Mandibular Birinci ve İkinci Premolar Dişlerin Kök ve Kanal Morfolojilerinin Panoramik Radyogram ile Değerlendirilmesi: Epidemiyolojik Çalışma (original) (raw)

Premolar Di̇şleri̇n Kök Kanal Sayilarinin Farkli Hizdaki̇ Fi̇lmler Ve Bi̇r Di̇ji̇tal Görüntüleme Si̇stemi̇yle Radyografi̇k Olarak Değerlendi̇ri̇lmesi̇

Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2006

The aim of this study is to compare the accuracy of D, E, F speed intraoral radiographs and digital radiographic images with respect to the root canal numbers in premolars. Twenty extracted human mandibular and maxillary premolar teeth were imaged using 3 conventional and a direct digital system. Two endodontists and two radiologists evaluated the radiographs and determined the number of root canals in each tooth. After the radiographic evaluation, the teeth were cleared and true number of canals in each tooth was determined by observing the cleared tooth on the display of a digital photographic image. The data were compared using the chi-square test. There were no significant differences among D, E, F speed conventional film images and original and enhanced RVG images for determination of root canal numbers but E speed film showed the better result.

Premolar Di̇şleri̇n Kök Kanal Sayilarinin Farkli Hizdaki̇ Fi̇lmler Ve Bi̇r Di̇ji̇tal Görüntüleme Si̇stemi̇yle Radyografi̇k Olarak …

dergiler.ankara.edu.tr

The aim of this study is to compare the accuracy of D, E, F speed intraoral radiographs and digital radiographic images with respect to the root canal numbers in premolars. Twenty extracted human mandibular and maxillary premolar teeth were imaged using 3 conventional and a direct digital system. Two endodontists and two radiologists evaluated the radiographs and determined the number of root canals in each tooth. After the radiographic evaluation, the teeth were cleared and true number of canals in each tooth was determined by observing the cleared tooth on the display of a digital photographic image. The data were compared using the chi-square test. There were no significant differences among D, E, F speed conventional film images and original and enhanced RVG images for determination of root canal numbers but E speed film showed the better result.

Bir Grup Türk Populasyonunda Üst Birinci ve İkinci Büyük Azı Dişlerinin Kök Kanal Konfigürasyonlarının Konik Işınlı Bilgisayarlı Tomografi ile İncelenmesi

Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences, 2000

Bu çalışmanın amacı, üst birinci ve ikinci büyük azı dişlerinin kök kanal morfolojilerinin konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (KIBT) ile incelenmesidir. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em ml le er r: : Altı yüz beş hastanın üç boyutlu üst birinci (n=894) ve ikinci büyük azı dişleri (n=944) içeren KIBT görüntüleri şu değerlendirmeleri yapmak üzere incelenmiştir. (i) Köklerin sayısı ve morfolojisi; (ii) Her bir kökteki kanal sayısı; (iii) Fazla kök kanallarının insidansı ile kanal konfigürasyonlarının tipi (Vertucci sınıflamasına göre) ve (iv) C-şekilli kanal sisteminin oranı. B Bu ul lg gu ul la ar r: : Hem üst birinci büyük azı (%93,6) ve üst ikinci büyük azı (%69,1) dişlerinde en sık üç ayrı kök morfolojisi sıklıkla gözlenmektedir. Tüm köklerde en sık gözlenen tip I kanal konfigürasyonudur. Meziobukkal (MB) kökler diğer köklerle kıyaslandığında, hem birinci hem de ikinci büyük azı dişlerde en fazla varyasyon gösteren kanal konfigürasyonlarına sahiptir (p<0,05). C-şekilli kanal sistemi ikinci büyük azı dişlerinde %0,52 olarak bulunmuştur. Ayrıca, birinci ve ikinci büyük azı dişlerinde fazladan kanal tipine rastlanmamıştır. İkinci meziobukkal kanal (MB2) insidansı (birinci ve ikinci büyük azı dişleri için; kadınlarda %39,3 ve erkeklerde %43,3) cinsiyetler arasında istatistiksel olarak farklılık göstermiştir (p<0,05). S So on nu uç ç: : Üst büyük azı dişlerindeki MB kökler distobukkal veya palatinal köklerden daha fazla kanal varyasyonlarına eğilim göstermektedir ve MB2 insidansı üst birinci büyük azı dişlerinde üst ikinci büyük azı dişlerinden daha yüksek orana sahiptir. Bu veriler başarılı endodontik tedaviyi kolaylaştırmaktadır. A An na ah ht ta ar r K Ke el li im me el le er r: : Konik ışınlı bilgisayarlı tomografi; kök kanal tedavisi A AB BS ST TR RA AC CT T O Ob bj je ec ct ti iv ve e: : The aim of this study is to investigate the root canal morphology of maxillary first and second molars using cone beam computed tomography (CBCT) in a Turkish subpopulation. M Ma at te er ri ia al l a an nd d M Me et th ho od ds s: : The three-dimensional CBCT images of maxillary first (n=894) and second molar (n=944) teeth from 605 Turkish patients were analyzed to make the following observations: (i) the number of roots and their morphology; (ii) the number of canals per root; (iii) the incidence of accessory root canals, the types of canal configurations (according to Vertucci's classification), and (iv) the frequency of C-shaped canal system. R Re es su ul lt ts s: : The most common root morphology was that of three separate roots in both first (93.6%) and second molars (69.1%). While, type 1 canal configuration was the most frequent in all roots. The mesiobuccal roots (MBRs) had significantly more variations in canal configuration when compared with other roots in both the first and second molars (p<0,05). C-shaped canal system were found as 0.52% in second molars. And so, no additional canal types were identified in the first and second molars. The incidence of a second mesiobuccal canal (MB2) (39.3% for females and 43.3% for males in both first and second molars) showed a statistical difference in gender (p<0,05). C Co on nc cl lu us si io on n: : The MB roots of maxillary molars tended to have more variations in the canal system than the distobuccal or palatal roots and the incidence of MB2 was higher in the first molars than in the second molars. These data may facilitate successful endodontic treatment.

Maksiller ve Mandibular Odontojenik Enfeksiyonların Baş-Oyun Bölgesindeki Yayılım Alanları

Ado klinik bilimler dergisi, 2007

Bafl-boyun bölgesinde görülen fliflliklerin önemli bir bölümünü maksiller ve mandibular odontojenik enfeksiyonlar oluflturur. Oral kavitenin steril olmamas› nedeniyle odontojenik enfeksiyonlar genellikle yay›lma e¤ilimi gösterirler. Odontojenik enfeksiyonlar, oral kavite içerisine, maksiller ve mandibular kemiklere, komflu çevre dokulardaki önemli anatomik yap› ve boflluklara dolay›s› ile bafl-boyun bölgesine kolayl›kla yay›lma ihtimali bulundu¤undan dikkat edilmesi gereken patolojilerdir. ‹çerdi¤i önemli yap›lar ve fonksiyonlar› sebebiyle bafl-boyun bölgesinin anatomisinin iyi bilinmesi, bu bölgeye yay›l›m gösteren enfeksiyonlara uygulanacak do¤ru cerrahi ve medikal tedaviler hayati önem arz eder.

Dara (Mardin) Geç Roma Dönemi iskelet toplumu dişlerinde bir odontometrik analiz

Antropoloji, 2015

'nde yaşamış toplumların dişlerinde odontometrik açıdan cinsiyet farkı olup olmadığının saptanması ve Anadolu'nun eski toplumları arasındaki yerinin belirlenmesi bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu amaç doğrultusunda dişlerden mesio-distal ve bucco-lingual ölçüler alınarak elde edilen veriler SPSS 18.00 programı çerçevesinde cinsiyet farkı açısından irdelenmiştir. Ayrıca, Dara Geç Roma toplumlarının Anadolu eski toplumlar arasındaki yerini belirlemek için iki aşamalı Cluster Analiz uygulanmıştır.

Diş Hekimliği Fakültesine BaşvuranFarklı Yaş Gruplarındaki Bireylerden Elde Edilen Panoramik Radyografilerin Değerlendirilmesi 2. Bölüm: Kron Bölgesi Patolojileri ile Alveoler Kemik Seviyesi Durumu Arasındaki İlişki

Turkiye Klinikleri Dis Hekimligi Bilimleri Dergisi, 1999

Amaç: Çeşitli nedenlerle diş hekimliği kliniklerine başvuran farklı yaş gıırııplarındaki bireylerde panoramik ve bitewiny radyografiler yardımı ile mevcut denlisyondaki restorasyon ve dental problemleri saptamak ve bunlar ile ölçülen destek alveoler kemik seviyesi arasındaki iliş kinin belirlenmesidir. Materyal ve Metod: Çalışmamızın materyalini rasgele seçilen 132 bireyin panoramik ve posterior bite-wing radyografi leri oluşturdu. Bu radyografi/er üzerinde kronlarda mevcut patolojiler saptandı ve hu dişlerin alveoler kemik destek miktarları ile patolojiler arasındaki ilişki incelendi. Bulgular: Panoramik radyografiler üzerinde yapılan in celemede hastaların %63'ünde periodontal hastalıktan bağımsız olarak kron bölgelerinde patolojiler gözlen miştir. Alveol kemik seviyesi üzerine yapılan incelemede, yaş arttıkça kemik seviyesi skorlarının arttığı, yani destek kemik seviyesinde bir azalma gözlenmiştir. Daha genç hasta grubunda (20-29 yaş) hastaların %52'sinde kemik seviyesi skoru 1 iken en yaşlı hasta grubunda (60-69 yaş) hu skor 3 olarak bulundu. Hiç kemik kaybı olmayan (alveol kemik seviyesi skoru 0) hasta yüzdesi en genç gruptu II iken, en yaşlı grupta 0.5 olarak bulundu. Sonuçlar: Çalışmamızdan çıkan sonuçlara göre, incelenen hasta grubunda gözlenen aşırı alveoler kemik kavbı sadece küçük bir hasta grubunda izlenirken, kron böl gesindeki patolojiler arasında özellikle taşkın restoras yonların söz konusu olduğu durumlarda, bunun alveol kemik kaybının şiddeti ile doğru orantılı olduğu saptandı.

Koni̇k Işinli Bi̇lgi̇sayarli Tomografi̇ İle Di̇şli̇, Di̇şsi̇z Ve Parsi̇yel Di̇şli̇ Bi̇reylerde Mandi̇bular İnsi̇zi̇v Kanalin Morfoloji̇si̇ni̇n Retrospekti̇f Olarak Değerlendi̇ri̇lmesi̇

Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2021

Bu çalışmanın amacı konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (KIBT) ile dişli, dişsiz ve parsiyel dişli bireylerde mandibular insiziv (MİK) kanal morfolojisinin restrospektif olarak değerlendirilmesidir. Gereç ve yöntem: Çalışma grubunu 30 yaş üzeri total dişli, dişsiz ve parsiyel dişli hastalara ait 60 kadın, 60 erkek bireyin görüntüleri oluşturmaktadır. Elde edilen çapraz kesitlerde sağ ve sol kanalın başlangıç, orta, sonlanma noktalarının çap genişliği ile kanalın alveol kemiği içindeki konumu değerlendirilmiştir. Kanalın uzunluğu, unilateral veya bilateral oluşu, alveol kemik içerisindeki konumu değerlendirilmiş, bilateral kanalların birleşmediği olgularda sonlanma noktaları arasındaki alveolar kemik bantı mesafesi ölçülerek cinsiyet ile ilişkisi karşılaştırılmıştır. Bulgular: Olguların tümünde %94,2 oranında kanal gözlenmiştir. Kanalın görülme sıklığı ve uzunluğunda gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p˃0,05). Dişli olgularda MİK orta ve sonlanma noktalarının çap genişliğinin sağ tarafta dişsiz olgulardan, sol tarafta dişsiz ve parsiyel dişli olgulardan istatistiksel olarak anlamlı şekilde fazla olduğu saptanmıştır (p<0,05). Kadın olgularda kanalın orta noktasındaki çap genişliğinin erkek olgulardan istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek olduğu saptanmıştır (p<0,05). Tüm gruplarda horizontal yönde kanalın başlangıç noktasının bukkalde, orta noktasının alveol kretin ortasında ve sonlanma noktasının ise lingualde konumlandığı; vertikal yönde ise dişsiz grup dışında kanalın tüm seyri boyunca inferiorda konumlanarak seyrettiği izlenmiştir. Sonuç: Cerrahi işlemler öncesi bireyin cinsiyet ve diş kaybına göre insiziv kanalın çapı ve alveol kemik içerisindeki konumun KIBT ile değerlendirilmesinin faydalı olacağı düşünülmüştür. Anahtar kelime: Konik ışınlı bilgisayarlı tomografi, dental volumetrik tomografi, mandibular insiziv kanal, insiziv sinir. SUMMARY Aim: The purpose of this study is to evaluate mandibular incisive canal morphology in dentate, edentulous and partially dentate inviduals using cone beam computed tomography(CBCT), retrospectivelty. Materials and Methods: The study group consisted of images of 60 females and 60 males who was over 30 years old, divided in three goups: dentate, edentulous and partially dentate. In cross sectional images the canal diameter, distances from canal to buccal-lingual cortex, alveolar crest and basis mandible were measured on starting, middle, end point of canal. The length of canal, being unilateral or bilateral, the bone width between end points and the location within the alveolar bone were evaluated. The relationship between genders and datas were compared. Results: Mandibular incisive canal incidance was 94,2% in all cases. No statistically significant difference in incidence and length of canal were found between the groups (p˃0,05). The canal diameter on middle and end points were significantly higher in dentate than edentulous on both sides and in partially dentate group on left side (p<0,05). The canal diameter in females on middle point was found to be significantly higher than males (p<0,05). Horizontally canal was located buccally at starting point, centrally in alveolar ridge at middle point and more lingually at the end point in all groups; vertically all incisive canal traces positioned inferiorly except in edentulous group. Conclusion: Before surgical operations it will be hepful to evaluate diameter and location of MIC in alveolar bone with CBCT.