Bir Klasik Olan Taberî'nin Kısa Sûreleri Tefsiri (original) (raw)
Related papers
Bir Klasik Olan Taberî'nin Kısa Sûreleri Tefsiri
İlahiyat Dergisi, 2021
Muhammed ibn Cerir et-Taberî, Hicri III. asırda Bağdat bölgesinde yetişmiş önemli âlimlerinden birisidir. Çok yönlü bir müktesebata sahip olan Taberî; tefsir, fıkıh ve tarih ilimlerine dair pek çok eser kaleme almıştır. Bu eserlerden birisi de Câmi'u'l-Beyân 'an Te'vîli Âyi'l-Kur'ân adlı tefsiridir. İlk üç dönemin tefsir anlayışını yansıtan bu eser hem tarih hem de kıraat ilmi açısından çok önemli bilgiler barındırmaktadır. Kısa sûreler gerek beş vakit namazlarda gerekse günlük hayatımızda her insan için büyük bir konuma sahiptir. Taberî'nin bu sûreleri hangi rivayetler ışığında yorumladığı makalenin konusunu teşkil etmektedir. Ayrıca müfessirin, ayetleri tefsir ederken benimsediği metot da kısa sûreler özelinde incelenmektedir. Taberî tefsirinde rivayet yöntemine uygun olarak nakillere oldukça fazla yer verilmektedir. Ancak Taberî, eserinde naklettiği rivayetlerin tamamını sıhhat açısından bir değerlendirmeye tâbi tutmamaktadır. Öte yandan bir rivayet tefsiri olmasına rağmen eserde dirayete de yer verilmektedir. Bu makalede kısa sûreler özelinde eserin olumlu ve olumsuz yönlerine işaret edilecek, aynı zamanda günümüz ilim ehli için önemi belirtilecektir.
İslâm Araştırmaları Dergisi
Taberî’nin (ö. 310/923) tefsir ilminin doğduğu, geliştiği ve ilmî hüviyetini kazandığı ilk üç asırdaki tefsir müktesebatını kritik ederek bir araya getirdiği Câmiu’l-beyân adlı ansiklopedik tefsiri, tefsir tarihinde vazgeçilmez bir yere sahiptir. Bu kıymetli eserin kaynaklarının tespitine yönelik Mesut Kaya’nın kaleme aldığı Taberî Tefsiri’nin Kaynakları adlı çalışma, tefsirin kaynak haritasını ortaya koyarak erken dönem tefsirine katkı sunan isimleri ve henüz keşfedilmeyen ya da günümüze ulaşmayan tefsir eserleriyle müelliflerini tanıma ve böylece tefsir ilminin gelişimini doğru bir şekilde değerlendirme imkânı sağlamaktadır. Kitap Taberî’nin başvurduğu kaynakların kahir ekseriyetinin şifahî değil yazılı olduğu tezine dayanmaktadır. Câmiu’l-beyân’ın yazılı kaynaklarının tespiti sayesinde tefsirin daha bidayette müstakil bir ilim olarak neşet edip geliştiği ve İslamî ilimler arasında en erken telif edilen eserlerin tefsir eserleri olduğu da açıklık kazanmakta ve bu cihetiyle eser, s...
2019
TABERI TEFSIRINDE HICRET Mustafa SOYCAN OZ Uludag Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Doktora Ogrencisi Resulullah’in Mekke’den Medine’ye hicreti Islam ve dunya tarihinde yeni bir donemin baslangici olmustur. Bu tarihi olaya hem Kur’ân-i Kerim, hem de siyer eserleri amaclari dogrultusunda yer vermisleridir. Klasik siyer eserleri hicreti daha cok kronolojik bir sekilde nakletmisler, neden ve nicinden ziyade nasil uzerinde yogunlasmislardir. Kur’ân-i Kerim, Resulullah’in hicretine kendine ozgu bir uslupla degisik sure ve âyetlerde dogrudan veya dolayli olarak yer vermistir. Kur’ân’da hicret oncesi gelismeler, hicretin nedenleri, hicret emri karsinda Muslumanlarin ve yakinlarinin tavri, Mekke musriklerinin tepkisi, hicret emrinin geregini yerine getiren Muslumanlarin temel vasiflari ve faziletleri, muhacirlere karsi ensarin fedakârligi ana hatlariyla yer almaktadir. Muhtevasi geregi bu âyetler sistematik bir sekilde Kur’ân’da yer almadigi icin âyetlerin konu butunlugunu olusturacak...
Mesut Kaya. Taberî Tefsiri’nin Kaynakları. İstanbul: İFAV, 2022, I. Baskı.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2022
Mesut Kaya’nın Taberî Tefsiri’nin Kaynakları adlı kitabı tefsir tarihinde dönüm noktası sayılabilecek bir eser olan Câmi‘u’l-beyân an te’vîli âyi’l-Kur’ân’ı konu edinmesi açısından önem arz etmektedir. Çünkü çağdaş tefsir tarihi yazıcılığında tefsir eserlerini ve ortaya çıktıları zemini muhtelif boyutlarıyla inceleyen araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yazıda sadece müstakil tefsirlere değil, çağdaş tefsirin problemleri ve klasik tefsir telifine dair çalışmalarıyla da tanınan Kaya’nın, tarih boyunca temel bir başvuru eseri olan İbn Cerîr et-Taberî’nin (ö. 310/923) Câmi‘u’l-beyân’ının kaynaklarını inceleyen çalışması değerlendirilecektir. --- Mesut Kaya's last book titled Taberî Tafsiri'nin Kaynakları is important in terms of dealing with Câmi'u'l-beyân an te'vîli âyi'l-Kur'an, a work that can be considered as a turning point in the history of tafsir. Because, in modern historiography of tafsir, there is a need for research that examines tafsir works and the ground on which they appeared from various dimensions. In this work, the study of Kaya, who is also known for his studies on classical tafsir writing, examining the sources of Ibn Cerîr et-Taberî's (d. 310/923) Câmi'u'l-beyân will be evaluated.
Tefsir-Siyer İlişkisi ve Taberî Örneği
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dergisi, 2019
Kur'ân, İslâmî ilimlere hem kaynaklık etmiş, hem de bu ilimlerle ilgili ilkeler, amaçlar tayin ederek çerçevesini belirlemiştir. Kur'ân'ın Hz. Peygamber'in örnekliğini nazara vermesi ve sîreti hakkında bazen tafsîlî, bazen de icmâlî bilgiler vermesi siyer ilminin ortaya çıkmasını netice vermiştir. Kur'ân'ın konuları kendine özgü bir üslupla sunması siyerle ilgili âyetlerin tespitinin yapılmasını zorlaştırmaktadır. Klasik siyer kitaplarında siyerle ilgili âyetlere konuların takdiminde daha çok bağdaştırma amaçlı olarak yer verilmiş, âyetin bağlamı ve manaya delâletini tespit etme çoğunlukla söz konusu olmamıştır. Siyer yazımında Kur'ân'dan yararlanmak için hem konuyla ilgili âyetlerin bağlamının hem de manaya delâletinin vuzuha kavuşturulması gerekiyor. Bu güçlüğü aşmak için tefsir ilminden yararlanmamız gerekmektedir. Siyer-tefsir ilişkisini ortaya koyma adına ilk dönem tefsirinin zirvesi diyebileceğimiz Taberî tefsirinin önemli bir yeri vardır. Taberî, Kur'ân'ın bütünlüğü, âyetin bağlamı, sahih hadis, icmâ, tarihi ve sosyal gerçeklik, tabii gerçekler, akli gerçekler, Arapça'nın temel özellikleri, zâhir anlam, nesh gibi birtakım ilkelere başvurarak siyer-tefsir ilişkisini tespit etmeye çalışmıştır.
Tefsîrü’l-Menâr’da Klasik Tefsirlere Yönelik Eleştiriler
Kocatepe İslami İlimler Dergisi, 2024
İslâm dünyası, ilk beş asırdan sonra diğer medeniyetlere kıyasla ilmî ve fikrî olarak önemli ve ciddi bir gelişme gösterememiştir. Bu durum, 19. yüzyıldan itibaren Batı’nın askerî ve kültürel baskılarının da etkisi ile Müslüman aydınlar tarafından ciddi şekilde sorgulanmıştır. Tefsir ilmi özelinde başlayan sorgulamalarda Mısırlı âlimlerden Muhammed Abduh (1849-1905) ve öğrencisi Reşîd Rızâ’nın (1865-1935) kaleme aldıkları Tefsîrü’l-Menâr adlı eserde Kur’an’ın toplum üzerinde ilk asırlardaki gibi etkili olamaması hakkındaki düşüncelerini ortaya koydukları görülmektedir. Bu bağlamda çalışmamızın araştırma sorusu şudur: “Menâr yazarlarına göre Kur’an’ı tefsir etmenin temel hedefi nedir ve onun Müslümanlara bir hidayet rehberi olmasının önünde engel olarak kabul edilebilecek tefsir yöntemleri nelerdir?” Bu noktada Tefsîrü’l-Menâr yazarları, sorunun temel nedeninin Kur’an’ın hidayet ve irşat temelli ana hedefinin gözden kaçırılması olduğunu savunmuşlardır. Müfessirlerin Kur’an’ı tefsir ederken bu ana hedeften saptıran yöntemler kullanmalarının Müslümanları Kur’an’dan ve dolayısıyla onun hidayet ve irşadından uzaklaştırdığını belirtmişlerdir. Araştırmamızda Tefsîrü’l-Menâr adlı eser, literatür taraması yöntemi kullanılarak incelenmiş, ortaya koydukları eleştiriler tespit edilmiş ve her bir eleştiri için yeteri kadar örnek verilerek konu hakkında değerlendirme yapılmıştır. Araştırmada tespit edilen bu eleştirilerden bazıları tefsir çevrelerince olumlu kabul edilmiş, bazıları hakkında ise aşırı ve hatalı olduğuna dair görüşler ortaya konulmuştur. Muhammed Abduh ve Reşîd Rızâ’nın, Tefsîrü’l-Menâr’da ortaya koydukları eleştirilere öncelikle kendilerinin uymaları beklenilir ise de bazen eleştirdikleri bu hususlara riayet etmedikleri görülmüştür. Bu durumun farkında olan Reşîd Rızâ, konuya dair açıklamalarda bulunarak kendilerini bir bakıma mazur göstermeye çalışmıştır. Elde edilen bulgulara göre Tefsîrü’l-Menâr’ın tefsirin ana hedefleri ve tefsirde kullanılması gereken yöntemler hakkındaki eleştirileri günümüzde de geçerliliğini korumakta olup bu konudaki araştırmalar ve tartışmalar hâlâ sürmektedir. Bu noktada gerek yaşadıkları toplumu gerekse daha sonraki nesilleri etkileyen bu iki müfessirin klasik tefsirlere yönelik ortaya koydukları eleştirilerini sistematik bir şekilde ortaya koymak önem arz etmektedir