Migrende Basagrisini Tetikleyici ve Kötülestirici Faktörler (original) (raw)
Related papers
Yabanci Dil Ogretiminde Ogrenci Basarisini Etkileyen Unsurlar
Öz Bu çalışmanın amacı, ülkemizdeki yabancı dil öğretiminde öğrenci başarısını olumlu ve olumsuz etkileyen unsurları belirleyerek bu unsurların yabancı dil öğrenimine etki-lerinin nedenlerini, türlerini ve bunlarla baş etme yollarını araştırmaktır. Bu kapsamda Hatay ilinde görev yapan İngilizce öğretmenlerinin görüşleri alınarak yabancı dil öğre-timini etkileyen unsurlar belirlenmeye çalışılmıştır. Bir olgu bilim çalışması olan bu araştırmada çalışmaya gönüllü katılan 2014 – 2015 akademik yılında 62 İngilizce öğretmeninin görüşleri yarı yapılandırılmış görüşme formu (YYGF) aracılığıyla elde edilmiştir. Araştırmada veriler içerik analizine tabi tutularak yorumlanmıştır. Alan taraması ile oluşturulan Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formuna uygulama öncesi öğretmenlerin ve uzmanların görüşü alınarak son şekli verilmiştir. Analiz sonucuna göre İngilizce öğrenimini olumlu şekilde etkileyen unsurlar öğretmen davranışları, öğrenci davranışları, dersin işlenişine ilişkin unsurlar ve çevresel unsurlar olarak belirlenmiştir. İngilizce öğrenimini olumsuz olarak etkileyen unsurlar ise öğret-men davranışları, öğrenci davranışları, dersin işlenişine ilişkin unsurlar, eğitim sistemine ilişkin unsurlar ve çevresel unsurlar olarak belirlenmiştir. Ayrıca İngilizce öğretmenleri yabancı dil öğretiminde başarıyı artırmaya yönelik olarak da dil öğretim yaklaşımına, eğitim sistemine, öğretmene, öğrenciye ve materyale yönelik önerilerde bulunmuşlardır. Anahtar Kelimeler: Yabancı Dil, İngilizce, Başarıyı Etkileyen Unsurlar, Yabancı Dil Eğitimi, Yabancı Dil Öğretimi. Factors Affecting Student Achievement in Foreign Language Teaching Abstract The aim of this study is to research positive and negative factors influence the learning of foreign languages, types, and exploring ways to deal with them by identifying the causes of these elements in foreign language teaching in our country that affect student achievement. In this context, factors affecting foreign language teaching has been tried to be determined by consultation with the English teachers working in Hatay.
Göçmen Karşıtlığına Etki Eden Faktörler
Sosyoloji Notları, 2022
Göçmen karşıtı tutum kendiliğinden meydana gelmeyen, içerisinde demografik ve sosyo ekonomik birçok değişkeni barındıran bir tutumdur. Bu bağlamda geçmişten bu yana, göçmen karşıtlığı tutumu üzerine özellikle Avrupa’da birçok araştırma yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Fakat her meselede olduğu gibi göçmen karşıtı tutumu meselesinde de toplumlar arasında farklılıklar mevcuttur. Başka bir deyişle, göçmen karşıtı tutum bir ülkede alt seviyelerdeyken başka bir ülkede çok üst seviyelere çıkabilmektedir veya göçmen karşıtlığı tutumuna etki eden faktörler toplumdan topluma değişkenlik gösterebilmektedir. Bu noktada, bu çalışmada amaç Türkiye’de göçmen karşıtlığı tutumuna etki eden faktörleri tespit etmektir. Araştırmada nicel araştırma tekniklerinden anket tekniği kullanılmıştır. Anketler çevirim içi ortamda hazırlanmış ve kolayda örnekleme tekniği ile 255 katılımcıya ulaşılmıştır. Araştırma sonucunda yaşam memnuniyeti ile göçmen karşıtı tutumu arasında negatif yönde bir ilişki tespit edilmiş, araştırmanın diğer hipotezleri ise reddedilmiştir. Öte yandan, politik yelpazenin merkez grubunda yer alanların sağ kesime göre anlamlı derecede yüksek göçmen karşıtı tutum benimsedikleri görülmüştür.
Gundelik Pratikler Icerisinde Algi Araciligiyla Mekanin Degisen Anlami
Gündelik Pratikler İçerisinde Algı Aracılığıyla Mekânın Değişen Anlamı " Mekânın doğası onun ne olmak istediğini yansıtır Konser salonu bir Stradivarius'mudur yoksa bir kulak mı Konser salonu orkestra yöneticisinin çaldığı Bach ya da Bartok'a göre ayarlanmış yaratıcı bir çalgı mıdır Yoksa basmakalıp bir salon mu Mekânın doğasında ruh ve belirli bir biçimde var olma istenci yatar Tasarım bu istenci yakından izlemeli Bu nedenle çizgili boyanmış at zebra değildir Demir yolu istasyonu bina olmadan önce sokak olmak ister " Louis Kahn 'Düzen' manifestosundan… Bu çalışma, gündelik yaşam rutini içerisinde, " kentli deneyimi ve algısı üzerinden yeni kentsel mekânsallıkların oluşumu ve mekânın değişen anlamı " konusunun Sakarya yereli üzerinden okunması denemesidir. Yazı bu doğrultuda, farklılaşan algı üzerinden değişen insan pratiklerinin nasıl değişen mekânsal organizasyonlar oluşturabildiği konusuna odaklanmakta ve cevabını, kent aktörü olan kaykaycının kamusal mekândaki rotası ve hareketleri üzerinden ortaya koyma gayreti taşımaktadır. Gündelik kent yaşamı, içerisindeki kentlilerin oluşturmak istediği işlevlerle sürekli hızlı ve kısa süreli biçimde değişen çoklu bir örüntüdür. Bu devingen süreç kapsamında kenti ve kentliyi oluşturan temel öğelerden olduğu kabul edilen mekân ve mekân içerisindeki eylemlilik hali, insan yaşantısının bir karşılığıdır. Bununla birlikte genel bir mekân kavramı ve eylemlilik hali için farklılaşan şey ise mekânların ve eylemliliklerin " içeriği " dir. Bu içerik bağlamında, günlük yaşantıda çoğu mekân bazlı davranışlar alışkanlıklardan kaynaklanan tekrarlı eylemler dizisidir. Ev ile okul veya ev ile işyeri arasındaki mesafenin yürüme eylemi üzerinden aşıldığı düşünüldüğünde belirlenmiş rota üzerinde ve alışıldık görüntüler eşliğinde tekrarlı bir davranış bütününde bulunulduğu söylenebilir. David Seamon (1979), A Geography of the Lifeworld adlı kitabında, insan davranışları ve deneyimleri üzerinden yer, mekân ve çevre ilişkisine odaklanarak; davranışsal coğrafya teorisine fenomenolojik bir bakış açısından bakarak açıklama getirmiştir. Seamon; gündelik hayat deneyimlerini ortaya çıkarma, tarif etmeye çalışma; verileri somut olarak ortaya koymaya arayışındadır ve kendisinin de dâhil olduğu katılımcı bir ekiple deneysel bir çalışma gerçekleştirmiştir. Katılımcılardan biri, günlük rotası olan ev-okul arası yolu geçerken; trafik ışıklarında düz gitmesi gerekirken sola yönlendirilmesiyle algısının değiştiğini ifade eder. Farklı bir yoldan gidiyor olma, nerede olduğunun idrakına varma, geçtiği yolun arkadaşlarının oturduğu cadde olduğunu hatırlaması gibi birçok farklı deneyimler edindiğini söyler. Bedenin eylemleri sürekli tekrarlayarak davranışsal olarak hafızaya atması kişinin algısal olarak
EBELIK VE HEMSIRELIK OGRENCILERININ DOGUM SEKLI TERCIHLERI VE ETKILEYEN FAKTORLER
ÖZET Doğum şeklinin, tıbbi endikasyonların yanısıra anne adayının sosyal, psikolojik ve çevresel faktörleri tarafından da etkilendiği bir gerçektir. Doğum kliniklerinde çalışan ebe ve hemşirelerin kendi doğum şekli tercihleri doğum yapacak gebe kadınlara yansıyabilir. Ebelik ve hemşirelik bölümünde okuyan öğrencilerin doğum şekli tercihlerini ve etkileyen faktörleri incelemek amacı ile yapılan bu çalışmada, Sağlık Yüksekokulunun ebelik ve hemşirelik bölümlerinde okuyan 509 kız öğrenciden 404'üne anket uygulanmıştır. Öğrencilerin %76.5'i normal doğum, %11.6'sı epidural anestezi ile ağrısız doğum ve sadece %7.2'si sezaryen ile doğum yapmayı düşündüğünü ifade etmiştir. Yakın çevresindeki kadınlar arasında normal doğum öyküsünün fazla olması, çevresinde sezaryenle doğum yapan ve doğum sonu sorun yaşayan kadınların bulunması, ailesinde zor doğum öyküsünün olması ve üç ve daha fazla çocuk sahibi olmayı düşünmeleri, normal doğum yapma tercihini anlamlı olarak etkilediği görülmüştür. Sonuç olarak öğrencilerin çoğunluğu normal doğum veya epidural anestezi ile normal doğum yapmayı tercih ettikleri ve tercihlerinde çevresindeki kadınların doğum deneyimlerinin etkili olduğu söylenebilir.
CERRAHI HASTALARININ SAGLIK ALGILARI VE ETKILEYEN FAKTORLER
Öz Amaç: Bu çalışma cerrahi hastalarının sağlık algı düzeylerinin saptanması ve sağ-lık algıları ile ilişkili olduğu düşünülen faktörlerin incelenmesi amacıyla yapıldı. Yöntem: Kesitsel nitelikte olan bu çalışma bir üniversite hastanesinde tedavi gören ve çalışmaya katılmayı kabul eden 600 hasta ile gerçekleştirildi. Veriler " Sağlık Algısı Ölçeği " ve ilgili literatürden yararlanılarak oluşturulan, sağlık algısını etki-lediği düşünülen değişkenleri içeren " Hasta Bilgi Formu " ile toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde ölçek puan ortalamaları, Kruskal Wallis ve Mann-Whitney U testleri kullanıldı ve anlamlılık düzeyi p<0,05 alındı.
Mu’tezile Ekolünü Belâgata Sevk Eden Muhtemel Faktörler
Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2021
Mu‘tezile ekolü, İslâmî fetih hareketi ile birlikte karşılaşılan farklı din ve kültürlere mensup insanların, itikâdî ve fikrî alanlarda İslam ve Müslümanlara yönelttikleri eleştirilere cevap verebilmek amacıyla büyük bir gayretin içerisine girmiştir. Bu bağlamda mu‘tezilî âlimler, naklî ve aklî deliller ışığında söz konusu insanların ortaya attıkları argümanları çürütmeye çalışmışlardır. Bu alanda birçok ilmi disiplinden yardım almaları yanında belâgattan da istifade etmişlerdir. Özellikle de ayetlerin yorumlanması hususunda Arap dilinden istifade ettikleri gibi belâgattan da yararlanmışlardır. Ayrıca söz konusu insanlarla yaptıkları cedel ve münâzalarda delillerin güçlü olmasına ehemmiyet verdikleri gibi hitabetin de kuvvetli olmasına önem vermişlerdir. Aynı zamanda beyân’ı etkili kullanarak muhataplarını etkilemeyi hedeflemişlerdir. Buna ilaveten Mu‘tezile ekolüne mensup bazı kelamcıların edip olmaları, bir hitabın nasıl olması gerektiği üzerine bir düşüncenin içerisine girmeleri ...
Migren tipi başağrısı olan olgularda kişilik özellikleri
Bu çalışmada epizodik ve kronik migren tanılı olguların kişilik özelliklerinin belirlenmesi ve eşlik eden depresyonun migren tipi başağrılarının kronikleşmesine etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Bir üniversite hastanesi Nöroloji Anabilim dalı başağrısı polikliniğinde takip ve tedavi edilmekte olan 18-60 yaş arası 31 kronik migren, 29 epizodik migren tipi başağrısı olan olgular ve 23 sağlıklı gönüllü çalışmaya alındı. Kişilik özelliklerini belirlemeye yönelik Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI) kullanıldı. Depresyon varlığını belirlemeye yönelik Beck Depresyon Ölçeği uygulandı. Bulgular: Hasta ve kontrol gruplarının yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, gelir düzeyi gibi sosyodemografik özellikleri arasında anlamlı farklılık yoktu. MMPI ile değerlendirilen kişilik özellikleri incelendiğinde hipokondriyazis, paranoya, histeri-konversiyon, depresyon ve hipomani puanlarının ortalamaları migren tipi başağrısı olan olgularda kronikleşme ile ilişkisiz olarak kontrol grubuna göre daha yüksek bulundu. Epizodik ve kronik migrenli olgularda kontrol grubuna göre depresyon birlikteliği istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksek bulundu. Tartışma: Migrenli olgularda kişilik özellikleri normal popülasyona göre farklılık göstermektedir. Migren olgularında yüksek oranda tespit edilen depresyon, epizodik migrenden kronik migrene dönüşüm sürecinin bir parçası olabilir.
lnternational Journal of Geography and Geography Education, 2021
Mekânın algılanması ve bilişsel süreçlerde bireysel özellikler, geçmiş deneyimler ve rutinleşmiş davranışlar önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmanın amacı bireylerin sosyo-ekonomik ve demografik özelliklerinin, mekânın algılanması ve mekânsal bilişin oluşumuna etkisini entegre analiz teknikleri ile ortaya çıkarmaktır. Çalışmada kullanılan veriler anketler aracılığı ile toplanmıştır. Çalışmanın evrenini Giresun Üniversitesi'nin Giresun şehrindeki birimlerinde eğitim-öğretim faaliyetlerine katılan öğrenciler oluşturmaktadır. Elde edilen veriler SPSS yazılımı ile hem betimsel hem de istatistiksel olarak analiz edilmiştir. Ortak kümeleme yöntemi kullanılarak bilişsel haritalar ArcGIS ortamına aktarılmıştır. Bilişsel haritalar üzerindeki etkisi istatistiksel olarak kanıtlanmış olan değişkenler CBS tabanlı bilişsel haritalara aktarılmıştır. Sonuç olarak bireylerin sosyo-ekonomik ve demografik özellikleri ile mekânsal algıları arasındaki ilişki tespit edilmiştir. Örneklem grubunda mekânsal deneyim süresi daha uzun olan grupların bilişsel haritalarındaki fenomen sayısı ve bilişsel haritalara ait detaylar daha az çıkmıştır. Deneyim süresi daha kısa olan gruplarda ise tersi bulgulara ulaşılmıştır. Metalaşmaya dayalı tüketim toplumunda mekânın da metalaştığı ve insanların bilişlerinde yer etme süresinin kısalarak hızla tükendiği sonucuna varılmıştır. Çalışmamız hem ortaya koyduğu sonuçlar hem de sonuçlara ulaşmak amacıyla kullanmış olduğu entegre analiz teknikleri ile literatüre katkı sunmayı hedeflemektedir.