Emre Arvas | İstanbul üniversitesi (original) (raw)
Drafts by Emre Arvas
Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 2022
Türk İslâm edebiyatında; tevhid, münâcât, na't, siyer, şemâil, kısas-ı enbiyâlar gibi birçok dinî... more Türk İslâm edebiyatında; tevhid, münâcât, na't, siyer, şemâil, kısas-ı enbiyâlar gibi birçok dinî tür bulunmaktadır. Kimi eserler sadece bir tür üzerinde yoğunlaşırken kimi eserlerde ise birden fazla türü bir arada görmek mümkündür. Cenâbî'nin (ö. 1590) Cevâhirü'l-Garâib fî Tercemeti Dürri'l-Acâib adlı telif-tercüme eseri de birçok dinî türü ihtiva etmektedir. Eser içerisinde siyer, şemâil, peygamber kıssaları gibi birçok dinî türe ait konular bulunmaktadır. Hz. Peygamber'in fizikî ve ahlâkî özelliklerini ifade eden şemâil bölümü diğer bölümlere göre daha hacimlidir. Bu çalışmada, Sultan III. Murad'ın (1574-1595) emriyle telif-tercüme edilen Cenâbî'nin Cevâhirü'l-Garâib fî Tercemeti Dürri'l-Acâib adlı eserinin tanıtımı yapılmıştır. Çalışmada ilk olarak müellifin hayatı, edebî kişiliği ve eserleri hakkında bilgiler verilmiştir. Ardından çalışmaya konu olan Cevâhirü'l-Garâib'in tespit edilen nüshaları, nüshalar arasındaki benzerlikler ve farklılıklar gösterilmiştir.
1.Istılahlar: Bir nüsha tavsifinin ilmi esaslara göre yapılması belli bir düzen anlayışı ve belli... more 1.Istılahlar: Bir nüsha tavsifinin ilmi esaslara göre yapılması belli bir düzen anlayışı ve belli terimleri kullanmak suretiyle mümkündür. Bunlar; A Abadî: Hint abadîsi de denilen bir tür kağıttır. Hindistan'ın Devlet-abad şehrinde üretildiği için bu isim verilmiştir. Sarımtırak ve parlak bir kağıttır. Ahar: Kağıt yüzeyine parlaklık kazandırmak için uygulanan terkibe denir. Aharlı kağıt rutubet, küf, kitap kurdu ve zamana karşı daha dayanıklı olur. Ahar nişasta, yumurta akı nişadır, kitre, arap zamkı, üstübeç, beyaz şap, balık tutkalı, un, hatmi çiçeği, taze gül yaprağı ve pirinç malzemelerinden yapılır. Kağıt sözü edilen maddelerin eritildiği suya daldırılarak veya üzerine pamuk veya sünger ile sürülmek suretiyle aharlanır. İşlem iki kere yapılırsa kağıt için çift aharlı ya da çiftali sıfatı kullanılır. Daha fazla sürülmesi kağıdı çatlatır. En geç bir hafta içerisinde mührelenir. Ak Deri: Tirşe de denir. Kağıt yerine kullanılmış deriler için kullanılan bir tabirdir. Koyun ve keçi derileri kurutulup kazınarak ve inceltilerek yazı yazmaya elverişli hale getirilmiş ve bu gayeyle kullanılmıştır. Uzun ömürlü olması istenen kitaplar deri üzerine yazılmıştır. Avrupalılar daha çok Bergama'da yapılan ak deriye pergament (Parşömen) demişlerdir.
Books by Emre Arvas
DBY Yayınları, 2021
Kırşehir doğumlu olan Âşık Paşa’nın kasd-ı mahsûsa ile Türkçeyi tercih ederek 10.613 beyit gibi g... more Kırşehir doğumlu olan Âşık Paşa’nın kasd-ı mahsûsa ile Türkçeyi tercih ederek 10.613 beyit gibi geniş bir hacimde telif ettiği Garib-nâme, çok çeşitli konuları ihtiva etmesi münasebetiyle, bir nevî İslamiyetin “Türkçe yaşam kılavuzu”nu oluşturmuştur. Böylece Anadolu coğrafyasında yaşayan Türklerin günlük dilde İslamiyeti ifade etmeleri ve sohbet konusu haline getirebilmeleri mümkün hale gelmiştir. Dolayısıyla eser, bu coğrafyada inşa edilmekte olan yeni kimliğin temellerine, İslamiyetin nüfuz etmesine imkan sağlamasındaki payı bakımından oldukça müstesna bir yere sahiptir.
Türk İslam edebiyatçısı ve İslam tarihçisi araştırmacıların ortak çalışmasıyla oluşturulan bu kitap, Garib-nâme’nin muhteva çeşitliliğini, edebî ve tarihî açıdan, tasnif ve tahlil edebilme denemesidir.
Papers by Emre Arvas
Dünbugünyarın, 2021
Kırşehir doğumlu olan Âşık Paşa’nın kasd-ı mahsûsa ile Türkçeyi tercih ederek 10.613 beyit gibi g... more Kırşehir doğumlu olan Âşık Paşa’nın kasd-ı mahsûsa ile Türkçeyi tercih ederek 10.613 beyit gibi geniş bir hacimde telif ettiği Garib-nâme, çok çeşitli konuları ihtiva etmesi münasebetiyle, bir nevî İslamiyetin “Türkçe yaşam kılavuzu”nu oluşturmuştur. Böylece Anadolu coğrafyasında yaşayan Türklerin günlük dilde İslamiyeti ifade etmeleri ve sohbet konusu haline getirebilmeleri mümkün hale gelmiştir. Dolayısıyla eser, bu coğrafyada inşa edilmekte olan yeni kimliğin temellerine, İslamiyetin nüfuz etmesine imkan sağlamasındaki payı bakımından oldukça müstesna bir yere sahiptir. Türk İslam edebiyatçısı ve İslam tarihçisi araştırmacıların ortak çalışmasıyla oluşturulan bu kitap, Garib-nâme’nin muhteva çeşitliliğini, edebî ve tarihî açıdan, tasnif ve tahlil edebilme denemesidir.
Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi
Türk İslâm edebiyatında; tevhid, münâcât, na't, siyer, şemâil, kısas-ı enbiyâlar gibi birçok dinî... more Türk İslâm edebiyatında; tevhid, münâcât, na't, siyer, şemâil, kısas-ı enbiyâlar gibi birçok dinî tür bulunmaktadır. Kimi eserler sadece bir tür üzerinde yoğunlaşırken kimi eserlerde ise birden fazla türü bir arada görmek mümkündür. Cenâbî'nin (ö. 1590) Cevâhirü'l-Garâib fî Tercemeti Dürri'l-Acâib adlı telif-tercüme eseri de birçok dinî türü ihtiva etmektedir. Eser içerisinde siyer, şemâil, peygamber kıssaları gibi birçok dinî türe ait konular bulunmaktadır. Hz. Peygamber'in fizikî ve ahlâkî özelliklerini ifade eden şemâil bölümü diğer bölümlere göre daha hacimlidir. Bu çalışmada, Sultan III. Murad'ın (1574-1595) emriyle telif-tercüme edilen Cenâbî'nin Cevâhirü'l-Garâib fî Tercemeti Dürri'l-Acâib adlı eserinin tanıtımı yapılmıştır. Çalışmada ilk olarak müellifin hayatı, edebî kişiliği ve eserleri hakkında bilgiler verilmiştir. Ardından çalışmaya konu olan Cevâhirü'l-Garâib'in tespit edilen nüshaları, nüshalar arasındaki benzerlikler ve farklılıklar gösterilmiştir.
YÖK Tez No: 542095Tatavlalı Mahremî, Aydınlı Visalî, Edirneli Nazmî ve Bosnalı Sâbit ile başlayıp... more YÖK Tez No: 542095Tatavlalı Mahremî, Aydınlı Visalî, Edirneli Nazmî ve Bosnalı Sâbit ile başlayıp gelişen "Türkî-i Basît" cereyânı daha sonra "Mahallîleşme" adı altında Nedim ile en iyi dönemini yaşamıştır. Bu çalışmamız 18. yüzyıl şâirlerinden Hoca Neş'et'in Divânı'nda mahallî unsurları tespit etmeye yöneliktir. Neş'et, Nedim sonrası daha da belirginleşen dilde sadeleşme ve halk kültürünün izlerini kendi şiirlerine de yansıtmıştır. Çalışmamıza 15.16. ve 17. yüzyılda ortaya çıkıp gelişen, 18. yüzyılda ise zirve dönemini yaşayan "Mahallîleşme Cereyânı" hakkında bilgiler vererek başladık. Neş'et'in Divânı'nda tespit ettiğimiz mahallî unsurları iki ana bölüm çerçevesinde inceledik. I. Bölüm, "Dil ve Üsluptaki Mahallîleşme Ögeleri", II. Bölüm ise "İçerikteki Mahallî Unsurlar" şeklindedir. Çalışmamızın ilk bölümüne halk içerisinde kullanılan atasözü, deyim ve yerel halk söyleyişlerinin tespiti ve tasnifi ile ba...
Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 2022
Türk İslâm edebiyatında; tevhid, münâcât, na't, siyer, şemâil, kısas-ı enbiyâlar gibi birçok dinî... more Türk İslâm edebiyatında; tevhid, münâcât, na't, siyer, şemâil, kısas-ı enbiyâlar gibi birçok dinî tür bulunmaktadır. Kimi eserler sadece bir tür üzerinde yoğunlaşırken kimi eserlerde ise birden fazla türü bir arada görmek mümkündür. Cenâbî'nin (ö. 1590) Cevâhirü'l-Garâib fî Tercemeti Dürri'l-Acâib adlı telif-tercüme eseri de birçok dinî türü ihtiva etmektedir. Eser içerisinde siyer, şemâil, peygamber kıssaları gibi birçok dinî türe ait konular bulunmaktadır. Hz. Peygamber'in fizikî ve ahlâkî özelliklerini ifade eden şemâil bölümü diğer bölümlere göre daha hacimlidir. Bu çalışmada, Sultan III. Murad'ın (1574-1595) emriyle telif-tercüme edilen Cenâbî'nin Cevâhirü'l-Garâib fî Tercemeti Dürri'l-Acâib adlı eserinin tanıtımı yapılmıştır. Çalışmada ilk olarak müellifin hayatı, edebî kişiliği ve eserleri hakkında bilgiler verilmiştir. Ardından çalışmaya konu olan Cevâhirü'l-Garâib'in tespit edilen nüshaları, nüshalar arasındaki benzerlikler ve farklılıklar gösterilmiştir.
1.Istılahlar: Bir nüsha tavsifinin ilmi esaslara göre yapılması belli bir düzen anlayışı ve belli... more 1.Istılahlar: Bir nüsha tavsifinin ilmi esaslara göre yapılması belli bir düzen anlayışı ve belli terimleri kullanmak suretiyle mümkündür. Bunlar; A Abadî: Hint abadîsi de denilen bir tür kağıttır. Hindistan'ın Devlet-abad şehrinde üretildiği için bu isim verilmiştir. Sarımtırak ve parlak bir kağıttır. Ahar: Kağıt yüzeyine parlaklık kazandırmak için uygulanan terkibe denir. Aharlı kağıt rutubet, küf, kitap kurdu ve zamana karşı daha dayanıklı olur. Ahar nişasta, yumurta akı nişadır, kitre, arap zamkı, üstübeç, beyaz şap, balık tutkalı, un, hatmi çiçeği, taze gül yaprağı ve pirinç malzemelerinden yapılır. Kağıt sözü edilen maddelerin eritildiği suya daldırılarak veya üzerine pamuk veya sünger ile sürülmek suretiyle aharlanır. İşlem iki kere yapılırsa kağıt için çift aharlı ya da çiftali sıfatı kullanılır. Daha fazla sürülmesi kağıdı çatlatır. En geç bir hafta içerisinde mührelenir. Ak Deri: Tirşe de denir. Kağıt yerine kullanılmış deriler için kullanılan bir tabirdir. Koyun ve keçi derileri kurutulup kazınarak ve inceltilerek yazı yazmaya elverişli hale getirilmiş ve bu gayeyle kullanılmıştır. Uzun ömürlü olması istenen kitaplar deri üzerine yazılmıştır. Avrupalılar daha çok Bergama'da yapılan ak deriye pergament (Parşömen) demişlerdir.
DBY Yayınları, 2021
Kırşehir doğumlu olan Âşık Paşa’nın kasd-ı mahsûsa ile Türkçeyi tercih ederek 10.613 beyit gibi g... more Kırşehir doğumlu olan Âşık Paşa’nın kasd-ı mahsûsa ile Türkçeyi tercih ederek 10.613 beyit gibi geniş bir hacimde telif ettiği Garib-nâme, çok çeşitli konuları ihtiva etmesi münasebetiyle, bir nevî İslamiyetin “Türkçe yaşam kılavuzu”nu oluşturmuştur. Böylece Anadolu coğrafyasında yaşayan Türklerin günlük dilde İslamiyeti ifade etmeleri ve sohbet konusu haline getirebilmeleri mümkün hale gelmiştir. Dolayısıyla eser, bu coğrafyada inşa edilmekte olan yeni kimliğin temellerine, İslamiyetin nüfuz etmesine imkan sağlamasındaki payı bakımından oldukça müstesna bir yere sahiptir.
Türk İslam edebiyatçısı ve İslam tarihçisi araştırmacıların ortak çalışmasıyla oluşturulan bu kitap, Garib-nâme’nin muhteva çeşitliliğini, edebî ve tarihî açıdan, tasnif ve tahlil edebilme denemesidir.
Dünbugünyarın, 2021
Kırşehir doğumlu olan Âşık Paşa’nın kasd-ı mahsûsa ile Türkçeyi tercih ederek 10.613 beyit gibi g... more Kırşehir doğumlu olan Âşık Paşa’nın kasd-ı mahsûsa ile Türkçeyi tercih ederek 10.613 beyit gibi geniş bir hacimde telif ettiği Garib-nâme, çok çeşitli konuları ihtiva etmesi münasebetiyle, bir nevî İslamiyetin “Türkçe yaşam kılavuzu”nu oluşturmuştur. Böylece Anadolu coğrafyasında yaşayan Türklerin günlük dilde İslamiyeti ifade etmeleri ve sohbet konusu haline getirebilmeleri mümkün hale gelmiştir. Dolayısıyla eser, bu coğrafyada inşa edilmekte olan yeni kimliğin temellerine, İslamiyetin nüfuz etmesine imkan sağlamasındaki payı bakımından oldukça müstesna bir yere sahiptir. Türk İslam edebiyatçısı ve İslam tarihçisi araştırmacıların ortak çalışmasıyla oluşturulan bu kitap, Garib-nâme’nin muhteva çeşitliliğini, edebî ve tarihî açıdan, tasnif ve tahlil edebilme denemesidir.
Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi
Türk İslâm edebiyatında; tevhid, münâcât, na't, siyer, şemâil, kısas-ı enbiyâlar gibi birçok dinî... more Türk İslâm edebiyatında; tevhid, münâcât, na't, siyer, şemâil, kısas-ı enbiyâlar gibi birçok dinî tür bulunmaktadır. Kimi eserler sadece bir tür üzerinde yoğunlaşırken kimi eserlerde ise birden fazla türü bir arada görmek mümkündür. Cenâbî'nin (ö. 1590) Cevâhirü'l-Garâib fî Tercemeti Dürri'l-Acâib adlı telif-tercüme eseri de birçok dinî türü ihtiva etmektedir. Eser içerisinde siyer, şemâil, peygamber kıssaları gibi birçok dinî türe ait konular bulunmaktadır. Hz. Peygamber'in fizikî ve ahlâkî özelliklerini ifade eden şemâil bölümü diğer bölümlere göre daha hacimlidir. Bu çalışmada, Sultan III. Murad'ın (1574-1595) emriyle telif-tercüme edilen Cenâbî'nin Cevâhirü'l-Garâib fî Tercemeti Dürri'l-Acâib adlı eserinin tanıtımı yapılmıştır. Çalışmada ilk olarak müellifin hayatı, edebî kişiliği ve eserleri hakkında bilgiler verilmiştir. Ardından çalışmaya konu olan Cevâhirü'l-Garâib'in tespit edilen nüshaları, nüshalar arasındaki benzerlikler ve farklılıklar gösterilmiştir.
YÖK Tez No: 542095Tatavlalı Mahremî, Aydınlı Visalî, Edirneli Nazmî ve Bosnalı Sâbit ile başlayıp... more YÖK Tez No: 542095Tatavlalı Mahremî, Aydınlı Visalî, Edirneli Nazmî ve Bosnalı Sâbit ile başlayıp gelişen "Türkî-i Basît" cereyânı daha sonra "Mahallîleşme" adı altında Nedim ile en iyi dönemini yaşamıştır. Bu çalışmamız 18. yüzyıl şâirlerinden Hoca Neş'et'in Divânı'nda mahallî unsurları tespit etmeye yöneliktir. Neş'et, Nedim sonrası daha da belirginleşen dilde sadeleşme ve halk kültürünün izlerini kendi şiirlerine de yansıtmıştır. Çalışmamıza 15.16. ve 17. yüzyılda ortaya çıkıp gelişen, 18. yüzyılda ise zirve dönemini yaşayan "Mahallîleşme Cereyânı" hakkında bilgiler vererek başladık. Neş'et'in Divânı'nda tespit ettiğimiz mahallî unsurları iki ana bölüm çerçevesinde inceledik. I. Bölüm, "Dil ve Üsluptaki Mahallîleşme Ögeleri", II. Bölüm ise "İçerikteki Mahallî Unsurlar" şeklindedir. Çalışmamızın ilk bölümüne halk içerisinde kullanılan atasözü, deyim ve yerel halk söyleyişlerinin tespiti ve tasnifi ile ba...