Zonguldak Kömür Endüstrisinin Şehir Üzerindeki Etkisi (original) (raw)
2021, Zonguldak ve Kömür-1: Zonguldak’ta Kömür Endüstrisinin Halk Sağlığı ve Çevre Üzerindeki Etkisinin Analizi
Kömürlü termik santraller, faaliyetleri esnasında hava kirliliği, su kirliliği, toprak kirliliği, yüksek miktarda atık oluşumu, aşırı su tüketimi, cıva emisyonu, termal kirlilik, sera gazı emisyonları gibi birçok nedenle çevre kalitesine ve iklime zarar vermektedir. Fosil yakıtlardan enerji üretimi, hava kirliliğinin ve iklim değişikliğine neden olan sera gazlarının en önemli nedenlerindendir. Türkiye sera gazı emisyonlarının yaklaşık dörtte biri kömürlü termik santrallerden ortaya çıkmaktadır. AB’nin sera gazı azaltım hedeflerini güncellemesi ve birçok ülkenin 2050 yılında karbon-nötr olma hedefi belirlemesi, hedefin gerçekleştirilmesi için kömürlü termik santrallerin kapatılmasını zorunlu kılmaktadır. Zonguldak ilinde kömür endüstrisi ve termik santraller nedeniyle öteden beri büyük zorluklar yaşanmaktadır. Maden işçileri maden kazalarında can kayıpları, yaralanma, olumsuz çalışma koşulları nedeniyle erken yaşta birçok hastalıkla karşı karşıya kalma ve yaşam süresinin kısalması gibi çok önemli risklerle yaşamaktadır. Zonguldak’ta hava kirliliği partikül madde konsantrasyonu açısından limit değerlerin üzerindedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından sürdürülen hava kalitesi ölçümleri ve TÜİK tarafından hesaplanan sera gazı emisyon envanteri hem Zonguldak’ta hem de tüm ülkede enerji dönüşümünün gerekliliğini ortaya koymaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ulusal Hava Kalite İzleme Ağı’ndan elde edilen valide edilmiş 2019 ve 2020 yılı PM10 verileri ile yapılan analizlerde, özellikle termik santrale yakın konumlanmış olan Cumayanı ve Kuzyaka ölçüm istasyonu sonuçlarının 2019 ve 2020 yıllarında, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), AB ve Türkiye Mevzuatına göre belirlenmiş olan günlük ortalama maksimum 50 µg/m3 çok kez aştığı ve DSÖ tarafından belirlenen yıllık ortalama 20 µg/m3 limitinin iki katından daha fazla olduğu, AB ve Türkiye Mevzuatında kabul edilen 40 µg/m3 yıllık ortalama limitinin üstünde olduğu görülmektedir. PM2.5 verileri ile yapılan analizlerde, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği saatlik ortalama maksimum 25 µg/ m3 limitinin çok kez aşıldığı ve yıllık ortalama maksimum 10 µg/m3 limitinin, 2019 yılında neredeyse 3 katına ulaşıldığı, 2020’de ise iki katından daha yüksek olduğu görülmektedir. PM2.5 saç telinden oldukça ince bir partikül olması nedeniyle solunumla akciğerlere giderek doğrudan kana karışabilmektedir. Bu nedenle sağlık açısından oldukça risklidir. Buna rağmen ülke mevzuatında PM2.5 için herhangi bir limit değer bulunmamaktadır. DSÖ yıllık ortalama limit değeri 10 µg/m3 iken AB limit değeri 25 µg/ m3 tir. Türkiye’de de çevre ve halk sağlığını korumak için en kısa zamanda limit değer belirlenmesi gerekmektedir. Zonguldak’ta yaşayan halkın sağlığı ve ekosistem bütünlüğü açısından kömür madenciliği ve kömürden enerji elde edilmesi önemli bir tehdit unsurudur. Tüm ülkede enerji güvenliğinin sağlanması, yeni istihdam alanlarının yaratılması, yeni yatırımların teşvik edilmesi, iklimin korunması, hava kalitesinin korunması, suyun korunması, temiz enerjiye erişimin sağlanması ve halk sağlığının korunması gibi önemli faydalar sağlayacak olan enerji dönüşümünün gerçekleştirilmesi kritik önemdedir. Hem Zonguldak’ta hem de tüm Türkiye’de bu enerji dönüşümünün en önemli adımı, kömürlü termik santrallerin belirli bir plan dahilinde devreden çıkarılması ve kömürden elektrik üretiminin de yine belirli bir plan dahilinde sonlandırılmasıdır.