Hasret Gümüş | Selcuk University (Selçuk Üniversitesi) (original) (raw)

Uploads

Papers by Hasret Gümüş

Research paper thumbnail of GEÇ OSMANLI DÖNEMİNDE SİLAH VE PATLAYICI MADDE KAÇAKÇILIĞI VE YASAL DÜZENLEMELER

IV Uluslararası Necmettin Erbakan Hukuk Kongresi Ozet Bildiri Kitabı

*This book is published under a CC BY license, which means that you can copy, redistribute, remix... more *This book is published under a CC BY license, which means that you can copy, redistribute, remix, transform, and build upon the content for any purpose, even commercially, as long as you give appropriate credit, provide a link to the license, indicate if changes were made, and do not impose additional terms or conditions on others that prohibit them from exercising the rights granted by that license, including any effective technological measures.

Research paper thumbnail of 1736-1739 Osmanlı Rus ve Avusturya Savaşında Arabuluculuk Yapan Devletler ve Bu Devlet Elçilerine Verilen Tayinatlar Hakkında Bir Değerlendirme

Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2021

Osmanlı Devleti kendine has diplomatik özellikleri olan teşrifat kurallarını her daim korumaya öz... more Osmanlı Devleti kendine has diplomatik özellikleri olan teşrifat kurallarını her daim korumaya özen göstermiştir. Teşrifat kuralları çerçevesinde olan tayinat uygulamasını Osmanlı Devleti, çeşitli sebeplerle ülkesine gelen yabancı ülke elçilerine genel surette tek taraflı bir şekilde uygulamaktaydı. Devletin temel esaslarına dayanan bu uygulama barış döneminde görüldüğü gibi savaş dönemlerinde de barışın sağlanması adına arabuluculuk görevini üstlenen elçilere de tayinat verildiği görülmektedir. 1736 yılında uzun bir barış döneminden sonra Rusya'nın Azak'ı işgal etmesiyle başlayan savaştan bir yıl sonra Avusturya'nın Rusya ile yaptığı gizli antlaşma ile Avusturya da Osmanlı'ya savaş açmış, böylece Osmanlı iki cephede savaşmak durumunda kalmıştır. Savaşı sonlandırmak adına Osmanlı Devleti bazı Avrupa devletlerinin arabuluculuk/tavassutluk yapmalarını istemiştir. Arabuluculuk yapan yabancı devlet elçileri Osmanlı adına hizmet etmesi bakımından her türlü giderleri aynî ve nakdî şekilde karşılanmıştır. Bu noktada çalışmadaki amacımız barışın arka planını oluşturan sulh görüşmelerinde önemli yeri olan yabancı devlet elçilerinin görevlerini hangi şekilde yerine getirdiği ve bu elçilere ödenen tayinat şekillerini ele almaktır.

Research paper thumbnail of TÜRKİYE’DE MÜZECİLİĞİN DOĞUŞU VE GELİŞİMİ (1839-1938)

aittir. Eserin tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU'nu hükümlerine gö... more aittir. Eserin tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU'nu hükümlerine göre, kitabı yayınlayan yayınevinin önceden izni olmadan herhangi bir ortamda yayımlanamaz ve herhangi bir bilgi depolama ve erişim sistemiyle, mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik veya başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, aktarılamaz, çoğaltılamaz ve dağıtılamaz. *Eserdeki yazılı olan her türlü bilginin ve yorumun sorumluluğu editörlerin, yazarların kendilerine aittir. * All rights of this work belong to Necmettin Erbakan University Press (NEU PRESS). According to the provisions of the "Law No. 5846 on Intellectual and Artistic Works", the whole or part of the work cannot be published in any medium without the prior permission of the publishing house that published the book, and it cannot be reproduced, printed, transferred, reproduced, or distributed by any information storage and retrieval system, mechanical, electronic, photocopying, magnetic or other methods. *The responsibility for all kinds of information and comments written in the book CUMHURİYETİN 100. YILINDA

Research paper thumbnail of Cumhuriyet'in Ilk Yıllarında Konya'da Dil Bayramı Kutlamaları (1934-1950)

Türk Dili ve Kültürü Araştırmaları, 2022

Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden Türklerin Arap ve İran kültürleri ile temas etmesi neticesinde ... more Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden Türklerin Arap ve İran kültürleri ile temas etmesi neticesinde Türkçeye bu dillerden birçok kelime girmiştir. Arap ve Fars kültürlerinin yoğun etkisi Osmanlı Dönemi'nde de devam etmiĢ ve bu husus, yazı ve konuĢma dili arasında büyük boşluk meydana getirerek toplumda bir dil sorununa dönüşmüştür. Dil sorunu ile ilgilenmek Cumhuriyet"in ilanından sonraya kalırken bu uğraş, Atatürk'ün başlattığı kültür çalışmalarından birini teşkil etmiştir. Toplumdaki her bireyin konuşulan ve yazılan dili anlaması gerektiği fikrinden hareketle 3 Kasım 1928 tarihinde harf inkılabı ilan edilmiş ve böylece Türk dilinde bir devrim yaşanmıştır. Ayrıca Atatürk, Türkçenin zenginliğinin ortaya çıkarılması ve özüne dönerek öne çıkarılması amacıyla 1932 yılında Türk Dili Tetkik Cemiyetinin kurulmasına öncülük etmiştir. Dilde somut çalışmalara hemen başlanması yolunda da Birinci Türk Dili Kurultayı 26 Eylül 1932 tarihinde toplanmış ve kurultayın toplandığı gün Dil Bayramı olarak kabul edilmiştir. Türkçenin öneminin hatırlanması noktasında millî bir misyon yüklenilen Dil Bayramları, 1934 yılı itibariyle her sene kutlanmaya başlanmıştır. Bayram törenleri, radyolardan yapılan yayınlar aracılığıyla vilayetin her yerinde büyük bir coşku ve sevinç içinde kutlanmıştır. Vilayetlerde yapılan törenler gazete manşetlerinde "Dil Bayramı Coşkuyla kutlandı", "Dil Birliği Kan Birliğidir" gibi haber baĢlıklarıyla duyurulmuştur. 1935 yılında Güneş-Dil Teorisi"nin ilan edilmesiyle de Türkçenin evrimleştiği şekliyle kabul edilmesi benimsenmiştir. Dolayısıyla Türkçenin zengin bir dil ve dünya dilleri arasında var olduğu fikri, halk arasında bayramların coşkusunu arttırmıştır. Çalışmada öncelikle Dil Bayramı"nın kabul edilmesi süreci ele alınmış ve ülke çapında yapılan törenlerin genel bir izahı yapıldıktan sonra Konya"da gerçekleştirilen Dil Bayramı kutlamalarına değinilmiştir. Konya örneği üzerinden ele alınan bu çalışma günümüzde neredeyse unutulmaya yüz tutmuş Dil Bayramı kutlamalarının yeniden kamuoyuna hatırlatılması da amaçlanmaktadır.

Research paper thumbnail of Osmanlı Devleti nin I. Dünya Savaşı Dönemi Sürgün Politikası: Beyşehir Kazası Örneği

History Studies International Journal of History, 2020

Research paper thumbnail of II. DÜNYA SAVAŞI YILLARINDA BEYŞEHİR'DE BİR ENTERNE KAMPI (HİTLERİN ASKERLERİ BEYŞEHİR'DE) Hüseyin MUŞMAL - Hasret GÜMÜŞ

Research paper thumbnail of History Studies Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı Dönemi Sürgün Politikası: Beyşehir Kazası Örneği  Beysehir Town Sample: Exile Politics of the Ottoman Empire during World War I

Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı Dönemi Sürgün Politikası: Beyşehir Kazası Örneği, 2020

Öz: Avrupalı Devletlerin sömürgecilik yarışı 1914'te başlayan I. Dünya Savaşı ile son buldu. Osma... more Öz: Avrupalı Devletlerin sömürgecilik yarışı 1914'te başlayan I. Dünya Savaşı ile son buldu. Osmanlı Devleti savaş başladıktan bir süre sonra 1 Ekim 1914 tarihinde kapitülasyonları kaldırdığını duyurdu. Böyle büyük bir savaşa katılmak istemeyen Osmanlı savaşın başında tarafsızlığını ilan etmiş olmasına rağmen 2 Kasım 1914 tarihinde İttifak bloğunda bu savaşa girmek zorunda kaldı. Bu sırada İtilaf Devletleri vatandaşları Osmanlı hükümetine karşı muhasım devlet tebaası problemi olarak ortaya çıktı. Diğer taraftan da bu kişilerin tâbi olduğu Fransa, İngiltere ve Rusya Osmanlı'nın asker sevk etmediği limanlarını bombalayarak hukuk ihlali yapmış ve bunun yanı sıra Osmanlı vatandaşlarını esir almıştı. Osmanlı, İtilaf Devletlerinin hukuk ihlallerine karşı muhasım devlet tebaasını misilleme politikasına dayanarak sürgün etmeye başladı. Ayrıca muhasım devlet tebaasından casusluk faaliyetlerinde bulunanlar da sürgün edildiler. Muhasım devlet tebaasının sürgüne gönderileceği yerlerin, askeri güzergâhlardan uzak ve coğrafi şartların yaşam standartlarına uygun olması gerekmekteydi. Bu noktada Konya'ya bağlı Beyşehir Kazası'nın ikliminin diğer iç vilayetlere göre daha ılıman olması ve fizikî koşullarının kazaya korunaklı bir yapı kazandırması Beyşehir'i esirlerin sürgün edilebileceği uygun bir merkez haline getirmekteydi. Bu çalışmada Beyşehir Kazası'nın sürgün yerleri açısından önemi üzerinde durulduktan sonra buraya yapılan sürgünler ve esirlerin kazadaki sürgün yılları Başkanlık Osmanlı Arşivinden elde edilen belgeler ışığında ele alınmaktadır. Sonuç kısmında ise hükümetin bu uygulamalarının amacına ulaşıp ulaşmadığına dair bir değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır. Abstract: Colonical competion of Europen States resulted in World War I which began 1914. The Ottoman Empire announced that it removed the capitulations from 1 October  Bu çalışma Prof. Dr. Hüseyin Muşmal ve Hasret Gümüş tarafından 6-8 Ekim 2017 tarihleri arasında Beyşehir'de düzenlenen II. İnternational Congress of Beysehir and Its Vicinity (ICBEY-2017) isimli kongrede sunulmuş olan "Osmanlı Devleti'nin Son Dönemlerinde Beyşehir Kazasına Yapılan Sürgünler" isimli tebliğin geliştirilmesi ile hazırlanmıştır.

Books by Hasret Gümüş

Research paper thumbnail of TÜRKİYE'DE ESKİ ESER KAÇAKÇILIĞI

TÜRKİYE'DE ESKİ ESER KAÇAKÇILIĞI 1839-1938, 2022

Research paper thumbnail of Türkiye'de Müzecilik (1839-1938)

Türkiye'de Müzecilik (1839-1938), 2021

Thesis Chapters by Hasret Gümüş

Research paper thumbnail of 10 NUMARALI KISAS DEFTERİ'NİN TRANSKRİPSİYONU VE DEĞERLENDİRİLMESİ

Yüksek Lisans Tezi, 2018

Bir kişinin canına kast ederek yaşamına son vermek ağır cezadır. Bu suçun hukuktaki cezası kısas ... more Bir kişinin canına kast ederek yaşamına son vermek ağır cezadır. Bu suçun hukuktaki cezası kısas etmektir. Kısas yapılamadığında fail bedenî ve maddî bir bedel ödemek zorunda kalmıştır. Osmanlı Devleti ceza hukukunda Tanzimat öncesinde ve sonrasında sıkça başvurulan cezalardan olmuştur. Tanzimat'ın ilanından sonra kısas cezaları için ayrı defterler tutulmaya başlanmıştır. Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nden 989 Numaralı Divân-ı Hümâyûn Defterleri kataloğuna kayıtlı, kısas cezasını içeren 1840-1909 yıllarında tutulmuş 10 adet Nefy ve Kısas Defterleri bulunmaktadır. Osmanlı Arşivi'nden temin edilen H.1291-1327/M.1874-1909 tarihli 10 Numaralı Kısas Defteri Nizamiye Mahkemelerinin hükümlerini içermektedir. Çeşitli sebeplerle adam öldürme, eşkıyalık, ev kundaklama, etnik kargaşa, 31 Mart Vakası ve Adana-Ermeni Olaylarına dair hükümler mevcuttur. Bu suçlarda adam öldüren, toplum huzurunu bozmak isteyen ve devlete hainlik yapanlar kısas cezasına uğramıştır. Deftere intikal etmiş davalarda kısas cezasının yanında, kürek, kal'a-bendlik ve hapis cezaları da bulunmaktadır. Çalışmanın Osmanlı Devleti ceza hukuku tarihine ve sosyal durumu üzerine çalışmak isteyenlere fayda sağlayacağını temenni ederiz.

Conference Presentations by Hasret Gümüş

Research paper thumbnail of GEC OSMANLI DONEMINDE SILAH VE PATLAYICI MADDE KACAKCILIGI VE YASAL DUZENLEMELER

IV Uluslararası Necmettin Erbakan Hukuk Kongresi Ozet Bildiri Kitabı, 2024

*This book is published under a CC BY license, which means that you can copy, redistribute, remix... more *This book is published under a CC BY license, which means that you can copy, redistribute, remix, transform, and build upon the content for any purpose, even commercially, as long as you give appropriate credit, provide a link to the license, indicate if changes were made, and do not impose additional terms or conditions on others that prohibit them from exercising the rights granted by that license, including any effective technological measures.

Research paper thumbnail of 10 NUMARALI KISAS DEFTERİ’NİN TANITIMI VE MUHTEVASI

Türk Hukuk Tarihi Sempozyum Bildirisi, Sep 8, 2023

Türk tarihi içinde en uzun süre hüküm sürmüş olan Osmanlı Devleti, müesseseleri ile diğer Türk de... more Türk tarihi içinde en uzun süre hüküm sürmüş olan Osmanlı Devleti, müesseseleri ile diğer Türk devletlerinden farklı bir yapıya sahiptir. Kurulduğu bölgedeki kültür ve medeniyetin yanı sıra beraberlerinde getirmiş oldukları kendi kültürleriyle heterojen bir yapı oluşturmuştur. Böylelikle devletin her alanına intikal etmiş olan kültür birleşimi neticesinde devletin kendine has kanunları meydana gelmiştir. Dolayısıyla Osmanlı tarihinin herhangi bir dönemini veyahut olayını çalışırken konuyla ilişkili olan her durumu bu noktada değerlendirmek gereklidir. Bu açıdan bakıldığında Osmanlı Hukuk Tarihi, geniş ve uzun soluklu bir çalışma alanıdır. Osmanlı Devleti’nin hukuk sistemini anlamanın ve açıklamanın yolu, kadıların tuttuğu Şer’iyye Sicilleri ile hukuk alanında meydana gelen değişim ve dönüşüm neticesinde kurulan nizamiye mahkemelerindeki kayıtları inceleyerek tahlil etmekten geçmektedir. Bu kayıtlar devletin kanunlara ve bir vakanın karşılık bulduğu hukuki sürece işaret etmekte ve dolayısıyla hukukun genel unsurlarını ele almaktadır. Osmanlı’da hukuk tarihini kavramak maksadıyla Şer’iyye Sicilleri üzerine bir hayli çalışmalar yapılmışken kısas defterleri üzerine ne yazık ki detaylı bir çalışma bulunmamaktadır. Mevcut çalışmaların çoğunluğu, bu defterlerin kısa bir tanıtımını yapmanın ilerisine geçemediği gibi bunların kapsamlı bir şekilde incelenmemesinden dolayı da defterlerin içeriğini anlamak mümkün olmamıştır. Bu noktada katalogdaki defterlerin hepsini çalışmak ve tanıtmak uzun soluklu bir araştırmanın ürünü olacağından bu çalışmada, sadece 10 Numaralı Kısas Defteri’ni tanıtmak ve içerdiği bilgileri ortaya koymak temennimizdir. Böylece kısas defterleri hakkında genel bir kanaat oluşturulduktan sonra 10 Numaralı Defter izah edilecektir.

Research paper thumbnail of GEÇ OSMANLI DÖNEMİNDE SİLAH VE PATLAYICI MADDE KAÇAKÇILIĞI VE YASAL DÜZENLEMELER

IV Uluslararası Necmettin Erbakan Hukuk Kongresi Ozet Bildiri Kitabı

*This book is published under a CC BY license, which means that you can copy, redistribute, remix... more *This book is published under a CC BY license, which means that you can copy, redistribute, remix, transform, and build upon the content for any purpose, even commercially, as long as you give appropriate credit, provide a link to the license, indicate if changes were made, and do not impose additional terms or conditions on others that prohibit them from exercising the rights granted by that license, including any effective technological measures.

Research paper thumbnail of 1736-1739 Osmanlı Rus ve Avusturya Savaşında Arabuluculuk Yapan Devletler ve Bu Devlet Elçilerine Verilen Tayinatlar Hakkında Bir Değerlendirme

Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2021

Osmanlı Devleti kendine has diplomatik özellikleri olan teşrifat kurallarını her daim korumaya öz... more Osmanlı Devleti kendine has diplomatik özellikleri olan teşrifat kurallarını her daim korumaya özen göstermiştir. Teşrifat kuralları çerçevesinde olan tayinat uygulamasını Osmanlı Devleti, çeşitli sebeplerle ülkesine gelen yabancı ülke elçilerine genel surette tek taraflı bir şekilde uygulamaktaydı. Devletin temel esaslarına dayanan bu uygulama barış döneminde görüldüğü gibi savaş dönemlerinde de barışın sağlanması adına arabuluculuk görevini üstlenen elçilere de tayinat verildiği görülmektedir. 1736 yılında uzun bir barış döneminden sonra Rusya'nın Azak'ı işgal etmesiyle başlayan savaştan bir yıl sonra Avusturya'nın Rusya ile yaptığı gizli antlaşma ile Avusturya da Osmanlı'ya savaş açmış, böylece Osmanlı iki cephede savaşmak durumunda kalmıştır. Savaşı sonlandırmak adına Osmanlı Devleti bazı Avrupa devletlerinin arabuluculuk/tavassutluk yapmalarını istemiştir. Arabuluculuk yapan yabancı devlet elçileri Osmanlı adına hizmet etmesi bakımından her türlü giderleri aynî ve nakdî şekilde karşılanmıştır. Bu noktada çalışmadaki amacımız barışın arka planını oluşturan sulh görüşmelerinde önemli yeri olan yabancı devlet elçilerinin görevlerini hangi şekilde yerine getirdiği ve bu elçilere ödenen tayinat şekillerini ele almaktır.

Research paper thumbnail of TÜRKİYE’DE MÜZECİLİĞİN DOĞUŞU VE GELİŞİMİ (1839-1938)

aittir. Eserin tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU'nu hükümlerine gö... more aittir. Eserin tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU'nu hükümlerine göre, kitabı yayınlayan yayınevinin önceden izni olmadan herhangi bir ortamda yayımlanamaz ve herhangi bir bilgi depolama ve erişim sistemiyle, mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik veya başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, aktarılamaz, çoğaltılamaz ve dağıtılamaz. *Eserdeki yazılı olan her türlü bilginin ve yorumun sorumluluğu editörlerin, yazarların kendilerine aittir. * All rights of this work belong to Necmettin Erbakan University Press (NEU PRESS). According to the provisions of the "Law No. 5846 on Intellectual and Artistic Works", the whole or part of the work cannot be published in any medium without the prior permission of the publishing house that published the book, and it cannot be reproduced, printed, transferred, reproduced, or distributed by any information storage and retrieval system, mechanical, electronic, photocopying, magnetic or other methods. *The responsibility for all kinds of information and comments written in the book CUMHURİYETİN 100. YILINDA

Research paper thumbnail of Cumhuriyet'in Ilk Yıllarında Konya'da Dil Bayramı Kutlamaları (1934-1950)

Türk Dili ve Kültürü Araştırmaları, 2022

Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden Türklerin Arap ve İran kültürleri ile temas etmesi neticesinde ... more Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden Türklerin Arap ve İran kültürleri ile temas etmesi neticesinde Türkçeye bu dillerden birçok kelime girmiştir. Arap ve Fars kültürlerinin yoğun etkisi Osmanlı Dönemi'nde de devam etmiĢ ve bu husus, yazı ve konuĢma dili arasında büyük boşluk meydana getirerek toplumda bir dil sorununa dönüşmüştür. Dil sorunu ile ilgilenmek Cumhuriyet"in ilanından sonraya kalırken bu uğraş, Atatürk'ün başlattığı kültür çalışmalarından birini teşkil etmiştir. Toplumdaki her bireyin konuşulan ve yazılan dili anlaması gerektiği fikrinden hareketle 3 Kasım 1928 tarihinde harf inkılabı ilan edilmiş ve böylece Türk dilinde bir devrim yaşanmıştır. Ayrıca Atatürk, Türkçenin zenginliğinin ortaya çıkarılması ve özüne dönerek öne çıkarılması amacıyla 1932 yılında Türk Dili Tetkik Cemiyetinin kurulmasına öncülük etmiştir. Dilde somut çalışmalara hemen başlanması yolunda da Birinci Türk Dili Kurultayı 26 Eylül 1932 tarihinde toplanmış ve kurultayın toplandığı gün Dil Bayramı olarak kabul edilmiştir. Türkçenin öneminin hatırlanması noktasında millî bir misyon yüklenilen Dil Bayramları, 1934 yılı itibariyle her sene kutlanmaya başlanmıştır. Bayram törenleri, radyolardan yapılan yayınlar aracılığıyla vilayetin her yerinde büyük bir coşku ve sevinç içinde kutlanmıştır. Vilayetlerde yapılan törenler gazete manşetlerinde "Dil Bayramı Coşkuyla kutlandı", "Dil Birliği Kan Birliğidir" gibi haber baĢlıklarıyla duyurulmuştur. 1935 yılında Güneş-Dil Teorisi"nin ilan edilmesiyle de Türkçenin evrimleştiği şekliyle kabul edilmesi benimsenmiştir. Dolayısıyla Türkçenin zengin bir dil ve dünya dilleri arasında var olduğu fikri, halk arasında bayramların coşkusunu arttırmıştır. Çalışmada öncelikle Dil Bayramı"nın kabul edilmesi süreci ele alınmış ve ülke çapında yapılan törenlerin genel bir izahı yapıldıktan sonra Konya"da gerçekleştirilen Dil Bayramı kutlamalarına değinilmiştir. Konya örneği üzerinden ele alınan bu çalışma günümüzde neredeyse unutulmaya yüz tutmuş Dil Bayramı kutlamalarının yeniden kamuoyuna hatırlatılması da amaçlanmaktadır.

Research paper thumbnail of Osmanlı Devleti nin I. Dünya Savaşı Dönemi Sürgün Politikası: Beyşehir Kazası Örneği

History Studies International Journal of History, 2020

Research paper thumbnail of II. DÜNYA SAVAŞI YILLARINDA BEYŞEHİR'DE BİR ENTERNE KAMPI (HİTLERİN ASKERLERİ BEYŞEHİR'DE) Hüseyin MUŞMAL - Hasret GÜMÜŞ

Research paper thumbnail of History Studies Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı Dönemi Sürgün Politikası: Beyşehir Kazası Örneği  Beysehir Town Sample: Exile Politics of the Ottoman Empire during World War I

Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı Dönemi Sürgün Politikası: Beyşehir Kazası Örneği, 2020

Öz: Avrupalı Devletlerin sömürgecilik yarışı 1914'te başlayan I. Dünya Savaşı ile son buldu. Osma... more Öz: Avrupalı Devletlerin sömürgecilik yarışı 1914'te başlayan I. Dünya Savaşı ile son buldu. Osmanlı Devleti savaş başladıktan bir süre sonra 1 Ekim 1914 tarihinde kapitülasyonları kaldırdığını duyurdu. Böyle büyük bir savaşa katılmak istemeyen Osmanlı savaşın başında tarafsızlığını ilan etmiş olmasına rağmen 2 Kasım 1914 tarihinde İttifak bloğunda bu savaşa girmek zorunda kaldı. Bu sırada İtilaf Devletleri vatandaşları Osmanlı hükümetine karşı muhasım devlet tebaası problemi olarak ortaya çıktı. Diğer taraftan da bu kişilerin tâbi olduğu Fransa, İngiltere ve Rusya Osmanlı'nın asker sevk etmediği limanlarını bombalayarak hukuk ihlali yapmış ve bunun yanı sıra Osmanlı vatandaşlarını esir almıştı. Osmanlı, İtilaf Devletlerinin hukuk ihlallerine karşı muhasım devlet tebaasını misilleme politikasına dayanarak sürgün etmeye başladı. Ayrıca muhasım devlet tebaasından casusluk faaliyetlerinde bulunanlar da sürgün edildiler. Muhasım devlet tebaasının sürgüne gönderileceği yerlerin, askeri güzergâhlardan uzak ve coğrafi şartların yaşam standartlarına uygun olması gerekmekteydi. Bu noktada Konya'ya bağlı Beyşehir Kazası'nın ikliminin diğer iç vilayetlere göre daha ılıman olması ve fizikî koşullarının kazaya korunaklı bir yapı kazandırması Beyşehir'i esirlerin sürgün edilebileceği uygun bir merkez haline getirmekteydi. Bu çalışmada Beyşehir Kazası'nın sürgün yerleri açısından önemi üzerinde durulduktan sonra buraya yapılan sürgünler ve esirlerin kazadaki sürgün yılları Başkanlık Osmanlı Arşivinden elde edilen belgeler ışığında ele alınmaktadır. Sonuç kısmında ise hükümetin bu uygulamalarının amacına ulaşıp ulaşmadığına dair bir değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır. Abstract: Colonical competion of Europen States resulted in World War I which began 1914. The Ottoman Empire announced that it removed the capitulations from 1 October  Bu çalışma Prof. Dr. Hüseyin Muşmal ve Hasret Gümüş tarafından 6-8 Ekim 2017 tarihleri arasında Beyşehir'de düzenlenen II. İnternational Congress of Beysehir and Its Vicinity (ICBEY-2017) isimli kongrede sunulmuş olan "Osmanlı Devleti'nin Son Dönemlerinde Beyşehir Kazasına Yapılan Sürgünler" isimli tebliğin geliştirilmesi ile hazırlanmıştır.

Research paper thumbnail of TÜRKİYE'DE ESKİ ESER KAÇAKÇILIĞI

TÜRKİYE'DE ESKİ ESER KAÇAKÇILIĞI 1839-1938, 2022

Research paper thumbnail of Türkiye'de Müzecilik (1839-1938)

Türkiye'de Müzecilik (1839-1938), 2021

Research paper thumbnail of 10 NUMARALI KISAS DEFTERİ'NİN TRANSKRİPSİYONU VE DEĞERLENDİRİLMESİ

Yüksek Lisans Tezi, 2018

Bir kişinin canına kast ederek yaşamına son vermek ağır cezadır. Bu suçun hukuktaki cezası kısas ... more Bir kişinin canına kast ederek yaşamına son vermek ağır cezadır. Bu suçun hukuktaki cezası kısas etmektir. Kısas yapılamadığında fail bedenî ve maddî bir bedel ödemek zorunda kalmıştır. Osmanlı Devleti ceza hukukunda Tanzimat öncesinde ve sonrasında sıkça başvurulan cezalardan olmuştur. Tanzimat'ın ilanından sonra kısas cezaları için ayrı defterler tutulmaya başlanmıştır. Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nden 989 Numaralı Divân-ı Hümâyûn Defterleri kataloğuna kayıtlı, kısas cezasını içeren 1840-1909 yıllarında tutulmuş 10 adet Nefy ve Kısas Defterleri bulunmaktadır. Osmanlı Arşivi'nden temin edilen H.1291-1327/M.1874-1909 tarihli 10 Numaralı Kısas Defteri Nizamiye Mahkemelerinin hükümlerini içermektedir. Çeşitli sebeplerle adam öldürme, eşkıyalık, ev kundaklama, etnik kargaşa, 31 Mart Vakası ve Adana-Ermeni Olaylarına dair hükümler mevcuttur. Bu suçlarda adam öldüren, toplum huzurunu bozmak isteyen ve devlete hainlik yapanlar kısas cezasına uğramıştır. Deftere intikal etmiş davalarda kısas cezasının yanında, kürek, kal'a-bendlik ve hapis cezaları da bulunmaktadır. Çalışmanın Osmanlı Devleti ceza hukuku tarihine ve sosyal durumu üzerine çalışmak isteyenlere fayda sağlayacağını temenni ederiz.

Research paper thumbnail of GEC OSMANLI DONEMINDE SILAH VE PATLAYICI MADDE KACAKCILIGI VE YASAL DUZENLEMELER

IV Uluslararası Necmettin Erbakan Hukuk Kongresi Ozet Bildiri Kitabı, 2024

*This book is published under a CC BY license, which means that you can copy, redistribute, remix... more *This book is published under a CC BY license, which means that you can copy, redistribute, remix, transform, and build upon the content for any purpose, even commercially, as long as you give appropriate credit, provide a link to the license, indicate if changes were made, and do not impose additional terms or conditions on others that prohibit them from exercising the rights granted by that license, including any effective technological measures.

Research paper thumbnail of 10 NUMARALI KISAS DEFTERİ’NİN TANITIMI VE MUHTEVASI

Türk Hukuk Tarihi Sempozyum Bildirisi, Sep 8, 2023

Türk tarihi içinde en uzun süre hüküm sürmüş olan Osmanlı Devleti, müesseseleri ile diğer Türk de... more Türk tarihi içinde en uzun süre hüküm sürmüş olan Osmanlı Devleti, müesseseleri ile diğer Türk devletlerinden farklı bir yapıya sahiptir. Kurulduğu bölgedeki kültür ve medeniyetin yanı sıra beraberlerinde getirmiş oldukları kendi kültürleriyle heterojen bir yapı oluşturmuştur. Böylelikle devletin her alanına intikal etmiş olan kültür birleşimi neticesinde devletin kendine has kanunları meydana gelmiştir. Dolayısıyla Osmanlı tarihinin herhangi bir dönemini veyahut olayını çalışırken konuyla ilişkili olan her durumu bu noktada değerlendirmek gereklidir. Bu açıdan bakıldığında Osmanlı Hukuk Tarihi, geniş ve uzun soluklu bir çalışma alanıdır. Osmanlı Devleti’nin hukuk sistemini anlamanın ve açıklamanın yolu, kadıların tuttuğu Şer’iyye Sicilleri ile hukuk alanında meydana gelen değişim ve dönüşüm neticesinde kurulan nizamiye mahkemelerindeki kayıtları inceleyerek tahlil etmekten geçmektedir. Bu kayıtlar devletin kanunlara ve bir vakanın karşılık bulduğu hukuki sürece işaret etmekte ve dolayısıyla hukukun genel unsurlarını ele almaktadır. Osmanlı’da hukuk tarihini kavramak maksadıyla Şer’iyye Sicilleri üzerine bir hayli çalışmalar yapılmışken kısas defterleri üzerine ne yazık ki detaylı bir çalışma bulunmamaktadır. Mevcut çalışmaların çoğunluğu, bu defterlerin kısa bir tanıtımını yapmanın ilerisine geçemediği gibi bunların kapsamlı bir şekilde incelenmemesinden dolayı da defterlerin içeriğini anlamak mümkün olmamıştır. Bu noktada katalogdaki defterlerin hepsini çalışmak ve tanıtmak uzun soluklu bir araştırmanın ürünü olacağından bu çalışmada, sadece 10 Numaralı Kısas Defteri’ni tanıtmak ve içerdiği bilgileri ortaya koymak temennimizdir. Böylece kısas defterleri hakkında genel bir kanaat oluşturulduktan sonra 10 Numaralı Defter izah edilecektir.