Ozdemir Sonmez | İstanbul Ticaret Üniversitesi (original) (raw)

Papers by Ozdemir Sonmez

Research paper thumbnail of Sanayileşen Alanlarda Tarım Topraklarını Koruma Güçlüğü: Trakya Bölge Planlama Deneyimi

DergiPark (Istanbul University), Dec 26, 2018

Geçtiğimiz yarım yüzyılda Türkiye'de kırsal nüfus hızla düşerken kentsel nüfus artmıştır. Bu süre... more Geçtiğimiz yarım yüzyılda Türkiye'de kırsal nüfus hızla düşerken kentsel nüfus artmıştır. Bu süreçte, doğal kaynak olan tarımsal alanların önemli bir bölümü niteliğini kaybetmiş, kişi başına düşen tarım toprağı yaklaşık 7500 m 2 iken, yarı yarıya azalarak 3400 m 2 /kişi düzeyine gerilemiştir. Diğer yandan, birçok çevre düzeni planında "tarım alanlarının korunması" temel ilke olarak benimsenmiş olmasına rağmen pek başarılı olunamamıştır. Bu planlardan biri de, Trakya Bölgesi için, Çevre Bakanlığı, Trakya Kalkınma Birliği (TRAKAB) ve İstanbul Metropoliten Planlama Merkezi (İMP) işbirliği ile yapılan "Trakya Alt Bölgesi Çevre Düzeni Planı"dır. Önemli tarım topraklarına sahip olan bölgede, sanayinin ve kentsel yapılaşmanın tarım toprakları aleyhine yayılmasının engellenmesini amaçlayan bu plan, 2009 yılında onaylanmıştır. Buna rağmen, mutlak tarım topraklarının yoğunlukta olduğu birçok bölgede olduğu gibi burada da tarım topraklarının yapılaşmalara açılması önlenememiştir. Bu çalışmada, yukarıda sözü edilen plan çerçevesinde, Trakya bölgesinde tarımsal alanlarda yaşanan değişim süreci irdelenerek, kuramsal arka planı ile birlikte değerlendirilmekte, söz konusu plan kapsamında, sanayi kaynaklı kirliliğin önlenmesi ve tarımsal potansiyelin korunarak geliştirilmesine dönük geliştirilen/belirlenen yöntem ve stratejiler tartışılmaktadır. Ayrıca birçok plan çalışmasında tarımsal alanların korunması ve geliştirilmesine dönük kararların uygulanamama nedenleri analiz edilerek nedenleri saptanmaya çalışılmaktadır.

Research paper thumbnail of Doğa Tabanli Çözümler İle Sürdürülebi̇li̇r Sokak Planlamasi

İklim değişikliği, kentlerin inşasında doğadan kopuşun bir yansıması olarak düşünüldüğünde, bu so... more İklim değişikliği, kentlerin inşasında doğadan kopuşun bir yansıması olarak düşünüldüğünde, bu soruna karşı geliştirilecek çözümler doğaya uyumlu yapılaşmayı beraberinde getirir. Zira sert zemin ve beton odaklı yapılaşmalar, kentleri zamanla kentsel ısı adası etkisi, su baskınları vs. gibi iklimsel sorunların odağı hâline getirmektedir. Mekânsal planlamaya doğaya saygılı çözümleri adapte etmek, hiç şüphesiz kentsel sistemlerde fayda unsurunu ön plana çıkaracaktır. Doğa tabanlı çözümler isimli yenilikçi müdahalelerle bu adaptasyona, sosyal kurgunun temelini oluşturan bir ulaşım alanı ve tarih boyunca kentlerdeki en önemli kamusal mekânlardan biri olan sokak mekânından başlamak, dirençli ve sürdürülebilir kentlerin oluşmasına katkı sağlayacaktır. Bu çözümlerin sokak bazında adaptasyonu için kentsel dönüşüm projeleri bir fırsattır. Çalışmanın amacı iklim değişikliğine karşı sürdürülebilir sokak planlamasında doğa tabanlı çözümlerin katkısını incelemektir. Literatür araştırmasının ardından çözümlerin sağladığı faydaları somutlaştırmak adına İklime Dayanıklı Şehir Araç Kutusu (Climate Proof City Toolbox) ile interaktif harita üzerinde, hâlihazırda kentsel dönüşüm alanında bulunan Edirne'de bir bölge çalışılmıştır ve sonucunda sürdürülebilir sokak planlamasına dair önerilerde bulunulmuştur.

Research paper thumbnail of Arazi Kullanimi Ve Ulaşim İli̇şki̇si̇ Tari̇hi̇ Yarimada Örneği̇nde Değerlendi̇ri̇lmesi̇

Arazı kullanım ve ulaşım ilişkisi birçok araştırmacı tarafından çalışılmıştır. Çünkü ulaşım ve ar... more Arazı kullanım ve ulaşım ilişkisi birçok araştırmacı tarafından çalışılmıştır. Çünkü ulaşım ve arazi kullanım birbiriyle iç içe etkileşimli olarak gelişirler. Ulaştırma planlama kararları, arazi kullanım gelişimini etkiler ve arazi kullanım koşulları, ulaştırma faaliyetini etkiler. Söz konusu bu durum ulaşım sistemlerinin kentler için ne derece önem arz ettiğini anlamamızı sağlamaktadır. Kentin dokusu ulaşım ağları tarafından şekillenmekte ve bununla birlikte arazi kullanım türlerinin yer seçimi ulaşım güzergâhlarına göre şekillenmekte ve değişkenlik göstermektedir. Bu bağlamda ulaşım sistemi ile arazi kullanımı arasında güçlü bir bağ olduğunu ve bu iki kavramın birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini söylemek mümkündür. Bu çalışmada arazi kullanımı ve ulaşım arasında ilişkinin araştırılması amaçlanmaktadır. Bu çalışmada İstanbul’un Fatih ilçesi ve bu kapsamda Tarihi Yarımada örnek çalışma alanı olarak seçilmiştir. Bu çalışma kapsamında Tarihi yarımadadaki arazı kullanım değiştikçe ulaş...

Research paper thumbnail of The Effect of the Pandemic Process on the Use of Public Transportation: Samsun Light Rail System Example

DergiPark (Istanbul University), May 13, 2022

Covid-19 salgını tüm dünyada ve ülkemizde etkisini göstererek beraberinde birçok konuda krize yol... more Covid-19 salgını tüm dünyada ve ülkemizde etkisini göstererek beraberinde birçok konuda krize yol açmıştır. Salgının yayılma hızını azaltmak amacıyla birçok karar alınmış olup alınan kararlar doğrultusunda eğitim, sağlık, turizm, eğlence, sanayi, tekstil, gıda, tarım, giyim, perakende gibi birçok sektör doğrudan veya dolaylı yoldan etkilenmiştir. Etkilenen sektörlerden birinin de ulaşım sektörü olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma kapsamında samsun ilinde hizmet veren hafif raylı sistem hattı kullanıcılarının akıllı bilet sistemiyle 2019 Mart ayından 2021 Şubat ayına kadar olan binişleri analiz edilmiştir. Yapılan yolculuklar; aylık toplam kullanıcı sayısı, aylık tam kullanıcı sayısı, aylık ücretsiz kullanıcı sayısı olarak pandemi öncesi ve pandemi dönemi bir yıllık olacak şekilde sınıflandırılmıştır. Pandemi döneminde gerçekleşen yolculukların ilgili kurum ve kuruluşların aldığı kararlar sonucunda uğradığı değişimler analiz edilmiştir.

Research paper thumbnail of Sanayi̇ Alanlarinin Kentsel Forma Ve Saçaklanmaya Etki̇si̇:Arnavutköy Örneği̇

Research paper thumbnail of Kamu Kurum Ve Kuruluşlarinda Emlak Yöneti̇mi̇ni̇n Kentsel Geli̇şmeye Etki̇leri̇: Arnavutköy Örneği̇

Bu çalışma ile kamu kurumlarının mülkiyetindeki gayrimenkullere uygulamış oldukları emlak yönetim... more Bu çalışma ile kamu kurumlarının mülkiyetindeki gayrimenkullere uygulamış oldukları emlak yönetimi faaliyetlerinin kentsel gelişmeye etkileri İstanbul Arnavutköy ilçesi örneği üzerinden incelenmiştir. Kamu kurum ve kuruluşlarının mülkiyetinde olan taşınmaz mallar, sosyal ve ekonomik yararlılığı gereği, kamu hizmetlerinde (okullar, parklar gibi donatı) ve kamunun yararına (yollar, meydanlar gibi) kullanılırken, mali anlamda işlevleri gereği finansman sağlama amacıyla da (kiralanması veya satışı gibi) kullanılmaktadır. Çalışma 3 ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde çalışmanın amacı, önemi ile gerekliğine değinilmiş ve çalışmanın temel kavramları açıklanmıştır. İkinci bölümde, Arnavutköy'de bulunan ve mülkiyeti büyükşehir ve ilçe belediyesine ait olan emlak kullanımları ve haraketlilikleri hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde kamu kurum ve kuruluşları emlak yönetiminin yerel anlamda kentsel gelişmeye olan olumlu ve olumsuz etkileri İstanbul Arnavutköy Belediyesi emlak yönetim faaliyetleri çerçevesinde tartışılarak değerlendirilmiştir. Kamu kurumları emlak yönetimi çalışmaları beraberinde kentteki yapılaşmaya, donatı alanlarının artırılmasına ve ulaşım ağlarının iyileştirilmesine katkısı tartışılmıştır. Bu bağlamda yerel yönetimlerde bulunan emlak stoğunun doğru ve planlı yönetilmesi durumunda kentsel gelişmeye pozitif etkiler göstereceği değerlendirilmiştir.

Research paper thumbnail of Changes in urban density; case of Istanbul's massive redeveloping areas

Megaron, 2018

Özdemir SÖNMEZ 2000'li yılların başından buyana İstanbul metropolünde "kentsel dönüşüm" adı altın... more Özdemir SÖNMEZ 2000'li yılların başından buyana İstanbul metropolünde "kentsel dönüşüm" adı altında önemli değişimler yaşanmakta, yıkılan konut alanları yerine çok daha yoğun yapılar yapılmaktadır. Böylece kentin yoğunluk dokusu ile birlikte morfolojik yapısı da önemli ölçüde değişmektedir. Bu değişim, "depreme dayanıklı olması" ve "modern mimarileri" gibi nedenlerle bazı insanlar tarafından olumlu karşılanırken, özellikle mimar ve plancılardan oluşan diğer bir grup tarafından yüksek yoğunlukları, yetersiz olan donatı alanlarının çok daha yetersiz hale geleceği, birçok konutun güneş alamaz konumda olacağı vb. nedenlerle oldukça endişe verici olarak değerlendirilmektedir. Bu noktadan hareketle çalışma, İstanbul'da özellikle konut alanlarında yaşanan değişimleri "yoğunluk" boyutu ile araştırmakta ve yaşam kalitesini belirleyen en önemli etkenlerden biri olan nüfus ve yapı yoğunluğu açısından nasıl bir tablo oluştuğu/oluşacağı konusunu tartışmaktadır. Bu doğrultuda İstanbul'da yürütülmekte olan "kentsel dönüşüm" uygulamalarının mevcut doku ile nasıl farklılaştığını ve en az 60-70 yıl varlığını sürdürecek olan yeni uygulamaların yoğunluk açısından nasıl değiştiğini ve nasıl bir dokuya evrildiğini sorgulamayı amaçlamaktadır. Ayrıca bu değişimin diğer metropol kentler ile benzerlikleri olup olmadığını, ya da nasıl ayrıştığını anlamak üzere, ilgili teorik çalışmalar ve diğer metropol kentlere ait güncel veriler gözden geçirilmekte, "kentsel yoğunluk" tanımı ve planlama literatüründe yoğunluk kavramını açıklamak üzere ortaya atılan teoriler tartışılmaktadır. Bu doğrultuda, İstanbul'da konut alanlarında yaşanan yoğunluk değişimlerini anlamak üzere seçilen 6 örnek proje ile deprem riskli alanlarda geliştirilen yeni projelerin ortaya koyduğu tablo karşılaştırmalı olarak incelenmekte ve İstanbul'da gelecekte olası yoğunluk dağılımı üzerine değerlendirmeler yapılmaktadır.

Research paper thumbnail of Implementation difficulties in the planning of Istanbul metropolitan area: experience of Kartal transformation project

Megaron, 2018

İstanbul, 1950'li yıllardan buyana sanayileşme ve göçün yarattığı plansız ve yasadışı yapılarla k... more İstanbul, 1950'li yıllardan buyana sanayileşme ve göçün yarattığı plansız ve yasadışı yapılarla kontrolsüz büyüyerek birçok kentsel sorunu bünyesinde bulunduran "azman" bir kente dönüşmüştür. Bu sorunu durdurarak metropoliten kentin planlı ve sağlıklı gelişmesi, planlama eylemleriyle yönlendirilebilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması yönünde, 2005-2009 yılları arasında İstanbul Metropoliten Planlama Merkezi (İMP) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) birlikteliğinde İstanbul Çevre Düzeni Planı hazırlanarak tamamlanmış ve planda belirlenen hedeflere ulaşmak amacıyla bazı projeler belirlenerek uygulanmaya çalışılmıştır. Bunların içinde en önemli projelerden biri; İstanbul'un doğu yakası için Merkezi İş Alanı (MİA) olarak önerilen Kartal sanayi alanı dönüşüm projesidir. Projenin bir amacı, metropolün doğu yakasında yeni bir merkez yaratılarak, doğu-batı arasında günlük gidiş-gelişleri azaltmak, böylece boğaz geçişlerinde giderek artan ulaşım yoğunluğunu düşürebilmek, diğer bir amacı da sermayenin yapılı çevreye olan talebinin metropol üzerinde yoğunlaşan yapılaşma enerji ve baskısını merkezden uzaklaştırarak kanatlara çekmektir. Bu temel amaçlar çerçevesinde ve paydaşların önemli oranda katılımı ile hazırlanan plan, birkaç kez mahkemeye taşınarak iptal edilmiş, günümüze kadar uygulamaya geçememiştir. Diğer yandan gerek söz konusu alan içinde ve gerekse metropolün merkezi bölgelerinde, parçacıl ve bireysel projelerle, çevresiyle bağlantısız, birbiriyle uyumsuz, bir bölümü planda donatı alanları olarak öngörülen alanlarda, mevzi planlar yoluyla binalar yükselmeye devam etmektedir. Bu makalede temel olarak, İstanbul çevre düzeni planında yukarıda açıklanan hedef doğrultusunda öngörülen "kartal kentsel dönüşüm projesi" yarışması ve planlama sürecini, çalışmanın yürütücüsü olarak değerlendirmesini yapmak ve planın karşısında oluşan muhalif görüşleri 2017 yılı sonu itibariyle sürecin geldiği aşama perspektifinde "kamu yararı, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları" çerçevesinde tartışmaktır. Böylece, İstanbul'un planlanması sürecinde, 2004 yılında kurulan ve Türkiye açısından farklı bir model olması nedeniyle, mesleki çevrelerde olumlu/olumsuz uzunca bir süre eleştirilerin odağında yer almış olan İMP tarafından hazırlanan, "Kartal Merkez İmar Planlaması" süreci ve modeli tartışılarak değerlendirilecektir.

Research paper thumbnail of Spatial effects of Istanbul centered industrial spreading in sub-cities: the example of Tekirdag

Megaron, 2016

Sanayi sektörü, 1950'li yıllardan buyana başta İstanbul olmak üzere Türkiye'de de temel ekonomik ... more Sanayi sektörü, 1950'li yıllardan buyana başta İstanbul olmak üzere Türkiye'de de temel ekonomik faaliyet olarak, büyük kentlerin biçimlenmesinde belirleyici etkenlerden biri olmuştur. Bunun yanı sıra metropol kentlerde oluşan yığılmalar ve ardından bazı ekonomik eylemlerin aşırı birikmelerden dolayı ekonomik dönüm noktalarını aşmaları, yeni alanlara yönelme gereksinimi yaratmış ve bu alanların sunduğu konumsal avantajlar doğrultusunda hareket etmelerine yol açmıştır. Bu doğrultuda İstanbul Metropolü kaynaklı birçok sanayi doğu, batı ve güney yönünde genişleyerek Marmara Bölgesi içinde birçok alana yayılmış ve bu alanlarda önemli değişimleri de beraberinde getirmiştir. Metrepolün batı komşusu konumunda bulunan Tekirdağ ve bağlı yerleşmelerde bu değişimlerden oldukça etkilenmiştir. 1980-2010 yılları arasında hızlanarak devam eden değişimler bir yandan idari yapılanmayı yeniden oluştururken, oluşan yeni idari yapılarda mekansal değişimleri hızlandırmıştır. 30 yıllık bu süreçte 17 adet yeni belde belediyesi kurulmuş ve toplam olarak yaklaşık 60.000 ha alan yapılaşmaya açılmıştır. Bu doğrultuda, bu makalede, İstanbul metropolünün etki alanında hızlı bir ekonomik değişim ve büyüme süreci yaşayan Tekirdağ ili içinde bulunan yerleşmelerde, 1980 yılından 2010'a kadar oluşan yerel yönetimler ve bunların yerel planları yönlendirme biçimleri incelenmekte ve yapılan planların sanayi etki alanları içinde olan yerleşmelerde nasıl etkilendiği matematiksel olarak test edilmektedir.

Research paper thumbnail of Havali̇manlarinin Kent Makroformuna Etki̇si̇: Yeni̇ İstanbul Havali̇mani

DergiPark (Istanbul University), Feb 28, 2022

This article examines the effects of airports on the development and urban form of the cities. Fo... more This article examines the effects of airports on the development and urban form of the cities. For this purpose, as a case study, New Istanbul Airport, which is one of the most important projects recently carried out in Istanbul and built in the north of the metropolis was explored. For this purpose, the spatial changes that the airport, its components and the infrastructure facilities would create in the city are examined and discussed. In order to have a better understanding, the possible spatial effects of the new airport, which is discussed from different perspectives by different institutions, spatial developments took place in Istanbul since World War II, have been summarized. Those developments were reviewed in five stages and the factors that were effective in the formation of Istanbul's urban form were determined for each period. Furthermore, the new facilities and physical changes in the vicinity of Atatürk Airport built in Istanbul in 1953 and Sabiha Gökçen Airport built in 2001 were investigated and discussed how the new urban functional areas occurring around airports affect the urban macroform in a short time. Finally, the possible changes to be created by the New Istanbul Airport and the Channel Istanbul, Yavuz Sultan Selim Bridge and Northern Marmara Motorway in the north of the Istanbul metropolitan area were evaluated and discussed.

Research paper thumbnail of The Effects of Property Management in Public Institutions and Institutions on Urban Development: The Case of Arnavutköy

DergiPark (Istanbul University), Aug 31, 2021

Bu çalışma ile kamu kurumlarının mülkiyetindeki gayrimenkullere uygulamış oldukları emlak yönetim... more Bu çalışma ile kamu kurumlarının mülkiyetindeki gayrimenkullere uygulamış oldukları emlak yönetimi faaliyetlerinin kentsel gelişmeye etkileri İstanbul Arnavutköy ilçesi örneği üzerinden incelenmiştir. Kamu kurum ve kuruluşlarının mülkiyetinde olan taşınmaz mallar, sosyal ve ekonomik yararlılığı gereği, kamu hizmetlerinde (okullar, parklar gibi donatı) ve kamunun yararına (yollar, meydanlar gibi) kullanılırken, mali anlamda işlevleri gereği finansman sağlama amacıyla da (kiralanması veya satışı gibi) kullanılmaktadır. Çalışma 3 ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde çalışmanın amacı, önemi ile gerekliğine değinilmiş ve çalışmanın temel kavramları açıklanmıştır. İkinci bölümde, Arnavutköy'de bulunan ve mülkiyeti büyükşehir ve ilçe belediyesine ait olan emlak kullanımları ve haraketlilikleri hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde kamu kurum ve kuruluşları emlak yönetiminin yerel anlamda kentsel gelişmeye olan olumlu ve olumsuz etkileri İstanbul Arnavutköy Belediyesi emlak yönetim faaliyetleri çerçevesinde tartışılarak değerlendirilmiştir. Kamu kurumları emlak yönetimi çalışmaları beraberinde kentteki yapılaşmaya, donatı alanlarının artırılmasına ve ulaşım ağlarının iyileştirilmesine katkısı tartışılmıştır. Bu bağlamda yerel yönetimlerde bulunan emlak stoğunun doğru ve planlı yönetilmesi durumunda kentsel gelişmeye pozitif etkiler göstereceği değerlendirilmiştir.

Research paper thumbnail of Sanayileşen Alanlarda Tarım Topraklarını Koruma Güçlüğü: Trakya Bölge Planlama Deneyimi

Gectigimiz yarim yuzyilda Turkiye’de kirsal nufus hizla duserken kentsel nufus artmistir. Bu sure... more Gectigimiz yarim yuzyilda Turkiye’de kirsal nufus hizla duserken kentsel nufus artmistir. Bu surecte, dogal kaynak olan tarimsal alanlarin onemli bir bolumu niteligini kaybetmis, kisi basina dusen tarim topragi yaklasik 7500 m 2 iken, yari yariya azalarak 3400 m 2 /kisi duzeyine gerilemistir. Diger yandan, bircok cevre duzeni planinda “tarim alanlarinin korunmasi” temel ilke olarak benimsenmis olmasina ragmen pek basarili olunamamistir. Bu planlardan biri de, Trakya Bolgesi icin, Cevre Bakanligi, Trakya Kalkinma Birligi (TRAKAB) ve Istanbul Metropoliten Planlama Merkezi (IMP) isbirligi ile yapilan “Trakya Alt Bolgesi Cevre Duzeni Plani”dir. Onemli tarim topraklarina sahip olan bolgede, sanayinin ve kentsel yapilasmanin tarim topraklari aleyhine yayilmasinin engellenmesini amaclayan bu plan, 2009 yilinda onaylanmistir. Buna ragmen, mutlak tarim topraklarinin yogunlukta oldugu bircok bolgede oldugu gibi burada da tarim topraklarinin yapilasmalara acilmasi onlenememistir. Bu calismada,...

Research paper thumbnail of Arazi Kullanimi Ve Ulaşim İli̇şki̇si̇ Tari̇hi̇ Yarimada Örneği̇nde Değerlendi̇ri̇lmesi̇

İstanbul Ticaret Üniversitesi Teknoloji ve Uygulamalı Bilimler Dergisi

Arazı kullanım ve ulaşım ilişkisi birçok araştırmacı tarafından çalışılmıştır. Çünkü ulaşım ve ar... more Arazı kullanım ve ulaşım ilişkisi birçok araştırmacı tarafından çalışılmıştır. Çünkü ulaşım ve arazi kullanım birbiriyle iç içe etkileşimli olarak gelişirler. Ulaştırma planlama kararları, arazi kullanım gelişimini etkiler ve arazi kullanım koşulları, ulaştırma faaliyetini etkiler. Söz konusu bu durum ulaşım sistemlerinin kentler için ne derece önem arz ettiğini anlamamızı sağlamaktadır. Kentin dokusu ulaşım ağları tarafından şekillenmekte ve bununla birlikte arazi kullanım türlerinin yer seçimi ulaşım güzergâhlarına göre şekillenmekte ve değişkenlik göstermektedir. Bu bağlamda ulaşım sistemi ile arazi kullanımı arasında güçlü bir bağ olduğunu ve bu iki kavramın birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini söylemek mümkündür. Bu çalışmada arazi kullanımı ve ulaşım arasında ilişkinin araştırılması amaçlanmaktadır. Bu çalışmada İstanbul’un Fatih ilçesi ve bu kapsamda Tarihi Yarımada örnek çalışma alanı olarak seçilmiştir. Bu çalışma kapsamında Tarihi yarımadadaki arazı kullanım değiştikçe ulaş...

Research paper thumbnail of Doğa Tabanli Çözümler İle Sürdürülebi̇li̇r Sokak Planlamasi

İstanbul Ticaret Üniversitesi Teknoloji ve Uygulamalı Bilimler Dergisi

İklim değişikliği, kentlerin inşasında doğadan kopuşun bir yansıması olarak düşünüldüğünde, bu so... more İklim değişikliği, kentlerin inşasında doğadan kopuşun bir yansıması olarak düşünüldüğünde, bu soruna karşı geliştirilecek çözümler doğaya uyumlu yapılaşmayı beraberinde getirir. Zira sert zemin ve beton odaklı yapılaşmalar, kentleri zamanla kentsel ısı adası etkisi, su baskınları vs. gibi iklimsel sorunların odağı hâline getirmektedir. Mekânsal planlamaya doğaya saygılı çözümleri adapte etmek, hiç şüphesiz kentsel sistemlerde fayda unsurunu ön plana çıkaracaktır. Doğa tabanlı çözümler isimli yenilikçi müdahalelerle bu adaptasyona, sosyal kurgunun temelini oluşturan bir ulaşım alanı ve tarih boyunca kentlerdeki en önemli kamusal mekânlardan biri olan sokak mekânından başlamak, dirençli ve sürdürülebilir kentlerin oluşmasına katkı sağlayacaktır. Bu çözümlerin sokak bazında adaptasyonu için kentsel dönüşüm projeleri bir fırsattır. Çalışmanın amacı iklim değişikliğine karşı sürdürülebilir sokak planlamasında doğa tabanlı çözümlerin katkısını incelemektir. Literatür araştırmasının ardın...

Research paper thumbnail of The Effects of Property Management in Public Institutions and Institutions on Urban Development: The Case of Arnavutköy

Istanbul University - DergiPark, Aug 31, 2021

Research paper thumbnail of Havali̇manlarinin Kent Makroformuna Etki̇si̇: Yeni̇ İstanbul Havali̇mani

This article examines the effects of airports on the development and urban form of the cities. Fo... more This article examines the effects of airports on the development and urban form of the cities. For this purpose, as a case study, New Istanbul Airport, which is one of the most important projects recently carried out in Istanbul and built in the north of the metropolis was explored. For this purpose, the spatial changes that the airport, its components and the infrastructure facilities would create in the city are examined and discussed. In order to have a better understanding, the possible spatial effects of the new airport, which is discussed from different perspectives by different institutions, spatial developments took place in Istanbul since World War II, have been summarized. Those developments were reviewed in five stages and the factors that were effective in the formation of Istanbul's urban form were determined for each period. Furthermore, the new facilities and physical changes in the vicinity of Atatürk Airport built in Istanbul in 1953 and Sabiha Gökçen Airport built in 2001 were investigated and discussed how the new urban functional areas occurring around airports affect the urban macroform in a short time. Finally, the possible changes to be created by the New Istanbul Airport and the Channel Istanbul, Yavuz Sultan Selim Bridge and Northern Marmara Motorway in the north of the Istanbul metropolitan area were evaluated and discussed.

Research paper thumbnail of Kamu Kurum Ve Kuruluşlarinda Emlak Yöneti̇mi̇ni̇n Kentsel Geli̇şmeye Etki̇leri̇: Arnavutköy Örneği̇

İstanbul Ticaret Üniversitesi Teknoloji ve Uygulamalı Bilimler Dergisi, Aug 31, 2021

Research paper thumbnail of The Effect of the Pandemic Process on the Use of Public Transportation: Samsun Light Rail System Example

Istanbul University - DergiPark, May 13, 2022

Covid-19 salgını tüm dünyada ve ülkemizde etkisini göstererek beraberinde birçok konuda krize yol... more Covid-19 salgını tüm dünyada ve ülkemizde etkisini göstererek beraberinde birçok konuda krize yol açmıştır. Salgının yayılma hızını azaltmak amacıyla birçok karar alınmış olup alınan kararlar doğrultusunda eğitim, sağlık, turizm, eğlence, sanayi, tekstil, gıda, tarım, giyim, perakende gibi birçok sektör doğrudan veya dolaylı yoldan etkilenmiştir. Etkilenen sektörlerden birinin de ulaşım sektörü olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma kapsamında samsun ilinde hizmet veren hafif raylı sistem hattı kullanıcılarının akıllı bilet sistemiyle 2019 Mart ayından 2021 Şubat ayına kadar olan binişleri analiz edilmiştir. Yapılan yolculuklar; aylık toplam kullanıcı sayısı, aylık tam kullanıcı sayısı, aylık ücretsiz kullanıcı sayısı olarak pandemi öncesi ve pandemi dönemi bir yıllık olacak şekilde sınıflandırılmıştır. Pandemi döneminde gerçekleşen yolculukların ilgili kurum ve kuruluşların aldığı kararlar sonucunda uğradığı değişimler analiz edilmiştir.

Research paper thumbnail of Implementation difficulties in the planning of Istanbul metropolitan area: experience of Kartal transformation project

MEGARON / Yıldız Technical University, Faculty of Architecture E-Journal, 2018

İstanbul, 1950'li yıllardan buyana sanayileşme ve göçün yarattığı plansız ve yasadışı yapılarla k... more İstanbul, 1950'li yıllardan buyana sanayileşme ve göçün yarattığı plansız ve yasadışı yapılarla kontrolsüz büyüyerek birçok kentsel sorunu bünyesinde bulunduran "azman" bir kente dönüşmüştür. Bu sorunu durdurarak metropoliten kentin planlı ve sağlıklı gelişmesi, planlama eylemleriyle yönlendirilebilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması yönünde, 2005-2009 yılları arasında İstanbul Metropoliten Planlama Merkezi (İMP) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) birlikteliğinde İstanbul Çevre Düzeni Planı hazırlanarak tamamlanmış ve planda belirlenen hedeflere ulaşmak amacıyla bazı projeler belirlenerek uygulanmaya çalışılmıştır. Bunların içinde en önemli projelerden biri; İstanbul'un doğu yakası için Merkezi İş Alanı (MİA) olarak önerilen Kartal sanayi alanı dönüşüm projesidir. Projenin bir amacı, metropolün doğu yakasında yeni bir merkez yaratılarak, doğu-batı arasında günlük gidiş-gelişleri azaltmak, böylece boğaz geçişlerinde giderek artan ulaşım yoğunluğunu düşürebilmek, diğer bir amacı da sermayenin yapılı çevreye olan talebinin metropol üzerinde yoğunlaşan yapılaşma enerji ve baskısını merkezden uzaklaştırarak kanatlara çekmektir. Bu temel amaçlar çerçevesinde ve paydaşların önemli oranda katılımı ile hazırlanan plan, birkaç kez mahkemeye taşınarak iptal edilmiş, günümüze kadar uygulamaya geçememiştir. Diğer yandan gerek söz konusu alan içinde ve gerekse metropolün merkezi bölgelerinde, parçacıl ve bireysel projelerle, çevresiyle bağlantısız, birbiriyle uyumsuz, bir bölümü planda donatı alanları olarak öngörülen alanlarda, mevzi planlar yoluyla binalar yükselmeye devam etmektedir. Bu makalede temel olarak, İstanbul çevre düzeni planında yukarıda açıklanan hedef doğrultusunda öngörülen "kartal kentsel dönüşüm projesi" yarışması ve planlama sürecini, çalışmanın yürütücüsü olarak değerlendirmesini yapmak ve planın karşısında oluşan muhalif görüşleri 2017 yılı sonu itibariyle sürecin geldiği aşama perspektifinde "kamu yararı, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları" çerçevesinde tartışmaktır. Böylece, İstanbul'un planlanması sürecinde, 2004 yılında kurulan ve Türkiye açısından farklı bir model olması nedeniyle, mesleki çevrelerde olumlu/olumsuz uzunca bir süre eleştirilerin odağında yer almış olan İMP tarafından hazırlanan, "Kartal Merkez İmar Planlaması" süreci ve modeli tartışılarak değerlendirilecektir.

Research paper thumbnail of Changes in urban density; case of Istanbul's massive redeveloping areas

Giriş Türkiye’nin birçok kentinde depreme dayanıklı sağlıklı konutlar inşa etmek gerekçesiyle “ke... more Giriş Türkiye’nin birçok kentinde depreme dayanıklı sağlıklı konutlar inşa etmek gerekçesiyle “kentsel dönüşüm” adı altında birçok bina ve hatta mahalle yıkılıp yerine çok daha büyük boyutlarda binalar yapılmaktadır. Bu işlem “kentsel dönüşüm”, “kentsel yenileme”, “rantsal dönüşüm” gibi birçok kavramla adlandırılırken ve birçok çevrelerce tartışılırken, aynı zamanda, başta metropol kentler olmak üzere, yerleşmelerde önemli morfolojik değişim/ dönüşümlere neden olmaktadır. Bu süreci yoğun olarak yaşayan İstanbul’da, özellikle ana merkez olarak adlandırılabilecek birinci çember dışındaki ilçelerde, başta konut alanları dokusu değişmekte ve hızla yoğunlaşmaktadır. Bu sürecin 10-20 yıllık bir gelecekte metropol kentlerimizde ve İstanbul’da nasıl bir tablo yaratacağı konusu, bazı çevrelerde endişe verici düzeyde olumsuz, bazı çevrelerde ise olumlu karşılanmakta ve yorumlanmaktadır. Diğer yandan, mevcut dokuyu da olumlu olarak değerlendirmek pek olası değildir. Öncelikle İstanbul olmak üz...

Research paper thumbnail of Sanayileşen Alanlarda Tarım Topraklarını Koruma Güçlüğü: Trakya Bölge Planlama Deneyimi

DergiPark (Istanbul University), Dec 26, 2018

Geçtiğimiz yarım yüzyılda Türkiye'de kırsal nüfus hızla düşerken kentsel nüfus artmıştır. Bu süre... more Geçtiğimiz yarım yüzyılda Türkiye'de kırsal nüfus hızla düşerken kentsel nüfus artmıştır. Bu süreçte, doğal kaynak olan tarımsal alanların önemli bir bölümü niteliğini kaybetmiş, kişi başına düşen tarım toprağı yaklaşık 7500 m 2 iken, yarı yarıya azalarak 3400 m 2 /kişi düzeyine gerilemiştir. Diğer yandan, birçok çevre düzeni planında "tarım alanlarının korunması" temel ilke olarak benimsenmiş olmasına rağmen pek başarılı olunamamıştır. Bu planlardan biri de, Trakya Bölgesi için, Çevre Bakanlığı, Trakya Kalkınma Birliği (TRAKAB) ve İstanbul Metropoliten Planlama Merkezi (İMP) işbirliği ile yapılan "Trakya Alt Bölgesi Çevre Düzeni Planı"dır. Önemli tarım topraklarına sahip olan bölgede, sanayinin ve kentsel yapılaşmanın tarım toprakları aleyhine yayılmasının engellenmesini amaçlayan bu plan, 2009 yılında onaylanmıştır. Buna rağmen, mutlak tarım topraklarının yoğunlukta olduğu birçok bölgede olduğu gibi burada da tarım topraklarının yapılaşmalara açılması önlenememiştir. Bu çalışmada, yukarıda sözü edilen plan çerçevesinde, Trakya bölgesinde tarımsal alanlarda yaşanan değişim süreci irdelenerek, kuramsal arka planı ile birlikte değerlendirilmekte, söz konusu plan kapsamında, sanayi kaynaklı kirliliğin önlenmesi ve tarımsal potansiyelin korunarak geliştirilmesine dönük geliştirilen/belirlenen yöntem ve stratejiler tartışılmaktadır. Ayrıca birçok plan çalışmasında tarımsal alanların korunması ve geliştirilmesine dönük kararların uygulanamama nedenleri analiz edilerek nedenleri saptanmaya çalışılmaktadır.

Research paper thumbnail of Doğa Tabanli Çözümler İle Sürdürülebi̇li̇r Sokak Planlamasi

İklim değişikliği, kentlerin inşasında doğadan kopuşun bir yansıması olarak düşünüldüğünde, bu so... more İklim değişikliği, kentlerin inşasında doğadan kopuşun bir yansıması olarak düşünüldüğünde, bu soruna karşı geliştirilecek çözümler doğaya uyumlu yapılaşmayı beraberinde getirir. Zira sert zemin ve beton odaklı yapılaşmalar, kentleri zamanla kentsel ısı adası etkisi, su baskınları vs. gibi iklimsel sorunların odağı hâline getirmektedir. Mekânsal planlamaya doğaya saygılı çözümleri adapte etmek, hiç şüphesiz kentsel sistemlerde fayda unsurunu ön plana çıkaracaktır. Doğa tabanlı çözümler isimli yenilikçi müdahalelerle bu adaptasyona, sosyal kurgunun temelini oluşturan bir ulaşım alanı ve tarih boyunca kentlerdeki en önemli kamusal mekânlardan biri olan sokak mekânından başlamak, dirençli ve sürdürülebilir kentlerin oluşmasına katkı sağlayacaktır. Bu çözümlerin sokak bazında adaptasyonu için kentsel dönüşüm projeleri bir fırsattır. Çalışmanın amacı iklim değişikliğine karşı sürdürülebilir sokak planlamasında doğa tabanlı çözümlerin katkısını incelemektir. Literatür araştırmasının ardından çözümlerin sağladığı faydaları somutlaştırmak adına İklime Dayanıklı Şehir Araç Kutusu (Climate Proof City Toolbox) ile interaktif harita üzerinde, hâlihazırda kentsel dönüşüm alanında bulunan Edirne'de bir bölge çalışılmıştır ve sonucunda sürdürülebilir sokak planlamasına dair önerilerde bulunulmuştur.

Research paper thumbnail of Arazi Kullanimi Ve Ulaşim İli̇şki̇si̇ Tari̇hi̇ Yarimada Örneği̇nde Değerlendi̇ri̇lmesi̇

Arazı kullanım ve ulaşım ilişkisi birçok araştırmacı tarafından çalışılmıştır. Çünkü ulaşım ve ar... more Arazı kullanım ve ulaşım ilişkisi birçok araştırmacı tarafından çalışılmıştır. Çünkü ulaşım ve arazi kullanım birbiriyle iç içe etkileşimli olarak gelişirler. Ulaştırma planlama kararları, arazi kullanım gelişimini etkiler ve arazi kullanım koşulları, ulaştırma faaliyetini etkiler. Söz konusu bu durum ulaşım sistemlerinin kentler için ne derece önem arz ettiğini anlamamızı sağlamaktadır. Kentin dokusu ulaşım ağları tarafından şekillenmekte ve bununla birlikte arazi kullanım türlerinin yer seçimi ulaşım güzergâhlarına göre şekillenmekte ve değişkenlik göstermektedir. Bu bağlamda ulaşım sistemi ile arazi kullanımı arasında güçlü bir bağ olduğunu ve bu iki kavramın birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini söylemek mümkündür. Bu çalışmada arazi kullanımı ve ulaşım arasında ilişkinin araştırılması amaçlanmaktadır. Bu çalışmada İstanbul’un Fatih ilçesi ve bu kapsamda Tarihi Yarımada örnek çalışma alanı olarak seçilmiştir. Bu çalışma kapsamında Tarihi yarımadadaki arazı kullanım değiştikçe ulaş...

Research paper thumbnail of The Effect of the Pandemic Process on the Use of Public Transportation: Samsun Light Rail System Example

DergiPark (Istanbul University), May 13, 2022

Covid-19 salgını tüm dünyada ve ülkemizde etkisini göstererek beraberinde birçok konuda krize yol... more Covid-19 salgını tüm dünyada ve ülkemizde etkisini göstererek beraberinde birçok konuda krize yol açmıştır. Salgının yayılma hızını azaltmak amacıyla birçok karar alınmış olup alınan kararlar doğrultusunda eğitim, sağlık, turizm, eğlence, sanayi, tekstil, gıda, tarım, giyim, perakende gibi birçok sektör doğrudan veya dolaylı yoldan etkilenmiştir. Etkilenen sektörlerden birinin de ulaşım sektörü olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma kapsamında samsun ilinde hizmet veren hafif raylı sistem hattı kullanıcılarının akıllı bilet sistemiyle 2019 Mart ayından 2021 Şubat ayına kadar olan binişleri analiz edilmiştir. Yapılan yolculuklar; aylık toplam kullanıcı sayısı, aylık tam kullanıcı sayısı, aylık ücretsiz kullanıcı sayısı olarak pandemi öncesi ve pandemi dönemi bir yıllık olacak şekilde sınıflandırılmıştır. Pandemi döneminde gerçekleşen yolculukların ilgili kurum ve kuruluşların aldığı kararlar sonucunda uğradığı değişimler analiz edilmiştir.

Research paper thumbnail of Sanayi̇ Alanlarinin Kentsel Forma Ve Saçaklanmaya Etki̇si̇:Arnavutköy Örneği̇

Research paper thumbnail of Kamu Kurum Ve Kuruluşlarinda Emlak Yöneti̇mi̇ni̇n Kentsel Geli̇şmeye Etki̇leri̇: Arnavutköy Örneği̇

Bu çalışma ile kamu kurumlarının mülkiyetindeki gayrimenkullere uygulamış oldukları emlak yönetim... more Bu çalışma ile kamu kurumlarının mülkiyetindeki gayrimenkullere uygulamış oldukları emlak yönetimi faaliyetlerinin kentsel gelişmeye etkileri İstanbul Arnavutköy ilçesi örneği üzerinden incelenmiştir. Kamu kurum ve kuruluşlarının mülkiyetinde olan taşınmaz mallar, sosyal ve ekonomik yararlılığı gereği, kamu hizmetlerinde (okullar, parklar gibi donatı) ve kamunun yararına (yollar, meydanlar gibi) kullanılırken, mali anlamda işlevleri gereği finansman sağlama amacıyla da (kiralanması veya satışı gibi) kullanılmaktadır. Çalışma 3 ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde çalışmanın amacı, önemi ile gerekliğine değinilmiş ve çalışmanın temel kavramları açıklanmıştır. İkinci bölümde, Arnavutköy'de bulunan ve mülkiyeti büyükşehir ve ilçe belediyesine ait olan emlak kullanımları ve haraketlilikleri hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde kamu kurum ve kuruluşları emlak yönetiminin yerel anlamda kentsel gelişmeye olan olumlu ve olumsuz etkileri İstanbul Arnavutköy Belediyesi emlak yönetim faaliyetleri çerçevesinde tartışılarak değerlendirilmiştir. Kamu kurumları emlak yönetimi çalışmaları beraberinde kentteki yapılaşmaya, donatı alanlarının artırılmasına ve ulaşım ağlarının iyileştirilmesine katkısı tartışılmıştır. Bu bağlamda yerel yönetimlerde bulunan emlak stoğunun doğru ve planlı yönetilmesi durumunda kentsel gelişmeye pozitif etkiler göstereceği değerlendirilmiştir.

Research paper thumbnail of Changes in urban density; case of Istanbul's massive redeveloping areas

Megaron, 2018

Özdemir SÖNMEZ 2000'li yılların başından buyana İstanbul metropolünde "kentsel dönüşüm" adı altın... more Özdemir SÖNMEZ 2000'li yılların başından buyana İstanbul metropolünde "kentsel dönüşüm" adı altında önemli değişimler yaşanmakta, yıkılan konut alanları yerine çok daha yoğun yapılar yapılmaktadır. Böylece kentin yoğunluk dokusu ile birlikte morfolojik yapısı da önemli ölçüde değişmektedir. Bu değişim, "depreme dayanıklı olması" ve "modern mimarileri" gibi nedenlerle bazı insanlar tarafından olumlu karşılanırken, özellikle mimar ve plancılardan oluşan diğer bir grup tarafından yüksek yoğunlukları, yetersiz olan donatı alanlarının çok daha yetersiz hale geleceği, birçok konutun güneş alamaz konumda olacağı vb. nedenlerle oldukça endişe verici olarak değerlendirilmektedir. Bu noktadan hareketle çalışma, İstanbul'da özellikle konut alanlarında yaşanan değişimleri "yoğunluk" boyutu ile araştırmakta ve yaşam kalitesini belirleyen en önemli etkenlerden biri olan nüfus ve yapı yoğunluğu açısından nasıl bir tablo oluştuğu/oluşacağı konusunu tartışmaktadır. Bu doğrultuda İstanbul'da yürütülmekte olan "kentsel dönüşüm" uygulamalarının mevcut doku ile nasıl farklılaştığını ve en az 60-70 yıl varlığını sürdürecek olan yeni uygulamaların yoğunluk açısından nasıl değiştiğini ve nasıl bir dokuya evrildiğini sorgulamayı amaçlamaktadır. Ayrıca bu değişimin diğer metropol kentler ile benzerlikleri olup olmadığını, ya da nasıl ayrıştığını anlamak üzere, ilgili teorik çalışmalar ve diğer metropol kentlere ait güncel veriler gözden geçirilmekte, "kentsel yoğunluk" tanımı ve planlama literatüründe yoğunluk kavramını açıklamak üzere ortaya atılan teoriler tartışılmaktadır. Bu doğrultuda, İstanbul'da konut alanlarında yaşanan yoğunluk değişimlerini anlamak üzere seçilen 6 örnek proje ile deprem riskli alanlarda geliştirilen yeni projelerin ortaya koyduğu tablo karşılaştırmalı olarak incelenmekte ve İstanbul'da gelecekte olası yoğunluk dağılımı üzerine değerlendirmeler yapılmaktadır.

Research paper thumbnail of Implementation difficulties in the planning of Istanbul metropolitan area: experience of Kartal transformation project

Megaron, 2018

İstanbul, 1950'li yıllardan buyana sanayileşme ve göçün yarattığı plansız ve yasadışı yapılarla k... more İstanbul, 1950'li yıllardan buyana sanayileşme ve göçün yarattığı plansız ve yasadışı yapılarla kontrolsüz büyüyerek birçok kentsel sorunu bünyesinde bulunduran "azman" bir kente dönüşmüştür. Bu sorunu durdurarak metropoliten kentin planlı ve sağlıklı gelişmesi, planlama eylemleriyle yönlendirilebilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması yönünde, 2005-2009 yılları arasında İstanbul Metropoliten Planlama Merkezi (İMP) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) birlikteliğinde İstanbul Çevre Düzeni Planı hazırlanarak tamamlanmış ve planda belirlenen hedeflere ulaşmak amacıyla bazı projeler belirlenerek uygulanmaya çalışılmıştır. Bunların içinde en önemli projelerden biri; İstanbul'un doğu yakası için Merkezi İş Alanı (MİA) olarak önerilen Kartal sanayi alanı dönüşüm projesidir. Projenin bir amacı, metropolün doğu yakasında yeni bir merkez yaratılarak, doğu-batı arasında günlük gidiş-gelişleri azaltmak, böylece boğaz geçişlerinde giderek artan ulaşım yoğunluğunu düşürebilmek, diğer bir amacı da sermayenin yapılı çevreye olan talebinin metropol üzerinde yoğunlaşan yapılaşma enerji ve baskısını merkezden uzaklaştırarak kanatlara çekmektir. Bu temel amaçlar çerçevesinde ve paydaşların önemli oranda katılımı ile hazırlanan plan, birkaç kez mahkemeye taşınarak iptal edilmiş, günümüze kadar uygulamaya geçememiştir. Diğer yandan gerek söz konusu alan içinde ve gerekse metropolün merkezi bölgelerinde, parçacıl ve bireysel projelerle, çevresiyle bağlantısız, birbiriyle uyumsuz, bir bölümü planda donatı alanları olarak öngörülen alanlarda, mevzi planlar yoluyla binalar yükselmeye devam etmektedir. Bu makalede temel olarak, İstanbul çevre düzeni planında yukarıda açıklanan hedef doğrultusunda öngörülen "kartal kentsel dönüşüm projesi" yarışması ve planlama sürecini, çalışmanın yürütücüsü olarak değerlendirmesini yapmak ve planın karşısında oluşan muhalif görüşleri 2017 yılı sonu itibariyle sürecin geldiği aşama perspektifinde "kamu yararı, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları" çerçevesinde tartışmaktır. Böylece, İstanbul'un planlanması sürecinde, 2004 yılında kurulan ve Türkiye açısından farklı bir model olması nedeniyle, mesleki çevrelerde olumlu/olumsuz uzunca bir süre eleştirilerin odağında yer almış olan İMP tarafından hazırlanan, "Kartal Merkez İmar Planlaması" süreci ve modeli tartışılarak değerlendirilecektir.

Research paper thumbnail of Spatial effects of Istanbul centered industrial spreading in sub-cities: the example of Tekirdag

Megaron, 2016

Sanayi sektörü, 1950'li yıllardan buyana başta İstanbul olmak üzere Türkiye'de de temel ekonomik ... more Sanayi sektörü, 1950'li yıllardan buyana başta İstanbul olmak üzere Türkiye'de de temel ekonomik faaliyet olarak, büyük kentlerin biçimlenmesinde belirleyici etkenlerden biri olmuştur. Bunun yanı sıra metropol kentlerde oluşan yığılmalar ve ardından bazı ekonomik eylemlerin aşırı birikmelerden dolayı ekonomik dönüm noktalarını aşmaları, yeni alanlara yönelme gereksinimi yaratmış ve bu alanların sunduğu konumsal avantajlar doğrultusunda hareket etmelerine yol açmıştır. Bu doğrultuda İstanbul Metropolü kaynaklı birçok sanayi doğu, batı ve güney yönünde genişleyerek Marmara Bölgesi içinde birçok alana yayılmış ve bu alanlarda önemli değişimleri de beraberinde getirmiştir. Metrepolün batı komşusu konumunda bulunan Tekirdağ ve bağlı yerleşmelerde bu değişimlerden oldukça etkilenmiştir. 1980-2010 yılları arasında hızlanarak devam eden değişimler bir yandan idari yapılanmayı yeniden oluştururken, oluşan yeni idari yapılarda mekansal değişimleri hızlandırmıştır. 30 yıllık bu süreçte 17 adet yeni belde belediyesi kurulmuş ve toplam olarak yaklaşık 60.000 ha alan yapılaşmaya açılmıştır. Bu doğrultuda, bu makalede, İstanbul metropolünün etki alanında hızlı bir ekonomik değişim ve büyüme süreci yaşayan Tekirdağ ili içinde bulunan yerleşmelerde, 1980 yılından 2010'a kadar oluşan yerel yönetimler ve bunların yerel planları yönlendirme biçimleri incelenmekte ve yapılan planların sanayi etki alanları içinde olan yerleşmelerde nasıl etkilendiği matematiksel olarak test edilmektedir.

Research paper thumbnail of Havali̇manlarinin Kent Makroformuna Etki̇si̇: Yeni̇ İstanbul Havali̇mani

DergiPark (Istanbul University), Feb 28, 2022

This article examines the effects of airports on the development and urban form of the cities. Fo... more This article examines the effects of airports on the development and urban form of the cities. For this purpose, as a case study, New Istanbul Airport, which is one of the most important projects recently carried out in Istanbul and built in the north of the metropolis was explored. For this purpose, the spatial changes that the airport, its components and the infrastructure facilities would create in the city are examined and discussed. In order to have a better understanding, the possible spatial effects of the new airport, which is discussed from different perspectives by different institutions, spatial developments took place in Istanbul since World War II, have been summarized. Those developments were reviewed in five stages and the factors that were effective in the formation of Istanbul's urban form were determined for each period. Furthermore, the new facilities and physical changes in the vicinity of Atatürk Airport built in Istanbul in 1953 and Sabiha Gökçen Airport built in 2001 were investigated and discussed how the new urban functional areas occurring around airports affect the urban macroform in a short time. Finally, the possible changes to be created by the New Istanbul Airport and the Channel Istanbul, Yavuz Sultan Selim Bridge and Northern Marmara Motorway in the north of the Istanbul metropolitan area were evaluated and discussed.

Research paper thumbnail of The Effects of Property Management in Public Institutions and Institutions on Urban Development: The Case of Arnavutköy

DergiPark (Istanbul University), Aug 31, 2021

Bu çalışma ile kamu kurumlarının mülkiyetindeki gayrimenkullere uygulamış oldukları emlak yönetim... more Bu çalışma ile kamu kurumlarının mülkiyetindeki gayrimenkullere uygulamış oldukları emlak yönetimi faaliyetlerinin kentsel gelişmeye etkileri İstanbul Arnavutköy ilçesi örneği üzerinden incelenmiştir. Kamu kurum ve kuruluşlarının mülkiyetinde olan taşınmaz mallar, sosyal ve ekonomik yararlılığı gereği, kamu hizmetlerinde (okullar, parklar gibi donatı) ve kamunun yararına (yollar, meydanlar gibi) kullanılırken, mali anlamda işlevleri gereği finansman sağlama amacıyla da (kiralanması veya satışı gibi) kullanılmaktadır. Çalışma 3 ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde çalışmanın amacı, önemi ile gerekliğine değinilmiş ve çalışmanın temel kavramları açıklanmıştır. İkinci bölümde, Arnavutköy'de bulunan ve mülkiyeti büyükşehir ve ilçe belediyesine ait olan emlak kullanımları ve haraketlilikleri hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde kamu kurum ve kuruluşları emlak yönetiminin yerel anlamda kentsel gelişmeye olan olumlu ve olumsuz etkileri İstanbul Arnavutköy Belediyesi emlak yönetim faaliyetleri çerçevesinde tartışılarak değerlendirilmiştir. Kamu kurumları emlak yönetimi çalışmaları beraberinde kentteki yapılaşmaya, donatı alanlarının artırılmasına ve ulaşım ağlarının iyileştirilmesine katkısı tartışılmıştır. Bu bağlamda yerel yönetimlerde bulunan emlak stoğunun doğru ve planlı yönetilmesi durumunda kentsel gelişmeye pozitif etkiler göstereceği değerlendirilmiştir.

Research paper thumbnail of Sanayileşen Alanlarda Tarım Topraklarını Koruma Güçlüğü: Trakya Bölge Planlama Deneyimi

Gectigimiz yarim yuzyilda Turkiye’de kirsal nufus hizla duserken kentsel nufus artmistir. Bu sure... more Gectigimiz yarim yuzyilda Turkiye’de kirsal nufus hizla duserken kentsel nufus artmistir. Bu surecte, dogal kaynak olan tarimsal alanlarin onemli bir bolumu niteligini kaybetmis, kisi basina dusen tarim topragi yaklasik 7500 m 2 iken, yari yariya azalarak 3400 m 2 /kisi duzeyine gerilemistir. Diger yandan, bircok cevre duzeni planinda “tarim alanlarinin korunmasi” temel ilke olarak benimsenmis olmasina ragmen pek basarili olunamamistir. Bu planlardan biri de, Trakya Bolgesi icin, Cevre Bakanligi, Trakya Kalkinma Birligi (TRAKAB) ve Istanbul Metropoliten Planlama Merkezi (IMP) isbirligi ile yapilan “Trakya Alt Bolgesi Cevre Duzeni Plani”dir. Onemli tarim topraklarina sahip olan bolgede, sanayinin ve kentsel yapilasmanin tarim topraklari aleyhine yayilmasinin engellenmesini amaclayan bu plan, 2009 yilinda onaylanmistir. Buna ragmen, mutlak tarim topraklarinin yogunlukta oldugu bircok bolgede oldugu gibi burada da tarim topraklarinin yapilasmalara acilmasi onlenememistir. Bu calismada,...

Research paper thumbnail of Arazi Kullanimi Ve Ulaşim İli̇şki̇si̇ Tari̇hi̇ Yarimada Örneği̇nde Değerlendi̇ri̇lmesi̇

İstanbul Ticaret Üniversitesi Teknoloji ve Uygulamalı Bilimler Dergisi

Arazı kullanım ve ulaşım ilişkisi birçok araştırmacı tarafından çalışılmıştır. Çünkü ulaşım ve ar... more Arazı kullanım ve ulaşım ilişkisi birçok araştırmacı tarafından çalışılmıştır. Çünkü ulaşım ve arazi kullanım birbiriyle iç içe etkileşimli olarak gelişirler. Ulaştırma planlama kararları, arazi kullanım gelişimini etkiler ve arazi kullanım koşulları, ulaştırma faaliyetini etkiler. Söz konusu bu durum ulaşım sistemlerinin kentler için ne derece önem arz ettiğini anlamamızı sağlamaktadır. Kentin dokusu ulaşım ağları tarafından şekillenmekte ve bununla birlikte arazi kullanım türlerinin yer seçimi ulaşım güzergâhlarına göre şekillenmekte ve değişkenlik göstermektedir. Bu bağlamda ulaşım sistemi ile arazi kullanımı arasında güçlü bir bağ olduğunu ve bu iki kavramın birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini söylemek mümkündür. Bu çalışmada arazi kullanımı ve ulaşım arasında ilişkinin araştırılması amaçlanmaktadır. Bu çalışmada İstanbul’un Fatih ilçesi ve bu kapsamda Tarihi Yarımada örnek çalışma alanı olarak seçilmiştir. Bu çalışma kapsamında Tarihi yarımadadaki arazı kullanım değiştikçe ulaş...

Research paper thumbnail of Doğa Tabanli Çözümler İle Sürdürülebi̇li̇r Sokak Planlamasi

İstanbul Ticaret Üniversitesi Teknoloji ve Uygulamalı Bilimler Dergisi

İklim değişikliği, kentlerin inşasında doğadan kopuşun bir yansıması olarak düşünüldüğünde, bu so... more İklim değişikliği, kentlerin inşasında doğadan kopuşun bir yansıması olarak düşünüldüğünde, bu soruna karşı geliştirilecek çözümler doğaya uyumlu yapılaşmayı beraberinde getirir. Zira sert zemin ve beton odaklı yapılaşmalar, kentleri zamanla kentsel ısı adası etkisi, su baskınları vs. gibi iklimsel sorunların odağı hâline getirmektedir. Mekânsal planlamaya doğaya saygılı çözümleri adapte etmek, hiç şüphesiz kentsel sistemlerde fayda unsurunu ön plana çıkaracaktır. Doğa tabanlı çözümler isimli yenilikçi müdahalelerle bu adaptasyona, sosyal kurgunun temelini oluşturan bir ulaşım alanı ve tarih boyunca kentlerdeki en önemli kamusal mekânlardan biri olan sokak mekânından başlamak, dirençli ve sürdürülebilir kentlerin oluşmasına katkı sağlayacaktır. Bu çözümlerin sokak bazında adaptasyonu için kentsel dönüşüm projeleri bir fırsattır. Çalışmanın amacı iklim değişikliğine karşı sürdürülebilir sokak planlamasında doğa tabanlı çözümlerin katkısını incelemektir. Literatür araştırmasının ardın...

Research paper thumbnail of The Effects of Property Management in Public Institutions and Institutions on Urban Development: The Case of Arnavutköy

Istanbul University - DergiPark, Aug 31, 2021

Research paper thumbnail of Havali̇manlarinin Kent Makroformuna Etki̇si̇: Yeni̇ İstanbul Havali̇mani

This article examines the effects of airports on the development and urban form of the cities. Fo... more This article examines the effects of airports on the development and urban form of the cities. For this purpose, as a case study, New Istanbul Airport, which is one of the most important projects recently carried out in Istanbul and built in the north of the metropolis was explored. For this purpose, the spatial changes that the airport, its components and the infrastructure facilities would create in the city are examined and discussed. In order to have a better understanding, the possible spatial effects of the new airport, which is discussed from different perspectives by different institutions, spatial developments took place in Istanbul since World War II, have been summarized. Those developments were reviewed in five stages and the factors that were effective in the formation of Istanbul's urban form were determined for each period. Furthermore, the new facilities and physical changes in the vicinity of Atatürk Airport built in Istanbul in 1953 and Sabiha Gökçen Airport built in 2001 were investigated and discussed how the new urban functional areas occurring around airports affect the urban macroform in a short time. Finally, the possible changes to be created by the New Istanbul Airport and the Channel Istanbul, Yavuz Sultan Selim Bridge and Northern Marmara Motorway in the north of the Istanbul metropolitan area were evaluated and discussed.

Research paper thumbnail of Kamu Kurum Ve Kuruluşlarinda Emlak Yöneti̇mi̇ni̇n Kentsel Geli̇şmeye Etki̇leri̇: Arnavutköy Örneği̇

İstanbul Ticaret Üniversitesi Teknoloji ve Uygulamalı Bilimler Dergisi, Aug 31, 2021

Research paper thumbnail of The Effect of the Pandemic Process on the Use of Public Transportation: Samsun Light Rail System Example

Istanbul University - DergiPark, May 13, 2022

Covid-19 salgını tüm dünyada ve ülkemizde etkisini göstererek beraberinde birçok konuda krize yol... more Covid-19 salgını tüm dünyada ve ülkemizde etkisini göstererek beraberinde birçok konuda krize yol açmıştır. Salgının yayılma hızını azaltmak amacıyla birçok karar alınmış olup alınan kararlar doğrultusunda eğitim, sağlık, turizm, eğlence, sanayi, tekstil, gıda, tarım, giyim, perakende gibi birçok sektör doğrudan veya dolaylı yoldan etkilenmiştir. Etkilenen sektörlerden birinin de ulaşım sektörü olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma kapsamında samsun ilinde hizmet veren hafif raylı sistem hattı kullanıcılarının akıllı bilet sistemiyle 2019 Mart ayından 2021 Şubat ayına kadar olan binişleri analiz edilmiştir. Yapılan yolculuklar; aylık toplam kullanıcı sayısı, aylık tam kullanıcı sayısı, aylık ücretsiz kullanıcı sayısı olarak pandemi öncesi ve pandemi dönemi bir yıllık olacak şekilde sınıflandırılmıştır. Pandemi döneminde gerçekleşen yolculukların ilgili kurum ve kuruluşların aldığı kararlar sonucunda uğradığı değişimler analiz edilmiştir.

Research paper thumbnail of Implementation difficulties in the planning of Istanbul metropolitan area: experience of Kartal transformation project

MEGARON / Yıldız Technical University, Faculty of Architecture E-Journal, 2018

İstanbul, 1950'li yıllardan buyana sanayileşme ve göçün yarattığı plansız ve yasadışı yapılarla k... more İstanbul, 1950'li yıllardan buyana sanayileşme ve göçün yarattığı plansız ve yasadışı yapılarla kontrolsüz büyüyerek birçok kentsel sorunu bünyesinde bulunduran "azman" bir kente dönüşmüştür. Bu sorunu durdurarak metropoliten kentin planlı ve sağlıklı gelişmesi, planlama eylemleriyle yönlendirilebilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması yönünde, 2005-2009 yılları arasında İstanbul Metropoliten Planlama Merkezi (İMP) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) birlikteliğinde İstanbul Çevre Düzeni Planı hazırlanarak tamamlanmış ve planda belirlenen hedeflere ulaşmak amacıyla bazı projeler belirlenerek uygulanmaya çalışılmıştır. Bunların içinde en önemli projelerden biri; İstanbul'un doğu yakası için Merkezi İş Alanı (MİA) olarak önerilen Kartal sanayi alanı dönüşüm projesidir. Projenin bir amacı, metropolün doğu yakasında yeni bir merkez yaratılarak, doğu-batı arasında günlük gidiş-gelişleri azaltmak, böylece boğaz geçişlerinde giderek artan ulaşım yoğunluğunu düşürebilmek, diğer bir amacı da sermayenin yapılı çevreye olan talebinin metropol üzerinde yoğunlaşan yapılaşma enerji ve baskısını merkezden uzaklaştırarak kanatlara çekmektir. Bu temel amaçlar çerçevesinde ve paydaşların önemli oranda katılımı ile hazırlanan plan, birkaç kez mahkemeye taşınarak iptal edilmiş, günümüze kadar uygulamaya geçememiştir. Diğer yandan gerek söz konusu alan içinde ve gerekse metropolün merkezi bölgelerinde, parçacıl ve bireysel projelerle, çevresiyle bağlantısız, birbiriyle uyumsuz, bir bölümü planda donatı alanları olarak öngörülen alanlarda, mevzi planlar yoluyla binalar yükselmeye devam etmektedir. Bu makalede temel olarak, İstanbul çevre düzeni planında yukarıda açıklanan hedef doğrultusunda öngörülen "kartal kentsel dönüşüm projesi" yarışması ve planlama sürecini, çalışmanın yürütücüsü olarak değerlendirmesini yapmak ve planın karşısında oluşan muhalif görüşleri 2017 yılı sonu itibariyle sürecin geldiği aşama perspektifinde "kamu yararı, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları" çerçevesinde tartışmaktır. Böylece, İstanbul'un planlanması sürecinde, 2004 yılında kurulan ve Türkiye açısından farklı bir model olması nedeniyle, mesleki çevrelerde olumlu/olumsuz uzunca bir süre eleştirilerin odağında yer almış olan İMP tarafından hazırlanan, "Kartal Merkez İmar Planlaması" süreci ve modeli tartışılarak değerlendirilecektir.

Research paper thumbnail of Changes in urban density; case of Istanbul's massive redeveloping areas

Giriş Türkiye’nin birçok kentinde depreme dayanıklı sağlıklı konutlar inşa etmek gerekçesiyle “ke... more Giriş Türkiye’nin birçok kentinde depreme dayanıklı sağlıklı konutlar inşa etmek gerekçesiyle “kentsel dönüşüm” adı altında birçok bina ve hatta mahalle yıkılıp yerine çok daha büyük boyutlarda binalar yapılmaktadır. Bu işlem “kentsel dönüşüm”, “kentsel yenileme”, “rantsal dönüşüm” gibi birçok kavramla adlandırılırken ve birçok çevrelerce tartışılırken, aynı zamanda, başta metropol kentler olmak üzere, yerleşmelerde önemli morfolojik değişim/ dönüşümlere neden olmaktadır. Bu süreci yoğun olarak yaşayan İstanbul’da, özellikle ana merkez olarak adlandırılabilecek birinci çember dışındaki ilçelerde, başta konut alanları dokusu değişmekte ve hızla yoğunlaşmaktadır. Bu sürecin 10-20 yıllık bir gelecekte metropol kentlerimizde ve İstanbul’da nasıl bir tablo yaratacağı konusu, bazı çevrelerde endişe verici düzeyde olumsuz, bazı çevrelerde ise olumlu karşılanmakta ve yorumlanmaktadır. Diğer yandan, mevcut dokuyu da olumlu olarak değerlendirmek pek olası değildir. Öncelikle İstanbul olmak üz...