İzlem Kanlı | SOAS University of London (original) (raw)
Papers by İzlem Kanlı
Connectist: Istanbul University Journal of Communication Sciences, 2021
Siyaset ve iletişim birbirleriyle etkileşim içerisinde, döngüsel bir şekilde siyasal iletişim kav... more Siyaset ve iletişim birbirleriyle etkileşim içerisinde, döngüsel bir şekilde siyasal iletişim kavramının pratiklerini üretmektedir. Siyasi aktörler ve partiler için hedef, seçmen topluluğuna veya geniş kitlelere ulaşabilme gayesi belirleyici bir faktör olmaktadır. Seçim kampanyaları artık yoğunluklu olarak internet temelli sosyal medya araçları üzerinden de inşa edilmekte ve bu mecralara göre yeniden yorumlanmaktadırlar. Bu noktada, siyasal iletişim süreçlerine geleneksel kitle iletişim araçlarının imkânlarının dışında sosyal medya pratiklerinin de eklemlenmesi, siyasi dönemeçlerde siyasal iletişim faaliyetlerinin nüfuz ettiği alanı genişletmekte ve etkili kılmaktadır. KKTC'de (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti) siyasal iletişim tarihi açısından önemli bir eşik olan 2020 KKTC Cumhurbaşkanlığı Seçimleri, siyasal reklam filmlerinin sosyal medyada en çok yer aldığı seçim olmuştur. Bu çalışmada adayların siyasi reklam videoları, söylem analizin eşlik ettiği bir göstergebilim çözümlemesi etrafında incelenmiştir. Adayların sosyal medyada yayınladıkları reklam videoları incelendiğinde, özellikle Kıbrıs sorununu baz alan, gelecek, özgürlük, demokrasi, bağımsızlık gibi olguların adayların ideolojik bağlamları etrafında yeniden üretilerek, kültürel, sosyal ve siyasi kodlarla sunulduğu görülmektedir. Adayların siyasal reklam videolarında öne çıkan göstergeler ve söylemler, Kıbrıs sorunun güncel durumu üzerinden yeniden üretilmekte ve sıklıkla geçmişe dönük tarihsel anlatılardan beslenmektedir. Bu bakımdan, çalışmada elde edilen bulguların, KKTC siyasal iletişiminin ve siyasal iletişim dilinin çözümlemesinde yararlı olacağı düşünülmektedir.
Turkish Online Journal of Design Art and Communication, 2018
Bu araştırma 1990 sonrası Türk sinemasında yer alan dış göç filmlerindeki temsillerde toplumsal c... more Bu araştırma 1990 sonrası Türk sinemasında yer alan dış göç filmlerindeki temsillerde toplumsal cinsiyetin nasıl yansıtıldığını incelemektedir. Araştırmanın amacı, dış göçün kimlikler üzerinde oluşturduğu değişim ve dönüşümleri toplumsal cinsiyet bakış açısıyla ele almaktır. Bu çerçevede araştırmada, göç olgusu toplumsal cinsiyeti dönüştürmekte midir veya nasıl dönüştürmektedir sorusunun cevabı açıklanmaya çalışılmıştır. Göç olgusuyla yaşanan ulusal kimlikteki kırılmalar, kültürel dönüşümler ve kimlik sorunları ekseninde toplumsal cinsiyette meydana gelen değişimler seçilmiş olan dış göç filmlerindeki ana karakterlerin söylemlerine bakılarak çözümlenmiştir. Bu kapsamda her biri Türkiye'den yurtdışına göç etmiş yönetmenlerin göç olgusunu ele aldıkları
Journal of History Culture and Art Research, 2017
Migration has started to emerge in Turkey with the support of government starting from 1960's and... more Migration has started to emerge in Turkey with the support of government starting from 1960's and has continued as a consequence of economic problems and unemployment. Migration at that time was considered to be an alternative economic method in order to solve economic and unemployment problems, to allow flow of foreign exchange to Turkey and therefore as a contribution to national economy. External immigration has become one of the topics that has been covered in Turkish cinema since the 1970s. From 1990's onwards, external migration began to be covered by the Turkish migrant directors living abroad therefore the number of films representing Turkish migrants increased. If we look at cinema as a platform for represention for social realities, it is always very important to answer through research which identities and issues are being covered through representations. Therefore, the main purpose of this study is to examine how issues around external immigration due to economic, social or political reasons were covered and how Turkish immigrants are reflected in Turkish cinema. The study also provides an analysis of relationship between external migration and identity politics represented within "New Turkish Cinema" In the study, the films on external migration from 1990's onwards evaluated by using content analysis. In this context, this research is conducting its analysis in the light of historical and theoretical findings; by providing literature and applying metholodogy from media and cultural studies. This research is therefore theoretically based on media and cultural studies and mainly on the axis of Stuart Hall's work on national identity and representation. In this context, this study reveals how external migration has been built in Turkey since 1960's in through looking at its cinematic representations in contemporary Turkish Cinema.
Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi, 2020
Bu araştırmanın amacı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşanan kadın cinayetlerinin ana akım ve ... more Bu araştırmanın amacı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşanan kadın cinayetlerinin ana akım ve alternatif basında yansımalarının analiz edilmesidir. Kuzey Kıbrıs, nüfus bakımından küçük bir coğrafya olup, yazılı basının halka etki oranı göreceli olarak daha fazladır. Bu açıdan değerlendirildiğinde gazetelerin kadın cinayetleri eksenindeki tutumunu incelemek önem taşır. 2014 ile 2018 yılları arasında Kuzey Kıbrıs basın organları arasından seçilmiş ana akım ve alternatif akım örneği olarak Kıbrıs ve Afrika gazeteleri araştırma kapsamında analiz edilmiştir. Kadın cinayetlerinin ana akım ve alternatif basın üzerinden aktarım farklılıklarının, değişken temsiller bakımından incelenmesi esas amaç olup bu temsiller içerik analizi yöntemiyle değerlendirilmiştir. Ortaya çıkan bulgular, cinayetlerin aktarımında kullanılan temsillerin toplumsal cinsiyet temsilleri bağlamında eşit ve adil bir çerçeveden verilmediğini; kadına yönelik uygulanan şiddet olaylarının kullanılan dil ve temsillerle bi...
Millî Folklor, 2022
Folklor literatüründe sanal ortamın ve bilhassa sosyal medyanın hem mevcut folklorik deneyimlerin... more Folklor literatüründe sanal ortamın ve bilhassa sosyal medyanın hem mevcut folklorik deneyimlerin yeniden üretildiği, yaşatıldığı ve geniş kitlelere erişiminin sağlandığı hem de yeni folklor biçimlerinin yaratıldığı alan olarak kabul edilmesine ilişkin görüşler ağırlığını korumaktadır. Ancak söz konusu iyimser yaklaşımların sorgulanmasına ve sosyal medyanın ekonomik kaygılar ve amaçlar taşıyan ekonomi-politik altyapısının üzerinde durulmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu gereksinimleri yaratan temel sebep, ticari temellere dayanan ana akım sosyal medyaların kamusal müştereklerin uzağında kalan ticari yapılar olmasıdır. Sosyal medyanın ekonomi-politik altyapısını mümkün kılan en önemli unsur üretketici gözetimidir. Üretketici kavramı üreticiyle tüketici arasındaki sınırların yıkılıp birbiriyle iç içe geçmesini ifade ederken aynı zamanda sosyal medya kullanıcılarının içeriklerin hem üreticisi hem de tüketicisi konumunda olmasından dolayı sosyal medya kullanıcılarının üretketici olarak tanımlanmasına olanak kılar. Üretketici gözetiminin hâkim olduğu ve üretketicinin dijital emeği üzerine inşa edilen hedefli reklamcılık sistemi, sosyal medyada görünürlüğün ve dikkat çekmenin satın alınabilir olgulara dönüşmesine neden olmaktadır. Bununla birlikte üretketiciler tarafından yaratılan etkileşim ekosistemleri sosyal medyadaki görünürlüğün ve dikkat çekiciliğin yanıltıcı ve sorunlu olduğunu göstermektedir. Bu tespitlerin yalnızca kişisel içeriklerin değil aynı zamanda folklorik içeriklerin de sosyal medyadaki görünürlüğünü olumsuz etkilediği düşünülmektedir. Ayrıca sosyal medyadaki folklorik içeriklerin hâkim kültürü temsil eden içeriklerle girdiği rekabetin eşitsizliğe dayanması folklorik içeriklerin sosyal medyadaki varlığını tehdit eden önemli bir sorundur. Söz konusu tespitlerden hareketle sosyal medyanın katılımcı kültüre ve katılımcılığa sunduğu katkıları sınayan eleştirel bir yaklaşımla folklorik üretim aracı olup olmadığından öte folklorik içeriklerin görünürlüğüne ilişkin eşitsizlikleri sorunsallaştırarak folklorik içeriklerin sosyal medyadaki görünürlüğünün ve mevcudiyetinin tartışılması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda sosyal medyanın ticari temellere dayanan altyapısının çözümlemesi için öncelikle sosyal medya şirketleri tarafından yaratılan hedefli reklamcılık sistemine değinilerek görünürlüğün ve dikkat çekiciliğin satın alınabilir olgulara dönüşmesinin üzerinde durulmuştur. Hedefli reklamcılık sistemi üzerine kurulan sosyal medyalara atfedilen katılımcı kültür olanaklarını ve olasılıklarını tartışmak üzere literatürde öne çıkan savlara yer verilerek tartışma yürütülmüştür. Literatürde ağırlığı koruyan iddialar sosyal medyanın katılımcılığa olanak sağladığını ön plana çıkarmakla birlikte ticari temellere dayanan sosyal medyanın ekonomi-politik altyapısını göz ardı etmektedir. Bu sebeple sosyal medyayla ilişkilendirilen katılımcı kültür iddialarının geçerliliği ticari sosyal medyanın ekonomi-politik altyapısı, Instagram'da ve Twitter'da yaratılan etkileşim ekosistemleri, Instagram'da, Twitter'da ve YouTube'da folklorik ve hâkim kültüre ait içeriklerin görünürlüğü, internet arama motorları ve akıllı cihazlara uygulama indirilmesine olanak tanıyan uygulama marketleri özelinde incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar sanal ortamda katılımcı kültür olanaklarının ve olasılıklarının son derece güç olduğunu ortaya koymuştur. Özellikle sosyal medyanın katılımcı kültüre olanak tanımayan ekonomi-politik altyapısının folklorik içeriklerin görünürlüğünü ve dikkat çekiciliğini doğrudan etkilediği, onu hâkim kültürü temsil eden içeriklerle eşitsiz rekabet ortamına soktuğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Söz konusu sorunlara karşı ticari amaçların, kaygıların ve görünürlüğün eşitsizliğe dayalı olmasının uzağında yeni nesil katılımcı bir internet yapılanmasına ihtiyaç duyulduğu düşünülmektedir. Folklor alanındaki netnografik araştırmaların geçerliliğini ve güvenilirliğini reddetmemekle birlikte söz konusu tehditleri ve tehlikeleri odağına alarak araştırmaların yürütülmesi gerektiğine inanılmaktadır.
Connectist: Istanbul University Journal of Communication Sciences, 2021
Siyaset ve iletişim birbirleriyle etkileşim içerisinde, döngüsel bir şekilde siyasal iletişim kav... more Siyaset ve iletişim birbirleriyle etkileşim içerisinde, döngüsel bir şekilde siyasal iletişim kavramının pratiklerini üretmektedir. Siyasi aktörler ve partiler için hedef, seçmen topluluğuna veya geniş kitlelere ulaşabilme gayesi belirleyici bir faktör olmaktadır. Seçim kampanyaları artık yoğunluklu olarak internet temelli sosyal medya araçları üzerinden de inşa edilmekte ve bu mecralara göre yeniden yorumlanmaktadırlar. Bu noktada, siyasal iletişim süreçlerine geleneksel kitle iletişim araçlarının imkânlarının dışında sosyal medya pratiklerinin de eklemlenmesi, siyasi dönemeçlerde siyasal iletişim faaliyetlerinin nüfuz ettiği alanı genişletmekte ve etkili kılmaktadır. KKTC'de (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti) siyasal iletişim tarihi açısından önemli bir eşik olan 2020 KKTC Cumhurbaşkanlığı Seçimleri, siyasal reklam filmlerinin sosyal medyada en çok yer aldığı seçim olmuştur. Bu çalışmada adayların siyasi reklam videoları, söylem analizin eşlik ettiği bir göstergebilim çözümlemesi etrafında incelenmiştir. Adayların sosyal medyada yayınladıkları reklam videoları incelendiğinde, özellikle Kıbrıs sorununu baz alan, gelecek, özgürlük, demokrasi, bağımsızlık gibi olguların adayların ideolojik bağlamları etrafında yeniden üretilerek, kültürel, sosyal ve siyasi kodlarla sunulduğu görülmektedir. Adayların siyasal reklam videolarında öne çıkan göstergeler ve söylemler, Kıbrıs sorunun güncel durumu üzerinden yeniden üretilmekte ve sıklıkla geçmişe dönük tarihsel anlatılardan beslenmektedir. Bu bakımdan, çalışmada elde edilen bulguların, KKTC siyasal iletişiminin ve siyasal iletişim dilinin çözümlemesinde yararlı olacağı düşünülmektedir.
Turkish Online Journal of Design Art and Communication, 2018
Bu araştırma 1990 sonrası Türk sinemasında yer alan dış göç filmlerindeki temsillerde toplumsal c... more Bu araştırma 1990 sonrası Türk sinemasında yer alan dış göç filmlerindeki temsillerde toplumsal cinsiyetin nasıl yansıtıldığını incelemektedir. Araştırmanın amacı, dış göçün kimlikler üzerinde oluşturduğu değişim ve dönüşümleri toplumsal cinsiyet bakış açısıyla ele almaktır. Bu çerçevede araştırmada, göç olgusu toplumsal cinsiyeti dönüştürmekte midir veya nasıl dönüştürmektedir sorusunun cevabı açıklanmaya çalışılmıştır. Göç olgusuyla yaşanan ulusal kimlikteki kırılmalar, kültürel dönüşümler ve kimlik sorunları ekseninde toplumsal cinsiyette meydana gelen değişimler seçilmiş olan dış göç filmlerindeki ana karakterlerin söylemlerine bakılarak çözümlenmiştir. Bu kapsamda her biri Türkiye'den yurtdışına göç etmiş yönetmenlerin göç olgusunu ele aldıkları
Journal of History Culture and Art Research, 2017
Migration has started to emerge in Turkey with the support of government starting from 1960's and... more Migration has started to emerge in Turkey with the support of government starting from 1960's and has continued as a consequence of economic problems and unemployment. Migration at that time was considered to be an alternative economic method in order to solve economic and unemployment problems, to allow flow of foreign exchange to Turkey and therefore as a contribution to national economy. External immigration has become one of the topics that has been covered in Turkish cinema since the 1970s. From 1990's onwards, external migration began to be covered by the Turkish migrant directors living abroad therefore the number of films representing Turkish migrants increased. If we look at cinema as a platform for represention for social realities, it is always very important to answer through research which identities and issues are being covered through representations. Therefore, the main purpose of this study is to examine how issues around external immigration due to economic, social or political reasons were covered and how Turkish immigrants are reflected in Turkish cinema. The study also provides an analysis of relationship between external migration and identity politics represented within "New Turkish Cinema" In the study, the films on external migration from 1990's onwards evaluated by using content analysis. In this context, this research is conducting its analysis in the light of historical and theoretical findings; by providing literature and applying metholodogy from media and cultural studies. This research is therefore theoretically based on media and cultural studies and mainly on the axis of Stuart Hall's work on national identity and representation. In this context, this study reveals how external migration has been built in Turkey since 1960's in through looking at its cinematic representations in contemporary Turkish Cinema.
Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi, 2020
Bu araştırmanın amacı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşanan kadın cinayetlerinin ana akım ve ... more Bu araştırmanın amacı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşanan kadın cinayetlerinin ana akım ve alternatif basında yansımalarının analiz edilmesidir. Kuzey Kıbrıs, nüfus bakımından küçük bir coğrafya olup, yazılı basının halka etki oranı göreceli olarak daha fazladır. Bu açıdan değerlendirildiğinde gazetelerin kadın cinayetleri eksenindeki tutumunu incelemek önem taşır. 2014 ile 2018 yılları arasında Kuzey Kıbrıs basın organları arasından seçilmiş ana akım ve alternatif akım örneği olarak Kıbrıs ve Afrika gazeteleri araştırma kapsamında analiz edilmiştir. Kadın cinayetlerinin ana akım ve alternatif basın üzerinden aktarım farklılıklarının, değişken temsiller bakımından incelenmesi esas amaç olup bu temsiller içerik analizi yöntemiyle değerlendirilmiştir. Ortaya çıkan bulgular, cinayetlerin aktarımında kullanılan temsillerin toplumsal cinsiyet temsilleri bağlamında eşit ve adil bir çerçeveden verilmediğini; kadına yönelik uygulanan şiddet olaylarının kullanılan dil ve temsillerle bi...
Millî Folklor, 2022
Folklor literatüründe sanal ortamın ve bilhassa sosyal medyanın hem mevcut folklorik deneyimlerin... more Folklor literatüründe sanal ortamın ve bilhassa sosyal medyanın hem mevcut folklorik deneyimlerin yeniden üretildiği, yaşatıldığı ve geniş kitlelere erişiminin sağlandığı hem de yeni folklor biçimlerinin yaratıldığı alan olarak kabul edilmesine ilişkin görüşler ağırlığını korumaktadır. Ancak söz konusu iyimser yaklaşımların sorgulanmasına ve sosyal medyanın ekonomik kaygılar ve amaçlar taşıyan ekonomi-politik altyapısının üzerinde durulmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu gereksinimleri yaratan temel sebep, ticari temellere dayanan ana akım sosyal medyaların kamusal müştereklerin uzağında kalan ticari yapılar olmasıdır. Sosyal medyanın ekonomi-politik altyapısını mümkün kılan en önemli unsur üretketici gözetimidir. Üretketici kavramı üreticiyle tüketici arasındaki sınırların yıkılıp birbiriyle iç içe geçmesini ifade ederken aynı zamanda sosyal medya kullanıcılarının içeriklerin hem üreticisi hem de tüketicisi konumunda olmasından dolayı sosyal medya kullanıcılarının üretketici olarak tanımlanmasına olanak kılar. Üretketici gözetiminin hâkim olduğu ve üretketicinin dijital emeği üzerine inşa edilen hedefli reklamcılık sistemi, sosyal medyada görünürlüğün ve dikkat çekmenin satın alınabilir olgulara dönüşmesine neden olmaktadır. Bununla birlikte üretketiciler tarafından yaratılan etkileşim ekosistemleri sosyal medyadaki görünürlüğün ve dikkat çekiciliğin yanıltıcı ve sorunlu olduğunu göstermektedir. Bu tespitlerin yalnızca kişisel içeriklerin değil aynı zamanda folklorik içeriklerin de sosyal medyadaki görünürlüğünü olumsuz etkilediği düşünülmektedir. Ayrıca sosyal medyadaki folklorik içeriklerin hâkim kültürü temsil eden içeriklerle girdiği rekabetin eşitsizliğe dayanması folklorik içeriklerin sosyal medyadaki varlığını tehdit eden önemli bir sorundur. Söz konusu tespitlerden hareketle sosyal medyanın katılımcı kültüre ve katılımcılığa sunduğu katkıları sınayan eleştirel bir yaklaşımla folklorik üretim aracı olup olmadığından öte folklorik içeriklerin görünürlüğüne ilişkin eşitsizlikleri sorunsallaştırarak folklorik içeriklerin sosyal medyadaki görünürlüğünün ve mevcudiyetinin tartışılması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda sosyal medyanın ticari temellere dayanan altyapısının çözümlemesi için öncelikle sosyal medya şirketleri tarafından yaratılan hedefli reklamcılık sistemine değinilerek görünürlüğün ve dikkat çekiciliğin satın alınabilir olgulara dönüşmesinin üzerinde durulmuştur. Hedefli reklamcılık sistemi üzerine kurulan sosyal medyalara atfedilen katılımcı kültür olanaklarını ve olasılıklarını tartışmak üzere literatürde öne çıkan savlara yer verilerek tartışma yürütülmüştür. Literatürde ağırlığı koruyan iddialar sosyal medyanın katılımcılığa olanak sağladığını ön plana çıkarmakla birlikte ticari temellere dayanan sosyal medyanın ekonomi-politik altyapısını göz ardı etmektedir. Bu sebeple sosyal medyayla ilişkilendirilen katılımcı kültür iddialarının geçerliliği ticari sosyal medyanın ekonomi-politik altyapısı, Instagram'da ve Twitter'da yaratılan etkileşim ekosistemleri, Instagram'da, Twitter'da ve YouTube'da folklorik ve hâkim kültüre ait içeriklerin görünürlüğü, internet arama motorları ve akıllı cihazlara uygulama indirilmesine olanak tanıyan uygulama marketleri özelinde incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar sanal ortamda katılımcı kültür olanaklarının ve olasılıklarının son derece güç olduğunu ortaya koymuştur. Özellikle sosyal medyanın katılımcı kültüre olanak tanımayan ekonomi-politik altyapısının folklorik içeriklerin görünürlüğünü ve dikkat çekiciliğini doğrudan etkilediği, onu hâkim kültürü temsil eden içeriklerle eşitsiz rekabet ortamına soktuğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Söz konusu sorunlara karşı ticari amaçların, kaygıların ve görünürlüğün eşitsizliğe dayalı olmasının uzağında yeni nesil katılımcı bir internet yapılanmasına ihtiyaç duyulduğu düşünülmektedir. Folklor alanındaki netnografik araştırmaların geçerliliğini ve güvenilirliğini reddetmemekle birlikte söz konusu tehditleri ve tehlikeleri odağına alarak araştırmaların yürütülmesi gerektiğine inanılmaktadır.