generation for centuries, and his poems have been transla- ted into many languages. According to existing data, the oldest translation of Yunus Emre’s words was two poems translated into Latin in Urach with Go- thic letters in 1480. After this historical record, many other Yunus Emre poems were translated into other languages. The literatüre on this subject offers many materials both from history and contemporary times.
This study investigates the reflection of Yunus Emre’s poems on the Contemporary Turkish World literatures, particularly analyzing studies on Yunus Emre’s poems translated into Russian during the USSR period (book chapters or entire books). According to existing data, during the USSR period, Yunus Emre poems reached Turkish dialects only through Russian, except for poems in a work translated to Azerbaijani Turkish in 1982. After the USSR period, on the other hand, history witnessed studies (book chapters or entire books) on Yunus Emre’s poems translated into Turkish dialects. It is determined that these studies were translated from Turkey Turkish (or from the historical period of the Turkish language of Turkey) into Azerbaijani, Türkmen, Kyrgyz and Kazakh Turkish chronologically and that these translated works were printed in the lands where the dialects in question were spoken. Furthermore, this ar- ticle also discusses studies conducted in Turkey to promote the poems of Yunus Emre. In these studies, Yunus Emre’s poems were translated into Azerbaijani, Bashkir, Contemporary Uyghur, Kazakh, Kyrgyz, Crimean Tatar, Uzbek, Tatar and Türkmen Turkish dialects. Finally, this study assesses translated and conveyed texts in terms of their para text (or extratextual) information.
Keywords: Yunus Emre, Translation, Contemporary Turkish World Lite- ratures, Contemporary Turkish Dialects.
Tuva Türkçesindeki Farsça Alıntılar Üzerine Notlar, 2021
Languages interact with each other for cultural, economic, political, social, and religious reaso... more Languages interact with each other for cultural, economic, political, social, and religious reasons, among others. Although the direction of this exchange is mostly from the dominant culture to the sub-culture, a reverse exchange also happens. Language has the power to influence various communities regardless of the perception of a near or distant space because it is a means of communication. In this vein, it is known that there are borrowed words in the vocabularies of both extinct and living spoken and written languages in the world. It is clearly seen in vocabulary analyses that no language is free of borrowed words — that is, a pure language. From this perspective, there can be interaction relations between languages X and Y, for example, and this interaction can be established through language Z or other languages. Within this framework, this study aims to analyze words in Tuvinian — related to the Siberian group of Turkic languages — borrowed from Persian. Although the existence of words borrowed from Persian in Turkic languages is known, it is rather remarkable that Tuvinian vocabulary also has data from the Persian language. The method used in this study comprised reviewing Etimologiçeskiy slovar’ Tuvinskogo yazıka (Tom I-II-III-IV), Etimologiçeskiy slovar’ tyurkskih yazıkov (Tom II), Tolkovıy slovar’ Tuvinskogo yazıka (Tom I-II), and Tuvinsko-russkiy slovar’, which contain language data pertaining to Tuvinian vocabulary, as well as indexing words of Persian origin in these works. As a result of this literature review, 24 words of Persian origin were identified in the Tuvinian language. This study further investigated whether these identified words of Persian origin were borrowed directly or through mediating languages, if any. In consequence, it was found that these words entered the Tuvinian language in the following ways: (a) Persian >> Mongolian languages >> Tuvinian language; (b) Persian >> Russian >> Tuvinian language; (c) Persian >> Russian >> Altai language >> Tuvinian language; (d) Persian >> Turkic languages >> Russian >> Tuvinian language; and (e) Persian >> ? >> Tuvinian language.
Gustav John Ramstedt’in Seyyahlığı ve ”Doğuya Yedi Seyahati, 2019
Finlandiyalı dil bilimci Gustav John Ramstedt özellikle dil bilim çevrelerinde en belirgin tanım... more Finlandiyalı dil bilimci Gustav John Ramstedt özellikle dil bilim çevrelerinde
en belirgin tanımıyla Altayistiğin kurucusu, Altay dillerinin karşılaştırmalı gramerinin
yazarı ve Altay dilleri üzerine sözlük ve dil bilgisi kitaplarına imza atmış bir
bilim adamı olarak çok iyi bilinmesine rağmen onun seyyah yönü gölgede kalmıştır.
Gustav John Ramstedt, Fince Seitsemän retkeä itään “Doğuya Yedi Seyahat”
[Porvoo- Helsinki: Werner Söderström Osakeyhtıö. 1944, 244 sayfa, ilave olarak
da fotoğraf ve haritalar; ikinci baskısı 1953’te, üçüncü baskısı da 1961’de] adlı eserinde
1898-1912 yılları arasında “doğuya” yapmış olduğu yedi araştırma gezisinin
anılarını kaleme almıştır. Bu eser 1961 yılında İsveççe Sju resor i östern 1898-1912,
1978 yılında da İngilizce Seven Journeys Eastward adıyla basılmıştır. Ramstedt’in
bahsi geçen eserinden onun bilimsel çalışmalarını sadece teorik çerçevede yapmadığını
aynı zamanda araştırma gezileri vasıtasıyla uygulamalı olarak da sahada ziyaret
ettiği halkların dillerini ve kültürünü incelediğini, gözlemlediğini ve kaydettiğini
öğrenmekteyiz. Bu sebeple bu kitap, Türklük bilimi için de önemli eserler
arasındadır. Gustav John Ramstedt, inceleme gezilerinde yeni keşiflerde bulunmuş,
dil ve folklor malzemeleri toplamış ve seyahatleriyle ilgili derin gözlemlerini 52 fotoğrafla
eserinde tanıklamıştır. Bilhassa fotoğraflar o dönemin gündelik yaşamına,
giyim-kuşamına, ulaşım araçlarına, barınma ve mimari özelliklerine dair bize son
derece ilgi çekici bilgiler vermektedir.
Gustav John Ramstedt’in inceleme gezilerinin coğrafyası şu şekildedir:
1. 1898’de Çeremis ve daha sonra Sibirya bölgesine doğru seyahat [Kazan,
Sibirya’ya doğru, sınır].
2. 1898’de Moğolistan’a seyahat [Urga’ya doğru, Urga’da, 1899 yazı, 1900
ikinci kış, geniş stepler, çekişmenin (/çatışmanın) sesleri, Troitskosavsk’ta, Finlandiya’ya
geri dönüş].
3. Kalmuk sahasına doğru seyahat.
4. 1903’te Büyük Moğolların izleri üzerinde.
5. 1905’te Doğu Türkistan’a seyahat.
6. 1909’da Moğolistan’a seyahat.
7. 1912’de Moğolistan’a seyahat.
Bu bildirinin amacı, on dört yıllık (1898-1912) bir süre içerisinde farklı yerlere
olduğu gibi aynı yerlere de birden fazla inceleme gezisinde bulunan Gustav John
Ramstedt’in gerçekte kim olduğu, daha sonra ise bir seyyah olarak karakterini ortaya
koymak; ikinci olarak da Ramstedt’in doğuya yaptığı yedi seyahatini “din” ve
“dil” başlıkları adı altında irdelemektir.
Also known as the first official Genealogy history of the Kyrgyz Turks, Osmonaalı Sıdık Uulu’s th... more Also known as the first official Genealogy history of the Kyrgyz Turks, Osmonaalı Sıdık Uulu’s the first printed work in Arabic script, Muhtasar Tarih-i Kırgıziya (Ufa, 1913)’s detailed index (general index, names index, place names index) and facsimile will be examined in this study. In index it is tired to determine to express the borrow words as much as identified.
Prof. Dr. Mustafa ARSLAN Armağanı , 2023
Flora Rossica’daki Sibirya Tatar Türkçesine ait veriler bu çalışmada incelenmiştir.
Çağdaş Sibirya Türk Lehçelerinde Zamirler, 2021
Bu çalışmada Sibirya Türk lehçelerinin söz varlığında yer alan "vasiyet" anlamına gelen sözcükler... more Bu çalışmada Sibirya Türk lehçelerinin söz varlığında yer alan "vasiyet" anlamına gelen sözcükler, tespit edilebildiği ölçüde tarihî Türk lehçelerindeki görünümleri ve köken bilgisi açıklamaları ile değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Kahve, yanında bir lokum ve bir bardak su ile ikram edilir. Kahve Yanında Bir Lokum kitabında kah... more Kahve, yanında bir lokum ve bir bardak su ile ikram edilir. Kahve Yanında Bir Lokum kitabında kahvenin pişirildiği cezve ve ibrik çeşitleri, kahvenin sunulduğu tepsi çeşitleri, lokum çeşitleri, lokumun yapılışı ve ustaları, klasik şiirde şeker ve şekerlemeye yapılan atıflar ele alınmaktadır. Kahve etrafında oluşmuş bilmeceler, kahvenin kültürümüzün derin yapısına girdiğini gösterir. Lokumlu ninniler ve türküler de aynı şekilde lokumun kültürümüzdeki yerleşik varlığına işaret eder.
Türk Kahvesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Genel Müdürlüğü’nün girişimi ve Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği’nin çalışmaları neticesinde 2013’te Unesco’nun kültürel miras listesine girdi. Lokumun da Türkiye’ye ait bir kültür mirası olarak Unesco’nun kültürel miras listesine alınmasını diliyoruz. Elinizdeki kitabı bu düşüncelerle hazırlamış bulunuyoruz.
ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ENSTİTÜSÜ, I. ULUSLARARASI TÜRKİYAT KONGRESİ I. INTERNATIONAL TURKOLOGY CONGRESS 8- 10 Haziran 2022- June 8-10, 2022
Kitâb-ı Mukaddes, Eski Ahit ve Yeni Ahit'i kapsayan Hristiyanların kutsal kitabının adıdır. Kitâb... more Kitâb-ı Mukaddes, Eski Ahit ve Yeni Ahit'i kapsayan Hristiyanların kutsal kitabının adıdır. Kitâb-ı Mukaddes bugün dünya üzerinde en çok dile tercüme edilen kitap olarak bilinmektedir. Öyle ki 2022 yılının Ocak ayı verilerine göre Kitâb-ı Mukaddes'in veya bazı bölümlerinin tercüme edildiği dil sayısı 3.524'e (719 dilde tam tercüme, 1.593 dilde Yeni Ahit tercümesi ve 1.212 dilde kısmi tercümeler) ulaşmıştır. Kitâb-ı Mukaddes veya diğer inanç sistemlerine ait kutsal kitaplar sadece ilahiyat çalışmaları açısından değil aynı zamanda filoloji araştırmaları için de önem arz etmektedir. Bu bağlamda kutsal metinleri anlama, yorumlama ve başka dillere tercüme etme faaliyetlerinin hem doğu hem de batı literatüründe dil / dil bilgisi çalışmalarının ilk uygulama alanı olduğu bilinen bir gerçektir. Farklı inançlara ait kutsal metinler çeşitli dönemlerde başka halklara ulaşmak amacıyla tercüme edilmiştir. Bu çalışmamızda, 2011 yılının Mart'ında Moskova'da Kitâb-ı Mukaddes Tercüme Enstitüsü [Институт Перевода Библии] yayınları arasından çıkan ve Tuva Türkçesine tercüme edilen Kitâb-ı Mukaddes [Ыдыктыг Библия] adlı eser öncelikle tanıtılmaya çalışılacaktır. Söz konusu eserin tanıtımına geçmeden önce tercümeyi yaptıran enstitünün yapısı hakkında bilgi verilecek, daha sonra bu enstitünün yayın politikası ve özellikle de tercüme aşamasında metin seçiminden, tercümede nasıl bir yöntem izlendiğine kadar söz konusu hususlar belirtilmeye çalışılacaktır. Kitâb-ı Mukaddes Tercüme Enstitüsü tarafından basılan söz konusu eser Tuva Türkçesine kazandırılan ilk Kitâb-ı Mukaddes tercümesidir. Bilindiği gibi Tuvaların geleneksel inançları Şamanizm olmakla birlikte onlar Tibet Budizm'i olarak da adlandırılan Lamaist Budizm'e inanmaktadırlar. Bu hususla ilişkili olarak aslında vurgulanması gereken bahsi geçen iki inanç sisteminin terkibinden oluşan dinî inanışlarında İbrahimî dinler olarak bilinen Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet'in bir etki alanının olmadığı gerçeğidir. Bilhassa tarihleri boyunca da İbrahimî dinlerin etkinlik gösterdiği ve bu dinlerin yayılım alanlarının dışında bulunan Tuvalar ve onların dilinde Kitâb-ı Mukaddes tercümesinin görünümü bu çalışmada araştırma nesnesi olarak incelenecektir. Bu inceleme esnasında bazı dinî terimlerin Tuva Türkçesine tercümesi aşamasında nasıl bir yöntem izlendiği ayrıca sorgulanmaya çalışılacaktır.
The Holy Bible is the name of the holy book of Christians, covering the Old Testament and the New Testament. The Holy Bible is known today as the most widely translated book in the world. Indeed, according to the data of 2021, the number of languages in which the Bible or some parts of it have been translated has reached 3,435 (full translations in 704 languages, New Testament translations in 1,571 languages and partial translations in 1,160 languages).
The Holy Bible or other holy books of religious systems are important not only for theological studies, but also for philological research. In this context, it is a well-known fact that the activities of understanding, interpreting and translating sacred texts into other languages are the first field of application of language/grammar studies in both Eastern and Western literature. Sacred texts belonging to different faiths have been translated in various periods in order to reach other peoples.
This study primarily aims to introduce the Holy Bible [Ыдыктыг Библия] published by the Institute of Bible Translation [Институт Перевода Библии] in Moscow in March 2011 and translated into Tuvinian Turkish. Before proceeding to the presentation of the work in question, information will be given about the structure of the institute that commissioned the translation, followed by underpinning the publication policy of this institute, and in particular, the selection of the text during the translation phase and the method of translation.
The work in question, published by the Institute of Bible Translation, is the first translation of the Holy Bible into Tuvinian Turkish. As is known, the traditional beliefs of Tuvinians are Shamanism, yet they believe in Lamaist Buddhism, also called Tibetan Buddhism. In this context, it should actually be emphasized that there is no area of influence of Judaism, Christianity and Islam – known as Abrahamic religions – on the composition of the two mentioned belief systems. In particular, the research object of this study is Tuvinians, who had been outside the sphere of influence by the Abrahamic religions throughout history and the appearance of the translation of the Holy Bible in their language. This review will also strive to question how some religious terms are translated into Tuvinian Turkish and what method is followed.
Bitig Türkoloji Araştırmaları Dergisi, Bahar 2022 / 1: 139-141., 2022
Burak Solmaz - ARÇIN, Salih Mehmet (2021), Çağdaş Sibirya Türk Lehçelerinde Zamirler, Türk Dil Ku... more Burak Solmaz - ARÇIN, Salih Mehmet (2021), Çağdaş Sibirya Türk Lehçelerinde Zamirler, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 428 s.
Tehlikedeki Diller Dergisi, 2022