Kamuoyu Oluşturmada Sosyal Medya Kullanımının Yarattığı Muhtemel Riskler (original) (raw)
Related papers
Sosyal Medyanın Kamuoyu Oluşturmadaki Rolü ve Muhtemel Riskler
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Sosyal Ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 2014
Biz protestoları planlamak için Facebook'u, koordine etmek için Twitter'ı ve dünyaya anlatmak için YouTube'u kullanıyoruz"* Özet Sanayi Toplumundan Bilgi Toplumuna geçişle birlikte, iletişim alanındaki gelişmeler, bilginin üretimi, depolanması, paylaşılması ve eleştirilmesini zamandan ve mekândan bağımsız hale getirmiştir. Sanayi toplumunda bilginin üretilmesi ve paylaşılması hemen hemen her ülkede medya kartellerinin kontrolünde gerçekleşmekteydi. Ancak bilgi toplumuna geçişle birlikte, bilginin üretilmesi ve paylaşılmasıyla ilgili kaynaklar hem çeşitlendi, hem de bilgisayar ve mobil cihaz (akıllı telefon, tablet bilgisayarlar vs…) teknolojisindeki gelişmelere bağlı olarak mekâna bağlılıktan ve periyodik olmaktan kurtuldu. Başka bir ifade ile bilgi belli odakların tekelinden ve iletişim de tek yönlü olmaktan çıktı. Dolayısıyla kitle iletişim araçlarının kullanımının tabana yayılmasıyla (blog, kişisel siteler) bilgi kaynağı çeşitliliği ve bireysel tecrübelerin çok kolay ve hızlı bir şekilde aktarımı sağlanmış oldu. Fakat son dönemde özellikle facebook ve twitter gibi sosyal paylaşım ağlarının ortaya çıkması ve yaygınlaşması, iletişim biçimini, söz konusu klasik anlamından köklü biçimde kopararak, iletişim sürecinin yapısal bir dönüşüme uğraması sonucunu doğurdu. Böylece iletişim tam olarak, interaktif, çok boyutlu ve karşılıklı bir etkileşim sürecine dönüştü. Soysal medya alanındaki bu hızlı ve esaslı gelişme, bireyden başlayarak bir ülkedeki veya toplumdaki her unsuru daha görünür ve kolay ulaşılır hale getirmiş, yani onlara ait sırları (bunlar devlet sırrı olabilir) ve gerekli bilgileri (bunlar firmaların stratejileri olabilir) erişilebilir kılmıştır. Bu durum bir yönüyle şeffaflaşma ve karşılıklı kolay bilgi alışverişi anlamına gelmekte; fakat diğer yönüyle de art niyetli kişilerin elinde bireyler ve toplum için bir tehlikeye dönüşme riski taşımaktadır. Yapılan bu çalışmada sosyal medya olarak adlandırılan bu yeni iletişim sahasının özelliklerini ortaya koyarak sosyal medyanın klasik medya araçları olarak adlandırılan medya araçlarından farkı üzerinde durulmakta; daha sonra, kamuoyu oluşturmadaki etkileri ele alınmakta ve bu kamuoyu oluşturma veya yönlendirme süreci içerisinde oluşan ve oluşabilecek muhtemel risklere değinilmektedir. Bu bağlamda sosyal medyanın sunduğu imkânların barındırdığı riskler ve güvenlik anlayışına yapmış olduğu olumlu olumsuz katkılar tahlil edilmektedir.
Kitle İletişiminin Getirdiği Yeni Risk: Askerlerin Operasyon Esnasında Sosyal Medya Kullanımı
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 20 Ocak 2018 tarihinde hudut güvenliğini sağlamak ve sınır ötesindeki Daeş ve PKK-PYD terör örgütlerinden kaynaklanan tehdidin bertaraf edilmesi ve bölgede istikrarın teminatı adına Zeytin Dalı Harekâtı'nı başlatmıştı. Operasyonun 9. gününe girildiğinde Rus Hükümeti tarafından finanse edilen Russia Today adlı haber sitesi, bu yazıya da ilham veren enteresan bir video paylaşmıştır.1 İlgili videoda, sosyal medyada Afrin'in etiketlendiği paylaşımların ani bir şekilde arttığı belirtilerek, operasyona katılan Türk Askerleri'ne ait sosyal medya paylaşımlarının takibi yoluyla birliklerin yerlerinin nokta atışı tespit edilebildiği ve bunun üzerinden operasyonun haritalandırıldığı görülmektedir. Doğrusu videonun sonunda yer alan ve Türkiye aleyhinde gri propaganda olarak değerlendirilebilecek bölüm olmasa, o dönem Rusların bir şekilde Türkiye'yi uyardığı fikrine kapılmamak işten bile değildir.
İnternet ve bilgisayar alanında yaşanan gelişmeler sosyal medyanın oluşumunun yolunu açmış ve yeni iletişim ortamları doğmuştur. Ayrıca bu gelişmeler yeni sosyal medya platformlarının gelişiminin de yolunu açmıştır. Özellikle geçtiğimiz son on yılda bu alanda hızlı değişimler yaşanmıştır. Bu değişimler, sosyal medyanın hayatımıza girmesinde, gelişmesinde ve yaygınlaşmasında önemli rol oynamıştır. Bu bağlamda, Web 2 tabanlı internet ortamı bireylere düşüncelerini, duygularını, bilgilerini ve hatta yaratıcılıklarını paylaşacakları yeni sosyal alanlar sunmuştur. Özellikle, sosyal medyada yaşanan bu gelişmeler siyasetçiler için yeni propaganda ve siyasal iletişim alanları olarak görülmüştür. Bu nedenle, seçim kampanyaları döneminde sosyal medya platformları siyasal reklamlar için önemli bir araç olarak kullanılmaktadır. Teknolojinin gelişmesi sonucu oluşan bu durum, sosyal medya platformlarında siyasal iletişimin yaygınlaşmasının yolunu açmıştır. Siyasal kampanyalar dönemlerinde, siyasetçiler için sosyal medyanın kullanımı oldukça önem kazanmaktadır. Bu gelişmelerin ışığında 'dijital siyaset' ve 'online siyaset' kavramları siyasi ve akademik literatür de yerini almıştır. Bu çalışmanın amacı Türkiye'de 30 Mart 2014'de yapılan yerel seçimler sürecinde sosyal medyada yer alan kampanyaların işleyişini incelemektedir. Bir siyasal iletişim aracı olarak Facebook'un siyasal kampanyalarda kullanımı, içerik çözümlemesi yöntemi ile analiz edilecektir. Bu doğrultuda, Türkiye'de son yerel seçimlerde yaşanan siyasal kampanya sürecinde, AKP ve CHP'nin siyasal söylemleri karşılaştırılacaktır. The developments in the field of internet and computers have paved the way for the formation of social media and a new media was born. Also, these developments created new platforms for communication. Rapid changes have occurred especially in the last decade. These changes have led social media to develop and pervade into every aspect of our life. In this respect the web 2-based internet has offered people new social environments where they can share theid ideas, feelings and knowledge and even their creativity. Particularly, these developments in social media were seen for politicians as a new field of propaganda and political communication. For this reason, social media platforms are used as an important means for political advertising in election campaigns. This situation arising as a result of technologcial developments has given rise to the widespread appearance of political communication in social media platforms. The use of social media becomes highly important for politicians in political campaigns. Therefore, the notion of 'digital politics' and 'online politics' have found a place in the political and academic literature. This study is an examination of the working of campaigns taking place in social media during the 30 March 2014 local elections in Turkey. The use of Facebook in political campaigns as a means of political communication is analyzed using the content analysis method. In this way, the political discourses of AKP and CHP are compared on the basis of their campaigns in the last local elections.
Sosyoloji Araştırmaları Dergisi
The aim of this study is to evaluate the factors that affect the attitude towards the intention to share and the manner in which the university youth performs social media sharing. In this direction, this study is designed based on the environmental factors such as online social capital, e-social trust and trust in social network sites, and personal factors such as reputation that explain the attitudes of young people towards sharing in social media circles. The data subject to field research were obtained on the basis of the questionnaire survey conducted by 1232 university students. The research model based on the theoretical framework of the study was analyzed with a structural equation modeling by two-stage approach. When the results of the study are evaluated within the framework of the relevant sample, the results show that young people create intention towards sharing on social media in the context of reasoned action theory. In addition, it has been found that the trust in Social Network Sites, e-social trust, online social capital and reputation have a positive effect on the attitude towards sharing intention in social media.
Sosyal Medyada Haber İçeri̇kleri̇ne Güven Ve Kullanici Moti̇vasyonlari
2020
Sosyal medya platformunda haber guvenilirligini degerlendirmek gunumuzun sosyal medya kullanicilari icin onemli bir konu haline gelmistir. Calismanin amaci, haber guvenilirligini ve sosyal medyada haber paylasimini etkileyen faktorleri ve bu faktorlerin kullanicilarin demografik degiskenlerine gore farklilik gosterip gostermedigini belirlemektir. Kullanicilarin sosyal ag sitelerinde haber guvenilirligi ve haber paylasimi ile ilgili algilarini etkileyen faktorleri arastirmak icin bir anket tasarlanmis, Eskisehir'deki 260 katilimciya kolayda ornekleme yontemi kullanilarak uygulanmistir. Anket uc bolumden olusmaktadir. Birinci bolumde demografik sorular, ikinci bolumde sosyal medya kullanim motivasyonunda kullanilan 21 maddelik besli likert olcegi, ucuncu bolumde sosyal medya kullanim motivasyonunda kullanilan 14 maddelik besli likert olcegi yer almaktadir. Sonuc olarak, kullanicilar sosyal medyada yanlis haberlerin ve dezenformasyonun farkindadir ve profesyonel gazetecilik faaliye...
Sosyal Medya ve Dezenformasyon Tehdidinde Gazetecilik
Aksaray İletişim Dergisi, 2022
* Bu çalışma intihal tespit yazılımlarıyla taranmış ve intihal tespit edilmemiştir. ** Çalışma tek yazar tarafından yapılmıştır. *** Çalışma kapsamında herhangi bir kurum veya kişi ile çıkar çatışması bulunmamaktadır.
KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI ÇERÇEVESİNDE SOSYAL MEDYADA SANAT
Erasmus International Academic Research Symposium on Education and Social Sciences, 2019
Bugün sosyal medya olarak hayatımızda önemli bir yere sahip olan yeni dijital iletişim ortamları, bireylerin gündelik hayatlarını, duygu ve düşüncelerini, bilgilerini ve her tür ve biçimde oluşturdukları içerikleri paylaştıkları, sürekli aktif ve gelişen platformlardır. İletişim araştırmalarının başlangıcından bu yana kitle iletişim araçlarını kullanan izleyiciler sadece hedef kitle olarak konumlandırılmış ve medyadan etkilenen bireyler olarak ele alınmış ve sadece medyanın etkileri yönünden incelenmiştir. İletişim araştırmaları yoğunlaştıkça kullanımlar ve doyumlar yaklaşımının ortaya çıkması ile izleyici pasif bir hedef kitleden ziyade, medyadaki içeriği kendi ihtiyaçları doğrultusunda alan ve kullanan, aktif bir unsur haline gelmiştir. Dolayısıyla bu yaklaşım, kullanıcılarının hem üretici hem de tüketici olduğu sosyal medyanın doğası ile son derece uyumlu bir yapıya sahiptir. Bireyler genellikle sosyal medyayı boş zamanlarını değerlendirmek, eğlenmek, gündemi takip etmek ve keyifli vakit geçirmek amacıyla kullanmaktadır. Ancak son dönemlerde, sosyal medya platformlarında popüler kültür ürünlerinin yanı sıra sanat temalı paylaşımlar da oldukça ilgi görmektedir. Bir yüksek kültür ürünü olarak kabul edilen sanatın, daha geniş kitlelere ulaşabilmesinin önündeki en büyük engel; onu anlayabilmek ve anlamlandırabilmek için gereken bilgi birikiminin yokluğudur. Dolayısıyla gereken bilgi birikiminden yoksun olan bireyler, yüksek sanat ve kültürden uzaklaşarak kitle iletişim araçları vasıtasıyla kendilerine sunulan popüler kültür ürünlerini tüketmektedir. Sosyal medyanın yaygınlaşması ile bilgiye ulaşmanın hızlanması ve kolaylaşması; yüksek sanat ve kültürün de ulaşılabilirliğini arttırmış, reprodüksiyonların yayılmasını sağlamıştır. Bu çalışmada kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı çerçevesinde sosyal medya ve kültür - sanat ilişkisinin yanı sıra popüler kültür ve yüksek kültür arasındaki ilişki incelenecektir. As social media, having an important place in our lives, new digital communication environments are active and thriving platforms that people share their daily lives, feelings, thoughts and contents of any nature. Since the beginning of communication research; the people using mass media have been only defined as target mass that are affected by the media and they have been observed from the point of the media effects. Along with the development of communication research, with the appearance of uses and gratifications approach, the audience began to be treated as an active element, selecting and using the media content due to their needs and wishes. Hence, this approach has a coherent structure with the nature of social media, in which the users are both producers and consumers. Individuals generally use social media in order to make use of their spare time, entertain themselves and be up to date. Lately; art-themed sharings attract the audience as well as popular culture contents in social media platforms. The major obstacle of art to reach the masses as a product of high culture is the lack of knowledge to understand and interpret it. Therefore, the individuals that lack of necessary knowledge are alienated from high culture and art and consume the popular culture products offered them via mass media. Due to the popularization of social media, reaching the knowledge became easier and faster. This led high culture and art to be more accessible. In this study; not only the relationship between the social media, high culture and art, but also the relationship between popular culture and high culture will be examined.
Pandemi Döneminde Afet Yönetimi Açısından Risk İletişimine İlişkin Bir Değerlendirme: Sosyal Medya
Pandemi Döneminde Afet Yönetimi Açısından Risk İletişimine İlişkin Bir Değerlendirme: Sosyal Medya Paylaşımları İçerik Analizi, 2021
Risk yönetimi, risk iletişiminde önemli role sahiptir. Günümüzde sosyal medyanın da etkisiyle birlikte kitle iletişim araçlarının etkin kullanımına ihtiyaç vardır. Bu açıdan hızlı şekilde topluma ulaşım sağlayan ve kolay yönetilebilir iletişim araçlarının başında sosyal medya gelmektedir. Zamanında, eyleme geçirilebilir ve güvenilir bilgi kanalları, özellikle yüksek korku ve belirsizlik içeren durumlarda hayati öneme sahiptir. Acil durumlarda bilgi akışı ve yüksek şeffaflığın tesis edilebilmesi için iletişime açık ve esnek bir yaklaşım gereklidir. Araştırmanın amacı, günümüz koşullarında yaşadığımız salgın ve ardından aynı dönemde meydana gelen deprem afetleri kapsamında AFAD'ın risk yönetimi açısından ile tişim stratejisini nasıl ele aldığının sosyal medya hesapları üzerinden incelenmesidir. Çalışma, Twitter'da zaman dilimi olarak 11 Mart 2020-31 Aralık 2020 tarihleri arasında AFAD tarafından paylaşılan tweetlerden oluşmaktadır. Elde edilen veriler içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Kurumun mesaj içerikleri risk iletişim sürecinde bilgilendirme, önleyici mesaj, acil durum ve iyileştirme şeklinde gruplandırılmıştır. İncelenen tweetler; deprem, meteoroloji, kaza-zehirlenme-yangınpatlama, Covid-19, yardım faaliyetleri, yapılan etkinlikler, uluslararası tanınırlık çalışmaları, anma-özel gün-bayram mesajları şeklinde sınıflandırılmışlardır. Bu kapsamda AFAD'ın konu içeriklerine göre kullandığı risk iletişim teknikleri incelenmiştir. Sonuç olarak AFAD'ın risk iletişimi bağlamında sosyal medya araçlarını eş zamanlı olarak etkin kullanmasının kriz süreçlerinde toplumun yaşamış olduğu kaygı ve belirsizliğin giderilmesinde önemli bir etkiye sahip olduğu söylenebilir.