Tamer Kütükçü | Sabanci University (original) (raw)

Books by Tamer Kütükçü

Tek Renk Olmaya Çalışan Gökkuşağı: Erken Cumhuriyet Döneminde Roman, 2024

Cumhuriyet dönemi romanına genel bakış ve dönemin belli başlı eserlerinin narratolojik incelemesi

1970 Sonrası Kadın Romanclığı, 2021

Bu çalışma, edebiyatın içinde işte bu “kadına” / “kadın yazarlara” / “kadın metnine” içkin, bir e... more Bu çalışma, edebiyatın içinde işte bu “kadına” / “kadın yazarlara” / “kadın metnine” içkin, bir erkek yazarın anlatısında bu biçimiyle (sahihliğiyle, içselliğiyle, derinliğiyle, ya da özgü[n]lüğüyle) var olmasının pek de kolay olmadığı, bu bağlamda bir kadın yazarın “evreninden beslendiği” aşikâr ve bunun imkânlarına açık anlatı dilimlerini kovuşturmaktadır. Bu noktada okurlardan ricam, incelemeyi “erkek yazını” – “kadın yazını” diyalektiğinden tamamen izole olarak okumaları, (içinde muhalefet eden kimi noktaları barındırsa da) kadın yazınını erkek yazınına muhalif biçimde ortaya çıkmış bir “eylem” olarak almamaları, bu bağlamda kadın yazınını “yeni bir tür edebiyat/yazın” olarak nitelendirmeye çalışmamaları; tüm bu karşıtlıklar paradigmasının dışında kalarak, –kadının kendi yaşamsal evreni ve bu evrene içkin duyarlılıkları, öncelikleri zemininde- edebiyatın içinde hangi yeni imkân ve alanların tezahür ettiğini gözlemlemek gayesine yoğunlaşarak okumalarını yapmalarıdır. Meseleye bu cihetle bakıldığı zaman, ayrı, izole, tamamen yeni bir tür olarak kadın yazınından söz edilemeyecekse bile, bünyesinde özgün duyarlılıkları ve öncelikleri barındıran bir “kadın metninden”, bu bağlamda anlatıların içinde tecessüm eden “kadına içkin alanlardan” söz etmenin mümkünatı, hatta tartışılmazlığı, öyle sanıyorum, herkesin malumu olacaktır.

Tamer KüTüKçü, Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde öğrenim gördü. Edebiyat eğ... more Tamer KüTüKçü, Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde öğrenim gördü. Edebiyat eğitiminin yanı sıra, lise yıllarında Bakırköylü eski ses sanatkârlarından Figen Haceroğlu'dan repertuar, fakülte yıllarında ise müzikolog-besteci Gönül Paçacı'dan Türk müziği tarihi ve sosyolojisi dersleri aldı. Türk edebiyatı ile musikisi ilgi alanlarının başlıcalarını oluştururken, her iki alanda da kayda değer ölçüde (2017 itibariyle sayıları 100'ü aşan) neşriyata imza attı, pek çoğu hikâye ve makale alanında olmak kaydıyla kimi ödüller aldı. Halen Sabancı Üniversitesi'ndeki öğretim görevliliğini ve yanı sıra akademik çalışmalarını sürdürmektedir. Yazarın Ötüken Neşriyat yayınları arasında çıkan diğer kitapları: Radyoculuk Geleneğimiz ve Türk Musikisi [musiki-inceleme] (2012) Geçmiş Zamanların, Mekânların ve Hatırlamaların Rafında: Kadıköy'ün Kitabı [şehir tarihi-hatırat] (2014) İş Dünyası İletişim Rehberi: İş Hayatının Farklı Alanlarında Dili Etkili Kullanma Stratejileri [iletişim-dil] (2015)

Papers by Tamer Kütükçü

Fuzuli Sempozyum Bildirileri: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, 2024

görmek mümkündür.. Bu etkilenme, sadece günümüzde değil daha önceki yüzyıllarda da bölge şairleri... more görmek mümkündür.. Bu etkilenme, sadece günümüzde değil daha önceki yüzyıllarda da bölge şairlerinde görülmüştür. Fuzfıli'nin tesirine ilk örneklerden birisi Babarahim Meşreb' dir: (Fidancı 1994:509). Meşreb, Özbek Türkleri arasında çok sevilen bir şairdir. Şiirleri gerek klasik müzik ve gerekse de halk müziği tarzında bestelenerek okunmaktadır. Hayatı menkıbelerle örülü halde halk arasında anlatılan Meşreb 'deki Fuzûlî'nin tesiri için aşağıdaki şiirinde görmek mümkündür. Fuzûlî: Vay yüz min vay kim dildardan ayrılınışam Fitne-çeşm ü sahir-i htmhardan ayrılmışarn Bülbül-i şürideyem gülzardan ayrılınışam Kimse bilmez kim ne nisbet yardan ayrılınışam Bir kadi şimşad ü gül-ruhsardan ayrılınışam Meşreb: Ey müsülmanlar netey, men yardın ayrılmışam. Fitne çeşm u şôh-i xuş reftardın ayrılmışarn Bülbül-i şôridemen, gülzardın ayrılmışarn Qaşları ya közleri xunxardın ayrılmışarn Bir peri tal'at, şekergüftardın ayrılmışarn (Meşerf 1980:352). Son devir klasik Özbek Türk şiirinin önde gelen kadın şairlerinizden Uveysi' de de Fuzûlî 'nin büyük tesirleri açık bir şekilde görülmektedir. Şair Fuzûlî 'nin hem şiirlerine nazire hem de gazellerine tahmisler yazmıştır. Fuzûlî 'ye naziresi: Yar, men' etme beni Mecnfın kerekmez mi sana? Al eşkim, xırqa-i gülgfın kerekmez mi sana? Xudnemalığdan veger namus edersen halime, Bizni xalq edgen oşal beçün kerekmez mi sana?:

Dünya Dilleri, Edebiyatları ve Çeviri Çalışmaları Dergisi (DEÇ) Journal of Academic Studies in World Languages, Literatures and Translation (WOLLT

POST-MODERN ROMANLARDA "İÇERİKSİZLİK" SORUNU VE BUNUN KARŞI-ÖRNEĞİ OLARAK YENİ YALAN ZAMANLAR'DA ... more POST-MODERN ROMANLARDA "İÇERİKSİZLİK" SORUNU VE BUNUN KARŞI-ÖRNEĞİ OLARAK YENİ YALAN ZAMANLAR'DA ANLAMIN POST-MODERN İNŞASI Tamer KÜTÜKÇÜ * Öz Türk edebiyatında 20. yüzyılın sonlarına doğru etkinlik kazanan post-modernizm, "yeni" anlatıların, "yeni" metinlerin tezahürü bakımından bir zenginlik ortaya koyarken, özellikle "anlamın" aşındırılması ve pek çok örnekte yitime uğratılması noktasında tartışmalı alanları da beraberinde getirmiştir. Gerçekten de, bu dönem pek çok anlatı itibariyle bir "içeriksizlik" ya da "içeriğin ikincillenmesi" (yerine anlatısal "oyunların", "bilmecelerin", "sürprizlerin", "kimi attraksiyonların" ikamesi ve bunların egemenliği) durumundan/sorunundan söz etmek olasıdır. Bununla beraber, daha sınırlı sayıdaki anlatı adına, "post-modern anlatı" ile "içerik" arasında bir buluşma gayretinin de söz konusu olduğu görülür. Makalede, bu bağlamda değerlendirilebilecek Yeni Yalan Zamanlar romanının anlatıbilimsel incelemesi yapılarak, içeriğin/anlamın post-modern roman kıstasları dâhilinde nasıl üretildiği ortaya konmaya çalışılmıştır. Bulgular, her bir post-modern eylemin, esasında romanın temel anlamlarını kurmada (ya da açığa çıkarmada) işlevsel bir konum elde ettiği yönündedir.

Yazar: Tamer KÜTÜKÇÜ * ÖMER SEYFETTİN'İN HİKÂYELERİNDE 'YERLİ VE MİLLÎ'LİĞİN KAVRAMSAL KARŞILIĞI ... more Yazar: Tamer KÜTÜKÇÜ * ÖMER SEYFETTİN'İN HİKÂYELERİNDE 'YERLİ VE MİLLÎ'LİĞİN KAVRAMSAL KARŞILIĞI Özet: Günümüzde yeniden 'siyasi bir değer' hâline gelen 'yerlilik ve millîlik', esasen tarihsel süreç içinde zaman zaman gündemde olan ve bu açıdan ele alındığında bir sürerlilik de teşkil eden kavramdır. Bununla beraber, 'yerlilik ve millîliğin' kavramsal karşılıklarının ve tanımını belirleyen paradigmaların dönemden döneme farklılık gösterdiğini, dolayısıyla da sabit, genellenebilir, tek bir 'yerlilik ve millîlik' kavramından söz edilemeyeceğini belirtmek gerekir. Bu makalede, hikâyelerinden hareketle, Ömer Seyfettin'in 'yerlilik ve millîlik' değerlendirmesini nelerin ölçütlediği sorusuna bir yanıt aranmaya çalışılacaktır.

Tek Renk Olmaya Çalışan Gökkuşağı: Erken Cumhuriyet Döneminde Roman, 2024

Cumhuriyet dönemi romanına genel bakış ve dönemin belli başlı eserlerinin narratolojik incelemesi

1970 Sonrası Kadın Romanclığı, 2021

Bu çalışma, edebiyatın içinde işte bu “kadına” / “kadın yazarlara” / “kadın metnine” içkin, bir e... more Bu çalışma, edebiyatın içinde işte bu “kadına” / “kadın yazarlara” / “kadın metnine” içkin, bir erkek yazarın anlatısında bu biçimiyle (sahihliğiyle, içselliğiyle, derinliğiyle, ya da özgü[n]lüğüyle) var olmasının pek de kolay olmadığı, bu bağlamda bir kadın yazarın “evreninden beslendiği” aşikâr ve bunun imkânlarına açık anlatı dilimlerini kovuşturmaktadır. Bu noktada okurlardan ricam, incelemeyi “erkek yazını” – “kadın yazını” diyalektiğinden tamamen izole olarak okumaları, (içinde muhalefet eden kimi noktaları barındırsa da) kadın yazınını erkek yazınına muhalif biçimde ortaya çıkmış bir “eylem” olarak almamaları, bu bağlamda kadın yazınını “yeni bir tür edebiyat/yazın” olarak nitelendirmeye çalışmamaları; tüm bu karşıtlıklar paradigmasının dışında kalarak, –kadının kendi yaşamsal evreni ve bu evrene içkin duyarlılıkları, öncelikleri zemininde- edebiyatın içinde hangi yeni imkân ve alanların tezahür ettiğini gözlemlemek gayesine yoğunlaşarak okumalarını yapmalarıdır. Meseleye bu cihetle bakıldığı zaman, ayrı, izole, tamamen yeni bir tür olarak kadın yazınından söz edilemeyecekse bile, bünyesinde özgün duyarlılıkları ve öncelikleri barındıran bir “kadın metninden”, bu bağlamda anlatıların içinde tecessüm eden “kadına içkin alanlardan” söz etmenin mümkünatı, hatta tartışılmazlığı, öyle sanıyorum, herkesin malumu olacaktır.

Tamer KüTüKçü, Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde öğrenim gördü. Edebiyat eğ... more Tamer KüTüKçü, Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde öğrenim gördü. Edebiyat eğitiminin yanı sıra, lise yıllarında Bakırköylü eski ses sanatkârlarından Figen Haceroğlu'dan repertuar, fakülte yıllarında ise müzikolog-besteci Gönül Paçacı'dan Türk müziği tarihi ve sosyolojisi dersleri aldı. Türk edebiyatı ile musikisi ilgi alanlarının başlıcalarını oluştururken, her iki alanda da kayda değer ölçüde (2017 itibariyle sayıları 100'ü aşan) neşriyata imza attı, pek çoğu hikâye ve makale alanında olmak kaydıyla kimi ödüller aldı. Halen Sabancı Üniversitesi'ndeki öğretim görevliliğini ve yanı sıra akademik çalışmalarını sürdürmektedir. Yazarın Ötüken Neşriyat yayınları arasında çıkan diğer kitapları: Radyoculuk Geleneğimiz ve Türk Musikisi [musiki-inceleme] (2012) Geçmiş Zamanların, Mekânların ve Hatırlamaların Rafında: Kadıköy'ün Kitabı [şehir tarihi-hatırat] (2014) İş Dünyası İletişim Rehberi: İş Hayatının Farklı Alanlarında Dili Etkili Kullanma Stratejileri [iletişim-dil] (2015)

Fuzuli Sempozyum Bildirileri: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, 2024

görmek mümkündür.. Bu etkilenme, sadece günümüzde değil daha önceki yüzyıllarda da bölge şairleri... more görmek mümkündür.. Bu etkilenme, sadece günümüzde değil daha önceki yüzyıllarda da bölge şairlerinde görülmüştür. Fuzfıli'nin tesirine ilk örneklerden birisi Babarahim Meşreb' dir: (Fidancı 1994:509). Meşreb, Özbek Türkleri arasında çok sevilen bir şairdir. Şiirleri gerek klasik müzik ve gerekse de halk müziği tarzında bestelenerek okunmaktadır. Hayatı menkıbelerle örülü halde halk arasında anlatılan Meşreb 'deki Fuzûlî'nin tesiri için aşağıdaki şiirinde görmek mümkündür. Fuzûlî: Vay yüz min vay kim dildardan ayrılınışam Fitne-çeşm ü sahir-i htmhardan ayrılmışarn Bülbül-i şürideyem gülzardan ayrılınışam Kimse bilmez kim ne nisbet yardan ayrılınışam Bir kadi şimşad ü gül-ruhsardan ayrılınışam Meşreb: Ey müsülmanlar netey, men yardın ayrılmışam. Fitne çeşm u şôh-i xuş reftardın ayrılmışarn Bülbül-i şôridemen, gülzardın ayrılmışarn Qaşları ya közleri xunxardın ayrılmışarn Bir peri tal'at, şekergüftardın ayrılmışarn (Meşerf 1980:352). Son devir klasik Özbek Türk şiirinin önde gelen kadın şairlerinizden Uveysi' de de Fuzûlî 'nin büyük tesirleri açık bir şekilde görülmektedir. Şair Fuzûlî 'nin hem şiirlerine nazire hem de gazellerine tahmisler yazmıştır. Fuzûlî 'ye naziresi: Yar, men' etme beni Mecnfın kerekmez mi sana? Al eşkim, xırqa-i gülgfın kerekmez mi sana? Xudnemalığdan veger namus edersen halime, Bizni xalq edgen oşal beçün kerekmez mi sana?:

Dünya Dilleri, Edebiyatları ve Çeviri Çalışmaları Dergisi (DEÇ) Journal of Academic Studies in World Languages, Literatures and Translation (WOLLT

POST-MODERN ROMANLARDA "İÇERİKSİZLİK" SORUNU VE BUNUN KARŞI-ÖRNEĞİ OLARAK YENİ YALAN ZAMANLAR'DA ... more POST-MODERN ROMANLARDA "İÇERİKSİZLİK" SORUNU VE BUNUN KARŞI-ÖRNEĞİ OLARAK YENİ YALAN ZAMANLAR'DA ANLAMIN POST-MODERN İNŞASI Tamer KÜTÜKÇÜ * Öz Türk edebiyatında 20. yüzyılın sonlarına doğru etkinlik kazanan post-modernizm, "yeni" anlatıların, "yeni" metinlerin tezahürü bakımından bir zenginlik ortaya koyarken, özellikle "anlamın" aşındırılması ve pek çok örnekte yitime uğratılması noktasında tartışmalı alanları da beraberinde getirmiştir. Gerçekten de, bu dönem pek çok anlatı itibariyle bir "içeriksizlik" ya da "içeriğin ikincillenmesi" (yerine anlatısal "oyunların", "bilmecelerin", "sürprizlerin", "kimi attraksiyonların" ikamesi ve bunların egemenliği) durumundan/sorunundan söz etmek olasıdır. Bununla beraber, daha sınırlı sayıdaki anlatı adına, "post-modern anlatı" ile "içerik" arasında bir buluşma gayretinin de söz konusu olduğu görülür. Makalede, bu bağlamda değerlendirilebilecek Yeni Yalan Zamanlar romanının anlatıbilimsel incelemesi yapılarak, içeriğin/anlamın post-modern roman kıstasları dâhilinde nasıl üretildiği ortaya konmaya çalışılmıştır. Bulgular, her bir post-modern eylemin, esasında romanın temel anlamlarını kurmada (ya da açığa çıkarmada) işlevsel bir konum elde ettiği yönündedir.

Yazar: Tamer KÜTÜKÇÜ * ÖMER SEYFETTİN'İN HİKÂYELERİNDE 'YERLİ VE MİLLÎ'LİĞİN KAVRAMSAL KARŞILIĞI ... more Yazar: Tamer KÜTÜKÇÜ * ÖMER SEYFETTİN'İN HİKÂYELERİNDE 'YERLİ VE MİLLÎ'LİĞİN KAVRAMSAL KARŞILIĞI Özet: Günümüzde yeniden 'siyasi bir değer' hâline gelen 'yerlilik ve millîlik', esasen tarihsel süreç içinde zaman zaman gündemde olan ve bu açıdan ele alındığında bir sürerlilik de teşkil eden kavramdır. Bununla beraber, 'yerlilik ve millîliğin' kavramsal karşılıklarının ve tanımını belirleyen paradigmaların dönemden döneme farklılık gösterdiğini, dolayısıyla da sabit, genellenebilir, tek bir 'yerlilik ve millîlik' kavramından söz edilemeyeceğini belirtmek gerekir. Bu makalede, hikâyelerinden hareketle, Ömer Seyfettin'in 'yerlilik ve millîlik' değerlendirmesini nelerin ölçütlediği sorusuna bir yanıt aranmaya çalışılacaktır.