Investigation of Epstein-Barr Virus in Breast Neoplasms in and around the Van Province (original) (raw)

Diagnosis of Epstein-Barr Virus Infection with EBV IgM/IgG and Monospot Test Evaluation

Klimik Dergisi/Klimik Journal, 2014

Özet Amaç: Çalışmamızda altı yılı kapsayan sürede infeksiyöz mononükleoz (İM) klinik şüphesiyle Epstein-Barr virusu (EBV) viral kapsid antijeni (VCA) IgM, IgG ve monospot testi istenen olgularda test sonuçlarının irdelenerek, İM etkeni EBV'nin seroprevalansı ve bazı demografik verilerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntemler: Kasım 2005-Ekim 2011 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Seroloji/ELISA Laboratuvarı'na İM şüphesiyle serolojik tanı amaçlı serumları gönderilen 9289 olguda ELISA yöntemiyle EBV VCA IgM ve VCA IgG ile lam aglütinasyon yöntemiyle monospot testi çalışılmıştır. 9289 olgunun 8409'unda EBV'ye dönük EBV VCA IgM ve VCA IgG birlikte, 880 olgudaysa sadece EBV VCA IgM testi çalışılmıştır. Bu test sonuçları kayıt defterlerinden retrospektif olarak çıkartılarak irdelenmesi yapılmış, ayrıca bu olguların cinsiyet ve yaş grupları da değerlendirmeye alınmıştır. Bulgular: Testleri istenen 1-70 yaş arasındaki %52'si erkek, %48'i kadın 9289 olgunun 402 (%4.3)'sinde akut infeksiyon, 4905 (%58.3)'inde geçirilmiş infeksiyon ve 3234 (%38.5)'ünde seronegatiflik saptanmıştır. Sadece EBV VCA IgM istenen 880 olgunun 748'i negatif olarak belirlenmiştir. Yıllara göre akut infeksiyonun en sık (88 olgu) saptandığı yıl 2010 yılı olmuştur. Akut infeksiyon saptanan olguların 218 (%54.2)'i erkek, 184 (%45.8)'ü kadın olup, yaş grubu olarak akut infeksiyon en sık 15-28 yaş grubunda belirlenmiştir. Sonuçlar: Altı yılı kapsayan retrospektif değerlendirmede, EBV infeksiyonlarının seroprevalansı, %58.3; akut infeksiyon oranı ise %4.3 olarak belirlenmiştir. İM, en sık (%33.8) geç adolesans ve erken erişkinlik dönemi olan 15-28 yaş grubunda saptanmıştır. Klimik Dergisi 2012; 25(3): 107-10. Anahtar Sözcükler: Epstein-Barr virusu infeksiyonları, seroprevalans, seroloji.

Van Yöresinde Görülen Yüzeyel Mantar Hastalıkları

Van Tıp …, 1998

Özet: Yüzeyel mantar hastalıkları yaş ve cins ayırt etmeden her insanda bulunabilir ve çeşitli faktörlerin etkisi altında ülkeler, hatta yöreler arasında klinik ve mikrobiyolojik farklı özellikler gösterir. Bu retrospektif araştırmada Van ve çevresinde yaşayan hastalarda ortaya çıkan yüzeyel mantar hastalıklarına ait klinik özelliklerin ortaya konması planlanmış ve bu amaçla Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Dermatoloji Polikliniğine gelen hastaların kayıtlı bilgileri ele alınmıştır. Yapılan inceleme sonucu bir yıllık süre içerisinde polikliniğe müracaat eden 7231 hastanın 1015'inde (%14.03) ve 1057 vücut bölgesinde yüzeyel mantar hastalığına rastlanmış; hastaların %80,98'sinde dermatofitoz, %17.41'inde pitriyazis versikolor ve %1.61'sinde monilyazis saptanmıştır. Dermatofitoz kliniğinin çoğunu tinea pedis (%43,46) oluşturmuş sonra daha az sıklıkta sırası ile diğer klinik tablolara (tinea kapitis (%13,43), tinea korporis (%12,50), tinea inguinalis (%12,21), tinea manum (%9,81), tinea unguium (%9.34) ve tinea barbae (%0.24)) rastlanmıştır. Anahtar kelimeler: Van yöresi, Mantar hastalıkları, Dermatofitozlar, Pitriyazis versikolor, Monilyazis.

Van Yöresinde Maternal Mortalite Nedenleri ve Oranları

Turkiye Klinikleri Journal of Gynecology and Obstetrics, 2008

a ter nal mor ta li te, ge be lik sü re sin ce ve ya do ğum son ra 42 gün içeri sin de, ge be li ğin sü re si ve lo ka li zas yo nu na bağ lı ol mak sı zın, gebe li ğe bağ lı ve ya ge be li ğin ağır laş tır dı ğı bir has ta lık ne de niy le ve ya onun te da vi si es na sın da mey da na ge len ölüm ler ola rak ta nım lan mak ta dır, bu ta nım içe ri si ne ka za so nu cu ve ya te sa dü fen mey da na ge len ölümler da hil de ğil dir.1

[Investigation of Epstein-Barr virus DNA and RNA in tissues of patients with lymphoma]

Mikrobiyoloji bülteni, 2005

Relation between Epstein-Barr virus (EBV) and nasopharyngeal carsinoma, Burkitt's lymphoma, and lymphomas in immunosupressed patients have been shown previously in different studies. The same relationship was also shown in Hodgkin lymphoma (HL) and non-Hodgkin lymphoma (NHL) by some researchers. The aim of this study was to demonstrate EBV nucleic acids in tissue sections of adult patients with lymphoma. The presence of EBV encoded RNA (EBER) were investigated with in situ hybridization and EBV-DNA with PCR method in 29 formalin-fixed paraffin-embedded tissue sections (19 lymph nodes, the others being gastric, orbital, skin, salivary gland, testicle, small intestinal, tongue root, bone marrow and gingival tissues) of 8 patients with HL and 21 patients with NHL who were followed-up in Haematology Clinics of our university hospital. EBER and EBV-DNA positivity rates were found as follows respectively; 50% (n: 4) and 37.5% (n: 3) of 8 HL patients, and 23.8% (n: 5) and 47.6% (n: 10)...

Van Yöresi̇nde Bi̇r Sürüde Ecthyma Contagi̇osum (Orf) Olgusu

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi, 1996

The case of Ecthyma Contagiosum (Orf) in a Sheep flock in Van Summary: Ecthyma Contagiosum (Orf) was diagnosed in a sheep jlock in Van province. The diagnosis were depended on clinical, serological findings and by electron mieroscopical examination. In addition, condition of serum iron and copper concentration in the infection were determined. The clinical signs were the presence of lesions of different size and severity around the mount and inner lips. In order to detection antibodies against Orfvirus of serum samples which were taken from 18 lambs diseased, the Serum Neutralizing (SN) assay was used.In lambs, the mean values of antibody titre in serum samples which were taken at the flrst dayand four weeks af ter of clinical onset werefound as 11151.72 and 1/37.30, respectively.In addation, the application of the direct electron microscopy for the rapid diagnosis of Ecthyma contagiosum was described in lesion materials.

Van İlindeki Koyun Sürülerinde Bovine Herpesvirus-1 Antikorlarının Prevalansı

2014

Bu calismada, Van il merkezi ve ilcelerinde bulunan 6 adet yerli irk koyun surusunden toplanan 564 adet kan serumu orneginde bovine herpesvirus-1 (BHV-1) spesifik antikorlarinin varligi ve prevalansi arastirildi. Virus notralizasyon (VN) testi kullanilarak yapilan calismada serum orneklerinin %1.4 (8/564)’unde BHV-1’e karsi spesifik notralizan antikorlar belirlendi. Arastirma verileri, Van ilindeki yerli irk koyunlarda BHV-1 enfeksiyonu seroprevalansinin dusuk duzeyde oldugunu ortaya koymustur.

[Evaluation of PCR results in the diagnosis of Epstein-Barr virus infections]

Mikrobiyoloji bulteni, 2012

Epstein-Barr virus (EBV), a herpesvirus leading to latent infections, is principally responsible for infectious mononucleosis, and also plays role in the etiology of various lymphomas and post-transplantation lymphoproliferative disease (PTLD). Laboratory diagnosis of EBV infections depends on the detection of atypical lymphocytes, heterophile antibodies, specific antibodies against viral capsid (VCA), nuclear (EBNA) and early (EA) antigens, and of the viral DNA. Since the seropositivity rate in adult population is very high (80-95%) in our country, routine serologic tests may be insufficient to characterize EBV reactivation in immunosuppressive subjects, such as transplant recipients or oncology patients. In those cases VCA IgG avidity test and molecular methods are more useful. This study was conducted to determine the role of viral DNA levels detected by real-time polymerase chain reaction (Rt-PCR) and serological tests for the diagnosis and follow up of EBV infections in renal t...

Van Yöresinde Adolesan Gebeliklerin Analizi

2000

Özet Amaç: Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinde 2004-2008 yılları arasındaki adolesan gebelikleri ve gebelik sonuçlarının analizini amaçladık. Yöntem: Hastanemizde 2004-2008 yılları arasında gerçekleşen doğumlar retrospektif olarak incelenmiş ve 102 adolesan (<19 yaş) doğum tespit edilmiştir. Adolesan gebelerin sosyodemografik ve klinik özellikleri analiz edilmiştir. Bulgular: Kliniğimizdeki adolesan doğum oranı 1999-2003 yılları arasında 77/4072 (%1.89) iken, 2004-2008 yılları arasında 102/7788 (%1.30) olarak tespit edilmiştir. Bu oranın azalması istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0.05). Adolesan doğumların yapılan analizinde; yaş ortalaması 17.36 yıl, akraba evliliği %7.83, ilköğretim okuyan %72.54, parite ortalaması 1.07, ortalama gebelik haftası 35.23 hafta, sezaryen oranları %15.68, intrauterin fetal ölüm oranı %0.98, postpartum bebeğin ölüm oranı %3.92, anomalili fetus oranı %0.98, 37. gebelik haftasından önce olan doğum oranı %52.94, Prematür membran rüptürü %1.96, Preterm prematür membran rüptürü %2.94 ve preeklampsi %1.96 görülmüştür. Sonuç: Adolesan gebelik oranlarının önceki beş yıla göre azalmış olması sosyokültürel düzeyin artması ve/veya etkin doğum kontrolü ile açıklanabilir. Adolesan doğumların yarıdan fazlasının 37 haftadan küçük olması, yenidoğan ölüm oranının adolesanlarda dört kat daha fazla olması ve sezaryen oranlarının daha düşük çıkması bu yaş grubunda doğum komplikasyonlarının fazla olduğunu düşündürmektedir. , it was determined as 102/7788 (1.30%) in 2004-2008. Decrease in this ratio was statistically significant (p<0.05). By the analysis of adolescent labor; mean age was 17.36 years, consanguineous marriage 7.83%, graduated elementary school 72.54%, mean parity 1.07, mean pregnancy term 35.23 weeks, cesarean ratio 15.68%, intrauterine fetal death ratio 0.98%, preterm labor ratio 52.94%, premature membrane rupture 1.96%, preterm premature membrane rupture 2.94% and preeclampsia 1.96% were determined. Conclusion: Decline of adolescent pregnancy ratio compared with previous five years can be explained by increased sociocultural level and/or effective contraception. More than half of the adolescent labor being preterm and neonatal mortality rates four times higher in this young patient group, we can conclude that the complications of labor and delivery are higher among adolescent pregnancies.

[Evaluation of immunoblot-based assay for detecting Epstein-Barr virus viral capsid antibodies]

Mikrobiyoloji bülteni, 2010

Various attempts have been made to improve Epstein-Barr virus (EBV) serodiagnosis by developing more practical and objective methods than immunofluorescence-based assays. In the present study, the performance of immunoblot-based assays were evaluated by comparing the results obtained by the gold standard immunofluorescence antibody (IFA) test for the detection of IgM and IgG antibodies against EBV viral capsid antigen (anti-VCA). Serum samples of 277 patients admitted to Ege University Hospital for routine EBV diagnosis were included in the study. The age range of the patients was 3 months-89 years (mean 28 years) and 104 of them were females and 173 were males. All the samples were assayed by commercial immunoblot (Euroline IgM and IgG; Euroimmun, Germany) and IFA (EBV-CA IgG and IgM, Euroimmun, Germany) methods. Crosstabulation, chi-square test and phi (phi) measures in SPSS 16.0 statistical package programme were used for data analysis. Of the 216 samples that were interpreted as...

Van Yöresine Ait Bazı Yerli Asma Formlarının Tespiti ve RAPD Markörleriyle Tanımlanması

igdir.edu.tr

Araştırmada, Van İli ile Erciş ve Gevaş ilçelerinden toplanmış, 21 mahalli genotipe ait birtakım fiziksel ve kimyasal özellikler incelenmiş ve bu genotiplerden bazıları ile 6 standart çeşit, moleküler markör (belirteç) tekniklerinden RAPD yöntemiyle taranarak, örnekler arasındaki farklılıkların ve akrabalık derecelerinin belirlenmesine çalışılmıştır. Çalışma sonucunda, standart çeşitlere ait örneklerle, Erciş ve Gevaş genotiplerinin genelde farklı gruplar içerisinde olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, Gevaş ve Erciş genotipleri içerisinde gözlenen genetik çeşitlilik, standart çeşitlerden daha yüksek bulunmuştur.