MISIR SARRAFI ARTİN (?-1790) (original) (raw)

ESKİ MISIR'IN TARİHİ COĞRAFYASI

Tarihi coğrafya kendi içerisinde birçok bölümlere ayrılsa da milletler üzerindeki etkisi oldukça önemlidir. Antik Mısır Tarihi Coğrafyasını etkileyen unsurlar ve bu unsurların tarihi süreçler içindeki durumu oldukça mühimdir. İnanç tarih coğrafyası ve bu süreçle birlikte gelişen dini inançlar geniş bir yer tutmaktadır. Yerleşim alanlarından, inanç kültelerine; mezar mimarisinden, idari yönetimlere kadar her türlü uygulama tarihi coğrafyanın birer konuları olmuşlardır.

SIRP İSYANI (1804-1817)

Article

Ozan Topal  ÖZET Yakın Çağ tarihinde Balkanlar'da, Osmanlı Devleti'nin yıkılışında önemli rol oynayan meselelerinden biri de 1804 tarihinde meydana gelen Sırp isyanı idi. Sırp isyanı, Sırplar üzerinde baskı oluşturan ve Semendire sancağını eline geçiren "Dayılar" olarak adlandırılan yeniçerilere karşı çıktı. İsyan ilk zamanlarında yerel boyutta gerçekleşti. Bu noktada Osmanlı hükümeti, çıkan isyanı dayıların kurdukları otoriteyi bertaraf etmek için fırsat olarak görerek destekledi. Müslümanlar da Sırplara destek verdi. Fakat isyan kısa bir zaman zarfında yerel boyuttan çıkarak ulusal boyutta bir sorun haline geldi. Müslümanların da ilk noktada destekledikleri bu isyan onların çekilmesi ile beraber Sırp reayanın isyanı şekline geldi. Bu çalışmada Sırp isyanının 1817'ye kadar olan dönemine değinilecektir.

XIX. YÜZYIL MUTASAVVIF ŞAİRLERİNDEN AYINTABLI SIRRÎ ve DİVANI

2010

This study is about sophist poet Sirri Bidâri and his Diwan. He lived in Gaziantep in the XIX. century and no significant scientific research has been made about him so far. In the current study, in the first part his life and structural and stylistic properties of his Diwan are examined. Examples of his poems in which he expresses his feelings and thoughts are analyzed.

"MÜSTAKİL KIRIM HANLIĞI" (1772-1783)

2019

Bu çalışma, Kırım Hanlığı’nın 18. yüzyıl boyunca Osmanlı-Rus Savaşları’ndaki konumunu ve Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan sonra bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmeye çalışmasını incelemeyi amaçlamaktadır. Kırım Hanlığı her zaman Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya karşı yanında olmuştu. Rusya İmparatorluğu ise güneyinde sınırlarını tehdit eden bir devletin varlığını istememekteydi. Bu amaçla Çariçe II. Yekaterina önce Şahin Geray ile Kırım Hanlığı’nın bağımsız bir devlet olması konusunda anlaşmıştı. Nitekim Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan sonra Kırım Hanlığı bağımsız bir devlet oldu. Şahin Geray, 1777’de Kırım tahtına geçtiğinde merkezî otoritesi güçlü ve düzenli bir orduya sahip bir Kırım Hanlığı için reform çalışmalarına başlamıştır. Fakat bu reform çalışmaları Kırım ahalisi tarafından benimsenmemiş ve çıkan isyanlar sonucunda 1782’de Şahin Geray Han Kırım’ı terk etmek zorunda kalmıştır. Böylece Rus ordusu Kırım’a girerek hâkimiyetini sağlamış ve 19 Nisan 1783 tarihinde Kırım, Rusya İmparatorluğu tarafından ilhak edilmiştir.

XVII. Yüzyılda Bir Osmanlı Paşasının Masraf Bilançosu

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, 2003

Due to social changes in the Ottoman State, the structure of it also changed in various periods. Timar system , the foundation of state in the XVIth century, also called the classic era, was replaced by the İltizam system in the XVIIth century. Therefore the changed in the administrative structure caused also a change in the social structure. Because of this new order the importance of the states system is stressed, so the status of a general governor in the XVIIth century is taken to hand. The biograph of a general-governor promoted to a post in Erzurum in 1682, his servants and his social-economic condition was compared on the Pasha’s own balance sheet with that of the periods’. As a result information about the social order of the Ottoman State in the XVIIth century was gathered

-15 YÜZYIL ERKEN DÖNEM OSMANLI TARİHİNDE BİR SARAY ŞEHRİ DİMETOKA

14.-15. YÜZYIL ERKEN DÖNEM OSMANLI TARİHİNDE BİR SARAY ŞEHRİ: DİMETOKA, 2017

Studies focusing on the history of the foundation era of the Ottoman Empire are ongoing. The challenge of the studies lays in the insufficiency of the documentation pertaining to this period. Researches on the 14th and 15th century of the State have still not reached to a satisfactory level. Due to the fact that the researches targeting to shed a light specifically on the foundation have focused primarily on Anatolia and ignored the Balkans for a long while, in a sense, a thorough analysis of the period was delayed. As the number of researches across the Balkans increased, new information on the Ottoman State system emerged. These studies cluster around the cadastral record books, foundation certificates and charters, architectural works and especially on imarets- zawiyas. This study offers an analysis concentrating on Didymoteicho (Dimetoka), a city laying km. south of Edirne, in Greece. Following a general outlook of the theses on the foundation of the Ottoman State, the study offers a collection of the data on the state structuring of the 14th and 15th centuries, with reference to official documents. The topographical structure of the city, situated at the delta connection of River Meric (Evros) to Kızıldeliçay (Erythropotamos), and its fertile lands enabling settlement outside the citadel turned Didymoteicho into an important center, which was used as a capital city for a while both by Byzantine and Ottoman thrones. The fact that Didymoteicho is the town where Seyyid Ali Sultan founded his dervish lodge and that the town eventually evolved into one of the top five Bektashi centers prompted me to focus on Didymoteicho in this dissertation. I have tried to infer on the establishment and formation dynamics of the State, with regard to and Seyyid Ali Sultan’s lodge and Celebi Sultan Mehmet (Mehmet I) Mosque, ordered by Sultan Bayezid I in Didymoteicho, a palatial town, which stood as a significant Bektashi center and a part of the imperial lands.

MISIR PİRAMİTLERİ NASIL İNŞA EDİLDİ?

Mısır piramitlerinin nasıl inşa edildiği konusu hala gizemini korumakta, konuyla ilgili birçok varsayımlar yapılmaktadır. Kimilerine göre Mısırlılar piramitlerini yaparken olağanüstü teknolojik yöntemler ve matematiksel yöntemler kullanmışlardır. Ancak Mısır tarihi incelendiğinde Mısırlıların bu yapıları yaparken olağan üstü yöntemler kullanmadıkları anlaşılmıştır. Peki, bu muazzam yapılar yapılırken nasıl bir teknik kullanıldı ve bunların yapımındaki amaç neydi? Mısır teknolojisi büyük ölçüde Nil nehri tarafından belirlenmiştir. Sulama, hendek ve kanalların inşası, sel sularının denetlenmesi ve kullanılması en önemli mühendislik işleriydi ve bu teknikler devlet tarafından düzenleniyor ve yürütülüyordu. Devlet ise din adamlarıyla yakın ilişki içerisindeydi. Böyle olunca Mısır'da din örgütlenmesi ile denetlenebilen piramitler, dikili taşlar (obeliskler) gibi bir takım büyük yapılar ortaya çıktı. Eski Mısırlılardan günümüze kalan mimarlık alanındaki eserler dikkat çekicidir. Bunlar arasında yüksekliği 150 metreye ulaşan piramitler, boyları 30 metreyi aşan dikili taşlar yer alır.

II. Mustafa Dönemi’ne ait 1701 Tarihli Bir Masraf Defteri’nin Değerlendirilmesi

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2020

Büşra BULUT  Öz Masraf Defterleri, Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi'nde müteferrik defterler fonunda bulunmaktadır. Bu defterler içeriği bakımından oldukça önemli bir yere sahiptir. Nitekim Masraf Defterlerinin incelenmesi ile söz konusu bölgenin yanı sıra defterin tutulduğu döneme ait fiyat tarihi, halkın gelir düzeyi ve tüketim alışkanlıklarına dair birçok bilgiye ulaşılabilmektedir. Yine bu defterler sayesinde elçilerin ağırlanması, sefere gidiş masrafı ya da askeri sınıfın maaşlarının dağıtılması gibi harcamaları da tespit etmek mümkündür. Osmanlı Devleti'nde Masraf Defterleri serisinin içeriği incelendiğinde bu harcamalara ek olarak saray harcamalarından, askeri harcamalara ve bazı kişisel harcamalara kadar birçok kalemde masraf dökümüne erişmek mümkündür. Çalışma konunun bu önemine binaen kaleme alınmış olup, araştırmada 1701 tarihli bir masraf defteri incelenmiştir. İlgili defter Sultan II. Mustafa'nın ailesiyle birlikte İstanbul'dan Edirne'ye gidişinin yol masrafı ve 1701 yılına ait olan giderleri ele almaktadır. Temel amaç; 1701 tarihli Masraf Defteri incelenerek II. Mustafa'nın İstanbul'dan Edirne'ye giderken harcanan yol masrafı ve ihtiyaç duyulan malzeme ve tedarik unsurlarının tespitini yapmaktır. Çalışmada ilgili tespit ve değerlendirmeler için 1701 tarihli Masraf Defterinin transkripsiyonu ve II. Mustafa dönemi Osmanlı Devleti'ni ele alan eserlerden istifade edilmek suretiyle kavramsal bir çerçeve oluşturulmuştur. Bu minvalde 1701 tarihli defterdeki masraf dökümüyle ilgili genelden özele bir değerlendirme yapılmıştır. Nitekim söz konusu defterde yalnızca taşınma masraflarının değil döneme ait pek çok giderin kalem kalem kaydının tutulduğu görülmüştür.

MISIR'IN HÂKİMİYETİ İÇİN VERİLEN MÜCADELELER (1161‐1169)

yılları arasında Mısır'ın hâkimiyeti için verilen mücadele, sonuçları itibariyle Haçlı Seferleri tarihinde önemli ve kritik bir dönemi oluşturmaktadır. Haçlıların, Fâtımîlerin, Zengîlerin ve Eyyûbî ailesinin tarihini derinden etkileyen bu mücadele, ilk ikisi için menfi sonuçlanırken son ikisinden özellikle Eyyûbî ailesinin yıldızını parlatmış ve Selâhaddîn Eyyûbî gibi bir kahramanı Türk-İslam dünyasına kazandırmıştır. Bu ge-lişmelerden en büyük zararı gören Fâtımîler kısa bir süre sonra tarihten silinirken; iki ateş arasında kalan Haçlılar yayılmacı siyasetlerinden vazgeçerek savunmaya çekilmek zo-runda kalmış; Zengîler ve Eyyûbîler ise İslam dünyasının lideri olarak Haçlılara karşı inisiyatifi ele almışlardır. Bu çalışmada, mezkûr tarihler arasında düzenlenen ve Nûreddîn Mahmûd'un hâkimiyetiyle sonuçlanan Mısır seferleri incelenmiştir. Abstract The struggle for the domination of Egypt between 1161-1169, constitutes an important and critical period in the history of the Crusades because of its results. While this struggle, which had a profound effect on the history of the Crusaders, Fâtimids, Zengids and the Ayyûbid dynasty, resulted adversely for the first two, it made the last two, the Ayyubid dynasty in particular become a shining star and brought a hero named Selâhaddîn Eyyûbî into the Turkish-Islamic world. While Fatimids who suffered from the greatest damage because of these developments vanished from history shortly afterwards; the Crusaders who were caught between two fires had to give up their expansionist policies and to retreat to defense; the Zangids and the Ayyubids took the initiative  Bu makale, yazarın 2015 yılında Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde hazırladığı Fâtımî-Haçlı İlişkileri (1098-1171) başlıklı doktora tezinden üretilmiştir. 

GALATA'DA ERMENİ SARRAFLAR VE KREDİ İLİŞKİLERİ (1700-1720)

Tarih Dergisi, 2016

Öz Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışının ekonomik boyutu üzerine yazılan eserlerde sarrafların oynadığı rol çoğu kez menfidir. Bu bakımdan bu meslek dalının hangi şartlarda ve nasıl geliştiğini açıklamak önemlidir. Sarrafların XVIII. yüzyıl başlarındaki vaziyetini ele alan bu çalışma, kredi ilişkileri üzerinden sarrafların Osmanlı toplumu içerisindeki yerini belirlemeye çalışmaktadır. Sarrafların neredeyse tamamının Osmanlı Ermenileri olması konuyu daha ilginç hale getirmektedir. Osmanlı idaresinin parasal işlemlerin fazla olduğu ve faizin yaygın olarak kullanıldığı bu meslek kolunda Ermenileri ikame etmesi bilinçli bir tercih gibi durmaktadır. Ayrıca sarrafların ancak sarraflar gediğine bağlı olarak faaliyette bulunması onların kontrolünün sağlanmasında önemli bir rol oynamaktaydı. Böylece Galata’da Ermeni sarrafların kredi ilişkilerini ele alan bu çalışma, hem Osmanlı’da sarraflığın kökenlerine dair bilgi vermekte, hem de kredi işlemlerinin hukukî ve iktisadî yapısı hakkındaki bulguları ortaya koymaktadır. Anahtar Kelimeler: Galata, sarraf, Ermeni, kredi, kredi hukuku. Abstract ARMENIAN SARRAFS AND THEIR CREDIT RELATIONS IN GALATA (1700-1720) The role of sarrafs is often viewed negatively in studies on the economic aspects of the Ottoman decline. For this reason, it is important to explain the circumstances under which this profession developed. This study, which focuses on the condition of sarrafs at the beginning of the 18th century, tries to determine the position of sarrafs in Ottoman society in terms of credit relations. Making the issue more interesting is the fact that most of the sarrafs were Ottoman Armenians. It seems that the Ottoman administration chose Armenians for this profession on purpose, which has an intense money procedure and pay interest. Furthermore, it had an important role that sarrafs were only depended on sarrafs concession (gedik) to provide their control. This study, which examines credit relations, provides information about the roots of the sarraf institution in the Ottoman Empire. It also provides findings regarding the financial and judicial structure of the credit procedure. Key Words: Galata, sarraf, Armenian, credit, credit law.

GİRİT MUHACİRLERİNİN TİRE KAZASINDA İSKÂNI (1898-1908)

Uluslararası Küçük Menderes Araştırmaları ve Tire Tarihi Sempozyumu Bildiriler, 2018

Osmanlı Devleti, Tire Kazası, Göç, Girit Muhacirleri, İskân Ottoman State, District of Tire, Migration, Cretan Emigrants, Resettlement

SINOP SEHIR MERKEZI DEMOGRAFISI UZERINE BIR INCELEME 1836

Nüfus defterleri Osmanlı'nın son dönem demografik yapısının belirlenmesi bakımından kullanılacak temel kaynaklar arasında yer alırlar. Defterlerde kayıtlı olan veriler, Osmanlı nüfusunu çeşitli yönleriyle ele alma imkânı sunar Nüfus defterlerinden hareketle doğumölüm oranları, mahalleler ve şehirlerarası hareketliliği inceleme olanağı vardır. Sadece sayım yapılan ilin nüfusunu içeren nüfus defterleri üzerinde yapılacak daha geniş kapsamlı çalışmalarla Osmanlı Devleti'nin 19. yüzyıl şehirlerinin yaklaşık nüfus verilerine ulaşılabilir. Ayrıca belirlenen nüfusun sosyal ve ekonomik durumlarına dair tespitler elde edilebilir. Bu çalışmada 19. yüzyılda Sinop şehir merkezindeki Müslüman ve gayrimüslim halkın demografik yapısıyla birlikte sosyal ve ekonomik durumunu ortaya koymak amaçlanmıştır. Çalışmada mahallelerdeki kişilerin isim, aile ismi, meslek durumları, nüfusun yaşlara göre dağılımları gibi konular ele alınmıştır. Ayrıca nüfusun şehir dışı ve şehir içi hareketliliği incelenmiştir. Bunlara ek olarak Sinop Kalesi topçu neferlerinin de yazıldığı bu defterde bunların genel nüfus içindeki oranlarına değinilmiştir. İncelediğimiz dönemlerde Sinop'ta Müslümanlar ve gayrimüslimler bir arada yaşamakta olup tipik bir Osmanlı liman şehri görünümünü yansıtmaktadır. Sinop şehir merkezindeki nüfus üzerine yapılan bu çalışmada kaynak

-1663 (H. 1073) TARİHLİ 350 NUMARALI HARPUT ŞER'İYYE

Şer'iyye sicilleri, Osmanlı tarihinin en önemli kaynaklarından birisidir. Zira siciller, ait oldukları bölge hakkında siyasi, idari, askeri, iktisadi, hukuki, dini ve kültürel açıdan oldukça değerli bilgiler içermektedir. Osmanlı Devleti'nde merkez ile taşrada yaşayan insanların hukuki ilişkilerini yansıtan şer'iyye sicilleri, özellikle sosyal ve yerel tarih araştırmacıların temel başvuru kaynaklarındandır. Şer'iyye sicilleri, ait oldukları dönem ve yer hakkında önemli bilgilere sahip olmasından dolayı, şeriyye sicillerinin tanıtımı ve fihrist çalışmalarının yapılması, özellikle yerel tarih açısından büyük bir önem arz etmektedir. Söz konusu çalışmalara küçük bir katkı sağlaması amaçlanan bu makalede, Harput Kazası'nın 1662-1663 tarihli 350 numaralı şer'iyye sicillinin tanıtımı ve fihrist çalışması yapılmıştır.