UKRAYNA – RUSYA KRİZİ VE DTÖ HUKUKU: GÜVENLİK İSTİSNALARININ YÜKSELİŞİ Mİ? (UKRAINE – RUSSIA CRISIS AND THE WTO LAW: RISE OF SECURITY EXCEPTIONS?) (original) (raw)
Related papers
GLOBAL SAVUNMA DERGİSİ, 2023
Savaşının uyuşturucu rotalarının değişmesine sebep olduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlamda muhtemel yeni rota ve güzergahların analiz edilmesi, önlemlerin ve işbirliklerinin bu rotalara göre geliştirilmesi gerekmektedir.Diğer yandan başta PKK terör örgütü olmak üzere, terrö örgütlerinin saha da imha edilmesinin yanı sıra kriminal açıdan ilişkide olduğu ve desteklediği başta uyuşturucu kaçakçılığı, göçmen kaçakçılığı gibi uluslararası boyutu da olan suç organizasyonları ile ilişkisinin delilleriyle ortaya konulması gerekmektedir.Bu şekilde Türkiye terörle mücadelesini uluslararası camiaya daha net ifade edebilecektir. Netice itibariyle sahada terör örgütlerinin mensuplarının imhası hedeflenirken, örgütlerin suç bağlantılarının ortaya çıkarılması, delillendirilmesi ve ulusal ve uluslararası ortamda bu delil ve bağlantıların hukuka uygun olarak ortaya konulması amaçlanmalıdır.
RUSYA’NIN GÜVENLİK STRATEJİSİ ÇİFT SINIR VE RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI ÖRNEĞİ
NOVUS ORBIS Journal of Politics and International Relations Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Dergisi, 2022
Soğuk Savaş sonrası Rusya, son derece zorlu bir dönüşüm süreci geçirmiştir. Bu dönemde birçok siyasi, sosyal ve ekonomik krizle karşılaşılmıştır. Bu bağlamda ülke ekonomisinin kötü gidişatı iç ve dış politikada pek çok belirsizliğe neden olmuştur. Tüm bu gelişmeler küresel sistemde ülke için kötü bir imaj yaratmıştır. Pragmatik politikalar izleyen Putin yönetimi, yakın çevre doktrini geliştirmiştir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, merkezi yönetimin gücünü artırmak ve sınırlarda yeni güvenlik stratejilerini geliştirmek için bazı önlemler almıştır. Böylece Rusya içeride güçlenirken, dışarıda da etkin bir dış politika izleyebilecektir. Bu çalışmada, Putin yönetimi Rus dış politikasında ve Dmitri Trenin’in Çift Sınır (Double Border) stratejisinde öncelikli olan coğrafi güvenlik unsurları ışığında, Rusya-Ukrayna savaşı incelenmiştir.
UKRAYNA -RUSYA SAVAŞI VE DÜNYA DENGELERİ
2022
Kırım’ın ilhakıyla başlayan ve 24 Şubat 2022’de Rusya’nın, Ukrayna’yı resmen işgaliyle devam eden süreçte Rusya – Ukrayna savaşı başlamış ve halen günümüzde devam etmektedir. Bu savaşın çok kısa zamanda biteceğini düşünen Rusya tarafı pek de istediği sonuçları elde edememiş ve bu zamana kadar Rusya’nın 32 Bin 150 , Ukrayna’nın ise 23 bin 367 askerinin öldüğü iddia edilmiştir. Ayrıca iki tarafın birçok askeri araç ve gereçlerini kaybettiği de diğer iddialar arasında yerini almıştır.
(EKONOMİK GÜVENLİK: RUSYAUKRAYNA SAVAŞININ TEDARİK ZİNCİRİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
SOSYAL BİLİMLERDE GÜNCEL ARAŞTIRMALAR, 2022
Uluslararası ilişkiler açısından güvenlik kavramı özünde disiplinin de kuruluş amacıdır. Devletlerarası barış ve güvenliğin, savaşlar dışında farklı metotlarla sağlanabilmesi özellikle iki dünya savaşının yarattığı yıkımlar sonrasında birincil öncelik olmuştur. Dinamik bir kavram olan güvenlik öncelikli olarak “güvende olma” hâli olarak kabul edilmiş ve bu durum Soğuk Savaş döneminde sadece ulus devletler üzerinden askeri kapasite ile ilişkilendirilerek tanımlanmıştır. Soğuk Savaş’ın sona ermesi ile güvenlik kavramı da dünya üzerindeki birçok alanda yaşanan değişim gibi farklı bir şekle evrilmiştir. İki kutuplu dünya düzeninin 1991’de son bulması ile gerek ekonomik gerek uluslararası ilişkiler açısından dünyanın nasıl bir sistem içerisinde olacağı hâlen tartışılmaktadır. Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında ABD liderliğinde tek kutuplu bir dünya oluşacağı öngörüsü kısa sürede popülerliğini yitirmiş, askeri anlamda her ne kadar bir süper güç olsa da, küreselleşmenin de etkisiyle yeni aktörler uluslararası arenada daha görünür hâle gelmiştir. Güvenlik anlamında ise yeni güvenlik tehditlerinin ortaya çıktığı görülmüştür. 11 Eylül 2001 de yaşanılan terör saldırıları ise güvenlik alanında yeni tehditlerin ve yeni aktörlerin etkinliğini ortaya koymuştur. Klasik güvenlik bağlamında sadece bir devletten başka bir devlete yönelik, özellikle de askeri olması beklenilen tehditlerinin artık terör örgütleri gibi başka gruplarca da gerçekleşebilmesi, disiplin içerisinde yeni güvenlik tartışmalarını gündeme getirmiştir. Soğuk Savaş’ın son döneminde ortaya çıkan güvenliğin genişlemesi ve derinleşmesi, özünde bireylerin, devletlerin ve hatta uluslararası sistemin bugün karşı karşıya kaldığı yeni güvenlik tehditlerini bir bütün olarak ele almaktadır.
UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI VE KÜRESEL BUĞDAY KRİZİ
Karadeniz Araştırmaları, 2024
Buğday, dünyadaki birçok ülkede temel besin kaynağıdır. Bu durum, buğdayın diğer bitkilere göre daha fazla üretilmesine ve olası bir olumsuzluk karşısında gıda güvenliği ve erişebilirliğiyle alakalı krizlerin küresel bir sorun haline gelmesine sebep olmaktadır. 2022 yılının ilk aylarında başlayan Ukrayna-Rusya savaşı Ukrayna ve Rusya'nın buğday tarımı üzerinde önemli etkileri olmuştur. Bu iki devletin dünya buğday üretiminin önde gelen üreticileri ve net ihracatçıları olması, buğday krizini sadece bu iki ülke arasında yaşanan bir sorun olmaktan çıkartıp son yıllardaki en büyük küresel gıda güvenliği sorunu haline gelmesine neden olmuştur. Rusya Federasyonu'nun askeri operasyonlarda bulunduğu sahalar Ukrayna'nın doğu ve güney bölgeleridir. Bu sahalar Ukrayna topraklarındaki en verimli ve en fazla buğday üretilen bölgedir. Savaş esnasında buralarda üretimin aksaması Ukrayna'nın buğday ihracatını daha da düşüreceğine işaret etmektedir. Diğer açıdan Ukrayna'nın buğday ihracatının önemli bir kısmının gerçekleştiği Karadeniz limanları Rusya Federasyonu tarafından kontrol edilmeye başlanmış böylece Ukrayna buğdayının ihracatı engellenmiştir. Buğday lojistiğinde yaşanan bu olumsuz durum, Birleşmiş Milletler gözetiminde Ukrayna ve Rusya Federasyonu'yla gerçekleştirilen tahıl koridoru anlaşmasıyla çözülmeye çalışılmıştır. Diğer taraftan bu savaş nedeniyle Rusya Federasyonu'na batı dünyası ekonomik yaptırımlar uygulanmış bu durum önemli bir buğday ihracatçısı olan Rusya Federasyonu'nun buğday ihracatını kısıtlamıştır.
AVRUPA BİRLİĞİ ORTAK GÜVENLİK VE SAVUNMA POLİTİKASINDA YUMUŞAK GÜÇ KRİZİ: UKRAYNA ÖRNEĞİ
İmgelem, 2019
ÖZ Bu çalışmada Avrupa Birliği'nin (AB) yumuşak gücünün Ukrayna krizi üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Öncelikle Ukrayna'yı AB ve Rusya'nın karşı karşıya geldiği bir krizin nesnesi haline getiren nedenler detaylı bir şekilde incelenmiş ve AB'nin izlediği Avrupa Komşuluk Politikasının (AKP) Ukrayna krizindeki rolü analiz edilmiştir. Bu bağlamda çalışma şu sorulara yanıt vermeyi amaçlamıştır: Ukrayna'yı, AB ve Rusya'nın karşı karşıya geldiği bir krizin nesnesi haline getiren nedenler nelerdir? Ve AB'nin yumuşak güç politikası Ukrayna krizinde nasıl bir role oynamıştır? Çalışmada AB'nin yumuşak güç politikasının Ukrayna krizine etkisi rasyonel secim kuramından faydalanarak analiz atılmıştır. Bu bağlamda 'fayda/maliyet hesaplaması', 'fayda maksimizasyonu' ve 'yeni aktörlerin Güçlendirilmesi' Ukrayna krizinin nedenleri ve aktörlerin davranışlarının altında yatan sebeplerin analizi ve AB'nin Ukrayna krizinin derinleşmesi karşısında aldığı yaptırım kararlarının başarısının/başarısızlığının analizinde faydalanılan ana kavramlardır. Anahtar Kelimeler: Turuncu Devrim, yumuşak güç, AB yaptırımlar, Avrupa Komşuluk Politikası, Akılcı seçim kurumsalcılığı SOFT POWER CRISIS IN THE EUROPEAN UNION COMMON SECURITY AND DEFANCE POLICY: THE CASE OF UKRAINE Abstract The aim of the study is to exime the impact of the EU's soft power on the Ukrainian crisis. The reasons that make Ukraine an object of a crisis confronted by the EU and Russia, have been explained in detail and then the objective of the European neighborhood Policy has been explained and analyzed. In this regard, the study tried to respond the following questions: What are the reasons that make Ukraine an object of the EU and Russia crisis? Whether, if so, how and to what extend did the EU's soft power make an impact on the Ukrainian crisis? Rational choice institutionalism new institutionalism was employed as a theoretical framework. The concepts of 'cost/benefit calculation, 'Utility maximization' and 'empowerment of new actors', therefore, were benefited in analyzing the reasons and causes of the Ukrainian crisis, behavior of actors and the sanctions implemented by the EU towards the deepening of the Ukrainian crisis.
DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE TANK SINIFININ GELİŞİMİ: RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI BAĞLAMINDA BİR DEĞERLENDİRME
SAVSAD, 2023
I. Dünya Savaşı'nda siperlere mahkûm olan Avrupa Cephesinde savaşa yeniden hareket kazandırabilmek için üretilen çözümlerden birisi, belki de en önemlisi tankın icadıdır. Tank; başlangıçta piyadenin yardımcısı ve makineli tüfek ateşinden korunacak kadar zırha sahip bir platform olarak tasarlanmasına rağmen, savaşlar arası dönemdeki düşünsel boyutta kaleme alınan eserlerin de katkısı ile yıldırım harbinin ana unsuru ve düşmanın üzerine manevra yapan temel eleman haline gelmiştir. Savaş kavramında, konvansiyonel anlayıştan, konvansiyonel olmayan yöntemleri de ihtiva eden hibrit savaşa evrilmeyle beraber tanklara karşı tehditlerin daha belirgin hale gelmesi, tankın varlığını ve gerekliliğini sorgulamaya açmış ve Rusya-Ukrayna Savaşı ile bu sorgulama daha da artmıştır. Rusya-Ukrayna Savaşı'nda tankın doktrine uygun olmayan kullanımları, tank sınıfının varlığını sorgulatmış olmakla beraber, doğru kullanılan tank birlikleri, kullanan tarafa kuvvet çarpanı olmaya devam etmektedir. Geleceğin muharebe ortamında tankların üretilmeye devam edilmesinin yanı sıra insansız kara araçlarının (İKA) da gelişim sağlayacağı gerçeğinden yola çıkarak bu iki platformun birlikte veya ayrı kullanımı üzerine konsept ve doktrin çalışmaları yapılacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Tank ve İKA bağlamında süreç nasıl gelişirse gelişsin, insan karar verici olarak var olmaya devam edecektir. Bu çalışmanın amacı; Dünyada ve Türkiye'de tank sınıfının gelişiminden yola çıkarak Rusya-Ukrayna Savaşı'na bir değerlendirme sunabilmek ve tank sınıfının geleceği hakkında muhtemel gelişmeleri aktarabilmektir. Bu amacı gerçekleştirmek için tematik doküman analizi yöntemiyle incelemeler yapılmıştır.
Ukrayna Krizi ve İskandinav Ülkelerinin Güvenliği Sorunu
Ukrayna’da Yanukoviç’in devrilmesi ile başlayan; Kırım işgali ile tırmanan ve Rus yanlısı ayrılıkçıların Kiev’le yaşadığı iç savaş nedeniyle keskinleşen Kremlin-Batı ilişkilerinde yaşanan kriz Kuzey Avrupa devletleri ve özellikle İskandinav ülkeleri ile Rusya arasında ilişkileri de etkilemektedir. Soğuk Savaş yıllarında Sovyetler Birliği ile sınır oluşturmalarından dolayı farklı statülere sahip olan ve NATO üyeliklerine sıcak bakılmayan bu devletler son dönemlerde artan Rusya tehlikesinden dolayı hem kendi savunma bütçelerini artırarak hem de NATO’ya üyelikleri ile ilgili beyanlarda bulunarak Kremlin’le ilişkilerinde yeni bir sayfa açmaktadırlar. Özellikle Ukrayna krizi sonrasında Rusya’nın sık aralıklarla İsveç ve Finlandiya’nın hava sınırını ihlal etmesi, her iki ülkenin uzun dönem mevcut olan tarafsızlık statülerini değiştirmesi gerektiği tartışmasına da yol açmaktadır. Bu analizde Ukrayna krizi sonrası İsveç ve Finlandiya’nın Rusya ile ilişkileri analiz edilerek, yakın gelecekte baş verebilecek yeni krizler ile ilgili tahminler verilmektedir. İlişkiler çerçevesinde Sovyetlerin yıkılması sonrasında bahsi geçen ülkeler arasında yaşanan sorunlar ele alınarak günümüzde bölgede mevcut olaylara etkileri yorumlanacaktır. Rusya ve Batılı devletlerin yaşanan krizle ilgili olarak gerçekleştirdikleri askeri tatbikatlara yönelik değerlendirmeler de analizde yer almaktadır.