Suud Selefi̇li̇ği̇ - Hadi̇s İlmi̇ Bağaminda Bi̇r Araştirma (original) (raw)
Related papers
Di̇n Eği̇ti̇mi̇ Açisindan Bi̇r Hadi̇s-İ Şeri̇fi̇n Göstergebi̇li̇m Yöntemi̇yle İncelenmesi̇
2017
Ozet Bu calismada bir hadis, dil ile ilgili icerigi, gostergebilimsel okuma yontemiyle soylem, anlati ve mantik-anlam yonlerinden cozumlenmistir. Kur’an-i Kerim’den sonra ikinci temel kaynak kabul edilen hadislerin gunumuzde bazi cevreler tarafindan olumsuz bir degerlendirmeye tabi tutulmasi ve hadislere olan guveni sarsici cabalar icinde olunmasi bu calismayi onemli hale getirmektedir. Bu ve benzeri calismalarla hadislerin ayetlerden sonra ikinci temel kaynak oldugu dusuncesi ve onlara olan guven, her turlu karalama ve olumsuz degerlendirmeye ragmen kiyamete kadar onemini ve varligini surdurecektir. Din Egitimi alaninda hadislerin kolay ve derinlemesine anlasilmasi ve anlatilmasi amaciyla guncel bilim dali olan gostergebilimden faydalanarak ortaya cikan bu calismada, bir hadis merkeze alinmis ve uzerinde calisilmistir. Hadis-i serifin farkli rivayetleri ile birlikte hadiste ismi gecen Hz. Peygamber (s.a.s) ve kullandigi beden dili, Abdullah b. Mes’ud, Akra’ b. Hâbis ve Uyeyn b. His...
KAVÂİD-İ FIKHİYYE BAĞLAMINDA SUYÛTİ’NİN EL-EŞBÂH VE’N-NEZÂİR İSİMLİ ESER
Akademik Platform İslami Araştırmalar Dergisi, 2022
Fıkıh ilminin olgunlaşmasıyla birlikte fıkhî miras, farklı bakış açılarıyla incelenmeye başlamıştır. Buna bağlı olarak da kavâid, fürûk, eşbâh ve'n-nezâir, tahrîcü'l-fürû 'ale'l-usûl, nevâzil, vâkıat gibi konuları ele alış tarzı, amaç ve işlevleri hem muhtevâ yönünden hem de teknik açıdan birbirinden farklı yazım türleri ortaya çıkmış ve zamanla kavâid düşüncesini ele alan zengin bir literatür meydana gelmiştir. Ortaya çıkan bu alt edebî türler, fıkıh ilminin dinamik yapısına işaret etmekle beraber, hükümlere ulaşmada büyük bir kolaylık sağlayarak fıkıh ilminin ilkesel yönünü göstermesi açısından büyük bir önemi haiz olduğu söylenebilir. Fer'î meseleler arasındaki benzerlik ve farklılıkları konu edinen eşbâh ve'n-nezâir ilmi de bu yazım türlerinden biridir. Fıkıh ilmi açısından Şâfiî fakihlerin öncülüğünde ortaya çıktığı bilinen "el-Eşbâh ve'n-Nezâir" isimli çalışmalar, kavâid düşüncesine yeni bir boyut kazandırarak fıkıh ilminin gelişimine katkı sunmuştur. Kavâid düşüncesine kazandırılan bu boyutun sınırlarını göstermesi açısından Celâleddin es-Suyuti'nin (v. 849-911/1445-1505) kaleme aldığı el-Eşbâh ve'n-nezâir isimli eserinin incelenmesi, son derece önemlidir. Bu çalışmada fıkıh ilmi açısından el-Eşbâh ve'n-nezâir geleneği hakkında özet bilgilere yer verilip Suyuti'nin eseri teknik ve muhteva açısından incelenecektir. Ardından Suyuti'nin eserinin kavâid düşüncesinde edindiği konum hakkında değerlendirmelerde bulunulacaktır.
Ki̇tâbü’L-Edeb Hadi̇sleri̇ni̇n Muhtevâsi Bağlaminda Fütüvvet
2019
Edep, yazili olmayan kurallara dayali dini ve sosyal bir kontrol yontemidir. Futuvvet aklin ve kalbin birlikte egitilmesidir. Edep ve futuvvet, kisiye “aktif ve ozgun dindarlik” kazandirmaktadir. Kitâbu’l- edeb hadisleri insanin “kendini olumlu yonde degistirmesi” ile ilgilenir. Kendisine, ailesine ve icinde yasadigi topluma karsi sorumlu insan futuvvetin de hedefidir. Futuvvet, edebi yasamak, eline, diline beline sahip deger ureten ve deger tasiyan insan olmaktir. Edep ile ilgili hadisler icten disa dogru olumlu yonde degisimi getirmektedir. Kendini olumlu yonde degistirmeyi hedeflemek, ayricalik ve statu pesinde kosmamayi da gerektirir. Insana ayricalik sunmayan, insani tabii haliyle ele alip kemâle erdirmeyi amac edinen egitim anlayisi futuvvettir. Bireysel dindarlasma, sosyal dindarlasmanin yerine ikame edilmemelidir. Degerler egitimini bir amaci da sosyal dindarlasma olmalidir. Anahtar Sozcukler: Futuvvet, Hadis, Dini Sosyallesme, Deger Egitimi, Egitsel Otorite
ISLAH VE CİHAD ARASINDA SURİYE SELEFİLİĞİ
Selefi düşünce, en basit tanımıyla Peygamber devrindeki dini hayatın sahabeler ve teselsülen devam eden ardılları tarafından tevarüs edilerek câri kılınmaya çalışılmasıdır. Bu düşünce temelde Kur'an ve hadise istinat etmektedir. Akla dini meselelerde hüküm üretecek bir kaynak olarak bakılmamış olmakla beraber rey ve içtihat usulü bütünüyle reddedilmiş değildir. Kur'an âyetlerini ve hadisleri anlamlandırmada kullandıkları yöntem, mutedil Sünnilikle selefilik arasındaki farkları ortaya çıkaran temel faktördür. Kur'an âyetlerini literal bir perspektifle okuyan bu düşüncenin mensupları, dini tarihsel bağlamından kopuk bir şekilde anlamlandırmakta ve İslâm'ın dinamik vechesi tarafından üretilen ve zamanın ihtiyaçlarını karşılamaya matuf birikim ve mirasını reddetmektedirler. Müslümanlığın esaslarını izah çabasında Kur'an âyetleriyle ve onlara göre Kur'anî çerçeve olarak teessüs eden diğer Kurânî yollarla iktifa edilir ve aklî, mantıkî aparatlara müracaat edilmez. 190 Selef ifadesi, ıstılahi karşılığından bağımsız olarak önce geleni ifade eden Arapça bir kelimedir. Bu ifadenin teolojik bir çerçeveye oturması ve düşünsel bir topluluğu ya da dini anlama metodunu karşılayan ıstılahî bir anlam kazanması tarihsel süreç içinde gerçekleşmiştir. Bu düşüncenin temel referansı; Hz. Peygamber'in, sahabelerinin ve onları takip edenlerin en hayırlı insanlar olduğunu ifade eden bir hadistir. Selefist düşünce veya Hz. Peygamber ve onun sahabelerinin dönemini yaşanmış en mükemmel devre olarak tanımlamak hususiyeti, neredeyse Hz. Peygamber'in vefatıyla başlamıştır. Onun vefatından sonra iktidara gelen dört halifeden bazıları Hz. Peygamber'in uygulamalarına sadık kalmamak ve onun yolundan uzaklaşmakla itham edilmiş hatta tekfir edilmişlerdir. Ana akım düşünceler tarafından kolaylıkla marjinalleştirilen bazı istisnai gruplar dışında bütün * Araş. Gör., Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Tarih Bölümü.
HAFIZ EBÛ TÂHİR es-SİLEFÎ VE HADİS KÜLTÜRÜNDEKİ YERİ
2008
Özet Ebû Tahir es-Silefî 472-475 yılları arasında İsfahan'da dogmus, İslamî disiplinlerinpek çogunda ileri düzeyde ilim sahibi olmasına karsın hadis alanında temayüz etmistir. Buçalısma klasik dönemde yasamıs bu önemli hadis alimini ve onun hadis kültüründeki yerinikonu almaktadır. ...
2020
Klasik Türk edebiyatı sahasında üretilmiş metinler ve onların şairleriyle ilgili değerlendirmelerin ne ifade ettiği ve bu değerlendirmelerin modern eleştiri geleneği içerisindeki karşılığı hep merak edilmiştir. Geleneğin dayandığı kültür dünyasının zayıflamasıyla birlikte kullanılan değerlendirme ifadelerinin anlamları da muğlak kalmış, birtakım karinelerle bu kavramlar izah edilmeye çalışılmıştır. Öte yandan bu kavramların neyi ifade ettiğini tespit etmek üzere başvurulan sözlükler ise bunların pek çoğunun bu kavramların kullanıldığı metinlerin üretildiği dönemlerden çok sonraları oluşturulmaları sebebiyle bu hususlara cevap vermekten uzaktır. Burada asıl önemli olan günümüzde bu kavramların ne anlama geldiğinden ziyade devirlerinde bunların ne ifade ettiğidir. Saha araştırmacılarının kanaatine göre bu metinler ve bu metinlerde kullanılan kavramlar yine bu metinlerin rehberliğinde anlaşılabilecektir. Bu çalışmada, Gelibolulu Âlî'nin Sübhatü'l-irfân adıyla bilinen kasidesinin bazı beyitleri ile ilgili olarak bir mecmuada yer alan edebî tenkit niteliği taşıyan birtakım kavramlar ve şairin çağdaşı olan Bâkî ve Nev'î'nin Gelibolulu Âlî ve şiiri hakkındaki düşünceleri üzerinde durularak bu değerlendirmelerin işaret ettiği beyitler tespit edilmiştir. Çalışma neticesinde kasidenin 18 beyti hakkında kullanılan bu nitelemelerin de tezkirelerde dile getirilenlerden farklı olmadığı; bunların genellikle somut delillerden ziyade mürettibin öznel düşüncelerine dayandığı görülmüştür. Ayrıca Sübhatü'l-irfân'ın şairiyle çağdaş olan Bâkî ve Nev'î'nin Âlî ve şiiri hakkındaki düşünceleri edebiyat tarihine cüz'i de olsa katkı sağlayacaktır.
Hadikatü'L-Vüzerâ Üzeri̇ne Bi̇r İnceleme
OTAM(Ankara, 2003
Bu çalışmada, Osmanlı Devleti'nin yaklaşık ilk beşyüz yıllık bir döneminde görev yapmış sadrazamların hayat hikayelerini içeren, alanında önemli bir kaynak olan ve bilebildiğimiz kadarıyla bugüne kadar iyi bir araştırma konusu yapılmamış bir~ser; Osmanzade Ahmed Ta'ib'in "Hadikatü'l-Vüzera" adlı kitabı incelenmiştir.