Journal of the Institute for Sufi Studies | Üsküdar University, İstanbul, TURKEY (original) (raw)

Papers by Journal of the Institute for Sufi Studies

Research paper thumbnail of Kitap İncelemesi / Book Review

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

A book review on Abdul Ahad Dawud's Muhammad in the Bible

Research paper thumbnail of Sufi Theory in Chinese / Çin Dilinde Tasavvuf Düşüncesi

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

There are only four Islamic texts on theology and philosophy which are known to have been transla... more There are only four Islamic texts on theology and philosophy which are known to have been translated into Chinese before the twentieth century. One of them, Ashiʿʿat al-lamaʿāt, Jāmī’s commentary on Fakhr al-Dīn ʿIrāqī’s Lamaʿāt, was translated by She Yunshan. He was one of the earliest members of the school of thought known as “the Muslim Confucianists.” In this article, I will present a few examples from
Yunshan’s translation, who is also known by the penname Ponachi, in order to illustrate the elegance of his understanding of the universal dimensions of Sufism.

Research paper thumbnail of Arabic Literature in America: Sufi Poems Quoted by Omar ibn Said / Amerika’daki Arapça Literatür: Ömer bin Seyyid’in Atıfta Bulunduğu Tasavvufi Şiirler

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

One of the most remarkable figures in the history of Islam in America was Omar ibn Said (ʿUmar b.... more One of the most remarkable figures in the history of Islam in America was Omar ibn Said (ʿUmar b. Sayyid, 1770-1863), a Muslim scholar educated in West Africa, who was captured in warfare in his homeland and sold into slavery in America in 1807. For over half a century he lived in North Carolina, enslaved by the prominent Owen family of Fayetteville, and he left behind a small body of writings in Arabic that have for the most part been misread and misunderstood. In this article, I would like to present three short poems quoted by Omar in his writings, which provide a clear indication of the intellectual and theological range of materials that he was familiar with.

Research paper thumbnail of Ken‘ān Rifā‘ī and the Dynamics of Late Ottoman Sufi Poetry: Continuity, Innovation, and Intellectual Engagement / Kenân Rifâî ve Son Dönem Osmanlı Tekke Şiiri: Süreklilik, Yenilik ve Entelektüel Katılım

Journal of the Institute of Sufi Studies, 2024

This article examines the poetry of Ken‘ān Rifā‘ī (1867-1950), a late Ottoman sufi bureaucrat, po... more This article examines the poetry of Ken‘ān Rifā‘ī (1867-1950), a late Ottoman sufi bureaucrat, poet, and musician. It explores Rifā‘ī’s contributions to Turkish Sufi poetry, focusing on his role as a bridge between the Ottoman Sufi tradition and the intellectual world of the late Ottoman period. In his work, İlâhiyât-ı Ken‘ân, Rifā‘ī reinterprets traditional Sufi themes such as divine love, dervishhood, and the unity of being
during the socio-political transformations of the Tanzimat and Constitutional eras, developing a voice, unique to his time. His poetry skillfully combines Sufi metaphysical concepts with contemporary issues
like homeland, freedom, and progress, offering meaningful responses to changing social realities while preserving the spiritual essence of Ottoman Sufi thought. This study conducts a detailed textual analysis of İlâhiyât-ı Ken‘ân, positioning Rifā‘ī’s works within their historical and socio-political contexts and highlighting his ability to engage tradition while addressing the needs of his era. Rifā‘ī emerges not only as a guardian of Sufi ideals but also as a significant cultural figure, adapting and integrating these ideals into the contemporary realities of his time.

Research paper thumbnail of Civility in the Enchanted City: The Malfūzāt of Ḥażrat Niẓāmuddīn Awliyā’ / Efsunlu Şehirde Edep: Nizâmeddîn Evliyâ’nın Melfûzât’ı

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

Civility has been variously described as a social norm, an attitude, even a virtue. The wide vari... more Civility has been variously described as a social norm, an attitude, even a virtue. The wide variety of ascriptions attached to it indicate as much its versatility as its indispensability for the construction of a sustainable
society. Yet how widespread is civility, across history and societies? This is a question that attempts to wean the concept off its often-Eurocentric conceptualization, wherein civility was tied to the ‘civilizing process’
described and championed by Norbert Elias. This article undertakes a study of civility in a very different social context, by zooming onto the Chishti khānqāh of Ḥażrat Niẓāmuddīn Awliyā’ in early thirteenth century
India. The underlying contention is that civility in this milieu was expressed through the key Sufi vocabulary of adab, futuwwa and gharīb nawazi, it was not tied to the civilizing process of a Leviathan State. Rather, it was the individual moral self, trained and elevated by a charismatic Shaykh, aided by the comradeship of the khānqāh, and grounded in a world that was resolutely ‘enchanted’ that made the acquisition and solidification
of civility a feasible process. This article seeks a sociological examination of that project.

Research paper thumbnail of İbn ‘Arabî Düşüncesinde Estetik Anlayış / Aesthetics in Ibn ‘Arabī’s Thought

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

İnsan, dünya sahnesinde yer aldığı günden beri, merakıyla pek çok şeyi araştırmış, soruşturmuş ve... more İnsan, dünya sahnesinde yer aldığı günden beri, merakıyla pek çok şeyi araştırmış, soruşturmuş ve kendisine gönül rahatlığı verecek şeyleri bulmaya çalışmıştır. Karşı karşıya kaldığı ya da tecrübe ettiği her
objeyi anlamlandırma çabasında olmuş, ona güzel, çirkin, iyi, kötü, faydalı vb. estetik değerler yüklemiştir. Bu estetik değerlerden en önemlisi ise kuşkusuz güzellik değeridir. Estetiğin ele alıp incelediği güzellik
fenomenini felsefî bir sorun olarak ilk kez Yunanlı filozoflar ele almış ve bu sorun üzerine tefekkür edip eserler vermişlerdir. İbn ‘Arabî ise güzelliği, hissî yönünü ihmal etmeden etik, estetik ve metafizik bir eksende incelemiştir. Onun düşüncesinde güzellik, tasavvufî terbiye sonucu elde edilen keşfî tecrübenin, varlığı idrakteki tesirleri bağlamında ele alınır. İbn ‘Arabî düşüncesinde insanın muhtelif hissî ve rûhî halleri, estetik hayatı olduğu kadar etik hayatı, hatta tanrı ve varlık anlayışını da tayin edici keyfiyettedir. Dahası İbn ‘Arabî düşüncesi, aşk sayesinde ruhlardaki güzelliğe, ruhlardaki güzellikten de eylemdeki güzelliğe ve neticede Mutlak Güzel’de yani Tanrı’da yok oluşa geçişi mümkün görür. Bu sebeple İbn ‘Arabî düşüncesinde metafizik, estetik ve etik arasındaki bağ oldukça kuvvetlidir. Bu düşünceye göre âlemdeki her şeyde Allah’ın Cemâl ismini alan ilâhî güzellik vardır. Güzellikten başka bir şey yoktur, zira Allah âlemi
ancak kendi suretinde yaratmıştır ve O güzeldir. Böylece bütün âlem güzeldir. Güzellik, Allah’ın varlığa gösterdiği rahmetin ve lütfun bir sıfatıdır. Bu birlik feyezanından kaynaklanan güzellik, varlığı kapsar ve aslında bu birleyici güzelliğe “Cemalî Vahdet” denir.

Research paper thumbnail of Tasavvuf ve Maddi Kültür: Kenan Rifâî Müze ve Koleksiyonları / Material Culture and Sufism: Ken‘ān Rifā‘ī Museum and Collections

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

Bu çalışmada, tarikat ve tasavvuf kültürü ile ilişkili olarak görülen nesnelerin günümüzdeki müze... more Bu çalışmada, tarikat ve tasavvuf kültürü ile ilişkili olarak görülen nesnelerin günümüzdeki müze ve sergi koleksiyonları bağlamında değerlendirilmesi planlanmıştır. Özellikle son dönem tasavvuf şeyhlerinden Kenan Rifâî’nin iki farklı mekânda sergilenen eşyalarına dair değerlendirmelerin, günümüzde tasavvuf kültürü hakkında yeni bir perspektif sunacağı düşünülmüştür. Bu koleksiyonlar, “derviş çeyizi” tanımına uygun nesneleri içerdiği gibi, farklı nitelikte eşyaları da barındırmakta ve bu da tasavvufi eşya kültürünü değerlendirmek konusunda yeni bir kapı aralamaktadır. Bu sergilerle bağlantılı olarak, aynı zamanda kutsal emanetler geleneğinden kaynaklanan, bir ziyaret ve hürmet kültürünün var olduğu da görülmektedir. Bu da ele alınan konunun sadece sergilenen eşyalarla ilgili olmadığını göstermektedir. Aynı zamanda konunun nostalji ve fetişizm gibi modern kavramlar üzerinden karşılaştırmalı analizi de sergilerde yaşanan deneyimlerle ilgili önemli tespitler yapabilmeyi sağlamaktadır. Çalışmada ek bir yöntem olarak, maddi kültür unsurlarının göstergebilimsel analiz yöntemi ile incelenmesi planlanmıştır. Bu yaklaşım aracılığıyla ele alınan koleksiyonlardaki eşyaların tümünü kapsamaya çalışan bir envanter çalışması yerine sistematik bir kültürel değerlendirme hedeflenmiştir. Bu koleksiyonların Cumhuriyet dönemi sonrasındaki süreçte modern müzecilik perspektifinden ele alınması, günümüzde tasavvuf kültürüne dair özgün tespitlerin yapılmasına da imkân sağlayacaktır.

Research paper thumbnail of The Reverberations of Divine Unity in the Mathnawī of Rūmī / Mevlânâ’nın Mesnevî’sinde Tevhîdin Yansımaları

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

Maulānā Jalāl al-Dīn Balkhī (d. 1273), commonly known as Rūmī, is widely regarded as one of the f... more Maulānā Jalāl al-Dīn Balkhī (d. 1273), commonly known as Rūmī, is widely regarded as one of the foremost expositors of Sufi thought throughout Islamic history. One of the most central concepts that encapsulates the essence of Rūmī’s message in his magnum opus Mathnawī is tawḥīd, or Divine unity. In this article, I argue that for Rūmī, the realization of tawḥīd—the oneness of God—is achieved through an experiential form of knowledge attained in the annihilation of the carnal self in God ( fanā). I further maintain that this knowledge is not discursive or conceptual but rather a direct and realized understanding, accessible solely through the path of love and the guidance of a spiritual master. I will begin by demonstrating that the triad of the Truth (ḥaqīqah), the spiritual path (ṭarīqah), and Divine law (sharī‘ah) are intricately interconnected,
each reflecting a distinct aspect of the unified reality of Divine oneness. This foundation paves the way for discussing a crucial prerequisite for understanding tawḥīd in Rūmī’s thought: purification. According to
Rūmī, purification is an essential step in the path of wayfaring, enabling the self to break free from vices and worldly attachments, thus becoming a vessel for Divine Light. However, this purification process ultimately culminates in the annihilation of the self, as the carnal ego represents the greatest obstacle and the root of all attachments. Following this point, I will explore the relationship between the declaration of shahādah (lā ilāha illa ’Llāh) and the understanding of Divine unity, arguing that this knowledge transcends the discursive reasoning of theologians. I will then examine the outcome of this realization of unity, wherein all creation is perceived as a manifestation of the beautiful Divine Names and attributes. Finally, I will turn to the metaphysical principles underlying Rūmī’s vision of tawḥīd, offering a deeper insight into his understanding of Divine oneness.

Research paper thumbnail of Journal of the Institute for Sufi Studies Vol 3 Nr 2

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

Research paper thumbnail of Mawlana Jalal al-Din Rumi in Today's Education: Rethinking Methodologies

International Symposium 11th-13th October, 2024, Berlin Humbolt Universität zu Berlin, Senatss... more International Symposium 11th-13th October, 2024, Berlin
Humbolt Universität zu Berlin,
Senatssaal (main building 1st floor)
Unter den Linden
10117 Berlin

Research paper thumbnail of Lecture Series 2024 Humanity, Sufi Thought, and Healing

Lecture Series 2024 Humanity, Sufi Thought, and Healing, 2024

Üsküdar University Institute for Sufi Studies, with the support of Sufi Corner and Kerim Foundati... more Üsküdar University Institute for Sufi Studies, with the support of Sufi Corner and Kerim Foundation, will organize a training program entitled “Humanity, Sufi Thought, and Healing Lecture Series” between 10-14 July 2024. The program will be held face-to-face at Üsküdar University. The languages of the program are English and Turkish.

Research paper thumbnail of Responsive and Responsible Mutuality between the Human Self and Her Ecosystem: A Perspective of Spiritual Humanism / Benlik ve Ekosistem Arasındaki Duyarlı ve Sorumlu Karşılıklılık: Mânevî Hümanist Bir Yaklaşım

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

This paper investigates possibilities for 'responsive and responsible mutuality' between the huma... more This paper investigates possibilities for 'responsive and responsible mutuality' between the human self and her ecosystem from the perspective of 'Spiritual Humanism'. Spiritual Humanism is a global discourse emerging out of third-epoch Confucianism (so-called 'Contemporary Neo-Confucianism'). As a theoretical framework, Spiritual Humanism places Humanity (ren) in the center; all four dimensions-self, community, Earth and Heaven-are transfused with the active vital power (qi) of Humanity (ren). The implications of this discourse for ethical practice, particularly in the context of the global ecological movement, are significant: corresponding human reverence for the natural world, rooted in 'spiritual' or anthropocosmic rather than merely 'secular' or anthropocentric humanism, is a precondition for both environmental and intergenerational justice.

Research paper thumbnail of Horasan İrfanını Anadolu’ya Ulaştıran Kaynak Eserlerden Menâkıb-ı Şeyh Zâhid-i Geylânî / Manāqib e Sheikh Zāhed Gilānī: A Treatise That Brought ‘irfān Tradition from Khorasan to Anatolia

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

XIII. asırda İslâmî irfanın bayraktarlığını yapmış olan gönül erlerinden birisi de Şeyh Tâceddîn ... more XIII. asırda İslâmî irfanın bayraktarlığını yapmış olan gönül erlerinden birisi de Şeyh Tâceddîn İbrâhim Zâhid Geylânî’dir. Ataları Horasan’dan (bugünkü Türkmenistan’ın Merv bölgesinden) Azerbaycan’ın Lenkeran yöresine gelip yerleşmiş olan bu zat, erken gençlik döneminde Sühreverdiyye tarîkatinin Ebheriyye koluna intisap etmiş, 55-60 yaşlarında irşad faaliyetlerine başlamış, bu amaçla seyahatlere çıkmış, insanları Hak yoluna çağırmış, binlerce mürid ve halife yetiştirmiş, gönüllerde taht kurmayı başarmıştır. Devrin sultanları, özellikle İlhanlı hükümdarı Gazan Han üzerinde büyük bir etki sahibi olan Geylânî, ona âdil yönetimle ilgili öğütler vermekten çekinmemiştir. Yaşadığı bölgenin içtimâî hayatında mühim rol alan
Şeyh Zâhid, muazzam bir mânevî miras bırakıp gitmiştir. Türk-İslâm tarihinde büyük ehemmiyet taşıyan Safeviyye, Halvetiyye, Bayramiyye, Celvetiyye gibi tarîkatlerin silsilesi bu mümtaz şahsiyete ulaşmaktadır.
Türbesi, günümüzde Lenkeran’ın Şıhakeran (Hilyekeran) köyünde bulunmakta ve halk tarafından ziyaret edilmektedir. Araştırmalarımız sırasında Şeyh Zâhid’in şimdiye dek bilinmeyen menâkıbına ulaşmış
bulunuyoruz. Kastamonu Yazma Eserler Kütüphanesi’ndeki bir mecmua içinde (37 Hk 2694, vr. 97a-133a) yer alan bu eser toplam 55 bölümden ibarettir. Şeyh Zâhid Menâkıbı, Anadolulu Mehmed b. Abdüllatif
tarafından XV. yüzyılda kısmî olarak Farsçadan Türkçeye çevrilmiştir. Eserin Farsça orijinali günümüze ulaşmamıştır. Makalede Şeyh Zâhid Menâkıbı hakkında bilgi verilmesi amaçlanmıştır.

Research paper thumbnail of Vefatının 70. Yılında Remzi Oğuz Arık (1899-1954) / Remzi Oğuz Arık on the 70th Anniversary of His Passing

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

Adana'nın Kozan ilçesinde 15 Temmuz 1899 yılında doğan Remzi Oğuz Arık, 55 yıllık yaşamında arkeo... more Adana'nın Kozan ilçesinde 15 Temmuz 1899 yılında doğan Remzi Oğuz Arık, 55 yıllık yaşamında arkeoloji ve sanat tarihinden kültür çalışmalarına, felsefeden siyasete uzanan geniş bir yelpazede çalışmalar yürütmüş, eserler vermiş bir Türk münevveridir. Kurucusu olduğu Türkiye Köylü Partisi'nin Genel Başkanlığı'nı yürüttüğü esnada Adana'dan Ankara'ya gelirken bindiği uçağın infilak etmesi sonucu 3 Nisan 1954 tarihinde yaşamını yitiren Arık, özellikle yaşamının son dönemlerinde toplumun kültürel anlamda kalkınması yönünde pek çok çalışma yürütmüştür.

Research paper thumbnail of Rûzbihân-ı Baklî’nin Sûfîlerin Şatahâtını Meşrûlaştırma Çabası: Kur’ân-ı Kerîm, Hadis ve Sahâbe Sözlerinde “Şatahât” / Rūzbihān al-Baqlī’s Effort to Legitimize the Shaṭaḥāt of the Sūfīs: “Shaṭaḥāt” in the Holy Qur’ān, Hadīth and Sayings of the Companions

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

Dinin zâhirî ahkâmına aykırıymış gibi görülme, kapalılık ve anlaşılmazlık, şathiyelerin genel öze... more Dinin zâhirî ahkâmına aykırıymış gibi görülme, kapalılık ve anlaşılmazlık, şathiyelerin genel özelliğidir. Bu nedenle sûfîler, şatahâtın şerîate muhalif olmadığını göstermek, kapalılığı ve anlaşılmazlığı ortadan kaldırmak için şerhler yazmışlardır. Bu sûfîlerden birisi de Rûzbihân-ı Baklî’dir (ö. 606/1209). Bu makale, Baklî’nin Kur’ân-ı Kerîm, hadis-i şerîf ve sahâbe sözlerinde şatahât olduğunu belirttiği ifadelere dair yapmış olduğu yorumlarını konu edinmektedir. Makalemiz, Şattâh-ı Fars veya Şeyh-i Şattâh gibi isimlerle nitelendirilen Baklî’nin şathiye olarak ele aldığı âyet-i kerîme, hadis-i şerîf ve sahâbe sözlerini makul bir çerçevede şerh edip etmediğini ve yaptığı yorumlarla sûfîlerin şatahâtını meşrûlaştırma çabasında ne derece etkili olduğunu ortaya koymayı hedeflemektedir. Baklî’nin eserlerinde zikrettiği âyet, hadis ve sahâbe sözlerine dair yapmış olduğu yorumlarının analiz edilerek araştırmacıların istifadesine sunulması,
bilimsel açıdan önem arz etmektedir. Çalışmanın neticesinde, Baklî’nin şatahât kabilinde değerlendirdiği âyet, hadis ve sahâbe sözlerini sade ve yalın bir şekilde izah ettiği görülmüştür. Onun bu çabasının, eserinde yer verdiği sûfî sözlerinin mâzur görülme sebeplerini gösterme ve daha anlaşılır kılması açısından bir ön hazırlık mâhiyetinde olduğu ifade edilebilir.

Research paper thumbnail of Rūmī and Sulṭān Walad’s Way of Understanding Ḥallāj / Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve Sultân Veled’in Hallâc-ı Mansûr’a Dâir Görüşleri

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

In this article, the way of understanding of Jalāl al-Dīn al-Rūmī (d. 1273) and his son Sulṭān Wa... more In this article, the way of understanding of Jalāl al-Dīn al-Rūmī (d. 1273) and his son Sulṭān Walad (or Bahāʾ al-Dīn Muḥammad Walad d. 1312) on Ḥusayn ibn Manṣūr al-Ḥallāj (d. 922), who was a unique figure in the history of Sufism and who continued to attract the attention of Sufis after him will be discussed.

Research paper thumbnail of Cosmic Subjectivity in Ibn 'Ajība's Qur'ānic Exegesis / İbn ‘Acîbe’nin Kur’ân Tefsirinde Kozmik Öznellik

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

In his autobiography the Moroccan Sufi Aḥmad Ibn 'Ajība cites an incident in which his saintly gr... more In his autobiography the Moroccan Sufi Aḥmad Ibn 'Ajība cites an incident in which his saintly grandmother gives a command to a snake and the reptile fulfils the lady's order. Undoubtedly, the story demonstrates the special powers granted to the saintly woman, but is the snake she interacts with also special? Or do natural entities in general understand and know more than we ordinarily think? Whereas the Qur'ān repeatedly emphasises the "animated quality of nature," portraying the conscious, knowing and even wise cosmos, the works of exegesis often interpret such verses metaphorically (majāz) as eloquent expressions of God's power and universal submission to it. How to reconcile this widespread figurative understanding with the numerous Sufi accounts of the alive, knowing, and understanding cosmos (similar to the incident mentioned by Ibn 'Ajība)? To answer this question and more broadly, to reflect upon the understudied issue of cosmic subjectivity in the Sufi works of tafsīr, this article looks into Ibn 'Ajība's Qur'ānic commentary al-Baḥr al-Madīd (The Immense Ocean), which masterfully blends exoteric and esoteric approaches to the scripture and which is aimed at general public (rather than the initiates on the Sufi path). Whereas the Sufi master himself clearly perceives everything in creation as an understanding subject, he also succeeds in seamlessly bringing together various interpretations (including purely metaphorical readings), recognising their validity and suitability for different audiences. The highest level, however, is to realise that the literal meaning of the Qur'ānic description of the cosmos accurately captures the aspects of reality hidden from

Research paper thumbnail of Dhikr in Islamic Sufism A Case Study: The Order of Kubrawiyya / Kübreviyye Tarîkati Özelinde Tasavvufta Zikr

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

Among various orders of Islamic Sufism, one of the common rituals is dhikr. While sharīa places s... more Among various orders of Islamic Sufism, one of the common rituals is dhikr. While sharīa places significant emphasis on the repetition of different dhikr formulas, it does not mandate its practice. However, within the diverse orders of Sufism, dhikr is viewed as a fundamental aspect of conduct and a cornerstone of practical mysticism. In Islamic Sufism, disciples deem it obligatory to purify the nafs. Consequently, dhikr is regarded as a means to this end across various schools and branches of Islamic Sufism. Each order of Islamic Sufism has developed its own unique instructions and rituals for its followers. The Kubrawiyya order, one of the oldest schools of Islamic Sufism, has also established its own rituals and instructions pertaining to dhikr for its disciples. The primary objective of this paper is to elucidate the essence and the quality of dhikr in the Kubrawiyya order. This includes its importance, principles, objectives, methods, and results. The analysis is based on the materials presented in the texts of the Kubrawiyya order, supplemented by references to other sources of Islamic Sufism. This scholarly approach ensures a comprehensive understanding of the role and significance of dhikr within the Kubrawiyya order specifically, and Islamic Sufism more broadly.

Research paper thumbnail of Ibn ʿArabī in Contemporary Iran: Some Currents and Debates / Çağdaş İran’da İbn Arabî: Bazı Akım ve Tartışmalar

Journal of the Institute fo Sufi Studies, 2024

Iran's historical and complicated social situation has led to diverse attitudes toward Sufism and... more Iran's historical and complicated social situation has led to diverse attitudes toward Sufism and interpretations of Ibn ʿArabī's legacy. Many of Ibn ʿArabī's prominent followers and commentators were originally from Iran; however, many of his notable opponents were also from Iran. These two historical currents of followers and opponents of Ibn ʿArabī are still quite alive. Other currents with unique attitudes toward Ibn ʿArabī also have been established recently in Iran. In this article, different attitudes towards Ibn ʿArabī in contemporary Iran are presented and contextualized. Attitudes represent not only the scholarly tendencies of Iranian academics and Islamic scholars but also their role in forming diverse collective identities.

Research paper thumbnail of Volume 3 Nr. 1

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

Research paper thumbnail of Kitap İncelemesi / Book Review

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

A book review on Abdul Ahad Dawud's Muhammad in the Bible

Research paper thumbnail of Sufi Theory in Chinese / Çin Dilinde Tasavvuf Düşüncesi

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

There are only four Islamic texts on theology and philosophy which are known to have been transla... more There are only four Islamic texts on theology and philosophy which are known to have been translated into Chinese before the twentieth century. One of them, Ashiʿʿat al-lamaʿāt, Jāmī’s commentary on Fakhr al-Dīn ʿIrāqī’s Lamaʿāt, was translated by She Yunshan. He was one of the earliest members of the school of thought known as “the Muslim Confucianists.” In this article, I will present a few examples from
Yunshan’s translation, who is also known by the penname Ponachi, in order to illustrate the elegance of his understanding of the universal dimensions of Sufism.

Research paper thumbnail of Arabic Literature in America: Sufi Poems Quoted by Omar ibn Said / Amerika’daki Arapça Literatür: Ömer bin Seyyid’in Atıfta Bulunduğu Tasavvufi Şiirler

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

One of the most remarkable figures in the history of Islam in America was Omar ibn Said (ʿUmar b.... more One of the most remarkable figures in the history of Islam in America was Omar ibn Said (ʿUmar b. Sayyid, 1770-1863), a Muslim scholar educated in West Africa, who was captured in warfare in his homeland and sold into slavery in America in 1807. For over half a century he lived in North Carolina, enslaved by the prominent Owen family of Fayetteville, and he left behind a small body of writings in Arabic that have for the most part been misread and misunderstood. In this article, I would like to present three short poems quoted by Omar in his writings, which provide a clear indication of the intellectual and theological range of materials that he was familiar with.

Research paper thumbnail of Ken‘ān Rifā‘ī and the Dynamics of Late Ottoman Sufi Poetry: Continuity, Innovation, and Intellectual Engagement / Kenân Rifâî ve Son Dönem Osmanlı Tekke Şiiri: Süreklilik, Yenilik ve Entelektüel Katılım

Journal of the Institute of Sufi Studies, 2024

This article examines the poetry of Ken‘ān Rifā‘ī (1867-1950), a late Ottoman sufi bureaucrat, po... more This article examines the poetry of Ken‘ān Rifā‘ī (1867-1950), a late Ottoman sufi bureaucrat, poet, and musician. It explores Rifā‘ī’s contributions to Turkish Sufi poetry, focusing on his role as a bridge between the Ottoman Sufi tradition and the intellectual world of the late Ottoman period. In his work, İlâhiyât-ı Ken‘ân, Rifā‘ī reinterprets traditional Sufi themes such as divine love, dervishhood, and the unity of being
during the socio-political transformations of the Tanzimat and Constitutional eras, developing a voice, unique to his time. His poetry skillfully combines Sufi metaphysical concepts with contemporary issues
like homeland, freedom, and progress, offering meaningful responses to changing social realities while preserving the spiritual essence of Ottoman Sufi thought. This study conducts a detailed textual analysis of İlâhiyât-ı Ken‘ân, positioning Rifā‘ī’s works within their historical and socio-political contexts and highlighting his ability to engage tradition while addressing the needs of his era. Rifā‘ī emerges not only as a guardian of Sufi ideals but also as a significant cultural figure, adapting and integrating these ideals into the contemporary realities of his time.

Research paper thumbnail of Civility in the Enchanted City: The Malfūzāt of Ḥażrat Niẓāmuddīn Awliyā’ / Efsunlu Şehirde Edep: Nizâmeddîn Evliyâ’nın Melfûzât’ı

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

Civility has been variously described as a social norm, an attitude, even a virtue. The wide vari... more Civility has been variously described as a social norm, an attitude, even a virtue. The wide variety of ascriptions attached to it indicate as much its versatility as its indispensability for the construction of a sustainable
society. Yet how widespread is civility, across history and societies? This is a question that attempts to wean the concept off its often-Eurocentric conceptualization, wherein civility was tied to the ‘civilizing process’
described and championed by Norbert Elias. This article undertakes a study of civility in a very different social context, by zooming onto the Chishti khānqāh of Ḥażrat Niẓāmuddīn Awliyā’ in early thirteenth century
India. The underlying contention is that civility in this milieu was expressed through the key Sufi vocabulary of adab, futuwwa and gharīb nawazi, it was not tied to the civilizing process of a Leviathan State. Rather, it was the individual moral self, trained and elevated by a charismatic Shaykh, aided by the comradeship of the khānqāh, and grounded in a world that was resolutely ‘enchanted’ that made the acquisition and solidification
of civility a feasible process. This article seeks a sociological examination of that project.

Research paper thumbnail of İbn ‘Arabî Düşüncesinde Estetik Anlayış / Aesthetics in Ibn ‘Arabī’s Thought

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

İnsan, dünya sahnesinde yer aldığı günden beri, merakıyla pek çok şeyi araştırmış, soruşturmuş ve... more İnsan, dünya sahnesinde yer aldığı günden beri, merakıyla pek çok şeyi araştırmış, soruşturmuş ve kendisine gönül rahatlığı verecek şeyleri bulmaya çalışmıştır. Karşı karşıya kaldığı ya da tecrübe ettiği her
objeyi anlamlandırma çabasında olmuş, ona güzel, çirkin, iyi, kötü, faydalı vb. estetik değerler yüklemiştir. Bu estetik değerlerden en önemlisi ise kuşkusuz güzellik değeridir. Estetiğin ele alıp incelediği güzellik
fenomenini felsefî bir sorun olarak ilk kez Yunanlı filozoflar ele almış ve bu sorun üzerine tefekkür edip eserler vermişlerdir. İbn ‘Arabî ise güzelliği, hissî yönünü ihmal etmeden etik, estetik ve metafizik bir eksende incelemiştir. Onun düşüncesinde güzellik, tasavvufî terbiye sonucu elde edilen keşfî tecrübenin, varlığı idrakteki tesirleri bağlamında ele alınır. İbn ‘Arabî düşüncesinde insanın muhtelif hissî ve rûhî halleri, estetik hayatı olduğu kadar etik hayatı, hatta tanrı ve varlık anlayışını da tayin edici keyfiyettedir. Dahası İbn ‘Arabî düşüncesi, aşk sayesinde ruhlardaki güzelliğe, ruhlardaki güzellikten de eylemdeki güzelliğe ve neticede Mutlak Güzel’de yani Tanrı’da yok oluşa geçişi mümkün görür. Bu sebeple İbn ‘Arabî düşüncesinde metafizik, estetik ve etik arasındaki bağ oldukça kuvvetlidir. Bu düşünceye göre âlemdeki her şeyde Allah’ın Cemâl ismini alan ilâhî güzellik vardır. Güzellikten başka bir şey yoktur, zira Allah âlemi
ancak kendi suretinde yaratmıştır ve O güzeldir. Böylece bütün âlem güzeldir. Güzellik, Allah’ın varlığa gösterdiği rahmetin ve lütfun bir sıfatıdır. Bu birlik feyezanından kaynaklanan güzellik, varlığı kapsar ve aslında bu birleyici güzelliğe “Cemalî Vahdet” denir.

Research paper thumbnail of Tasavvuf ve Maddi Kültür: Kenan Rifâî Müze ve Koleksiyonları / Material Culture and Sufism: Ken‘ān Rifā‘ī Museum and Collections

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

Bu çalışmada, tarikat ve tasavvuf kültürü ile ilişkili olarak görülen nesnelerin günümüzdeki müze... more Bu çalışmada, tarikat ve tasavvuf kültürü ile ilişkili olarak görülen nesnelerin günümüzdeki müze ve sergi koleksiyonları bağlamında değerlendirilmesi planlanmıştır. Özellikle son dönem tasavvuf şeyhlerinden Kenan Rifâî’nin iki farklı mekânda sergilenen eşyalarına dair değerlendirmelerin, günümüzde tasavvuf kültürü hakkında yeni bir perspektif sunacağı düşünülmüştür. Bu koleksiyonlar, “derviş çeyizi” tanımına uygun nesneleri içerdiği gibi, farklı nitelikte eşyaları da barındırmakta ve bu da tasavvufi eşya kültürünü değerlendirmek konusunda yeni bir kapı aralamaktadır. Bu sergilerle bağlantılı olarak, aynı zamanda kutsal emanetler geleneğinden kaynaklanan, bir ziyaret ve hürmet kültürünün var olduğu da görülmektedir. Bu da ele alınan konunun sadece sergilenen eşyalarla ilgili olmadığını göstermektedir. Aynı zamanda konunun nostalji ve fetişizm gibi modern kavramlar üzerinden karşılaştırmalı analizi de sergilerde yaşanan deneyimlerle ilgili önemli tespitler yapabilmeyi sağlamaktadır. Çalışmada ek bir yöntem olarak, maddi kültür unsurlarının göstergebilimsel analiz yöntemi ile incelenmesi planlanmıştır. Bu yaklaşım aracılığıyla ele alınan koleksiyonlardaki eşyaların tümünü kapsamaya çalışan bir envanter çalışması yerine sistematik bir kültürel değerlendirme hedeflenmiştir. Bu koleksiyonların Cumhuriyet dönemi sonrasındaki süreçte modern müzecilik perspektifinden ele alınması, günümüzde tasavvuf kültürüne dair özgün tespitlerin yapılmasına da imkân sağlayacaktır.

Research paper thumbnail of The Reverberations of Divine Unity in the Mathnawī of Rūmī / Mevlânâ’nın Mesnevî’sinde Tevhîdin Yansımaları

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

Maulānā Jalāl al-Dīn Balkhī (d. 1273), commonly known as Rūmī, is widely regarded as one of the f... more Maulānā Jalāl al-Dīn Balkhī (d. 1273), commonly known as Rūmī, is widely regarded as one of the foremost expositors of Sufi thought throughout Islamic history. One of the most central concepts that encapsulates the essence of Rūmī’s message in his magnum opus Mathnawī is tawḥīd, or Divine unity. In this article, I argue that for Rūmī, the realization of tawḥīd—the oneness of God—is achieved through an experiential form of knowledge attained in the annihilation of the carnal self in God ( fanā). I further maintain that this knowledge is not discursive or conceptual but rather a direct and realized understanding, accessible solely through the path of love and the guidance of a spiritual master. I will begin by demonstrating that the triad of the Truth (ḥaqīqah), the spiritual path (ṭarīqah), and Divine law (sharī‘ah) are intricately interconnected,
each reflecting a distinct aspect of the unified reality of Divine oneness. This foundation paves the way for discussing a crucial prerequisite for understanding tawḥīd in Rūmī’s thought: purification. According to
Rūmī, purification is an essential step in the path of wayfaring, enabling the self to break free from vices and worldly attachments, thus becoming a vessel for Divine Light. However, this purification process ultimately culminates in the annihilation of the self, as the carnal ego represents the greatest obstacle and the root of all attachments. Following this point, I will explore the relationship between the declaration of shahādah (lā ilāha illa ’Llāh) and the understanding of Divine unity, arguing that this knowledge transcends the discursive reasoning of theologians. I will then examine the outcome of this realization of unity, wherein all creation is perceived as a manifestation of the beautiful Divine Names and attributes. Finally, I will turn to the metaphysical principles underlying Rūmī’s vision of tawḥīd, offering a deeper insight into his understanding of Divine oneness.

Research paper thumbnail of Journal of the Institute for Sufi Studies Vol 3 Nr 2

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

Research paper thumbnail of Mawlana Jalal al-Din Rumi in Today's Education: Rethinking Methodologies

International Symposium 11th-13th October, 2024, Berlin Humbolt Universität zu Berlin, Senatss... more International Symposium 11th-13th October, 2024, Berlin
Humbolt Universität zu Berlin,
Senatssaal (main building 1st floor)
Unter den Linden
10117 Berlin

Research paper thumbnail of Lecture Series 2024 Humanity, Sufi Thought, and Healing

Lecture Series 2024 Humanity, Sufi Thought, and Healing, 2024

Üsküdar University Institute for Sufi Studies, with the support of Sufi Corner and Kerim Foundati... more Üsküdar University Institute for Sufi Studies, with the support of Sufi Corner and Kerim Foundation, will organize a training program entitled “Humanity, Sufi Thought, and Healing Lecture Series” between 10-14 July 2024. The program will be held face-to-face at Üsküdar University. The languages of the program are English and Turkish.

Research paper thumbnail of Responsive and Responsible Mutuality between the Human Self and Her Ecosystem: A Perspective of Spiritual Humanism / Benlik ve Ekosistem Arasındaki Duyarlı ve Sorumlu Karşılıklılık: Mânevî Hümanist Bir Yaklaşım

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

This paper investigates possibilities for 'responsive and responsible mutuality' between the huma... more This paper investigates possibilities for 'responsive and responsible mutuality' between the human self and her ecosystem from the perspective of 'Spiritual Humanism'. Spiritual Humanism is a global discourse emerging out of third-epoch Confucianism (so-called 'Contemporary Neo-Confucianism'). As a theoretical framework, Spiritual Humanism places Humanity (ren) in the center; all four dimensions-self, community, Earth and Heaven-are transfused with the active vital power (qi) of Humanity (ren). The implications of this discourse for ethical practice, particularly in the context of the global ecological movement, are significant: corresponding human reverence for the natural world, rooted in 'spiritual' or anthropocosmic rather than merely 'secular' or anthropocentric humanism, is a precondition for both environmental and intergenerational justice.

Research paper thumbnail of Horasan İrfanını Anadolu’ya Ulaştıran Kaynak Eserlerden Menâkıb-ı Şeyh Zâhid-i Geylânî / Manāqib e Sheikh Zāhed Gilānī: A Treatise That Brought ‘irfān Tradition from Khorasan to Anatolia

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

XIII. asırda İslâmî irfanın bayraktarlığını yapmış olan gönül erlerinden birisi de Şeyh Tâceddîn ... more XIII. asırda İslâmî irfanın bayraktarlığını yapmış olan gönül erlerinden birisi de Şeyh Tâceddîn İbrâhim Zâhid Geylânî’dir. Ataları Horasan’dan (bugünkü Türkmenistan’ın Merv bölgesinden) Azerbaycan’ın Lenkeran yöresine gelip yerleşmiş olan bu zat, erken gençlik döneminde Sühreverdiyye tarîkatinin Ebheriyye koluna intisap etmiş, 55-60 yaşlarında irşad faaliyetlerine başlamış, bu amaçla seyahatlere çıkmış, insanları Hak yoluna çağırmış, binlerce mürid ve halife yetiştirmiş, gönüllerde taht kurmayı başarmıştır. Devrin sultanları, özellikle İlhanlı hükümdarı Gazan Han üzerinde büyük bir etki sahibi olan Geylânî, ona âdil yönetimle ilgili öğütler vermekten çekinmemiştir. Yaşadığı bölgenin içtimâî hayatında mühim rol alan
Şeyh Zâhid, muazzam bir mânevî miras bırakıp gitmiştir. Türk-İslâm tarihinde büyük ehemmiyet taşıyan Safeviyye, Halvetiyye, Bayramiyye, Celvetiyye gibi tarîkatlerin silsilesi bu mümtaz şahsiyete ulaşmaktadır.
Türbesi, günümüzde Lenkeran’ın Şıhakeran (Hilyekeran) köyünde bulunmakta ve halk tarafından ziyaret edilmektedir. Araştırmalarımız sırasında Şeyh Zâhid’in şimdiye dek bilinmeyen menâkıbına ulaşmış
bulunuyoruz. Kastamonu Yazma Eserler Kütüphanesi’ndeki bir mecmua içinde (37 Hk 2694, vr. 97a-133a) yer alan bu eser toplam 55 bölümden ibarettir. Şeyh Zâhid Menâkıbı, Anadolulu Mehmed b. Abdüllatif
tarafından XV. yüzyılda kısmî olarak Farsçadan Türkçeye çevrilmiştir. Eserin Farsça orijinali günümüze ulaşmamıştır. Makalede Şeyh Zâhid Menâkıbı hakkında bilgi verilmesi amaçlanmıştır.

Research paper thumbnail of Vefatının 70. Yılında Remzi Oğuz Arık (1899-1954) / Remzi Oğuz Arık on the 70th Anniversary of His Passing

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

Adana'nın Kozan ilçesinde 15 Temmuz 1899 yılında doğan Remzi Oğuz Arık, 55 yıllık yaşamında arkeo... more Adana'nın Kozan ilçesinde 15 Temmuz 1899 yılında doğan Remzi Oğuz Arık, 55 yıllık yaşamında arkeoloji ve sanat tarihinden kültür çalışmalarına, felsefeden siyasete uzanan geniş bir yelpazede çalışmalar yürütmüş, eserler vermiş bir Türk münevveridir. Kurucusu olduğu Türkiye Köylü Partisi'nin Genel Başkanlığı'nı yürüttüğü esnada Adana'dan Ankara'ya gelirken bindiği uçağın infilak etmesi sonucu 3 Nisan 1954 tarihinde yaşamını yitiren Arık, özellikle yaşamının son dönemlerinde toplumun kültürel anlamda kalkınması yönünde pek çok çalışma yürütmüştür.

Research paper thumbnail of Rûzbihân-ı Baklî’nin Sûfîlerin Şatahâtını Meşrûlaştırma Çabası: Kur’ân-ı Kerîm, Hadis ve Sahâbe Sözlerinde “Şatahât” / Rūzbihān al-Baqlī’s Effort to Legitimize the Shaṭaḥāt of the Sūfīs: “Shaṭaḥāt” in the Holy Qur’ān, Hadīth and Sayings of the Companions

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

Dinin zâhirî ahkâmına aykırıymış gibi görülme, kapalılık ve anlaşılmazlık, şathiyelerin genel öze... more Dinin zâhirî ahkâmına aykırıymış gibi görülme, kapalılık ve anlaşılmazlık, şathiyelerin genel özelliğidir. Bu nedenle sûfîler, şatahâtın şerîate muhalif olmadığını göstermek, kapalılığı ve anlaşılmazlığı ortadan kaldırmak için şerhler yazmışlardır. Bu sûfîlerden birisi de Rûzbihân-ı Baklî’dir (ö. 606/1209). Bu makale, Baklî’nin Kur’ân-ı Kerîm, hadis-i şerîf ve sahâbe sözlerinde şatahât olduğunu belirttiği ifadelere dair yapmış olduğu yorumlarını konu edinmektedir. Makalemiz, Şattâh-ı Fars veya Şeyh-i Şattâh gibi isimlerle nitelendirilen Baklî’nin şathiye olarak ele aldığı âyet-i kerîme, hadis-i şerîf ve sahâbe sözlerini makul bir çerçevede şerh edip etmediğini ve yaptığı yorumlarla sûfîlerin şatahâtını meşrûlaştırma çabasında ne derece etkili olduğunu ortaya koymayı hedeflemektedir. Baklî’nin eserlerinde zikrettiği âyet, hadis ve sahâbe sözlerine dair yapmış olduğu yorumlarının analiz edilerek araştırmacıların istifadesine sunulması,
bilimsel açıdan önem arz etmektedir. Çalışmanın neticesinde, Baklî’nin şatahât kabilinde değerlendirdiği âyet, hadis ve sahâbe sözlerini sade ve yalın bir şekilde izah ettiği görülmüştür. Onun bu çabasının, eserinde yer verdiği sûfî sözlerinin mâzur görülme sebeplerini gösterme ve daha anlaşılır kılması açısından bir ön hazırlık mâhiyetinde olduğu ifade edilebilir.

Research paper thumbnail of Rūmī and Sulṭān Walad’s Way of Understanding Ḥallāj / Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve Sultân Veled’in Hallâc-ı Mansûr’a Dâir Görüşleri

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

In this article, the way of understanding of Jalāl al-Dīn al-Rūmī (d. 1273) and his son Sulṭān Wa... more In this article, the way of understanding of Jalāl al-Dīn al-Rūmī (d. 1273) and his son Sulṭān Walad (or Bahāʾ al-Dīn Muḥammad Walad d. 1312) on Ḥusayn ibn Manṣūr al-Ḥallāj (d. 922), who was a unique figure in the history of Sufism and who continued to attract the attention of Sufis after him will be discussed.

Research paper thumbnail of Cosmic Subjectivity in Ibn 'Ajība's Qur'ānic Exegesis / İbn ‘Acîbe’nin Kur’ân Tefsirinde Kozmik Öznellik

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

In his autobiography the Moroccan Sufi Aḥmad Ibn 'Ajība cites an incident in which his saintly gr... more In his autobiography the Moroccan Sufi Aḥmad Ibn 'Ajība cites an incident in which his saintly grandmother gives a command to a snake and the reptile fulfils the lady's order. Undoubtedly, the story demonstrates the special powers granted to the saintly woman, but is the snake she interacts with also special? Or do natural entities in general understand and know more than we ordinarily think? Whereas the Qur'ān repeatedly emphasises the "animated quality of nature," portraying the conscious, knowing and even wise cosmos, the works of exegesis often interpret such verses metaphorically (majāz) as eloquent expressions of God's power and universal submission to it. How to reconcile this widespread figurative understanding with the numerous Sufi accounts of the alive, knowing, and understanding cosmos (similar to the incident mentioned by Ibn 'Ajība)? To answer this question and more broadly, to reflect upon the understudied issue of cosmic subjectivity in the Sufi works of tafsīr, this article looks into Ibn 'Ajība's Qur'ānic commentary al-Baḥr al-Madīd (The Immense Ocean), which masterfully blends exoteric and esoteric approaches to the scripture and which is aimed at general public (rather than the initiates on the Sufi path). Whereas the Sufi master himself clearly perceives everything in creation as an understanding subject, he also succeeds in seamlessly bringing together various interpretations (including purely metaphorical readings), recognising their validity and suitability for different audiences. The highest level, however, is to realise that the literal meaning of the Qur'ānic description of the cosmos accurately captures the aspects of reality hidden from

Research paper thumbnail of Dhikr in Islamic Sufism A Case Study: The Order of Kubrawiyya / Kübreviyye Tarîkati Özelinde Tasavvufta Zikr

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

Among various orders of Islamic Sufism, one of the common rituals is dhikr. While sharīa places s... more Among various orders of Islamic Sufism, one of the common rituals is dhikr. While sharīa places significant emphasis on the repetition of different dhikr formulas, it does not mandate its practice. However, within the diverse orders of Sufism, dhikr is viewed as a fundamental aspect of conduct and a cornerstone of practical mysticism. In Islamic Sufism, disciples deem it obligatory to purify the nafs. Consequently, dhikr is regarded as a means to this end across various schools and branches of Islamic Sufism. Each order of Islamic Sufism has developed its own unique instructions and rituals for its followers. The Kubrawiyya order, one of the oldest schools of Islamic Sufism, has also established its own rituals and instructions pertaining to dhikr for its disciples. The primary objective of this paper is to elucidate the essence and the quality of dhikr in the Kubrawiyya order. This includes its importance, principles, objectives, methods, and results. The analysis is based on the materials presented in the texts of the Kubrawiyya order, supplemented by references to other sources of Islamic Sufism. This scholarly approach ensures a comprehensive understanding of the role and significance of dhikr within the Kubrawiyya order specifically, and Islamic Sufism more broadly.

Research paper thumbnail of Ibn ʿArabī in Contemporary Iran: Some Currents and Debates / Çağdaş İran’da İbn Arabî: Bazı Akım ve Tartışmalar

Journal of the Institute fo Sufi Studies, 2024

Iran's historical and complicated social situation has led to diverse attitudes toward Sufism and... more Iran's historical and complicated social situation has led to diverse attitudes toward Sufism and interpretations of Ibn ʿArabī's legacy. Many of Ibn ʿArabī's prominent followers and commentators were originally from Iran; however, many of his notable opponents were also from Iran. These two historical currents of followers and opponents of Ibn ʿArabī are still quite alive. Other currents with unique attitudes toward Ibn ʿArabī also have been established recently in Iran. In this article, different attitudes towards Ibn ʿArabī in contemporary Iran are presented and contextualized. Attitudes represent not only the scholarly tendencies of Iranian academics and Islamic scholars but also their role in forming diverse collective identities.

Research paper thumbnail of Volume 3 Nr. 1

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2024

Research paper thumbnail of JISS May 2023 Generic

Journal of the Institute for Sufi Studies, 2023